Etiket: Hayvan

  • “Elbistan’ın köylerinde milletin hayvanı kalmadı”

    “Elbistan’ın köylerinde milletin hayvanı kalmadı”

    Tarım ve Orman Bakanlığı, 9 Mart 2023 tarihinde Türkiye’de ilk SAT-2 serotipi şap hastalığı görüldüğünü açıklamış, ŞAP hastalığına karşı üretilen aşıların hayvanlara uygulanmaya başlandığını duyurmuştu.

    Bölgede şap hastalığının yeni bir türü olan SAT-2 serotipine karşı aşılamalar yapıldı ancak yakın zamanda Türkiye’nin deprem ve diğer bölgelerindeki üreticiler, şap hastalığından dolayı hayvan ölümleri dillendirmeye başladı.

    “ÜÇ HAYVANIM ÖLDÜ ŞAP HASTALIĞINDAN, TARIM BAKANIM BİZE ULAŞSIN”

    Kahranmaraş’ın Elbistan ilçesinden çiftçi Hakan Demirel 3 hayvanının hastalıktan dolayı öldüğünü belirterek, Tarım ve Orman Bakanı’na çağrı yaptı:

    “3 hayvanımız öldü tabaktan (şap hastalığının halk dilinde kullanımı). Hayvanlarım yaş itibarıyla 7-8 aylık olduğu için direnci yüksek olmadığından kaldırmıyor, ölüyorlar. Üçünün durumu ağır biri de ölmek üzere. Tarım Bakanım bize ulaşın. Deprem bölgesindeyiz zaten, yapacak bir şey yok, esnaflık da yapamıyoruz. 25-30 hayvan aldık. ‘Büyütelim bu işi devam ettirelim çocuğumuzun rızkını buradan kazanalım’ diye yurtdışından gelen hayvanlardan mı neyden anlamadım bu virüs bulaştı. Tabak aşısını (şap aşısı) vurdum, çiçek aşılarını vurdum SAT-2 aşılarını durdum. Onun peşine 3 hayvanım öldü. Ne yapalım, yardımcı olun? Elbistan’ın köylerinde milletin hayvanı kalmadı. Durum vahimleşti buna el atın. Bu zararları bir şekilde karşılayın. Yoksa bu işin altından kalkamayacağız, iflas edeceğiz. İlaç paralarından da geçtim hayvanlarımın ölmesi bizi psikolojik olarak bitiriyor. Bu duruma el atın, yardımcı olun. Yapacak bir şeyimiz kalmadı.”

    “SAT-2 AŞISINI BAZI ÜRETİCİLER YAPTIRMAMIŞ OLABİLİR”

    Veteriner Hekimler Derneği Başkanı Gülay Ertürk ise konuya ilişkin ANKA Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada şunları söyledi:

    “Salgın şekilde şap hastalığı söz konusu değil. Münferit vakaların çıkması çok doğal. Hiçbir aşının koruyuculuğu yok. Hayvanın bağışıklık sistemine kadar aşı korumamış olabilir. Ben de arada bir duyuyorum ve şuna bağlıyorum. SAT-2 yeni çıkan şapın türü bir buna karşı yapılan aşı var. Bir de her sene şapa karşı yapılan aşı vardı. Bu yapıldı. Şap virüsünün SAT-2 alt türü buna karşı ikinci kez hayvanlar aşılandı. Bu aşıyı bazı üreticiler yaptırmamış olabilir. Şu anda Şap hastalığı genel olarak yaygın bir şekilde yok.”

    “DEPREM BÖLGELERİNDE YÜZDE YÜZ AŞILAMA YAPILAMADI”

    Ertürk, deprem bölgesinde hastalığın görülmesinin nedenlerini ise şöyle açıkladı:

    “Deprem bölgesinde görev yapan arkadaşlarımızın bir kısmı vefat etti. Diğer kısmının evleri dağıldı, göç etmek zorunda kaldılar. Fiziksel ve psikolojik olarak görevlerini yapamadılar. Bakanlık diğer illerden her bölgeye gönüllü veteriner hekim yolladı.  10-15 günlüğüne deprem bölgesine aşı yapmaya gitti o hekimler. Depremin olduğu illerde aşılama yapıldı ama çoğu ahırlar yıkılmış, üreticiler ölmüş olduğundan dolayı tahmin ediyorum o bölgelerde yüzde yüz aşılama yapılamadı. Oraya giden arkadaşlar çok zor koşullarda çalıştı. Bazılarına yol gösteren olmadı, nedenleri budur diye tahmin ediyorum.”

  • Yangın en çok onu vurdu

    Yangın en çok onu vurdu

    Çanakkale’de çıkan ve saatler sonra kontrol altına alınan yangının bilançosu her geçen gün ortaya çıkıyor. Yağcılar Köyünde hediyelik eşya dükkanı olan ve hemen yanında çok sayıda kümes ile küçükbaş hayvana bakan Basri Tezel, çıkan yangında alevlerin arasında son anda kaçtı. Güvenlik güçlerinin yangın nedeniyle tahliye ettiği köyden ayrılan Tezel yangının kontrol altına alınmasıyla geriye döndü. Gördüğü manzara karşısında şok olan Basri Tezel;“20 yıllık emeklerim küle döndü. Çiftlikte bulunan hayvanlarım yandı. Hiçbirini kurtaramadım.” dedi.

    Röportaj esnasında aradığı kedisi bulan 2 çocuk babası Tezel, kedisinin miyavlamasını duyunca gözyaşları içinde kaldı. Kedisine sımsıkı sarılan Tezel’in duygulu anları ise kameraya yansıdı.
    20 yıllık emekleri bir yangınla küle dönen Tezel, “Yangın çok hızlı yayıldı. Kendi canımızı zor kurtardık. Burada 20 yıllık ekmek teknem vardı. Ailemle birlikte burada hediyelik eşya yapıyorduk. Yan tarafımda da hem kümes hayvanlarım hem de küçükbaş hayvanlarım vardı. Hepsi yandılar. Canımız çok acıyor. Hiçbiri yangından kaçamamış. Bir tek kedim kalmış. Buna da şükür. 1 Hafta sonra kızımın düğünün yapacaktım ama her şeyimiz bir gecede gitti” dedi.
    Konuşmakta zorluk çeken Tezel, son olarak yetkililerden sesinin duymasını da istedi.

  • Akreplere kendini sokturdu, ‘Hayvan sevgisi’ dedi

    Akreplere kendini sokturdu, ‘Hayvan sevgisi’ dedi

    Serik ilçesine bağlı Gebiz Mahallesi Yumaklar Mevkiinde yaşayan orman kesimiyle uğraşan Cemil Özcan’ın yaptığını görenlerin ağzı açık kaldı. Zehirli olduğu ileri sürülen akrepleri üzerinde taşıyan Özcan, bununla da yetinmeyip iki akrebi ağzına alıp kendini sokturdu.

    “Vahşi bir insansın diyorlar”

    Doğadaki yırtıcı ve zehirli hayvanlarla anlaşabildiğini ileri süren Cemil Özcan, “Yırtıcı ve zehirli hayvanlar, bazı insanlardan daha iyi. Hayvanlarla her türlü anlaşıyorum. Hayvanlarla konuşmanın sevmenin ilmi vardır. İlmini bilmedikten sonra ancak öldürmeyi bilirsin. Mesela yılan geliyor. ‘Git’ dersin, gitmezse ‘gel bakalım’ diyorum. Bununda bir sistemi var. Yılanın dört zehirli dişi vardır. Bunları sök bu şekilde doğada dolaşır zarar veremez. Mesela beni iki defa akrep soktu fakat tedavisini kendim yaptım. Bunu ilmi de bende sır.

    İsterseniz 10 tane akrebi getirin. Hepsi de soksun tedavisini yapıp işime devam ederim. Her şeyin bir sırrı vardır. Amerika nasıl kolanın sırrını vermiyorsa ben de bunun sırrını vermiyorum. Hayvan sevgim çok fazladır. Ben her gün ormanda çalışan biriyim. Sarı, siyah akrep fark etmez en az 10 akrebi bulur çıkartırım. Ben kendimi soktururum kendimi tedavi ederim. İsterseniz profesörleri getirin. Onlar açıklasın bunun sırrını. Kendimi akrebe sokturduğumu görenler kaçıyor. ‘Vahşi bir insansın’ diyorlar. Hayvanlara alışmayan bir insan tabi ki de uzak durabilir” dedi.

  • Aşırı sıcakta hayvanlarını serinletmeye çalıştı

    Aşırı sıcakta hayvanlarını serinletmeye çalıştı

    İlçede hayvancılık yapan Bestami Akgöç, sıcak nedeniyle süt veriminin düşmemesi için Basra sıcaklarında hayvanlarını su ile serinletti.
    Akgöç, evinde gözü gibi baktığı ineği ve keçisinin evladı gibi olduğunu, onları da sıcaktan korumaya çalıştığını söyleyerek, “Instagram’da bir video paylaştım bana neden inek ve keçileri yıkıyorsunuz diye soruyorlar.

    Kozan’a gelseniz anlarsınız 50 derece sıcakta bir de Basra sıcakları var, biz dayanamıyoruz sıcaklara onlar nasıl dayansın? Biz onlardan geçim sağlıyoruz çocuğumuz gibi bakıyoruz. Çocuklarım da keçilerine kendi elleriyle su vererek sıcaktan koruyorlar, onların bakımını yapmak bize keyif veriyor. Biz onlara onlar bize bakıyor.

    Çok seviyorum onlarla ilgilenmeyi, vakit geçirmeyi. Bir kap su koyarak sokak hayvanlarını da düşünelim. Bir kap su her şeye bedeldir” dedi.

  • Emekli hayvanlar böyle dinleniyor

    Emekli hayvanlar böyle dinleniyor

    Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) ve Her Eve Bir Pati Derneği (HEPAD) tarafından Bursa’da kurulan Emekli Hayvanlar Çiftliği’ndeki yardıma muhtaç hayvanlar, kalan günlerini huzur içerisinde geçiriyor. Yıllarca Mardin’de çöp taşıyan eşek, yangın bölgesinden kurtarılan tavuk ve daha birçok mağduriyet yaşamış hayvanların emekliliğe ayrıldığı çiftlikteki hayvanlar, veteriner hekimler tarafından tedavileri yapılarak bebek gibi bakılıyor. Kanadı ampütasyona uğradığı için bu yıl göç yoluna çıkamayan leylek ise emekliliğe ayrılarak çiftlikte dinleniyor.

    İnsanlığa hizmet eden hayvanlar emeklilik hayatı yaşıyor

    Yaşadığı çeşitli mağduriyetlerden dolayı Emekli Hayvanlar Çiftliği’ne getirilen hayvanların hayatının geri kalan kısmını emekli olarak geçireceğini söyleyen HAYTAP Bursa Temsilcisi Emre Demir, “Emekli Hayvanlar Çiftliğimizde afet bölgelerinden gelen birçok hayvan var. Yıllarca insanoğluna hizmet etmiş ama ne yazık ki vazgeçilmiş eşek dostumuz, göç yolunda kanadı ampütasyona uğramış uçamayan leylek, deprem bölgesinde zarar görmüş keçi olmak üzere birden fazla dostumuzu burada misafir ediyoruz. Bizim için hayvanlar sadece kedi ve köpekten ibaret değil, tamamını oluşturmakta. Bizler bu bütünlüğü sağlamak adına böyle bir yer hazırladık. Burada amacımız buranın bir pilot bölge olması. Türkiye’de birçok büyükşehirde bir rehabilitasyon merkezi olduğunda böyle bir yer sağlamalarını istiyoruz. Çünkü en az kedi köpekler kadar yük hayvanları da büyük mağduriyetler yaşıyor. O yüzden bizler bu mağduriyetlerin gitmesi adına birçok belediyeye bu öneride bulunuyoruz” şeklinde konuştu.

    Her hayvanın bir hikayesi var

    Emekli Hayvanlar Çiftliği’nde yaşayan her hayvanın bir hikayesi olduğunu söyleyen Demir, “Buraya gelen birçok dostumuzun ayrı ayrı hikayeleri var. Tavuk yangın zamanında gelmişti, ciddi derecede yanıkları vardı ve zamanla iyileşti. Buzağımız ne yazık ki 3 bacaklı. Kazımızın ayağı kırıktı, ayağına platin takıldı ve zamanla yürümeye başladı. Kolayı seçmek yerine her zaman zoru başarmaya çalışıyoruz. Gerçekten burada çok büyük bir emek var. Buraya gelen her dostumuzun ayrı bir hikayesi var. Görme engelli eşeğimizden tutun, yangın zamanı gelen koyunlar var. Mardin’de yıllarca çöp taşıtılmış mağdur eşek dostumuz. Bizler bu hayvanların hakları için elimizden geleni yapıyoruz. Böyle yerlerin çoğalması lazım, büyükşehir belediyelerimizin bu anlamda bir yer yapması lazım. İnanıyoruz ki bu şekilde olduğunda mağduriyetler daha da azalır. Bizler şehirde yaşadığımız için kırsaldaki mağduriyet yaşayan hayvanlarımızın durumlarını bilmiyoruz. Sahibi vefat eden eşek kimse tarafından istenmiyor ve bir şekilde kırsala bırakılıyor, zamanla da yabani hayvanların saldırısına uğruyor. Buradaki dostlarımız veteriner hekimlerimizin belirlediği bir düzende besleniyor. Her hayvanın belli ölçekte belli mama grupları var. Burası bağışlarla ayakta duruyor. Burayı bu şekilde yönetiyoruz” dedi.

  • Bursa’da sokak hayvanları için rehabilitasyon merkezi

    Bursa’da sokak hayvanları için rehabilitasyon merkezi

    Bursa’da, sokak hayvanlarının her zaman yanında olan Büyükşehir Belediyesi’nin Soğukkuyu Sokak Hayvanları Tedavi Merkezi’nde bu yılın ilk 7 ayında 3 bin sokak hayvanı tedavi edildi, 4 bin sokak hayvanı da kısırlaştırıldı. Bunun yanında 17 ilçedeki besleme faaliyetlerinde 37 bin kilo mama kullanıldı. Mart ayında devreye alınan Haybulans hizmeti ile de bine yakın hayvana müdahale edilmiş oldu.


    Modern merkez

    Büyükşehir Belediyesi’nin Bursa’ya kazandıracağı modern Sokak Hayvanları Rehabilitasyon Merkezi’nde inşaat geçtiğimiz Ekim ayında başlamıştı. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan tahsis edilen yaklaşık 32 bin metrekare alan üzerinde hayata geçirilecek projede, alan ilave 18 bin metrekare ile 50 bin metrekareye çıkarıldı. Proje bünyesinde, ameliyathane, kuduz müşahede binası, at ahırı, köpek tedavi ünitesi, yavrulu anne, bahçeli yaşam birimleri, kedi hastanesi, kedi villası, yem deposu, morg binası, gömü alanı, sosyal tesis, idari bina ve sosyal aktivite alanı da yer alıyor. Orman arazisindeki tek bir ağaca bile zarar vermeyecek şekilde tasarlanan projede yeşil varlığı öne çıkarılıp, can dostları için doğal bir yaşam alanı oluşturuluyor.


    Hayvan sevgisi aşılanacak

    Kasım ayı sonuna kadar tamamlanması planlanan proje alanında devam eden çalışmaları inceleyen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, “Can dostlarımız için çok özel bir merkezi, bu doğal ortam içerisinde hayata geçiriyoruz. Burası bölge halkı tarafından piknik alanı olarak da kullanılıyor. Dolayısıyla buraya daimi piknik alanını da ilave ederek, insanımızın piknik yaparken, bir taraftan da bu doğal ortamı görmelerini sağlayacağız. Çocuklarımıza hayvan sevgisini aşılamak adına bu güzel ortamı görmelerini sağlamak istiyoruz. Kasım ayı sonu gibi buranın açılışını yapmayı hedefliyoruz. Burada özellikle okullarımızı, öğrencilerimizi ağırlayıp, onlara yaptığımız çalışmaları bizatihi yerinde göstermiş olacağız. Bu arada sıcak yaz günleri yaşıyoruz. Sokak hayvanlarımızı susuz bırakmayalım. Onlara şefkatli davranalım. Acil bir durum olduğunda da mutlaka haybulansı arayıp, bilgi verelim. Biz can dostlarımız için günün her saati görev başındayız” dedi.

  • Yaban hayvanlarına su desteği

    Yaban hayvanlarına su desteği

    Aşırı sıcaklar yaban hayvanlarını da etkiledi. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğüne bağlı ekipler, aşırı sıcaklara karşı yaban hayatına su desteğini sürdürüyor. Kurak geçen yaz dönemlerinde su ihtiyaçlarını gidermek için yaban hayvanları için konulmuş alanlara su takviyesi yapılarak hayvanların susuzluğu gideriliyor. Aynı zamanda alanlar fotokapan ile de yakından takip ediliyor.

  • Ölen hayvanı, yol kenarına attılar

    Ölen hayvanı, yol kenarına attılar

    Edinilen bilgiye göre, Devrekani ilçesine bağlı Kurtşeyh Mahallesi Eski Çöplük Mevkiinde çevreden geçen vatandaşlar tarafından yol kenarına atılmış hastalık sebebiyle ölen bir büyükbaş hayvan bulundu. Hastalık sebebiyle ölen büyükbaş hayvanı, kimlerin yol kenarına ettiği tespit edilemedi. Şap hastalığı ile mücadele edilen bir dönemde hastalık sebebiyle ölen hayvanın gelişigüzel yol kenarına atılması vatandaşlar tarafından tepkiyle karşılandı.

    Yol kenarından geçtiği sırada hastalık sebebiyle ölen hayvanı gören duyarlı bir vatandaşların ihbarı sonrası Devrekani Belediyesi ekipleri harekete geçti. Devrekani Belediyesine bağlı ekipler, yol kenarına atılan büyükbaş hayvanı alarak önce kireçledi ardından toprağa gömdü.

  • Hayvanlar zifte telef oldu

    Hayvanlar zifte telef oldu

    Çoban, hayvanları bulandıkları ziftten çıkaramayınca 112’yi arayarak yardım istedi. Olay yerine gelen Erzurum İtfaiyesi 5 hayvanı telef olmuş halde ziftten çıkardı.

    Duruma tepki gösteren çoban, olay hakkında şikayetçi olacağını ifade ederek, bölgenin yerleşim alanı olması sebebiyle bilinçsizce dökülen ziftin çocukların da canına kast edebileceğini belirterek yetkilileri göreve davet etti.

  • Karşılaştığı hayvanları kayıt altına aldı

    Karşılaştığı hayvanları kayıt altına aldı

    Tunceli’nin Çemişgezek ilçesinde arıcılıkla uğraşan Hasan Tıkız, arılarını kontrol etmeye giderken yolda karşılaştığı hayvanları besleyip cep telefonu ile kayıt altına aldı. Bunlardan en önemlisi ise Dünya Doğa ve Doğal Kaynaklarını Koruma Birliğinin (IUCN) kırmızı listesinde yer alan ve görüntülenmesi bir hayli zor olan Arap tavşanı oldu. Tıkız, akşam saatlerinde gördüğü Arap tavşanını inceledikten sonra uzun süre cep telefonu ile kaydetti. Ertesi sabah tekrar Arılarını kontrol etmek için yola çıkan Tıkız, bu sefer de gelincik ve kınalı keklik yavrularını görüntüledi.

    Tıkız, ‘’Arıcılık yapmaktayım. Arıların yanına bazen gece bazen de gündüz gidiyorum. Çeşitli güzel hayvanlara rastlıyorum. Mesela gelincik, keklik yavruları gördük, Arap tavşanı görüntüledik. Çemişgezek’te böyle hayvanları çok görüyoruz. Bunlara zarar verilmemesi gerekiyor. Yaban keçileri de ilçemiz merkezine kadar iniyor. Memleketimiz bu anlamda çok güzel’’ dedi.