Hazine ve Maliye Bakanlığı, Bakan Mehmet Şimşek’in ABD temasları sırasında bir panelde kullandığı “locals” kelimesinin siyasi malzeme yapılmasını eleştirdi. Bakanlık tarafından yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek’in ABD temasları çerçevesinde bir panelde kullandığı ekonomi/finans terminolojisinde yer alan ‘locals’ kelimesinin siyasi malzeme yapılmaya devam edilmesini hayretle izliyor ve bu açıklamayı zaruri görüyoruz.
Konuşmanın ilgili bölümünde Sayın Bakanımız dezenflasyonu desteklemek için programın güçlendirileceği, yapısal reformlara hız verileceği, uluslararası yatırımcıların Türk varlıklarına güçlü ilgisinin bulunduğu ve yerel yatırımcıların enflasyonun düşeceğine ikna edilmesi gerektiğini ifade etmiştir.
Konunun uzmanları da terminolojide rutin olarak kullanılan bu kelimenin “yerel yatırımcıları” ifade ettiğini defalarca belirtmiştir. Dolayısıyla, ekonomi ve finans çevreleri tarafından sıklıkla kullanılan ve kabul görmüş bu ifade üzerinden Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek’e atfedilen tuhaf ve akıl dışı söylemler kabul edilemez.
Kasıtlı ve bilinçli bu ithamları da şiddetle kınıyoruz.”
Etiket: hazine ve maliye bakanı
-
Hazine ve Maliye Bakanlığı “locals” kelimesi ile ilgili açıklamada bulundu
-
Bakan Şimşek, yatırım fırsatlarını anlattı
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Körfez turu programı kapsamında önce Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) sonra Katar’a gitti.
Ziyaretlerine ilişkin sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yapan Şimşek, ”İlk olarak Abu Dabi’de BAE Yatırım Bakanı Mohamed Hassan Al Suwaidi ile verimli bir görüşme gerçekleştirdik.” dedi.Şimşek’in ikinci durağı, Katar oldu.
Katar’da Maliye Bakanı Ali bin Ahmet Al Kuwari ile bir araya gelen Bakan Şimşek, Doha’da inşa edilen Türkiye Merkezi’ni de ziyaret etti.
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, yatırımcılarla toplantı da yaptı.
Şimşek, toplantılara ilişkin değerlendirmesinde, “200’ün üzerinde yatırımcı ve finans dünyası temsilcisine ülkemizdeki yatırım fırsatlarını anlattık.” ifadelerini kullandı.
Bakan Şimşek, Körfez turu kapsamında son olarak Suudi Arabistan’a gidecek.
-
Bakan Şimşek’ten büyüme mesajı
Bakan Şimşek, TÜİK tarafından bugün açıklanan verileri değerlendirdiği bir yazılı açıklama yaptı. Bakan Şimşek açıklamasında, TÜİK tarafından bugün açıklanan gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) verilerine göre Türkiye ekonomisinin 2023 yılının ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre reel yüzde 3,8 büyüdüğünü, mevsimsel düzeltilmiş GSYH büyümesinin bir önceki çeyreğe göre yüzde 3,5 olduğunu hatırlattı. Şimşek, sıkı küresel finansal koşullar ve geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,8 daralan küresel ticarete rağmen deprem felaketinin ekonomik etkilerini telafi etmeye çalıştıkları yılın ikinci çeyreğinde Türkiye ekonomisinin güçlü büyüme performansına devam ettiğini belirtti. Küresel aktivitedeki zayıflamayla reel ihracatta düşüşün devam ettiğine ve güçlü iç talebe bağlı olarak ithalat artışını sürdürdüğüne dikkati çeken Şimşek, “Böylece net dış talep büyümeyi sınırlandırmıştır. Öte yandan ekonominin üretken kapasitesinin artırılması açısından önem arz eden yatırım harcamaları yüzde 5,1 artmıştır” dedi.
Şimşek, hedeflerinin büyümenin güçlü olmasının yanı sıra, aynı zamanda dengeli, sürdürülebilir ve kapsayıcı olması olduğunu dile getirdi. İç ve dış talep dengesinin yeniden tesisi için tedbirler almaya ve uygulamaya devam ettiklerini aktaran Şimşek, “Kaynakların tüketimden çok yatırım, istihdam, üretim ve ihracata aktarılmasını önceliklendiriyoruz. Bu tedbirler neticesinde ekonomimizin dış şoklara karşı kırılganlığını azaltmayı hedefliyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Şimşek, açıklamasına şöyle devam etti:
“Şeffaf, tutarlı ve uluslararası normlara uygun politikalar sayesinde güvenin temin edilmesi ile öngörülebilirlik artırılacaktır. Öngörülebilirlik, sürdürülebilir büyümenin sağlanması için gereken yatırım ve istihdam artışında kritik önem taşımaktadır. Uyguladığımız politikaların makro finansal istikrar üzerindeki olumlu etkilerini görmeye başladık. Bu etkilerin kalıcı olması ve istikrarın sağlanması için gereken adımları atmaya devam edeceğiz. Dengeli ve sürdürülebilir büyüme ile sağlanacak refah artışının toplumun tüm kesimleri tarafından adil paylaşılması önceliğimizdir.”
-
Mehmet Şimşek’ten, ‘Rasyonel zemin’ vurgusu
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda devir teslim töreni yapıldı. Görevi devralan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Hükümetimizin temel hedefi; toplumsal refahı arttırmaktır. Önümüzdeki dönemde bu hedefe ulaşmada şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik ve uluslararası normlara uygunluk temel ilkelerimiz olacaktır. Türkiye’nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır. Kurala dayalı öngörülebilir bir Türkiye ekonomisi özlenen refaha ulaşmamızda anahtar olacaktır… Vakit kaybetmeden Orta Vadeli Program çalışmalarımıza başlayacağız. Sürdürülebilir yüksek büyüme için mali disiplinin tesis edilmesi ve fiyat istikrarının sağlanması temel hedefimiz olacaktır. Orta vadede enflasyonun yeniden tek haneli rakamlara düşürülmesi, her alanda öngörülebilirliğin arttırılması, cari açığı azaltacak yapısal dönüşümün hızlandırılması ülkemiz için hayati önem taşımaktadır. Uygulanacak maliye politikası ve yapısal reformlarla Merkez Bankamıza enflasyonla mücadelede destek olmak temel politikamız olacaktır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni bakanları dün açıkladı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve 17 bakandan 15’i değişti. Kabinenin yeni üyeleri için bugün devir teslim törenleri düzenlendi. Hazine ve Maliye Bakanlığı’na atanan Mehmet Şimşek, görevini Nureddin Nebati’den bugün yapılan törenle teslim aldı.
NEBATİ: KUTLU BİR EMANET OLARAK GÖRDÜĞÜM BU GÖREVİ, DEĞERLİ MESAİ ARKADAŞLARIMLA BİRLİKTE GECE GÜNDÜZ DEMEDEN ÇALIŞARAK SÜRDÜRDÜM
Nureddin Nebati, devir teslim töreninde şunları söyledi:
“Kutlu bir emanet olarak gördüğüm bu görevi en iyi şekilde yerine getirebilmek için hiçbir zorluk karşısında asla yılmadan ve birbirinden değerli mesai arkadaşlarımla birlikte gece gündüz demeden çalışarak sürdürdüm. Attığımız her bir adım milletimizin ortak menfaatleri doğrultusunda ve bu makamın getirdiği büyük sorumluluk duygusuyla atışmış olan adımlardır. Tam bağımsız, güçlü ve büyük Türkiye inancıyla ilerlerken bizler için en önemlisi milletimizle yan yana verdiğimiz bu mücadeleye bir vazife bilinciyle yaklaşarak ve en ufak bir gaflete düşmeden aralıksız hizmete devam etmektir. AK Parti’nin kuruluşundan bu yana teşkilatlarında aktif bir şekilde çalışmış biri olarak şunu özellikle vurgulamak isterim ki; bizler her daim milletimize hizmet etmeyi, ülkemize eserler kazandırmayı ve en esaslı en temel vazifemiz olarak görmeyi sürdüreceğiz. Aynı şekilde de yolumuza devam edeceğiz. Bu kutlu yolculukta en küçüğünden en büyüğüne kadar üstlendiğimiz her vazife milletimize hizmet sevdamızın kıymetli eşsiz birer durağı olmuştur. Bu anlayışla Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde üç dönem milletvekilliği, MKYK üyeliği, genel başkan yardımcılığı, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcılığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı gibi birçok görevi en iyi şekilde ifa etmek için tüm gayreti gösterdim. Yüreği Türkiye yüzyılı sevdasıyla çarpan bir kardeşiniz olarak beni bütün bu makamlarda görev alma onuruna eriştiren böylece milletimize ulaşmak, onları dinlemek, onların hayatına dokunmak, hak ettikleri hizmete ulaşmalarına vesile olmak kıvancını ömrüne sığdırmayı bana nasip eden Rabbime hamdediyorum, şükürler olsun.
Kıymetli kardeşlerim özellikle son beş yılda bir yandan küresel ve bölgesel gelişmeler neticesinde karşı karşıya kaldığımız zorlu sınamaları aşmak bir yandan da yerli ve milli bir üretim ekonomisinin ülkemizde giderek güçlenmesini sağlamak için mesai arkadaşlarım ve milletimizle yan yana esaslı bir mücadele verdik. Bu yolculukta güçlü ve kararlı liderliğiyle her alanda ülkemizin önünü açarak bizleri Türkiye Yüzyılı vizyonumuza adıma adım taşıyan Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere tüm kabine arkadaşlarıma bakanlığımız bünyesinde birlikte mesai yapma imkanı bulduğum Sayın Berat Albayrak ve Lütfü Elvan’a, bakan yardımcılarıma ülkemiz için beraberce ter döktüğümüz, özveriyle çalışan tüm mesai arkadaşlarıma yan yana mücadele verdiğimiz tüm gönül dostlarına ve bizlerden hiçbir zaman desteğini esirgemeyen aziz milletimize en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Ayrıca tüm fedakarlıklarıyla bana her daim güç veren eşime ve aileme de huzurlarınızda teşekkürlerimi sunmak isterim. Sayın Bakanımızın yeni dönemde başarılı olacağına inancım tamdır. Türkiye yüzyılı için tam bağımsız, güçlü ve büyük Türkiye davamız için durmak yok yola devam diyerek, sizleri muhabbetle selamlıyorum her birinizi Allaha emanet ediyorum. Rabbim kabineyi, Sayın Cumhurbaşkanımızı ve Hazine ve Maliye Bakanlığı gibi bir görevi, yükü tekraren üzerine alarak bu kutlu davada büyük bir gayret sarf edecek olan değerli Bakanıma hayırlı, sağlıklı, uzun ömürler ve güzel kararlar vermesini nasip olsun diye dua ediyor, teşekkür ediyorum.”
ŞİMŞEK: TÜRKİYE’NİN RASYONEL BİR ZEMİNE DÖNME DIŞINDA BİR SEÇENEĞİ KALMAMIŞTIR
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de şöyle konuştu:
“Sayın Bakanım, değerli milletvekili arkadaşlarım, bakanlığımızın güzide çalışanları, kıymetli basın mensupları, saygıdeğer misafirler, değerli bakanımızdan görevi devralma törenimize katılımlarınızdan dolayı hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bayrak ve hizmet yarışında bu değerli emaneti şahsıma tevcih eden Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı arz ediyorum. Küresel zorlukların devam ettiği 14 milyon vatandaşımızı doğrudan etkileyen deprem felaketinin yaşandığı son bir buçuk yıllık dönemde Hazine ve Maliye Bakanlığı görevini büyük bir fedakarlık içinde ifa eden Sayın Bakanımıza teşekkür ediyorum. Bu dönemde yatırım, istihdam, Üretim ve ihracatta önemli kazanımlar elde edilmiştir. Bu başarılarda emeği olan değerli Bakanımızı tebrik ediyorum. Hükümetimizin temel hedefi; toplumsal refahı arttırmaktır. Önümüzdeki dönemde bu hedefe ulaşmada şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik ve uluslararası normlara uygunluk temel ilkelerimiz olacaktır. Türkiye’nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır.
“HER ALANDA ÖNGÖRÜLEBİLİRLİĞİN ARTTIRILMASI, CARİ AÇIĞI AZALTACAK YAPISAL DÖNÜŞÜMÜN HIZLANDIRILMASI ÜLKEMİZ İÇİN HAYATİ ÖNEM TAŞIMAKTADIR”
Kurala dayalı öngörülebilir bir Türkiye ekonomisi özlenen refaha ulaşmamızda anahtar olacaktır. Küresel zorlukların jeopolitik gerginliklerin arttığı bir konjonktürde kurumsal kalite ve kapasitemizi güçlendirerek, makrofinansal istikrarı önceliklendireceğiz. Vakit kaybetmeden Orta Vadeli Program çalışmalarımıza başlayacağız. Sürdürülebilir yüksek büyüme için mali disiplinin tesis edilmesi ve fiyat istikrarının sağlanması temel hedefimiz olacaktır. Orta vadede enflasyonun yeniden tek haneli rakamlara düşürülmesi, her alanda öngörülebilirliğin arttırılması, cari açığı azaltacak yapısal dönüşümün hızlandırılması ülkemiz için hayati önem taşımaktadır. Uygulanacak maliye politikası ve yapısal reformlarla Merkez Bankamıza enflasyonla mücadelede destek olmak temel politikamız olacaktır. Bu öncelikler çerçevesinde çalışmalarımızı eşgüdüm içerisinde ilgili bakanlıklar ve kurumlarımızla güçlü bir koordinasyon sağlayarak yürüteceğiz. Bu yoğun dönemde en büyük yardımcım bakanlığımızın değerli kadroları olacaktır.
Hem başbakan yardımcılığı hem de bakanlık yaptığım dönemden biliyorum ki Hazine ve Maliye Bakanlığı güçlü insan kaynağı ve liyakatli kadrolarıyla her zaman ön planda olmuştur. Attığımız her adımı aldığımız her kararın ülkemize duyulan güveni ve istikrarı güçlendirmeye devam etmesi önem arz etmektedir. Bugün Sayın Bakanımızdan devraldığımız bu bayrağı inşallah daha da yukarılara çıkarmak için Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde geceli gündüzlü çalışacağız. Pandemi, küresel finansal zorluklar ve depremle birlikte sadece ülkemiz değil tüm dünya zorlu bir imtihandan geçiyor. Sayın Bakanımıza bu yoğun süreçteki çalışmaları, gayretleri nedeniyle tekrar teşekkür ediyorum. Şahsıma zorluklar ve yüksek beklentilerle dolu ağır bir görev verildiğini biliyorum. İnşallah hep birlikte bu süreçten alnımızın akıyla çıkacağız.”
-
“Altın değerlendirme sistemi kapsamında 13 ton altın toplandı”
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü’nün 555’inci Yıl vesilesiyle düzenlenen programın açılışına katıldı. Sözlerine dün gece Düzce’de gerçekleşen 5.9 şiddetindeki depremde yaralanan vatandaşlara geçmiş olsun dilekleriyle başlayan Bakan Nebati, “ Bize ulaşan güncel bilgilere göre, panik sonucu düşme ve atlamalardan kaynaklanan Düzce ve çevre illerimizde toplam 50 vatandaşımız hafif yaralanmış, 33 vatandaşımız taburcu edilmiştir. Devletimiz ivedilikle harekete geçmiş, gereken tüm desteği kapsamlı ve en hızlı şekilde sağlamış, bölge insanımıza ulaştırmıştır. Devam eden süreçte de tüm afetlerde olduğu gibi depremzede vatandaşlarımıza gereken her türlü yardım ve destekte bulunacaktır” dedi.
Türkiye’nin en köklü kurumlarından biri olan Darphanenin, bundan tam 555 yıl önce, çağ açıp çağ kapatan Fatih Sultan Mehmet Han tarafından, İstanbul’da Beyazıt Camii civarında kurulmuş ve asırlardan bu yana önemli görevler üstlendiğinin altını çizen Bakan Nebati, “Yakın döneme bakacak olursak, yerli ve milli pasaport üretimi bu önemli çalışmalara güncel ve kıymetli bir örnektir. Küresel çip krizi sebebiyle, pasaport tedariği dahil birçok alanda tüm dünyada ciddi sıkıntılar yaşanırken, bizler pasaport üretimini ülkemizde gerçekleştirecek altyapıyı kurmayı başardık” diye konuştu.
Darphanenin Türkiye Ekonomi Modeli kapsamında makroekonomik ve finansal istikrarı güçlendirmek üzere devreye alınan politikaların uygulanmasında da önemli rol oynadığını vurgulayan Bakan Nebati, “Bu kapsamda, atıl tasarrufların ekonomiye kazandırılması amacıyla Darphanemizin uhdesinde Çeyrek Altın Sistemi’ni hayata geçirerek önemli bir adım attık. Altın toplama ekosistemi içerisinde yer alan bu sistemde, tasarruf sahipleri fiziki birikimleri olan çeyrek, yarım veya tam altınlarını Darphane Kazandıran Çeyrek Hesap sistemine dâhil bankalar ve katılım bankalarındaki hesaplarında değerlendirme imkanına kavuşmuştur. Sistemin başladığı 1 Mart 2022 tarihinden itibaren vatandaşlarımızın sisteme olan güven ve ilgileri artarak devam ediyor. 23 Kasım 2022’ye kadar olan dönemde; Darphane Çeyrek Altın Hesabı kapsamında yaklaşık 267 kg (163.712 adet çeyrek altın), Banka Altın Değerlendirme Sistemi kapsamında yaklaşık 6 ton 586 kg ve Rafineriler aracılığıyla yaklaşık 6 ton 660 kg olmak üzere toplam 13 ton 513 kg altın toplanmıştır. Geçtiğimiz pazartesi günü de Darphane Altın Sertifikasının Borsa İstanbul nezdinde ihracını gerçekleştirerek işleme açtık. Bu ihraç ile 5 ton altın karşılığı olmak üzere 500 milyon adet sertifika yatırımcılarımıza sunulmuştur” şeklinde konuştu.
Bakan Nebati, darphanenin, yakın zamanda ‘Dijital Altın Projesi’ ile altın tasarruf sistemine ve altının ekonomideki işlevine önemli bir katkı sağlayacağını kaydetti.
Gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerin son dönemde önemli bir değişim ve dönüşüm geçirdiğini söyleyen Bakan Nebati, “Bu süreçte bizler de kartlı ödeme sistemi, blokzincir teknolojisi gibi birçok alanda önemli atılımlar gerçekleştiriyoruz. Yerli banka ve kredi kartı şemamız olan TROY’un yurt içinde ve yurt dışında yaygınlaştırılması için tüm paydaşlarımızla beraber çalışmalarımıza devam ediyoruz” şeklinde konuştu.
Bugün itibarıyla Türkiye’de toplam 29 ödeme kuruluşu ve 45 elektronik para kuruluşunun aktif faaliyet gösterdiğini hatırlatan Bakan Nebati, “Ödeme ve elektronik para kuruluşlarının yenilikçi ve inovatif yaklaşımı, hanehalkının finansal hizmetlere erişiminde finansal kapsayıcılık bakımından dijitalleşme sürecinde önemli bir rol oynuyor. Öte yandan, dijitalleşmenin, getirdiği fırsatlar kadar risklerin de olduğunu göz ardı edemeyiz” diye konuştu.
Bakan Nebati geçtiğimiz günlerde, ABD’de iflas süreci başlayan kripto para borsası FTX kapsamında, ilişkili olduğu gerçek ve tüzel kişiler nezdinde MASAK’ın gerekli tedbirleri alıp inceleme başlattığını bilgisini vererek, “Böylesine büyük bir oluşumun çok hızlı bir şekilde iflas ve kriz sürecine girebildiğini hatırlatmak ve mevcut haliyle kripto para piyasasının azami ihtiyatla yaklaşılması gereken bir alan olduğunun altını çizmek isterim” dedi.
Salgın süreciyle birlikte oluşan zorlu küresel koşullara rağmen Türkiye ekonomisinin güçlü ve dinamik bir şekilde ilerlediğini aktaran Bakan Nebati, “Salgının tüm dünyayı derinden sarstığı 2020 yılında dahi Türkiye daralma yaşamayan az sayıda ülkeden biri olmayı başarmıştır. 2021 yılındaysa ekonomimiz yüzde 11,4’lük büyümeyle son 50 yılda kaydettiğimiz en yüksek büyüme oranını yakalamıştır.
2022 yılına geldiğimizde, Rusya-Ukrayna arasında ortaya çıkan savaş koşullarına ve başta enerji olmak üzere hızla yükselen emtia fiyatlarına rağmen ülkemiz; yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı odağına alan Türkiye Ekonomi Modeli sayesinde dengeli ve istikrarlı büyüme eğilimini sürdürebilmiştir. Büyümeyle birlikte ekonomimiz istihdam sağlamaya da devam ediyor. Bugün istihdamımız 31 milyon kişiyle, ülke tarihimizde kaydedilen en yüksek seviyesindedir.
Tüm bu olumlu gelişmelere, rekor düzeydeki ihracat artışlarımız da eşlik ediyor. Ekim itibarıyla yıllık ihracatımız 253 milyar doları aşmış durumda. Her ay yeni ihracat rekorları geliyor. Turizmdeki canlı görünüm devam ederken dünya turizm pazarından aldığımız pay her geçen yıl istikrarlı şekilde artıyor. Salgın, savaş, bozulan küresel tedarik zincirleri, enerji ve gıda arz güvenliği sıkıntıları, emtia fiyatlarındaki artışlar gibi pek çok etmen dünyada enflasyonu bir süredir yukarı yönlü baskılıyor.
Enflasyonla mücadele hedefiyle birçok ülke politika faizlerini artırma yoluna gitmişse de bu tercihleri resesyon endişelerini de giderek körüklemiştir. Nitekim uluslararası kuruluşlar bu kapsamda sürekli yeni uyarılar yapıyor. Bizler de ülkemizde fiyat istikrarını sağlamak ve vatandaşımızın alım gücünü artırmak için kapsamlı adımlar atıyoruz. İnşallah, enflasyondaki tedrici düşüş yakın zamanda gerçekleşecektir” ifadelerini kullandı.
“TL mevduatın ortalama vadesi önemli oranda artarak 2 katına yükseldi”
Bakan Nebati, Türkiye Ekonomi Modeli kapsamında öncelikle finansal piyasalarda ortaya çıkan ekonomik temellerden uzak oynaklıkları azaltacak, finansal istikrarı destekleyecek ve TL cinsinden tasarrufları özendirecek özgün enstrümanları devreye aldıklarını belirterek, bunlardan en önemlisinin Kur Korumalı Mevduat ve Katılma Hesapları (KKM) olduğunu belirtti.KKM’yi sadece bütçeye getirdiği yük üzerinden değerlendirip ekonominin geneli üzerinde sağladığı katkıyı görmezden gelmenin, kesinlikle sağlıklı ve bütüncül bir bakış açısı olmadığını vurgulayan Bakan Nebati, “KKM’nin katkısıyla döviz tevdiat hesaplarının toplam mevduatlardaki payı yaklaşık 20 puanlık bir düşüşle yüzde 50,6’ya gerilemiştir. KKM uygulamasıyla birlikte, TL mevduatın ortalama vadesi de önemli oranda artarak 2 katına yükseldi. Bu durum, sektörün en önemli risklerinden biri olan vade uyumsuzluğunda kayda değer bir iyileşme sağlamıştır.
Yılbaşına göre değerlendirdiğimizde, bugün küresel çapta tarihi en güçlü dönemlerinden birisini yaşayan ABD dolarına rağmen Türk Lirasının reel değeri artış kaydetmiştir. Öte yandan döviz kurundaki oynaklık da azaldı. Ancak kimi çevreler ülkemizde ne zaman işler tıkırında gitse hemen felaket çağrısında bulunuyorlar.
Onlar, sürekli karanlık senaryolar yazıp dursalar da bir sonuç alamıyorlar. Güçlü rezervlere ve sağlam makro ekonomik göstergelere sahip olmamızın katkısıyla, döviz kurundaki oynaklığın ilerleyen dönemde de az olmasını bekliyoruz.
KKM’nin bütçeye maliyeti üzerinden eleştirilerde bulunanlara tavsiyem, bu somut faydalarını da dile getirerek daha objektif ve bütüncül bir değerlendirmede bulunmalarıdır” ifadelerini kullandı.
Ekonomide atılan adımların iyimser bakış açılarıyla atıldığını aksi şekilde hareket edenlerin ülkeye katkıdan çok zarar verme niyetinde olduğunu vurgulayan Bakan Nebati, “Felaket tüccarları şeytani vesveselerden kurtulamıyorlar. Lütfen bundan vazgeçin. 20 yıllık iktidarımızda hangi kriz gelmişse o krizin üstesinden gelen bir irade vardır. O irade çok iyi bilir ki; kaderin üstünde bir kader vardır. O kader Türkiye’yi 21. Yüzyılın ülkesi yapacaktır” dedi.
“Üretmeye devam edeceğiz”
“Zorlu küresel koşullara rağmen, ülkemizin kaydettiği büyük başarıları görmezden gelerek her fırsatta felaket tellallığı yapmaya çalışanlar son dönemde hezeyanlarını iyice artırdılar” diyen Bakan Nebati, “Bu kesim, adeta ülkemize, milletimize ve ekonomimize ”ne zarar versek kardır” gibi çarpık bir anlayışıyla hareket ediyor, sürekli bir spekülasyon, bir manipülasyon peşinde koşuyorlar. Döviz rezervlerimiz artıyor, kurdaki oynaklık azaldı, enflasyon dizginlendi, Aralık ayından itibaren çok sert şekilde düşüşe geçecek. Kur korumalı mevduat yatay çizgide güzel gidiyor. İstihdam, büyüme verileri çok iyi geliyor. Ülkemizle ilgili her türlü güncelleme pozitif yönlü gelişiyor. Bazıları bizi çok farklı şekilde tanımlayarak hatta kara listeye girecek pozisyona kadar ilan edecek cümleler duyuyoruz” dedi.
2023 yılında doğal gaz rezervinin aktif hale geleceğini söyleyen Bakan Nebati, belli kesimlerin hem doğal gaz hem de yerli elektrikli otomobil TOGG’u hedef alarak karalamalar yaptığını dile getirerek, “Eleştirirler ama ilk faydalananlar da kendileri olur. Biz üreteceğiz, hep birlikte Yüzyılımızı inşa edeceğiz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Bakan Nebati, konuşmasının ardından Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürü Abdullah Yasir Şahin ile birlikte ‘Kudret ve Hafıza’ sergisinde Darphane koleksiyonları, nişan, madalya, tarihi Osmanlı sikkeleri ve hatıra paraları yakından inceledi.
-
Bakan Nebati’den BES açıklaması
Bakan Nebati Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ile ilgili şu bilgileri paylaştı:
“Bireysel tasarrufların özendirilmesi, günümüzde tüm ülkelerde, sosyal güvenlik ihtiyacının artması, nüfus ve aile yapısının değişimi ile çok daha önemli bir hal aldı.
Orta vadede kayda değer bir reel getiri imkânı sunan Bireysel Emeklilik Sistemi, katılımcıların tasarruflarını artırarak geleceklerini garanti altına almalarını sağlıyor.
18 yaş altı çocuklarımızın ve gençlerimizin birikim yapabilmesini sağlayan yeni düzenleme ile BES, büyük bir talep gördü ve 1 yıl gibi kısa bir sürede yaklaşık 500 bin çocuk ve gencimiz sisteme dahil oldu; 2 milyar TL’lik fon birikimine ulaşıldı.
Sayın Cumhurbaşkanımızın müjdesiyle, bu yılın Ocak ayında yüzde 25’ten yüzde 30’a yükseltilen devlet katkısı oranı ile BES, dünyadaki benzer emeklilik sistemleri ile kıyaslandığında devlet olarak sağlanan en cömert teşviklerden biri haline geldi.
18 yaş altı çocuk ve gençlerimize BES’e giriş imkânı getirilmesi, devlet katkısı oranının artırılması ve sistemin sağladığı reel getiri sonucunda, vatandaşlarımızın Bireysel Emeklilik Sistemi’ne olan ilgisi artarak sürüyor.
17 Ekim 2022 tarihi itibarıyla, BES’te yaklaşık 14,3 milyon katılımcıya ve 362 milyar TL’lik fon büyüklüğüne ulaşıldı.
Gençlerimiz ve tüm vatandaşlarımızın gelecek kaygılarını azaltmak ve birikimlerini doğru alanlarda değerlendirmelerini sağlamak amacıyla kurmuş olduğumuz BES sistemi, tüm katılımcılar için güvenilir bir yatırım ortamı sağlamakta.
Önümüzdeki dönemde, sistemde yeni düzenlemeleri ve teşvikleri de hayata geçirerek, ülke olarak birikimlerimizi daha da yüksek seviyelere taşıyacağız.”
-
Bakan Nebati işsizlik rakamlarını değerlendirdi
Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK), açıkladığı Ağustos ayına ilişkin iş gücü istatistiklerini değerlendiren Hazine ve Maliye Bakanı Dr. Nureddin Nebati, Türkiye Ekonomi Modeli ile sağladıklarını söylediği yüksek büyüme ve istihdam artışı sayesinde, Türkiye’nin dünya ekonomilerinden pozitif yönde ayrışmaya devam ettiğini belirtti.
İşsizlik oranını tek haneli seviyelere indirdiklerini dile getiren Bakan Nebati, “2022 Ağustos ayı itibarıyla, yaklaşık 1,9 milyon kişi son bir yılda olmak üzere, sağladığımız istihdam artışı son iki yılda 3,8 milyon kişiyi aşmış durumdadır. Bu suretle, işsizlik oranı ağustos ayında bir önceki aya göre 0,4 puan azalarak yüzde 9,6’ya gerilemiş ve 2014 Mart ayından bu yana en düşük seviyesine inmiştir” değerlendirmesini yaptı.
Nebati, şöyle devam etti:
“Tarihi yüksek seviyelere ulaşan istihdam artış eğilimini uygulamaya koyacağımız politikalarla sürdürmekte kararlıyız. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat hedeflerimize bir bir ulaşarak vatandaşlarımızın refah seviyesini yükselteceğiz.”
-
Bakan Yardımcısı Gürcan’dan enflasyon açıklaması
AK Parti İstanbul İl Ekonomi İşleri Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen “Ekonomi Buluşmaları”nda konuşma yapan Bakan Yardımcısı Gürcan, Covid-19’un ilk çeyreğinde 25 milyon 300 bine düşen çalışan kişi sayısının bugün itibariyle 30 milyon 600 bine ulaştığını söyleyerek Türkiye istihdamdaki artışlar da diğer ülkeler arasında ciddi bir ayrışma gösterdiğini ifade etti. Bakan Gürcan, geçtiğimiz Ağustos ayında enflasyon oranının aylık 1.46 gerçekleştiğini belirterek önümüzdeki süreçlerde de çok ciddi artışlar beklemediklerini dile getirdi.
“Küresel finansal koşullar sıkılaşmaya devam ediyor”
Küresel finansal koşullardan bahseden Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, ” Küresel finansal koşullar sıkılaşmaya devam ediyor. Özellikle ABD ve Avrupa başta olmak üzere merkez bankaları tırmanan enflasyonla mücadele için politika faizleri oranlarını agresif şekilde artışta da gitmeyi sürdürmekte bu nedenle finansal piyasalar sıkılaşmaktadır. ABD’nin 10 yıllık devlet tahvili faizi 23 Eylül itibariyle 3.7’ye kadar yükselmiştir. Bu da baktığımızda 2015’ten bu yana en yüksek rakamı göstermektedir. Yine aynı şekilde ABD özellikle 2022’nin 1. ve 2. çeyreğine göre küçülme göstermiştir. İlk çeyrekte 1.6 ikinci çeyrekte 0.6’lık küçülme göstererek teknik olarak resesyona girmiştir” dedi.
“Çalışan kişi sayısı 30 milyon 600 bine ulaştı”
İstihdamda güçlü bir toparlanma görüldüğünü anlatan Bakan Gürcan, “3.6 milyon KOBİ ile de çok yakın olarak çalışmaya devam ediyoruz ve orada da onların gelişmesiyle de istihdamda da güçlü bir toparlanmayı görüyoruz. Özellikle Covidin ilk çeyreğinde 2020’nin ilk çeyreğinde 25 milyon 300 bine düşen çalışan kişi sayısı bugün itibariyle 30 milyon 600 bine ulaştı. Son iki yılda 5.3 milyon kişi daha iş yerlerinde çalışmaya başladı. Bu da 14.2’ye kadar çıkan işsizlik oranını 10.1’e kadar düşürdü. Türkiye istihdamdaki artışlar diğer ülkeler arasında ciddi bir ayrışma gösteriyor. Yüzde 8,5 salgın öncesine göre istihdamdaki değişim oranı yüzde 8,5 ile çok ciddi bir seviyeye geldi. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de enflasyonda bir artış eğilimi vardır. Geçtiğimiz yılın aralık ve ocak ayında almış olduğumuz yük ve yükseliş trendi en yüksek nisan ayında gerçekleşti. Nisandan sonra da düşüşleri sağlamaya başladık. Geçtiğimiz Ağustos ayında enflasyon oranımız aylık 1.46 gerçekleşti. Önümüzdeki süreçlerde de çok ciddi artışlar beklemiyoruz. Enflasyonda yatay bir seyre geçtik. Yıl başından sonra bu artışların düşüşe geçtiğini de hep beraber göreceğiz. Gelişmiş ülkelerde de özellikle bu grafik çok önemli Amerika Birleşik Devletleri’nde bu grafik manşet enflasyon yani yüzde 8.3’ü açıklanıyor. Burada da enflasyon rakamlarının aslında çok gerçeği göstermediğini özellikle ABD’de ve Almanya’da raftaki fiyat artışlarının bahsedilenden çok daha fazla olduğunu görebiliyoruz. Tedarik zincirinin kırılmasıyla beraber bu baskıyı tüm dünyada gördüğümüzde şahit oluyoruz” şeklinde konuştu.
-
Bakan Nebati’dan enflasyon açıklaması
Bakan Nureddin Nebati’nin açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Dünyanın en büyük ekonomileri enflasyon ve resesyon endişeleriyle boğuşuyor. Bu ülkeler, son 40-50 yılın en yüksek enflasyon oranları karşısında ekonomilerinin durma noktasına geleceğinden endişe duyuyorlar.
Enflasyonla mücadele süreçleri birçok ülkede para politikasının tedrici olarak sıkılaştırılması ile gerçekleşmekle birlikte resesyon ihtimalinden dolayı dünyada birçok ülke negatif reel faiz politikası uyguluyor.
Bizler, yatırımı ve üretimi durdurmadan enflasyonla mücadelemizi sürdürüyoruz. Politikalarımızı da yatırım ve üretimi teşvik etmekten yana kullanıyoruz. Böylece, makine ve teçhizat yatırımları, 2022 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %17,8 artmıştır.
Önümüzdeki aylarda enflasyonun daha da hız kestiğine birlikte şahitlik edeceğiz. Bugün açıklanan Ağustos ayı enflasyon verileri de bu projeksiyonlarımızı destekler niteliktedir. Yüksek enflasyonu bir daha geri dönmemek üzere bu topraklardan def edeceğiz.”
-
Bakan Nebati büyüme rakamlarını değerlendirdi
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan bu yılın ikinci çeyreğine (nisan-haziran) ilişkin gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) sonuçlarını değerlendirdiği bir açıklama yaptı.
Bakan Nebati, Türkiye ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde yüzde 7,6 büyüme kaydetmesine ilişkin, “Ekonomimiz yılın ikinci çeyreğinde yıllık bazda reel olarak ilk çeyrekteki kuvvetli büyüme performansımızın da üzerinde yüzde 7,6 büyümüştür. Böylece Türkiye, verisi açıklanan OECD ve G20 ülkeleri içerisinde yılın ikinci çeyreğinde en yüksek büyüme kaydeden ikinci ülke olmuştur” ifadelerini kullandı.
İkinci çeyrekte kuvvetli büyüme performansı gösterilmesinin yanı sıra 5 çeyrek boyunca devam ettiğini savunduğu dengeli büyümenin de bu dönemde sürdürüldüğünü aktaran Bakan Nebati, “Son iki buçuk yıldır makine ve teçhizat yatırımlarındaki güçlü yıllık artış bu dönemde de yüzde 17,8 ile devam etmiştir. Bu gelişmeyi üretim kapasitemizin artırılması açısından olumlu değerlendiriyoruz” dedi.
Büyümedeki seyrin işgücü piyasasındaki yansımalarının yılın ilk yarısında da görüldüğünü dile getiren Nebati, “Bu dönemde geçtiğimiz yıl sonuna kıyasla yaklaşık 900 bin kişilik ilave istihdam sağlandı ve işsizlik oranı yüzde 10,3’e düştü” diye konuştu.
“Artık ekonomimizin alamet-i farikası sürdürülebilir ve istihdam odaklı büyümedir”
Nebati, açıklamasına şöyle devam etti:
“Büyümeyi ve istihdamı önceliklendiren, üretimi ve ihracatı destekleyen Türkiye Ekonomi Modeli ile elde ettiğimiz bu kazanımlar yılın kalan döneminde de sürecektir. Artık ekonomimizin alamet-i farikası dengeli, sürdürülebilir ve istihdam odaklı büyümedir.”