Etiket: hazine ve maliye bakanı

  • Bakan Nebati’den asgari ücret açıklaması

    Bakan Nebati’den asgari ücret açıklaması

    Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, asgari ücretle ilgili “Asgari ücrete ilişkin görüşmeler devam etmekte olup 2022 yılı için asgari ücrette herkesin beklentilerini karşılayacak bir artış yapmayı planlıyoruz. İşçi kardeşlerimiz rahat etsinler” dedi.

    Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, TBMM Genel Kurulu’nda Bakanlığın 2022 yılı bütçesinin sunumunu yaptı. Milletvekillerine seslenen Bakan Nebati, Türkiye ekonomisinin dinamik bir yapıya sahip olduğunu ispatladığını belirterek, güçlü iç talebin katkısıyla geçen yıl yüzde 1,8 oranında büyüdüğünü aktardı. Nebati, 2021 yılının ilk çeyreğinde yüzde 7,4, ikinci çeyreğinde ise yüzde 22 oranlarında büyüyen ekonominin yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 7,4 oranında büyüme kaydettiğini anımsatarak, şöyle konuştu:

    “Böylece yılın ilk 3 çeyreğinde büyüme yıllık yüzde 11,7 seviyesinde gerçekleşti. Bu dönemde büyüme dengeli bir şekilde toplam iç talebin 6,6 puanlık katkısına karşılık net dış talebin katkısı 5,1 puan oldu. 2021 yılında da OVP tahminimiz olan yüzde 9’un üzerinde çift haneli bir büyüme bekliyoruz. Bu büyümenin en az üçte ikisi yatırımlar ve net ihracattan gelecek. Dolayısıyla Türkiye bu yıl da diğer ülkelerden pozitif yönde ayrışmaya devam edecek.”

    ‘CARİ AÇIKTA YIL SONUNDA MÜJDELİ RAKAMLARI PAYLAŞACAĞIZ’

    Bakan Nebati, uluslararası emtia fiyatlarındaki yükselişe karşın, güçlü ihracat, gerileyen altın ithalatı ve ivmelenen turizm gelirlerinin cari işlemler dengesinde kayda değer iyileşme sağladığını belirterek, “2021 yılı Eylül ayı itibarıyla yıllık cari işlemler açığı 2020 yıl sonuna göre 16,6 milyar dolar iyileşti. Bu yıl cari açığın milli gelire oranının yüzde 2,6’nın oldukça altında gerçekleşmesini bekliyoruz. Böylece, 2021 yılı yüksek büyüme ve düşük cari açıkla Türkiye’nin tarihsel döngüsünün kırıldığı bir yıl olacak. Cari açığın milli gelire oranı noktasında yıl sonunda inşallah müjdeli rakamları paylaşacağız. Önümüzdeki dönemde, küresel tedarik zincirlerindeki değişimler, dijital ve yeşil dönüşüm gibi eğilimleri dikkate alarak uluslararası arenada rekabet gücü yüksek sektörleri destekleyeceğiz. Böylece, küresel ticaretten aldığımız payı daha da artıracağız. Neticede, orta vadede cari işlemler dengesinde kalıcı ve sürdürülebilir iyileşme sağlayacağız” diye konuştu.

    ‘ENFLASYONDAKİ BOZULMADA DÖVİZ KURU GELİŞMELERİ DE BELİRLEYİCİ’

    Yıllık tüketici enflasyonunun kasım ayı itibarıyla yüzde 21,3 seviyesine yükseldiğini bildiren Nebati, “Her ne kadar enflasyondaki bozulmanın önemli bir bölümü küresel gelişmeler kaynaklı olsa da döviz kuru gelişmelerinin de bu görünümde belirleyici olduğunu gözlemliyoruz. Bunlara ek olarak özellikle gıda fiyatlarındaki katılık ve enerjide dışa bağımlılık gibi yapısal sorunların da olumsuz etkileri göz ardı edilemez. Kamu olarak yönetilen, yönlendirilen fiyatlar vasıtasıyla artan maliyet enflasyonunun tüketicilerimize sınırlı yansıması için önemli bir gelir kaybını göğüslüyoruz. Bu çerçevede, sadece 2021 yılında feragat ettiğimiz kamu geliri sayesinde enflasyonda yaklaşık 5,3 puan düşürücü etki oluşturduk. Enflasyonla mücadele konusunda önümüzdeki dönemde de para ve maliye politikalarının güçlü eşgüdümü ile mal ve hizmet piyasalarında rekabet ve verimliliği artıracak yapısal tedbirleri hayata geçirerek ve kalıcı olarak düşük seviyelere indireceğiz. Asgari ücrete ilişkin de görüşmeler devam etmekte olup 2022 yılı için asgari ücrette herkesin beklentilerini karşılayacak bir artış yapmayı planlıyoruz. İşçi kardeşlerimiz rahat etsinler” açıklamasında bulundu.

    ‘TCMB BRÜT REZERVİ 126,1 MİLYAR DOLARDIR’

    Bakan Nebati, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) rezervlerin artış eğiliminde olduğunu kaydederek, şunları söyledi:

    “Rezervlerimiz artış eğilimindedir. TCMB brüt rezervi 126,1 milyar dolardır. 2021 yılında vergisel alanda öngördüğümüz yasal düzenlemeleri hayata geçirdik. Çiftçimizi desteklemek amacıyla tarımsal destekleme ödemelerinden gelir vergisini kaldırdık. Geçmiş 5 yıl içinde yapılmış kesintileri de iade ediyoruz. Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerimizin ve meslek mensuplarının iş yüklerini son dönem geçici vergi beyan ve ödemelerini kaldırarak hafiflettik. Aralık ayının ikinci yarısından itibaren kuraklıktan zarar gören 651 bin üreticimize toplamda 2,6 milyar TL kuraklık desteği ödemesi yapacağız. 2022 yılına ilişkin Motorlu Taşıtlar Vergisi tutarlarına uygulanacak yeniden değerleme oranı yüzde 36,2 olarak duyurulmuştu ama Cumhurbaşkanımızın yetkisi çerçevesinde yeniden değerleme oranını yüzde 25’e düşürüyoruz. Döviz cinsi borçlanmaların iç borçlanma içindeki payını bir önceki yıla göre yüzde 27,6’dan yüzde 12,8’e, döviz ve altın cinsi borçlanmaların iç borçlanma içindeki toplam payını ise yüzde 37,2’den kasım sonu itibarıyla yüzde 29,7’ye indirdik. Köklü ve itibarlı geçmişiyle küresel ekonomiye entegre bir ülke olarak yatırımcılar nezdinde güveni tesis etmiş ve bunu yıllardır sürdürmeyi başarmış bir ekonomiyiz. Önümüzdeki dönem Türkiye’nin yatırımda güvenli liman olma niteliğini pekiştireceği bir dönem olacaktır.”

    Bakan Nebati konuşmasının sonunda milletvekillerine teşekkür ederek, “Beni saygı ve hoşgörü ile dinlediniz. Teşekkür ediyorum. Eski milletvekilinizi dinlediniz” dedi.

  • Yeni Hazine ve Maliye Bakanı’ndan ilk açıklama

    Yeni Hazine ve Maliye Bakanı’ndan ilk açıklama

    Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, TBMM Genel Kurulunda yemin etti. Yemin töreninin ardından bakanlıkta devir teslim töreni gerçekleşti. Bakan Nebati, “Önceliğimiz yüksek faiz olmayacak” dedi.

    Yeni Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, görevi Lütfi Elvan’dan devraldı.

    Bakan Elvan yaptığı konuşmada, “Kamu maliyesi alanında tüm giderlerimizi gelirlerimizi oluşabilecek riskleri gözden geçirdik. Sayın Cumhurbaşkanımızın desteğiyle gelirlerimizi artırıcı giderlerimizi azaltıcı önlemler aldık. Ekip ruhundan vazgeçmedik. Görev süremizde çok önemli adımlar attık. Mali disiplinden asla vazgeçmedik. Borçlanma açısından başarılı bir yıl geçirdik.

    Yüksek büyüme performansına rağmen cari dengede önemli iyileşmeler sağladık” dedi.

    “ÖNCELİĞİMİZ YÜKSEK FAİZ OLMAYACAK”

    Törende konuşan Nurettin Nebati ise şunları söyledi;

    “Büyük bir sorumluluk gerekiyor, bu sorumluluğu gece yarısı itibari ile aldık. Hazine ve Maliye Bankalığı Türkiye’nin çok önemli bir merkezi. Böylesi merkezse işlerimizi yapmaya gayret edeceğiz.

    Ülkemiz için, milletimizin için inşallah hayırlara vesile olacak bir devir teslim yapıyoruz. Önemli olan yaptığımız hizmetler ve akşam başımızı yastığa rahat koyabilmek. Herkesin alın terinin sürekli aktığı ve akıl terinin döküldüğü bir merkezdeyiz. En önemli önceliğimiz yüksek faiz değil yatırım ve istihdam olacak. Öngörülebilir bir ekonominin anlam kazandığı adımlar atacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın belirlediği politikalar çerçevesinde adımların atıldığı, bunların uygulanmasında her türlü özverinin ortaya konulduğu süreci yaşayacağız.”

  • Bakan Elvan’dan döviz kuru açıklaması

    Bakan Elvan’dan döviz kuru açıklaması

    Hazine ve Maliye Bakanı Elvan, ihracatı desteklemek amacıyla yüksek döviz kuru hedeflendiği iddialarını yalanladı. Elvan, kurun değerinin piyasada belirlendiğinin altını çizdi.

    Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü Elvan Meclis Plan Bütçe Komisyonunda bakanlığının bütçe sunumunu yapıyor.

    Son günlerdeki döviz kurlarındaki hareketliliğe değinen Elvan, “Hükümetimizin ihracatı desteklemek amacıyla, yüksek döviz kuru hedeflediğine yönelik yorumlar doğru değil” dedi.

    Türkiye’de dalgalı kur rejiminin olduğunu belirten Elvan, “Kurun değeri de piyasada belirlenir” diye konuştu.

    “ENFLASYON TEMKİNLİ OLMAYI GEREKTİRİYOR”

    “Piyasa faizlerinde, varlık fiyatlarında, döviz kurunda ve beklentilerde yaşanan hareketliliğin farkındayız” diyen Elvan, şunları kaydetti:

    “Tüm bu unsurlar, entegre bir şekilde enflasyon görünümünü şekillendiriyor, dolayısıyla, burada, hiçbir ilgili dinamiğin göz ardı edilemeyeceği kanaatindeyim. Küresel konjonktür ve yurt içi enflasyonun seyri temkinli olmayı gerektiriyor.”

    BÜYÜME MESAJI

    Büyümeye yönelik mesajlar da veren Elvan, “2021 yılında büyümenin dengeli bir görünüm ile yüzde 9’un üzerinde gerçekleşmesini bekliyoruz. Büyümenin en az yüzde 65’i yatırımlar ve net dış taleple desteklenecek” ifadelerini kullandı.

  • Elvan’dan enflasyon ve büyüme mesajı

    Elvan’dan enflasyon ve büyüme mesajı

    Kocaeli’de ‘İş Dünyası Buluşması’ toplantısında iş insanları ile bir araya gelen Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, “Öncü göstergeler ekonomide büyüme ve yatırım eğiliminin üçüncü çeyrekte de sürdüğüne işaret ediyor. Bu çerçevede, salgınla ilgili dışsal bir şok olmaması durumunda, 2021 yılı için yüzde 8’in üzerinde bir büyüme bekliyoruz” dedi.

    Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, bir takım temaslarda bulunmak üzere Kocaeli’ye geldi. İlk olarak Kocaeli İş Dünyası Buluşması’na katılan Bakan Elvan, iş insanları ile bir araya geldi. Toplantıya Bakan Elvan ile birlikte Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, Kocaeli Ticaret Odası Başkanı Necmi Bulut, milletvekilleri ve çok sayıda iş insanı katıldı.

    ‘SAHA ZİYARETLERİMİZE BÜYÜK ÖNEM VERİYORUZ’

    Programda konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, “Kocaeli güçlü üretim altyapısı, lojistik avantajları ve nitelikli insan kaynağıyla ülkemizin en dikkat çekici rol modellerinden birisi. Burada üretim çeşitliliği var. İnovasyon ve yüksek katma değer var. Gözü pek ve cesaretli girişimciler var. İşte tüm bu faktörlerin birleşmesi sayesinde Kocaeli, son 15 senede, Türkiye ortalamasının üzerinde bir büyüme performansına imza attı. Bu büyümenin sürükleyici gücü ise yaklaşık 4 kata yakın artan ihracat hacmi oldu. Oluşturduğunuz ekosistem, neredeyse mükemmele yakın işliyor. Sürdürülebilir büyüme ve kalkınma noktasında Kocaeli’nin başarısı pek çok ilimize ilham verecek nitelikte. Bugün sizlerle gerçekleştireceğimiz istişarelerin, önümüzdeki dönem politikaları açısından son derece müspet sonuçlar doğuracağına inanıyorum” dedi.

    ‘2021 YILI İÇİN YÜZDE 8’İN ÜZERİNDE BİR BÜYÜME BEKLİYORUZ’

    Türkiye’nin başarılı pandemi yönetiminin ekonomiyi de etkilediğini belirten Bakan Lütfi Elvan, “Öncelikle, Türkiye pandeminin gerek sağlık ve gerekse sosyo-ekonomik olumsuz etkileriyle mücadelede son derece başarılı oldu. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde çok hızlı, kararlı ve etkin adımlar attık. 2021’in ikinci çeyreğinde üretim, ihracat, hizmetler sektöründeki güçlü toparlanma ve baz etkisinin de katkısıyla yüzde 20’nin üzerinde bir büyüme bekliyoruz. Aşılanma oranının daha da artmasıyla, başta turizm olmak üzere hizmetler sektöründe kademeli canlanma eğilimi devam ediyor. Öncü göstergeler ekonomide büyüme ve yatırım eğiliminin üçüncü çeyrekte de sürdüğüne işaret ediyor. Bu çerçevede, salgınla ilgili dışsal bir şok olmaması durumunda, 2021 yılı için yüzde 8’in üzerinde bir büyüme bekliyoruz. Büyümenin temel sürükleyicilerinin ise yatırımlar ve dış talep olması, sağlıklı ve dengeli bir büyüme patikasında ilerlediğimizi gösteriyor” dedi.

    ‘İHRACATTA İLK DEFA YILLIK 200 MİLYAR DOLARIN ÜZERİNE ÇIKARAK REKOR KIRDIK’

    2021 yılında büyüme oranlarının yükselmeye devam ettiğini söyleyen Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bu yılın büyüme performansı açısından dikkat çekici bir diğer özelliği de, yüksek büyüme oranını düşük bir cari açıkla gerçekleştirecek olmamızdır. İhracatta temmuz ayı itibarıyla, ilk defa yıllık 200 milyar doların üzerine çıkarak rekor kırdık. Dünya ihracatından aldığımız pay da artıyor. 2021’de güçlü ihracat performansımız, düşen altın ithalatı ve turizm gelirlerindeki artış sayesinde milli gelirin yüzde 3’ü civarında bir cari açık vermeyi bekliyoruz. Cari açıktaki düşüş, dış finansman ve ülke risk primi baskısını azaltmada da kritik bir rol oynayacak. Bu başarının temelinde Türk sanayisi bulunuyor. ”

    ‘HEDEFLERİMİZDEN ÖDÜN VERMEDEN YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ’

    2002’den bu yana sanayi üretim kapasitesi, üretim çeşitliliği ve yenilik yapma kabiliyeti açısından ciddi mesafeler kaydettiklerini söyleyen Bakan Elvan, “Üretimde başlayan bu yapısal dönüşümün hızlanarak devam etmesini son derece elzem görüyorum. Bu noktada Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından sistemli bir biçimde uygulanan Hamle Programının en büyük destekçisi olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Büyüme konusunda altını özellikle çizmek istediğim birkaç husus bulunuyor. Büyüme dediğimiz olgu sadece rakamlardan ibaret değil. Yüksek büyümeyi gerçekleştirdiğimizde, görevimizi tamamlamış hissetmiyoruz. Biz istikrarlı, kapsayıcı ve istihdam oluşturan, çevreyi koruyan, yüksek verimliliği ve rekabetçiliği sağlayan, ve hepsinden önemlisi de gelir dağılımı adaletini en iyi şekilde tesis eden bir büyümeyi sürekli kılmanın peşindeyiz. Bahsettiğim bu çerçeve, makroekonomik istikrarın daha da güçlendirilmesiyle mümkün. Dolayısıyla fiyat istikrarı, mali disiplin ve güçlü finansal sektör hedeflerimizden ödün vermeden yolumuza devam edeceğiz” dedi.

    ‘UYGULANAN POLİTİKALARIN OLUMSUZ YAN ETKİLERİ DE ORTAYA ÇIKTI’

    2020 son çeyreğinde başlayarak kararlı para ve maliye politikası adımları attıklarını ifade eden Elvan, “Büyüme performansımızla küresel ölçekte belirgin şekilde olumlu yönde ayrışırken, tüm Dünya’da olduğu gibi, uygulanan politikaların olumsuz yan etkileri de ortaya çıktı. Maalesef kurlardaki oynaklık, enflasyon ve ülke risk primimiz artış gösterdi. Bu olumsuz yan etkileri azaltmak amacıyla, 2020 son çeyreğinden başlayarak kararlı para ve maliye politikası adımları attık. Verimli ve nitelikli yatırım ortamı için düşük enflasyon, kur istikrarı, risk algısının azaltılması ve bekleyişlerin iyi yönetilmesi kritik önemdedir. Bu nedenle önümüzdeki en temel önceliğimiz enflasyon eğiliminin bir an önce terse çevrilmesidir.Bu çerçevede ihtiyatlı ve kararlı para ve maliye politikaları uygulamaya devam etmemiz gerekiyor. Kur istikrarını sağladığımız ve bekleyişleri iyi yönettiğimiz ölçüde enflasyonu düşürme başarımız artacaktır. Para politikasının etkinliğini güçlendirmek adına, maliye politikalarımızla da enflasyonla mücadeleye destek veriyoruz. Örneğin akaryakıtta eşel-mobil sistemi uygulaması kapsamında KDV ve ÖTV gelirimizden feragat ediyoruz. KDV, ÖTV ve stopaj indirimleri ile bir yandan salgından en fazla etkilenen sektörleri desteklerken, diğer yandan da enflasyonla mücadeleye destek veriyoruz. Bu çerçevede, kamu maliyesi tarafında yapılan indirim ve fiyat ayarlamaları sonucunda 103 milyar liralık kamu gelirinden vazgeçtik. Ayrıca son dönemde, iç talebin dengeli artışını destekleme amacıyla makro-ihtiyati tedbirleri de uygulamaya aldık ve bu tedbirlerin olumlu etkisini kısmen görmeye başladık” diye konuştu.

    ‘BORÇLANMA KONUSUNDA SON DERECE DİKKATLİ BİR YAKLAŞIM İZLİYORUZ’

    Yılın son çeyreğinde enflasyon eğiliminin belirgin bir düşüş sürecine girmesini öngördüklerini ifade eden Elvan, ” Kamu maliyesi alanına da özel bir parantez açmak istiyorum. Bütçe gelişmeleri yıl sonu hedefimizle uyumlu gidiyor. Temmuz ayında bütçe giderlerinde emekli ikramiyeleri ile planlanmış faiz, yatırım ve cari nitelikli ödemelerden kaynaklı nisbi yükseliş gerçekleşti. Ancak bu durum merkezi yönetim bütçe harcamalarında ve açığında toplam genişlemeyi değil dönemsel artışı gösteriyor. Nitekim yılın ilk 7 ayında bütçe açığı, geçen yıla kıyasla yüzde 43,7 oranında azalıp 78 milyar lira olarak gerçekleşti. Mali disiplinden asla taviz vermeyeceğiz. Merkezi yönetim bütçe açığının milli gelire oranını yüzde 3,5 olarak tutma hedefimize sadığız, bu konuda en ufak bir tereddüt bile yok. Borçlanma konusunda da son derece dikkatli bir yaklaşım izliyoruz. Uyguladığımız borçlanma politikaları sayesinde, yurtiçinden döviz cinsi borçlanmayı kademeli olarak düşürmeye başladık. 2021 yılında yurt içinden yaptığımız döviz cinsi borçlanma, döviz cinsi ödemelerin yaklaşık yarısı kadar. Borç yönetiminde bir diğer amacımız, maliyetleri de dikkate alarak borçlanmanın vadesini mümkün olduğu kadar uzatmak. İzlediğimiz yaklaşım sayesinde yurt içinde borçlanmanın vadesini 34 aydan 52 aya yükselttik. Bu stratejiler sayesinde faiz yükünü azaltarak bütçede alan oluşturmak ve bu alanı da ihtiyaç duyulan yerlerde kullanmak istiyoruz” dedi.

    ‘BU PAKETLER ÜRETKEN KESİMLERİ TEŞVİK AMACINI TAŞIYOR’

    Uzun vadeli ve uygun koşullarda finansman sağlamanın önem taşıdığının farkında olduklarını söyleyen Bakan Elvan, “Mart ayında açıkladığımız Ekonomi Reform Programı’nda üretim, istihdam, yatırım ve ihracatı ekonomi politikalarımızın odağına aldık. Bu alanları desteklemek ve üreticilerimiz üzerindeki yükü azaltmak üzere önemli adımlarımız olacak. Ben bu noktada finansman ve beşeri sermaye gibi alanlardaki politikalara kısaca değinmek istiyorum. Uzun vadeli ve uygun koşullarda finansman sağlamanın sizler için taşıdığı önemin farkındayız. Buradan hareketle KGF destekli üç yeni mekanizmayı başlatıyoruz. İlk olarak Likidite sıkıntısı çeken küçük ölçekli firmalara, ilave istihdam ettikleri her bir kişi için KGF kefaletiyle krediye erişim imkânını, ikincisi imalata dayalı ve ihracatı önceleyen yatırımlara KGF teminatı ile 5’inci ve 6’ncı bölgelerde uzun vadeli kredi desteğini, üçüncüsü ihracat potansiyeli yüksek olan KOBİ’lerin dış pazarlara açılmalarını teşvik etmek üzere Eximbank Kredi Destek Paketini devreye alıyoruz. Bahsettiğim tüm bu paketler, reel ekonomiyi, üretken kesimleri teşvik amacını taşıyor” dedi.

    ‘GENÇLERİN KALFALIK DÖNEMİNDE ALDIKLARI ÜCRETLERİ ARTIRACAĞIZ’

    “Mevcut kaynaklarımızı seçici ve odaklı bir yaklaşımla, ekonomik potansiyelimizi daha da geliştirmek için kullanacağız” diyen Bakan Elvan, “Sanayicilerimizin ara eleman bulma konusunda yaşadıkları sorunların farkındayız. Bu sorunun çözümüne yönelik hazırlıklarımızı büyük ölçüde tamamladık. Mesleki Eğitim Merkezlerine olan ilgiyi artırmak için gençlerin kalfalık döneminde aldıkları ücretleri artıracağız. Sanayicinin yükünü hafifletmek için de, bu merkezlerden eğitim alan öğrencilerin ücretlerini biz ödeyeceğiz. Milli Eğitim Bakanımızla bu konuya ilişkin geçen hafta çok verimli bir toplantı yaptık. Bu alanda atacağımız adımların, istihdam piyasalarında ciddi bir dönüşümü teşvik etmesini bekliyoruz” dedi.

  • Bakan Elvan’dan Merkez Bankası açıklaması

    Bakan Elvan’dan Merkez Bankası açıklaması

    Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, fiyat istikrarını sağlama görevinin Merkez Bankası’nın olduğunu, hiçbir şekilde bankaya müdahalenin söz konusu olmadığını açıkladı.

    Bakan Elvan, Twitter’daki hesabından yaptığı açıklamada, “Fiyat istikrarını sağlama görevi Merkez Bankası’nındır. Fiyat İstikrarı Komitesi’nin ana amacı, enflasyonda risk oluşturan arz şoklarına karşı çözüm önerilerinin geliştirilmesidir. Hiçbir şekilde Merkez Bankası’na müdahale söz konusu değildir” dedi.

  • Bakan Elvan’dan Bursa’da önemli açıklamalar

    Bakan Elvan’dan Bursa’da önemli açıklamalar

    Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, “Enflasyonla mücadele tüm politikalarımızın merkezinde yer alıyor. Kararlı duruşumuz ve uygulanan politikalar, enflasyonda yukarı yönlü beklentilerin de kırılmasında rol oynayacak. Tabi burada döviz kuru istikrarı da oldukça önemli. Son dönemde, döviz kuru geçişkenliğinin enflasyon üzerindeki etkisinin daha da arttığını görüyoruz. Tarihimizde ilk defa 200 milyar doların üzerine bir ihracat performansı gerçekleştireceğimize inanıyorum” dedi.

    Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) tarafından düzenlenen ‘İş Dünyası Buluşması’ toplantısına katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan BTSO Başkanı İbrahim Burkay, pandemi döneminde yapılan desteklemelerin devam etmesi gerektiğini ifade ederek, “Pandeminin ortaya çıktığı ilk günden bu yana tüm gücümüz ve imkanımızı pandeminin üyelerimiz üzerindeki etkilerini azaltmaya yoğunlaştırdık. Tüm sektörlerimizle sürekli iletişim halinde olduk. Düzenlediğimiz istişare toplantılarıyla üyelerimizin yaşadığı sıkıntıları yakından takip ettik. Komitelerimizin belirlediği sorunları ve bu sorunlara yönelik çözüm beklentilerini çatı kuruluşumuz Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne ve ilgili Bakanlık, kurum ve kuruluşlara aktararak sektörlerimizin sorunlarının çözümünde önemli bir rol oynadık. Dünya ekonomilerinin zorlu sınavlardan geçtiği bir dönemdeyiz. Geçen yıl bir sağlık sorunu olarak başlayan korona virüs salgını, ekonomik sorunları ve belirsizlikleri de ortaya çıkardı. Salgınla birlikte küresel ekonomi hem arz hem de talep yönüyle büyük sınavlar verdi. İşletmelerimizin bir bölümü faaliyetlerine ara vermek zorunda kalırken, tedarik zincirlerinde de aksamalar meydana geldi. Diğer taraftan da büyümenin en önemli etkenlerinden birisi olan iç tüketim, salgından negatif etkilendi” dedi.

    Bursa’da ve Türkiye’de çok ciddi bir yatırım iştahının bulunduğunu belirten Burkay, “Hükümetimiz tarafından sağlanan çok önemli destek mekanizmaları var. Ancak iş dünyamızın sahip olduğu bu potansiyeli ortaya çıkarabilmek için faiz ve enflasyon koşullar ile birlikte yatırım ortamını güçlendirici adımlar atılması önem arz etmektedir. Firmalarımız geçen yıl bu aylarda kredi destek paketleri kapsamında yüzde 7,5’a kadar düşen faizleri kullanmışken bugün kredi faiz oranları ise yüzde 22-24 aralığında bulunmaktadır. Yüksek enflasyonla mücadelede kararlı ve hızlı bir şekilde atılacak adımlar, işletmelerimizin maliyet ve sermaye yapısı açısından yaşadığı olumsuzlukların da önüne geçecektir” diye konuştu.

    “Yerli otomobilinin Gemlik’ten yola çıkacak olması tesadüf değil”

    Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, salgının etkilerinin nispeten azalmasıyla, artık sahaya daha sık inecekleri, yerelin sesini yerinde duymak istedikleri için Anadolu turuna Bursa’dan başladıklarını ifade ederek, “Otomotivin ve tekstilin kalbi burada atıyor. Türkiye’nin otomobilinin Gemlik’ten yola çıkacak olması elbette tesadüf değil. Sahip olduğunuz kabiliyetler, güçlü tedarik zincirleri ve firma etkileşimini kolaylaştıran ekosistem, Bursa’nın taşıdığı avantajlardan sadece birkaçı. Çekim merkezi konumunda olan Bursa, bölgesel gelişme açısından da çevre illerin kalkınmasında bir kaldıraç görevi üstleniyor. Dolayısıyla taşıdığınız bu potansiyel, ülkemize de yüksek katma değer, üretim çeşitliliği ve istihdam olarak geri dönüyor. Bu etkileyici performans, sizleri bir rol model olarak da öne çıkartıyor” ifadelerini kullandı.

    “Yıl sonuna kadar bu tutarın 191 milyar liraya, yani milli gelirin yüzde 3,4’üne ulaşmasını bekliyoruz”

    Zorlu 2020 yılının geride kaldığını, yaşanan küresel salgının sosyolojik, ekonomik ve toplumsal pek çok sorunu da beraberinde getirdiğinin altını çizen Elvan, “Bakın biz bu dönemde, sorunsuz işleyen bir düzenin aniden durabileceğini, deyim yerindeyse tüm şalterlerin bir anda kapanabileceğini gördük. Küresel ekonomi, belki de son 100 yılın en şiddetli daralmasını yaşadı. Dünya ticareti ve uluslararası sermaye hareketleri derin yaralar aldı. Küresel çapta işsizlik, bütçe açıkları, borçluluk oranları ve enflasyon artış eğilimine girdi. Oluşan bu hasarın giderilmesi maalesef zaman alacak. Türkiye, işte böylesine zorlu bir mücadeleyi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin sağladığı hızlı koordine olabilme yeteneği sayesinde başarıyla yürüttü. Emekçiler, işverenler ve vatandaşlarımız için tüm imkânlarımızı seferber ettik. Salgından etkilenen işletmelerimize; Çeşitli hibe destekleri sunduk, vergi ve sosyal güvenlik prim ödemelerinde ertelemeler getirdik, KDV ve kira stopajlarında indirimler yaptık. Üretimde sürdürebilirliği sağlamak için benzersiz adımlar attık. Kısa çalışma ödeneği, işsizlik ödeneği, nakdi ücret desteği ve normalleşme desteği gibi mekanizmalar, Türk sanayisini bu zorlu dönemde ayakta tuttu. Bahsettiğim bu dört uygulamayla, 9 buçuk milyon vatandaşımıza 55 milyar liralık bir destek sunduk. Bütçeden ve çeşitli fonlardan sunduğumuz desteklerin tutarı 141 milyar lirayı aştı. Yıl sonuna kadar bu tutarın 191 milyar liraya, yani milli gelirin yüzde 3,4’üne ulaşmasını bekliyoruz” dedi.

    “Tarihimizde ilk defa 200 milyar doların üzerine bir ihracat performansı gerçekleştireceğimize inanıyorum”

    Şunu da çok net ifade edeyim; bundan sonraki süreçte de ihtiyaç duyan her kesimin yanında olmaya devam edeceklerini işaret eden Bakan Elvan, “Biliyorsunuz aşılamada da önemli bir ivme artışı söz konusu. Günde 1 milyon dozun üzerinde aşı yapılıyor, bakınız bu muazzam bir başarıdır. İnşallah bu durumun olumlu etkisini de önümüzdeki dönemde, hem ekonomide hem de sosyal hayatın normalleşmesinde göreceğiz. Atılan adımların katkısıyla, 2020 yılını büyümeyle kapattık. Ekonomik aktivite 2021’in ilk çeyreğinde canlı bir performans gösterdi. İlk çeyrekteki yüzde 7’lik büyümenin yüzde 30’unu imalat sanayimiz tek başına sırtladı. Yine bu dönemde; dış talebin ve yatırım harcamalarının da büyümeye önemli bir katkı sağladığını görüyoruz. İhracat tarafı çok güçlü gidiyor, bu sene tarihimizde ilk defa 200 milyar doların üzerine bir ihracat performansı gerçekleştireceğimize inanıyorum. Bursa’nın ihracat rakamları da, yılın ilk 5 ayında, geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 38’in üzerinde arttı. Sizlerin de desteği ile yıl sonu hedefimize ulaşacağımızdan hiç kuşkum yok. Makroekonomik politikalarımızda 3 temel önceliğimiz var. Birincisi; ekonomide dengesizlik ve kırılganlık oluşturmayacak, kaliteli ve istikrarlı bir büyümeyi temin etmek. Bizim için önemli olan büyümenin sürdürülebilirliği ve kapsayıcılığıdır. İstihdam oluşturan, gelir dağılımını iyileştiren, verimliliği artıran ve rekabeti teşvik eden politikalarla büyüme patikamızı şekillendirmek istiyoruz. Bu büyümeden de, tüm vatandaşlarımızın en iyi şekilde faydalanmasını arzuluyoruz. İkinci politika önceliğimiz; Cari açığın kontrol altına alınması, hatta orta vadede cari fazla veren bir ekonomik yapının hakim kılınmasıdır. Cari açıkla mücadelenin hem dönemsel hem de yapısal unsurlarının olduğunun farkındayız. İhracat pazarlarımızın toparlanıyor oluşu, dönemsel açıdan işimizi kolaylaştırıyor. Benzer şekilde, altın ithalatını azaltmak için uyguladığımız tedbirlerin de müspet etkilerini görmeye başladık. Yılın ilk 5 ayında altın ithalatı, geçen seneye göre yüzde 47 azaldı. Yapısal tarafta da bir dizi tedbir hayata geçecek. Örneğin; imalat sanayimizin küresel değer zincirlerine entegrasyonunu daha da artırmak için özel programlar uygulayacağız. İhracatı öncelikleyen yatırımlara ağırlık vereceğiz. Yurtdışı lojistik merkezleri açarak ihracatçıların potansiyel pazarlara erişimini hızlandıracağız. Üçüncü ve en önemli politika önceliğimiz ise; fiyat istikrarının sağlanmasıdır” şeklinde konuştu.

    “Enflasyonla mücadele tüm politikalarımızın merkezinde yer alıyor”

    “Enflasyon nitelikli ve sürdürülebilir büyümenin önündeki en temel engeldir. Yüksek enflasyonun olduğu bir ortamda, sanayici de önünü göremez, sağlıklı karar alamaz, uzun vadeli yatırım yapmaya da cesaret edemez” diyerek sözlerini sürdüren Bakan Elvan, “İşte bu yüzden, enflasyonla mücadele tüm politikalarımızın merkezinde yer alıyor. Biz bu sorunu bir bütün olarak ele alıyoruz. Para, maliye, finansal sektör ve yapısal politikalarımız uyum içinde hareket ediyor. Kısa vadeli kazanımlar uğruna, asla enflasyon hedefimizden kopmayacağız. Enflasyonla mücadelede, beklentiler kanalının ne denli kritik bir rol oynadığını biliyoruz. Kararlı duruşumuz ve uygulanan politikalar, enflasyonda yukarı yönlü beklentilerin de kırılmasında rol oynayacak. Tabi burada döviz kuru istikrarı da oldukça önemli. Son dönemde, döviz kuru geçişkenliğinin enflasyon üzerindeki etkisinin daha da arttığını görüyoruz. Kur istikrarının sağlanması ve enflasyonun düşmeye başlamasıyla birlikte; ülkemizin risk primi de düşecek, sermaye girişi hızlanacak, Türk Lirası varlıklara talep artacak, ve oluşan güven ortamı istikrarlı büyümeyi de beraberinde getirecek. Biliyorsunuz geçmişte de yüksek enflasyon sorununu yaşadık ve attığımız adımlar sayesinde enflasyonu gayet başarılı bir biçimde tek hanelere indirdik. Yine benzer bir başarı hikayesi yazacağız, ancak bunun için sizlerin de sabrınıza ve desteğinize ihtiyacımız var. Biz Hükümet olarak sizlerin yükünü alacak ve işlerinizi hızlandıracak düzenlemeleri yapmakta kararlıyız. Reform paketinde de yer verdiğimiz üzere; sanayimiz için finansman, beşeri sermaye, vergilendirme ve yatırım ortamının iyileştirilmesi gibi alanlarda somut politikaları hayata geçireceğiz” dedi.

    “Mesleki Eğitim Merkezlerini gençlerimiz için çok daha cazip kılacağız”

    Finansa erişimin sizler için ne denli kritik bir önem taşıdığını dile getiren Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, “Buradan hareketle; bankacılık sektörünün yanı sıra, faizsiz finans sistemi ve sermaye piyasalarını daha da derinleştirecek politikalara hız vereceğiz. Katma değer üreten firmaların hayatta kalmasını da çok önemsiyoruz. Bunun için bankacılık sektörümüzde; firma rehabilitasyonları için yeniden yapılandırma birimleri kurulmasını teşvik ediyoruz. Sanayicilerimizin ara eleman bulma noktasında karşılaştıkları zorlukların da farkındayız. Bu sorunu çözmek üzere, çok önemli bir adım atıyoruz, hazırlıklarımızı büyük ölçüde tamamladık. Mesleki Eğitim Merkezlerini gençlerimiz için çok daha cazip kılacağız. Kalfalık döneminde alınan ücretlerde iyileşme sağlayacak, bu merkezlerde eğitim gören öğrencilerin ücretlerini kamu tarafı olarak biz karşılayacağız. Böylece sizlerin üzerindeki yükleri kaldırmayı hedefliyoruz. Ülkemizin potansiyeline ve sizlerin yapabileceklerine çok büyük bir güven duyuyoruz. Türkiye, küresel ekonominin sayılı üretim ve inovasyon merkezlerinden biri olabilir. İnanın bunun önünde hiçbir engel yok. Pandemide Türk sanayisi kendini ispatladı, en zor durumlarda bile müdahale kapasitesiyle gücünü gösterdi” diye konuştu.

    Sanayicilerinden 4 temel beklenti

    Sanayiyi daha ileri taşımak adına, 4 temel beklentilerinin olduğunu söyleyen Elvan, “Birincisi; yüksek katma değer üreten, dijitalleşmeyi teşvik eden ve rekabet gücünüzü artıracak yatırımlara öncelik vermenizi arzu ediyoruz. Bursa, sahip olduğu avantajlarla yerli yabancı pek çok yatırımcının hedef noktası da olabilir. Dolayısıyla sizlerin pro-aktif olmanızda, uluslararası işbirliği imkânlarını zorlamanızda büyük faydalar bulunuyor. İkincisi; borç-özkaynak dengenizin daha dikkatli ayarlanması hususu. Ben katıldığım tüm toplantılarda, bu hususun özellikle altını çiziyorum. Ödeyebileceğiniz kadar borç alın, büyük yüklerin altına lütfen girmeyin. Şirketleriniz sermaye piyasalarına açmak gibi, farklı finansman imkanlarını da gündeminize alın. Hammadde ve emtia fiyatlarının dünya genelinde arttığı, gelişmiş ülkelerde enflasyon beklentilerinin yükseldiği bir döneme giriyoruz. Gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının para politikalarında değişikliğe gidebileceği bir ortamda, yurtdışı piyasalarda oynaklığın artabileceğini öngörmek gerekiyor. Bu nedenle, bilanço yapımızı bu yeni döneme göre ayarlamamız önem arz ediyor. Üçüncüsü; istihdam ve teknoloji dengesini çok iyi kurmaya özen göstermeliyiz. İşgücümüze yeni iş imkanları oluşturmak kadar, mevcut işgücü kabiliyetlerinin geliştirilmesi de kritik öneme sahip. Bu noktada Bursa, diğer illerimize göre avantajlı bir konumda. İlimizdeki Model fabrikanın gerek yalın üretim, gerekse dijitalleşme konusunda dönüştürücü bir fonksiyon üstleneceğini düşünüyorum. Sizlerin burada alacağı eğitimler, verimlilik ve rekabet artışı olarak işinize geri dönecek, bundan emin olabilirsiniz. Dördüncü ve son olarak; Sanayinin yeşil dönüşümü konusunu da odaklı bir şekilde ele almamız şart. Yeşil teknolojiler, küresel çapta yeni ürünler ve piyasalar oluşturmak için ciddi bir büyüme potansiyeli sunuyor. Küresel iklim değişikliği, tarım başta olmak üzere hayatımızın pek çok alanını etkilemeye başladı. Ülkelerin ve uluslararası kuruluşların da bu konudaki hassasiyeti günden güne artıyor. Önümüzdeki dönemde, dış kaynaklara ve dış finansmana erişim şartlarından birisi de yeşil dönüşüm olacak. Dolayısıyla, bu konuyu asla ıskalamamız gerekiyor. Türkiye, yeşil devrimin öncülerinden biri olabilir. Ben bunu bir örnekle açıklamak istiyorum. Türkiye’nin Otomobili Projesi, aslında tam da bu bağlamda değerlendirilmesi gereken bir iş. Biliyorsunuz otomobiller artık ulaşım aracı olmanın da ötesinde; yüksek teknolojili, elektrikli, otonom ve ağa bağlı akıllı bir cihaza dönüşüyor. Tabi buna ek olarak; çevre ve emisyon alanında getirilen yeni düzenlemeler de sektörde reformu zorunlu kılıyor. Dolayısıyla, sektörde hem ana sanayinin hem de tedarik sanayinin hızla uyum sağlamasını gerektirecek bir bakış açısına ihtiyaç var. Bu bakış açısına sahip olup harekete geçenler, otomotiv endüstrisinin yarınlarını da şekillendirecekler. İşte TOGG, bu sektörün yarınlarını bugünden şekillendirme iddiasını ortaya koyuyor. Burada geliştirilecek teknolojiler; çevreyi kirletmeyen, elektrikli ve bağlantılı bir mobilite ekosistemini de hayata geçirecek. Daha da önemlisi, ülkemiz tedarik sanayisi de bu dönüşüme ayak uyduracak. Bir sonraki adımda da, geliştirdiğimiz teknolojileri yurtdışına ihraç edeceğiz. Bir ülke sanayisi için, bundan daha ilham verici bir örnek olabilir mi? Bursa’nın bu benzersiz dönüşüme öncülük edecek olması da hakikaten heyecan verici” diyerek sözlerini noktaladı.

  • Bakan Elvan’dan döviz kuru mesajı

    Bakan Elvan’dan döviz kuru mesajı

    Hazine ve Maliye Bakanı Elvan, döviz kuruna yönelik “Kur istikrarının sağlanması ve enflasyonda düşüşle sermaye girişi hızlanacak, TL varlıklara giriş artacak” mesajı verdi.

    Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Bursa İş Dünyası ile Buluşma programında konuştu.

    Elvan’ın mesajlarından öne çıkanlar şöyle:

    Pandemide 9.5 milyon vatandaşa 55 milyar TL destek verdik. Toplam destekler 141 milyar TL’yi aştı, yıl sonuna kadar 191 milyar ile milli gelirin yüzde 3.14’üne ulaşacak.

    Enflasyonla mücadele tüm politikalarımızın önünde, kısa vadeli kazanımlar uğruna asla enflasyon hedefimizden kopmayacağız.

    Kararlı duruşumuz ve uygulanan politikalar, enflasyonda yukarı yönlü beklentilerin de kırılmasında rol oynayacak. Enflasyonla mücadele, tüm politikalarımızın merkezinde yer alıyor.

    Bizim için önemli olan büyümenin sürdürülebilirliği ve kapsayıcılığıdır.

    Kur istikrarının sağlanması ve enflasyonda düşüşle sermaye girişi hızlanacak, TL varlıklara giriş artacak. Bu da sürdürülebilir büyümeye katkı sağlayacak.

  • Bakan Elvan’dan finansal istikrar vurgusu

    Bakan Elvan’dan finansal istikrar vurgusu

    Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, “Piyasaların etkin ve sağlıklı işleyişini son derece önemsiyoruz. Bu kapsamda serbest piyasa mekanizmasından herhangi bir taviz kesinlikle söz konusu olmayacak, liberal kambiyo rejiminin uygulanmasına kararlılıkla devam edilecektir” dedi.
    Hazine ve Maliye Bakanı Elvan, yaptığı yazılı açıklamada, Makroekonomik istikrarın ön koşulları fiyat istikrarı ve finansal istikrar olduğunu vurgulayarak, bu alanlarda istikrar olmaksızın; güçlü, kaliteli ve sürdürülebilir bir büyümeye ulaşmanın mümkün olmadığını kaydetti.

    Bakan Elvan şöyle devam etti:

    “Uygulamakta olduğumuz ‘enflasyonda düşüşü önceliklendiren’ makro politika çerçevesi, enflasyonda kalıcı düşüş sağlanana kadar kararlılıkla sürdürülecektir. Maliye politikalarını, para politikasını tamamlayıcı yönde fiyat istikrarını desteklemek amacıyla uygulamaya devam edeceğiz.”
    Piyasaların etkin ve sağlıklı işleyişini son derece önemsediklerini vurgulayan Bakan Elvan,” Bu kapsamda serbest piyasa mekanizmasından herhangi bir taviz kesinlikle söz konusu olmayacak, liberal kambiyo rejiminin uygulanmasına kararlılıkla devam edilecektir. Reform paketimizde yer alan eylemler de, yapısal temellerimizi daha da güçlendirecek, olası şoklara karsı direncimizi artıracaktır” ifadesini kullandı.

  • Kapatılan iş yerleri için vergi kararı

    Kapatılan iş yerleri için vergi kararı

    Covid-19 salgını nedeniyle faaliyetlerine ara verilen iş yerlerinin gelir vergisi, stopaj ve KDV beyannamelerinin verilme ve ödeme süreleri ertelendi.

    Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği, Resmi Gazete’de yayımlanarak, yürürlüğe girdi.

    Buna göre, Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve birçok ülkeye yayılan yeni tip corona virüs (Covid-19) salgınına ilişkin Türkiye’de İçişleri Bakanlığınca alınan tedbirler kapsamında, geçici süreliğine faaliyetlerine tamamen ara verilmesi/faaliyetlerinin tamamen durdurulması kararlaştırılan iş yerlerinin olduğu sektörlerdeki mükellefler 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “mücbir sebep” hükümlerinden faydalandırılacak.

    Ana faaliyet alanı itibarıyla İçişleri Bakanlığınca alınan tedbirler kapsamında geçici süreliğine faaliyetlerine tamamen ara verilmesine/faaliyetlerinin tamamen durdurulmasına karar verilen iş yerlerinin olduğu sektörlerde faaliyette bulunan mükelleflerin 1 Aralık 2020 ila alınan karar kapsamında faaliyetlerine tekrar başlamaları uygun görülen tarih aralığında mücbir sebep halinde olduğunun kabul edilmesi uygun bulundu.

    Söz konusu ana faaliyet alanlarının tespitinde, bugün itibarıyla vergi dairesi kayıtlarındaki ana faaliyet kodu dikkate alınacak.

    Mükellefin vergi dairesi kayıtlarındaki ana faaliyet kodu itibarıyla belirlenen sektörler arasında bulunmamasına rağmen ana faaliyet alanı olarak bu sektörlerden herhangi birisinde fiilen iştigal ettiğini ispat ve tevsik etmesi halinde, mükellefin mücbir sebep kapsamında olup olmadığının belirlenmesinde ana faaliyet kodu yerine fiilen iştigal edilen ana faaliyet alanı dikkate alınacak.

    VERGİ ÖDEVLERİNİN ERTELENMESİ

    Mücbir sebep halinde olduğu kabul edilen mükelleflere ilişkin kanuni verilme süresi mücbir sebep dönemine isabet eden ve bu dönemde verilmesi gereken muhtasar beyannameler (Muhtasar ve prim hizmet beyannameleri dahil) ve KDV beyannameleri ile Form Ba-Bs bildirimlerinin verilme ve söz konusu dönem içinde oluşturulması ve imzalanması gereken e-defterlerin oluşturulma ve imzalanma ile aynı sürede Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Sistemi’ne yüklenmesi gereken “elektronik defter beratları” ile e-defterler ve bunlara ilişkin berat dosyalarının ikincil kopyalarının yüklenme süreleri, mücbir sebep halinin sona ereceği tarihi izleyen ayın 26’ncı günü sonuna kadar ertelendi.

    Beyannamelere istinaden tahakkuk eden vergilerin ödeme sürelerinin, beyanname verme süresi uzatılan ilk dönemden başlamak üzere, bunların verilmesi gerektiği ayı izleyen aydan itibaren, sırasıyla her bir dönem için takip eden ilgili ayın sonuna kadar uzatılması uygun bulundu.

    Mücbir sebep halinin sona erdiği tarih itibarıyla beyanname/bildirim verme süresinin son gününe 26 günden az süre kalması halinde, beyanname/bildirim verme süresinin son günü olarak, mücbir sebep halinin sona erdiği tarihin içinde bulunduğu döneme ilişkin KDV beyannamelerinin verileceği son gün dikkate alınacak.

    Sosyal güvenlik mevzuatı gereğince sigortalıların mücbir sebep dönemine ilişkin prime esas kazanç ve hizmet bilgilerinin muhtasar ve prim Hizmet Beyannamesi ile bildirilmesinin zorunlu olması durumunda mücbir sebep, bu beyannamelerin vergi kesintilerine ilişkin kısmının beyan ve ödeme sürelerinin ertelenmesi için geçerli olacak.

    BAKAN ELVAN: VERGİLERİ ERTELEDİK

    Konuya ilişkin olarak açıklama yapan Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, yeni tip corona virüs (Covid-19) salgını tedbirleri kapsamında geçici süreliğine faaliyetlerine ara verilen mükelleflerin vergilerinin Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanan tebliğle ertelendiğini bildirdi.

    Tebliğle Covid-19 salgını nedeniyle İçişleri Bakanlığının aldığı tedbirler kapsamında geçici süreliğine faaliyetlerine ara verilen mükelleflerin vergilerinin ertelendiğini belirten Elvan, şunları kaydetti:

    “Sinema salonu, kahvehane, kıraathane, kır bahçesi, internet kafe, elektronik oyun salonu, bilardo salonu, lokal, çay bahçesi, halı saha, yüzme havuzu, hamam, sauna, lunapark faaliyetinde bulunan mükelleflerimizi 1 Aralık 2020 itibarıyla mücbir sebep kapsamına aldık. Bahse konu mükellefler tarafından mücbir sebep döneminde verilmesi gereken katma değer vergisi ve muhtasar beyannamelerin beyan ve bunlara ilişkin ödeme süreleri, mücbir sebep halinin sona ereceği tarihi izleyen ayın 26’ncı günü sonuna kadar uzatıldı.”

    Öte yandan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan da konuya ilişkin Twitter hesabından paylaştığı mesajında, “Pandemi süresince iş yerleri kapalı kalan esnafımızın, sanatkarımızın ve tacirimizin talepleri arasında yer alan ve yakinen takip ettiğimiz bazı vergi ödemelerinin ertelenmesi hususundaki düzenleme, bugünkü Resmi Gazete’de yayımlandı. Hayırlı olsun” ifadelerine yer verdi.

  • Memur-Sen seyyanen zam talebini Bakan Elvan’a iletti

    Memur-Sen seyyanen zam talebini Bakan Elvan’a iletti

    Memur-Sen yönetimi, kamu görevlilerine seyyanen zam verilmesi talebini Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’a iletti.

    Memur-Sen’den yapılan yazılı açıklamaya göre, Genel Başkan Ali Yalçın ve beraberindeki Yönetim Kurulu üyeleri Hazine ve Maliye Bakanı Elvan tarafından kabul edildi.

    Kabulde, kamu görevlilerinin alım gücünün düştüğüne dikkati çekerek seyyanen zam beklentilerini Bakan Elvan’a ileten Yalçın, şu ifadeleri kullandı:

    “Açıklanan 14,6’lık enflasyon söz konusu. Ancak sahada gerçek enflasyonun bu olmadığını biliyoruz. Gıda enflasyonu yüzde 19’u gördü. Vergilere bakıyoruz 9,21 arttı. Asgari ücret ise 21,56 oranında artırıldı. Bu rakamlar ışığında görüyoruz ki gerçek enflasyonun hesaplanması zor değil. Kamu görevlilerinin alım gücünün düştüğü herkesin malumu, seyyanen zam istiyoruz.”

    Sözleşmelilerin kadro talebi de aktarıldı

    Kabulde, kamuda sözleşmeli istihdam konusu da gündeme geldi.

    Yalçın, kamuda sözleşmeli statüsünün son bulması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:

    “Kamuda sözleşmeli sayısı 400 bini aştı. Kamudaki sözleşmeliler arasındaki özlük hakları farklılığı da 20’yi buldu. Bu konunun da gündeme alınması gerekiyor. Kamuda sözleşmeli memurluk son bulmalı, kamuda istihdam modeli ‘kadrolu’ olmalıdır.”

    Bakan Elvan’a sağlık çalışanlarının taleplerini de ileten Yalçın, “Sağlık çalışanlarına yapılan ek ödemelerde sorunlar var. Bu sorunların başında ise hala yapılmamış ek ödemeler var. Bu sorunlar giderilmeli. Sorunların giderildiği gibi belirsizlik de bitirilmeli.” ifadelerini kullandı.

    Yalçın, Belediyeler Kanun’a tabi yerel yönetimlerde çalışan sözleşmeli personele kadrolarının bir an önce verilmesini istedi.