Etiket: HDP

  • Bozdağ, Diyarbakır annelerini ziyaret etti

    Bozdağ, Diyarbakır annelerini ziyaret etti

    Bakan Bozdağ, aileleri tek tek dinledikten sonra gazetecilere açıklamalarda bulundu. Diyarbakır anneleri terörle, insanlık dışı yol ve yöntemlerle evinden, okulundan, yuvasından, işinden, annesinden, babasından, kardeşlerinden koparılıp ölüme götürülen yavrularının acısıyla, hasretiyle yandığını ifade eden Bakan Bozdağ, bu hasret ve acıyla yavrularına kavuşmak umuduyla onurlu ve büyük bir mücadeleyi başlattığını hatırlattı.

    “39 aile bu mücadele sonucunda evladına kavuştu”

    Ailelerin 2019’dan beri de bu mücadeleyi alnı ak, başı dik biçimde yürüttüğünü belirten Bakan Bozdağ, “39 aile bu mücadele sonucunda evladına kavuştu. Kalan aileler de evlatlarını bekliyor. Onlar da bu mücadelenin sonunda yavrularına kavuşacak, hasretleri dinecek. Burada gözü yaşlı anneleri görmek ve onların hasretini dinlemek bizi fazlasıyla etkiledi. Dinlediğim aileler, 12 yaşında dağa götürülün çocuğundan, ortaokuldayken zorla dağa kaçırılandan, üniversitede eğitim alırken zorla dağa götürülen evladından bahsediyor. 12, 13, 14, 16,17 yaşında çocuklar var. Büyük bir kısmı lise ve ortaöğretimde olan bu gençleri, bir kısmı da üniversite eğitim gören gençleri ya kandırarak ya da zorla başka yöntemlerle ikna ederek terör örgütüne katmak için dağa götürüyorlar” diye konuştu.

    “Bu gençlerin eğitim hayatı bitmiş durumda” diyen Bakan Bozdağ, şöyle konuştu:

    “İçinde hasta olanlar var. Onlar da maalesef terör örgütü tarafından dağa kaldırılmış durumda. Terör örgütü kendi amaçları için bu mahzun çocukları kullanma gayreti içerisinde. Çocuk hakları diye yeri göğü inletenlere sormak isterim; 12 yaşında okul çağında olan çocuk, bunun hakkı yok mu? 13 yaşında teröre zorla kurban edilen ve terör örgütünün alıp götürdüğü çocuğun hakkı yok mu? Çocuk haklarından bahsedenler bir gün gelip Diyarbakır annelerine ‘Sizin çocuklarınızın hakları var. Biz eğitim hakkı gasp edilen bu yavrularımız için sizin mücadelenizde sizin yanınızdayız’ dediler mi? Demediler.”


    Bu çocukların, ailelerin, akrabaların hepsinin geleceği dair umutları olduğunu aktaran Bakan Bozdağ, “Hepsi çalındı. HDP’lilere de soruyorum, onlara destek olanlara da soruyorum ve hepsine söylüyorum. Dağa götürülen bu çocukların, gençlerin hakları yok mu? İnsan hakları örgütlerine de bir iki cümle söylemek isterim. Hem Avrupa Konseyi, hem Avrupa Birliği (AB) hem Birleşmiş Milletler (BM) hem de bağımsız faaliyette bulunan nice insan hakları örgütleri var. Türkiye’de insan hakları dernekleri, vakıfları var. Diyarbakır annelerinin yanına gelip soran görmedik. Sordum, gelen de yok. Türkiye’deki dernekler de bizim adımız insan hakları derneği diyor. Sizin adınız insan hakları derneği olabilir. Ama esasında terörist hakları dernekleri bunlar. Sadece terör örgütlerinin üyesi veya terör örgütüyle ilgili eylem veyahut herhangi bir suç işlediğinde, hakkında soruşturma veya kovuşturma olanlarla ilgili her yere gidip geliyorlar” şeklinde konuştu.

    Bakan Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Yeri gelince insan hakları diye yeri göğü inletenler, STK’lar Diyarbakır anneleri insan değil mi? Onların yavruları insan değil mi? Onların yaşam hakkı yok mu? Eğim hakkı yok mu? Ailesiyle bir yuvada yaşama hakları yok mu? Hepsi var. Ama bir gün birileri de çıkıp desin ki bu hakları PKK terör örgütü çiğnedi. Bu hakları onun (PKK) uzantısı HDP çiğnedi. Bu hakları ayaklar altına alan zalimler karşısında hepimiz bir olalım. Ama demiyorlar. Çünkü bunlar güdümlü dernekler.”

    “Çocukların hakkını kim arıyorsa biz onlarla beraberiz”

    Mimarlar Odası, Tabipler Odası ve bazı odaların terör örgütünün ağzıyla konuştuğunu dile getiren Bakan Bozdağ, “Onlara da söylüyorum. Eğitim ile ilgili bir sürü dernek ve vakıf var. Onlara da söylüyorum. Neredesiniz? Burada insan hakları ayaklar altına alınırken, bunca çocuğun sağlıklı yaşam hakkı elinden alınırken, dağa zorla götürülüp ölüp öldürülürken sizin sesiniz niye yükselmiyor? Maalesef bunları duyamıyorlar. Onun için de hep şunu söylüyoruz; biz, insan hakları ile ilgili samimi ve hak ihlali olan kim varsa, onların hakkını ayrımsız kim arıyorsa onlarla beraberiz. Çocukların hakkını kim arıyorsa biz onlarla beraberiz. Kadınların hakkını kim arıyorsa biz onlarla beraberiz. Ama böyle isimler kullanarak sadece teröristlerin ve terör örgütlerinin amaçlarına hizmet edenlerin adlarına bakarak biz onlarla birlikte olmadık, bundan sonra da olmaz. İstikametleri doğru oldukları zaman herkes ona göre hareket edecek. Onun için adı insan hakları bilmem falan filan olan pek çok dernek ve vakfın emin olun yaptıkları işler ortada. Kimlerin peşinden koştukları ve kimlerin hakkını aradıkları ortadadır. Bunların masum insanların haklarıyla uzaktan ve yakından bir ilgilerinin olmadığını çok net bir biçimde ifade etmek isterim” ifadelerini kullandı.


    HDP’nin PKK terör örgütüyle içli dışlı olduğu bütün açıklamalarında sabit olduğunu kaydeden Bakan Bozdağ, şöyle konuştu:

    “Kandil’den açıklama yaptılar. Ne diyorlar, Cumhurbaşkanımız ile ilgili bu yönetimin gitmesi için Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibine nasıl destek vereceklerini, nasıl onun arkasında duracaklarını Kandil’deki terörist elebaşları tek tek açıklıyor. Türkçe konuşuyorlar. Gören göz görüyor, duyan kulak duyuyor, anlayan akıl anlıyor. Bir gün çıkıp da diyebiliyorlar mı terör örgütünün desteğine bizim ihtiyacımız yok. Ağızlarından böyle bir cümle duydunuz mu? Duymadınız, duyamazsınız da. ‘Terörün olduğu yerde olmayız, gölgesinin olduğu yerde durmayız, onlar destek verirse biz kalkarız’ diyenleri de görüyorsunuz. Ağızlarını açıp bir cümle kurdular mı, kurabiliyorlar mı? Daha şimdiden terör örgütlerinin hedeflerine adeta teşne bir durum koydukları çok aşikar.”

    Annelere ve evladı dağa kaçırılanlara seslenmek istediğini söyleyen Bakan Bozdağ, “Kandil ve HDP’den çocuklarınızı isteyin. Ama şimdi Kandil’in en büyük desteğini arkasına almış olan CHP Genel Başkanı’ndan ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı’ndan da yavrularınızı isteyin. Çünkü Kandil artık desteğini Millet İttifakı’na verdiğini açıkladı. PKK terör örgütü Kürt kardeşlerimizin en büyük düşmanıdır. Esasında Kürtlerin en büyük sıkıntısı PKK terör örgütüdür. Terörle mücadele için harcanan onca para terör olmasa, yatırıma ve istihdama harcansa acaba Diyarbakır’da veya başka bir yerde herhangi bir sorun olabilir miydi? Bugün pek çok sorun var. O yüzden ben eminim ki terörle mücadelede Diyarbakır annelerinin bu onurlu ve dik duruşu bütün millete örnek olacaktır” ifadelerine yer verdi.

  • HDP işbirliğine kızdı MHP’ye geçti

    HDP işbirliğine kızdı MHP’ye geçti

    İYİ Parti Hafik İlçe Başkanı Şahin Bağlama, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun HDP ile görüşmesine tepki gösterip partisinden istifa etti. Bağlama istifasının ardından Milliyetçi Hareket Partisi’ne (MHP) üye olup rozet taktı. Bağlama’nın parti rozetini MHP Sivas İl Başkanı Hakan Uygun taktı.


    Uygun son günlerde MHP’ye katılımların arttığını belirtip, “Bugün de Hafik ilçesi iyi parti ilçe Başkanı sayın Şahin Bağlama İl Başkanlığımız ‘da düzenlenen törenle MHP’ye geçti. Merkez İlçe Başkanımız Hafik Belediye Başkanı, MHP Hafik İl Genel Meclisi Üyesi ve Teşkilat mensuplarımızın katılımı ile Sayın Bağlama’ya rozetini taktim ettik. Son zamanlarda çeşitli partilerden istifa ederek partimize katılarak üye olan yeni dava arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” dedi.

  • HDP’ye verilen  her taviz Kandil’e verilir

    HDP’ye verilen her taviz Kandil’e verilir

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü’nde ATV, A Haber, A Para ortak yayınında gazetecilerin sorularını cevapladı.

    Deprem bölgesinde ziyaretlerinin dönüşümlü şekilde devam edeceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu hafta pazartesi günü Adıyaman’daydık. 50 bini aşkın ebedi aleme uğurladığımız vatandaşlarımız var. Kendilerine rahmet diliyorum. Onlar bizim inancımızda şehitler safındadır. Peygamberimize komşudur. Önceki hafta Kahramanmaraş’ta Cuma günü Hatay’daydık. Bu Cuma Gaziantep’te olacağız. Cumartesi günü de Elazığ’da olmayı planlıyoruz” dedi.

    Ramazan boyunca ve daha sonra depremzedeleri yalnız bırakmayacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur ittifakı olarak buraları birlikte dolaşmayı planladıklarını ifade etti. Kabinedeki bakanların buralarda özellikle çalışma yürüteceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onunla ilgili plan program yapacağız. O bölgelerde arkadaşlarımız nasıl çalıştıysa bundan sonra da devam edecekler.

    Deprem bölgesinde çalışmaların devam ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan bazı yerlerde köy evlerinin tamamlanmak üzere olduğunu belirterek, “Milletimiz müsterih olsun, 20 yılda 1 milyon 180 bin güvenli konutu 3.3 milyon kentsel dönüşümü yapan kadrolar iş başında. Adıyaman’da 4 bin 431, Kahramanmaraş’ta 7 bin 353, Gaziantep’te 6 bin 815, Hatay’da 3 bin 122, Malatya’da 6 bin 238 konutun temellerini attık. Toplam 27 bin 949 konutun inşasına fiilen başlamış durumdayız. Köy evlerinden bazıları bitme aşamasına geldi. Yaz mevsimine kadar da bunları bitireceğiz. Hayatında inşaat nedir görmemiş, burada kullanılan malzemeler çok farklı. Bir tane doktor müsveddesi çıkmış konuşuyor. Senin hayatında inşaatla işin oldu mu?” açıklamasını yaptı.

    Muhalefet herkesi kendisi gibi beceriksiz zannediyor

    Defne Hastanesi inşaatı ile ilgili söylemleri de değerlendiren Erdoğan, “Hanımefendi bakıyorsunuz o da inşaat mühendisi olmuş. Bizim hastanelerde ilgili attığımız adımları, temelleri küçümsüyor. Hemen Sağlık Bakanımı, Murat Kurum kardeşimi aradım. Kendisi bazı eksiklikler olsa da buna biz müdahale ederiz dedi. Müdahalelerini yaptılar. Ekrandan bu haberi oraya koyanlar çekip aldılar. Yalana gerek yok. Biz bir şeye yapıyoruz, yaptık dersek biz bunu yaparız Meral Hanım. Benim adım Tayyip Erdoğan, Erdoğan’a da Tayyip ismine de dikkat et. Belediye Başkanlığımdan bugüne kadar attığım her adımı tartarak atarız. Kocaeli’de attığımız adımlara bak. Yalanla dolanla iş yapma. Muhalefet herkesi kendisi gibi beceriksiz zannediyor. Yaptıkları hiçbir şey yok. 11 vilayette Elazığ hariç. Hepsini gezdim. Oralarda muhalefetin büyükşehir belediyelerinden hiç kimseyi görmedim. Her zamanki gibi ayrıştırma, suiistimal üzerinden siyaset yapıyor” dedi.

    AK Partili belediyelerin deprem bölgesinde aktif rol üstlendiğini söyleyen Erdoğan, yaşanan bu felaketin ağırlığı altında bunca insanlarımızı devletine karşı tahrik etmeye çalışan bir muhalefetle karşı karşıyayız. Bugün bile benim askerimize, polisime, Mehmet’ime ‘yoklar burada’ diyorlar. Bugüne kadar bir teröristler bugüne kadar askerime jandarmama yaptılar, bir de muhalefet yapıyor.

    Ne derseniz deyin benim halkım askerine Mehmet’ine sahip. Dün akşam onlarla birlikte iftar yaptım. Ey muhalefet size askerime, Mehmet’ime, polisime, güvenlik görevlilerime hakaret etmekle ekmek çıkmaz, avucunuzu yalarsınız. Biz asrın felaketinin üstünden asrın dayanışmasıyla gelirken muhalefeti yalanları, hezeyanlarıyla baş başa bırakıyoruz. Depremin yol açtığı yıkımı telafi etmek ve insanlarımızın yaralarını sarmak dışında bir hususla ilgilenmiyoruz. Bizim muhalefetimiz ne yazık ki çok konuşur ama hiç bir iş yapmaz. İzmir’de deprem oldu, İzmir belediye kimde, ne yaptılar? Hiç. Biz gidene kadar bunlar ortada yoktu. Sağ olsun İçişleri Bakanım süratle başlattılar işleri. Ey bay bay Kemal Karabağlar’da kim var, oraya CHP belediyesi bakıyor. Hani diyorsunuz ya kentsel dönüşüm. Onu rantsal dönüşüme dönüştürler” diye konuştu.

    İmarla ilgili yasal düzenlemelerin olduğunu söyleyen Erdoğan, imar affının artık düşünülemez olduğunu kaydetti. Erdoğan, “Bunu bu olaylardan sonra benim en son İstanbul’da 120- 130 bu alanlarda söz sahibi olan kişilerle genişçe bir toplantı yaptık. Yeni bir düzenlemeyi yapmak mukadderdir diye düşünüyorum. Görev bize tekrar verilirse yeni dönemde hocalarımızla daha teferruatlı şekilde ele alıp yasal düzenlemeler yapmak suretiyle bir şeyler yapabiliriz. İmar affı filan artık düşünemeyiz. Düşünmeye kalırsak şu anda yaşadıklarımızla karşı karşıya kalabiliriz. Bunlar ne millidir, ne yerlidir. Ağır olacak kusura bakmayın. Askerimize bu tür hakarette bulunan vatan hainidir Bunların vatanını sevmek, milletini sevmek gibi derdi yok. Bunlar vatan haini, asker düşmanı, polis düşmanıdır. Bütün bunlar bay bay Kemal’in kimi ziyaret ettiği belli. Terörün parlamentodaki uzantılarını ziyaret etti. Bu uzantıları ziyaret eden ana muhalefetin başı acaba buradan ne elde edecek. Kandil, onların ne tür açıklamalar yaptığı ortada olduğu gibi biz demek ki devlet olarak doğru yoldayız. Onlar askerimizi, iktidarı kötülüyorsa demek ki doğru yoldayız. Onlar silahımızı kötülüyor. Bu silah kimler için kullanılıyor, onlar için. Nerede silahımız varsa onların tepesine tepesine ineceğiz. Demirtaş’ı, Apo’yu kurtarmaktan bahsediyor. Meral Hanım da içinde olmak kaydıyla şimdi 7 oldular bunları nasıl çıkaracaklarının planını yapıyorlar. Benim milletim vatana ihanet edene 14 Mayıs’ta yol vermeyecektir. Askerimizin yaptığı tüm kayıtlar resmi kayıtlarda mevcuttur. Gerçekleri saptıranların tek amacı milli birliğimizi askerimize olan güveni sarsmaktır. Aynı şeyi Kızılay için AFAD için yaptılar. Bay bay Kemal’in gözünün kör olduğunu anladık da sizin de mi gözünüz kör” dedi.

    HDP’nin 6’lı masaya desteği ile ilgili de konuşan Erdoğan, HDP’ye verilecek her tavizin PKK’ya yani Kandil’e verilmiş demek olduğuna vurgu yaptı. Erdoğan, “Biz masanın altında 7. ortak var demiştik. Şu anda 7. ortak tam manasıyla ana muhalefetin ziyaretiyle ortaya çıktı. Parti genel merkezinde ziyaret değil. TBMM’deki grup odasında gitti ziyaret etti. Meral Hanım esip gürlüyorsun. Hani kumar masası, hani noter? Neden geri vitese taktın da geri oturdun. Masadakiler şimdi birbirlerine yan gözle bakıyorlar. İnsanı en çok yoran şey belirsizliktir. 7’li masa hiçbir şey yapmamasına rağmen şimdiden bitiktir. Karşımızda kaybedenler kulübü gibi bir masa var. Kendi başarısıyla hiçbiri bir yere gelmedi. Herhangi bir seçim kazanan var mı? Yok. Koalisyondan bile kötü olan bu masa demokrasi diye yutturmaya çalışıyor. Kendi aralarında istedikleri kadar dövüşsünler ama ülke siyaseti adına üzülmemek elde değil. İyi Parti bir gün önce HDP için masaya gelemez diyor bir gün sonra iş değişiyor. Bu masanın başını ilk andan beri CHP ve HDP çekiyor, diğerleri yancısı. PKK’lılar bu garabet masanın kendilerine umut verdiğini söylüyor. Firariler bu masayla ülkeye geri döneceklerinin planını yapıyor. Milletim bunların hepsini görüyor. İnanıyorum ki milletim 14 Mayıs’ta gerekli cevabı verecektir” şeklinde konuştu.

    Yaşadığımız bu felaketin ağırlığı altında bunalan insanlarımızı tabii devletine karşı tahrik etmeye çalışan bir muhalefetle karşı karşıyayız. Daha bugün bile hala benim askerime, benim Mehmet’ime, jandarmama, polisime, yoklar burada diyorlar. Ya elinizde dilinize dursun. Şu anda askerimiz, polisimiz, jandarmamız, güvenlik korucularımız hepsi oradalar, işte buyurun. Hepsi oradalar. Bu askere böyle ihanet olur mu? Bu ihaneti bir teröristler bugüne kadar askerime, Mehmet’ime, jandarmama yaptılar, bir de bu muhalefet yapıyor. Zaten bu konudaki muhalefetin içindeki bazı ağızları biliyoruz. Onlar zaman zaman bakıyorsun halleri tutuyor, geliyorlar askerimize saldırıyorlar. Ne derseniz deyin benim halkım askerine, Mehmet’ine sahip, Mehmet’iyle kucaklaşıyor, sarmaş dolaş oluyor.

    Muharrem İnce’nin açıklamalarıyla ilgili de konuşan Erdoğan, “Türkiye’nin Erdoğan’dan kurtulması lazım” diyor. Erdoğan sana ne yaptı? Sen terör örgütleriyle yan yana olanla yan yanasın, yıllar yılı zaten onlarlaydın. Şimdi kalktın cumhurbaşkanı adayı oldun. Şimdi seni yanlarına alacaklar mı almayacaklar mı senin de kapını çaldılar. Buradan acaba sana da bir şeyler çıkar mı çıkmaz mı bunun gayesi içindesin. Bay bay Kemal şu an hepsine bir şeyler dağıtıyor. Bütün bunlara benim milletim hesap sormayacak mı?

    100 yıllık cumhuriyeti biz yıkacağız diyorlar. Öbür tarafta bakıyorsun, şu anda HDP’nin başındaki bayan Kandil’de kimlerle el ele kol kol her şey açık. Bizi izleyen milletim bunları izliyor. Bütün bunlara rağmen biz terörü kaynağında kurutmaya devam edeceğiz. Caddelerde nasıl kamyonların önünü kesiyorlar. Bütün bunlara karşı biz AK Parti iktidarı olarak Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te gereken dersi verdik onları sindirdik. Aynı kararlılıkla biz buna devam ediyor. HDP’yi kim nasıl çekiyor? Şu anda ana muhalefetin başı ortaklık kurarak parlamentoda koltuk verme peşinde. Bu oyuna gelmemek gerekir. Bu konuda kimin ne dediğine bakmıyoruz” açıklamasını yaptı.

    Aile kurumunun korunmasının öncelikleri olduğunu belirten Erdoğan, özgürlük adıyla LGBT gibi sapkın hayat tarzlarının topluma empoze edilmesine rıza gösteremeyeceklerini belirtti.

    Sapkın akımlarla sonuna kadar mücadele edeceklerinin altınız çizen Erdoğan şunları kaydetti, “Toplumun temeli aileyi korumak tüm insanlığın görevidir. Şiddet meselesi başta olmak üzere kadınlarımızın haklarına, onuruna uygun olmayan hiçbir şeye izin vermeyiz. Görülüyor ki bu gökkuşağı masası için milletimizin değerleri hiçbir anlam ifade etmiyor. Terör örgütlerinin önüne açma aile kurumunu delik deşik etmenin peşindeler. LGBT adıyla ya da başka isimlerle bu gökkuşağı masasının kurulmasına müsaade etmeyeceğiz. Altılı masayı açtığınızda ne çıkıyor bu çıkıyor. Üniversitelerde kadınların üniversiteye erişim yüzde 13’ten yüzde 50’ye çıktı. Türkiye’de eğitimde fırsat eşitliği AK Parti iktidarı ile sağlandı. Gençlere ben her zaman inandım, güvendim. 850 ampute kardeşlerimiz kimisi anne baba kimisi bütün kol bacakları kaybettiler”

    Kılıçdaroğlu’nun Akkuyu Nükleer Santrali ile ilgili açıklamalarına tepki gösteren Erdoğan, bu ülkede her şeyin bir özerkliği olduğunu söyledi. Erdoğan,” Neyi durduruyorsun. Enerji bizim hidroelektrik, kömür santralleri, Akkuyu Enerji Santrali bizim için olmazsa olmaz yatırımlar. 4 tane bizim nükleer santral var diğer üçünün de açılışını yapacağız. Biz adeta enerji depolayacağız. Akkuyu’da belki Sayın Putin de gelir açılışına” dedi.

    “Ülkede demokraside samimiyetle sahip çıkan parti içinde demokrasiyi en şeffaf yürüten teşkilat AK Parti’dir” diyen Erdoğan, 81 ilde 6 bin üzerinde aday adayı için temayül yoklaması yapıldığını bildirdi. Merkez yürütme kurulu ile MKYK üyelerinden oluşan 14 komisyonun aday adaylarını yüz yüze değerlendirmeye tabi tuttuğunu aktaran Erdoğan, “Başkanlığını bizzat yağacağım üst komisyonda son değerlendirmesini yapacağız. Her dönemde olduğu gibi bu dönemde de milletvekili listelerimizde bir takım yenilenmeler olacaktır Bakan arkadaşlarımız da kabinede sahip oldukları birikimi milletvekili olarak çalışmaları sürdürecektir” diye konuştu.

    20 yıldır 2023 seçimlerine hazırlandıklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti, “Cumhuriyetimizin yüzüncü yılının ülkemiz için taşıdığı önemi biliyoruz. Deprem felaketi nedeniyle seçim kampanyamızda değişikliğe gittik ülkemizin 11 ilinde vatandaşlarımız yas tutuyor. Şehirlerimiz ayağa kalkma mücadelesi veriyor. Böyle bir dönemde kimse vur patlasın çal oynasın şeklimde kampanya yapamaz, yapmamalıdır. Siyasette Erdoğan stili olarak kabul edilen bir tarz var. Yüz yüze gönül gönüle ilişki. Seçim çalışmalarımızı bu şekilde yürüteceğiz. Halkımız sessiz ama derinden bir çalışma dönemi yaşayacak. Aday listelerinin YSK’ya verilmesinin ardından beyanname ve sloganlarımızı milletimizle paylaşacağız. Biz bu ortama güçlü ve bağımsız bir ülke inşa edebildik. Biz ülkemizi savaşa sokmayacağız, biz aile kurumunu güçlü tutacağız, ağırlıklı Suriye’den olmak üzere göç konusunda daha hassas davranacağız. Kesinlikle Rusya- Ukrayna arasındaki bu süreci ciddi kararlı bir arabuluculukla inşallah nihayete erdirmektir” dedi.

    Ben alana bakarım. Hele hele 11 ilimizdeki bu depremin olduğu dönemde gelen kamuoyu araştırmalarının sağlık, sıhhat durumunu bir defa asla kabullenmek mümkün değil. CHP’nin bazı anket firmalarını toplayıp kendilerine özel sonuç sipariş ettiğini, bunun için de milyonları özellikle belli rakamlarla bir yerlere çekme gayreti içerisinde olduklarını biliyoruz. Tabii her seçim sürecinde içeriden ve dışarıdan algı operasyonu girişimlerine biz alışkınız. Yine benzer yollara tevessül ediyorlar. Tezviratlarla, yalan dolanlarla kazanç elde etme hesabı yapıyorlar. Ama bu millet feraset sahibidir. Yanlış hesapları bozmakta da mahirdir. Onlar sosyal medya oyunlarıyla masa başında hazırladıkları anket tablolarıyla kendilerini oyalayadursunlar. Milletimiz kimi sandığa gömeceğini, kimi oradan çıkartacağını gayet iyi biliyor.

    Kendi logosuyla seçime girme arzusunda olan ittifak ortakları olduğunu belirten Erdoğan, “Partilerimiz buradan ne alırlarsa geleceğe onunla yürüme durumları olacak. Bu işi her sistem gibi sistemin geliştirilmesi gereken tarafları var, seçimden sonra bunları ele alacağız. Türkiye Yüzyılı inşası sürecinde biz hayata geçireceğimiz programları hazırladık. Şu anda arkadaşlarım basın bildirisinin hazırlıklarını yapıyorlar. Bu bildiri hazırlıkları bitince tüm kamuoyuna açıklamasını yapacağım. 3- 4 gün içinde bitecek. Bu şahlanma dönemi içinde neler var, burada nelere yer veriyoruz, bütün bu alanlarda neler var neler yok kamuoyuyla paylaşacağız. Türkiye Yüzyılı çatısı altında neler var bunu göstereceğiz. Durmak yok, yola devam sloganımız vardı, doğru adımlarla yola devam diyerek güncelliyoruz. Türkiye’ye 30 yılda kazandırdığımız Türkiye Yüzyılı vizyonunun girizgahı gibidir. Ülkemizin 20 yılını çöpe atmaya niyetli bir yapı var. Adıyaman’da meydanda olanların sayısı 20 bindi. Havalimanından alana gelene kadar yollardaki insanların yoğunluğu anlatılır gibi değildi. Cuma günü Gaziantep’teyiz oradan Kilis yapacağız. Oradan Elazığ ile kapatacağız. Millete dokunmadıktan sonra hiçbir yol sizi başarıya götürmez. CHP’nin algı operasyonları girişimlerine biz alışkınız. Onlar sosyal medya oyunlarıyla masa başında hazırladıkları anket tablolarıyla oyalanadursunlar. Milletimiz kimi sandığa gömeceğini, kimi oradan çıkaracaklarını gayet iyi biliyor. Depremin ikinci günü açılan dezenformasyon bilgi servisine vatandaşlarımız tarafından yapılan bildirimin 10 bine ulaşmış olması bu rahatsızlığı gösteriyor” dedi.

    Togg’un başarısı ile ilgili konuşan Erdoğan, “Kılıçdaroğlu’nun yalandan başka ürettiği bir şey yok. Şu kurada çıkanlar hangi alışkanlıkla sıraya girdi ve katıldı. 177 bin başvuru yapıldı. Biz bu hayal için çok uğraştık ve neticelendirdik. Satış aşamasına kadar geldik. Kurada ismi çıkanlara hayırlı olsun diyorum” değerlendirmesini yaptı.

    Dünyadaki bankacılık krizine yönelik de konuşan Erdoğan, “Benim tezim her zaman düşük faizdir. Avrupa’nın yüksek faiz teorisi tutmadı ve bedelini ağır bir şekilde ödüyorlar. Sıkı para politikalarıyla tüm dünyayı resesyona sürükleme riski var. Bunu çok kez dedik ve uyardık. Gerçeğe dönüştüğünü üzüntüyle izliyoruz. Küresel büyümenin yüzde 2,2’ye gerileyeceği öngörülüyor. Resesyon riski çok belirgin hale geldi. ABD’de biliyorsunuz 3 banka iflas etti. Aynı durum İsviçre’ye ve daha sonra Avrupa’ya sıçradı. Bu durum küresel finansmanı tehdit ediyor. Ülkemizde bankacılık sektörü güçlü görünümünü koruyor. Artık eski Türkiye’deki banka batışları mazide kaldı. Şunların acınacak haini görünce milletim adına çok üzülüyorum. Bir taraftan kalkıp Ayasofya için Meral Hanım açamazsınız diyor” diye konuştu.

  • “Kucaklaşmak varken niye kavga ediyoruz”

    “Kucaklaşmak varken niye kavga ediyoruz”

    CHP Genel Başkanı ve 13. Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Halkların Demokratik Partisi (HDP) heyeti ile bir araya geleceğini duyurmuştu. Daha sonra, HDP, Kılıçdaroğlu’nun ziyaretinin ileri bir tarihe ertelendiğini duyurmuştu. Ertelenen görüşme, bugün TBMM’de bulunan HDP Grup Toplantı Salonu’nda basına kapalı şekilde gerçekleşen toplantıda Kılıçdaroğlu, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve Mithat Sancar ile bir araya geldi. Toplantının ardından Kılıçdaroğlu, Buldan ve Sancar, söz konusu salonda toplantının detaylarını paylaştıkları bir basın toplantısı gerçekleştirdi.
    “Kayyum uygulamasının olmaması gerek”

    Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada, toplantıda yerel yönetimler üzerinde durulduğunu ifade ederek, “Yerel yönetimlerin kayyum atanmasının sürdürülmesinin asla doğru bulmadığımızı ifade ettik. Bizim ortak mutabakat metninde de kayyum uygulamasının olmaması gerektiğini dile getirdik. Seçimle gelen, seçimle gider. Demokrasinin temel kuralıdır bu. Siz demokrasiyi yok ederseniz, halkın yani milletin iradesini ipotek altına alırsanız, ‘Sizin verdiğiniz oyları kabul etmiyorum. Ben buraya kendi istediğim kişiyi atayacağım’ derseniz bu demokrasiye aykırıdır. Demokrasiyi savunuyorsak her ortamda demokrasiyi savunmalıyız” diye konuştu.

    “Kucaklaşmak varken niye kavga ediyoruz?”

    Ele aldıkları bir başka konunun serbest siyasetin önünün açılması olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, “Siyaset artık bir kavga alanı olmamalı. Artık bu ülke kavgadan bıkmadı mı? Bu akşam büyük bir ihtimalle belirli televizyon kanallarında bir sürü şey söylenip yazılacak. Arkadaşlar, siz kavgadan bıkmadınız mı? Kucaklaşmak varken, bir araya gelip uygar insanlar gibi tartışmak varken, niye kavga ediyoruz? Hangi gerekçeyle kavga ediyoruz? Toplumu neden kamplaştırıyoruz. Neden ayrıştırıyoruz? Biz birlikten beraberlikten yanay ız. Siyaset sorun oluşturmamalı, siyaset var olan sorunları çözmeli” ifadelerini kullandı.

    “Her sorunun çözüm adresi TBMM’dir”

    Kürt sorunu dahil bütün sorunların çözüm adresinin TBMM olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, “TBMM’nin varlığı zaten sorunları çözen bir meclis olmasından kaynaklanmaktadır. Kuruluşundan bu yana Türkiye’nin en temel sorunları TBMM’de çözülmüştür. Biz milletin sağduyusuna güvenerek buraya getirerek seçtiği parlamenterlerle birlikte var olan sorunların tamamını çözmeye hazırız. Çözeceğiz de. Göreceksiniz. Hiçbir sorun çözümsüz değildir. Her sorunun çözüm adresi TBMM’dir. TBMM’nin kapasitesi sorun çözmeye yeterli değil mi? Hayır, yeterlidir efendim, yeterlidir” dedi.

    “Kürt sorununun demokratik çözümü TBMM çatısı altında olmalı”

    HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, burada yaptığı konuşmada, bir saat boyunca Kılıçdaroğlu’nun ifade ettiği konularda istişare ettiklerini belirterek, “Türkiye’nin en temel sorunlarını konuştuk. Bu temel sorunlar neticesinde Türkiye toplumunun bizlerden beklentilerini konuştuk. Bu beklentiler doğrultu sunda Başkan’a (Kemal Kılıçdaroğlu) bize verdiği bu bilgiler doğrultu sunda bir kez daha teşekkür etmek istiyoruz. Başkan’ı burada ağırlamamızın nedeni, Kürt sorununun demokratik çözümünün parlamento çatısı altında, TBMM çatısı altında çözümünden yana olduğunu göstermek amaç lıydı. Bu yüzden Başkan’ı parlamentoda ağırlamak istedik. Buna vesile olmasını tercih ettik. En azından başta Kürt sorunu olmak üzere Türkiye’nin bütün sorunlarının çözümünde Türkiye toplumunun bizden beklentilerini ve gelecek seçimler sonrası yapılacakları istişare ettik” dedi.

  • Kılıçdaroğlu’na HDP tepkisi

    Kılıçdaroğlu’na HDP tepkisi

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Çanakkale Zaferi’nin yıldönümü nedeniyle bir mesaj yayınladı.

    Bahçeli , CHP ile HDP arasında bugün yapılacağı duyurulan ardından ertelenen görüşmeyi hatırlattı. Bahçeli, “Adeta geçmişin rövanşını almak niyetiyle programlanan CHP-HDP kavuşması şimdilik sonraki bir tarihe tehir edilmiştir.” dedi.

    Bahçeli , 18 Mart’ta planlanan görüşmenin artan ve yaygınlaşan haklı tepkilerden dolayı mecburen ertelendiğini söyledi.

    MHP lideri, “Bu kez takip edilen kirli yöntem kaleyi içeriden yıkmak için gayri milli zihniyetlerle amaç ve eylem ortaklığı kurmaktır.” ifadesini kullandı.

    Muhalefeti siyasi ikbal uğruna FETÖ ve PKK’ya el uzatmakla suçlayan Bahçeli, “Bugün karşımıza tekrar çıkanlar, dün Çanakkale’de ezilenlerdir.” ifadesini kullandı.

    Bahçeli, “Doğal felaketlerin enkaz ve yıkımını kaldırmak, derin yaraları sarmak için mücadele halinde olan Türkiye’mizi Yeni Yüzyıla taşıyacak olan muhteşem irade Çanakkale ruhuyla tecelli etmiştir.” açıklamasını yaptı.

  • “Onu bana sormayacaksınız, ev sahibine soracaksınız”

    “Onu bana sormayacaksınız, ev sahibine soracaksınız”

    CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, MYP Genel Başkanı Remzi Çayır’ı ziyaret etti. Yaklaşık 1 saat süren ziyarette Türkiye’nin bugünkü sorunlarını ele aldıklarını belirten Kılıçdaroğlu, uygun ortamlar içerisinde tekrar konuşacaklarını ifade etti.

    MYP Genel Başkanı Çayır da ziyareti önemsediklerini kaydederek, “Başta Muhsin Yazıcıoğlu olmak üzere bütün faili meçhullerin aydınlatılması gerektiğini Kılıçdaroğlu’na ilettik” dedi.

    Adaletin, liyakatin ve üretimin olduğu, insan farklılığının zenginlik sayıldığı, kavga sebebi sayılmadığı bir Türkiye’yi arzu ettiklerini aktaran Çayır, “Türkiye’nin birlik ve bütünlüğü, devletin tekliği, vatanın birliği çok mühim” diye konuştu. Çayır, ziyaretinden dolayı teşekkür ettiği Kılıçdaroğlu’na cumhurbaşkanlığı adaylığı yolunda başarılar diledi.

    “Onu ev sahibine soracaksınız”

    Basın mensuplarının Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) yapacağı ziyaretin ertelenmesine ilişkin sorusunu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, “Onu bana sormayacaksınız, onu ev sahibine soracaksınız” dedi.

    Hatay Valisi Rahmi Doğan ve Hatay İl Sağlık Müdürü Mustafa Hambolat’ın milletvekili aday adaylığı için istifa ettiklerinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmede bulundu:

    “Yaklaşık 50 bin insan hayatını kaybetti. Allah rızası için bir kişi sorumluluk alıp ‘Ya vicdanen benim istifa etmem lazım. Ben bunu beceremedim, bunu yapamadım, bunda benim de sorumluluğum var’ demedi. Ne diye istifa ediyorlar? Yeniden siyasete girmek için. Olur, girsinler.”

  • HDP önünde evlat nöbeti kararlılıkla sürüyor

    HDP önünde evlat nöbeti kararlılıkla sürüyor

    3 Eylül 2019 tarihinde farklı şehirlerden Diyarbakır’a gelerek oturma eylemi başlatan ailelerin evlat direnişi bin 287 gündür sürüyor.

    Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde tekstil fabrikasında çalışan 19 yaşındaki Enes Görmez’in annesi Çiğdem Adak’ın iddiasına göre 31 Mayıs 2021’de HDP ve yandaşları tarafından oğlu kaçırıldı.

    Adak, “Buradan tüm evlatlara sesleniyorum, beni duyuyorsanız ne olur yüreğimizin yangını duyup annelerinize geri gelin.

    Siz orada bir oyun içerisindesiniz ne olur o oyuna kanmayın. Evlatlarımız için bu çadırdan ayrılmadık ayrılmayacağız, kimse bizim üzerimizden siyaset yapmasın.

    Biz buraya bir dava için geldik evlatlarımızı kandırdılar diğer annelerin yüreği yanmasın evlatlarına sahip çıksın. Bu yolda gitmelerine izin vermesinler, HDP ve Kandil artık ellerini evlatlarımızın üzerinden çeksinler, bizim üzerimize oynamasınlar” dedi.

  • Evlat nöbetindeki ailelerden HDP kararına tepki

    Evlat nöbetindeki ailelerden HDP kararına tepki

    3 Eylül 2019 tarihinde farklı şehirlerden Diyarbakır’a gelerek oturma eylemi başlatan ailelerin evlat direnişi bin 285 gündür kararlılıkla sürüyor. Evladını terörün pençesinden kurtarıp çadırdaki ailelere destek gayesiyle oturma eylemine devam eden Ayşegül Biçer, depremin ve yaşattığı acıların konuşulması gerektiği yerde siyasetin konuşulmasının sadece gündemi meşgul ettiğini söyledi.

    Aileler adına yaptığı açıklamada Kürtlerin artık gözünü açtığını ve uyanmaya başladığını dile getiren Biçer, “Bizlerin yaklaşık 4 yıldır burada bulunma nedenimiz, kendilerini Kürtlerin savunucusu olarak tanıtan terör örgütü PKK ve onun siyasi uzantısı HDP’nin evlatlarımızı, canımızı, insanımızı ve hayatımızı istismar ederek ölüme götürmesine karşı bir duruş sergilememizdir. Bugüne kadar bizim bu duruşumuz neticesinde, evlatlarımız düştükleri hain tuzaklardan kaçarak geri gelmeleri ile birlikte kafasına vur seçim zamanı oyunu al dedikleri Kürtler, artık uyanmaya başladı. Bu yüzden terör örgütünün ve siyasi uzantılarının bu coğrafyada varlıkları zamanla yok olma sürecine girdi. Şer merkezi olan Diyarbakır HDP il başkanlığından kaçtılar” dedi.

    “HDP’nin derhal kapatılması gerekmektedir”

    Anayasa Mahkemesinin HDP ile ilgili kararına tepki gösteren Biçer, “Terör örgütünün siyasi uzantısı olan HDP nefessiz kalmışken Anayasa Mahkemesinin HDP’nin devlet desteğinden yararlanmasına onay vermesi tekrar oksijen desteği almıştır. Bu karar ile terör örgütüne finans sağlanmıştır. Devletin ödediği bu paradan şehidin, yetimin, fakirin ve bu milletin hakkı vardır. HDP’ye değil maddi destek verilmesi derhal kapatılması gerekmektedir. Bölge halkı huzuru, istikrarı ve sükuneti yakalamışken bu verilen kararı protesto ediyor ve kabul etmiyoruz. 6+1 ve dış destekçilerin seçim programlarında ve vaatlerinde Kürtler yoktur. Kürtlerden nasıl oy devşiririz planları vardır. Kürtler, PKK ve siyasi uzantılarından bıkmış, bir an evvel kurtulmak istiyor. Kürtlerin varlığı ve kazanımları yine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan döneminde verilmiş. PKK ve siyasi uzantılarının vaatleri kan, gözyaşı ve bölücülük getirmiştir. Kürtler tek bayrak ve tek vatan çatısı altında yaşamak istiyor. Bölgesel demokratik özerklik gibi bir bölünme istemiyor. Bu dayatmadır, Amerika’nın ve Türkiye düşmanlarının bölme planlarıdır. Bizim başka gidecek yerimiz yok. Sendelersek, düşersek elimizden tutan olmayacaktır. Bizler sırtımızı devletimize, imanımıza ve yüce Allah’ımıza dayamışız” diye konuştu.

    Son yıllarda Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde terör olaylarının bitmesiyle birlikte huzur ve güvenin sağlandığını söyleyen Biçer, şunları kaydetti:
    “Kürtler bu 3 aylık dönemde provokasyonlara, sahte yaklaşımlara, yalanlara ve istismara karşı daha dikkatli olmalıdır. ‘Seçim zamanı oyunu, sonrasında malını ve canını al’ zihniyetinden kurtulmalıdır. PKK ve HDP yıllardır bu coğrafyaya kan ve gözyaşı getirdi. Bakın son yıllarda Doğu ve Güneydoğu terör belasından ve siyasi uzantılarından kurtulunca huzur bulmaya, gelişmeye başladı. Bu huzur ortamını kimsenin bozmaya hakkı yoktur. Bizler Diyarbakır anne ve babaları olarak ne pahasına olursa olsun bayrağımızın gölgesinde devletimizin yanındayız.”

  • AYM’den HDP kararı!

    AYM’den HDP kararı!

    Anayasa Mahkemesi, HDP’nin kapatılmasına ilişkin dosyanın görüşülmesinin seçim sonrasına ertelenmesi talebini reddederek, tedbire ilişkin savunmanın yapılması için 15 gün ek süre verilmesine karar verdi. Partinin esasa ilişkin sözlü savunma yapması için HDP’nin 14 Mart Salı günü çağırılmasına karar verildi.

  • HDP’nin Hazine yardımı hesabına bloke

    HDP’nin Hazine yardımı hesabına bloke

    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) ödenen hazine yardımının kesilmesi talebiyle ilgili Anayasa Mahkemesi’ne yanıt verdi. Anayasa Mahkemesi’ne gönderilen yazıda, HDP’nin terör örgütü PKK ile irtibatının dava sürecinde de devam ettiği belirtildi. Hazine yardımının parti dışı faaliyetlerde kullanılmasının engellenmesi için HDP’nin hazine yardımı ödenen hesaplarına bloke konulmasına karar verildi.

    HDP’ye bu sene 179 milyonu 10 Ocak’a kadar olmak üzere 539 milyon lira hazine yardımı yapılacaktı.