Etiket: hikaye

  • Saime öğretmenden örnek hikâye

    Saime öğretmenden örnek hikâye

    Altınbaş Üniversitesi 16. yıldönümü kutlamasında, başarılı mezunlarının çalışmalarını onurlandırmak için 3 yıldır düzenlediği Seçkin Mezun Ödülleri töreninde bu sene Yılın Duyarlı Mezunu Ödülü Saime Uyar’a verildi. Uyar, lisans eğitimini İnönü Üniversitesi Resim Bölümü’nde, yüksek lisans eğitimini Altınbaş Üniversitesi Sanat ve Tasarım Bölümü’nde tamamladı. Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü’nde Sanatta Yeterlik alanında da 2021’de mezun oldu. Uyar ayrıca doktora tezinde “Mülteci Sorunlarının Sanatsal Anlatımı” konusunu ele alarak, göç ve mültecilik gibi günümüzün en önemli sosyal sorunlarından birine sanatsal bir bakış açısı getirdi.

    Mülteci kampının o soğuk havasını sımsıcak bir atmosfere dönüştürdü

    2019 yılında öğretmenlik yaptığı Malatya Mülteci Kampındaki çalışmasıyla ses getiren Saime Öğretmen, “Gri Hayatları Renklendiriyoruz” adlı proje ile mültecilerin yaşadığı renksiz bir görüntüye sahip olan kampı, öğrencileri ve kamp sakinleri ile renklendirdi. Rengârenk bir yaşam alanına sahip olmasını istediği mültecilerin sorunlarına bir nebze de olsa katkı sağlamak isteyen Uyar, “Kampın soğuk yüzü, savaşın enkazını tüm çıplaklığı ile gözler önüne seriyordu. Savaş sonrası tekerlekli sandalyeye mahkûm kalmış çocuklar, gençler, anne babasını veya çocuklarını, yakınlarını, sevdiklerini kaybetmiş insanlar, yerinden-yurdundan edilmiş çaresiz insanlar ve en acısı da savaşın ne olduğunu henüz kavrayamamış umut dolu ancak bir o kadar da ürkmüş çocuklar kampın genelinde rastladığımız acı bir tabloydu. Elbette siyasi olarak doğru veya yanlış kararlar vardı ancak ben orada sadece bir öğretmendim ve her şeyden önce vicdanıyla hareket eden bir insandım. Mutlaka bir şeyler yapmam gerekiyordu ve elimde olan tek silahım sanatımdı ve bunun gücüne inanarak harekete geçtim. Binlerce kişinin yaşadığı kampta ‘Gri Hayatları Renklendiriyoruz’ adını verdiğim sosyal-sanatsal bir proje başlattım. Amacım; tüm mültecileri proje sürecine dahil ederek öncelikle savaş süreci ve sonrasında savaştan ürkmüş ruhlarını iyileştirebilme ve onarabilmekti. Tüm mültecileri projeye dahil ederek onların kendilerini özgürce ifade edebilecekleri imkanlar sağladım ve hep birlikte kampın tüm duvarlarına rengarenk sanatsal çalışmalar yaparak kampın o soğuk havasını sımsıcak bir atmosfere dönüştürdük” dedi.

    Yardım kampanyası düzenleyip sel mağdurlarına yardım etti, mülteciler için özel sergi açtı

    Bu gönüllü projenin ardından Şubat 2021’de İzmir’de yaşanan sel felaketinden etkilenen Torbalı’daki mültecilerin zorlu yaşamlarını bir nebze de olsa iyileştirebilmek adına yine gönüllü olarak çalışan Uyar, Malatya, Kahramanmaraş ve Elazığ’da yardım kampanyası düzenledi. Kolilerce giyim ve ayakkabı gibi zaruri ihtiyaçların giderilmesini sağlamaya çalışan Uyar, “Mültecilerin yaşamış olduğu bu zorlu hayatın ve mülteci olmanın zorluklarını topluma duyurmak, farkındalık oluşturmak ve insani değerlerimizi sürdürebilmek adına da Ankara Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde ‘Mülteci’ adını verdiğim bir fotoğraf sergisi düzenledim. Bu durumun, sanat aracılığı ile daha fazla kitleye ulaşılmasını sağlayarak sanatın toplumsal sorunlar karşısındaki önemini de bir kez daha pekiştirmiş oldum” dedi.

    Deprem felaketini yaşadı, kayıp verdi yine de ayağa kalkıp ışık olmaya devam etti

    2023 yılında Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremden etkilenen Uyar, bu zorluğun üstesinden de sanatın gücüyle gelmeyi başardı. Depremde vefat eden yeğeninin anısına ve Malatya’da yaşanan yıkıma dair iki eserini Mart 2023’te Art Ankara Çağdaş Sanat Fuarı’nda sergiledi. Bu eserlerle depremin yıkıcı etkilerini sanat aracılığıyla ölümsüzleştirerek umut ve dayanışma mesajı verdiğini söyleyen Uyan sözlerine şöyle devam etti:
    “6 Şubat depreminin dehşetini Malatya’da yaşlı anne babamla birlikte yaşadık. 27 yaşında henüz 2 yıllık öğretmen yeğenim Pınar’ı depremin o soğuğunda kaybettik. Öğretmen olarak atandıktan sonra yıllarca kredi çekip anne babama aldığım ev depremde yıkıldı. Deprem sonrasında ruhsal ve fiziksel olarak en kötü durumları yaşadık ve hala da yaşıyoruz. Tüm bu acılara rağmen tekrardan hayata tutunmaya çalıştım. Öncelikle, yeğenimin anısına ve onca yıkımı yaşayan şehrim Malatya için iki çalışma yaparak Mart 2023’te Art Ankara Çağdaş Sanat Fuarı’na katılıp, onları sanat eserlerinde ölümsüzleştirmeye çalıştım. Ardından, Türkiye Halk Oyunları Federasyonu Malatya İl Temsilcisi görevim ile Malatya’da çocukların ve gençlerin yeniden sosyal aktivitelere dönebilmesi için birçok çaba gösterip yarışmaların gerçekleştirilmesinde öncü rol oynadım.”

    Zor şartlarda akademik kariyerine devam etti

    “Bu süreçte oldukça zor şartlarda (ev yok, internet yok, elektrik yok. Her gün internetin çekebildiği soğuk, uzak yerlere giderek) yılmadan akademik kariyerime devam edebilme çabasını sürdürerek, Mart 2023’te doçentliğe başvurdum ve 8 Ağustos 2023’te doçentliğimi almaya hak kazandım.”
    Altınbaş Üniversitesi’nden aldığı Yılın Duyarlı Mezunu Ödülü’nün, sanat yoluyla oluşturduğu sosyal değişime ve toplumsal sorumluluk duygusuna verilen bir takdir olduğunu söyleyen Uyar “Bu ödülü almayı hak ettiğimi düşünüyorum. Çünkü dışardan bir yabancı olarak kendimi değerlendirecek olursam; öncelikle benim için birey, almış olduğu eğitim ve sahip olduğu insani değerler ile kendisine ve topluma karşı sorumludur. Yaşamda olabildiğince üretici ve faydalı olmalıdır diye düşünerek bunu daima kimliğime entegre etmeye çalıştım” sözleriyle dile getirdi.

  • Girişimci kadınlar başarı hikayelerini anlattı

    Girişimci kadınlar başarı hikayelerini anlattı

    Belediye Başkanı Alper Taban’ın da eşi Birnur Taban ile birlikte katıldığı programda; Sırda Dışı Okur, Üretici, Ekoturizm Organizatörü Bedriye Berber Engin, Duvar Sanatçısı ve Sanat Eğitmeni Saliha Doğan, Endüstriyel Mimar Elif Timur, Gelin Stüdyosu Hatice Yaşar, Fotoğrafçı Hilal Ekingen, Sevgi Organik Sirkeleri, Doğal Organik Ürünler Sevgi Aykul, Bobche Restoran Hatice Sever ile Nevafil Dükkanı Gülay Gül Sünnetçi İnegöllülerle buluşarak başarı hikayelerini paylaştı.

    Program açılışında sahneye çıkarak selamlama konuşması yapan Belediye Başkanı Alper Taban, “Eşim başta olmak üzere tüm hanımefendilerin 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum. Tabi bizler bunu asla bir güne sığdıramayız. 8 Mart sembolik bir gün. Bizim için hanımefendiler her gün değerli. Hayatın her aşamasında bulunan ve hayata her türlü dokunan özel bireylerimiz. Kadın anne rolüyle var, iş hayatında var, siyasette var, sporda var Gerçekten ellerinin değdiği her yerde de güzellikler var. Bu akşam da özel bir organizasyonla, değerli başarı hikayeleriyle sizlerleyiz. Bugün birbirinden değerli başarı hikayeleri anlatılacak burada. İsteyince her şey olur. Yeter ki hedef konulsun” dedi.

    Konuşma sonrası kadın girişimciler sırasıyla sahneye çıkarak Fatih Şen Moderatörlüğünde girişimcilik hikayelerini, başarı öykülerini anlattı. Salondaki kadınlara rol model olan kadınların hikayeleri, dinleyen herkesi etkiledi.

  • “Gençlerimiz başarı hikâyelerimize yeni sayfalar ekleyecek”

    “Gençlerimiz başarı hikâyelerimize yeni sayfalar ekleyecek”

    Eskişehir’e gelen Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, bir fabrika açılışına katıldıktan sonra ‘Eskişehir’i TÜBİTAK Yayınlarıyla Buluşturuyoruz Projesi’nin imza töreni için Milli İrade İlkokulunda düzenlenen programa katıldı. Kısa bir tanıtım filminin izletilmesiyle başlayan programda konuşmaların ardından imza törenine geçildi. Program, toplu fotoğraf çekilmesinin ardından sona erdi.

    Programda konuşma yapan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Kacır, “Bilimi toplumla buluşturan proje çerçevesinde, Eskişehir’de anaokulundan liseye kadar geniş bir yelpazede 395 okulumuza on binlerce popüler bilim kitabı ve dergisi hediye etmenin heyecanını yaşıyoruz. İstanbul’da başladığımız ve Eskişehir ile devam ettiğimiz bu projenin başta TEKNOFEST kuşağı gençlerimiz olmak üzere tüm Eskişehirli öğrencilerimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Cumhuriyetimizin ikinci asrında ‘tam bağımsız ve müreffeh Türkiye’ hedefine emin adımlarla ilerliyoruz. Ülkemizin en kıymetli hazinesi insan kaynağımıza yatırım yaparak ülkemizin tarihine ve talihine yeni bir yön tayin ediyoruz. Bilimde ve teknolojide akamete uğramış serüvenimizin yeniden doğuşunu gururla izliyoruz. Artık özgüven ve iddia sahibi, büyüyen ve güçlenen Türkiye’nin yükselişine hep birlikte şahitlik ediyoruz. Biliyoruz ki eğer gençlerimizi doğru yetkinliklerle buluşturursak, onlara hayallerinin peşinden gitme fırsatı sunarsak Türkiye Yüzyılı’nın mimarı gençlerimiz başarı hikâyelerimize yeni sayfalar ekleyecek” dedi.

    “Geniş bir yelpazede düzenlenen 44 teknoloji yarışmasına 1 milyon genç katıldı”

    Havacılık, uzay ve teknoloji festivali olan TEKNOFEST’i gerçekleştirerek, gençlere ‘ben de yapabilirim’ özgüvenini kazandırdıklarını belirten Bakan Kacır, “Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında, milletimize İstanbul, Ankara ve İzmir’de 3 TEKNOFEST armağan ederek, 4,5 milyon ziyaretçinin katılımıyla Millî Teknoloji Hamlesi’nin coşkusunu yaşadık. Biyoteknolojiden roket mühendisliğine, yapay zekâdan iklim teknolojilerine kadar geniş bir yelpazede düzenlenen 44 teknoloji yarışmasına 1 milyon genç katıldı. Hepimizin gurur duyması gereken bu tablo, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında Türkiye’nin parlak geleceğini şekillendirecek TEKNOFEST kuşağının ve Türk gençliğinin muhteşem yükselişinin ispatıdır. TEKNOFEST kuşağı, yapamazsınız diyenlere inat imkânsız denileni gerçeğe dönüştüren, hayallerine giden yolda alın ve akıl terini esirgemeyen, hiçbir engel tanımayan güçlü iradenin bayrak taşıyıcısıdır. Beşeri sermayemizin güçlendirilmesi için kritik adımlar atmaya devam ediyoruz. Bu doğrultuda 81 şehrimizin tümünde kurduğumuz 125 Deneyap Teknoloji Atölyesinde 16 bin ortaokul ve lise öğrencimize, geleceğin teknolojilerini şekillendirecek yenilikçi disiplinlerde 36 aylık ücretsiz eğitim imkânı sunuyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Bugüne kadar yayımladığımız bin 167 eserde, 28 milyonu aşan baskı adedine ulaştık”

    Bilimin derin bir meraktan ve öğrenme arzusundan beslendiğine vurgu yapan Bakın Kacır, konuşmasının devamında şunları söyledi:
    “Okumak ise bu sonsuz yolculuğun en güçlü yelkenlerinden biridir. İşte bu nedenle, TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları’yla 30 yılı aşkın bir süredir her yaştan okuru kucaklıyor, bilime olan ilgiyi ve sevgiyi her geçen gün biraz daha artırıyoruz. Bugüne kadar yayımladığımız bin 167 eserde, 28 milyonu aşan baskı adedine ulaştık. Sadece geçtiğimiz yıl, 37’si yeni olmak üzere toplam 204 kitapta, 2 milyon 700 bini aşan basım adedine eriştik. Yarım asırdan fazla bir süredir yayımladığımız Bilim ve Teknik’ten Bilim Çocuk ve Meraklı Minik’e TÜBİTAK Popüler Bilim Dergilerimizle de her ay 300 bin vatandaşımıza ulaşarak merakın keşfin ateşini yakıyoruz. Basılı yayınlarımızın yanı sıra popüler bilimin dijital adresi Bilim Genç web sitesi ile her ay yaklaşık 400 bin kullanıcıya erişiyoruz. Eskişehir’de TÜBİTAK akademik Ar-Ge destekleri çerçevesinde son 22 yılda, 575 projeye 1,5 milyar liranın üzerinde kaynak sağladık. Son 22 yılda TÜBİTAK eliyle 2 bin 201 bilim insanımıza 585,5 milyar lira destek verdik. 10 Özel sektörün 399 Ar-Ge projesine 2 milyar lira kaynak aktardık. Biz Eskişehir’i başta bilim ve teknoloji olmak üzere her alanda desteklemeye devam edeceğiz. Bugün de on binlerce popüler bilim kitabını ve dergiyi Eskişehir’deki 395 okulumuza sunarak, bilim ve teknoloji kültürünün tohumlarını ekiyoruz. Ayrıca, Eskişehir’deki tüm ilçelerimizde, TÜBİTAK kitaplıkları kurarak, gençlerimizin bilgiye erişimini kolaylaştırıyor, onların ufkunu genişletiyoruz.”

    “Bizler bu yolculukta gençlerin destekçisi olmaya devam edeceğiz”

    Konuşmasında gençlere de seslenen Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Medeniyetimiz ‘Oku. Yaradan Rabbinin adıyla oku’ emri üzerine bina edilmiştir. Elbette, bu ilahi mesajın, özünde kâinatın anlamlandırılması mânâsı taşıdığına inanıyoruz. Fakat bununla birlikte, kitapların bu mânâ yolculuğunda en kıymetli yol arkadaşlarımız olduğunun da bilincindeyiz. Kitaplarla kurduğumuz bağ güçlendikçe ve düşünceye olan bağlılığımızı sürdürdükçe, ülkemizin ve insanlığın yararına olacak pek çok bilimsel ve teknolojik gelişmeyi hayata geçireceğimize inancım tamdır. Düşünce kalıplarına hapsolmadan, Allah’ın en şerefli varlığı olarak, özgür düşüncenin ve insan olmanın bilinciyle kitaplar aracılığıyla hayatınıza mana katacaksınız. Bizler bu yolculukta sizlerin destekçisi olmaya devam edeceğiz. Siz yeter ki okumaktan düşünmekten, hayal etmekten vazgeçmeyin. Sözlerime son verirken, Eskişehir’i TÜBİTAK Yayınları ile Buluşturuyoruz Projesi’nin şimdiden hayırlı uğurlu olmasını diliyor sunduğu katkı için TEİ’ye teşekkür ediyorum” diyerek sözlerini bitirdi.
    Programa Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, AK Parti Eskişehir Milletvekili Fatih Dönmez, İl Milli Eğitim Müdürü Sinan Aydın, TEİ Genel Müdürü Mahmut Akşit, TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal, il protokolü, eğitimciler ve öğrenciler katılım gösterdi.

  • Türkkan fabrika çalışanlarına öykü okudu

    Türkkan fabrika çalışanlarına öykü okudu

    Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürlüğü’nün 2023 Yılın Yazarı Tomris Uyar etkinlikleri kapsamında düzenlediği Fabrika Okumaları’nın bu yılki son etkinliği Nilüfer’in Çalı Mahallesi’ndeki Elvin Tekstil’de yapıldı. Fabrikadaki iş molasını bu defa öykü dinlemek için veren fabrika çalışanları, farklı bir deneyim yaşadı.

    Fabrika Okumaları’nın bu defaki konuğu Bursa Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Alpaslan Türkkan oldu. Tomris Uyar’ın “İpek ve Bakır” kitabından öykü okuyan Prof. Dr. Türkkan da çalışanlar gibi farklı bir deneyim yaşadı. Çalışanlar ise iş molasında öykü dinleyerek yorgunluklarını attı.
    Yaklaşık 100 personelin katıldığı etkinlikte Prof. Dr. Alpaslan Türkkan çalışanlarla sohbet de ederek halk sağlığı hakkında bilgiler verdi ve sorularını yanıtladı.

    Keyifli ve verimli geçen etkinliğin ardından Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürü Şafak Baba Pala, Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem adına Prof. Dr. Türkkan’a etkinliğe katılım nedeniyle; Elvin Tekstil Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Osman Canik’e de ev sahipliği için teşekkür etti.

  • Yolculuğun hikayesi var

    Yolculuğun hikayesi var

    Ortaokul öğrencileri, Erzurum Gar Müdürlüğü TCDD Müzesinde keyifli bir gün geçirdi. Yetkililer; buharlı kara trenden dizele, elektrikli trenden yüksek hızlı tren (YHT) teknolojisine, Türk demir yolu serüveni öğrencilere anlatıldı.

    Müze’de 300’den fazla araç gereç sergileniyor. Manyetolu telefonlar, gaz lambaları, ziller bunların hepsi asırlık. Yıllardır biriktirilen ve sergilenen araçların tamamı antika niteliğinde. 1939 yılından Erzurum’a ilk tren seferi ile gelen yolcular işte bu zille karşılanıp yine bu zil ile uğurlanıyor. Müzede, dönemin demir yolu çalışanlarının kullandığı aletler ve yüzlerce tarihi eser yer alıyor.

    En çok dikkat çeken eserlerden biri de bin dokuz yüz on sekiz Alman yapımı bu lokomotif. Erzurum Garı’nda bulunan TCDD Müzesi, demir yolu ulaşımını merak eden ziyaretçilerini bekliyor.

  • “Nazif’in düğmeleri” İstanbul’da

    “Nazif’in düğmeleri” İstanbul’da

    Bursalı yazar ve koleksiyoner Tenzile Güler’in kendi aile hikayesini kaleme aldığı kitaptan ve aile yadigarı olan düğme koleksiyonundan kurgulanan ‘Nazif’in Düğmeleri’ sergisi, geçtiğimiz yıl Nisan ayında Bursa Kent Müzesi’nde ziyarete açılmıştı. Metal, ahşap, deri, sedef, cam, kumaş ve daha birçok farklı malzemeden yapılan 4000 adet düğmeden oluşan koleksiyon, şimdi de İstanbulluların seyirciye sunuldu.


    Selanik’ten Bursa’ya uzanan yaşanmış bir hayat hikâyesinin sonucunda oluşan koleksiyonun yer aldığı sergi, 24.Uluslararası İstanbul Kültür ve Sanat Festivali çerçevesinde Büyükçekmece Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi İbrahim Çallı Sanat Galerisi’nde ziyarete açıldı.


    Düğmenin sıradan bir obje olmaktan çıkıp, insan hayatındaki farklı yerinin bulunduğunu anlatan sergide Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan ile dönemin siyasi parti liderlerinin bağışladığı düğmeler de yer alıyor.

    Nazif’in Düğmeleri Sergisi 3 ay boyunca Büyükçekmece Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi İbrahim Çallı Sanat Galerisi’nde ziyaret edilebilecek.

  • Yaren Leylek hikayesi film oluyor

    Yaren Leylek hikayesi film oluyor

    Yaren Leylek ve Balıkçı Adem’in hikayesi beyaz perdeye aktarılacak. Her yıl aynı yerde bir araya gelen Adem Amca ve Yaren’in binlerce insan tarafından takip edilen hikayesi 8 ağustos ‘ta motor diyecek. Mars dağıtım tarafından dağıtılacak film kasım ayında vizyona girecek.

    Yapımcılığını Sev Yapım’ın yönetmenliğini Gibi dizisinden tanınan Onur Uzun’un üstlendiği filmde Buğra Gülsoy, Hande Doğandemir, Azra Aksu, Seçkin Özdemir, Emir Ali Doğrul, Meral Çetinkaya, Tarık Pabuçcuoğlu, Murat Kılıç, Cenk Gürpınar, Kıvanç Talu (var böyle tipler), Işınsu Zırh, Alper Tüydeş gibi ünlü isimler yer alıyor.

  • Gardiyandan hikayeler

    Gardiyandan hikayeler

    Kayseri‘nin Develi ilçesinde gardiyan olarak görev yapan Yaşar Adanur, işinden arta kalan zamanlarda ilçedeki efsaneleri anlattığı kitaplar kaleme alıyor. Adanur, tek isteğinin kitabındaki hikayenin filminin çekilmesi olduğunu söyledi.

    Develi B Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda infaz koruma memuru olarak görev yapan 48 yaşındaki Yaşar Adanur, boş zamanlarında kalemini konuşturuyor. Şiirlerin ardından kitap yazmaya başlayan Adanur, kadınların eski zamanlarda çektiği acıları görünce onlar hakkında kitap yazmaya karar verdiğini söyledi. ‘Yüreği Kurumuş Kadınlar’ ve ‘Ağ Gelin’ kitaplarının ardından ‘Kefen Gelini’ kitabını da yazmaya başlayan Adanur, “Develi B Tipi Cezaevi’nde gardiyanım. Boş vakitlerimde kitap yazıyorum.

    Önceden şiirler falan yazıyordum, sosyal medyadan paylaşımlar yapıyordum. Kadınların çektiği acıları görünce böyle bir kitap yazmak aklıma geldi. Yüreği Kurumuş Kadınlar’dan sonra Ağ Gelin’i çıkardım. Şimdi de Kefen Gelini kitabımızı yakın zamanda okuyucularımızla buluşturacağız inşallah” şeklinde konuştu.

    Ağ Gelin kitabı hakkında bilgiler veren Adanur, “Kitap 234 sayfadan oluşuyor. Konusundan kısaca bahsedecek olursak Develi’de 1800’lü yıllarda yaşanmış bir efsane. Güzelliği ile dillere destan olmuş Develi yöresinde çok sevilen, nam salmış bir kişilikmiş. 1800’lü yıllar eşkıyaların yoğun olduğu bir zaman olduğu için eşkıyanın biri Ağ Gelin’e göz koymuş. Yokluk zamanı olduğu için Ağ Gelin’in eşi gurbete çalışmaya gitmiş.

    Bunu fırsat bilen eşkıya Ağ Gelin’i Erciyes Dağı’na kaldırmayı düşünmüş. Bunu sezen Ağ Gelin akşamın karanlığında çocukları ile birlikte kendini Erciyes Dağı’na vurmuş. Erciyes Dağı’na gittikten sonra Şeytan Deresi denilen uçuruma gelmişler. Ağ Gelin aşağı bakmış, eşkıya kendisine yaklaşıyor.

    Ne yapayım? Ne edeyim?’ derken, dua etmiş ‘Allah’ım ya beni burada çocuklarımla beraber taş et ya da kuş et. Namusumu kirletme, çocuklarımın alnına leke sürdürme’ demiş. Orada ilk duası ‘taş et’ olduğu için orada çocukları ile birlikte taş olmuş” ifadelerini kullandı.

    Maddi bir beklentisinin olmadığını dile getiren Yaşar Adanur, “Ben kitabımı yayınlamış bulunmaktayım. Yeni yazdıklarımı da yayınlamaya devam edeceğim. Benim maddi bir beklentim yok. Tek isteğim bu kitabın film olması ve Kayserimizin, ilçemizin güzelliklerinin tanıtılması” dedi.

  • Telegram, hikayeler özelliğini duyurdu

    Telegram, hikayeler özelliğini duyurdu

    Telegram, hikayeler özelliğini Temmuz ayından itibaren kullanıcılar ile buluşturacağını duyurdu.

    Bu özellikle beraber artık kullanıcılar Instagram’da olduğu gibi Telegram üzerinden fotoğraf ve videolu hikayeler paylaşabilecek. Ayrıca BeReal platformundan da gördüğümüz ön ve arka kameraların aynı anda kullanılarak çekilen resimlerde hikaye paylaşım özelliğinde yer alacak.

    HİKAYENİN NE KADAR SÜREYLE KALACAĞI SEÇİLEBİLECEK

    Ayrıca paylaştığınız hikayenin 6,12,24 ve 48 saat seçenekleriyle beraber ne zaman sona ereceğini belirleyebileceksiniz.

    Telegram’ın CEO’su Pavel Durov, “Hikayelerinizi profil sayfasına kaydetme özelliği, Telegram profillerini daha bilgilendirici ve renkli hale getirecek.” ifadelerini kullandı.

    Diğer kullanıcılar hakkında daha fazla bilgi alınabileceğini bleirten Durov, “Yalnızca en yakın kişilerinizden daha fazla içerik keşfetmekle kalmayacak, aynı zamanda gruplarda veya kanal yorumlarında bağlantı kurduğunuz kullanıcılar hakkında daha fazla bilgi alabileceksiniz.” dedi.

    “YENİ BİR ÇAĞIN HABERCİSİ”

    Hikayeler özelliğinin test aşamasının sonunda olduğu ve Temmuz ayının başında kullanıma sunulacağı belirtildi. Ayrıca Durov, özelliğin Telegram’da yeni bir çağın habercisi olacağına ve platformun şu an olduğundan daha sosyal olmasına olanak sağlayacağına inanıyor.

  • Deprem hüzünlü hikayeler bıraktı

    Deprem hüzünlü hikayeler bıraktı

    6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş depremlerinde Osmaniye’de binden fazla kişi hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenlerin defnedildiği Osmaniye Asri Mezarlığı’nda arife günü duygusal anlar yaşandı.

    Anne, kardeşlerini kaybetti

    Depremde aile bireylerini ve yakınlarını kaybedenler, bayram öncesi mezarlığa ziyarette bulunup, Kur’an-ı Kerim okuyarak dua etti.
    Depremde annesi ve erkek kardeşini kaybeden Fatma Kunucuk, “Çok buruğum, annem, erkek ve kız kardeşimi kaybettim. Onlarsız ilk bayramımız, yüreğim yanıyor. Allah herkese yardım etsin. Mersin’de oturuyorum ve sabah treni ile Osmaniye’ye geliyorum ve akşam geri dönüyorum. Çok üzgünüm. Allah’ım kimseye böyle bir şey yaşatmasın. Gerçekten çok büyük bir acı, Rabbim herkese yardım etsin” dedi.

    Eşini ve 2 kızını kaybetti

    Depremde iki çocuğu ve eşini kaybeden Yalçın Avşar ise, “Buruk bir bayram, Rabbim hepimizin yardımcısı olsun. Sözün bittiği yerdeyiz. Burada 2 kızım ve eşim yatıyor. Acı tarifsiz, Rabbim bir daha böyle acılar yaşatmasın inşallah. Kimsenin başına, düşmanımızın başına bile vermesin. Büyük bir imtihan, Rabbim sabrımızı versin. Gidenlerin yeri güzel, rahat, o kadar güzel ki emin olun onların şu an gördüğü yeri biz hayal bile edemiyoruz. Çünkü cennetteler, bunu biliyoruz, buna inandık, buna iman ettik. Geride kalanın derdi çok zor. Hasret, özlem çok zor” diye konuştu.

    “Burada yatanların hepsi bizim ailemiz”

    Depremde vefat edenlerin herkesi yakını olarak gören Elif Çolak da, “Biz eniştemizin mezarını ziyaret edip bir Yasin-i Şerif okuduk. Oradan da depremde vefat edenlerin mezarlarını ziyaret edip bir Fatiha okumak istedim. Allah’ım bir daha göstermesin. Biz de burada köyde oturuyoruz ama Osmaniye’ye gelmiştik, kızımın evindeydik. Biz de depremden dolayı çok kötü olduk. Allah’a şükür ailemden bir kayıp yok ama burada yatanların hepsi bizim ailemiz, hepimiz din kardeşimiz. Çok üzüldük, Allah’ım bir daha böyle bir deprem afet göstermesin inşallah” ifadelerini kullandı.