Etiket: İbrahim Saraçoğlu

  • Saraçoğlu: Kenevir, ketenle boy ölçüşemez

    Saraçoğlu: Kenevir, ketenle boy ölçüşemez

    Türkiye, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) kenevir ekiminde kontrollerin hafifletilmesi önerisine karşı yönde tavır aldı. Birleşmiş Milletler’de (BM) Aralık ayında yapılacak oylama öncesi konuşan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, keten elyafının kenevirden daha üstün olduğuna dikkat çekerek, “Atatürk arşivlerine bakın, orada keteni göreceksiniz. Orada diyor ki, ‘Keten elyafı kalite olarak kenevirden çok üstündür.’ Elyaf dediğiniz zaman ketenle mukayese edemezsiniz. Ketenle boy ölçüşemez” dedi

    DSÖ’nün, BM’ye 2 yıl önce sunduğu kenevir ekimindeki kontrollerin hafifletilmesine yönelik önerisinde karar aşamasına gelindi. BM’de 2-4 Aralık tarihlerinde yapılacak oylamada kenevir konusunda alınacak karar ülkelerin tarım politikalarına etki edecek. Türkiye’nin kenevir ile ilgili stratejisi, Mart ayından bu yana Cumhurbaşkanlığı koordinasyonunda Dışişleri, İçişleri, Sağlık, Adalet, Tarım ve Orman Bakanlıkları ile Yeşilay’ın da dahil olduğu toplantılarda belirlendi. Yapılan istişareler sonunda Türkiye, DSÖ’nün önerisine karşı yönde tavır aldı. BM’de yapılan sunumlarda kontrollerin zayıflaması halinde yüksek gelir getiren bir ürün olması nedeniyle kenevir ekiminin artacağına, tarım ekimindeki çeşitliliğin azalacağına ve uyuşturucu kullanımının artacağına dikkat çekildi. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu’nun da katıldığı çalışmalar sonucunda Türkiye, DSÖ önerisi karşısında kararsız kalan ülkeleri de etkileyerek oylama öncesi durumu neredeyse eşitledi.

    ‘KETENDEN 73 MİLYAR AVRO GELİR ELDE EDİYORLAR’

    Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, ketenin kenevirin kullanıldığı tüm sektörlerde kullanılabildiğine dikkat çekerek, 1935-1936 yıllarında Atatürk Orman Çiftliği’nde yapılan çalışmalar sonucunda keten elyafının kenevirden daha karlı olduğunun tespit edildiğini hatırlattı. Saraçoğlu, “Atatürk arşivlerine bakın, orada keteni göreceksiniz. Kenevir de var, ikisini mukayese etmişler. Orada diyor ki ‘keten elyafı kalite olarak kenevirden çok üstündür, keten çok daha kıymetli elyaf olarak.’ Mukayese edilmiş Cumhuriyet döneminde, arşivlerden çıkıyor o kayıtları. Ketenin kenevirden çok daha üstün bir elyaf kalitesine sahip olduğu orada yazıyor. 1935’te yazmış bizim bilim insanlarımız, araştırmışlar, ‘daha kaliteli’ diyor, niye onu söylemiyorsun? Bugün Avrupa’da Fransa, Hollanda ve Belçika’da yaklaşık 1 milyon dönüm araziye keten ekiyorlar. 73 milyar avroluk keten ipi elde ediyorlar. Bunun yüzde 80-85’ini Çin’e satıyorlar. Şu paraya bakın, iki haneli milyar avrodan bahsediyorum. Kenevirden de siz urgan yapabilirsiniz; ama keteninki kadar kaliteli bir elyaf değil. Elyaf dediğiniz zaman ketenle mukayese edemezsiniz. Ketenle boy ölçüşemez” dedi.

    ‘ÇOK YÖNLÜ KULLANABİLİRSİNİZ KETENİ’

    Ketenin kullanım alanlarının zenginliğine de değinen Prof. Dr. Saraçoğlu, “Mesela keten anizotropik özelliğe sahiptir. Bu rüzgar pervaneleri, rüzgar türbinlerin kanatlarının anizotropik kaplamaya ihtiyacı var. Çünkü rüzgar yön değiştiriyor, işte bu ketenle kaplanır. Uydularda da bu keteni kullanıyorsunuz, otomobil endüstrisinde kullanıyorsunuz. NASA çok iyi bilir bu işi. Dolayısıyla ‘keten’ deyip geçmeyin. Keten tohumunun yağı, dünyanın en kaliteli yağlarından bir tanesidir sağlık açısından soğuk pres yaptığınız zaman. Protein bakımından namütenahi zengin, isterseniz bunu insan gıdası olarak, isterseniz hayvan gıdası olarak kullanabilirsiniz, isterseniz bundan gübre yapabilirsiniz. O kadar çok yönlü kullanabilirsiniz keteni” diye konuştu.

    ‘İKİSİNİN DE ORTAK TARAFI UYUŞTURUCU’

    Prof. Dr. Saraçloğlu, endüstriyel kenevirin de tıbbi kenevirin de uyuşturucu içerdiğinin altını çizerek, “İkisinin de ortak tarafı uyuşturucu. Biraz algıda yanlış yapılıyor. Resmen uyuşturucudur, hangi tipi olursa olsun. Yok efendim bunun zararlısı varmış, bunun dişisi şöyleymiş, erkeği böyleymiş; uyuşturucu, bu kadar, ikisi de öyle, hangisini yaparsanız yapın” dedi.

    ‘HER DERDE DEVA ETTİLER MÜBAREK’

    Prof. Dr. Saraçoğlu, BM nezdinde üye ülkelerce tartışmalı olan kenevir bitkisinin tıbbi yönüyle ilgili önerinin dünya genelinde ekonomi, sağlık, adalet, eğitim, yönetim ve Ar-Ge çalışmalarındaki değişimle beraber farklı açılardan da yeniden ele alındığını, konunun Covid-19 salgınından kaynaklı değişen dünya düzenine göre tüm boyutlarıyla yeniden değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Endüstriyel kenevirin de tıbbi kenevir gibi uyuşturucu uyuşturucu özelliğinin olduğunu tekrarlayan Prof. Dr. Saraçoğlu, “Endüstriyel kenevir ektiğiniz zaman bu 1,5-2 metre olacak; ama daha 30 santimetre iken bir daha o bitkiyi bulamıyorsunuz orada, hemen çalıyor onu insanlar. Şimdi Türkiye’ye her taraftan CBD oil (kenevir yağı) getiriyorlar. Yok kansere karşı, Parkinson’a karşı, Alzheimer’a karşı iyiymiş; her derde deva ettiler mübarek. Böyle şey mi olur? Bu nasıl bir algı yaratmaktır? Nasıl bir bitkiymiş bu?” değerlendirmesinde bulundu.

  • Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Saraçoğlu: Ziraat planlamasına sahip ülke oyun kurucu olacak

    Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Saraçoğlu: Ziraat planlamasına sahip ülke oyun kurucu olacak

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, “Dünyanın yaşamakta olduğu pandemi döneminde değişen dünya düzeninde yükselen değer olan ziraat, bir ülke nezdinde ne kadar ürün çeşitliliği ve sürdürülebilirliği açısından zenginse o kadar etkisi kıtaları etkileyecek kadar kuvvetli olacaktır ve dolayısıyla pandeminin atlatılmasında böylesi bir ziraat planlamasına sahip bir ülkeyi her alanda güçlü, söz sahibi ve oyun kurucu kılacaktır” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM’nin 75’inci Genel Kurulu etkinlikleri kapsamında düzenlenen Biyolojik Çeşitlilik Zirvesi’nde yaptığı konuşmada Covid-19 salgınının biyolojik çeşitliliği korumanın önemini de gösterdiğini belirtirken, Türkiye’de biyolojik çeşitliliği geliştirmek amacıyla yapılan çalışmalara dikkat çekmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dile getirdiği ‘Ata Tohumu’ projesi, 11’inci kalkınma planına alınmış ve 2017 yılında Emine Erdoğan’ın himayelerinde, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu’nun liderliğinde başlatılmıştı.

    İbrahim Saraçoğlu, konu ile ilgili açıklamasında, ziraat planlamasındaki sürdürülebilirliğin önemini vurgulayarak “Sürdürülebilir ziraat ancak biyolojik çeşitlilik ve genetik kaynaklarının korunması ile mümkündür. Biyolojik çeşitlilik tanımında akla ilk bitkisel kaynaklar gelmekle beraber aslında koyun, keçi gibi küçükbaş, boğa, manda, inek gibi büyükbaş hayvanlar, topraktaki mikroorganizmalar ve ekmek mayaları da dikkate alınmalıdır. Osmanlı’nın ziraat imparatorluğu olması, sağlam ekonomik ve askeri gücü, kırsaldaki ziraat planlamasındaki etkinliği, kontrolü ve sürdürülebilirliğindeki istikrara dayanmaktadır” dedi.

    Projeye Osmanlı’nın ziraat politikasını temel alan sürdürülebilir doğal çiftliklerin bu amaçla dahil edildiğini belirten Saraçoğlu, “Tarihteki kurulan Türk devletlerinin isimlerine bakıldığında biyolojik çeşitlilik gücünün dünyaya en kuvvetli anlatımlarındaki örnekler arasında Türk devletlerinin isimlerine ‘Akkoyunlu’, ‘Karakeçili’ verilmesidir. Bu isimlerle bilinen Türk devletleri Anadolu topraklarında yaşam sürdürmüşlerdir. Anadolu coğrafyası gerek toprak üstündeki biyolojik çeşitlilik açısından gerekse de tarih boyunca yaşayan farklı kültürdeki ve inanıştaki toplumlara ev sahipliği yapması sebebiyle toprak altındaki zenginliğiyle dünya tarihinde her zaman odak noktası olmuştur” görüşünü ifade etti.

    Saraçoğlu, 2019 yılı Eylül ayında ‘Yerel Çeşitlerin Kayıt Altına Alınması, Çoğaltılması ve Pazarlanması’na dair yönetmelikte dünyada ilk defa tohum analizlerinde kemotip ve genotip analizlerinin zorunluluğunun yer aldığını, akabinde Osmanlı’nın ziraat politikası günümüz şartlarına modifiye edilerek 11’inci Kalkınma Planı’na ‘sürdürülebilir doğa çiftlikleri’ ismi ile ilklere adım atıldığını söyledi. Covid-19 salgının atlatılmasında ziraat planlamasının önemine işaret eden Saraçoğlu, “Dünyanın yaşamakta olduğu pandemi döneminde değişen dünya düzeninde yükselen değer olan ziraat, bir ülke nezdinde ne kadar ürün çeşitliliği ve sürdürülebilirliği açısından zenginse o kadar etkisi kıtaları etkileyecek kadar kuvvetli olacaktır ve dolayısıyla pandeminin atlatılmasında böylesi bir ziraat planlamasına sahip bir ülkeyi her alanda güçlü, söz sahibi ve oyun kurucu kılacaktır” mesajını verdi.