Etiket: İbrahim Yumaklı

  • Bakan Yumaklı barınaktan köpek sahiplendi

    Bakan Yumaklı barınaktan köpek sahiplendi

    Arnavutköy Yassıören Mahallesi’nde kurulan İstanbul’un en büyük, toplam 51 bin 500 metrekarelik bir alan üzerine kurulu olan Arnavutköy Hayvan Barınağı ve Sahiplendirme Merkezi düzenlenen törenle hizmete açıldı. Açılış programına Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, İstanbul Milletvekili Seda Gören Bölük, Arnavutköy Belediye Başkanı Mustafa Candaroğlu ve çok sayıda vatandaş katıldı.

    “Ülkemizde 4 milyondan fazla sahipsiz köpek olduğunu tahmin ediyoruz”

    Programda konuşan Tarım ve Hayvan Bakanı İbrahim Yumaklı, “Bugün burada İstanbul’un en büyük Sokak Hayvanları Beslenme ve Sahiplendirme Merkezi açılışı vesilesiyle bir aradayız. Bu merkez sayesinde sahipsiz hayvanlarımız, sağlıklı ve mutlu bir şekilde yaşamlarına devam edecekler. Bu merkezin ülkemiz ve diğer belediyelerimiz için güzel bir örnek teşkil edeceğini düşünüyorum. Modern ve sağlıklı bu muhteşem mekanın, can dostlarımız sokak hayvanlarımıza ve siz sevgili İstanbullu hayvan dostları hemşerilerimize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Bu kapsamda; Bakanlık olarak hayvan bakımevi yapımı ve kısırlaştırmayla ilgili yerel yönetimlere kaynak sağlıyoruz. Bakımevi için son 15 yılda 63 ilde 118 yerel yönetime mali destek verdik. Kısırlaştırmayla ilgili ise son 7 yılda 862 binden fazla hayvan için mali destek sağladık. Yerel yönetimler tarafından ise son 20 yılda yaklaşık 3 milyon sahipsiz hayvan aşılandı. 2,5 milyon hayvan kısırlaştırıldı. 533 binden fazla hayvan da sahiplendirildi. Ancak, ülkemizde 4 milyondan fazla sahipsiz köpek olduğunu tahmin ediyoruz” dedi.

    “Belediyelerimize 2028’in sonuna kadar görev verildi“

    Hiçbir şekilde hiçbir hayvana eziyet edilmesini kabul de tasvip de etmediklerini söyleyen Bakan Yumaklı, “Bu kanunda buna dönük herhangi bir kelime bile yoktur” dedi.
    Bakanlık olarak kendilerinin de 2025 yılı bütçesinde sahipsiz sokak hayvanları için önemli miktarda kaynak ayırdıklarını söyleyen Yumaklı, “Yasa değişikliğinde belediyelerimize 2028’in sonuna kadar görev verildi. Yükümlülükleri ile ilgili envanter çalışmasını bitirdik, güncelliyoruz. Bakımevi kurmak ve rehabilitasyon ve hayvanlar sahiplendirilinceye kadar onlara bakmak için; nüfusu 25 binden fazla olan belediyeler bütçe gelirlerinin binde beşi, büyükşehir belediyeleri ise binde üçünü ayırmak zorunda. Ve bu bütçe başka bir amaç için kullanılamaz. Eğer bu oranların üzerinde harcama yapılırsa; bu ekstra yapılan harcamanın yüzde 40’ı Hazine ve Maliye Bakanlığımız tarafından belediyelere verilecek. Bakanlık olarak biz de 2025 yılı bütçemizde sahipsiz sokak hayvanlarımız için önemli miktarda kaynak ayırdık. 2025 yılı bütçemizde 1,8 milyar liralık bir kaynak öngördük. Bu kaynağı, bakımevleri kurmak ve kısırlaştırma için yerel yönetimlere aktaracağız. Bu konuda üzerine düşeni hakkıyla yerine getiren belediyelerimizi tenzih ediyorum. Yasa değişikliği sonrası üzerinde titizlikle çalıştığımız Uygulama Yönetmeliği Taslağını ilgili kamu kurumları, yerel yönetimler, dernekler, STK’larla istişare ederek hazırladık. Her fikri dinledik. Son günlerde kamuoyundan taslakla ilgili eleştirileri ve yorumları takip ettiğimizi, kamuoyunda hassasiyet oluşturan hususları da göz önünde bulundurduğumuzu ifade etmek isterim. Çeşitli değişiklik ve düzenlemelerden sonra; artık son şeklini verdiğimiz yönetmeliğin önümüzdeki günlerde yürürlüğe girmesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Tesisimiz 51 bin 500 metrekarelik geniş bir alanda inşa edildi ve 2 bin hayvan kapasitesi ile dostlarımıza yuva olmaya hazırlanıyor”

    Açılış programında konuşan Arnavutköy Belediye Başkanı Mustafa Candaroğlu ise, “Bugün, Arnavutköy için, İstanbul için ve her şeyden önemlisi sokaklarımızda yaşayan hayvan dostlarımız için çok özel ve anlamlı bir gün. İstanbul’un en büyük Sokak Hayvanları Beslenme ve Sahiplendirme Merkezi’ni açmanın onurunu ve mutluluğunu yaşıyoruz. TBMM’de kabul edilen sahipsiz hayvanlara yönelik düzenlemeyle, hem hayvan dostlarımızın güvenli ve sağlıklı bir ortamda yaşamaları sağlanacak hem de tüm vatandaşlarımız için sokakların güvenliği arttırılacak. Bu düzenlemeler çerçevesinde açılışını yaptığımız merkezimiz; 51 bin 500 metrekarelik geniş bir alanda inşa edildi ve 2 bin hayvan kapasitesi ile dostlarımıza yuva olmaya hazırlanıyor. Merkezimizde, can dostlarımızın bakım, tedavi ve sahiplendirme süreçlerine destek olmayı amaçlayan 4 uzman veteriner hekim, 25 yardımcı personel ve 2 halkla ilişkiler çalışanımız görev yapıyor. Bu kapsamlı tesiste iki ameliyathane, muayenehane, laboratuvar, eczane, görüntüleme üniteleri, acil servis ve yoğun bakım gibi donanımlar yer alıyor. Ayrıca travma vakalarına anında müdahale edebilen bir hayvan ambulansımız da mevcut. Tüm bu imkanlar, hayvanlarımızın sağlık ve güvenliklerin en üst düzeyde korumamızı sağlıyor” dedi.
    Yapılan konuşmaların ardından katılımcılar tesisi gezerek detaylı bilgi aldı. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, tesiste bulunan bir sokak köpeğini sahiplendi.

  • Türkiye’nin un ihracatındaki başarısına övgü

    Türkiye’nin un ihracatındaki başarısına övgü

    Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, resmi temaslarda bulunmak üzere geldiği Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de Uluslararası Çalışan Değirmenciler Birliği (IAOM) EURASIA Konferansı ve Fuarı’na katıldı. Etkinliğe Yumaklı’nın yanı sıra, Azerbaycan Tarım Bakanı Mecnun Memmedov, Azerbaycan Devlet Rezerv Ajansı Başkanı Sabuhi Sadıgov, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal, Azerbaycan Tahıl Üreticileri ve Tedarikçileri Birliği Başkanı Niyazi Emirbeyov, IAOM Eurasia Yöneticisi Dr. Eren Günhan Ulusoy, Türkiye ve Azerbaycan’dan STK ve sektör temsilcileri katıldı.

    “Küresel ısınma ve iklim değişikliği etkilerinin su ve tarım üzerinde en çok hissedildiği bir süreçteyiz”

    Etkinliğin açılış töreninde konuşan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı dünyanın, farklı bir yöne doğru evirildiği bir dönemde geçildiğini belirterek, “Küresel ekonomik belirsizlikler, jeopolitik gerginliklerin yanı sıra devrim niteliğindeki teknolojik dönüşüm rüzgarlarının estiği, yaşandığı bir ortamdayız. Özellikle, küresel iklim değişikliği ve ısınmanın etkilerinin su ve tarım üzerinde en çok hissedildiği bir süreçteyiz. Bu süreç içerisinde de değirmencilik ürünleri başta olmak üzere gıda arz güvenliği, tüm ülkeler için stratejik bir alan olarak yer alıyor. Gerek pandemi dönemi gerekse de yaşanmakta olan Rusya- Ukrayna Savaşı, hepimize değirmencilik sektörünün gıda güvencesi açısından kritik önemini bir kez daha hatırlatmış durumda” dedi.

    “Değirmencilik ürünlerinin ticaret hacmi son 5 yıl içerisinde yaklaşık yüzde 40 arttı”

    Gıda ve suya olan ihtiyacın her geçen gün daha da arttığını belirten Yumaklı, “FAO verilerine göre, nüfus artışına bağlı olarak 2050 yılında, bugünden yüzde 55 daha fazla suya yüzde 70 daha fazla gıdaya ihtiyacımız olacağı öngörülüyor. Bu gerçek, gıda ve tarım politikalarımızı hazırlarken bizim için en önemli gerekçe olarak duruyor. Dünyada yaşanan bu süreçler, gıdayı işleyerek yarı mamul ve mamule dönüştüren değirmencilik sektörünün de önemini tüm dünyada çapında artmaktadır. Un ve yem gibi sektörlerin ana üretim kalemlerine olan ihtiyacı da artacağı için özellikle de 2024’ün ikinci yarısından itibaren sektörde çok ciddi bir talep artışı bekliyoruz. Dünya genelinde değirmencilik ürünlerinin ticaret hacmine bakacak olursak son 5 yıl içerisinde yaklaşık yüzde 40 olduğunu görebiliriz. 2023 yılında ticaret hacmi de 60 milyar dolar seviyelerine ulaşmış durumdadır” diye konuştu.

    “Sektörün 2024’ün sonunda tarihi bir rekor kıracağına yürekten düşünüyoruz”

    Gıda sanayinin gelişmesini belirleyen en önemli etkenlerden birisinin tarımda yeterli miktarda ve uygun kalitede hammaddeyi sürekli olarak sağlayabilmek olduğunu belirten Yumaklı, “Türk değirmen sektörüne bu açıdan bakacak olursak dünya ihracatında lider pozisyonda olup bu konumunu da uzun yıllardır devam ettirecektir. Hali hazırda Türkiye’de yaklaşık 600 adet un fabrikası bulunmaktadır. Değirmencilik ülkemizde oldukça eskiye dayanan genellikle aile içinde devam ettirilen bir meslek grubu. Bugün buradaki değirmenci kardeşlerimizin pek çoğunun 3’üncü veya 4’üncü kuşak olması bize bu anlamda umut vermektedir. Hafızanın ve tecrübenin aktarımının öneminin açısından. 2022 yılını 2 milyar dolar civarında ihracat ile tamamlayan Türk değirmen sektörü, 2023 yılında da dünyadaki ekonomik şartlar ve diğer sorunlara rağmen, 1,9 milyar doların üzerinde bir rakamla yılı kapattı. Sektörün 2024’ün sonunda tarihi bir rekor kıracağına yürekten düşünüyoruz” dedi.

    “Her 4 un paketinden bir tanesi Türkiye’deki üreticilerin emeğine sahip”

    Türkiye’nin yıllık un üretim kapasitesi yaklaşık 32 milyon ton civarında olduğunu ifade eden Yumaklı, “Ancak kapasite kullanım oranı çok düşük. Yüzde 45-50’le civarında. Sanırım genel olarak da böyle bir sorun var. Bunu aşmak gerekir. Çünkü sektörün altyapı sağlamlığı bütün imkanların en üst düzeyde kullanımıyla mümkün. 2023 yılında yurtiçi kullanım ve ihracat amacıyla 15 milyon ton civarı un üretimi söz konusu oldu. İhracatın büyük bir kısmı Orta Doğu, Afrika ve Asya ülkelerine gerçekleşti. Şu anda Türkiye un ihracatında dünyada 1. sırada, makarna ihracatında ise 2. sıradaki konumuna devam ediyor. 2023 yılı itibarıyla Türkiye’nin dünyanın pazarındaki payının yaklaşık yüzde 23 olduğunu söylemek istiyorum. Buda her 4 un paketinden bir tanesi Türkiye’deki üreticilerin emeğine sahip” diye konuştu.

    “Anadolu coğrafyası, bu kritik önemdeki endüstriye her anlamda öncülük etmekten gurur duyuyor”

    Dünyadaki en büyük kapasiteli un, yem, nişasta, kahve fabrikaları, Türk değirmen makinecileri tarafından kurulmakta olduğunu vurgulayan Yumaklı, “Çoğunuzun malumudur, Şanlıurfa’daki Göbeklitepe, dünyada ilk buğdayın ve ilk unun üretildiği yerin Anadolu olması açısından önemli veriler sunuyor bize. Bu en eski sanayi kolu olan değirmenciliğin ortaya çıktığı Anadolu coğrafyası, bu kritik önemdeki endüstriye her anlamda öncülük etmekten gurur duyuyor. Dünyada tahıl değirmenciliği alanında faaliyet gösteren en büyük meslek kuruluşu olan Uluslararası Değirmenciler Birliğinin düzenlediği bu konferans, Türkiye ve dünya un sektörü için çok çok önemli bir platformdur. Sektörün sorunlarının ve gelişme fırsatlarının dile getirileceği bu değerli organizasyon vesilesi ile emeği geçen herkese gönülden teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

    “Değirmencilerin rolü oldukça kritik olacak ve bize büyük bir sorumluluk düşecek”

    Dünyanın gıda güvenliğinin sürdürülebilirliği için çok kritik bir bölgede görev yaptıklarını belirten IAOM Avrasya Başkanı Eren Günhan Ulusoy,“ IAOM liderliğinde yapılan bu çalışmaların sektörümüz geleceği için ne önemde olduğunun farkındayız. Dünya nüfusunun yüzde 86’sı gelişmekte olan ülkelerde ve bu ülkelerdeki tüketimin temelinin yüzde 50’sinden fazlasında kalori ve proteinde buğday var. Bu da gösteriyor ki tahıllar, özellikle unlu mamuller dünya genelinde insan beslenmesinde hala en temel protein ve enerji kaynağı. İnsanoğlu var oldukça gıdanın sürdürülebilirliği için de tarladan sofraya giden o yolculukta değirmencilerin rolü oldukça kritik olacak ve bize büyük bir sorumluluk düşecek” dedi.

    Konferansın düzenlendiği Azerbaycan’ın stratejik önemine dikkat çeken Ulusoy, “Azerbaycan hem stratejik konumuyla hem de Türkiye ile olan güçlü kardeşlik bağıyla tarım sektörü için büyük bir önem taşımaktadır. Orta Asya’nın geçiş noktası olarak, Azerbaycan; Karadeniz ve Hazar Denizi arasında kritik bir ticaret köprüsü oluşturarak, Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlamaktadır. Bu durum, tahıl ve tarım ürünlerinin uluslararası piyasalara etkin bir şekilde ulaştırılmasını sağlarken, bölgenin gıda güvenliğine büyük katkı sunmaktadır” diye konuştu.
    Bakan Yumaklı, açılış töreninin ardından fuar alanını ziyaret ederek firmaların çalışmaları hakkında bilgi aldı.

    25 Eylül’e kadar devam edecek olan etkinlik kapsamında Avrasya Bölgesi’ndeki Tahıl Piyasalarının Makroekonomik Etkisi: 2024/2025 Sezonunun Zorlukları, Değişen İklimde Sürdürülebilir Gıda Güvenliği, İnovasyon ve Dijital Dönüşümü Yönlendirmek: Geleceği Şekillendirme, Değirmenciliğin Sürdürülebilirlik Süreci ve Bölgesel Yıldızın Kapasitesini ve Fırsatlarını Güçlendirmeye Yönelik Ağ Oluşturma ve Kahve Arası-Sergi Alanı: Azerbaycan Cumhuriyeti başlıklı paneller düzenlenecek.

  • “İhracat rakamları 35 milyar dolara yaklaştı”

    “İhracat rakamları 35 milyar dolara yaklaştı”

    Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, çeşitli toplantılara katılmak üzere Konya’ya geldi. AK Parti Konya İl Başkanlığı tarafından Ali Ulvi Kurucu Gençlik Merkezi’nde düzenlenen Türkiye Buluşmaları Konya Toplantısı’na katılan Bakan Yumaklı, burada yaptığı açıklamada, üretim planlamasının önemine değinerek, “Bu ülkeye gelen turistlerin veya diğer misafirlerin ihtiyaçlarını karşılayacak, fazlasını da ihraç etmeye devam edeceğiz. 2024 yılı ihracat rakamının 35 milyar dolara doğru gittiğini de buradan belirtmek istiyorum. Tarımsal üretim destekleri artık 3 yıllığına ve üretim sezonu açılmadan önce açıklanmış oldu bu da ilk olarak yapılanların bir tanesi. Desteklerin nakdi olarak verilmesi uygulamasını tekrar yürürlüğe soktuk. En önemlisi de çoğumuz gençlerimizin ve kadınların, kadın girişimcilerimizin mutlaka ama mutlaka üretimin içerisinde tarımsal üretimin içerisinde olmasını sağlamak adına birçok pozitif ayrımcılık yaptık. Bunu buradan net bir şekilde söyleyeyim ve bunu da yapmaya devam edeceğiz. Cumhurbaşkanımızın ‘Türkiye Yüzyılının inşasında herkes yorulmak bilmeden gece gündüz çalışacak’ sözüne istinaden çalışarak enerjimizi harcıyoruz” şeklinde konuştu.

    “Suyu merkeze alarak bir üretim planlaması çalışması yaptık”

    Konya’daki sürdürülebilir tarım hakkında konuşan Bakan Yumaklı, “Konya’da tarımsal üretimin sürdürülebilirliğinin çok önemli olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bu konumunu koruması için suyu merkeze alan bir üretim plan ve AR-GE çalışmaları şart. Bu nedenle Konya’da diğer bütün Türkiye’mizin illerinde olduğu gibi suyu merkeze alarak bir üretim planlaması çalışması yaptık. Bu çalışma elbette 2 yıldır çok ivme kazandı ya da onun öncesindeki çalışmaları da belki zaman zaman gündeme geldi ama bu konuda bundan önceki dönemlerde gayret sarf etmiş, bu konuya kafa yormuş, emek vermiş bütün bakanlığımıza, bütün bürokrat arkadaşlarımıza da buradan sizlerin huzurunda teşekkür etmek istiyorum. Çünkü ben eminim Konya başta olmak üzere diğer bütün illerimizdeki vekillerimizden, teşkilatlarımızdan, üreticimizden o ile ait, o ile dair fikir beyan eden, ileri gelenlerden herkesin eminim katkısı olmuştur. Dolayısıyla bu konudaki başarı Türkiye’nin başarısı olacaktır” diye konuştu.

    “Konya’nın çok önemli üretim merkezi olduğunu biliyoruz”

    Hayvansal üretim hakkında konuşan Bakan Yumaklı, “Hayvansal üretimle alakalı da yine Konya’nın çok önemli üretim merkezi olduğunu biliyoruz. Özellikle burada mevcut hayvancılık tesislerinin altyapılarının güçlendirilmesiyle ilgili bundan sonraki dönemde çalışmalarımız devam edecek. Atıl durumda olanların da aktif hale getirilmesi için özellikle Ziraat Bankası desteklerinin veya kredilerinin ekstradan ilave indirimlerle bunlara sevk edileceğini söylemek istiyorum” ifadelerini kullandı.

    “Su konusu kendi içinde hakikaten yerini çok fazla artıran bir konuma gelmiş durumda”

    Su konusun tüm dünya için çok önemli bir sorun olduğunu ifade eden Bakan Yumaklı, “Konya’ya havza dışından su getirme konusu en önemli başlıklardan bir tanesi. Su konusu kendi içinde hakikaten yerini çok fazla artıran bir konuma gelmiş durumda. Hep söyledik, tekrar söyleyelim bunu. Su konusu iklim değişikliği başta olmak üzere çok farklı etkenlerle sadece bizim ülkemizin değil Akdeniz başta olmak üzere ülkelerin tamamının bundan sonra yönetmek zorunda oldukları bir sorun. Yönetmekten kastım ne? Elbette bir iklim değişikliğiyle ilgili konulara direkt etki edemeyeceğiz. Ancak elimizde bir suyu kullanmakla alakalı eğer yapılması gerekenleri yapmazsak çok değil sadece 5-6 sene sonra bugünkü pozisyonumuzdan çok daha farklı ve istemeyeceğimiz sonuçları görebiliriz. Bir tarafta vahşi sulama bir tarafta damla sulama. Devlet damla sulama yatırımlarının yarısını bunu yapan üreticilerimize veriyor. Sulama kanallarını kapalı sulama sistemlerine çevirmek için bütçesinin büyük bir kısmını harcamaya devam ediyor. Belediyelerimizin kayıp kaçak oranlarının arttırılması konusunda Ulusal Su Kurulunda başta olmak üzere çok yoğun çalışmalar var. Sanayimizin kullandığı suyu yani gri su dediğimiz suyu arıtarak tekrar üretim proseslerinde bir daha bir daha mümkün olduğu kadar kullanılmasının da yine suyun yönetiminin en önemli unsurlarından bir tanesi olduğunu söylemek istiyorum” dedi.

    Programa, Konya AK Parti milletvekilleri, AK Parti Konya İl Başkanı Hasan Angı, ilçe belediye başkanları, partililer ve çeşitli illerden gelenler katıldı.

  • “Çiftçi eylemlerini CHP organize ediyor”

    “Çiftçi eylemlerini CHP organize ediyor”

    Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Bakanlığın Söğütözü Yerleşkesi’nde “Tarım’da Yeni Dönem: Üretim Planlaması ve Yenit Destekleme Modeli” başlıklı basın toplantısı düzenledi. Bakan Yumaklı, bitkisel üretim planlamasına ilişkin açıklamalar yaptı.

    “Bitkisel üretim planlamasında suyu merkeze koyduk”

    Bakan Yumaklı, “Bitkisel üretim planlamasını çalışırken neyi öne koyduk? Suyu merkeze koyduk. Çünkü tarımsal üretim planlamasının bundan sonraki dönemlerde de bizler için en önemli girdisi su. Araçlar kullandık, destekleme modelimizi değiştirdik. Çünkü yeni uygulamalara önceki destek modeliyle cevap vermemiz mümkün değildi. Verilen tarımsal kredileri üretim planlamasına odakladık. Hibe programları, sözleşmeli üretim, kayıtlılık ve tarım sayımı işlenmeyen arazilerin tarımsal üretime kazandırılması gibi konuların araçlar olarak üretim planlamasının en önemli başlıkları olarak ortaya koyduk” ifadelerini kullandı.

    Bakan Yumaklı, planlama kapsamında yer alan ürünlerin buğday, arpa, dane mısır, mercimek, nohut, kuru fasulye, aspir, kanola, pamuk, soya, yağlı ayçiçeği, patates ve kuru soğan olduğunu söyledi.

    Desteklenecek ürünler 15.6 milyon hektar ekili alanı kapsıyor

    Bakan Yumaklı, “Neden bu stratejik ürünleri seçtik? Bu ürünler ülkemizdeki o bahsetmiş olduğum 20.2 milyon hektarın 15.6 milyon hektarında ekilen ürünler. Biz üretim planlamasının düğmesine bastığımızda yaklaşık yüzde 77’si oranında Türkiye’deki ekilebilir toprakların ekilebilir ürünleri planlamaya almış olduk” diye konuştu.

    “Yüzde 13’lük hububat ürünlerinde artış ön gördük”

    Yumaklı, 2027 planlama dönemi sonu bitkisel üretim hedeflerine ilişkin ise, “Hububatta 2027 planlama dönemi sonuna kadar bizler yüzde 13’lük hububat ürünlerinde artış ön gördük. Yani 35 milyon tondan 39,5 milyon tona çıkacağız. Aynı şekilde baklagillerde yüzde 17’lik bir artış öngörüyoruz. Artış planlıyor ve istiyoruz. Yine yağlı tohumlarda yüzde 22 oranında artışı sağlamış olacağız” ifadesini kullandı.

    “Milli ve yerli tohumlara da ilave destek vermiş olacağız”

    Yumaklı, “Su kısıtı olan bölgelerde ve havzalarda kademeli üretime dahil olan ürünlere de yine ilave destek olacak. Kamu tarafından geliştirilen milli ve yerli tohumlara da ilave destek vermiş olacağız. Ne istiyoruz? Bitkisel üretim planlamasında yer alan ürünleri üreten üreticilerimiz hangi havzada hangi ürünü ekerse nasıl bir destek alacağını bugünden itibaren önümüzdeki 3 yıl boyunca an itibariyle biliyor oldu” şeklinde konuştu.

    Temel destek sayesinde mazotun yarısı gübrenin ise yüzde 25’i karşılanacak

    Yumaklı, konuşmasını şöyle sürdürdü:
    “Bitkisel üretim destekleme modeli; temel destek, planlama desteği ve üretim geliştirme desteği olarak 3 ana başlığa indirilmiş durumda. Temel destek ne? Planlamaya dahil olan ürünlerin dışındaki ürünlere ve planlamaya dahil olup da belirlenen havzalarda üretilen ürünlere başka her hangi bir kıstas aranmaksızın o ürünler için kullanılan mazotun yarısının, gübrenin ise yüzde 25’ini vermek üzere tasarlandı. Türkiye’de üretim yapan bütün üreticiler temel desteği alacak. Sadece planlama grubundaki ürünler için bir farklılık var. Onların belirlenen havzalarda üretilmesi istiyoruz.”

    “185 lira mazot ve gübre desteği verilen buğdaya 634 lira mazot ve gübre desteği verilecek”

    Bitkisel üretim yeni destekleme modelinin ardından eski ile yeni karşılaştırması yapan Bakan Yumaklı,“Önceki dönemde 185 lira mazot ve gübre desteği verilen buğdaya, yeni dönemde 634 lira mazot ve gübre desteği verilecek. Bu çalışma sürecinde desteklerin sadeleştirilmesini her konuda dile getirenler desteklerin sadeleştirildiği ve mazot ile gübrenin alındığını kendilerine bilgi verildiği halde mazot ve gübrenin bir daha çiftçilere ödenmeyeceği yönünde bir tezhirat yaptılar. Bunun doğru olmadığını sizler vasıtasıyla belirtmek istiyorum” ifadelerini kullandı.

    (Çiftçi eylemleri) “CHP’nin ilgili il ya da ilçe örgütleri tarafından organize edildiğini, hatta ilk dönemlerde parti flamalarının da en önde gezdiğini gördük”

    Bir basın mensubunun “Son dönemde bazı çiftçi eylemleri kamuoyunun gündemine geliyor. Bu eylemlerin meşru taleplere dayandığını düşünüyor musunuz? Yoksa muhalefetin kışkırtması olarak mı yorumluyorsunuz?” sorusunu da yanıtlayan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, şunları kaydetti:

    “Buna benzer problemler ilk defa bu sene olmuyor. Bundan önceki dönemlerde farklı şekillerde olmuş. Biz her sorun olduğunda ya da oluşma potansiyeli olduğunda bütün ekibimizle orada oluyoruz zaten. Çözüm insanları sokağa davet ederek olmaz. Çözüm, soruna karşı bir çözüm önerisi getirerek olur. Biz bunlar ile alakalı ilk tespitlerimizde CHP’nin ilgili il ya da ilçe örgütleri tarafından organize edildiğini, hatta ilk dönemlerde parti flamalarının da en önde gezdiğini gördük. Şimdi de benzer şeyi yapmaya devam ediyorlar. En son Konya’da benzer bir şey oldu. Biz biliyoruz ki orada HDP’de dahil olmak üzere diğer unsurların tamamı organize bir şekilde insanları sokağa dökmeye çalışıyorlar. Bu düşünceden artık vazgeçmeleri gerekir. Önerileri varsa söylesinler, insanları sokağa dökmek hiçbir çözüme ulaştırmayacak.”

  • Yeni tarım destekleri Resmi Gazete’de

    Yeni tarım destekleri Resmi Gazete’de

    Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, tarımsal desteklemelere ilişkin sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu. Yumaklı, 2024 Yılında Yapılacak Bitkisel Üretime Yönelik Desteklemeler ile Diğer Bazı Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar”ın Resmî Gazete’de yayımlandığını belirterek, “Çiftçilerimize, üreticilerimize hayırlı olsun” dedi.

    Çiftçilerin 2024 yılındaki üretimleri için verilecek desteklerin, Bitkisel Üretim Planlaması öncesinde eski modele göre açıklanan son destek kararı olduğuna da dikkati çeken Yumaklı, “Bitkisel üretimde planlamaya 2024-2025 üretim dönemiyle başlayacağız. Bundan sonra uygulayacağımız yeni modelde çiftçilerimiz, üretim dönemi başlamadan önce hangi ürüne ne kadar destek alacağını önceden bilecek. Çiftçilerimizin 2025 yılındaki üretimlerini kapsayacak desteklerimizi de önümüzdeki günlerde açıklayacağız” ifadelerini kullandı.

  • “Şu an itibariyle her şeyin çok iyi gittiğini söyleyebilirim”

    “Şu an itibariyle her şeyin çok iyi gittiğini söyleyebilirim”

    Çanakkale’nin Eceabat ilçesine bağlı Büyükanafarta köyü yakınlarında saat 09.51’de başlayan orman yangını devam ediyor. Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezinde konuşlu Orman Genel Müdürlüğü Yangın Yönetim Aracı önünde yangını takip eden Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, yangının son durumuyla ilgili açıklama yaptı. Açıklamada Çanakkale Valisi Ömer Toraman, Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Sadi Akman, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir hazır bulundu.

    Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Akşamüstü yaptığım açıklamada bugün Türkiye’de 19’u orman, 23’ü kırsal alan yangını olmak üzere 42 yangına müdahale ettiğimizi söylemiştim. O saatten bu saate kadar ilave olanlarla birlikte bugün itibariyle ülke genelinde 33’ü orman, 30’u kırsal olmak üzere toplam 63 yangın çıktı. Şu anda sadece 3 aktif yangınımız var. Bunların 60 tanesini arkadaşlar müdahale ettiler ve söndürdüler. Şu anda içinde bulunduğumuz Çanakkale-Eceabat Büyükanafarta yangını sabah saat 09.51’de başlamıştı ve ilk müdahale 3 dakika içerisinde yapılmıştı. Ancak çok şiddetli rüzgar sebebiyle hızlı bir yayılma göstermişti. Havanın kararmasıyla beraber gün içerisinde yapılan müdahalelerle birlikte kara ekiplerimiz takviye yaparak bu müdahalelerine devam ediyorlar. Yerleşim yerleriyle ilgili herhangi bir risk söz konusu değil. Zaten valiliğimiz de gerekli tedbirleri diğer kolluk güçlerimizle birlikte almış durumda. Çok şükür 57. Alay Şehitliği’ne gelmeden gerekli müdahaleyle durduruldu. Conkbayırı’nda da herhangi bir yapının zarar görmediğini özellikle belirtmek istiyorum. Müdahalemiz gece boyunca sürecek ancak şu an itibariyle her şeyin çok iyi gittiğini söyleyebilirim. İnşallah yarın sabah çok daha güzel haberler vereceğim. İkinci yangın Bolu Göynük’teki Bekirfakılar yangınıydı. Bu da 12.41’de meydana gelmişti. 12.56’da da ilk müdahale yapıldı. Burada ilk başta nemin çok düşük olması, rüzgarın saatte 68 kilometre hızla esmesiyle birlikte orada da yangın çok hızlı bir yayılım gösterdi. Ancak orada da çalışmaların çok iyiye gittiğini söyleyebilirim. Arkadaşlarımız şu anda orada müdahaleye devam ediyorlar. Bolu’da da yerleşim yerleriyle ilgili herhangi bir sorun yok. Gerekli tedbirler alındı. Herhangi bir risk söz konusu değil. Manisa Gördes’i söylemiştim. Burada da çok ciddi bir rüzgar vardı. Hem havadan hem karadan müdahalelerimiz devam ediyor. Çok şükür burada da 70 kilometreye yakın saatte bir rüzgar hızı tespit edilmişti. Bu yangında gayet iyi gidiyor. Özetle genel anlamda devam eden her 3 yangında da iyiye doğru giden bir süreç var bunu söylemek isterim. Yarın dediğim gibi güzel haberler vererek bu 3 yangınımızla ilgili de bittiğini inşallah sizlerle paylaşmayı ümit ediyorum” dedi.

    Yangınlarla mücadele esnasında canla başta mücadele eden orman kahramanlarına ve onların hemen yanı başında olan kamu kurum ve kuruluşlara, yerel yönetimlere teşekkür eden Bakan Yumaklı, sözlerine şöyle devam etti:
    “Gündüz yaptığım bir açıklama vardı, bunun tekrarını yapmak istiyorum. Yarın, Cumartesi ve Pazar günü meteorolojik veriler Türkiye’nin özellikle Çanakkale’den Akdeniz’e kadar ki olan bölümünde, diğer taraflarda da elbette biz istim üzerindeyiz, risk analizimizi yapmış durumdayız ama, Çanakkale’den Akdeniz’e kadar olan bölümde çok ciddi bir şekilde nem düşüklüğü, Çok yüksek şiddette rüzgar ve hakikaten hepimizi çok etkileyecek bir hava sıcaklığı söz konusu. Dolayısıyla burada hepimizin çok ciddi bir hassasiyet göstermesi gerekiyor. Tabiri caizse kapalı alanların dışında, evin dışında ya da hangi ortamdaysak herhangi bir ateş yakılmaması ya da ateşle alakalı bir sonuç doğuracak bir eylemde bulunmamasını özellikle belirtiyorum. Gündüz söyledim tekrar edeyim. Biz bu 3 günü adeta bir seferberlik ilan ettik. İnşallah bu süreci rahatlıkla atlatacağız. İklim değişikliğinin etkisini her geçen gün çok ciddi bir biçimde hisseden dünyamızda özellikle Akdeniz çanağındaki ülkemiz elbette yangına hassas bölgelerin çokluğuyla bizlerin mücadele etmesini gerektiriyor. Ancak bu mücadelenin en önemli unsuru da çok kıymetli vatandaşlarımızın bizlere vereceği destek. Ben tekraren yangın çıkan bütün illerimize, hali hazırda yangınların devam ettiği ama iyiye giden, iyiye gittiğinde söyleyebileceğimiz Çanakkale, Manisa ve Bolu’ya tekrar geçmiş olsun diliyorum. Dediğim gibi inşallah yarın çok güzel haberler vermek üzere, hayırlı akşamlar diliyorum.”

  • Bakan Yumaklı’dan ‘biyoçeşitlilik’ açıklaması

    Bakan Yumaklı’dan ‘biyoçeşitlilik’ açıklaması

    Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Kırıkkale Üniversitesi’nde katıldığı mezuniyet töreninde açıklamalarda bulundu. Öğrencilere hitap eden Bakan Yumaklı, gençlere kendilerine güvenmeleri gerektiğini vurguladı. Bakan Yumaklı, “Arkadaşlar kendiniz olun, kendinize güvenin. Bizim gençlerimiz gerçekten pırıl pırıl. Yeter ki cesaretleri, kendine inançları ve asla vazgeçmemekle ilgili duyguları kuvvetli olsun” ifadelerini kullandı.

    Yumaklı, Bakanlık olarak girişimcilik ruhu taşıyan gençlere ve kadınlara destek verdiklerini belirterek, “Bakanlık olarak buradaki içinde girişimcilik duygusu olan kardeşlerime de Bakanlığımızın özellikle gençlere ve kadın girişimcilere ekstradan çok fazla desteğinin olduğunu buradan belirtmek istiyorum” dedi.
    Kendi işini kurmak isteyen gençlere de çağrıda bulunan Yumaklı, “Eğer kendi işinin patronu olmak isteyen varsa ben kendi işimin patronu olmak istiyorum diyen varsa ve o da bizim Bakanlığımızın uhdesinde olan konular ise değerli kardeşlerim biz Bakanlık olarak hazırız. Lütfen bize gelin bizimle olun” şeklinde konuştu.
    Buradaki törenin ardından kampüs alanındaki keklik salımı programında konuşan Bakan Yumaklı, Türkiye’nin biyoçeşitlilik konusunda dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olduğunu ifade etti. Yumaklı, hala bazı bitki ve hayvan türlerinin Türkiye’de yeni yeni keşfedilmeye devam ettiğini vurguladı. Türkiye’nin dört bir yanının bu anlamda bir cennet olduğunu anlatan Bakan Yumaklı, ülkeye ait bazı türlerin yurt dışına kaçırılma girişimlerinin olduğunu ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün de bu konuyla ilgili yoğun çaba sarf ettiğini aktardı.

    “Türkiye’mize ait bazı türlerin yurt dışına kaçırılma girişimleri oluyor”

    Bakan Yumaklı, zaman zaman medyada doğaya bırakılan bazı türler hakkında haberlerin yer aldığını, bu türlerin bazen keklik bazen balık türleri olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
    “Türkiye, biyoçeşitlilik konusunda dünyanın önde gelen ülkelerinden bir tanesi. Hala bazı hem bitki türleri hem de hayvan türleri ülkemizde yeni yeni keşfedilmeye devam ediliyor. Türkiye’mizin dört bir tarafı bu anlamda cennet. Elbette ki bunlarla alakalı Türkiye’mize ait bazı türlerin yurt dışına kaçırılma girişimleri oluyor. Doğa Moruma ve Milli Parklar teşkilatımız, Genel Müdürlüğümüz bunlarla ilgili çok yoğun bir çaba sarf ediyor ülke dışına çıkmasın diye. Bunun dışında zaman zaman medyamıza da yansıyor bazı türlerin doğaya bırakılması var. Kimi zaman keklik türü oluyor kimi zaman balık türleri oluyor. Yani netice itibariyle biyoçeşitliliğinin korunması adına Bakanlık olarak çok yoğun bir çaba içerisindeyiz.”

    Bakan Yumaklı, bıraktıkları kekliklerin sadece üzerine türkü yazılan bir cins olmadığını, aynı zamanda doğadaki birçok zararlıyı yok eden ve onlarla mücadele eden doğal bir savaşçı olduğunu kaydetti. Yumaklı, bu kekliklerin biyoçeşitliliğin gelişmesine faydalı olduğunu ve özellikle iklim değişikliğinden sonra zararlı türlerin artmasıyla beraber mücadele yoğunluğunun arttığını ve bu mücadelenin faydalı olduğunu anlattı.

    Kırıkkale Valisi Mehmet Makas da mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada, öğrencilere tavsiyelerde bulunarak, “Özgüveniniz çok yüksek olsun. ‘Ben’ diyen bir özgüven değil, ‘Biz’ diyen bir özgüven olsun. Birbirini seven, birbirini sayan vatanı, milleti, masum coğrafya için çalışan gençler olun” dedi.
    Üniversitede düzenlenen programların ardından Bakan Yumaklı ve beraberindekiler, Vali Mehmet Makası makamında ziyaret etti. Bakan Yumaklı, Şeref Defteri’ni imzaladıktan sonra Makas’ın makam odasında AK Parti Milletvekili Mustafa Kaplan, Vali Yardımcıları ve kurum müdürleriyle basına kapalı olarak toplantı gerçekleştirdi.

  • “2,1 milyar insan suya hasret ”

    “2,1 milyar insan suya hasret ”

    Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ulusal Su Kurulu’nun 2’nci toplantısına katıldı. Bakan Yumaklı, yaptığı konuşmada, 2023 yılının Kasım ayında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Ulusal Su Kurulu’nun kurulduğunu hatırlattı.
    Kurulun oluşturulma amacının su kaynaklarının tüm taraflarca etkin yönetimi ve verimli kullanımı için üst düzeyde koordinasyon ve iş birliğini sağlamak olduğunu belirten Bakan Yumaklı, Ulusal Su Kurulu 2’nci toplantısının hayırlara vesile getirmesini dilediğini aktardı.

    “2,1 milyar insan temiz suya hasret durumda”

    Küresel iklim değişikliğinin en çok su kaynaklarını tehdit ettiğine dikkati çeken Bakan Yumaklı, “Bugün, dünyada 80 ülke su sıkıntısı çekiyor. 844 milyon insan, içme suyu hizmetine erişemiyor. Dünya nüfusunun dörtte birinden fazla olan, 2,1 milyar insan temiz suya hasret durumda” ifadesini kullandı.

    “Ülkemiz su kıtlığı riski taşıyan 25 ülke arasında sayılmakta”

    Türkiye’nin iklim değişikliğinden en fazla etkilenen ülkelerden bir tanesi olduğunun altını çizen Bakan Yumaklı, “Ülkemiz, Dünya Kaynakları Enstitüsü 2023 yılı değerlendirmelerine göre en fazla su kıtlığı riski taşıyan 25 ülke arasında sayılmaktadır” diye konuştu.
    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Suyumuzu korumakla vatanımızı korumak arasında mahiyet itibarıyla hiçbir fark yoktur” şiarından yola çıktıklarını söyleyen Yumaklı, ‘Suda Sıfır Kayıp’ ilkesi ile yola çıktık. Su kaynaklarımızı ulusal bilinçle korumak ve yönetmek üzere başlatmış olduğumuz ‘Su Verimliliği Seferberliğini’ emin adımlarla, hep birlikte sürdürüyoruz” şeklinde konuştu.
    Türkiye’nin tarımsal gayri safi milli hasılada Avrupa’da birinci, dünyada ise ilk 10 içinde yer aldığını anlatan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Bu çalışmalar içinde; etkin arazi kullanımı, tarımsal üretim planlaması ve su yönetimi konuları, dünyadaki tüm ülkeler gibi bizim gündemimizin de ilk sırasında konularımız arasındadır. Suyu merkeze alan tarımsal üretim planlaması ile gıda arz güvencemizi garanti altına almayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

    Bakan Yumaklı, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Bitkisel üretim odağında planlı üretim uygulamalarını eylül ayından itibaren yürürlüğe koymuş olacağız. Bakanlık olarak, tarımda israfı ve kayıpları önleyerek tarımsal verimliliği artıracak sulama otomasyonu yatırımlarını ülke geneline yaymak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Altyapısı uygun bölgelerde, yapay zekâ destekli sulama otomasyonu çalışmalarımıza devam ediyoruz. Su kaynaklarımız için yapıcı ve kolektif adımlar atmaya mecburuz. Ülke olarak, su kaynaklarımızın akılcı ve bütüncül bir yaklaşımla yönetilmesi amacıyla, havza ölçekli yönetim yaklaşımını benimsiyoruz. Bu bağlamda, havza ölçekli planlar hazırlıyor ve bu doğrultuda tedbirler alıyoruz.”

    “Taşkın Tahmini ve Erken Uyarı Sistemi kurulmaya devam ediyor”

    Sakarya Havzası Nehir Havza Yönetim Planı ile Marmara Havzası Taşkın Yönetim Planı’nın onaylanmasının kurul tarafından gerçekleştirileceğini duyuran Bakan Yumaklı, “Taşkın Tahmini ve Erken Uyarı Sistemi TATUS’u, taşkın riski yüksek olan havzalarda kurmaya devam ediyoruz. Sistemin iyileştirilmesi ve 2028 yılında ülkemizin tamamında kurulması için çalışmalarımız sürüyor” şeklinde konuştu.

    “Kişi başı 150 litre ortalama su tüketiminin 2050 yılına kadar 100 litre altına düşürülmesi planlanıyor”

    Bakan Yumaklı, şu ifadelere yer verdi:
    “Su Verimliliği Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nı hazırladık. 2030 ve 2050 yıllarına yönelik sektörel ve bireysel su verimliliği hedeflerini belirledik. Temel verimlilik uygulamalarına yönelik eylem planları oluşturulmuştu. Bu kapsamda; kişi başı 150 litre olan ortalama günlük su tüketimimizi, 2030 yılına kadar 120 litreye, 2050 yılına kadar ise 100 litrenin altına düşürmeyi hedefliyoruz.”

    “İçme suyu sistemlerinde ortalama yüzde 32 olan su kaybını 2030 yılında yüzde 25’e düşürmeyi amaçlıyoruz”

    Yumaklı, içme suyu sistemlerindeki su kayıplarını da minimuma indirmeyi amaçladıklarını belirterek, “İçme suyu sistemlerinde ortalama yüzde 32 olan su kaybını, 2030 yılında yüzde 25’e ve 2050 yılında ise yüzde 10’a düşürmeyi amaçlıyoruz. Mevcutta yüzde 50 civarında olan sulama randımanının, 2030 yılında yüzde 60, 2050 yılında ise yüzde 65’e yükseltilmesini hedefliyoruz. Endüstriyel üretimde 2030 yılına kadar yüzde 30, 2050 yılına kadar ise yüzde 50 su kazanımı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

    Bakan Yumaklı, şunlar kaydetti:
    “Hazırlanan Su Kanunu ve Taşkın Kanunu taslaklarının yasalaşmasıyla birlikte, su kaynaklarımızın bütüncül bir yaklaşımla yönetilmesi için önemli bir mesafe kaydetmiş olacağız. Bu düzenlemelerle, sürdürülebilir su politikasının temel prensipleri için yeni bir çerçeve çizilerek, kurumlar arasındaki yetki çakışmaları da ortadan kaldırılacak. İnsan gücü ve finansal kaynaklarının optimizasyonuyla birlikte, su kaynaklarımızın miktar ve kalite olarak etkin yönetimi sağlanacak. Amacımız, taşkın ve kuraklık risklerinin, afete dönüşmeden yönetimini sağlamak.”
    Öte yandan, Ulusal Su Kurulu’nun 2’nci toplantısına, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da katıldı. Yumaklı’nın konuşmasının ardından toplantı basına kapalı olarak devam etti.

  • Bakan Yumaklı, yerli buğday tohumlarının hasadına katıldı

    Bakan Yumaklı, yerli buğday tohumlarının hasadına katıldı

    Bakan Yumaklı, TAGEM’in Ankara’nın Gölbaşı ilçesindeki Tarla Bitkileri Üretme Çiftliği’ndeki hasat programına katıldı. Çiftlikte, ıslah çalışmaları uzun yıllar süren “Selami Bey” ve “Ayten Abla” ekmeklik buğday çeşitlerinin hasadı gerçekleştirildi.

    “Verimliliğin en önemli unsurlarından bir tanesi Ar-Ge”

    Hasadın ardından açıklama yapan Bakan Yumaklı, “Tarımsal üretimde verimlilik, kalite, sürdürülebilirlik, kayıtlılık, sektöre yatırım, konusunda bu beş başlıkta tarımsal üretim vizyonumuzu belirlediğimizi bir kez daha ifade edelim. Verimliliğin en önemli unsurlarından birisi de Ar-Ge çalışmaları” ifadesini kullandı.

    “Soğuğa ve kuraklığa dayanıklı buğday çeşitleri”

    TAGEM tarafından Türkiye’de üretilen ve kullanılan tohumların ıslahıyla ilgili Ar-Ge çalışmalarının bütün hızıyla devam ettiğini söyleyen Bakan Yumaklı, “Soğuğa ve kuraklığa dayanıklı, uyumlu, toleranslı iki tohumumuzun hasadı sebebiyle burada birlikteyiz. Tarla Bitkileri Enstitümüzün araştırma geliştirme çalışmalarının yansıması ve sonuç alabilme amacıyla yapmış olduğu ekimin hasadındayız. Bu enstitümüz çok köklü bir enstitü. 1926 yılında kuruldu. 150 tarla bitkisi çeşidi geliştirdi. Bunlardan 104’ü milli çeşit listesinde” diye konuştu.

    “Sertifikalı tohumun yarısı çiftçimizin hizmetine sunuldu”

    Türkiye’nin yerli tohumların ıslahı konusunda önemli aşamalar kaydettiğini ifade eden Yumaklı, “Tohumculuğun geneli için bunu söylüyoruz ama yerli ve milli tohum geliştirme konusunda çok ciddi aşamalar. Türkiye’deki sertifikalı tohumun yarısı TAGEM’in çalışmalarıyla çiftçimizin hizmetine sunulmuş oldu” dedi.

    İklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı çalışmalar yapılıyor

    Kamu ve özel sektörün yanı sıra üniversiteler ile yapılan iş birliğinin Ar-Ge çalışmalarını sürdürülebilir hale getirdiğini aktaran Bakan Yumaklı, “Akdeniz havzasındayız ve iklim değişikliğinden en çok etkilenecek olan ülkelerin başında geliyoruz. Dolayısıyla bundan sonraki dönemde hem kuraklığın hem de diğer iklimsel etkenlerin tarımsal üretimi etkilememesi adına bu alanda yapılan çalışmalar var” şeklinde konuştu.

    “Tohumlardan kuru şartlarda 500, sulu şartlarda 725’e kilograma kadar verim alınabiliyor”

    “Selami Bey” tohumunun özelliklerini anlatan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, şunları kaydetti:
    “Bu çeşit kuru şartlarda 450 ila 500 kilogram arasında, sulu şartlarda ise 600 ila 725 kilogram arasında verim verebilen çok önemli bir tohum. Yine aynı şekilde buna benzer bir tohum çeşidi de “Ayten Abla” Netice itibariyle ıslah çalışmalarının çok uzun süren, sabır isteyen her seferinde bir adım daha ileriye gidebilmek için cesaret isteyen bir yönü var.”

    “Selami Bey”in 14 yıl “Ayten Hanım” buğday çeşidinin ıslahının ise 6 yıllık bir sürece tekabül ettiğine dikkati çeken Bakan Yumaklı, şöyle konuştu:
    “İkisinin arasındaki fark bu kullanılan yöntemlerin her seferinde gelişmesi, modern ıslah yöntemlerinin ıslah çalışmalarına katılması sebebiyle. Bu alanda ülkemizde gerçekten pırıl pırıl gençlerimiz var. Genç kardeşlerimiz var. Islahçı arkadaşlarımız var. Bütün amaçları Türkiye’deki tarımsal üretimin her türlü şartları göz önüne alarak hiç kesintisiz bir şekilde daha verimli ürünlerle, daha kaliteli ürünlerle yapılabilmesini sağlamak.”

  • “Gıda güvenliğinde sorun yaşamadık”

    “Gıda güvenliğinde sorun yaşamadık”

    Adana Ticaret Borsası’nın ev sahipliğinde kentteki bir otelde ‘Ulusal Hububat Konseyi 2024 Mısır ve Buğday Kongresi’ düzenlendi.
    Açılışta konuşan Adana Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç, mısır ve buğdayın Çukurova için çok önemli hububat ürünlerinden birisi olduğunu belirterek desteklemelerle ekim alanlarının artabileceğini söyledi.
    Adana Valisi Yavuz Selim Köşger ise buğday ve mısırın tarımsal üretimde en önemli ürünlerden birisi olduğunu, Adana’nın da temiz ve güvenilir gıdaya ulaşmasında ülkenin sigortası olduğunu aktardı.

    “Gıda güvenliğinde sorun yaşamadık”

    Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, pandemi döneminde birçok ülkenin gıda güvenliği açısından sorun yaşadığını belirterek, “Ülkelerin gıda ile ilgili konularda acaba ben üretemediğim herhangi bir gıda ürününü nasıl temin ederim diye düşündüğü bir dönemde bizler o dönemi diğer ülkelere göre daha rahat geçiren bir ülke olarak belki de bunun önemini ya da etkisini hissedememiş olabiliriz. Ancak Türkiye’nin son 22 yılda oluşturmuş olduğu çok ciddi altyapı bu sorunları bizim herhangi bir şekilde hasar almadan atlatmamıza sebep oldu. Ben bu ülkenin hem bakanı, hem de evladı olarak bütün bu hazırlığı ve yapıyı hazırlayanlara teşekkür ediyorum” dedi.

    “Üreticilerimizin alın teri ve emeğini koruyan TARSİM’dir”

    Son 22 yılda çiftçileri üretime teşvik etmek adına 1 trilyon 625 milyar lira destek verildiğini aktaran Bakan Yumaklı, “22 yılda ülkemizdeki çiftçilerimizi üretime teşvik etmek için 1 trilyon 625 milyar lira destek verildi. TARSİM’den bahsetmek istiyorum. Hakikaten neden ilgi gösterilmediğini anlamadığım bir durum var. Ancak bazı politikaları uygulamak için sigorta şart. Şimdiden söyleyeyim, üreticilerimizin alın teri ve emeğini koruyan TARSİM’dir. Geçtiğimiz yıl sadece Konya’da pilot proje olarak uygulanan sigorta bütün ülkeye örnek oldu. Bu konuya ilgi gösterelim. Ürününü ektikten sonra tam 1 yıl bekleyip hasat edecekken emeği zayi olan birisinin her seferinde devlete dönüp tazmin istemesi sürdürülebilir bir şey değildir. Sigorta konusu çok önemlidir. Bu konuda sigorta vardır. Bilgi isteyen, kafasında soru işareti olanlar bizlerle iletişime geçsin” ifadelerini kullandı.

    “137 milyon ton üretimle rekor kırıldı”

    Bitkisel üretimde geçen sene 137 milyon tonluk rekor kırıldığını vurgulayan Yumaklı, “Yaptığımız regülasyon faaliyetlerinden bahsedeyim. Ürün alım politikaları devleti yanında gören etkenlerden olmuştur. AR-GE çalışmaları ve inovasyon bu altyapının hazırlanmasında önemli başlıklar. Bitkisel üretimde 137 milyon tonluk rekor kırıldı. 2022 bu rakam 129 milyon tondu ama 2023’de 137 milyon tona çıktı. Bu başarıları makro göstergelerde teyit etmiş oluyor. Son 21 yılın 16’sında tarım sektörü büyüme gösterdi. Dünyada ilk 10 ülke arasındayız. Türkiye’de tarım bitti, öldük, mahvolduk artık şuraya muhtacız gibi söylemler hiçbir temeli olmayan bazı hezeyanların bu Türkiye’nin üreticisi olan üreticilere hakarettir. Biz ülke olarak niye halen kendimizi olması gerektiği yerde veya olduğu yerde görmemekte ısrar ediyoruz bu da sorulması gereken soru” diye konuştu.

    “Ülkenin nüfusu 105 milyona ulaşacak”

    Geçen sene tarım sektörünün 31 milyar dolarlık ülkeye döviz kazandırdığını vurgulayan Bakan İbrahim Yumaklı, daha sonra şunları söyledi:
    “Geçen sene 2 bin 200 çeşit ürünümüzü 212 ülkeye ve bölgeye ihraç etmişiz ve 31 milyar dolarlık tarımsal üretim ihracatına sahip olup döviz kazanımını ülkeye getirmişiz. Elbette öncelik bizim ülkemizin ihtiyaçları. 2050 yılında bu ülke 105 milyona ulaşacak. Turist sayımızın da şuanda 60 milyonlar civarında ve 100 milyona ulaşması bekleniyor. Bizler şuanda sahip olduğumuz avantajları daha da ileriye götürebilmek için hangi politikayı takip etmemiz gerekir, devletimizin bütüncül bakışında tarım sektörü nerede olacak konusuna biz şu cevabı veriyoruz. Bundan sonraki dönemde tarım sektörü 5 ana kaide üzerinde hareket edecek. Sürdürülebilir bir şekilde, verimli, kaliteli ve kayıtlı bir şekilde tarım yapacağız. Ayrıca sektöre yatırım yapılacak. 2023 yılından itibaren bütün uygulamalarımızı bunlara yönlendirmiş durumdayız. Örneğin Çiftçi Kayıt Sistemimiz (ÇKS) yüzde 65’ler seviyesinde. Bunu arttırmak için karşımıza çıkan hususları düzenleyerek gidiyoruz. Halen kaydı olmayan ancak ekilen alanlar var. Bu hazine arazileriyle ilgili de çalışmayı bitince yüzde 80’lerin yakalanması içten bile değil.”

    “Buğday ve mısıra 182 milyar lira destekleme verildi”

    Türkiye için buğday ve mısırın önemli bir yeri olduğuna dikkat çeken Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Buğday ve mısır insanımızın temel gıda ham maddesi ve hayvan yemi olarak en önemli girdi kalemi. Buğday ve mısır üretiminin ülkemizde ayrı bir değeri var. Bu kapsamda da 6 farklı kategoride bu ürünlere destekleme verdik. Son 22 yılda buğday ve mısıra verilen destek miktarı 182 milyar lira. Kırsal kalkınma kapsamında çiftçilerimize desteklerimiz devam ediyor. Lisanlı depoculuğun hakikaten sektörün gelişmesinde katkısı var. Bugüne kadar 3.4 milyar lira lisanslı depoculuğa aktarılmış durumda. Lisanlı depo kapasitemiz 10 milyon ton. Yıl sonuna kadar 2.3 milyon ton daha ilave edilecek. Bu yetmez tabi, yatırımları desteklemeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

    “Tarımsal üretimi ıskalamamalıyız”

    Tarımsal üretim planlamasının Türkiye için önemine vurgu yapan Bakan Yumaklı, daha sonra şunları kaydetti:
    “Buğday ve mısır en önemli üretim planlamasını oluşturuyor. Çok iyi yasal düzenlemeler yapabilirsiniz. Kanunlar, yönetmelikler yapabilirsiniz ancak bunlar tek başına yetmez. Devletin düzenlemelerine sizlerin desteği gerekir. Bu düzenlemelerin tamamını sizlerle konuşarak yaptık ama bundan sonra da hep beraber olacağız. Bu ülke üretim planlamasını bu seferde ıskalarsa çok büyük kayıp olur. Üretim planlaması başlığında yapılacak olan bu çalışmaların başarılı olması sektörle birlikte omuz omuza çalışmasından geçer. Herkesin ülkemizin kaynaklarını en iyi şekilde kullanması lazım. Bizleri gıda güvenliği açısından hep güvenli alanda tutacak ve bu güçlü pozisyonumuzla dünyada söz söylenecekse bu konuda ki güçlü yanımızı masaya koyacak bir sonuca ancak böyle ulaşabiliriz. Yeni destekleme modeli elbette üretim planlamasının en önemli ayaklarından bir tanesi. Şuanda bunu kurumlarımızla konuşmaya devam ediyoruz. Amacımızın üreticilerin rekabet gücünü arttırmak. Birbiriyle bağımsız, birbiriyle kopuk hiçbir şey yapmak istemiyoruz.”

    “Suyu merkeze almalıyız”

    Türkiye’nin su problemi yaşamaya aday bir ülke olduğuna dikkat çeken Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, “Su problemi yaşamaya aday bir ülkeyiz. Suyu merkeze alarak üretim planlaması yapmak durumundayız. Bütün kaynaklarımız buna doğru yönlenmediği sürece kısıtlı olan bu kaynakları efektif kullanmazsak sonuç alamayız” diye konuştu.

    “Buğday fiyatları açıklanacak”

    Buğday fiyatlarının en kısa sürede açıklanacağını aktaran Bakan Yumaklı, “Fiyat açıklanması talebini biliyorum. İnşallah önümüzdeki günlerde fiyatları netleştirip açıklayacağız. Çiftçimizin, üreticimizin alın terini her zaman için koruyacağımızı söylemek istiyorum” dedi.

    “Yeni normallere alışmalıyız”

    Son 53 yılın en sıcak Aralık-Ocak ve Nisan aylarının yaşandığını belirten Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Bunlar artık olağanüstü işler değil, yeni normallerimiz böyle olacak. Önümüzdeki yıllarda bu şekilde yaşadığımız ay sayısı daha fazla olacak. İç Anadolu’daki hububat verimini etkilediğini biliyoruz ama inşallah çok sorun olmayacak. Kalite açısından çok büyük bir problem raporlanmadı. Yaklaşık 21 milyon tonluk bir rekolte bekliyoruz buğday için. Mısırda da 8.5 milyon tonluk rekolte bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
    Öte yandan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, sosyal medyada çıkan ‘Toprak Mahsulleri Ofisi’nin 1 kilogram dahi mal alacak yeri yok’ söylemlerinin gerçeği yansıtmadığını, hazırlıkları yaptıklarını ürünleri alacaklarını söyledi.
    Konuşmaların ardından Adana Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’ya hediye takdim etti.
    Kongreye sektör temsilcileri ve çiftçilerin yanı sıra kent protokolü katıldı. Konuşmanın ardından kongre sunumlarla devam etti.