Etiket: İçişleri bakanı süleyman soylu

  • “4 terörist etkisiz hale getirildi”

    “4 terörist etkisiz hale getirildi”

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hakkari’de ‘Eren Abluka’ operasyonları çerçevesinde 4 aylık takip sonucunda 3’ü ölü 1’i sağ toplam teröristin etkisiz hale getirildiğini duyurdu. Operasyonla ilgili sosyal medya hesabından açıklamada bulunan Bakan Soylu, “100’ün altına düşen kırsaldaki PKK’lı sayısında şu anda terörist etkisiz hale getirmek, ‘Samanlıkta iğne aramak’ gibi. 4 aylık takip sonucu bugün de Hakkari’de 3 ölü, 1 sağ toplam 4 terörist etkisiz. Kahraman jandarmamıza tebrikler” ifadelerine yer verdi.

    Bakanlık tarafından yapılan açıklamada ise “Eren Abluka Sonbahar Kış-5 Uzm.J.III.Kad.Çvş. Durmuş Ali Uzun operasyonu kapsamında, Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığının desteğinde, Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı ile Hakkari İl Jandarma Komutanlığı sevk ve idaresinde, Hakkari Yüksekova Dağlıca Buzul Dağları Alandüz Bölgesinde, 28 Mart 2023 günü, Jandarma Özel Harekat, Jandarma Komando, J-SİHA, Atak Taarruz Helikopterleri destekli olarak icra edilen istihbarata dayalı nokta operasyonunda, 3’ü ölü 1’i sağ olmak üzere toplam 4 terörist silahlarıyla birlikte etkisiz hale getirilmiştir. Terörle Mücadele Operasyonlarına bölge halkımızın da desteği ile inançlı ve kararlı bir şekilde devam edilmektedir” ifadeleri yer aldı.

  • Sel felaketinde hayatını kaybedenlerin sayısın 18’e yükseldi

    Sel felaketinde hayatını kaybedenlerin sayısın 18’e yükseldi

    Selin yaşandığı ilk andan itibaren Şanlıurfa’dan ayrılmayan ve sürekli sel bölgelerini gezip bilgi alan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bugün basının karşısına geçti. Şanlıurfa ve Adıyaman’da sel nedeniyle ölü sayısının 18’e yükseldiğini söyleyen Bakan Soylu, 2’si Adıyaman, biri de Şanlıurfa olmak üzere 3 kişinin de kayıp olduğunu belirtti.

    Konuşmasına şehir şebeke içme suyuyla ilgili detaylı bilgi vererek başlayan Bakan Soylu, ”Kıymetli basın mensupları ve kıymetli Şanlıurfalı hemşerilerimiz önemli bir meseleyi paylaşmak için huzurlarınızdayız. Ayın 16’sında, 16 Mart 2023 saat 17.00’da Şanlıurfa’ya verilen suyla ilgili bir problem oluştu. Problem de şu, öğleden sonra yapılan ölçümlerde kendi birim değerlendirilmesine göre aslında 25 NTU olması gereken birim 4 bin 800 NTU çıktı. Sonra 17.00’da bir değerlendirme daha yapıldı, bir ölçüm daha ve 17.00 ölçümünde bu ölçüm 4 bin 300’e düştü ama ondan sonra daha düşmedi. Bu da şu demektir; çamur ve bulanıklığın çamur hali olan bir su. Burada DSİ Genel Müdürümüz var, İller Bankası Genel Müdürümüz var, ŞUSKİ Genel Müdürümüz var, Büyükşehir Belediye Başkanımız ve malumunuz hep beraber götürüldü, hep birlikte bir değerlendirme değerlendirme yapıldı. Eğer bu su, şehrin tamamına verilmeye devam edilirse maalesef bundan sonra çalışabilecek bütün sistemi bu çamur sebebiyle minimum 6 ay daha eve gelen şebekelerin tamamı çalışamaz hale gelecek. Bunun üzerine biz dün bu suyu tüm arkadaşlarımızla beraber kapatma kararı aldık. Yani sadece sel olan bölgeler değil Şanlıurfa’nın tümü ile ilgili bir değerlendirmeyi. Sağ olsun buradaki genel müdür arkadaşlarımız, valimiz ve büyükşehir belediye başkanımız ama hem iller Bankası Genel Müdürümüz hem DSİ Genel Müdürümüz, hem ŞUSKİ Genel Müdürlüğümüz gece sabaha kadar çalıştılar. Atatürk Barajı’ndan 4 milyon metreküp suyun geldiği bir havuza kadar havuz olan bölümde neredeyse tamamı çamur. Bir kapaklar kapatıldı, iki sabaha kadar 4 milyon metreküp su boşaltıldı” dedi.

    “Şehre su verilecek”
    Suyun NTU seviyesinin 25’lere kadar düştüğünü söyleyen Bakan Soylu, “Yani var olan kanallara akıtıldı ve bu akıtıldıktan sonra Atatürk Barajı’ndan diğer su çekilmeye başlandı ve bu bahsettiğim NTU 25’lere kadar yani normal seviyelerine kadar şu saat itibariyle geldi. Ama sürekli olarak kontrol ediyoruz. Tabi burada öncelikle arıtmaya da başladılar çünkü arıtma eğer olmaz ise buranın kendi adına ortaya koyduğu teknolojiyle diğer direkt baypasla da şehre bir su akıtabilmek mümkün değil. Onun için şu anda arıtılıyor. Buradan Şanlıurfalı hemşehrilerimize şunu söylemek isterim, önümüzdeki sabah 05.00’a kadar bu arıtma devam edecek. Aslında biz Eyyübiye’nin bir bölümüne akşam 17.00’dan itibaren su verebiliriz, fakat yine bir değerlendirme daha yaptık, üzerimize bir risk almadan, hemşehrilerimiz bizi biraz mazur görsünler. Sabaha kadar suyun daha temiz bir hale gelmesini, arıtmayı riske etmeden tam anlamıyla bir noktaya geldiğimizde suyu sabah 05.00 itibariyle sisteme vereceğiz. Alçak yerlere zannediyorum saat 07.00, 07.30, 08.00 gibi ulaşır, veya saat 09.00 gibi ulaşır. Yüksek kotlara ise birkaç saat sonra ulaşacaktır” ifadelerini kullandı.

    “Vatandaşlara hazır su desteği veriliyor”
    Vatandaşlara hazır su ulaştırıldığını söyleyen Bakan Soylu, ”Bu esnada yaklaşık yüzün üzerinde tanker getirdik kullanma suyu tankeri. Yine arazözlerimizi getirdik, arazözler çalışıyor. Yine bu arada kullanma içme suyu getirdik. Yani 100 tırın üzerinde içme suyu geldi. Hem AFAD Ankara’dan destekliyor hem Gaziantep, Diyarbakır gibi yakın bir vilayetlerimizden bunları aldık. Kimisi geldi dağıtılıyor, kimisi de yolda dağıtılmaya devam edecek. Böyle bir riskle karşı karşıya kalındı. Huzurunuzda arkadaşlarımızı tebrik ediyorum çünkü karşı karşıya kaldığımız riski iyi değerlendirdiler. Suyu zamanında kapattılar ve aynı zamanda da gece yarısı alması gereken suyun boşaltılma önlemini de ilgili kanallara yönelik aldılar. Tamamen ilgili kanallara verdiler ve şimdi itibariyle de burada su bir vesileyle arıtma sistemine geldi ve artma sisteminde temiz hale geliyor” dedi.

    “Sudaki kirliliği gösterdi”
    Sudaki çamur ve sonrasında normal değerlerine doğru gitmesini fotoğraflarla gösteren Bakan Soylu, “Burada görüntüler var zannediyorum, arkadaşlar gösterebilirler mi? Aynı zamanda bu esnada şu görüntü suyun çamurlu hali, yani 4 bin 20, 4 bin 300 ve 4 bin 850 NTU olduğu hali, şu suyu görür görmez kapattılar. Şimdi biraz sonra da bu bitecek şu anda da gelen hali zannediyorum. Yani buradan da biraz sonra arıtmada nasıl arıtıldığına yönelik bir değerlendirme. Şu andaki arıtmanın mevcut halidir. Yani buradaki halidir. Biraz daha ilk hali bu, eğer bu ilk halini vermiş olsaydık zannediyorum daha büyük bir problemle yani sadece Şanlıurfa’da selin etkilediği alanlarla değil Şanlıurfa’nın tamamıyla ilgili bir problemle karşı karşıya kalacağız” şeklinde konuştu.

    Yalan ve provokatif haberlere tepki
    Şanlıurfa ve Adıyaman’da yapılan yalan ve provokatif haberlere de tepki gösteren Bakan Soylu, ”Tabi bir üzüntümüz var. Biz depremde de bu işlerle karşılaşıyoruz, burada da bu işlerle karşılaşıyoruz. Bir provokatif yaklaşımla, bir dezenformasyonla yani burada maalesef kendilerini gazeteci olarak nitelendirilenler suya kanalizasyon karıştığını ve suyun bunun için kapatıldığını ve böyle bir problem olduğunu söylüyorlar. Yani ben bu insanların Cenabı Allah’tan korktuğun, insanlardan utandığına hiçbir şekilde inanmıyorum. Yani beni bağışlasınlar çünkü insanların zor zamanında, insanların zor zamanını istismar etmek ancak Allah korkusu olmayanların yapacağı iştir. Burada hepimiz canhıraş mücadele ediyoruz. Nerde yattığı insanların, nerde kalktığı belli değil ama dönüp bunu burada suya kanalizasyon karıştığı için kapattılar değerlendirmesini ortaya koymak gazetecilik değil palyaçoluktur, başka bir şey değil. Allah da hesabını sorar, millet de hesabını sorar” dedi.

    Suyun temizlik amacıyla kullanılması konusunda uyardı
    Yeni bir bilgilendirme yapılmadan suyun sadece temizlik için kullanılması gerektiğini belirten Bakan Soylu, “Onun için burada Şanlıurfalı hemşehrilerimiz rahat olsunlar ama o ilk gelen suyu biz söyleyene kadar sadece ve sadece kullanma suyu olarak değerlendirsinler. Biz içme suyu takviyelerini mümkün olduğu ölçüler içerisinde yapacağız. Bundan sonra Valiliğimiz, Büyükşehir Belediyesi her şey normale döndüğünde herhalde gerekli açıklamaları burada gerçekleştir. Ben tekrar geçmiş olsun dileklerimi tüm Şanlıurfalı hemşerilerimize bir kez daha ifade etmek istiyorum” ifadelerine yer verdi.

    Ölü sayısı 18’e yükseldi
    Sel nedeniyle Şanlıurfa ve Adıyaman’da ölü sayısının 18’e yükseldiğini söyleyen Bakan Soylu. “Aynı zamanda Şanlıurfa’da biliyorsunuz ölüm sayımız 12’ydi. Sonra hem kavşakta 2 vatandaşımızı kaybettik, ardından bir de alışveriş merkezinde arama kurtarma ekiplerimiz 3 vatandaşa maalesef cansız şekilde ulaştılar. Allah rahmet eylesin 15, bugün de hastanede yoğun bakımda olan bir vatandaşımız hayatını kaybetti. 16 Şanlıurfa’da, 2’de Adıyaman’da Tut ilçesinde toplam 18 vatandaşımız hayatını kaybetti ve Şanlıurfa’da Bozova yolunda bir arama kurtarma çalışması devam ediyor. Yine aynı zamanda Tut’ta da 2 arama kurtarma çalışması arama kurtarma ekiplerince hala ilgili ırmaklarda, derelerde devam etmektedir. Şu anda buradaki temizleme çalışmalarımız da hasar tespit çalışmalarımız, yaklaşık 10 bine yakın personelimizle, yaklaşık 3 bine yakın aracımızla devam etmektedir. Özellikle burada hasar gören evlere yönelik ödemeler hem AFAD hem de kaymakamlarımız tarafından başlamıştı. Vatandaşlarımız müsterih olsun. Cumhurbaşkanımızın bu konudaki talimatı açık ve nettir hiçbir vatandaşımızı yalnız bırakmayacağız. Burada gerek ilk ödemeler başladı. Hasar tespitler tamamlanınca da diğer ödemeler de vatandaşımızın tüm ödemeleri de sağlanacaktır. Esnaflarla ilgili hasar tespit, araçlarla ilgili hasar tespitler de zarar tespitlerine devam etmektedirler. Vatandaşlarımızın yanında olacağız. Allah kimseye böyle bir afet vermesin. Bir yılda yağan yağmur bir, bir buçuk günde buraya yağdı. Ben yine üzülüyorum, bunu da alaya alıyorlar. Yani deprem olunca yüzyıllık afeti diyorlar sanki daha büyük bir deprem görmüşler gibi. Sanki Şanlıurfa’da daha büyük bir yağmur olmuş gibi. Büyük bir afet dediğiniz zaman bizim meselelerde afete sığındığımız gibi bir anlayış ortaya koyuyor, afetin büyüklüğüne sığındığımız gibi bir anlayış ortaya koymaya çalışıyorlar. Maalesef böyle bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bir taraftan afetle mücadele ediyoruz bunu herkes görüyor ama bir taraftan da bu kötücül ruhların teşkilatlarıyla beraber bir mücadele ediyoruz. Hem orayı yetiştirmeye çalışıyoruz hem de oraya neyin yalan neyin doğru olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Cenabı Allah zorlarımızı kolay etsin, Cenabı Allah milletimizin, ülkemizin yardımcısı olsun. Teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

  • Kırmızı kategorideki terörist etkisiz hale getirildi

    Kırmızı kategorideki terörist etkisiz hale getirildi

    İçişleri Bakanı Soylu, Eren Abluka Bestler Dereler Operasyonu’nda Sözde Botan Saha Sorumlusu Kırmızı Kategorideki “Leyla Amed” kod adlı terörist Hamiyet Yalçınkaya’nın etkisiz hale getirildiğini duyurdu.

  • “Hatay’da su yok” iddialarına yanıt

    “Hatay’da su yok” iddialarına yanıt

    Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bölgedeki incelemelerini sürdüren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hatay Afet Koordinasyon merkezinde basın açıklaması gerçekleştirdi. Sosyal medyada yayılan “Hatay’da su yok” iddiaları hakkında konuşan Soylu, bu iddiaların asılsız olduğunu, sadece bugün Hatay’da 1 milyon 200 bin adet su dağıtıldığını söyledi. Deprem bölgelerinde yapılan çalışmalar hakkında da bilgi veren 332 çadır kent oluşturulduğunu, 1 milyon afetzedenin çadırda konakladığını aktardı. Soylu, sosyal medyada deprem konusunda dezenformasyon oluşturulması konusuna da değinerek, bu bağlamda 151 şahsın gözaltına alındığını kaydetti.

    “Bu acının onarılması için herkes seferber oldu”

    Hatay Afet Koordinasyon Merkezinde konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Bu acının onarılması için herkes seferber oldu. Bu seferberlik ülkemizin her noktasında devam ediyor. Şu ana kadar toplam 13 bin 72 artçı sarsıntı meydana geldi. Bunun yanı sıra toplam 26 bin 32 enkazda arama kurtarma yapıldı. Yani sadece yirmi altı bin otuz iki enkaz arama kurtarma yapıyor. Yine bunun yanı sıra özellikle 28 bin 300 toplam enkaz var toplam alanda. Hatay’da ise toplam 12 bin 218 enkaz var. 6 bin 832 de acil yıkılacak bina var. Yani toplam 19 bin 42 ağır hasarlı binanın dışında bina var” dedi.

    “Deprem bölgelerinde 332 çadır kent alanı oluşturuldu”

    Deprem bölgelerindeki vatandaşların barınmaları için gerçekleştirilen çalışmaları anlatan Bakan Soylu, “Yine bunun yanı sıra tüm deprem bölgelerinde 332 çadır kent alanı oluşturuldu. Hatay’ın toplamında ise 80. Toplam 375 binin üzerinde, sadece bunlar bizim bilgimizin içerisinde olan, bizim kurdurduğumuz çadırlar. 101 bin 168 çadır da sadece, yani bunun neredeyse 4’te 1’inden biraz daha fazlası, Hatay’da kuruldu. Toplam 1 buçuk milyon afetzede çadırda konaklamaktadır. Bunun 205 bini ise Hatay’da konaklamaktadır. 10 ilde toplam 209 konteyner alanı oluşturuldu. 62 konteyner alanı da Hatay’da oluşturuldu. Hatay’da 21 bin 895 konteyner kurulumu planlandı. Şu ana kadar da en son Katar konteynerlerinin bir bölümü daha geldi. Onlar da yerleştirildi. Toplam 3 bin konteynır Hatay’da kurulmuş oldu” şeklinde konuştu.

    “2 bin 482 tuvalet, 2 bin paket duş”

    Hatay’daki hijyen çalışmaları hakkında da bilgi veren Soylu, “Şu ana kadar Hatay’da toplam 2 bin 482 tuvalet ve bin 284 konteyner, şu ana kadar da 400’e yakın çamaşır makinesi özellikle çadır kentlere ve diğer noktalara kurulmuştur. Bunu şunun için ifade ettim. Bir taraftan ihtiyacını gideriyor, bir taraftan da halk sağlığını düşünebilecek en ince tedbirleri arkadaşlarımız itinayla almaya devam ediyorlar. Yani suyun klorlanmasından tutun onun temizlik oranına kadar her gün burada ayrı ayrı değerlendirilmektedir. 2 bin 360 paket de duş bölgelere dağıtılmıştır. Yaklaşık 2 bine yakın da çamaşır makinesi dağıtılmıştır. Dağıtılmaya devam edilmektedir” diye konuştu.

    “Bugün Hatay’da 1 milyon 200 bin adet su dağıtıldı”

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sosyal medyada yayılan ‘Hatay’da su yok’ iddialarına, “Özellikle su durumunu da ifade edeyim. Özellikle şebeke suları günlük ihtiyaçlarda kullanılıyor. Bu hem Sağlık Bakanlığımız, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüklerimiz belediyelerle kaymakamlıklar hep birlikte her gün bu takip edilmektedir. İçme suyu ihtiyacı için bölgeye sevk edilen ambalajlı sular sular ile şu ana kadar sağlanmıştır, sağlanmaya da devam edilmektedir. Sadece bugün Hatay’a verilen ambalajlı su adedi 1 milyon 200 bin adet. Şimdi dün akşamdan itibaren böyle bir şey çıktı; Hatay’ın suya ihtiyacı var. Anlıyorum, üzülüyoruz da. Yani biz bu masanın etrafında hepimiz çalışıyoruz. Burada Jandarma Genel Komutan vekilimiz de var, hem bu bölgeden hem de Suriye bölgesinden sorumlu tümgeneralimiz de var. İl Jandarma Komutanımız da var, emniyet müdürümüz de var, hepimiz çalışıyoruz, herkes çalışıyor.

    Burada sabahtan akşama kadar yani depremzedelerimize ulaşmak, onların bütün eksiklerini karşılayabilmek için canheraş bir mücadele var. Fakat öyle bir Sosyal medya dalgası yayılıyor ki, bu hakikaten hepimizi hem üzüyor hem de bazen çalışmaktan da alıkoyuyor. Bazen bununla beraber planlamamızı da altüst ediyor. Burada bir plan çerçevesine gidiyoruz. Planlamamızı da altüst ediyor. Yani sadece birtakım siyasi saiklerle burada görev yapan arkadaşların moralini bozabilmek için bir çaba ortaya konulduğu, apaçık ortadadır. 1 milyon 200 bin sudan bahsediyorum, bugün dağıtılan. Birileri buradaki vatandaşlarımızın bir vesileyle eksikliğini giderebilmek için elinden gelen gayreti gösterirken öteki taraftın meseleyi manipüle etmesi yanlış ve yalan üzerinden beyanda bulunması ne kadar doğrudur onu bilmiyorum” şeklinde yanıt verdi.

    Sosyal medyada dezenformasyon oluşturan 151 şahıs gözaltına alındı

    Bakan Soylu, sosyal medya üzerinde dezenformasyon oluşturan şahıslarla ilgili de çalışmalar yapıldığını söyleyerek, “Çok fazla dezenformasyonla karşı karşıya kalıyoruz. Bugün anlattığım gibi su meselesi dahil olmak üzere bin 90 hesap yöneticisini özellikle Siber Suçlar Daire Başkanlığı tespit etmiş, bunu savcılıklarımızla paylaşmış. 613 sosyal medya hesap yöneticisi hakkında işlem başlatılmış ve Cumhuriyet Başsavcılıklarından alınan talimat doğrultusunda da 151 şahıs gözaltına alınmış, 29’u da tutuklanmıştır” dedi.

    “Bugüne kadar bir tek kaçırma ve alıkonulma vakası bildirilmedi”

    Süleyman Soylu, sosyal medyada dolaşan bir başka iddia olan deprem bölgesindeki çocukların kaçırılması iddiası konusunda ise, “Bir bilgi de şunun için vereyim. İşte çocuklar kaçırıldı, çocuklar alıkonuldu. Buradan vatandaşlarımıza bir kez daha söylemek istiyorum emniyetimiz bu açıklamaları yapıyor. Jandarma bölgesi ve emniyet bölgesinde bugüne kadar tarafımıza bir tek kaçırma ve alıkonulma vakası bildirilmemiştir. Bizim de herhangi bir tespitimiz söz konusu değil. Hele organ mafyası gibi, yani dönem dönem, şehir efsanesi olarak nitelendirilen işlerin bir tanesi bile söz konusu değildir” ifadelerini kullandı.

  • Kumbarasını Bakan Soylu’ya teslim etti

    Kumbarasını Bakan Soylu’ya teslim etti

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, beraberindeki MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile birlikte depremden etkilenen Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesini ziyaret etti. İlçede kurulan konteyner kentte vatandaşlarla bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı görmek için yaşadığı köyden alana gelen 9 yaşındaki Ahsen Turacı, vatandaşları selamlayan AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım’a depremzedeler için kumbarasını bağışlamak istediğini söyledi. Daha sonra küçük Ahsen’in yanına gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ahsen’in depremzedelere bağışlamak istediği kumbarasındaki parayı teslim aldı. Bakan Soylu, Ahsen’e teşekkür etti.

  • “Deprem bölgesinde 7 bin 598 binada delil tespiti tamamlandı”

    “Deprem bölgesinde 7 bin 598 binada delil tespiti tamamlandı”

    Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Diyarbakır’daki Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezinde (GAMER), Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yürütülen çalışmalara ve verilen desteklere ilişkin açıklamada bulundu.

    “Diyarbakır kendi yarasını sarmakla kalmadı, bölgeye de yardım seferberliği yaptı”

    Diyarbakır özelinde enkaz kaldırma çalışmalarını, yıkılan binalarda tamamladıklarını hatırlatan Bakan Bozdağ, “Yaralı vatandaşlarımız, vefat eden vatandaşlarımızın hepsini enkazdan sonraki süreçlerini yönettik. Enkaz altından kurtarılanlar, vefat edenlerle ilgili kimliklendirme ve tedavi çalışmaları tamamlanmış oldu. Şu anda Diyarbakır’ımızda vefat edip de kimliklendirmesi yapılmayan hiçbir kardeşimiz kalmamıştır. Ben bu vesileyle hem Diyarbakır’da, hem diğer illerde vefat eden her bir insanımıza tekrar Allah’tan rahmet yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum. Tabi Diyarbakır sadece kendi yarasını sarmakla kalmadı. Bölgeye de yardım konusunda seferberlik içerisinde oldu. Hem Diyarbakır’ın imkanları, hem sağlık tesisleri, hem de diğer vatandaşlarımızın destekleri bölgeye de yansıdığını buradan bir kez daha ifade etmek isterim” dedi.

    Adalet Bakanlığı yargı görevi yapanlar adliyeler, Cumhuriyet Başsavcılıkları büyük bir yoğunluk içerisinde 7/24 esaslı çalışmayı yürütmekte olduğunu ifade eden Bakan Bozdağ, “Deprem nedeniyle yıkılan binalardan ceza soruşturmasına konu olan binaların tamamıyla ilgili adli soruşturmalar Cumhuriyet Başsavcılıklarımız tarafından ressen başlatılmıştır. Bu kapsamda adli soruşturmalar nedeniyle ceza soruşturmasına esas olmak üzere adli soruşturmalara konu olan binalardaki delil tespitlerinde önemli ölçüde tamamlandığını buradan ifade etmek isterim. Şu anda Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay ve Malatya dışındaki illerimiz de delil tespit işlemlerinin ceza soruşturması kapsamında tamamlandığını buradan ifade etmek isteri” diye konuştu.

    “Deprem bölgesinde 7 bin 598 binada delil tespiti tamamlandı”

    Diğerleri ile ilgili delil tespit işlemleri de büyük bir gayretle devam etmekte olduğunu vurgulayan Bakan Bozdağ, “Önemli ölçüde oralarda da sona yaklaşılmıştır. Vatandaşlarımız şundan emin olsun. Ceza soruşturmasına konu olan binaların enkazları, bilirkişiler ve Cumhuriyet Savcımızın gözetiminde bilirkişilerce delil tespiti yapılmadan kaldırılmamıştır. Bundan sonra da delil tespiti yapılmadan hiçbir enkazın kaldırılması söz konusu değildir. Aksi yönde beyanların hiç birinin gerçeği yansıtmadığını buradan ifade etmek isterim. Şu ana kadar Cumhuriyet Savcılıklarımız ile bu kapsamda 7 bin 598 müstakil binada bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle delil tespiti yapıldığını ifade etmek isterim” şeklinde konuştu.

    “Deprem bina soruşturmaları kapsamında 612 şüpheli hakkında işlem yapıldı”

    Deprem bina soruşturmalarının dökümüne bakıldığında da bu güne kadar 612 şüpheli hakkında adli işlem yapıldığı bilgisini veren Bakan Bozdağ, sözlerine şöyle devam etti:

    “Bunlardan 184’ü hakkında tutuklama kararı verildiğini, 214’ü hakkında adli kontrol, 71’i hakkında yakalama kararı verildiğini, 55 kişi hakkında gözaltına alınma kararı verildiğini, şu anda 2 kişinin de gözaltında olduğunu, hakkında işlem başlatılan kişilerden 16’sının da vefat ettiğini, vefat ettiği için de ona göre işlem yapıldığını burada ifade etmekte fayda görüyorum. Bunların sıfatlarına baktığımızda tutuklu olanların 79’unun müteahhitlerden, 74’ünün yapı sorumlusu, 13’ünün yapı sahibi, 18’inin binada değişiklik yapan olduğunu görüyoruz. Adli kontrol kararı verilenlerin ise 72’sinin müteahhit, 92’sinin yapı sorumlusu, 22’sinin yapı sahibi, 28’inin de binada değişiklik yapan olduğunu buradan ifade etmek isterim.”

    “Adli veriler, yağma konusundaki algı operasyonlarının gerçeği yansıtmadığını göstermektedir”

    Deprem bölgelerinde diğer suçlara ilişkinde adli soruşturmalar kesintisiz devam etmekte olduğunu kaydeden Bakan Bozdağ, “Şu ana kadar deprem bölgelerinde hırsızlık vakalarına baktığımız da 351 vaka olduğunu görüyoruz. Bu vakalar da 284 şüpheli hakkında işlem yapılmış, 179 kişi hakkında tutuklama, 36 kişi hakkında adli kontrol kararı verildiğini görüyoruz. Yağma konusuna gelince bugüne kadar depremin yaşandığı günden bugüne kadar meydana gelen vaka sayısı sadece 4’tür. Tutuklu sayısı da 4’tür. Özellikle ifade etmek isterim ki yağma konusunda kamuoyuna yansıyan bilgilerin çoğunun asılsız olduğu da ortaya çıkmıştır. Tabi sanki vatandaşlarımızın böyle bir eğilimi varmış gibi bir algı gayreti içerisine girenler de oldu. Ama adli veriler yağma konusundaki algı operasyonlarının gerçeği yansıtmadığını ve onları açık açık teksip ettiğini göstermektedir. Tabi son olarak dolandırıcılık ile ilgili de çünkü bu vesileyle dolandırıcılık suçları da olabilir. Bu kapsamda şuana kadar 5 tane nitelikli dolandırıcılık vakası olduğunu görüyoruz. Bu kapsamda da 7 kişinin tutuklandığını ifade etmek isterim” ifadelerinde bulundu.

    “Yürüyen soruşturmalarda gizlilik kararı verilen herhangi soruşturma yoktur”

    Adli süreçler hukuka uygun bir şekilde ve hukukun emrettiği usule uygun olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da devam edeceğini aktaran Bozdağ, “Özellikle Kahramanmaraş merkezli deprem kapsamında, Adıyaman’da yıkılan İsias Otel’de uygulama eğitimine spor müsabakaları için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinden gelen kafileden 35 kardeşimiz de hayatını kaybetmişti. Onlara da ayrıca Allah’tan rahmet diliyorum. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanımız Sayın Ersin Tatar bu konuda bizatihi aradı ve bunlarla ilgili adli süreçler hakkında benden bilgi aldı ve konuya hassasiyet gösterdi. Onun için Cumhurbaşkanımıza da buradan huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Bu hususta şunun bilinmesinde fayda var. Kamuoyunda sanki İsias Otel’de ölen sporcularımız ve diğer bazı konularla ilgili açılan soruşturmalarda gizlilik kararı verildiğine ilişkin yalan bir haber var. Bir kez daha söylüyorum İsias Otel ve diğerleriyle ilgili verilmiş bir gizlilik kararı yoktur. Şu anda da Türkiye genelinde yürüyen soruşturmalarda gizlilik kararı verilen herhangi soruşturma yoktur. Soruşturmalar usule uygun gizlilik kararı alınmadan yürütülmektedir. Adıyaman’daki Sulh Ceza Hakimliğimiz tarafından böyle bir karar verilmemiştir. Böyle bir karar talebi de savcılığımız tarafından yapılmamıştır. Bu nedenle bu haberinde buradan asılsız olduğunu bir kez daha ifade etmek isterim” ifadelerine yer verdi.

    “Cumhurbaşkanımıza arzımızdan sonra konu TBMM gündemine gelecektir”

    Özellikle deprem felaketinin ortaya çıkardığı sonuçlar mevzuatları önemli ölçüde gözden geçirilmesi gerektiğini bir kez daha ortaya koyduğunu belirten Bakan Bozdağ, sözlerini şöyle tamamladı:

    “Adalet Bakanlığı olarak biz de ceza mevzuatımızı ve diğer mevzuatlarımızı böylesi bir durumda cezai yaptırımlar dahil olmak üzere işlenen suçlar ve diğer hususları da içerecek şekilde bir hazırlık içerisindeyiz. Şu kadarını söylemekte fayda görüyorum. Örneğin, deprem döneminde yaşanan zorluklardan sıkıntılardan istifade ederek, haksız kazanç elde etmek isteyen gayri ahlaki, gayri hukuki kazanç elde etmek isteyenlerle ilgili yeni dönemde, yeni bir yaptırım uygulamasına geçilecek. Örneğin kiraya vermek istiyor, kiralar beş liraysa yirmi liradan kira yapıyor ya da nakliye üç liraysa on liradan götürüyor. Ya da başka başka hizmetler hem malların taşınması, nakliyesi, hizmet sunulması, hizmetin alınması ne kadar iş ve işlem varsa bu deprem nedeniyle yaşanan felaket nedeniyle bölgedeki insanların ve ülkemizin yaşadığı zorlukları kendileri için gayri meşru kazanç elde etmeleri için fırsat görenlere karşı hukuk gereğini yapacaktır. Çok ağır cezalar öngören düzenlemeler yapacağız. Ama bu düzenlemeler özel düzenleme olacaktır. Böylesi zamanda uygulama imkanı bulacak. Örneğin sağlık nedeniyle salgın oldu, burada da bu dönemde de benzer şeyleri yapanlar başka başka işlerde oldu, gördük ki mevcut ceza kanunumuz bu konuda yeterli değil. Onun için de arkadaşlarımız çalıştı. Cumhurbaşkanımıza da arzımızdan sonra bu konuyu inşallah Türkiye Büyük Millet Meclisi’mizin gündemine gelecektir.”

  • ‘Depremde 43 bin 556 insanımız hayatını kaybetti’

    ‘Depremde 43 bin 556 insanımız hayatını kaybetti’

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, katıldığı programda, deprem bölgesinde yapılan çalışmalar ve alınacak önlemlerle ilgili açıklamalarda bulundu. Bakan Soylu, Kahramanmaraş merkezli depremlere ilişkin hasar tespit oranının yüzde 75-80 arasında olduğunu belirterek, “600 binden fazla bağımsız bölüm yıkılmış, acil yıkılacak, ağır hasarlı ve orta hasarlı. Ticaret alanındakileri de eklerseniz 750 bini buluyor. Depremi abartıyorlar demek insafı, vicdanı, aklı bir tarafa bırakmak demektir. Her detayı tek tek inceledik, sahadaki bütün arkadaşlarımızın bilgilerini her şeyiyle değerlendiriyoruz” dedi.

    Can kaybı 43 bin 556

    Depremlerde 43 bin 556 vatandaşın hayatını kaybettiğini belirten Bakan Soylu, “Her bir hayatını kaybeden vatandaşımıza karşı sorumluyuz” şeklinde konuştu.

    Depremzedelerin çok yakında şehirlerinin yeni haliyle kucaklaşacaklarını kaydeden Bakan Soylu, “Onlar ihya edilecek hem çocuklarımızı daha güçlü şehirlerde yaşayacaklar. Nasıl bir imtihanla karşı karşıya geldiğimizi biliyoruz ve biz de buradan güçlenerek çıkacağız” diye konuştu.

  • ‘Acil yıkılacak ve ağır hasarlı binalara girmek yasak’

    ‘Acil yıkılacak ve ağır hasarlı binalara girmek yasak’

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Hatay Afet Koordinasyon Merkezinde açıklamalarda bulundu.

    “Acil yıkılacak binalara girmek yasaktır”

    Depremin ardından acil yıkılacak binaların durumuna açıklık getiren Bakan Soylu, “Depremin ardından hem acil yıkılacak binalar, hem de ağır hasarlı binalar ortaya çıktı. Bunlar Çevre ve Şehircilik Bakanlığının tespitleri ile gerçekleştirildi. Hala bu tespit çalışması devam ediyor. Bu tespit çalışmasında ortaya çıkan sonuçlar nihai sonuçlar değildir. İtiraz edilebilir sonuçlardı. Vatandaşlarımız itiraz ettikleri andan itibaren yeniden ekip giderek değerlendirilecektir. Bu durum nihaileşinceye kadar binalarda herhangi bir işlem yapılmayacaktır. Acil yıkılacak binalar girilmesi yasaktır, kesinlikle yasaktır. ‘Benim orada eşyam var, yarım saat gireyim’ gibi bir şey söz konusu değildir. Dün akşamki depremler bize göstermiştir ki deprem hareketliliği devam etmektedir. Böyle bir riski almak doğru değildir. Bütün kolluk birimlerine talimat verdik. Kimse bu evlerden kısıtlı süreli ve taşıma yönünde zinhar herhangi bir giriş yapıp oradan bir eşya taşımaya, bir malını almaya yönelik bir süreci söz konusu değildir” şeklinde konuştu.

    “Bugünden itibaren ağır hasarlı binalara da girmek yasaktır”

    Ağır hasarlı binaların durumu ile ilgili alınan yeni kararı da açıklayan Bakan Soylu, “Ağır hasarlı binalar hakkında geçmişten işleyen prosedür açıktır. Ağır hasarlı binalara girmek de risklidir. Ancak geçmişte prosedür şu idi. Bu konu yetkinlik gerektiren bir konudur. Yani hoca düzeyinde kişilerin karar vereceği konudur. O da kısıtlı süre için izin verirler. Şimdi bu art arda gelen depremlerden sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız ile değerlendirmelerimiz neticesinde bugünden itibaren buradan eşya alınama ve kısa süreli girilmesi de yasaklanmıştır. Yani ağır hasarlı binalara da girmek yasaktır. Çünkü bu riski ve sorumluluğu taşıyamayız. Bu konuda hem AFAD, hem aile bakanlığımız eşya yardımı yapabilecektir. İki üç gün sonra eşya yardımı miktarı açıklanacaktır” diye konuştu.

    Bakan Soylu, deprem bölgesinde yeni inşa edilecek şehirlerin nereye kurulacağı konusunda ise her şehrin valiliği bünyesinde şehrin paydaşları ile bir araya gelinerek karar verileceğini söyledi.

    “Fahiş fiyat görülürse gereği yerine getirilecektir”

    Depremin ardından ortaya çıkan fahiş nakliye fiyatlarını da değerlendiren Soylu, “Normalde 5- 6 bin liralık şehir içi, şehirlerarası 8-9 bin liralık taşınmayı 20-25 bin liraya çıkaran fahiş bir takım fiyatlar gördük. Bir kere bunun hesabını devlet sorar da bir de bu dünyanı öteki dünyası var bunun hesabını Allah da sorar. Buradan insanlar canını zor kurtardılar. Hereksin bir sıkıntısı var. Bunun üzerinden burada bir istismar yapmaya çalışmak elbette ki bir kötülüktür. Bu konuda valilerimize OHAL’in ortaya koyduğu çerçeve içerisinde gerekli talimatları verdik. Bu konuda bir fahiş fiyat görülürse gereği yerine getirilecektir. Bunu da ayıplıyoruz. İlgili ticaret ve esnaf odalarının da bir çağrı yapması, bu denetimi kendilerinin yapması esastır. Bize ait bölümünü biz yaparız ama bu aynı zamanda ahlaki meseledir. Bir meslek gurubu açısından da bir ahlaki meseledir. İşini iyi yapanlara da haksızlıktır. Ben o meslek odalarının yerinde olsam yarın bir toplantı yapar bunları tespit eder, onları bir daha o meslek odalarında temsil edilmemelerini sağlarım. Eğer herkes elbirliği ile bir fedakarlık yapıyor ve birileri bunu istismar ediyorsa, ona dönemin en ağır cezası verilmelidir. Keşke şöyle kanunlar olsa da bu insanlar ömürleri boyunca ticari kısıtlı olsa, kamu hizmetinden men edilse. Anlaşılıyor ki ahlak duygusu, inanç duygusu yok olmuş insanlar buradan para üzerinde istifade etmeye çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.

    Kiralar konusunda yaşanan artışlara da değinen Soylu, “Birden kiranın bu kadar artıyor olması ayrı bir istismar meselesidir. Ayıptır günahtır, çadırda kalan insanların ahı, o enkaz altında günlerce kalıp bir büyük lütufla Allah’ın lütfu ile bugün yaşayan insanların ahı tutar. Bu konuda kira fiyatını arttıranlara bunu bir kez daha hatırlıyorum. Bu paranın bir hayrını görmezsiniz. İster bizi sevin sevmeyin. Bu paranın hayrını görmezsiniz. İnsanlar çocuklarının arzularında korkularından isteklerinde kendilerini başka bir yere taşımak isteyecekler, bugün bir çocuğa sordum ‘Kortun mu’ diye ‘Dişlerim titredi’ diyor. Bunu anlamayıp ben kiramı 10 bine çıkarıyorum diyenler vicdan sahibi değillerdir. Bu milletin birliğine de halel getiriyorlar” dedi.

    Yapılacak konteyner şehirlerde kimlerin hak sahibi olacağını da açıklayan Bakan Soylu, şunları söyledi:
    “İlk olarak evleri yıkılmış olanlar. İkincisi ağır hasarlı ev sahibi olanlar, acil yıkılacak binaların ev sahipleri olanlar buradan birinci derecek yararlanma hakkına sahip. Ardından oturduğu evi orta hasarlı tespit edilip başka oturacak evi olmayanlar. Daha sonra oturmakta olduğu evi yıkılmış, ağır ve orta hasarlı olup oturabileceği kendine ait başka bir evi olmayan kiracılar. Burada bir şart değişikliği getirdik. İlk kez kiracılara kira desteği veriyoruz. Bundan önce hiçbir afette böyle bir destek verilmedi”

    Vatandaşlardan “Evim yuvan olsun” kampanyasına destek isteyen Bakan Soylu, “Şu ana kadar ağır hasarlılar, yıkılmışlar, acil yıkılacaklar, ki bunlara orta hasar eklemiş değiliz, o da eklendiği zaman bağımsız birim sayısı 400 bin sınırına gelmiş oldu. Bu şu demektir. Tespit tamamlanınca bu rakam biraz daha artmış olacaktır. Özellikle burada bir kısım vatandaşlarımız konteynerlerde kalacaklar. Bir kısım vatandaşlarımız kiraya çıkmayı tercih edecekler. Bir kısım vatandaşlar başka illerde barınma imkanı sağlanacak. Vatandaşlarımızdan özelikle bir iki evi olan, yazlığı olan vatandaşlarımızın ortaya koyacağın yardımlaşma duygularıyla kampanyaya katılmalarını arzu ediyoruz. Katılanlar var. Bu topyekun sadece konteyner, çadırlar, sadece kendi bölgesinde çözülebilecek bir mesele değil. Bu şehirlerdeki insanlar, bu şehirlerde yaşamaya devam edecekler. Şehirlerin yapısı, demografisi, şehirlerin bütünlüğü korumak. Bunun da olabileceğini düşünüyorum” dedi.

    Türkiye’nin alelade bir deprem süreci yaşamadığının altını çizen Bakan Soylu, “Birbirimizle dayanışma süreci içinde olmamız gerekir. Buradan siyaset çıkarmaya çalışan olacaktır. Herkes kendi yüzünü bu zor sürçte göstermektedir. Yalanları, iftiraları, ‘Nasıl siyasi çıkar elde edebilirim’ uğraşları görüyoruz. Biz bunların ancak milletimizin moralini bozabilecek olanlarını düzeltebiliyoruz. Çünkü bununla uğraşacak vaktimiz yok. Birleri eline kamera almışlar, el feneri almışlar ‘Acaba nerede bir eksik görürsem bunu kamuoyuyla paylaşırsam zarar oluştururum’ kanaatiyle dolanıyorlar. Oysa milletimizin desteğe ihtiyacı var. Baştan beri bu işi koordine eden AFAD elbette ki ülkemizin her noktasına ulaşmaya çalışmaktadır. Şu anda bir millet kenetlemiş vaziyetle, devlet en ücra noktalara kadar koordinasyon içinde ulaşmaktadır. Bu kadar yaygın alan, neredeyse Hollanda’nın 3 katı büyüklüğünde bir alanda bu depreme bütün kapasitesi ile devlet ilk dakikadan itibaren müdahale etmiştir. Eksiklik bulmaya çalışanlar söylesin. Onların belediyeleri de AFAD’ın emri altındadır. Kaç saatte gelmişlerdir? Kaç saatte? Lütfen kimse vicdansız hareket etmesin. 3. günün sonunda artık herkes ‘Gıdamız yeter’ demiştir. Milyonlarca öğün yemek verilmektedir. Çadır kentler kurulmuş, en ücra noktaya ulaştırılmıştır. Elbette ki bu bölgede yaklaşık 3 milyon hane var, herkes korku yaşıyor. Biz biliyoruz ki 3 milyona da çadır versek talep edecekler. Çoluk çocuk insanlar, bu depremler devam ettikçe dışarıda olmak isteyecekler. Onun da bir öncelik sırası vardır. Sadece AFAD koordinasyonunda dağıtılan 301 bin çadır söz konusudur. Çadır sevkiyatı devam ediyor” diye konuştu.

    Deprem süreci ile ilgili provokasyonlar konusunda da uyaran Bakan Soylu, “Bazı muhalif gazetelerde birkaç köşe yazarı, yabancı ülkeden buralara bir takım görevlendirilmiş kişiler deprem sabahı ile ilgili bir takım tezviratları ortaya koymaktalar. Bunların hepsinin yalan olduğunu söylemek istiyorum. Lütfen bu yalanları, iftiraları ortaya koyanlar çalışanların ve bizlerin zamanını almayın. Önümüzde bu işleri bitirdiğimiz zaman çok vaktimiz olacak. İstediğiniz iftiraları atabilirsiniz. Onların hepsinin bulunduğu kalıplar, insanlıklarını unutturdu. Biz deprem bölgesinde her hafta sokak hayvanlarının istifadesi için bile bir tır mama gönderiyoruz. En azından insanlıklarına dönmelerini bu süreç içerisinde istirham ediyoruz. Eğer biraz insan olabilirlerse bu dönem içerisinde mutlu olacağız. Arkadaşlarımız bu işlerle uğraşmamış olacaklar. Hırsızlık ihbarlarının yüzde 99 küsurunun sahte çıktığı bir dönem yaşadık. Bu kabul edilebilir değildir. Kötü niyetliliktir” dedi.

    Bakan Soylu Hatay’da 5 enkazda cenazelere ulaşma çalışmalarının sürdüğünü, ardından çalışmaların tamamlanacağını söyledi.

  • Bakan Soylu’dan uyuşturucu ile mücadele açıklaması

    Bakan Soylu’dan uyuşturucu ile mücadele açıklaması

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çankırı’nın Eldivan ilçesinde inşa edilen hükümet konağının açılış törenine katıldı. Törene Bakan Soylu’nun yanı sıra, Çankırı Valisi Abdullah Ayaz, İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, AK Parti Çankırı Milletvekili Salim Civitçioğlu, kent protokolü ve vatandaşlar katıldı. Törende konuşan Bakan Soylu, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

    “Müslüman kardeşlerine elini uzatacak ve Avrupa’nın, Amerika’nın tahakkümünden kurtaracak bir Türkiye’yi istemiyorlar”
    Türkiye’nin yürüyüşüne devam edeceğini ifade eden Soylu, “Daha yürüyüşümüze yeni başladık. Bize ne çektirdiklerini biliyoruz. Bu ülkenin insanlarını akşam bankaların önüne dikiyorlardı, ertesi sabah ‘ben emekli maaşımı alabilecek miyim’ diye soğukta, çamurda, karda bekletiyorlardı. Bizi öyle büyüttüler. Biz de bu emekli kuyruklarında bekleyecek miyiz diye endişeyle büyüyorduk. Kafamız karıncalanıyordu. Hastaneye gidemiyorduk. Okmeydanı Hastanesinde akşam saat 18.00’de sabaha kadar battaniye ile doktorun tedavisi için değil, randevusunu alabilmek için bekliyorlardı. Biz böyle bir millet değiliz. 2 bin 200 yıllık devlet kabiliyetimiz var, bin yıldır bu topraklardayız. Şimdi kendimize geldik ve yürüyüşümüze başladık. Şimdi İHA’mız, SİHA’mız var, Skorsky helikopterlerimizi kendimiz üretiyoruz, kendi mühimmatlarımızı üretiyoruz, kendi en güzel gemilerimizi üretiyoruz. Önümüzdeki günlerde Anadolu gemimizin açılışını yapacağız. Bunları gördüklerinde ‘bu Türkiye’yi nasıl durduracağız’ diye düşünmezler mi? Bunları bugün yapıyoruz. Şehir hastanelerini, dünyanın en büyük barajlarından bir tanesini Yusufeli’de yapıyoruz, Ilısu Barajı’nı yapıyoruz. Yenilenebilir enerji alanında ben de olsam kıskanırım. ‘Türkiye bu kuyuları kapatmıştık, nereden açtılar. Doğalgazı nereden buldular. Türkiye cari açığını kapatacaklar’ diyorlar. Suriye’yi, Şam, Irak, Bağdat, Erbil, Afganistan, Pakistan, Yemen, Lübnan’ı, etrafındaki bütün Müslüman kardeşlerine elini uzatacak ve Avrupa’nın, Amerika’nın tahakkümünden kurtaracak bir Türkiye’yi istemiyorlar. Çıldırırlar tabii. Daha yeni yürüyüşümüze başladık” dedi.

    “Avrupa bunlara aferin diyecekmiş onun için”
    Muhalefet partilerinin uyuşturucu ile ilgili iddialarını eleştiren Bakan Soylu, “Neymiş, biz ülkedeki cari açığı kapatmak için, polis, jandarma Mehmetçikle hep beraber bir araya gelmişiz, uyuşturucu kaçakçılığı yapıyoruz. Allah’ım kimseyi aklından eksik etme, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne başka bir iftira. Neden mi, Avrupa bunlara aferin diyecekmiş onun için” diye konuştu.

    “İtibarları kalmadı, Anadolu coğrafyasının ve onun evlatlarının itibarı var bugün”
    “Türkiye yürüyüşüne, Türkiye Yüzyılı’nda hem 21. yüzyıldaki eksikliklerini kapatarak hem de 21. yüzyılın altyapısını gerçekleştirerek sağlamaya çalıştı” ifadelerine yer veren Soylu, “İlk kez böyle bir fırsatı yakaladık. Tam 300 yıldan beridir ecdadımız da çok çektiler. Hepimiz sınavdayız. Bu sınavda, etrafımızdaki coğrafyayı görüyoruz. İnsanları evleri barkalarından sürüveriyorlar. Madem o kadar itibarlıydınız Ukrayna-Rusya savaşını çözseydiniz, gıda sorununu çözüp, tahıl koridorunu asaydınız. Amerika, Almanya bizden zengin değil mi, zengin ama sömürge zengini. Ama tıpış tıpış Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye’nin ayağına gelip, ‘Recep Tayyip Erdoğan şu tahıl koridorunu açar mısın, iki ülkeyi bir arada konuşturur musun’ dediler. Hani Almanya, Avrupa, Almanya itibarınız vardı, ortaya koysaydınız. İtibarları kalmadı, Anadolu coğrafyasının ve onun evlatlarının itibarı var bugün. Bunu çok net bir şekilde bütün dünya gördü ve takip etti” şeklinde konuştu.

    “Bizi inancımızdan, geleneğimizden, göreneğimizden, aile töremizden, anne babamızın öğrettiğinden uzaklaştırmaya çalışıyorlar”
    14 Mayıs’ta milletin ferasetini ortaya koyacağını belirten Bakan Soylu, “Büyükşehirlerde, her yerde uyuşturucu ile mücadele yapıyoruz. Bana da çok kızıyorlar, ‘okulların önünde uyuşturucu satan varsa ayaklarını kırın’ demişim polislere. Yine diyorum, okulların önünde uyuşturucu satıcısı varsa ayağını kırın. Bu kadar basit. Tarihin en büyük uyuşturucu ile mücadelesini yapıyoruz. Kökünü kurutana kadar devam edeceğiz. Sabahın 4’ü, 5’inde illere gidiyoruz, operasyonun düğmesine basıyoruz, Allah jandarmamızı, polisimizi muvaffak etsin diyoruz, yola çıkıyorlar. Kimi almaları gerekiyorsa onu alıyorlar. Aile birlikteliğimizi ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Türkiye’yi ve insanımızı cinsiyetsizleştirmeye çalışıyorlar. Erkeği erkekle, kadını kadınla evlendirmek istiyorlar, Amerika’da, Avrupa’da olduğu gibi. Bizi inancımızdan, geleneğimizden, göreneğimizden, aile töremizden, anne babamızın öğrettiğinden uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Avrupa ve Amerika uyuşturucuya teslim oldu. Eroin şırıngası veriyorlar, alkol bayileri gibi narkotik bayileri açtılar, uyuşturucu kasabaları oluşturdular. Her 100 kişiden 30’u Avrupa’da uyuşturucu kullanıyor. Bizde 100 kişiden 3 kişi. Bizi de oraya çıkartmak, aileleri bitirmek istiyorlar. Bütün kamu kurumlarımızla nasıl mücadele etmeyelim? Anne bana geliyor, ‘oğlumu kurtar’ diyor. İnşallah diyorum, ‘beni dövüyor, kurtar’ diyor. Ne yapacağım, öbür tarafa adam gibi getireceğim. O anneye ne çektirdiyse ona onu çektirmek doğru olandır. Uyuşturucu ile mücadeleyi hep beraber devam ettireceğiz” ifadelerini kullandı.

  • “PKK’nın Türkiye’deki defterini düreceğiz”

    “PKK’nın Türkiye’deki defterini düreceğiz”

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kastamonu’nun Tosya ilçesinde Tosya Hükümet Konağı’nın açılış törenine katıldı. İl protokolünün de yoğun ilgi gösterdiği törende binlerce vatandaş meydanı doldurdu. Düzenlenen törende konuşan İçişleri Bakanı Soylu, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Her afette vatandaşları yalnız bırakmadıklarını belirten Bakan Soylu, “Biz küçükken siyah beyaz televizyonları seyrettiğimizde deprem, ülkemizde sel, deprem, afet olurdu. 10 gün, 1 ay sonra mikrofon bir annemize, vatandaşa uzatılırdı. İlk söz, ‘nerede bu devlet’ olurdu. Aslında bu millet vefakar, kadirşinas, yardım sever, birbirinin zor gününde beraber olan bir millet. Ama oradaki o afete düşen insanların beklediği tek bir şey var. Bu millet devletine meftun bir millettir. Ondan destek bekler. Zor zamana düştüğünde, deprem, sel, afet olduğunda, ‘elini bana uzat’ der. ‘Ben buradan çıkarım ama senin bana elini uzatmanla daha kolay çıkarım’ der. ‘Nerede bu devlet’ lafı çocukluğumuzdan itibaren bizi hep ezmiştir. Çünkü biz 16 daim devleti zor zamanlardan beri kuran bir ecdadın evladıyız. Bu coğrafyada bin yıldır varız. Recep Tayyip Erdoğan, sadece binalar, köprüler, barajlar yapmadı. Sadece bu ülkenin insanlarına yollar, Avrasya Tünelleri, herkesin itiraz ettiği zamanda şehir hastaneleri yapmadı, Yusufeli’den Ilısu’ya kadar ülkenin dört bir tarafını hem enerji üretimiyle hem de sulamayla doldurmadı. Dünyanın en büyük havalimanından birisini yapmadı. Ben bu ülkenin evladıyım, hepinizin huzurunda söylüyorum. Hakkımızı yiyenlere eğer bugün itiraz edebiliyorsak, eğer Amerika bütün dünyaya haksızlık yaparken, ‘biz size bu haksızlığı yaptırmayız’ diyerek onları deşifre edebiliyorsak Recep Tayyip Erdoğan bu ülkenin evlatlarına özgüveni ve cesareti kazandırdı” diye konuştu.

    “Türkiye bambaşka bir zihniyet devrimi ortaya koydu”
    Vatandaşlara, ‘nerede bu devlet’ sözünü söyletmediklerini ifade eden Soylu, “Elazığ’dan Malatya’ya, Giresun Dereli’deki sel afetinden İzmir Depremi’ne, Antalya’daki, Muğla’daki yangından Antalya Kumluca’daki sel afetine kadar, Bartın, Kastamonu, Bozkurt, Çatalzeytin’den Sinop Ayancık’a kadar hemen hemen her noktada neyle karşı karşıya kalmışsak, Allah, millet, şu gökyüzü şahittir, çocukluğumuzda duyduğumuz, ‘nerede bu devlet’ sözünü bir kez milletimize söylettirmedik. ‘Allah devletten, milletten razı olsun’ sözünü söylettirdik. 2011’deki Van depreminde Türkiye bambaşka bir zihniyet devrimi ortaya koydu. Ben iyi hatırlıyorum. İstanbul’da 1999’daki depremde Yalova, Kocaeli, Sakarya’daki depremde günlerce insanların ne sıkıntı çektiğini, devletin ulaşamadığını gördük. Bugün 65 binin üzerinde ev yapıldı, 50 bini teslim edildi. Evler bu geçmişte bildiğimiz sosyal konut, afet evleri değil” diye konuştu.

    “Madem 50 yıllık plan yapıyorlardı bu kış donmamanın planını nasıl yapamadılar”
    Dünyadaki haksızlıkların karşısında Türkiye’nin olacağını kaydeden Soylu, “Hiç endişe etmeyin bu ülkede beş vakit ezanlar şu minarelerden okunuyor. O sadece bizi namaza çağırmıyor, çocuklarımızın kalbine işliyor. Merak etmeyin dünyadaki haksızlıkları bu milletin evlatları yıkacak. Ne olursunuz, başınız dik durun, Ayasofya’nın minaresi gibi dimdik olun. Hiç boynunuzu eğmeyin. Her şeyi gördük. Bize derlerdi, ‘Bu Avrupa, Amerika 10, 20, 50 yıllık plan yaparlar. Adım atarsanız adımınızı görürler. Dünyada onlardan izinsiz hiçbir iş olmaz.’ Madem 50 yıllık plan yapıyorlardı bu kış donmamanın planını nasıl yapamadılar” şeklinde konuştu.

    “Orada terör devleti kuramazsın, kurdurmadık, kurdurmayacağız”
    “Tam 300 yıldır etrafımızdaki coğrafyaya haksızlık üretiyorlar” diyerek sözlerini sürdüren Soylu, “İlk kez bunları böyle yakaladık. İlk kez 21. yüzyılın altyapısını tamamlamış bir şekilde bunları yakaladık. İngiltere demokrasinin beşiğiymiş, yıllardan beri böyle söylerdiler. Talimatla 3 ayda 3 başbakan değiştirdiler. Yıllarca gözümüzü boyadılar, yıllarca cesaretleriyle, güçleri ile bizi ezmeye çalıştırlar, etrafımızdaki coğrafyaya terör yuvaları kurdular, yıllarca besleyip büyüttüler. Yıllarca her gün neredeyse 10 ay yıldızlı tabuta sarılmış evlatlarımızın arkasından tekbir getirerek yürüdük. Yıllarca dediler ki, ‘terör devleti kuracağız.’ Nereye kuracaklar, Hakkari’nin burnundan başlayıp Hakurk’tan Hatay’a kadar Amerika, Avrupa terör devleti kuracak. Ey gafil Amerika, Ey gafil Avrupa sen bu Türk milletini tanımıyorsun, bilmiyorsun. Orada terör devleti kuramazsın, kurdurmadık, kurdurmayacağız. Recep Tayyip Erdoğan sadece bu ülkeye bina, şehir hastanesi yapmadı, zihniyet değiştirdi. Terörle nasıl mücadele edilmesi gerektiğinin zihniyetini değiştirdi. Türkiye’yi parçalamak, milli birlik ve beraberliğini bozmak isteyenlere izin vermedi. Doğu ile batının birbiriyle olan o farklılıklarının tamamını ortadan kaldırdı” ifadelerini kullandı.

    “Ey Amerika bırak şimdi Akıncıları, başına daha büyük bir bela geliyor”
    Bakan Soylu, şöyle devam etti: “Şimdi ne diyorlar, ‘İHA’ları, SİHA’ları ortadan kaldıracağız, yok edeceğiz.’ Sizin kralınız gelse bunu yapmaz, Amerika’nız gelse bunu yapamaz. Dünyada hangi ülkedeki muhatabımla karşı karşıya kalırsam, ‘bizi şu Bayraktar’ götürür müsünüz, orayı görmek istiyoruz’ diyorlar. Ey Amerika bırak şimdi Akıncıları, başına daha büyük bir bela geliyor, Kızılelma geliyor” dedi.

    “PKK’nın Türkiye’deki defterini düreceğiz”
    “Allah nasip edecek, 29 Ekim 2023 tarihinde, Cumhuriyet’in yüzüncü yılında, Türkiye yüzyılına adım atarken bu ülkenin dağlarında tek bir terörist kalmayacak” ifadelerine yer veren Soylu, “PKK’nın Türkiye’deki defterini düreceğiz. Sonra da Allah nasip edecek, Kandil’de, Suriye’de de nefes alamayacak. Eğer Türkiye’de terör olmasaydı 1984 ile 2019 arasındaki terörün maliyetini çıkarttık. 2019 rakamları ile 3 trilyon 722 milyar. Neler yapılabilirdi? Terör olmasaydı bin adet İstanbul Yavuz Sultan Selim Köprüsü, 10 adet Veysel Eroğlu Barajı gibi baraj, 10 bin kilometre hızlı demiryolu, 100 bin kilometre duble yol, bin adet hidroelektrik termik santrali, bir adet uluslararası ölçekte havalimanı, bin adet bin yataklı şehir hastanesi bin adet bin kişilik kütüphane, bin adet 24 derslik okul. Terör olmasaydı bunların hepsini bir arada yapabileceğimiz bir Türkiye tablosuyla karşı karşıya olacaktık” diye konuştu.