Etiket: iddia

  • Cinsel saldırı iddiasıyla bir kişi tutuklandı

    Cinsel saldırı iddiasıyla bir kişi tutuklandı

    Son günlerde Mudanya merkezde ve Güzelyalı Mahallesi’nde meydana gelen cinsel saldırı olayı ile ilgili olarak Mudanya İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş ekipleri tarafından yapılan çalışmalar ve mıntıkadaki 300’e yakın güvenlik kamera incelemesi sonrasında ekipler zanlıya ulaştı.

    Olayı gerçekleştirdiği tespit edilen 27 yaşındaki E.Y. eşkal bilgilerine istinaden tespit edildi .Müşterilerin de teşhis ettiği şahıs emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

  • Brüksel’de bombalı saldırı iddiası

    Brüksel’de bombalı saldırı iddiası

    Belçika’da dün akşamdan itibaren sosyal medyada dolaşmaya başlayan bomba iddiası halk arasında paniğe neden oldu. Söz konusu iddiaya göre Belçika polisine Rusça olarak gönderilen bir mailde, başkent Brüksel’de yeri ve zamanı bildirilmeksizin 8 Mart Çarşamba günü bombalı bir saldırı olacağı ihbarı yapıldığı paylaşıldı. Ayrıca polisin bu ihbarları gizlediği ancak insanların ailelerini korumak için gizlice uyarı yaptıklarını yazan mesajlar sosyal ağlarda yayıldı. Söz konusu iddiaların artmasının ardından polisin gece saatlerinden itibaren Brüksel metrosunda köpeklerin de kullanıldığı tarama operasyonları yaptığı bildirildi. Belçika medyasında aktarılan haberlere göre Belçika Ulusal Kriz Merkezinin de konuyu ciddiye aldığı ve yakından takip ettiğini doğruladığı bildirildi. İddialar nedeniyle ortaya çıkacak olası bir tehdide karşı Belçika istihbarat birimleri ve Federal polisin de Ulusal Kriz Merkezi bünyesinde toplanarak durum değerlendirmesi yaptıkları ve gerekli görüldüğü taktirde vatandaşların güvenliği kapsamında karar alabilecekleri belirtildi.

    Veriler analiz ediliyor

    Belçika Ulusal Kriz Merkezinin iç veriler ve dış verilerin derlenmesi ile elde edilen bilgilerin değerlendirildiği, olası bir tehlike halinde gerekli tedbirlerin alınacağını belirttiği aktarıldı. Öte yandan, federal polis makamlarının akşamdan itibaren Brüksel şehir merkezinde saldırı olacağı yönünde maillerin geldiğini doğruladığı ve tüm birimlerin teyakkuz halinde tutulduğunu bildirdiği aktarıldı. Yapılan aramalarda herhangi bir kanıta ulaşılmazken, Brüksel Savcılığının da konuya ilişkin bir soruşturma başlattığı belirtildi.
    Belçika’daki ABD Büyükelçiliği olası bomba ihbarına karşı güvenlik alarmı yayınlayarak, kalabalıklardan uzak durun çağrısında bulundu.

  • “Hatay’da su yok” iddialarına yanıt

    “Hatay’da su yok” iddialarına yanıt

    Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bölgedeki incelemelerini sürdüren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hatay Afet Koordinasyon merkezinde basın açıklaması gerçekleştirdi. Sosyal medyada yayılan “Hatay’da su yok” iddiaları hakkında konuşan Soylu, bu iddiaların asılsız olduğunu, sadece bugün Hatay’da 1 milyon 200 bin adet su dağıtıldığını söyledi. Deprem bölgelerinde yapılan çalışmalar hakkında da bilgi veren 332 çadır kent oluşturulduğunu, 1 milyon afetzedenin çadırda konakladığını aktardı. Soylu, sosyal medyada deprem konusunda dezenformasyon oluşturulması konusuna da değinerek, bu bağlamda 151 şahsın gözaltına alındığını kaydetti.

    “Bu acının onarılması için herkes seferber oldu”

    Hatay Afet Koordinasyon Merkezinde konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Bu acının onarılması için herkes seferber oldu. Bu seferberlik ülkemizin her noktasında devam ediyor. Şu ana kadar toplam 13 bin 72 artçı sarsıntı meydana geldi. Bunun yanı sıra toplam 26 bin 32 enkazda arama kurtarma yapıldı. Yani sadece yirmi altı bin otuz iki enkaz arama kurtarma yapıyor. Yine bunun yanı sıra özellikle 28 bin 300 toplam enkaz var toplam alanda. Hatay’da ise toplam 12 bin 218 enkaz var. 6 bin 832 de acil yıkılacak bina var. Yani toplam 19 bin 42 ağır hasarlı binanın dışında bina var” dedi.

    “Deprem bölgelerinde 332 çadır kent alanı oluşturuldu”

    Deprem bölgelerindeki vatandaşların barınmaları için gerçekleştirilen çalışmaları anlatan Bakan Soylu, “Yine bunun yanı sıra tüm deprem bölgelerinde 332 çadır kent alanı oluşturuldu. Hatay’ın toplamında ise 80. Toplam 375 binin üzerinde, sadece bunlar bizim bilgimizin içerisinde olan, bizim kurdurduğumuz çadırlar. 101 bin 168 çadır da sadece, yani bunun neredeyse 4’te 1’inden biraz daha fazlası, Hatay’da kuruldu. Toplam 1 buçuk milyon afetzede çadırda konaklamaktadır. Bunun 205 bini ise Hatay’da konaklamaktadır. 10 ilde toplam 209 konteyner alanı oluşturuldu. 62 konteyner alanı da Hatay’da oluşturuldu. Hatay’da 21 bin 895 konteyner kurulumu planlandı. Şu ana kadar da en son Katar konteynerlerinin bir bölümü daha geldi. Onlar da yerleştirildi. Toplam 3 bin konteynır Hatay’da kurulmuş oldu” şeklinde konuştu.

    “2 bin 482 tuvalet, 2 bin paket duş”

    Hatay’daki hijyen çalışmaları hakkında da bilgi veren Soylu, “Şu ana kadar Hatay’da toplam 2 bin 482 tuvalet ve bin 284 konteyner, şu ana kadar da 400’e yakın çamaşır makinesi özellikle çadır kentlere ve diğer noktalara kurulmuştur. Bunu şunun için ifade ettim. Bir taraftan ihtiyacını gideriyor, bir taraftan da halk sağlığını düşünebilecek en ince tedbirleri arkadaşlarımız itinayla almaya devam ediyorlar. Yani suyun klorlanmasından tutun onun temizlik oranına kadar her gün burada ayrı ayrı değerlendirilmektedir. 2 bin 360 paket de duş bölgelere dağıtılmıştır. Yaklaşık 2 bine yakın da çamaşır makinesi dağıtılmıştır. Dağıtılmaya devam edilmektedir” diye konuştu.

    “Bugün Hatay’da 1 milyon 200 bin adet su dağıtıldı”

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sosyal medyada yayılan ‘Hatay’da su yok’ iddialarına, “Özellikle su durumunu da ifade edeyim. Özellikle şebeke suları günlük ihtiyaçlarda kullanılıyor. Bu hem Sağlık Bakanlığımız, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüklerimiz belediyelerle kaymakamlıklar hep birlikte her gün bu takip edilmektedir. İçme suyu ihtiyacı için bölgeye sevk edilen ambalajlı sular sular ile şu ana kadar sağlanmıştır, sağlanmaya da devam edilmektedir. Sadece bugün Hatay’a verilen ambalajlı su adedi 1 milyon 200 bin adet. Şimdi dün akşamdan itibaren böyle bir şey çıktı; Hatay’ın suya ihtiyacı var. Anlıyorum, üzülüyoruz da. Yani biz bu masanın etrafında hepimiz çalışıyoruz. Burada Jandarma Genel Komutan vekilimiz de var, hem bu bölgeden hem de Suriye bölgesinden sorumlu tümgeneralimiz de var. İl Jandarma Komutanımız da var, emniyet müdürümüz de var, hepimiz çalışıyoruz, herkes çalışıyor.

    Burada sabahtan akşama kadar yani depremzedelerimize ulaşmak, onların bütün eksiklerini karşılayabilmek için canheraş bir mücadele var. Fakat öyle bir Sosyal medya dalgası yayılıyor ki, bu hakikaten hepimizi hem üzüyor hem de bazen çalışmaktan da alıkoyuyor. Bazen bununla beraber planlamamızı da altüst ediyor. Burada bir plan çerçevesine gidiyoruz. Planlamamızı da altüst ediyor. Yani sadece birtakım siyasi saiklerle burada görev yapan arkadaşların moralini bozabilmek için bir çaba ortaya konulduğu, apaçık ortadadır. 1 milyon 200 bin sudan bahsediyorum, bugün dağıtılan. Birileri buradaki vatandaşlarımızın bir vesileyle eksikliğini giderebilmek için elinden gelen gayreti gösterirken öteki taraftın meseleyi manipüle etmesi yanlış ve yalan üzerinden beyanda bulunması ne kadar doğrudur onu bilmiyorum” şeklinde yanıt verdi.

    Sosyal medyada dezenformasyon oluşturan 151 şahıs gözaltına alındı

    Bakan Soylu, sosyal medya üzerinde dezenformasyon oluşturan şahıslarla ilgili de çalışmalar yapıldığını söyleyerek, “Çok fazla dezenformasyonla karşı karşıya kalıyoruz. Bugün anlattığım gibi su meselesi dahil olmak üzere bin 90 hesap yöneticisini özellikle Siber Suçlar Daire Başkanlığı tespit etmiş, bunu savcılıklarımızla paylaşmış. 613 sosyal medya hesap yöneticisi hakkında işlem başlatılmış ve Cumhuriyet Başsavcılıklarından alınan talimat doğrultusunda da 151 şahıs gözaltına alınmış, 29’u da tutuklanmıştır” dedi.

    “Bugüne kadar bir tek kaçırma ve alıkonulma vakası bildirilmedi”

    Süleyman Soylu, sosyal medyada dolaşan bir başka iddia olan deprem bölgesindeki çocukların kaçırılması iddiası konusunda ise, “Bir bilgi de şunun için vereyim. İşte çocuklar kaçırıldı, çocuklar alıkonuldu. Buradan vatandaşlarımıza bir kez daha söylemek istiyorum emniyetimiz bu açıklamaları yapıyor. Jandarma bölgesi ve emniyet bölgesinde bugüne kadar tarafımıza bir tek kaçırma ve alıkonulma vakası bildirilmemiştir. Bizim de herhangi bir tespitimiz söz konusu değil. Hele organ mafyası gibi, yani dönem dönem, şehir efsanesi olarak nitelendirilen işlerin bir tanesi bile söz konusu değildir” ifadelerini kullandı.

  • e-Devlet’te ‘veri sızıntısı’ iddiası

    e-Devlet’te ‘veri sızıntısı’ iddiası

    Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi, yapılan detaylı kontrollerde e-Devlet Kapısı altyapısında herhangi bir veri sızıntısına rastlanmadığını bildirdi.

    Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisinden yapılan açıklamada, dün ortaya atılan e-Devlet Kapısı kullanıcılarının giriş bilgilerinin sızdırıldığı iddialarının gerçeği yansıtmadığı belirtildi.

    Açıklamada, “Yapılan detaylı kontrollerde e-Devlet Kapısı altyapısında herhangi bir veri sızıntısına rastlanmamıştır.” denildi.

    e-Devlet Kapısı altyapısında hiçbir kullanıcıya ait parola bilgisinin açık metin olarak saklanmadığı ifade edilen açıklamada, yalnızca parolalara ilişkin güçlü kriptografik algoritmalar ile geri döndürülemeyecek özet bilgiler karşılaştırılarak sisteme oturum açıldığı aktarıldı.

    Açıklamada, söz konusu iddialara temel teşkil eden verilerin, siber saldırganlar tarafından az sayıda kullanıcıya yönelik oltalama ve zararlı yazılım saldırıları sonucu kullanıcıların kendi cihazlarından elde edildiğinin anlaşıldığı belirtilerek, şöyle denildi:

    “Daha önce de benzer iddialarla e-Devlet Kapısı güvenliğiyle ilişkili dezenformasyon çalışmaları yapılmış olup, anılan olayların e-Devlet Kapısı altyapısı ile ilgisi bulunmadığı belirlenmiştir. e-Devlet Kapısı uluslararası bilgi güvenliği ve iş sürekliliği yönetim standartları uyarınca işletilmekte ve sunulan hizmetlerin güvenliği bağımsız güvenlik kuruluşlarınca düzenli olarak test edilmektedir. Bireysel cihazlara yönelik gerçekleştirilen saldırılar sonucunda hesap güvenliğinin tehlikeye düştüğü tespit edilen kullanıcılara e-Devlet Kapısı üzerinden gerekli bildirimler yapılmakta ve güvenlik süreçleri uygulanmaktadır.”

    “İKİ AŞAMALI GİRİŞ” TAVSİYESİ

    Siber güvenliğin ana öznesi olan bireye yönelik alınabilecek tedbirlerin, ulusal siber güvenliğin temelini oluşturduğu aktarılan açıklamada, “Dijital mecraları kullanırken veri mahremiyeti ile parola ve cihaz güvenliği konularında bireyler tarafından alınacak önlemler en etkin koruma yöntemidir. ‘İki Aşamalı Giriş’ özelliği, e-Devlet Kapısı’nda vatandaşlarımızın kullandığı e-Devlet parolasına ek bir güvenlik katmanı sağlamaktadır. Vatandaşlarımız e-Devlet Kapısı giriş işlemlerinde ‘İki Aşamalı Giriş’ özelliğini aktif hale getirerek e-Devlet Kapısı hesaplarını bireysel parola çalınma olaylarına karşı koruyabilirler.” değerlendirmesinde bulunuldu.

  • Bursa’da hastane müdüründen sağlık çalışanına tehdit iddiası

    Bursa’da hastane müdüründen sağlık çalışanına tehdit iddiası

    Yapılan delege seçimlerinde istediği sonucu alamayan ve sağlık çalışanlarından yeterli desteği bulamayan Şube Başkan adayı İlker Çelikcan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi Müdürü Tamer Elinç’in, Sağlık-Sen üyesi sağlık çalışanına tehdit ettiği iddia edildi.

    Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi bahçesinde Elinç’in bir sağlık çalışanına “Anandan emdiğin sütü burnundan getireceğim, sen benim kim olduğumu biliyorsun, seni bitireceğim” diyerek parmak salladığı ifade edildi.

    Elinç’in skandal ifadeleri sağlık çalışanın suç duyurusunda bulunurken, konu hakkında açıklamada bulunan Bursa Sağlık-Sen Şube Başkan Yardımcısı Mehmet Çiçekel ise, “İlker Çelikcan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi Müdürü Tamer Elinç’in, tasvip edilmesi asla mümkün olmayan davranışları hepimizin yüzünü kızartmıştır. Sağlık çalışanlarının hukukunu korumak zorunda olan, onlara bir idareci olarak destek olmak sorumluluğunda olan, hele hele bir sağlık çalışanı şiddete uğradığında onun yanında olması gereken bir yöneticinin bunu yapmaması gerekiyor. Ayıptır, utanç vericidir. Konu zaten yargıya intikal etmiştir. Bu haliyle hastane müdürü olarak o koltukta oturması da biz sağlık çalışanları için zul olmaktadır. Kendisi hakkında ayrıca idari soruşturma yapılması da yerinde olur” şeklinde konuştu.

  • 3 Gündür Kayıp Kızın Ai̇lesi̇nden Çarpıcı İddi̇a

    3 Gündür Kayıp Kızın Ai̇lesi̇nden Çarpıcı İddi̇a

    Kahramanmaraş’ın Andırın ilçesine ailesi ile birlikte orman işletme müdürlüğünün ağaç kesim işine çalışmaya giden 16 yaşındaki kızdan 3 gündür haber alınamazken, kız çocuğunu 35 yaşındaki evli ve 3 çocuk babası bir kişinin kaçırdığı öne sürüldü.

    Edinilen bilgiye göre, Andırın ilçesine ailesi ile birlikte ormanlık alanda ağaç kesim işinde çalışmaya giden 16 yaşındaki N.K. 8 Ağustos günü görüldü. N.K.’nin ailesi ise jandarmaya kayıp başvurusunda bulundu. Aile N.K.’yi beraber çalıştığı evli ve 35 yaşındaki Musa Ç.’nin zorla kaçırdığını öne sürdü. Osmaniye’nin Düziçi ilçesinde ikamet ettiği belirlenen Musa Ç.’yi de N.K. kaybolduğu günden bu yana gören olmadığı öğrenildi. Musa Ç.’nin yakalanması için jandarma ekipleri çalışma başlattı.

  • İYİ Parti’den yeni parti çıkıyor

    İYİ Parti’den yeni parti çıkıyor

    Son dakika haberi Ankara kulislerine bomba gibi düştü. İYİ Parti’den ihraç edilen ancak mahkeme kararıyla geri dönen İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ ve İYİ Parti’den istifa eden Adana Milletvekili İsmail Koncuk’un yeni parti kuracağı öğrenildi.

    Ümit Özdağ ve İsmail Koncuk’la ilgili gündem yaratan bir gelişme gelişme yaşandı. Sözcü yazarı İsmail Saymaz, bugünkü köşe yazısında; İYİ Parti’den ihraç edilen ancak mahkeme kararıyla geri dönen İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ ve İYİ Parti’den istifa eden Adana Milletvekili İsmail Koncuk’un yeni parti kuracağını yazdı.

    ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ  VURGUSU

    Ümit Özdağ’ın “Atatürk milliyetçiliği” çizgisini benimseyecek bir parti için hazırlıklara başladığını belirten Saymaz, Koncuk’un da “Evet partileşmek adına çalışma yapıyoruz. Ciddi sayıda bir kararsız milliyetçi ve Atatürkçü kitle var. Boşluğu doldurmak lazım” dediğini yazdı.

    NE OLMUŞTU?

    İsmail Koncuk, İYİ Parti’nin, 2. Olağan Kurultay’da Koray Aydın’ın başını çektiği iddia edilen bir yapının Genel İdare Kurulu (GİK) üyeliği seçimi için delegelere “oy verilmeyecekler” listesi gönderildiği iddialarıyla başlayan gerginliğin ardından partisinden istifa ettiğini duyurmuştu.

    Kurucuları arasında yer alan İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ da partisinin bazı politikalarından rahatsız olduğunu belirtmişti. İstanbul İl Başkanı hakkında FETÖ’cü iddiasında bulunan Özdağ, daha sonra partiden ihraç edilmişti. Mahkeme kararı ile ihracını bozduran Özdağ, İYİ Parti’ye geri dönmüştü.

  • CHP’den şok iddia: “AK Partililer aşı olmaya başladı”

    CHP’den şok iddia: “AK Partililer aşı olmaya başladı”

    CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, Çin’le sözleşmesi yapılan Covid-19 aşısının Türkiye’ye geldiğini ve 10 gündür AK Partili siyasilerle yakınlarına aşı yapılmaya başlandığı iddiasında bulundu.

    Çin’le yapılan aşı anlaşmasına ilişkin geçtiğimiz hafta TBMM’ ye yazılı soru önergesi sunarak, sözleşmenin detaylarını soran CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, konuyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı.

    CHP’li Emir, Çin aşısının, dün aşı programını başlatan İngiltere’den önce Türkiye’ye getirildiğini öne sürerek, şunları belirtti:

    “Çin aşısı 10 gündür Türkiye’de. Aşıyı getiren firma da her zamanki gibi yine Keymen İlaç oldu. Aşı 10 gündür el altından AKP’li siyasilere, aile dostlarına, nüfuzlu kişilere ve tanıdıklara yapılmaya başlanmış bile.

    Günlerdir aşının nasıl geleceğini, sözleşmenin detaylarını, aşının fiyatını soruyorduk. Bakanlık da toplumu bilgilendiriyor gibi yapıp aslında hiçbir bilgi vermiyor ve süreci kapalı bir şekilde yürütmeye devam ediyordu. Şimdi, bakanlığın süreci neden kapalı bir şekilde götürdüğü ortaya çıkmış oldu.”

  • Bilim insanlarından sıra dışı maske iddiası

    Bilim insanlarından sıra dışı maske iddiası

    ABD’li bilim insanları, vücuda sızan az sayıda patojenin neden olduğu enfeksiyonların bağışıklık oluşturabileceğini ve buna göre de maskelerin bazı insanlarda kaba bir aşı etkisi yapabileceğini iddia ediyor.

    ABD’de bilim insanları yüz maskelerinin toplu kullanımının koronavirüse(Covid-19) karşı bir tür ham ‘aşı’ görevi görebileceğini iddia etti. İnsanlardan, nefesten yayılan damlacıkları yakalamak ve virüsü farkında olmadan yayma riskini azaltmak için maske takmaları istendiği ifade edilirken; nüfusun büyük bir kısmı tarafından giyilen maskelerin, özellikle cerrahi ve kumaş olanların mükemmel olmadığı ve bazı viral partiküllerin kullanıcının hava yollarına girmesine izin verdiği belirtildi.

    ‘İDDİANIN KESİN OLARAK KANITLANMASI MÜMKÜN DEĞİL’

    Uzmanlar, insanları bu şekilde tekrar tekrar küçük miktarlarda Covid-19’a maruz bırakmanın vücutlarını virüsü tanıma ve virüsle mücadele etme konusunda eğitme olasılığı olduğunu böylece insanların bağışıklık kazanabileceğini öne sürüyor. Bu kanıtlanmamış olduğu ifade edilen iddianın, New England Journal of Medicine akademik dergisinde yayımlandığı belirtildi. Bu iddianın kesin olarak kanıtlanmasının mümkün olmadığı çünkü bunun için maskeli ve maskesiz kişilerin klinik deneylerde virüse maruz bırakılması gerektiği ve bunun da etik olmadığı ifade edildi.

    Maskelerin Covid-19’a karşı bir miktar bağışıklık sağlayabileceği fikrinin, asırlık bir aşılama tekniği olan ‘variolasyon’ (aşılama) teorisine dayandığı ifade edildi. ‘Variolasyon’un, yeniden enfekte olmayı önleyen koruyucu bağışıklık tepkisi oluşturmak için düşük dozlarda bir patojenle insanları kasıtlı olarak enfekte etme uygulaması olduğu belirtildi. Tartışmalı tekniğin, tarih boyunca insanları çiçek hastalığına karşı aşılamak için kullanıldığı, ancak sonunda onları daha güvenli hale getirmek için zayıflatılmış virüs formları kullanan modern aşılarla değiştirildiği aktarıldı. Kaliforniya Üniversitesi uzmanları bulaşıcı hastalık doktoru olan Dr.Monica Gandhi ve epidemiyolog Profesör George Rutherford yüz maskelerinin ‘variolasyon’ gibi çalışabileceğine inanıyor. Ghandi’nin, “Virüsü kapabilir ama asemptomatik olabilirsiniz. Yani, asemptomatik enfeksiyon oranlarını maskerlerle artırabilirseniz, belki bu popülasyonu aşılamanın (variolation) bir yolunu bulabilirsiniz” ifadelerini kullandığı belirtildi.

    ARAŞTIRMACILAR İNSANLARA ÖNLEMLERE UYMAYA DEVAM ETME ÇAĞRISINDA BULUNDU

    Bu iddianın arkasındaki bilim insanları, insanların önlemlere karşı kayıtsız kalmaması ve bağışıklık kazanmak için virüsü kasıtlı olarak yakalamaya çalışmaması gerektiğinin altını çizdi. Araştırmacılar, iddialarının Covid-19 hakkında henüz kanıtlanmamış iki geniş varsayımda bulunduğunu kabul ediyor.

    ELEŞTİRMENLER İDDİAYI REDDEDEREK UYARDI

    Eleştirmenlerin, insanların önlemlere kayıtsız kalması ve gereksiz riskler alması durumunda tehlikeli olabileceği konusunda uyarıda bulundukları bu iddiayı reddettikleri belirtildi. İddianın yer aldığı makalenin yazarları arasında olmayan Arizona’da bulunan bulaşıcı hastalık epidemiyologu Saskia Popescu’nun “Bu teoriyi destekleyebileceğimiz kadar veri yok. İnsanların sosyal mesafeye uyma, el hijyenine dikkat etme ve kalabalık ortamlarda bulunmama gibi diğer tüm korunma stratejilerini takip etmelerini istiyoruz” dediği belirtildi.

  • Bomba iddia! “Müslüm Gürses’i eşi Muhterem Nur öldürdü”

    Bomba iddia! “Müslüm Gürses’i eşi Muhterem Nur öldürdü”

    KKTC’de özel bir kanalda yayınlanan televizyon programa katılan şarkıcı ve oyuncu Yunus Bülbül, Arabesk sanatçısı Müslüm Gürses’in, eşi Muhterem Nur tarafından öldürüldüğünü ileri sürdü.

    KKTC’de yayın hayatını sürdüren bir televizyon kanalının programına konuk olan şarkıcı ve oyuncu Yunus Bülbül, yaptığı açıklamalarla gerek stüdyodakileri ve gerekse ekranları karşısındakileri şaşkınlığa uğrattı. Yakın dostu Müslüm Gürses ve hayat arkadaşı Muhterem Nur hakkında açılan bir sohbet sırasında kendisine konuşma fırsatı verilen Bülbül, “İlk kez açıklıyorum; Müslüm Gürses’i öldüren de Muhterem Nur’dur” şeklinde bir çıkış yaptı.

    Program sunucusu Fahriye Özay tarafından uyarılan ve ölmüş isimlerin arkasından böyle konuşmaması istenen Yunus Bülbül, açıklamasını tamamlamak istediğini söyleyerek konuşmayı sürdürdü.

    Bülbül, sözünü tamamlaması gerektiğini ve ilk defa böyle bir açıklama yaptığını belirterek şunları söyledi: “Biz Müslüm Baba ölmeden önce birkaç ünlü isimle birlikte Londra’ya gittik. Bu ziyaretimizden sonra da eve döndük. Muhterem Abla onu kontrole götürdü döner dönmez, ‘Ne oldu abla Müslüm Baba’ya?’ dedim. Kontrol yaptırmak istediğini söyledi ve Müslüm Baba’yı hastaneye götürdük, hiç bir şeyi yoktu. Yemin ediyorum.”

    Öte yandan Müslüm Gürses hayranları sanatçı Bülbül’e sosyal medyadan tepki gösterdi.

    Müslüm Gürses 2013 yılının Mart ayında hayatını kaybetmiş, Muhterem Nur da içinde bulunduğumuz yılın Mart ayında vefat etmişti. Muhterem Nur uzun bir süredir böbrek yetmezliği tedavisi görüyordu