Etiket: iftira

  • Varank: “İftiralarla karalamaya çalışan bir kesim var”

    Varank: “İftiralarla karalamaya çalışan bir kesim var”

    Bursa AK Parti Milletvekili Mustafa Varank ve AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, Mudanya Üniversitesi ziyaret ettikten sonra dünyanın dört bir yanına ihracat edilen siyah incirin üretildiği Mudanya Çepni Köyüne gelerek çiftçilerle hasat etti. Burada konuşan Varank, “Burada çiftçi arkadaşlarımızla beraber incir hasadına katıldık. Bildiğiniz gibi siyah incir, Bursa için coğrafi işaretli bir ürün. Zaten Bursa birçok alanda olduğu gibi tarım alanında da gerçekten Türkiye’nin önde gelen şehirlerinden, marka şehirlerinden bir tanesi. Bursa’nın en önemli ürünlerinden incirin hasadı arkadaşlarımızla beraber katılmak istedik. Buradaki ürünlerin bir kısmı ihracata gidiyor. Bir kısmı iç piyasada tüketiliyor. Burada tarımla uğraşan arkadaşlarımızdan bilgi aldık. Buradaki emekçi kardeşlerimizle Bursa’nın tarımını geliştirebilmek için özellikle Bakanlığımızla birlikte Valiliklerimiz ve kaymakamlıklarımız ile birlikte tüm Türkiye’de olduğu gibi Bursa’da da çalışmalar yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Çiftçimizi ve tüketici vatandaşlarımı memnun edecek çalışmalar yapıyoruz”
    Konuşmasına devam eden Varank, “Şu anda Türkiye’nin farklı yerlerinde yaşanan domatesle ilgili salça fabrikalarıyla ilgili konuları birebir takip ediyoruz. Ama bunun yanında diğer ürünlerle ilgili de arkadaşlarımızla birlikte sahadayız. Nasıl yardımcı olabiliriz? Çiftçimizi memnun edecek, üreticimizi memnun edecek. Ama aynı zamanda sofrasında bu ürünleri tüketen vatandaşlarımızı memnun edecek çözümleri geliştirmek için gayret ediyoruz. Bugün. İncirle ilgili bilgi aldık. Yakında tabii bu bölge aynı zamanda zeytin bölgesi, zeytin hasadı başlayacak. Bununla ilgili de hem Bakanlığımız, hem Tarım Bakanlığımız, hem Ticaret Bakanlığımız gerekli çalışmaları sürdüyor. İnşallah şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonraki dönemde de Bursa’mızı geliştirmek için, tarımda da liderliğini devam ettirmek için inşallah çalışmalara devam edeceğiz” dedi.

    “İftiralarla karalamaya çalışan bir kesim var”
    Bakanlığın açıkladığı destekleri karalamak için iftara atıldığını belirten Varank, “Bildiğiniz gibi Tarım Bakanlığımız yeni dönemde uzun vadeli olarak ve ürüne dayalı, planlamaya dayalı yeni bir destek sistemini tüm Türkiye’ye ilan etti. Ben buradan özellikle şunun altını çizmek istiyorum. Bu destekleri farklı yalanlarla, iftiralarla karalamaya çalışan kesimler var. Şu destek kalktı, bu destek kalktı diyenler var. Çiftçimiz zaten işin ne olduğunun. gayet bilincinde. Ama vatandaşlarımızın da şunun bilmesini istiyorum. Lütfen bu yalanlara inanmayın. Özellikle Tarım Bakanlığı’mızın yeni açıkladığı destekler hem daha önceki desteklerin ilerisinde olup aynı zamanda Türkiye’de planlamayı getirerek daha dengeli üretimi sağlayacak. Desteklerden çiftçilerimiz de istifade edecek. İnşallah bunun sofraya yansımasını da vatandaşlar olarak hep birlikte görmüş olacağız” diye konuştu.

  • İftira kurbanı doktor görevine döndü

    İftira kurbanı doktor görevine döndü

    Göreve başlamadan önce Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde kendisine ait sosyal medya hesabından açıklama yapan Dr. Ufuk Salman, yaşanan süreçte kendisini yalnız bırakmayan dostlarına ve ailesine teşekkür ederken, olayın müsebbipleri hakkında yasal sürecin sonuna kadar devam edeceğini açıkladı.

    Dr. Salman, “Biliyorsunuz hepinizin malumu. Çok trajik ve o kadar da komik bir süreç atlattık. Bugün itibari ile görevimin tekrar başındayım. Maalesef süreç boyunca çok fazla detaylı konuşamadık. Ama böyle bir video paylaşmak istedim. Öncelikle teşekkür, sonrasında hesaplaşma olacak. Teşekkür ki, bir ömür boyu hissedeceğim bir teşekkür bu. Gönlümde bir ömür boyu unutmayacağım insanlar için hayatımın sonuna kadar vefa borcumun sabit kalacağı insanlar oldu. Bunlar, başta arkadaşlarım, dostlarım ve tabii ki ailem. Benden hiçbir zaman umudunu kesmeyip, desteklerini her zaman aktardıkları için onlara çok teşekkür ediyorum. En başta dediğim gibi bir ömür boyu bunlar vefa borcum olacaktır. Gecesi gündüzüne karışan benimle aynı sıkıntıları çeken öncelikle ailem, arkadaşlarım, dostlarım. Süreç gerçekten talihsiz ve trajik bir durumdu. Ama sonuç olarak işime geri dönmüş oldum. Hem de Savcılık, Valilik ve İl Sağlık Müdürlüğü ile birlikte netleşmiş oldu. Karşı tarafın iddialarının tamamen asılsız olduğu, iftira niteliğinde olduğu netleşmiş oldu. Ve görevime geri dönebilecek durumdayım şu anda. Ben de tabii ki en başından beri görevime dönmek istiyordum zaten. Ve bu sürecin sonunda Bir de hesaplaşma olacağını söylemiştim. Bu hesaplaşma tahmin edeceksinizdir ki, karşı taraf ile ilgili. İddiaları asılsız olduğu ortaya çıkan hatta ve hatta meslektaş demekten utandığım yüzüme bile bakamayacak olan bazı birkaç kişi içinde hukuki süreci devam ettiriyoruz avukatım ile birlikte. Benim en başından beri gönlüm ferah, alnım ak idi. Sonuçta netleşmiş oldu. Sizlerle bunu paylaşmak istedim. Sevgili dostlarım müsterih olsun. Süreç beni bu durumu yaşatanlar cezasını alana kadar devam edecektir. Yüzüme bakamayacak olanlar için de saygı içinde sevgi içinde insaniyet namına cezalarını çekmesini sağlayacağıma buradan söylemek istiyorum” dedi.

  • İnce adına sahte dekont düzenleyenler davada

    İnce adına sahte dekont düzenleyenler davada

    Ankara 35. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya bazı tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı. İddianamenin özetinin okunmasının ardından sanıklara söz verildi. Sanık Salim Faruk Kızılırmak, müşteki İnce’ye ait görüntüleri WhatsApp hesabına kimin yolladığını ve bahse konu görüntüyü paylaşıp paylaşmadığını hatırlayamadığını iddia etti. Sahte müstehcen görüntüleri “Gezginler canlandı” adlı WhatsApp grubundan yaydığı iddiasını da reddeden sanık, “Avukatım bu videonun sayın İnce’yle bir ilişkisi olmadığını söyledi. Sahte olan banka dekontlarını ben üretmedim. Herhangi bir bilgim yoktur. Paylaşım içeriğindeki yorum benim oluşturduğum yorum değildir. Başkasının yorumunu kopyalamış olabilirim. Daha önce sayın İnce lehine 4-5 tane paylaşımım mevcuttur. Bir önceki seçimde Muharrem İnce lehine çalıştım, oyumu da kendisine verdim” diye konuştu.

    Kızılırmak, cezaevindeyken kalp krizi geçirdiğini, Etlik Şehir Hastanesinde tedavi görmesinin ardından tahliye olduğunu ve sonra annesinin de hasta olduğunu öğrendiğini belirterek, ona bakmakla yükümlü olduğundan imza atma adli kontrol tedbirinin kaldırılmasını talep etti.

    “İnce’nin ithamları beni çok üzdü”

    Sanık Gülsün Ağacık da hiçbir siyasi partiye üye olmadığını söyledi. Muharrem İnce’nin son yıllardaki açıklamalarını doğru bulmadığını belirten Ağacık, “Ben Atatürkçüyüm. İnce’nin ithamları beni çok üzdü, kendisini engelledim. Dekont olayının sahte olup olmadığını bilmiyorum. Söz konusu paylaşım sosyal medyada birçok kez paylaşıldı. Sosyal medyanın bir gücü var. Tanınmış kişiler de paylaşınca olayın gerçek olduğunu düşünüyorsunuz. Diğer sanıklarla ilk kez nezarethanede tanıştık. Zaten sonrasında söz konusu paylaşımın yanlış olduğunu anlayınca sildim. Ben bile isteye kimseye zarar verecek biri değilim” ifadelerine yer verdi.

    Sanık Mustafa Cengiz Çakar da 32 yıl kamuda görev yapmış 43 yıllık bir doktor olduğunu, sosyal medyadaki paylaşımı nedeniyle suçlandığını ancak paylaşımdaki bilgi ve belgeleri kendisinin üretmediğini ifade etti. Sanık Çakar şunları söyledi:

    “Ben yalnızca vergi veren bir vatandaş olarak dekontu görünce ‘Bizim vergilerimiz’ yazısını yazdım. Kimseye hakaret etmedim. Herhangi bir gizli belge ele geçirmiş değilim. Suç işleme kastım yoktur. 2018 seçimlerinde de İnce’yi destekleyen birisiydim. Böyle sahte içerikler bizi de aldattı. Mağdur edilmiş durumdayım.”

    Sanık Seyfullah Turan da dekont görselini kendisinin oluşturmadığını savundu. Sosyal medyadaki dekontun sahteliğini anlayacak kadar uzman olmadığını ifade eden sanık Turan, “Bir belgenin sahte olup olmadığını grafoloji uzmanının incelemesi gerekmektedir. Paylaşımda mağdurların sadece isimleri geçmektedir. Bunlar kişisel veri niteliğinde bilgiler değildir” ifadelerini kullandı.

    “Belgenin sahte olduğunu da anlayamadım”

    Sanık Tülin Köksal da dekontun sahte olup olmadığını bilmediğini, evrakı kendisinin hazırlayacak kadar teknolojiyi bilmediğini söyledi. Köksal, “Ben tamamen gazetecilik refleksiyle bu paylaşımda bulundum. Bu belgenin sahte olduğunu da anlayamadım. Gazeteci olarak bilindiğim için ciddi bir saldırıya uğradım ve kullanıcı adı kısmını değiştirdim ve sonrasında sahte dekont yayınladığım için özür diledim. Ben 40 yıllık gazeteciyim. Hakkımda yaptığım haberle ilgili hiçbir dava açılmadı. Ben yaptığım hata için sayın İnce’den tekrardan özür diliyorum” dedi.

    Beyanların ardından ara kararını açıklayan mahkeme, savunmaları alınan sanıklar hakkında devam eden adli kontrol tedbirlerinin ayrı ayrı kaldırılmasına karar verdi. Savunması alınmamış sanıklar hakkında mevcut adli kontrol tedbirlerinin devamına hükmeden mahkeme, duruşmayı 21 Şubat 2024 tarihine erteledi.

  • Kız öğrencilerden müdüre ‘taciz’ iftirası

    Kız öğrencilerden müdüre ‘taciz’ iftirası

    İstanbul Sözleşmesi ya da tam adıyla ‘Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ ile ilgili tartışmalar devam ederken, ödüllü bir okul müdürü, daha 13-14 yaşlarında olan kız öğrencilerinin şiddetine maruz kaldı. Aydın’ın Karacasu ilçesinde bulunan Ataköy Ortaokulu’nda görev yapan okula kazandırdığı sıfır atık sistemi ve güneş panelleri gibi çevre dostu projeleri, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ödüllendirilen Denizlili Okul Müdürü Yasin Kaygısız, 8. sınıfta öğrenim gören bir grup kız öğrenci derslerine odaklanamayınca tabletlerini alarak odasına kilitledi.

    Kız öğrencilerin attığı iftira nedeniyle 1 yıldır okul ve öğrencilerinden uzak kaldı

    Bu durumu hazmedemeyen 3 kız öğrenci, akıl almaz bir intikam planı kurdu. Okul müdürünün kilitlediği odasında kendilerine cinsel istismarda bulunduğunu öne süren öğrencilerin aileleri, müdür hakkında suç duyurusunda bulundu. Müdür Kaygısız, başlatılan adli ve idari soruşturmada 2022 yılının Mart ayında açığa alındı. Okula atanan yeni okul müdürden tabletlerini geri alan kız öğrenciler, yargılama sürecinde çelişkili ifadeler verince soruşturmanın seyri değişti. Yapılan incelemede sürekli izlenen müdür odası kapısının kapanmadığı, müdürün öğrencilerini taciz etmesi için uygun zeminin olmadığı belirlendi. Bu delillere istinaden suçsuz olduğu ortaya çıkan Müdür Kaygısız, geçtiğimiz hafta görülen son duruşmada beraat etti. Halen açıkta bulunan Kaygısız’ın göreve iadesinin müfettiş incelemesinin ardından gerçekleştirileceği öğrenildi.

    “Müdürün odasını 24 saat çekim yapan bir kamera var”

    Topladıkları delillerle okul müdürünün suçsuz olduğunu ortaya çıkardıklarını belirten Avukat Fersu Ege Kandemir, “2 Şubat 2023 tarihinde Karacasu’da örnek nitelikte bir karar verildi. Ataköy Ortaokulu müdürümüz Yasin Kaygısız berat etti. Kendisi 3 çocuğun cinsel istismar suçundan yargılanıyordu. Çocuklar 8. sınıf öğrencileri. Müvekkilimiz Yasin Kaygısız’ın öğrencilerini odalarına çağırarak, cinsel taciz eylemlerde bulunduğu, eliyle çocukların sırtları ve omuzuna dokunduğu, dizinin de dizlerine değdiği gibi gibi bir takım söylemler vardı. Yapılan tespitler yetersizdi. Bizler de konuyla ilgili daha derinlemesine bir çalışmaya girdik. Müdürün odasını 24 saat çekim yapan bir kamera var. Çocukların söylediği olay günü izlenen kayıt tutanağında müdürün kapısının kapanmadığı ortaya çıktı. Eğer 3-4 tane öğrenciyi odasına toplayıp, yanlış davranışlarda bulunacaksa kapıyı kapatması gerekiyordu. Onların söylediği tarihte müdür Kaygısız, hiçbir taciz eyleminde bulunmadı” dedi.

    “Yeni okul müdürlerinden tablet ve telefonlarını istemişler”

    Yeni müdürden tablet ve telefonlarını istemeleri sonrası gerçeğin ortaya çıktığını ifade eden Kandemir, “Kendileri ifadelerde döküldü. Çocuklar okul müdür hakkında, ‘Hocamız bizi çok büyük yaptırımlara tabi tutuyordu. Tablet ve telefonlarımızı aldı’ diye ifade vermişler. Müdürümüz hakkında yapılan ithamlardan sonra müfettişler yaptıkları soruşturma sonucunda Yasin Kaygısız’ı görevden aldılar ve okula yeni bir müdür atandı. Öğrenciler, yeni okul müdürü göreve başladığı gün kendisinden kilitli odada bulunan telefon ve tabletleri istemişler. Tabi Yasin Kaygısız, öğrencilerin derslerine daha iyi adapte olması ve derslere odaklanması için tablet ile telefonları toplamış. Öğrenciler telefon ve tabletin toplanmasının üzerinde 3-4 gün geçmesi sonrasında böyle bir planın içerisine giriyor. Yeni müdürde atandığı gün ilk istedikleri şeyler bunlar oluyor. Yeni müdür anlatmasa bu durumu fark etmeyecektik” diye konuştu.

    “İddiaları sadeleştirmeye ve basitleştirmeye başladılar”

    Öğrencilerin gerçeğin ortaya çıkması sonrası ifadelerinin çeliştiğini ifade eden Kandemir, “Suçlamanın müdürün kendi odasına cep telefonları ile tabletler koymasıyla ile ilgili bir bağlantısı olduğunu anladık ve bunu mahkemeye savunma olarak sunduk. Çocuklar ise ‘Biz bunu şu sebepten ötürü yaptık’ demiyorlar da söyledikleri iddiaları, sadeleştirmeye ve basitleştirmeye başladı. Yani çelişkili ifadeler vermeye başladılar. Hakim de bu şüpheli ifadeleri analiz etti. Cinsel içerikli hiç bir eylem yapılmadığını tespit edilen Yasin Kaygısız hocamız berat etti” dedi.

  • AK Parti Sözcüsü Çelik: “İftira kampanyası”

    AK Parti Sözcüsü Çelik: “İftira kampanyası”

    AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında yaptığı açıklamalara sosyal medya hesabından tepki gösterdi.
    Çelik açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
    “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugün Cumhurbaşkanımız ve ailesiyle ilgili yaptığı açıklamaları şiddetle kınıyoruz. Kılıçdaroğlu’nun beyanları, bir siyaset biçimi değil iftira kampanyasıdır
    Kılıçdaroğlu, şimdiye kadar bir sürü temelsiz iddia ortaya atıp belge bilgi açıklayacağım dedi. Ancak açıklamaları hiçbir siyasi netice doğurmadı. Tüm bu açıklamalar çevre kirliliğinden başka bir şey üretmemiştir.
    Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanımızla ilgili “kaçacak” ifadesini kullanmış. Bunu daha önce de söylemişti. Ancak milletimiz 15 Temmuz gecesi kimin tanklara karşı milletiyle beraber direndiğini, kimin de tankların yol vermesiyle kaçtığını görmüştür.
    Kılıçdaroğlu’nun devlet bürokrasisini sürekli olarak tehdit etmesi, Türkiye Cumhuriyeti devletini işlemez hale getirmeye dönük bir teşebbüstür. Bu hiçbir şekilde siyasi bir yaklaşım değil, geçmişte örnekleri görülen bir vesayet arayışıdır.
    Kılıçdaroğlu’nun ülkemizi istikrarsızlaştırmaya dönük beyanları, cılız kalmaya mahkumdur. Bu beyanlar millet odaklı bir siyaset anlayışından yoksundur. Başkalarının dediklerinin kötü bir tercümesidir.
    CHP yönetimi, siyasete nefret yazılımı yüklemeye çalışıyor. Bu CHP’ye gönül vermiş vatandaşlarımızın hak etmediği bir durumdur. Nefret siyasetine karşı durmaya kararlıyız. Cumhurbaşkanımızı hiç kimse nefret siyasetinin diliyle tehdit edemez.
    Cumhurbaşkanımıza nefret siyasetiyle saldıranlara gerekli karşılığı siyaset ve hukuk temelinde vermeye devam edeceğiz.”

  • Johnny Depp ile Amber Heard’ün iftira davası başladı!

    Johnny Depp ile Amber Heard’ün iftira davası başladı!

    Hollywood’un en olaylı boşanmalarından biri olan Johnny Depp ile Amber Heard’ün iftira davası dün Londra’da başladı. Heard, gazetecilerin önünden kız kardeşi Whitney ile avukatı Jennifer Robinson’ın elini tutarak geçti.

    Bir zamanların ikonik çifti Johnny Depp ile Amber Heard arasındaki iftira davasının ilk duruşması dün Londra’daki Yüksek Mahkeme’de görülmeye başlandı. İkilinin avukatları ise Depp ile Heard’ün aynı anda mahkeme binasına ulaşmaması için gerekli önlemleri aldı. Mahkeme binasına ilk gelen Amber Heard oldu.

    Amber Heard, siyah bir elbise giyerken, corona virüsünden korunmak için maske yerine kırmızı bir bandana kullandı. Ünlü oyuncuya kız kardeşi Whitney ile avukatı Jennifer Robinson el ele eşlik etti.

    Eski eşi Heard’e şiddet uyguladığı iddia edilen Johnny Depp de daha sonra avukatıyla birlikte mahkeme binasına geldi. İki tarafın avukatları kendi alanlarında başarılı ve isim yapmış kişiler. Depp’in avukatı David Sherborne, aralarında Meghan Markle’ın da bulunduğu ünlülerden oluşan bir müvekkil geçmişine sahip.

    1.2 MİLYON DOLARA MAL OLDU

    Depp’in itibar meselesi olarak gördüğü dava şimdiden kendisine 1.2 milyon dolara mal oldu. Depp, dava boyunca mahkemeye sunduğu ses kayıtları ve görüntüler ile kendisinin şiddet gördüğünü ve çıkan haberler yüzünden bazı filmlerdeki rollerini kaybettiğini kanıtlamaya çalışacak.

    Ünlü aktörün avukatları, evlilikleri boyunca Heard’ün kendisini Elon Musk, James Frango ile kendi evlerinde aldattığını iddia eden belgeler sundu.

    Depp, ifadesinde zor bir ailede büyüdüğünü ve 14 yaşından beri uyuşturucu kullandığını açıkladı. Evliliğini kurtarmak için çabaladığını söyleyen Depp, “Heard yatağımıza ‘pisleyince’ boşanmaya karar verdim” dedi.

    2015 yılında özel jetinde Heard’ün şiddetinden kaçmak için kendisini tuvalete kitlediğini belirten Depp’e dava süresince eski sevgilileri Vanessa Paradis ve Winona Ryder’ın da uzlaşmacı biri olduğuna dair şahitlik edeceği öğrenildi.

    NE OLMUŞTU?

    Johnny Depp ile Amber Heard’ün 2015 yılında başlayan evlilikleri, iki yıl sonra aile içi şiddet haberlerinin ardından olaylı bir şekilde bitmişti. Heard, evlilikleri boyunca sürekli olarak şiddet gördüğü iddialarının ardından çift, 7 milyon dolar tazminat karşılığında anlaşmaya varmıştı. Ardından Depp, asıl şiddete uğrayan kişinin kendisi olduğunu söyleyerek Heard’e 50 milyon dolarlık tazminat talebiyle karalama davası açtı. (Sözcü)