Etiket: ihbar tazminatı

  • Yargıtay’dan emeklileri için tazminat kararı

    Yargıtay’dan emeklileri için tazminat kararı

    Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, milyonlarca özel sektör çalışanıyla alakalı önemli bir karara imza attı. Yüksek Mahkeme; iş sözleşmesinin işçinin iradesi ile gerçekleşen emeklilik sureti ile sona erdiği hallerde, işçinin ihbar tazminatı talep hakkının olmadığına hükmetti.

    18 sene boyunca çalıştığı işyerinde emekliliği hak etmesine rağmen çalışmayı sürdüren işçi, işten atılınca soluğu mahkemede aldı. İş Mahkemesi’ndeki davada ifade veren davacı, kıdem ve ihbar tazminatları ile diğer bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etti. Davalı şirket sahibi ise davacının emekli olacağı gerekçesi ile işten ayrıldığını, bu sebeple tüm haklarının ödendiğini öne sürdü. Mahkeme; davacının Sosyal Güvenlik Kurumu’na emeklilik sebebiyle bildirimde bulunulmuş ve çıkış yapılmış ise de, çalışmanın kesintisiz olarak devam ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verdi. Davalı patron kararı temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.

    Emsal nitelikte bir karara imza atan Yüksek Mahkeme, işçinin kendi isteğiyle emekli olmasına durumunda ihbar tazminatı alamayacağına hükmetti. Kararda şöyle denildi: “Taraflar arasında davacının ihbar tazminatı hesabında dikkate alınacak çalışma süresi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir sebep olmaksızın ve usulüne uygun bildirim öneli tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. Mahkemece, davacının tüm çalışma süresine göre hesaplanan kıdem ve ihbar tazminatı alacakları hüküm altına alınmıştır. Emeklilik sebebi ile kısmi olarak ödenen kıdem tazminatının mahsubu isabetli ise de; ihbar tazminatına ilişkin hesaplamada; emeklilik öncesi dönemin dikkate alınması yerinde değildir. İş sözleşmesinin işçinin iradesi ile gerçekleşen emeklilik sureti ile sona erdiği hallerde, işçinin ihbar tazminatı talep hakkı olmadığından; bu tazminatın, 07/12/2013-03/02/2015 tarihleri arasındaki emeklilik sonrası çalışılan süre dikkate alınarak 4857 sayılı İş Kanunu ‘nun 17. maddesi uyarınca 4 haftalık bildirim süresi karşılığı hesaplanması gerekmektedir. Belirtilen husus gözetilmeden emeklilik öncesi çalışma süresi de eklenerek 8 haftalık bildirim süresi karşılığı hesaplanan miktarın hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Mahkeme hükmünün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.”

  • Kıdem tazminatı tavanı belli oldu

    Kıdem tazminatı tavanı belli oldu

    Yeni memur maaşlarının belli olmasıyla beraber 2021 kıdem tazminatının tavanı belli oldu. 2021 yılında kıdem tazminatında tavan rakam 7638,96 TL olarak belirlendi. Kıdem tazminatında taban rakam ise 3 bin 577 lira olarak hesaplanmıştı.

    Kıdem tazminatı tavanı 1 Temmuz-31 Aralık için 7 bin 117,17 lira olarak uygulanıyordu.

    Bugün Türkiye İstatistik Kurumu’nun Aralık 2020 enflasyon oranını açıklamasıyla birlikte 2020’nin genel enflasyonu da ortaya çıktı.

    Enflasyon aralık ayında yüzde 1,25 olarak gerçekleşti. Yıllık enflasyon ise 14,60 oldu.

    KIDEM TAZMİNATI BELLİ OLDU

    Memur maaşlarının da belli olmasıyla birlikte 2021 için uygulanacak kıdem tazminatı ortaya çıktı. 2021 yılında kıdem tazminatında tavan rakam 7638,96 TL olarak belirlendi.

    KIDEM TAZMİNATI TAVANI NASIL HESAPLANIYOR?

    Kıdem tazminatının tavanı, en yüksek devlet memuruna ödenen emekli ikramiyesine endekslenirken, en düşük kıdem tazminatı da asgari ücrete bağlı olarak artıyor.

    Asgari ücret son yıllarda sadece yılda bir defa arttırılıyor. Asgari ücrete 2021 yılı için yüzde 21,56 zam yapılması sonrasında en düşük kıdem tazminatı tutarı da 3 bin 577 liraya yükselmişti.

    SON İKİ YILDAKİ KIDEM TAZMİNAT TAVANI TUTARLARI

    Kıdem tazminatı tavanı bir işçiye verilecek üst sınırı ifade ediyor. Kıdem tazminatı tavanı 6 ayda bir belirleniyor.

    İşte son iki yılda belirlenen kıdem tazminatı tavanı tutarları…

    01 Temmuz 2020 – 31 Aralık 2020: 7.117,17 TL

    01 Ocak 2020 – 30 Haziran 2020: 6.730,15 TL

    01 Temmuz 2019 – 31 Aralık 2019: 6.379,86 TL

    01 Ocak 2019 – 30 Haziran 2019: 6017,60 TL

    01 Temmuz 2018 – 31 Aralık 2018: 5.434,42 TL

    01 Ocak 2018 – 30 Haziran 2018: 5.001,76 TL

  • Maaş ve masai alacaklarıyla ilgili Yargıtay’dan flaş karar

    Maaş ve masai alacaklarıyla ilgili Yargıtay’dan flaş karar

    Bir restoranda garson olarak çalışan genç, işten çıkarıldı. İş Mahkemesi’nin yolunu tutan mağdur garson, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek, ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etti. Mahkemede ifade veren restoran işletmecisi, davanın reddine karar verilmesini istedi. Tarafları dinleyen mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar verdi.

    Kararı davalı işletmeci temyiz etti. Devreye giren Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, 4857 sayılı İş Kanunu’nda ’ücretin’; ’bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak’ tanımlandığına dikkat çekti. Kararda; ücreti ödenmeyen işçinin, bu ücretini işverenden dava ya da icra takibi gibi yasal yollardan talep etmesi mümkün olduğu gibi, ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini yerine getirmekten kaçınması da mümkün olduğu hatırlatıldı. İşverenle çekişme içine girmek isteyen işçinin haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkının da bulunduğunun vurgulandığı kararda şöyle denildi:

    ‘TANIKLA İSPATI MÜMKÜN DEĞİL’

    “Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önem taşımaz. Ancak, ücretin ödenmediğinden söz edilebilmesi için ücret ödeme döneminin gelmiş olması ve işçinin bu ücrete hak kazanmış olması gerekir. Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.”

    KARARI OY BİRLİĞİYLE BOZDU

    Yargıtay, davacının talebinin eksik ücret ödenmesine ilişkin olmasına karşın; mahkemece son iki aylık ücretin ödenmemesine dair değerlendirme yapılması ve davacının talebi olmayan son iki aylık ücret alacağının kabulüne karar verilmesini yasaya aykırı buldu. Mahkeme kararının oy birliği ile bozulmasına hükmedildi.

  • 5 soruda kıdem tazminatı düzenlemesiyle ilgili bilinenler

    5 soruda kıdem tazminatı düzenlemesiyle ilgili bilinenler

    Hükümet ve sendikalar ‘İstihdam Kalkanı’ projesi kapsamında kıdem tazminatlarında işçi aleyhine pek çok düzenleme içeren ‘Tamamlayıcı Emeklilik Düzenlemesi’ için görüştü.

    Çalışma, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ve Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak dün işçi ve işveren temsilcileriyle yeni düzenleme hakkında toplantı yaptı.

    İşçi ve işveren sendikalarının düzenlemeye sıcak bakmadığı biliniyor. İşte yeni kıdem tazminatı düzenlemesi hakkında bilinenler.

    1) Düzenleme ne?

    Tamamlayıcı Emeklilik Düzenlemesi çalışanların kıdem tazminatı için iş verenin aylık ayırdığı primin bir kısmının bir fonda toplanması düzenlemesine verilen isim. Düzenlemeye göre işçinin kıdem tazminatını oluşturan aylık brüt maaşın yüzde 8,33’lük kısmının yüzde 3’ten bir miktar fazlası oluşturulacak fona aktarılacak. Yani işçinin 11 günlük kıdemi devlet fonuna aktarılırken kalan 19 günlük kıdeminin sorumlusu yine işveren olacak. Üzerinde durulan başka bir formüle göre ise çalışanın katkı zorunluluğu olmadığı seçenekli bir formül üzerinde duruluyor.

    2) Ne zaman yürürlüğe girer?

    Yeni kıdem tazminatı düzenlemesinin 2021 yılından önce yürürlüğe girmesi beklenmiyor.

    3) Mevcut çalışanların kıdemi etkilenecek mi?

    Sistemin mevcut çalışanların kıdem tazminatı haklarını etkilemesi beklenmiyor. Düzenlemenin yeni işe girenleri kapsaması üzerinde duruluyor.

    4) Para ne zaman çekilecek?

    Düzenlemede en fazla tepki çeken unsurlardan biri işten kovulan vatandaşın kıdem tazminatının ilgili kısmını çekmeye 60 yaşından önce hak kazanamayacak olması. Evlilik ve ilk konut alımı gibi istisnai durumlarda biriken kıdemin sınırlı olarak çalışana verilmesi öngörülüyor.

    5) Sendikalar ne diyor?

    Sözcü’nün edindiği bilgilere göre dün Ankara’da hükümet tarafı sendikalar ile görüştü ve bu görüşmede sendikalar düzenlemeye net bir biçimde karşı olduklarını söyledi.

  • Yargıtay son noktayı koydu: “İstifa etse bile alabilir”

    Yargıtay son noktayı koydu: “İstifa etse bile alabilir”

    Milyonlarca calışanı ilgilendiren karar Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nden geldi.

    Usta öğreticisi olarak çalışan işçi, ücret alacaklarının ödenmediği gerekçesiyle istifa etti.

    İşverenden ücret alacaklarını, fazla mesai ve kıdem tazminatını talep eden işçi, hakkını alamayınca İş Mahkemesi’nin yolunu tuttu. İş sözleşmesini haklı olarak feshettiğini belirten işçi, kıdem tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etti. Davalı işveren avukatı ise davacının çalışmasının istifa ile sona erdiğini öne sürdü. Mahkeme davanın kısmen kabulüne hükmetti. Kararı taraf avukatları temyiz etti.

    Milyonlarca calışanı ilgilendiren karar Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nden geldi. İşçinin emeğinin karşılığı olan ücretin işçi için en önemli hak, işveren için de en temel borç olduğunun hatırlatıldığı Yargıtay kararında; 4857 sayılı İş Kanunu’nun 32/4. maddesinde ücretin en geç ayda bir ödeneceğinin hüküm altına alındığı vurgulandı.

    Bu durumun aksi bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılmadığı sürece işçinin ücreti bir ay çalışıldıktan sonra ödenmesi gerektiği dile getirildi. Ücreti ödenmeyen işçinin bu ücretini işverenden dava ya da icra takibi gibi kanuni yollardan talep etmesinin mümkün olduğunun belirtildiği kararda şu ifadelere yer verildi:

    “Ücreti ödenmeyen işçinin alacağı konusunda takibe geçmesi ya da ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini yerine getirmekten kaçınması, iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açabilir. Bu bakımdan, işverenle bir çekişme içine girmek istemeyen işçinin, haklı sebebe dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da tanınmıştır.

    İşçinin ücretinin kanun veya sözleşme hükümlerine göre ödenmemesi işçiye bu imkanı verir. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önemsizdir. İkramiye, primi, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların da ödenmemesi işçiye haklı fesih imkanı verir.”

    Davacı işçinin geçirdiği trafik kazası sonrası aldığı rapor doğrultusunda işe gelmediğine dikkat çekilen kararda;

    “Somut uyuşmazlıkta, ihtarname ile raporlu olarak işe gelmediğini, ücretlerinin ödeneceğinin belirtilmesine rağmen ödenmediğini beyan etmiştir. İş Kanunu’ndan ve iş sözleşmesinden dolayı hak ettiği mali hak ve alacaklarının ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini belirterek ödenmesini talep etmiştir. Yargılama aşamasında da, davacının talep konusu fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil alacaklarına hak kazandığı anlaşılmıştır.

    Mahkemenin kıdem tazminatı ödenmemesi yönündeki kararı yasaya aykırıdır. Zira fesih tarihinde davacı işçinin ödenmeyen işçilik alacaklarının bulunduğu anlaşılmakla, başka bir anlatımla haklı fesih nedeninin devam ettiği görülmekle hak düşürücü süre işlemeyecektir. Ayrıca davacı ödenmeyen bir kısım işçilik alacaklarının ödenmesini söz konusu ihtarname ile talep etmiş, bu alacakların bir kısmının ödenmediği Mahkemece de kabul edilmiştir.

    Bu sebeple iş sözleşmesini davacının haklı nedenle feshettiğinin kabulü ile kıdem tazminatı talebinin hüküm altına alınması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Kararın oy birliği ile bozulmasına hükmedilmiştir” denildi.