Etiket: ihraç

  • Önemli elma üretim merkezlerinden Niğde’de hasat devam ediyor

    Önemli elma üretim merkezlerinden Niğde’de hasat devam ediyor

    Niğde’de hasat edilen elmalar, Rusya, Irak, Suriye ve Hindistan olmak üzere birçok ülkeye ihraç ediliyor.

    Niğde Elma Üreticileri Birliği Başkanı Atilla Kaplan, Niğde’de Ağustos ayında başlayan elma hasadının Ekim ayı sonuna kadar devam edeceğini söylerken iklimsel şartlar nedeniyle bu yıl rekolte beklentisinin düşük olduğunu, 350 bin ton civarına düşeceğini söyledi. Türkiye’nin elma üretiminde dünya sıralamasına üçüncü sırada yer aldığını belirten Kaplan; “Geçen yıl üretimimiz Türkiye geneli 4 milyon 715 bin ton civarındaydı ama bu yıl bir dalgalanma var ve yüzde 30-40 civarında geçen yıla göre üretim az. Niğde, Türkiye’deki elma üretiminde üçüncü sırada. Geçen yıl üretimimiz yaklaşık 552 bin ton civarındaydı ama bu rakam bu yıl 370 bin tonlara düşecek gibi. Bunun da birçok sebebi var, tarım bir şeye bağlı değil.

    Yağmur, sıcaklıklarının çok fazla olması, Haziran dökümünün az olması, rüzgarlı geçmesi gibi parametreler var. Özellikle yüksek olmayan, suya daha ihtiyaç duyan, güneşi gören yerlerde meyve yok. Hepsini birleştirdiğimizde iklimsel sebeplere bağlı olarak bir azalma var” dedi.
    Elma fiyatlarının bu yıl 13 ile 19 TL arasında olduğunu söyleyen Kaplan; üreticilerin fiyatlardan memnun olduğunu ifade etti. 900 dönüm alanda elma üretimi yapan Ali Bülbül bu sene 4 bin ton civarında ürün beklediklerini, ürünlerin yurt dışına ihraç edildiğini söyledi.
    Üretici Erkan Kocaer ise ihracat beklentilerine uygun modern tarım teknikleriyle ürün yetiştirmeye çalıştıklarını söyleyerek; “Hasattan, budamaya hem ihracat hem iç pazar için modern yeni çeşitlerle elma yetiştirmeye çalışıyoruz. Türk tarımına katkıda bulunuyoruz. Hem iç piyasada insanlarımızın yiyebileceği hem de ihracata, yola dayanıklı ürünler yetiştiriyoruz. Ürünlerimizin yüzde 90’ı ihracata gidiyor” şeklinde konuştu.

  • İnegöl’de üretiliyor 5 ülkeye ihraç ediliyor

    İnegöl’de üretiliyor 5 ülkeye ihraç ediliyor

    İnegöl’de mavi yemiş (Yaban mersini) hasadı başladı. Son yıllarda Türkiye’de ve yurt dışında talebin oldukça arttığı yaban mersini İnegöl’ün tarımsal marka değerleri arasında yerini alırken, mavi yemiş olarak da bilinen meyvede ihracatın başlaması üreticiyi sevindirdi. Şehirde ilk kez 2013 yılında önder çiftçilerin Tuzla Mahallesi’nde deneme ekilişleri yaparak başladığı mavi yemiş serüveni, her geçen yıl yeni tarlaların oluşmasıyla katlanarak gelişti. 10 yılda gelinen noktada İnegöl genelinde mavi yemiş tarlaları yaklaşık bin dekara ulaştı. Tuzla Mahallesi’nde ise Türkiye’nin tek parça halinde en büyük mavi yemiş bahçesi bulunuyor.

    Hedef 60 ton

    Temmuz-ağustos aylarında hasadı yapılan yaban mersinin bu yıl 60 ton rekolte edilmesi öngörülüyor. Geçtiğimiz yıl 30 ton ürün alan üreticiler, temmuz ayıyla birlikte hasada başladı. Ağustos ayı sonunda tamamlanacak hasat tüm hızıyla sürerken, Kaymakam Eren Arslan ve Belediye Başkanı Alper beraberindeki heyetle Taban Tuzla Mahallesi’ndeki mavi yemiş tarlalarına gitti. Protokol üyeleri de hasada katıldı.

    Türkiye’nin tek parça halindeki en büyük mavi yemiş tarlasında hasat yapan protokol üyeleri, mavi yemiş üretimine ilişkin açıklamalarda da bulundu. İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, “Burası bin 100 rakımda havasıyla, suyuyla çok güzel ve özel bir alan. Tuzla Mahallesi’nde yaklaşık 10 yıllık bir serüven yaşanıyor. Artık İnegöl’ün yeni bir markası var; İnegöl mavi yemişi. Yaban mersini olarak da ifade ediliyor. Burada en başından bugüne yaban mersini fidanları toprakla buluştu ve her geçen gün sayılarının arttığını, aynı şekilde rekoltenin de arttığını görüyoruz. Bu yıl İnegöl genelinde bin dekarlık ekili alana ulaştığımızı söyleyebiliriz. Bu yıl için hedefimiz de 60 ton” dedi.

    Mavi yemişte ihracat zamanı

    Mavi yemişin anlatmakla bitmeyen özellikleri olduğuna dikkat çeken Başkan Taban, “Özellikle antioksidan özelliği günümüzde bana göre en önemli tarafı. Pek çok hastalığa şifa olduğu ifade ediliyor. Yurt dışından da bu bölgemize yabancı heyetler, alım heyetleri gelerek buradan ürün alımları gerçekleştiriyorlar. Bulunduğumuz tarlada da bugün Dubaili bir heyetle ihracat anlaşması yapıldı. Burayı daha da geliştirip depolama alanları gibi eksikleri de girerek, ekiliş alanındaki ihtiyaçları gidererek daha fazla verim alınacak hale gelmek istiyoruz. Üreticilerimize hasat dönemi hayırlı bereketli olsun” diye konuştu.

    Kaymakam Eren Arslan ise Tuzla Mahallesi’nde yaban mersini hasadı için bulunduklarını kaydederek; “2013 yılında başlayan yaban mersini deneme üretimleri bugün bin dekarlık alanda yılda 60 ton verime ulaştı. Yaban mersini özellikle bölgemizde alternatif bir tarım ürünü olması anlamında İl ve İlçe Tarım Müdürlüklerimiz, Büyükşehir ve İlçe Belediyemizin yaptıkları çalışmalar, çiftçilerimize verdikleri desteklerle başlayan üretim bugün kayda değer bir seviyeye ulaştı. Yaban mersini insan sağlığı için de bağışıklık sistemini güçlendirmesi ve kalp sağlığı açısından çok kıymetli bir ürün. Talep anlamında da pazarda herhangi bir pazarlama sorunu olmayan, üretildiği gibi hemen pazara sunulabilen, çiftçimizin de emeğinin karşılığını aldığı bir ürün. Biz de gelecek yıllar için bu ürünün daha geniş alanlarda, köylerimizde yetiştirilmesi için desteklemeye devam edeceğiz. Bulunduğumuz bu tarla da Türkiye’nin tek parça halindeki en büyük yaban mersini sahası. Ben girişimci çiftçilerimizi tebrik ediyorum. Hasat mevsiminin de bereketli olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.


    Yaban mersini üreticisi Bekir Uzuner de “2017 yılında bu bahçeyi satın aldım. Mavi yemiş ektim ve 6 yıldır bu işi yapıyorum. Her yıl rekoltemiz ikiye katladı. Tüm ekili alanlarda bu yıl hedefimiz 60 ton. Hem yurt içine hem yurt dışına ürün veriyoruz. Bu yıl büyük kısmını ihracata gönderdik. Üretimimiz devam ediyor, artık hasadın son 15 günü. Güzel bir şekilde sezonu tamamlayacağız” ifadelerini kullandı.

  • Üretip yüzde 95’ini ihraç ediyorlar

    Üretip yüzde 95’ini ihraç ediyorlar

    Mağaza marketlere özel metal ve ahşap mobilyalar üretimi işine 20 yıl önce başlayan Esidinç, bu başarısını yurt dışı ihracatlarıyla taçlandırmaya devam ediyor. Bursa’da 5 bin metrekare alanda kurduğu Efor 4design firmasıyla 8 yıldır hizmet veren Esidinç, ürettiği ürünlerle de Almanya, İsviçre, Avusturya, Karadağ, İtalya, Sudiarabistan, Dubai ve Katar gibi ülkelerden beğeni aldı. Yurt dışından gelen büyük talebi değerlendiren Esidinç, üretim alanını 15 bin metrekareye çıkararak 5 milyon Avro ihracat hedefliyor.

    Şu anda ürettikleri ürünlerin yüzde 95’ini yurt dışına ihraç ettiklerini ifade eden E4 Metal Yönetim Kurulu Başkanı Cenk Esidinç, “Başarımızın sırrı detaylarda saklıdır. Üretimde kaliteye önem veriyoruz. Bu sayede ihracatta başarı yakaladık. Kaliteli üretim için çalışma ekibine gerek beyaz yakaların gerekse mavi yakaların moral motivasyonuna çok önem veriyoruz. Her birini takımın parçası olarak görüyoruz. Tüm çalışma arkadaşlarımız firmamızın başarısı konusunda tek yürek olarak çalışıyor. Müşterinin memnuniyeti için toplam kalite çok önemlidir. Tüm ekip toplam kaliteye önem veriyor. Hammadde girişinden itibaren paketlemeye ve ürünün müşteriye teslimine kadar herkes büyük heyecanla işini takip ediyor.

    Müşteri mutluluğu bizim için çok önemli. İş ortaklarımız bizim ürünümüzü gördüğü zaman mutlu olmalı. Ürünün sadece görünen yüzeyi farklı görünmeyen yüzeyi farklı olmamalı. Ürünün müşterinin gördüğü yüzeyde kalite neyse görünmeyen yüzeyde önemli aynı kaliteyi büyük incelik ve tizlik içinde sunuyoruz. Buda bizi tercih etmelerinin en büyük sebebi oluyor. Daha fazla ihracat yapmak, Avrupa’da ya da dünyada çeşitli ülkelerde bir mağazaya markete girdiğimizde E4 Metal ürünlerini gördüğümüzde daha fazla keyif alıyoruz. Fazla kapasitemizi de sanayicilerimize açacağız. Onların çözüm ortağı olacağız. ARGE’ye verdiğimiz önemle çözüm ortağı olduğumuz firmaların işlerini kolaylaştıracağız. Hatasız üretim için hem çalışanlarımıza hem de teknolojik yatırımlara büyük önem veriyoruz” diye konuştu.


    CNC tel büküm, profil delme, 5 eksen profil bükme, CNC tel raf makinası ve son sistem kurduğumuz metal toz boyama ile en iyi kaliteyi yakaladıklarını ifade eden Esidinç, “Yeni yatırımlarla daha da büyütmek istiyoruz. 5 bin metrekare üretim alanımızı 3 katına çıkarmayı hedefliyoruz. Ancak sanayi arsaları çok pahalı ve yer bulmakta zorlanıyoruz. Daha fazla istihdam ve ihracat için sanayicinin önü açılmalı” dedi.

    Çevre bilinci içinde üretim yaptıklarını belirten Esidinç, “Kendi azotumuzu üretiyoruz. Doğa konusunda çok hassas davranıyoruz. Lazer kaynakta, basınçlı hava yerine kendi ürettiğimiz azotu kullanıyoruz. Atıklarımız da kendi arıtma tesislerimizde arıtıyoruz. Çevre duyarlılığı bilinci olan firmayız. Ülkemizin geleceği açısından kadın istihdamını çok önemsiyoruz. Günümüzde toplumsal sorunları oluşturan alanlardan biri işsizlik ve istihdamdır. Toplumsal refah ve kalkınmanın sağlanması açısından bu sorunları çözmek oldukça önemlidir. Kadın istihdamına ve çalışma kadının gücüne her geçen gün kadın çalışanlarımız sayısını artırıyoruz” şeklinde konuştu.

  • Yurt dışından geldi, bozkırı lavantaya bürüdü

    Yurt dışından geldi, bozkırı lavantaya bürüdü

    Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Büyüktaşlık köyünde kayınbabasının 20 dönümlük arazisi üzerinde 1,5 yıl önce lavanta yetiştirmeye başlayan Sevim Biçer, bozkırın topraklarını ekonomiye kazandırıyor. 23 yıldır Fransa’da makine teknikeri olarak çalışan Biçer, köyünde 20 dönüm alana ektiği 36 bin kök lavantanın hasadına başladı. Girişimci Biçer, yetiştirdiği lavantaları hem yurt dışına ihraç edecek hem de kentin ekonomisine katkı sağlayacak.
    Lavanta hasadını gerçekleştiren kadın girişimciyi bahçesinde ziyaret eden Yozgat Valisi Ziya Polat’ta lavanta hasadına ilişkin Biçer’den bilgi aldı.

    Fransa’ya ihraç etmek istiyorum

    Hayalinin peşinden koşarak yurt dışından gelip Yozgat’ın Sorgun ilçesinde lavanta yetiştirdiğini söyleyen girişimci Sevim Biçer, “23 yıldır Fransa’da makine teknikeri olarak çalıştım. İleride diğer lavanta türlerini de ekmeyi düşünüyorum. İnşallah diğer köylülerde görür ve lavantayı daha da çoğaltırız. Yozgat’ı lavanta diyarı olarak adlandırırız.

    Lavantanın bir buçuk yıl önce dikimi gerçekleştirildi. Yağlık lavantamızı diktik. Şu an da hasadını yapacağız. Normalde 3 yıldan önce hasadı yapılmaz ama 1,5 yılda hasat durumuna geldi. Türkiye’de ortak bir pazar alanı yok. Benim amacım Fransa’ya ihraç etmek, inşallah bunu da gerçekleştireceğim. Mart ayındaki ilk hasatta kozmetik ürünler üzerine ilk çıkışımızı yaptık. Eylül ve ekim aylarında da lavanta yağını çıkarıp ihraç etmek istiyoruz” dedi.

    Marka değeri olan ürünler üretmeliyiz

    Yozgat’ın lavanta diyarı olarak anıldığını söyleyen Yozgat Valisi Ziya Polat’ta kadın girişimciye teşekkür ederek, “Bozkırın verimli topraklarında üreteceğiz, ürettiğimizi satacağız ve sattığımızı da daha iyi fiyata satacağız. Onun içinde Yozgat’ın bereketli topraklarında marka değeri olan ürünler üretmemiz lazım. Artık yavaş yavaş Yozgat’ımız lavanta diyarı olarak anılmaya başladı. İnşallah bölgenin ekonomik anlamda daha da kalkınması için ürün çeşitlerini artırmamız gerektiğini görüyoruz, lavanta da bunlardan birisi” şeklinde konuştu.

  • Eski bir görünüm için arabalar üzerinden geçiyor

    Eski bir görünüm için arabalar üzerinden geçiyor

    Manisa’nın Demirci ilçesinde dokunan halılar, eskimiş görünümü kazanması amacıyla yollara seriliyor. Güneşte bekleyen ve üzerinden arabaların geçmesiyle adeta antika görünümüne kavuşan halılar, ihraç edilerek Amerikalıların evlerini süslüyor.

    Tezgahlarda hünerli ellerin dokuduğu halılar cadde ve sokaklara serilerek güneşte bekletiliyor. Asfaltta yaklaşık 10-15 gün bekletilen ve üzerinden birçok aracın geçtiği halılar inceliyor ve eskimiş görüntüsü veriliyor.

    Üzerinden ne kadar çok araç geçerse o kadar eski görünümüne kavuşan halılar, değerine değer katıyor. Yıkamacılar tarafından yollardan toplanan halılar, özel bir yıkama işleminden geçirildikten sonra bakımları yapılarak satışa hazır hale geliyor.

    Eskitme işlemi tamamlanan halılar yurt dışı pazarında yoğun talep görüyor. Antika görünümü verilen halılar özellikle Amerika’ya ihraç ediliyor. Yolda eskitilen halının metrekaresi 150-200 dolar ( 4-5 bin lira) arasında alıcı buluyor.

    Halılara eskitme işlemi uygulayan işletmeci Ali Sarı, “Bu halılarımızın bir özelliği eskitme yapılması. Yolda geçen araçlarla düğüm dediğimiz olay daha da inceliyor. O da halıya eskimiş görünümü kazandırıyor. Halı bu sayede yüzlerce yıl geriye gitmiş oluyor. Onun için bu sistemi kullanıyoruz. 10 gün yolda kalan halılar daha sonra yıkamaya alınıyor. Örgüleri de yapıldıktan sonra yurtdışına ihraç ediyoruz.” dedi.

    Yollara serilen halıları görenlerin şaşırdığını, motorla üzerinden geçmek istemeyen bazı sürücülerin düşerek kaza yaptığını ve bu yüzden de davalık olduklarını söyleyen Sarı, insanların artık duruma alıştığını belirtti. Sarı, “Görenler şaşırıyor tabii ki. Neden yola serdiğimizi soruyorlar. İlk başlarda halıların üzerinden geçmeye çekiniyorlardı. Motorla birkaç kişi kaza yaptı. Birkaç kişiyle de davalık olmak üzereydik. Ama insanlar artık alıştılar. Rahat rahat üzerinden geçebiliyorlar. Bizi de rahatlattılar.” diye konuştu.

    Amerikalıların eskimiş görünümlü halılara rağbet gösterdiğini belirten Sarı, “Bu işlemin halının ömrüne zararı yok. Diğer halı 20 yıl dayanacaksa bu çok az farkla daha az dayanır. Çok fazla ömrüne zararı yok. En çok Amerika, Kanada, İngiltere gibi ülkelere gidiyor. Ama en çoğu Amerika’ya gidiyor. Amerika’da eskimiş halıya çok rağbet var. Türkiye’de bu yöntem sadece Demirci ve Aksaray tarafında yapılıyor” dedi.

     

  • Bursa’da üretiliyor, dünyaya ihraç ediliyor

    Bursa’da üretiliyor, dünyaya ihraç ediliyor

    Koşuboğazı Mahallesi’nde 2016’da kurdukları tesiste lavantadan melisaya, kantorandan ekinezyaya kadar 40 çeşit bitki fidesi üreten firma, yurt içindeki ilaç ve kozmetik sanayisi için üretim yapan firmalara, Azerbaycan ve Bulgaristan’a fide satıyor. Zamanla işlerini büyüterek ürünlerden yağ da almaya başlayan firma, elde ettikleri yağları Almanya, Çin, Japonya ve Belçika’ya ihraç ediyor.

    Türkiye’nin tıbbi ve aromatik bitki konusunda zengin olduğunu kaydeden Firma Genel Müdürü Süleyman İşçi, “Bu alanlarda üretim yapmak isteyenler için planlı üretim ve uzman desteği şart” dedi.

    Tarıma ilgisi olan 11 arkadaş yaklaşık 7 yıl önce Halk Eğitimi Merkezi, Bursa Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumunca (TKDK) düzenlenen kursa katıldı.

    Tıbbi ve aromatik bitki yetiştiriciliği eğitimi alan arkadaşlar, tesis açarak üretim yapma kararı aldı. Güçlerini birleştiren girişimciler, Mustafakemalpaşa’nın kırsal Koşuboğazı Mahallesi’nde 2016’da kurdukları tesiste lavanta, altın otu, biberiye, civanperçemi, aynısefa, melisa, kekik, paçuli, ıtır, ada çayı, kantaron, tıbbi nane, papatya, zufa otu ve ekinezya gibi 40 çeşit bitkinin fidesini üretmeye başladı.


    Yurt içindeki ilaç ve kozmetik sanayisi için üretim yapan firmalara, Azerbaycan ve Bulgaristan’a fide satan, zamanla işlerini büyüterek ürünlerden yağ da almaya başlayan firma sahipleri, elde ettikleri yağları Almanya, Çin, Japonya ve Belçika’ya ihraç ediyor. Firma, ürün çeşitliliğini artırmak amacıyla 4 milyon liralık yağ üretim tesisi yatırımı projesi için 2 milyon lira destek almaya hak kazandı. Şu anda yıllık 2 ton yağ ve 100 ton hidrosol üreten firma, söz konusu yatırımla bu rakamları 5 katına çıkarmayı hedefliyor.

    Bitki öz suyu ve bitki çayları da üreten Firma ortaklarından Genel Müdür Süleyman İşci, Fen Bilgisi Öğretmeni olduğunu söyledi.
    Tarıma meraklı arkadaş grubuyla tıbbi ve aromatik bitki fidesi üretimine başladıklarını belirten İşci; “Önce kooperatif şeklinde kurulmuştuk, daha sonra şirketleştik ve 7 yıldır Türkiye’nin ve dünyanın birçok yerine aromatik bitki fidesi üretip ham madde tedarik ediyoruz. Aynı zamanda kozmetik ve ilaç sanayi için yağlar üretiyoruz” dedi.


    Türkiye’nin birçok bölgesine tedarikçi olarak fide gönderdiklerini, büyük yatırımcılara danışmanlık hizmeti sunduklarını bildiren Süleyman İşci, sözlerini şöyle sürdürdü; “Fide gönderdiğimiz firmalara, üretim yaptıktan sonra hasat edilen ürünlerin nerelere pazarlanması gerektiğiyle alakalı yardımcı oluyoruz. Bir kısmını kendimiz alıyoruz. Firmamızı TKDK desteğiyle büyütüyoruz. Şimdiki üretim tesisimizin olduğu mahallede aldığımız araziye tıbbi aromatik bitkiler merkezi kuruyoruz. Burası bir eğitim kompleksi şeklinde olacak. TKDK desteğiyle oraya yağ üretim tesisi kuruyoruz. Makinelerin kurulumu başladı, çok kısa zamanda üretim başlayacak. Tam teşekküllü tıbbi ve aromatik bitki yetiştirme merkezi kurmuş olacağız”
    Şu an yaklaşık 6 dönümde 20 kişilik istihdam oluşturduklarını ifade eden İşci, yeni açılacak 6 dönümlük alanla istihdam sayısının ikiye katlanacağını vurguladı.

    Süleyman İşci, firmayı kuran arkadaşlarının bir yandan da kendi işlerine devam ettiğini belirterek; “7 yıl önce biz bu işe başlarken sektörde açıkçası çok boşluk vardı. Mesela uçucu yağ elde edecek makine üretimi yoktu. Biz kısa sürede distilasyon (damıtma) makineleri ürettik. Hasat makinesi sıkıntısı vardı. Biz kendimiz AR-GE çalışması yaparak hasat makinesi ürettik. Ayrıca bitkide önemli ürünlerin üretimini artırdık” diye konuştu.

    Türkiye’nin tıbbi ve aromatik bitki konusunda zengin olduğunu kaydeden İşci, “Ülkemizdeki bitkileri biraz daha ön plana çıkarmaya çalıştık. Onlar bilinsin, daha bilinçli yetiştirilsin. Dışarıdan bilinçsizce toplayıcılar tarafından zarar verilmeden, üretimi azaltılmasın. Biz bunu daha böyle kurulu bahçelerle planlı hale getirelim düşüncesinde olduk. Ülkemizde bölgesel hangi ürünler daha iyiyse o ürünlerin üretilmesi ve artırılması tarafındayız” ifadesini kullandı.

  • CHP’de şok ihraç istemiyle disiplin kuruluna sevk edildi

    CHP’de şok ihraç istemiyle disiplin kuruluna sevk edildi

    CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) kararı ile Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın kesin ihraç talebiyle Yüksek Disiplin Kuruluna sevk edildiği bildirildi.

    CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Merkez Yürütme Kurulu Toplantısının ardından açılamalarda bulundu. Öztrak, daha önce CHP’den istifa eden Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın CHP’den kesin ihraç talebiyle disiplin kuruluna sevk edildiğini duyurdu. Öztrak “Tüzüğümüzün ilgili maddeleri gereğince Sayın Özcan’ı kesin ihraç talebiyle disiplin kurulumuza sevk ettik” diye konuştu.

    Tanju Özcan, sosyal medya hesabından disiplin kuruluna sevk edilişine ilişkin, “Başkaldırıyorum” ifadelerini kullandı. Özcan ayrıca, “Beklemediğim bir şey değil. Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a diktatör diyor ama kendisi de koltuğu bırakmıyor. Değişim ve adalet için 3 Temmuz’da Bolu Meydanı’ndan Ankara’ya CHP Genel Merkezi’ne yürüyeceğim” dedi.

  • Tonlarca fındık ihraç edildi

    Tonlarca fındık ihraç edildi

    Fındıkta dünya pazarının yüzde 70’ini elinde tutan Türkiye, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyanın birçok ülkesine fındık ihraç etmeye devam ediyor. Üretiminde ve ihracatında dünyada birinci sırada olduğumuz fındık, Türkiye’de binlerce çiftçi tarafından üretiliyor.
    Fındık üretiminin önemli yerlerinden olan Düzce’de bu yıl Ocak ayında 489 ton, Şubat ayında 265 ton, Mart ayında 421 ton Nisan ayında 255 ton olmak üzere toplam bin 430 ton iç fındık ihracatı yapıldı.
    Düzce’den geçen yıl ise 20 bin 299 ton 35 kilo iç fındık ihracatı yapılmıştı.

  • Sinop’ta üretiliyor, dünyaya ihraç ediliyor

    Sinop’ta üretiliyor, dünyaya ihraç ediliyor

    İstanbullu yatırımcı Yasin Güngör tarafından Sinop’un Mertoğlu köyünde kurulan 7,5 dönümlük çilek serasında üretilen çilekler dünyada beğeniliyor. Türkiye’nin de birçok iline gönderilen çilekler, genellikle Arap ülkelerine de ihraç ediliyor. Dubai, Bahreyn, Katar, Abu Dabi ve Kırgızistan en çok çilek ihraç edilen ülkeler arasında yer alıyor.

    SİNOP’UN MERTOĞLU KÖYÜNDE KURULAN SERADA ÜRETİLEN TOPRAKSIZ ÇİLEKLER, DÜNYANIN BİRÇOK ÜLKESİNE İHRAÇ EDİLİYOR (BERKAN ŞEN/SİNOP-İHA)
    Sinop’un Mertoğlu köyünde kurulan serada üretilen topraksız çilekler, dünyanın birçok ülkesine ihraç ediliyor. 3 yıldır faaliyette olan serada yıllık 100 ton üretim hedefleniyor.

    Toprakta üretime göre daha az hastalık kapıyor
    Topraksız çilek üretiminin normal çileğe göre avantajlarının daha fazla olduğunu belirten sera sorumlusu İrfan Kümeç, “Topraklı üretimden bunu ayıran en büyük özelliği cocopit olması. Hindistan cevizinin öğütülmüş kabuğudur. Suyun süzülme oranının daha kolay olduğu, kök çürüklüğü gibi toprakta karşılaştığımız hastalıklara nazaran daha az karşılaşıyoruz. İstediğimiz derecede besleyebiliyoruz, bu yüzden cocopit tercih ediliyor” diye konuştu.

    165 bin çilek fidesi mevcut
    Seranın 3 yıldır faaliyette olduğunu söyleyen Kümeç, “7,5 dönüm seramız, yaklaşık 165 bin fideden oluşuyor burası. Yıllık ortalama 100 ton hedefliyoruz bu yıl, ürün kapasitemizi 100 ton olarak belirledik. İnşallah da yakalayacağız. Yaklaşık 7-8 ülkeye ihraç ediyoruz, Arap ülkeleri genellikle. Dubai, Katar, Bahreyn, Abu Dabi, Kazakistan var. Talebe yetişmemiz mümkün değil, aşırı talep var ve mümkün mertebe yetişmeye çalışıyoruz. Bunların haricinde iç piyasaya verdiğimiz pazarlar var, Sinop’un dışında İstanbul, Kastamonu, büyük zincir pastanelerle de çalışıyoruz. Bu donanımda Türkiye genelinde sayılı seralardan. Her şeyiyle tam donanımlı, bu yüzden de ürün kalitemiz çok yüksek” şeklinde konuştu.
    Serada çilek toplama ve bakımlarıyla uğraşan Bahar Kulşak, “Günlük olarak siparişlerimiz olduğunda onları topluyoruz, bitkilerin bakımlarını yapıyoruz. Kırmızılığına göre günlük 100-150 kilo kadar çıkartabiliyoruz” dedi.
    Sera kurulduğundan beri bakım ve toplamada çalışan Gülşen Tekin, topraksız çileğin toprakta yapılan üretime göre daha kaliteli ve daha temiz olduğunu söyledi.
    Nazmiye Tekin ise, sera içerisinde çalışan arılar olduğunu ve çiçeklerin döllenme sürecini gerçekleştirdiklerini anlattı.

  • İhraç talebiyle disipline sevk edilen Tanju Özcan’dan açıklama

    İhraç talebiyle disipline sevk edilen Tanju Özcan’dan açıklama

    Cumhuriyet Halk Partisi’nin gerçekleştirdiği MYK toplantısında parti içi meseleler gündeme alındı.

    Gündem konularından birisi olan ve sığınmacılarla ilgili açıklamaları ile son olarak AK Partili kadın meclis üyesi Hacer Çınar ile aralarında geçen diyalogla gündeme gelen Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan için toplantıdan kesin ihraç talebiyle disipline sevk edilmesi kararı çıktı.

    Kararın ardından ilk açıklamayı sosyal medya hesabından yapan Tanju Özcan, “Ben siyaseti hiç kıvırmadan yaptım. Atatürkçü, bütün etnik kimlikleri kucaklayan bir Türk Milliyetçisi ve ülkesini çok seven bir anti-emperyalist olduğumu her fırsatta tekrarladım. Çizgim hiç değişmedi bundan sonra da değişmez. Cumhuriyet Halk Partisi’nin üvey değil, öz evladıyım” dedi.