Etiket: ihracat

  • Türk dizisi ihracatında hedef 600 milyon dolar

    Türk dizisi ihracatında hedef 600 milyon dolar

    Uluslararası yapım ve eğlence içerik fuarı MIPCOM’a İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) milli katılım organizasyonuna ile Türkiye’den 20 firma dahil oldu. Fuara 13 şirket de bireysel stantlarıyla katılıyor. 100 ülkeden 4 bin 700 küresel içerik satın alıcısı, fuarın düzenlendiği festival sarayının yapımcılarla dolu koridorlarını doldurdu. Fuara ziyaretçi giriş bilet ücreti bu yıl bin 550 euro olarak belirlendi.

    Fuara çevrimiçi katılan İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, gazetecilere yaptığı açıklamada, MIPCOM’un içerik endüstrisini şekillendiren trendleri yakalamak için ideal bir merkez olduğunu vurguladı. Avdagiç, “Yapımcılarımız, TV platformlarımız, telif ve çeviri şirketlerimiz MIPCOM’da iş bağlantılarını geliştirmek için doğru imkanları bulacaklar. Fuardan yeni dizi satışları, ortak yapım anlaşmaları için döneceklerine eminiz” dedi.

    150 ülkede 100’e yakın Türk dizisi yayında

    Şu anda 100’e yakın Türk dizisinin, dünyada en az 150 ülkede oynadığını belirten Avdagiç, dizi fiyatlarının pandemiden etkilendiğini de kaydetti. Avdagiç, “Pandemi öncesinde iyi bir Türk dizisinin bir bölümünün dünya satışlarının toplamı 650 bin doları bulurken, şimdi bölüm başı toplam hasılat 350-400 bin dolar seviyesinde. Ama satış adetlerimiz hızla artıyor” ifadelerini kullandı.

    Dizi ihracatı rakamlarına ilişkin bir soru üzerine Şekib Avdagiç, “Doğrusu şu kadar ülkeye, şu bedelle diziler sattık gibi bir kayıt yok. Beyannameye bağlı bir ihracat olmadığı için sağlıklı istatistik tutulmuyor. Ancak bizim yapımcı firmalarımızdan aldığımız geri bildirimlere bakınca, bu yıl dizi ihracatında 600 milyon dolar geçeceğimizi öngörüyoruz.” değerlendirmesini yaptı.

    Türk yapımı içeriğinin temel sürükleyicisi olan dizi film ihracatının katma değerine dikkati çeken Avdagiç, “Bölüm başına aşağı yukarı 5 milyon TL’ye mal ettiğiniz bir diziyi, başarısına göre 400 bin dolara satabiliyorsunuz. Dizilerin peşinden sürüklediği markalar, sektörlerle birlikte devasa bir değer. Kültürümüzü dünyaya taşıması da en az ekonomik değeri kadar önemli” dedi.

    Yerli ve yabancı dijital film, video platformlarının etkisini değerlendiren İTO Başkanı Avdagiç, kesin rakamlar bilinmese bile Türkiye’de dijital platformların toplam abone sayısının 4 milyon civarında olduğunun tahmin edildiğini söyledi. Avdagiç, “Tabi burada bir filmi tek bir kere satın alana da abone deniyor. Abonelerin aşağı yukarı yüzde 75’i yabancı dijital platformlara üye. Yerliler de önemli gelişim içinde” dedi.

    “Dijitalle korsana hacet kalmıyor”

    Avdagiç, dijital dizi, film, video platformlarının işlerin yayılmasında etkin rol oynadığını, dizi, film, eğlence endüstrimizi genel itibariyle büyüttüğünü söyledi. Avdagiç, “Pandemiden sonra dijital platform izlenirliği ve sayıları dünya genelinde çok hızlı yükseldi. 10 yılda alacağımızı tahmin ettiğimiz yolu 1.5 yılda aldık. Herkes eve kapandı ve izledi bir şekilde. Yine dijitallerin şöyle bir faydası var. İnternet üzerindeki korsan kayıtlarımızı da telafi etmeye yarıyor. İşlerimiz, dizilerimiz çok popüler olduğu için çok hızlı korsana düşebiliyor. Diziyi bugün seyrediyoruz yarın Rusça alt yazılı izleyebiliyoruz, ama dijitalle korsana hacet kalmıyor” dedi.

    Dijital platformun etkilerine işaret eden Avdagiç, şunları söyledi: “Dijital platformlar oyunculara, senaristlere yönetmenlere piyasaya şartlarının çok üzerinde ücretler ödeyip kendilerine bağlıyorlar. Yapım şirketleri başrol oyuncularına bölüm başı 80-100 bin TL ödüyordu. Dijitallerde 100 bin dolarlara çıktığını duyuyoruz. Oyuncu platforma gidiyor. Bakınca tüm ülkelerde yayında daha fazla ülkede tanınacağım diyor. Haksız da değil elbette. Bütçeleri çok zorluyorlar ve bütçelerin şişmesine sebep oluyor. Ayrıca platformlar bir dizinin, filmin tüm dünya haklarını satın alıyor. Yeniden bu diziyi başka bir ortamda satamıyorsunuz. Yerel yapımcıyı koruyacak bir takım yasal düzenlemeler sektörün geleceği için önemli olacaktır.”

    “Türk dizilerinin ikinci vatanı Latin Amerika oldu”

    Avdagiç, Türkiye’nin pandemi sürecinde dizi üretimi, filmleri az duraksayan nadir ülkelerden olduğunu kaydetti. Avdagiç, “Birçok ülkede daha uzun süreler prodüksiyonlar durdu. Biz üretime çok kısa bir ‘pause’ verdik. Yine dijital yardımıyla çok da popüler olmadığımız bazı pazarlarda da görünüyor olmaya başladık. Özellikle Batı Avrupa’da Almanya ve İspanya’da hızlı gidiyoruz” dedi.

    Avdagiç, Türk yapımlarının son dönemde en çok popülarite kazandığı ülkelerden birinin İspanya olduğunu vurguladı. Avdagiç, “İspanya’da firmalarımızın çok ciddi rating sonuçları aldığını duyuyoruz. Oyuncularımız büyük ilgi ile takip ediliyor ve ödüllendiriliyor. Batı Avrupa’nın bölgesel marketi İtalya’da duygusal içeriklerimiz büyük ilgi ile takip ediliyor. Oyuncularımız yerel yapımlarda yer alarak uluslararası başarılara imza atıyor. Bunlar bizim için çok önemli. Brezilya’da yine çok iyi gidiyoruz. Türk dizilerine en fazla talep artışının yaşandığı bölgelerden biri Latin Amerika. Adeta Türk dizilerinin ikinci vatanı Latin Amerika oldu. Türk filmleri, tüm dünyada olduğu gibi Latin Amerika’da da bir başarı örneği olarak gösteriliyor. 2018’den 2022’ye kadar 5 yıldır Latin Amerika’da Türk dizisi damgası vurulmuş durumda. 2020’nin ortasından itibaren yani pandeminin başlamasıyla Türk dizilerine LATAM denilen Latin Amerika’daki ilgi, Türk dizilerine olan global talebin de üzerine çıktı. Romantik dramalar, tarihi diziler, romantik komediler son dönemde Latin Amerika’da çok iyi iş yapıyor.”

    Avdagiç, Türk yapımlarında içeriğin de anlatım dilinin de değiştiğini belirterek, “Daha hızlı, ana çizginin dışında, daha farklı hikayelerle yeni jenerasyona ulaşıyoruz. 4-5 sezon süren, çok tutan Türk dizilerimiz var. Yani her sene ürettiğimiz trend olan dizilerimiz oluyor. Ülke ülke, bölge bölge zaman içinde yayına giriyorlar” dedi.

    Avdagiç, sadece dizilerin değil örneğin bir Türk filminin Şili’de gösterildiği tarihte, o ana kadar TV’de gösterilen en yüksek rating alan film olduğuna dikkati çekti.

    MIPCOM Fuarı 20 Ekim’de kapılarını kapatacak.

  • Otomotiv üretim ve ihracatı arttı

    Otomotiv üretim ve ihracatı arttı

    2022 yılının ilk dokuz ayında (Ocak-Eylül) toplam otomotiv üretimi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4 artarak 962 bin 18, otomobil üretimi ise paralel seyrederek 571 bin 6 adet olarak gerçekleşti. Toplam otomotiv ihracatı ise adet bazında yüzde 2 oranında artarken otomobil ihracatı yüzde 1 geriledi. Traktör üretimiyle birlikte toplam üretim ise 996 bin 926 adedi buldu.

    Ticari araç grubunda, 2022 yılı Ocak-Eylül döneminde üretim yüzde 12, ağır ticari araç grubunda yüzde 33 ve hafif ticari araç grubunda yüzde 10 oranında arttı. 2021 yılı Ocak-Eylül dönemine göre ticari araç pazarı yüzde 2 ağır ticari araç pazarı yüzde 22 artarken, hafif ticari araç pazarı yüzde 2 azaldı. Yılın ilk dokuz aylık döneminde toplam pazar geçen yıla göre yüzde 6 daralarak 549 bin 630 adet düzeyinde gerçekleşti.

    Eylül’de otomobil üretimi yüzde 25,9 arttı

    Eylül ayında bir önceki yıla göre toplam otomotiv üretimi yüzde 20,5, otomobil üretimi de yüzde 25,9 arttı. Ocak-Eylül döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre, toplam otomotiv ihracatı adet bazında yüzde 2 oranında artarken, otomobil ihracatı yüzde 1 geriledi. Bu dönemde, toplam ihracat 687 bin 966 adet, otomobil ihracatı ise 396 bin 604 adet düzeyinde gerçekleşti. Ocak-Eylül döneminde toplam pazar geçen yıla göre yüzde 6 geriledi ve 549 bin 630 adet düzeyinde gerçekleşti. Bu dönemde, otomobil pazarı da yüzde 8 daralarak 399 bin 224 adet oldu.
    Bu dönemde, otomotiv sanayisinin kapasite kullanım oranı yüzde 66 olarak gerçekleşti. Araç grubu bazında kapasite kullanım oranları ise hafif araçlarda (otomobil + hafif ticari araç) yüzde 66, kamyon grubunda yüzde 85, otobüs-midibüs grubunda yüzde 36 ve traktörde yüzde 62 seviyesinde gerçekleşti.

    Otomotiv ihracatı, 2021 yılına göre yüzde 5 artarak 22,6 milyar dolar oldu

    Ocak-Eylül döneminde otomotiv ihracatı geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre adet bazında yüzde 2 artarak 687 bin 966 adet olarak gerçekleşti. Bu dönemde otomobil ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1 azalırken, ticari araç ihracatı ise yüzde 8 oranında arttı. Traktör ihracatı ise 2021 yılına göre yüzde 11 artarak 13 bin 331 adet olarak gerçekleşti. Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre, toplam otomotiv sanayi ihracatı, 2022 yılı Ocak-Eylül döneminde yüzde 12 pay ile sektörel ihracat sıralamasında ikinci sırada yer aldı. Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) verilerine göre, Ocak-Eylül döneminde toplam otomotiv ihracatı, 2021 yılına göre yüzde 5 artarak 22,6 milyar dolar oldu. Euro bazında ise yüzde 18 artarak 21,3 milyar euro olarak gerçekleşti. Bu dönemde, dolar bazında ana sanayi ihracatı yüzde 2 oranında, tedarik sanayi ihracatı da yüzde 8 oranında arttı.

    Toplam pazar 549 bin 630 adet düzeyinde gerçekleşti

    Yılın ilk dokuz aylık döneminde toplam pazar geçen yıla göre yüzde 6 daralarak 549 bin 630 adet düzeyinde gerçekleşti. Bu dönemde, otomobil pazarı da yüzde 8 oranında daraldı ve 399 bin 244 adet oldu. Ticari araç pazarına bakıldığında ise, Ocak-Eylül döneminde bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla toplam ticari araç pazarı yüzde 2, ağır ticari araç pazarı yüzde 22 artarken , hafif ticari araç pazarı yüzde 2 azaldı. büyüdü. 2022 yılı Ocak-Eylül döneminde geçen yılın aynı dönemine göre ithal hafif ticari araç satışları yüzde 14 azalırken, yerli hafif ticari araç yüzde 9 oranında arttı. Bu dönemde, otomobil satışlarındaki yerli araç payı yüzde 39, hafif ticari araç pazarında yerli araç payı ise yüzde 59 olarak gerçekleşti.

  • Binek otomobil ihracatı 6,5 milyar doları aştı

    Binek otomobil ihracatı 6,5 milyar doları aştı

    Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) verilerine göre, otomotiv sektör temsilcileri ocak-eylül döneminde 101 ülke, özerk bölge ve serbest bölgeye binek otomobil sattı.

    Bu dönemde 22 milyar 325 milyon 73 bin dolarlık dış satıma imza atan otomotiv endüstrisinin ihracatında binek otomobilin payı yüzde 29,37 oldu.

    Ana ihracat pazarlarının başında Avrupa ülkelerinin geldiği sektör, en fazla binek otomobil ihracatını Fransa’ya gerçekleştirdi. Otomobil üreticilerinin yılın 9 ayında bu ülkeye dış satımı 948 milyon 759 bin dolar oldu.

    Geçen yılın aynı döneminde 1 milyar 115 milyon 911 bin dolarlık binek otomobil gönderilen Fransa’ya binek otomobil ihracatında yüzde 19’luk düşüş yaşandı.

    Listenin ikinci sırasındaki İngiltere’ye 9 aylık binek otomobil ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 35,5 artışla 592 milyon 405 bin dolardan 803 milyon 58 bin dolara çıktı.

    Fransa ve Birleşik Krallık’a yapılan toplam 1 milyar 751 milyon 818 bin dolarlık dış satım binek otomobil ihracatının yüzde 26,71’ini oluşturdu.

    İspanya’ya yüzde 9 artış

    Üçüncü sırada yer alan İspanya’ya yapılan ihracat da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9,12 artışla 582 milyon 196 bin dolardan 635 milyon 299 bin dolara çıktı.

    Sektör temsilcileri, ocak-eylül döneminde, dördüncü sıradaki İtalya’ya 592 milyon 111 bin, beşinci sıradaki Almanya’ya da 538 milyon 113 bin dolarlık binek otomobil ihraç etti.

    Polonya 456 milyon 392 bin dolarla altıncı, Slovenya 302 milyon 386 bin dolarla yedinci, İsrail 269 milyon 554 bin dolarla sekizinci, Belçika 199 milyon 443 bin dolarla dokuzuncu ve Mısır da 172 milyon 375 bin dolarla onuncu sırada yer aldı.

    Binek otomobil dış satımında ilk 10 pazardan 7’sini Avrupa Birliği ülkeleri oluşturdu.

    Cezayir’e de araç satıldı

    Binek otomobil üreticilerinin bazı ülkelere dış satımındaki artışlar dikkati çekti. Geçen yılın ocak-eylül döneminde binek otomobil ihracatının yapılmadığı Cezayir’e bu yılın aynı döneminde 4 milyon 200 bin dolarlık araç satıldı.

    Ocak-eylül döneminde geçen yılın aynı dönemine göre Türkmenistan’a ihracatını yüzde 2150 artıran sektör temsilcileri, bu ülkeye ihracatı 317 bin dolardan 7 milyon 137 bin dolara çıkardı.

    Bu dönemde Şili’ye yüzde 294’lük artışla 6 milyon 967 bin, Azerbaycan-Nahçivan’a yüzde 204’lük yükselişle 4 milyon 305 bin, Arjantin’e yüzde 539’luk artışla 3 milyon 702 bin, Arnavutluk’a da yüzde 501’lik yükselişle 3 milyon 631 bin ve KKTC’ye de yüzde 600’lük artışla 2 milyon 340 bin dolarlık binek otomobil ihraç edildi.

  • İhracat İklimi Endeksi seviyesini korudu

    İhracat İklimi Endeksi seviyesini korudu

    Türkiye imalat sektörünün ana ihracat pazarlarındaki faaliyet koşullarını ölçen İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi’nin Eylül 2022 dönemi sonuçları açıklandı. Endekste eşik değer olan 50’nin üzerinde ölçülen tüm rakamlar ihracat ikliminde iyileşmeye, 50’nin altındaki değerler ise bozulmaya işaret ediyor.

    Temmuz’da 50 olarak gerçekleşen İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi, Ağustos’ta 48,8’e gerileyerek son 19 aylık dönemde ilk kez eşik değer 50’nin altında kalmıştı. Endeks, Eylül ayında da değişim göstermeyerek aynı seviyede kaldı. Türk imalat sanayi ihracatçılarının talep ikliminde üst üste ikinci ay ılımlı bir bozulmaya işaret etti.

    En büyük beş ihracat pazarında üretim azaldı

    Avrupa ve Kuzey Amerika kıtaları eylül ayında da zayıflığın ana kaynağı olmaya devam etti ve Türk imalat sektörünün en büyük beş ihracat pazarında üretim azaldı. Bununla birlikte, bazı dengelenme sinyallerinin gözlendiği ABD’de daralma ılımlı seyretti ve son üç ayın en düşük oranında gerçekleşti. İhracattaki yüzde 9’luk payıyla Türk imalat sektörünün en büyük dış pazarı olan Almanya’da üretim üst üste üçüncü ay azaldı ve söz konusu yavaşlama Covid-19 salgınının ilk dalgasından bu yana en belirgin düzeyde kaydedildi. Diğer Avrupa ülkelerine bakıldığında, Birleşik Krallık, İtalya, Hollanda ve Çek Cumhuriyeti’nde ekonomik aktivitedeki düşüşler hızlanırken İspanya’da üretim yeniden daralmaya geçti. Fransa ve İrlanda’da kaydedilen büyüme ise nispeten pozitif gelişmeler oldu.

    Orta Doğu, en güçlü performans gösteren pazarlar arasında

    Eylül ayında en güçlü performans gösteren pazarlar arasında Orta Doğu ülkeleri yer aldı. Büyüme, Katar’da ivme kazanırken Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’da da güçlü seyrini korudu. Üçüncü çeyrek sonunda üretimdeki en güçlü artış, Covid-19 salgınının ardından ekonominin uluslararası ziyaretçilere açılmasıyla büyümenin hız kazandığı Tayland’da gerçekleşti. Singapur da ekonomik aktivitede güçlü ve önceki aya kıyasla daha yüksek oranlı artış kaydetti. Asya’nın diğer bölgelerinde ise küresel talepteki geri çekilme nedeniyle görünüm eylül ayında bozuldu. Özellikle Tayvan ve Güney Kore’de üretim keskin düşüşler kaydetti. Tayvan’daki gerileme küresel finansal krizden bu yana en belirgin düzeyde gerçekleşti. Son olarak, dört BRIC ekonomisinden üçünde ekonomik aktivite büyüme sergilerken bu durumun istisnası Çin oldu.

  • Malatya’dan Avrupa’ya kuru domates ihracatı

    Malatya’dan Avrupa’ya kuru domates ihracatı

    Malatya’da son yıllarda ihracatıyla dikkati çeken kurutulmuş domateste üretimin çok büyük bir bölümünün karşılandığı Kuluncak ilçesinde sezonun son ürünleri tarlalardan toplanarak kurutulma işlemlerinin ardından Avrupa ve Orta Doğu ülkelerine ihraç ediliyor.

    Kuluncak’ta kayısıya alternatif ürün olarak yüzlerce dekarlık alanda yetiştirilerek kurutulduktan sonra ihraç edilen domatesler kent ekonomisine önemli bir katma değer sağlarken, çiftçilerin ise yüzünü güldürüyor.

    “10 dönümle başladık 800 dönüme çıktık”

    Kuru domates üretimine 12 yıl önce 10 dönümlük bir alanda başlayarak zamanla üretim kapasitesini arttırdıklarını kaydeden üretici Yusuf Boyraz, “Yaklaşık 13 yıldır domates işi ile uğraşıyorum. Esas işimiz kayısı idi dışardan domates ile ilgili talepler gelince üretime başladık. İlk denememizi 10 dönümlük bir alanda yaptık. Zamanla bunu artırarak 700-800 dönüme kadar çıktık“ dedi.

    “Avrupa ve Orta Doğu ülkelerine ihraç ediyoruz”

    Sektörün istihdama da büyük katkı sağladığını belirten Boyraz, başta Avrupa olmak üzere Orta Doğu ülkelerine ihracat yaptıklarını ifade ederek, ”Sadece Kaynarca Mahallesinde 600-700 kişi istihdam ediliyor. İşçilerin bir bölümü çevre illerden gelen tarım işçileri bir kısmı da yerli işçilerimiz. Üretimin yüzde 99’u Avrupa’ya yapılıyor yeni yeni Orta Doğu ülkelerine de ihracat yapılıyor. 14 kilo domatesten bir kilo kuru domates elde ediyoruz kilogramı ise 45ila 55 TL aralığında işlem görüyor. Bölgede 300 -400 ton ürün bekliyoruz bu rakam ilçemiz ekonomisine çok büyük katkı demektir” diye konuştu

  • Otomotivde en yüksek eylül ihracatı

    Otomotivde en yüksek eylül ihracatı

    Bu yılın ocak-eylül döneminde otomotiv endüstrisi ihracatı yüzde 5 artarak 22,3 milyar dolara çıkarken, ilk dokuz aydaki ortalama aylık ihracat 2,5 milyar dolar oldu. Eylül ayında yüzde 13 artışla 1 milyar 182 milyon dolara çıkan tedarik endüstrisi ihracatı ise, en fazla ihracat yapılan ürün grupları içinde ilk sırada yer aldı.

    Binek otomobil ihracatı yüzde 26’lık artışla 807 milyon dolara çıkarken, eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar yüzde 25 azalarak 425 milyon dolar oldu. Eylülde en yüksek oranlı ihracat artışı çekiciler grubunda görüldü. Çekiciler ihracatı yüzde 249 artarak 201 milyon dolara yükseldi.

    Tedarik endüstrisinde en fazla ihracat yüzde 17 artış ile Almanya’ya yapılırken, Rusya’ya yapılan ihracat yüzde 23, Fransa’ya yüzde 49, Polonya’ya yüzde 21, Romanya’ya da yüzde 46 oranında arttı.

    Binek otomobillerde Fransa’ya yapılan ihracat yüzde 67 artarken, önemli pazarlardan Birleşik Krallık’a yüzde 101, İspanya’ya yüzde 24, İtalya’ya yüzde 73, Polonya’ya yüzde 120, Fas’a yüzde 62 ihracat artışı görüldü. Eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlarda Almanya’ya ihracat yüzde 57, İspanya’ya yüzde 35 artarken, Birleşik Krallık’a yüzde 41, Slovenya’ya yüzde 44, Fransa’ya yüzde 45, ABD’ye yüzde 27 oranında azaldı.

  • İnegöl mobilyasında ihracat hedefi 800 milyon dolar

    İnegöl mobilyasında ihracat hedefi 800 milyon dolar

    Türkiye’nin mobilya üretim merkezlerinden Bursa’nın İnegöl ilçesinin sektörde 2022 yılı ihracatının 800 milyon dolara ulaşması bekleniyor. İnegöl Mobilyacılar Odası Başkanı Özcan Ayhan, mobilya sektöründe ihracatın vazgeçilmez bir unsur olduğunu söyledi.

    İlçede hem mobilyacıların hem de dış ticaretçilerin çok iyi çalışmalar yaptığını belirten Ayhan, “Hem fuarlara girerek hem de dünyayı gezerek ürünlerimizi sergilemek, tanıtmak, satış yapmak için her ülkede her zaman bir İnegöllü görebilirsiniz. Her ilde ilçede nasıl yurt içi pazarlamacısı varsa yurt dışında da dış ticaretçilerimiz var.” dedi.

    Ayhan, 2021 yılında elde ettikleri 650 milyon dolar dış satımda özverili çalışan, fuarlara katılan ve kendilerini geliştiren sektör temsilcilerinin büyük payının olduğunu vurguladı.

    Bu sene ihracattan beklentilerinin arttığını dile getiren Ayhan, şöyle konuştu:

    “Çok değerli bir fuarımız başladı. MODEF EXPO’da çok güzel bağlantılar ile ihracatın olacağını düşünüyorum. İhracatımızı bu fuar ile 650 milyon dolardan 750-800 milyon dolara çekeceğini düşünüyorum. Dünyada tanınmış 47’nci fuarımız. Yurt dışından 3 bine yakın profesyonel alıcı ile 25 bin ziyaretçi bekliyoruz. Tüm sivil toplum kuruluşlarımızla, kurumlarla özverili bir şekilde mücadele içindeyiz. Katılımcı arkadaşları tebrik ediyorum.”

    Odaya kayıtlı 3 bin 500 üye bulunduğunu anlatan Ayhan, ilçede mobilya sektöründeki iş yeri sayısının 6 binden fazla olduğunu sözlerine ekledi.

     

  • AB ülkeleri rotayı Türkiye’ye çevirdi

    AB ülkeleri rotayı Türkiye’ye çevirdi

    Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) tarafından bu yıl 67’ncisi düzenlenen ve alanındaki Avrupa’nın en büyük organizasyonu olan AYMOD Ayakkabı Moda Fuarı başladı. 30’u yabancı yaklaşık 600 firmanın katıldığı fuara, 50’ye yakın ülkeden 7 bini yabancı toplam 25 bin ziyaretçi bekleniyor.

    ”Avrupa’nın en büyük üretim kapasitesine sahibiz”

    Fuarın açılışında konuşan Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı (TİM) Mustafa Gültepe, ”Ayakkabı sektörü Türkiye’nin geleneksel sektörlerinden bir tanesi olarak yer alıyor. Avrupa’nın en büyük üretim kapasitesine sahibiz. Sektör, pandemi sonrası daha farklı büyüme rakamları ortaya koydu. Sektörün 2021 yılında ihracatı 1 milyar doları aştı, bu yılın ilk sekiz ayında ise 800 milyon doların üzerini görmüştür. 2022 yılında ayakkabı ve deri mamulleri sektörü hak ettiği yeri alacaktır. Ayakkabı sektörünün orta vadede 3 milyar dolarlık bir rakama ulaşması lazım. Uzun vadede ise 5 milyar doların üzerine çıkmamız lazım. Daha çok yatırım, daha çok üretim, daha çok ihracat için önerisi olan, proje geliştiren herkesi dinlemeye ve desteklemeye hazırız. Çünkü ülkemizi selamete çıkarmak için yatırımdan, üretimden ve ihracattan başka bir yol görünmüyor” dedi.

    “Türkiye dinamik sanayi gücüyle krizleri fırsata çevirecektir”

    Ayakkabı sektörünün önemine vurgu yapan İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan, ”Ayakkabı sanayiciliği Türkiye’nin en önemli sektörleri arasında yer alıyor. Odamızın en önemli sektörleri arasında da yer alıyor. Ayakkabı sektörü insana dayalı bir sektördür. Türkiye bugüne kadar olduğu gibi dinamik sanayi gücüyle küresel çapta yaşanan krizlerin çoğunu fırsata çevirecektir’’ diye konuştu.

    ”Avrupa ülkelerinden yoğun bir taleple karşı karşıyayız”

    TASD Başkanı Berke İçten ise ayakkabı ihracatında 2014’ten sonra büyük bir sıçrama yakalandığını söyledi. Pandemi ile birlikte AB ülkelerinde Türk ayakkabısına ilginin arttığını ve pazarın çeşitlendiğini anlatan İçten, 2021’de ilk kez 1 milyar dolarlık ihracat sınırını geçtiklerini hatırlattı. İçten, 8 yıl önce 350 milyon dolar cari açık veren sektörün 2021’i 500 milyon dolar cari fazla ile kapattığına dikkat çekti.

    Avrupa’dan yoğun talep olduğunu belirten Berke İçten, “Ayakkabıda geleneksel pazarlarımızın yanı sıra bu yıl Almanya başta olmak üzere AB ülkeleri ve İngiltere’den yoğun bir taleple karşı karşıyayız. 2022’de en büyük 5 pazarımızdan 4’ünü AB ülkeleri oluşturuyor. En büyük pazarımız konumuna yükselen Almanya’ya ihracatımızı Ocak-Ağustos döneminde yüzde 44,3 artışla 65,7 milyon dolara çıkardık. Aynı dönemde İtalya’ya yüzde 68,8, Romanya’ya 36,3 daha fazla ihracat gerçekleştirdik. 2022’ye 1,3 milyar dolar ihracat hedefi ile başlamıştık. 8 ayda 800 milyon dolara yaklaştık. Eylül’ü de 100 milyon doların üzerinde kapatacağımızı tahmin ediyorum” dedi.

    İçten konuşmasını şöyle sürdürdü: “Fuar süresince firmalarımızla alıcılar arasında yeni iş birliklerinin de yaratacağı moralle bu yıl 1,3 milyar dolar hedefimizi yakalayabileceğimizi tahmin ediyorum. Eğer bir aksilikle karşılaşmazsak 2023’te 1,5 milyar doları rahatlıkla geçeriz. Biz orta vadede ayakkabı ihracatımızı 3 milyar dolara çıkarmak istiyoruz. Hedefe ulaşabilmemiz için küresel koşullar uygun. İstanbul’dan uçakla 3-4 saatlik uçuş mesafesinde 60 milyar dolarlık ayakkabı pazarı var. ABD’li perakende markaları Çin’den çıkmak istiyorlar. Etkili ve agresif bir tanıtım çalışması ile bu pazarlardan çok daha fazla pay alabiliriz. Ancak bizim de hızla üretimimizi ve nitelikli iş gücümüzü artırmamız, teknolojik alt yapımızı yenilememiz gerekiyor.”

    Yeşilköy’deki İstanbul Fuar Merkezi’nde 60 bin metrekare alanda kapılarını açan AYMOD Ayakkabı ve Moda Fuarı 1 Ekim tarihinde sona erecek.

  • Bakan Nebati’den tarım ürünleri ihracatı açıklaması

    Bakan Nebati’den tarım ürünleri ihracatı açıklaması

    Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, 2’nci Türkiye Çiftçi Zirvesi’ne katıldı. Toplantıda açıklamalarda bulunan Nebati, küresel salgın dönemi ve Rusya-Ukrayna arasındaki çatışma gıda sektörünün stratejik önemini tüm dünya tarafından hatırlamasını sağladığını aktardı.

    “Tarım ürünleri ihracatımız 7,6 milyar dolar ile rekor kırdı”

    Son 20 yılda Türkiye’nin her alanda önemli atılımlar gerçekleştirdiğine dikkat çeken Bakan Nebati, “Bu sürece tanıklık eden sektörlerin başında da tarım ve hayvancılık sektörü yer alıyor. Sektör bir yandan makineleşmeyle hızlanırken diğer yandan da verimlilik artışı ve ürün çeşitliliği sağlandığına hep birlikte şahit olduk. 2022 yılı Temmuz ayı itibariyle yıllıklandırılmış tarım ürünleri ihracatımız 7,6 milyar dolar ile Cumhuriyet tarihimizin en yüksek seviyesine ulaşmıştır” dedi.

    Bakan Nebati, “Tarım sektörünün stratejik önemi çerçevesinde yeterli ve güvenilir gıda arzının sağlanması, verimliliğin artırılması ve insanımızın refah artışının sağlanması amacıyla, üreticilerimizi kapsayıcı uygulamalarımızla desteklemeye devam ediyoruz. Bu yaklaşımla geçtiğimiz yıl çiftçilerimize bütçeden 24 milyar lira destek sağladık. Bu yıl bu rakamı 39,2 milyar liraya yükselttik” ifadelerini kullandı.

    Bakan Nebati, bu sezon TMO buğday ve arpa alım fiyatlarını yukarı yönlü revize ettiklerinin altını çizerek, “Ekmeklik buğdayda yıllık yüzde 187 ve arpada yüzde 226 oranında artış sağlandı. Ürününü TMO’ya satan çiftçilerimize verdiğimiz tarımsal desteklere ilave olarak 2022 yılında buğday için ton başına 1000 TL arpa içinde 500 TL prim ödenmesini sağladık. TMO’nun diğer bazı tarımsal ürün alımları da devam ediyor. Kabuklu fındıkta yüzde 196, çekirdeksiz kuru üzümde yüzde 108 seviyesinde bir artış sağlanmış durumda. Ayrıca Çaykur’un yaş çay alım fiyatında yüzde 173 artış yaparak üreticilerimizi desteklemeye devam ettik. Aynı şekilde Türk Şeker’in şeker pancarı alım fiyatında da yıllık yüzde 245 artış gerçekleştirerek pancar üreticilerimizin de yanında olduğumuzu gösterdik” diye konuştu.

    Bunlara ek olarak hayvancılık alanına da desteklerini sürdürdüklerini belirten Bakan Nebati, “Süt üreticilerimizin destek primide 30 kuruş artırarak 50 kuruşa çıkardık. Ayrıca dana karkas ve kuzu karkas alım fiyatını da kg başına 2 TL artırdık. Türkiye genelinde hayvan başına 370 TL olan buzağı desteğini de 500 TL’ye yükselttik. Bu yılın ilk 8 ayında 753 bin üreticimize 95 milyar liralık hazine faizi destek kredisi verdik. Üreticilerimiz 2022 yılı başından bu yana toplam 5,5 milyar liralık kredi faizini hazineden karşıladık. Yıl sonunda bu tutarın yaklaşık 10,8 milyar liraya yükseleceğini öngörüyoruz. Enerji maliyetlerini düşürmek için büyük gayret sarf ediyoruz. Tarımsal sulamada elektrik teslimlerinde KDV oranını yüzde 18’den 8’e indirdik. Ayrıca tarımsal sulama projeleri kapsamında DSİ ile TOKİ arasındaki işbirliğine ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararını yayınladık” açıklamalarında bulundu.

    “Küresel gıda piyasalarında Erdoğan etkisi”

    Bakan Nebati, “Uyguladığımız diplomasiyle küresel gıda arz güvenliği konusunda Türkiye önemli bir aktör haline geldi. Cumhurbaşkanımızın önderliğinde sağlanan Tahıl Koridoru Anlaşması yeterli gıdaya erişim problemi yaşayan bir ülkeyi rahatlattı. Bununla birlikte 2022 yılı içerisinde 12 dolara ulaşan buğdayın fiyatı Tahıl Koridoru anlaşmasıyla 8,4 dolara kadar geriledi. Literatüre girsin diye söylüyorum. Bu kelimenin tam anlamıyla küresel gıda piyasalarında Erdoğan etkisidir” dedi.

    “Yıl sonunda 40 milyar dolarlık bir turizm geliri hedefliyoruz”

    Turizmde de canlılığın artarak devam ettiğine işaret eden Bakan Nebati, “Dünya turizm pazarları içerisindeki payımızı her geçen yıl daha da artırıyoruz. Turizm gelirlerinde rekor kırdığımız 2019 yılındaki turizm gelirini bu yıl aşarak yıl sonunda 40 milyar dolarlık bir gelirle kapatmayı hedefliyoruz. Ziyaretçi sayısında da 47 milyonun üzerine çıkmayı bekliyoruz” şeklinde konuştu.

    Aldıkları tedbirler ve küresel düzeyde yaşanacak normalleşme ile birlikte enflasyonu yeneceklerini vurgulayan Bakan Nebati, “Yıl sonundan itibaren bu düşüşü daha net bir şekilde hissetmeye başlayacağız. Hepimiz biliyoruz ki enflasyon sepeti içerisindeki en önemli kalem gıdadır. Gıda enflasyonunun halkımız üzerindeki olumsuz ektilerini azaltmak için temel gıda ürünlerinde KDV oranlarını indirdik. Üretici ve hal fiyatları ile perakende fiyatları arasındaki farkın takibi ve nedenlerine yönelik analiz çalışmaları sürüyor. Dün de Cumhurbaşkanımız ücretli çalışanlara yönelik yeni müjdemizi açıkladı. Geçtiğimiz Temmuz ayında ara düzenleme yapılarak çalışanlara ödenen yemek vergi istisnasını 34 liradan 51 liraya çıkarmıştık. Yıl sonunda yeniden değerleme oranına göre aktaracağız ve rakamı güncelleyerek çok önemli bir alanı açmış olacağız. Şimdi çalışanlara ödenen nakden vergi tutarları da vergiden istisna hale gelecek. Diğer bir güncel müjdemizde çalışanlara yapılacak elektrik ve doğal gaz ödemelerinde vergi yükünün bu kış boyunca kaldırılmasıdır. Bu gerek işverenlerimizi ama en önemlisi çalışanlara katkı sağlayacak bir düzenleme olacak ve enerjideki maliyetlerin yanında işverenler de buna katkı sağlayarak önümüzdeki kış çalışanların rahat nefes almasını sağlayacak bir adım atmış olacağız. İşverenlerimiz tarafından 2023 yılı Nisan ayı sonuna kadar çalışanlarına elektrik, doğal gaz ve ısınma giderlerini karşılamak için ödeyecekleri bin lirayı aşmayan tutarlardan gelir vergisi almayacağız” diye konuştu.

  • Bitlis’ten yurt dışına kurutulmuş domates ihracatı

    Bitlis’ten yurt dışına kurutulmuş domates ihracatı

    Nisanda ekimi yapılan domatesler, hasat edildikten sonra temmuz ve ağustos aylarında kurutma işleminden geçiriliyor. Domatesler, kesilerek kavurucu sıcakta 10-12 gün içinde kuruduktan sonra yurt dışı ile birlikte Türkiye’nin 80 vilayetine gönderiliyor. Sofralık domates üretiminde Türkiye genelinde söz sahibi olduklarını ifade eden Tarım ve Orman Bitlis İl Müdürü Rıfat Çelik, kurutmalık domateste de iddialı olduklarını söyledi. Çelik, “Bitlis ilimiz yüzde 96’nın üzerinde geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlayan şehirlerimizdendir. Son yıllarda yaptığımız yatırımlarla beraber, tarımsal mekanizasyondaki yenilikler, sulama sistemindeki yeniliklerimizle beraber, atıl tarım arazilerinin tarıma kazandırılmasıyla beraber şu anda yüzde 99.7 oranında arazilerimiz kullanmaktayız. Tabii ilimizde bir sürü stratejik ürün yetişmektedir. Sofralık domates üretimi de Bitlis’in ana ürünlerinde olmaya başladı” dedi.

    “İlimize katma değeri yaklaşık 832 milyon TL civarındadır”

    Bu yıl 26 bin dekarlık alanda, 208 bin ton sofralık domates üretimiyle geçen sene olduğu gibi Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde birinci sırada olduklarını söyleyen Çelik, “Bunun şehrimize tarımsal hasıla anlamında büyük katkısı olmaktadır. Bu 208 bin ton domatesimizin Bitlis ilimize katma değeri, tarımsal hasıla anlamında yaklaşık 832 milyon TL civarındadır. Domates ilimizde sofralık tipi olarak üretmekle beraber sanayi tipi domates yetiştiriciliği de çok yaygındır. Bizde tarla sebzeciliği çok yaygındır. Sanayi tipi domateslerimiz de bizde herhangi bir endüstriyel sanayi tesisi olmadığı için bunu da yaş meyve sebze olarak Türkiye’nin 80 vilayetine, Irak ve Suriye pazarlarına arz etmekteydik” ifadelerini kullandı.

    “İklimimiz domates kurutmaya çok müsaittir”

    Kurutmalık domates sektörüne de girmeye başladıklarını söyleyen Müdür Çelik, geçen yıl demo olarak kurutmalık domates yaptıklarını ancak bu yıl ciddi olarak bu işte söz sahibi olacaklarını kaydetti Çelik, “Şu anda Tatvan ilçemizdeyiz. Behçet Bilici çiftçimiz geçen sene bir demo üretimimiz olmuştu. Ancak bu sene yoğun bir şekilde kurutmalık domates yapıyoruz. Şu anda 250 bin metrekare alanda sergilerimizi açmışız. Bu alanda ürettiğimiz 208 bin ton domatesin, bu sene 700 tonunu kurutmalık domates olarak değerlendireceğiz. İklimimiz domates kurutmaya çok müsaittir. Şu an sergilerde görmüş olduğunuz domatesler, simetrik olarak ikiye bölünmekte, tuzlanmakta. Gün kurusu anlamında bu domateslerin kurutulmuşluğu güney iklimimizde 6-7 gün iken, bizde bazen 8-10 günü bulabiliyor. Kendi haliyle doğal kuruma yöntemi bizde ürün kaliteliğini de arttırıyor. Ege Bölgesi’nden davet ettiğimiz iş insanları var. Şu anda kurutmuş olduğumuz domatesleri onlara satacağız. Onlar da oraya götürüp endüstriyel tesislerde, farklı işlemlere maruz bırakarak ürünleri Avrupa kıtasında, Almanya, Hollanda, Batı ülkelerine ve Amerika kıtasına, Kanada’ya ihracatını yapmaktadırlar. Gönlümüz şunu arzu ediyor, önümüzdeki yıldan itibaren ihracat noktasını direkt Bitlis ili yapacağız. Avrupa’ya, Amerika’ya kendi üreticimiz eliyle ihracatını biz yapmış olacağız. Şu an kurutulmuş domatesin Avrupa pazarında raftaki fiyatları 5 ile 20 dolar arasında değişmekle beraber, o pazarlarda katma değeri yüksek bir ürün haline geliyor. Bizim de amacımız özellikle önce dış pazar bulmak. Dış pazarda ürünlerimize katma değer sağlamak. Burada şu an 250’den fazla işçi çalışmaktadır. 26 bin dekarlık domates üretim alanında, sezon boyunca 7-8 bin civarında mevsimlik işçi çalışmaktadır. Mevsimlik işçilerin burada gördüğünüz gibi yaşamsal alanlarını kurmuşuz. Bu alanlardaki üretimler hem ilimize çok önemli değer katmakta hem insanlarımıza atıl iş gününün istihdam edilmesinde büyük fayda sağlamaktadır. Bu domates hinterlandında büyük firmalarla görüşmelerimiz var. Salçalık domates üretimi çok yaygındır. Ancak herhangi bir salça tesisimiz, fabrikamız şu anda yoktur. Yatırımlar için davet etmişiz. Görüşmelerimiz devam ediyor. Gönül istiyor ki seneye hem kurutmalık yapalım hem salça fabrikamız olsun, fabrikalarımızda salça da üretelim. Zaten Türkiye’nin 80 iline ve dış ülkelere yaş sebze meyve anlamında sofralık olarak ihracatımız vardır” diye konuştu.