Etiket: ihracat

  • Kırmızı et ihracatına kısıtlama getirildi

    Kırmızı et ihracatına kısıtlama getirildi

    Ticaret Bakanlığı İstanbul Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürlüğü tarafından 21 Mart 2022 tarihli “Hizmete Özel” başlığı ile “Kırmızı Et İhracatında Dönemsel Düzenleme Yapılması” konulu yazı Tüm Şube Müdürlüklerine, Tüm Bağlantı Gümrük Müdürlüklerine, İstanbul Laboratuvar Müdürlüğüne, Tüm Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüklerine gönderildi.

    ARZ GÜVENLİĞİNİN SAĞLANMASI AMACI

    Dünya gazetesinden Ali Ekber Yıldırım’ın haberine göre, söz konusu yazıda bakanlık makamının 19 Mart 2022 tarih ve 10724253-305.04.02.02-4916055 sayılı ‘olur’u ile, ülkesel et arz güvenliğinin sağlanması, arz ve talep dengesinin korunması için; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC), Azerbaycan Cumhuriyeti’ne ve Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ne ihracatı yapılacak büyükbaş hayvanların eti ile koyun ve keçi etleri hariç olmak üzere, 0201, 0202 ve 0204 başlığı altındaki Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu (G.T.İ.P.)’nde yer alan büyükbaş hayvanların eti ile koyun ve keçi etlerinin ihracatının yeni bir talimata kadar kısıtlanmasının uygun görüldüğü ifade ediliyor.

    VETERİNERLİK SAĞLIK SERTİFİKASI DÜZENLENENLER İHRAÇ EDİLECEK

    Yazıda ayrıca, “Bakanlıklarının yeni bir bildirimine kadar 0201, 0202 ve 0204 başlığı altındaki Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu (GTİP)’nde yer alan büyükbaş hayvanların eti ile koyun ve keçi etlerinin ihracatının, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Azerbaycan Cumhuriyeti ve Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti hariç olmak üzere, 19.03.2022 tarihi ve öncesinde veteriner sağlık sertifikası düzenlenmiş olanlar hariç, ülkemizden çıkışına 19.03.2022 tarihinden itibaren izin verilmemesi istenilmektedir” denildi.

  • BTSO’da hedef 10 bin ihracatçı

    BTSO’da hedef 10 bin ihracatçı

    Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, ihracatçı firmaların küresel krizlerden daha az etkilendiğini belirterek, kentteki ihracatçı sayısını 10 bine taşımayı hedeflediklerini söyledi.

    Pandemi tedbirleri kapsamında 2020 yılı Mart ayından bu yana online olarak düzenlenen BTSO aylık meclis toplantısı, iki yıllık bir aranın ardından yeniden fiziki olarak gerçekleştirildi. BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, BTSO üyelerinin pandemi sürecini en az hasarla atlatabilmesi adına son iki yıllık dönemde başarılı bir sınav verdiklerini söyledi. Çalışmalarından dolayı BTSO meclis üyelerine teşekkür eden Burkay, “Bu süreçte 63 meslek komitemizden gelen talepleri, mevcut durumu ve çözüm önerilerini detaylı bir şekilde ilgili kurumlarla paylaştık. Pandemi sonrası oluşacak fırsatları değerlendirebilmek adına şirketlerimizin ayakta kalabilmesini hedefledik. Bugün iş dünyamızın beklediği hayati tedbirlerin hayata geçmesi konusunda attığımız adımların birçoğunun neticelerini almaktan memnuniyet duyuyoruz” dedi.

    Göreve geldikleri günden bu yana ekonominin en büyük aktörlerinden en küçük işletmelere kadar tüm üyeler için proje, hizmet ve çözüm üreten bir anlayışla çalıştıklarını ifade eden Başkan Burkay, “16 makro proje hedefiyle çıktığımız yolda bugün 60’ın üzerinde projeyi hayata geçirdik. Türkiye’nin koymuş olduğu hedefleri yakalamada Bursa’yı en önemli merkezlerden biri yapabilme hedefiyle pozisyon alıyoruz. Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi bir hayaldi. Bugün dünyanın en iyi 5 merkezi arasında yer alıyor. Mükemmeliyet merkezleri yaptık. Elektrikli araçlar, mikromekanik ve mikroelektronik alanında 3 yeni merkezi daha hayata geçiriyoruz. Bunları yaparken Bakanlıklar ve AB’den fonlar alıyoruz. Bugün elektrikli araçlar, uzay ve uydu teknolojileri gibi alanlarda bir adım atılacaksa Bursa’yı yok saymak mümkün değil. Kurmuş olduğumuz bu yapılar, Bursa’nın yeni ekonomide oyunda kalması için önemli bir mihenk taşı. Bu projelerin sayısını hep birlikte daha da artıracağız” diye konuştu.

    BTSO’nun güçlü potansiyelini ve iş ağını doğru kullanarak önemli neticeler aldıklarını belirten Başkan Burkay, “Bursa’da yıllık ihracatımızı serbest bölgelerimizle birlikte 16 milyar dolara taşıdık. Geçen yıl çip krizi dolayısıyla yaklaşık 2 milyar dolarlık bir kaybımız var. Çip krizinin bu yıl da devam edecek olmasına rağmen biz yeni rekorlar kırmaya devam edeceğiz. İhracatı geliştirmeye yönelik çalışmalarımızla Bursa 2 bin 900 yeni ihracatçı firma kazandı. Şimdi Bursa Dış Ticaret Merkezi’ni kurduk. Bursa’da 7 bin 300 olan ihracatçı firma sayısını 10 binin üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. Bursa’nın küresel krizlerden fazla etkilenmemesinin temel sebebi güçlü dış ticareti ve 8 milyar dolarlık dış ticaret fazlası olması. Bunu geliştirmek ve sürdürülebilir hale getirmek bizim görevimiz. Böylece ekonomimizi krizler karşısında daha dayanıklı hale getireceğiz” dedi.

    KOBİ OSB için çalışmaları sürdürdüklerini kaydeden Başkan Burkay, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Bursa’da sanayi alanlarının toplam yüzölçümü içindeki payı sadece binde 8. hepimiz Almanya gibi gelişmiş bir sanayi ülkesi olmak istiyoruz. Almanya’da bu oran yüzde 4,4. Diğer taraftan Bursa’da toplam üretimin yüzde 45’i organize sanayi bölgelerinin dışında, plansız sanayi alanlarında gerçekleşiyor. Buradaki altyapı üretime uygun değil. Bizim trafik, hava kirliliği ve çevre konusundaki sorunları ortadan kaldırmak için plansız sanayi alanlarını ve lojistik faaliyetleri şehrin dışına çıkarmamız gerekiyor. İstanbul-İzmir Otoyolu ve demiryolu yatırımları ile entegre üretim alanları ve şehrin iki yakasında oluşturulacak iki uydu kentle 800 binlik nüfusu Bursa’nın merkezinden dışarıya taşıyarak, şehri rahatlatabiliriz.”

    Enerji konusunda yaşanan gelişmelere de değinen Başkan Burkay, Rusya ile Ukrayna arasında artan gerilimin Avrupa’daki enerji tedariği güvenliği açısından büyük sıkıntılar oluşturacağını belirterek, “Biz yeni ilişkilerle kaynak çeşitliliğini sağlar, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırımların artmasını sağlarsak, dünyada pozitif ayrışan ülkeler arasında yer alabiliriz. Üretimin aksamaması adına enerji arzı güvenliği çok önemli. Son yaşadığımız süreçte de gördük ki en pahalı enerji, olmayan enerji. Bunun için farklı stratejiler oluşturmamız gerekiyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve EPDK’da bir strateji değişimi söz konusu. Biz özellikle 2014 yılından bu yana bölgesel enerji ajanslarının kurulması gerektiğini savunuyoruz. Tıpkı kalkınma ajansları gibi enerji politikaları geliştirecek, enerji arz güvenliğini sağlayacak stratejiler geliştirecek olan enerji ajanslarının kurulması gerekiyor. Ortaya koyduğumuz bu vizyonu da her platformda anlatmaya devam edeceğiz” İfadelerini kullandı.

    Türkiye’nin 20 Aralık’tan itibaren yatırım ve yüksek ihracata dayalı, cari açığı azaltma ve toplumsal refahı artırma hedefiyle yeni bir ekonomik model belirlediğini belirten Başkan Burkay, “Özellikle Kredi Garanti Fonu kefaleti ile toplamda 60 milyar TL’lik üç yeni paketin devreye alınması istihdam, üretim ve yatırım noktasında girişimcilerimize ve sanayicilerimize pozitif yansıyacaktır. Bununla birlikte pandemiden yoğun olarak etkilenmeye devam eden, yiyecek içecek ve hizmet sektörümüzün farklı değerlendirilmesini bekliyoruz. Firmalarımızın bugünü çevirebilecek güçleri olsa da geçmişten gelen borçları taşıyacak durumları yok. Bu işletmelere yönelik hibe desteği verilmesini talep ediyoruz. Düşük faizli kredi veya borç stoklarını ötelemek çözüm değil. Yine kamu alacakları ve kira uyuşmazlıkları konusunda da firmalarımızın taleplerinin karşılık bulması için çalışmaya devam ediyoruz” dedi.

  • İran’a ihracat artınca beyaz et zamlandı

    İran’a ihracat artınca beyaz et zamlandı

    Türkiye’den İran’a beyaz et ihracatı artınca, beyaz et çeşitlerinden olan tavuk göğsünün fiyatı yüzde 30 zamlandı.

    Bütün mutfaklarda en çok kullanılan ürünün tavuk göğsü olduğunu dile getiren Bursalı esnaf Murat Ay, bilhassa kış mevsiminde en çok tüketilen ürünün göğüs eti olduğunu ve vatandaşın talebinin bu ürüne çok fazla olduğunu söyledi.

    Bursa Tuz Pazarı’nda uzun yıllardır tavuk satan Murat Ay, “Bugünlerde piliç ürünlerine maalesef yüzde 30 ila yüzde 40 arası zam geldi. Beyaz etin zamlanmasının sebeplerinden biri de, İran’a yüksek miktarda beyaz et ihracatı olduğu söyleniyor. Vatandaşın beyaz ete talebi çok fazla. Bugün restoranlar ve kafeler başta olmak üzere hemen hemen bütün mutfaklarda yüzde 80 göğüs eti kullanılıyor. Bilhassa kış mevsiminde tavuk şiş, tavuk sote, tavuk kızartma çeşitlerine rağbet çok fazla. Hâliyle göğüs eti fiyatları da yüzde 30 arttı” dedi.

    “Esnafta marketlerden daha ucuz”

    Esnaf dükkanlarında fiyatların marketlere nazaran daha ucuz olduğunu savunan Murat Ay, “Biz esnaflarda göğüs eti fiyatı süpermarketlere göre çok daha uygun. Biz göğüs etinin kilosunu 35 liraya satıyoruz. Süpermarketlerde ve AVM’lerde ise göğüs etinin kilosu 45 liradan başlıyor, 75 liraya kadar çıkıyor’’ diye konuştu.

    Öte yandan Murat Ay, tavuk kanadının kilosunun 33, bütün pilicin 24, kelebeğin 26, pirzolanın 38, tavuk incik fiyatının ise 37 lira olduğunu söyledi.

  • Bursa’dan 9 ülkeye çöğür ihracatı

    Bursa’dan 9 ülkeye çöğür ihracatı

    Bursa’nın İnegöl ilçesinde çöğür ve fidan hasadı başladı. İnegöl’de bu yıl 15 milyon çöğür bitkisi üretimi gerçekleşti. Türkiye’nin çöğür ihtiyacının yüzde 70’ini karşılayan İnegöl, 9 ülkeye fidan ihracatına başladı. Fidan ve çöğür ihracatından toplam 10 milyon dolar döviz girdisi sağlanması hedefleniyor.

    Türkiye’nin her yerine fidan satışı yapan İnegöl’ün kırsal Cerrah Mahallesi çiftçileri, bu yıl Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Bosna-Hersek, Kosova, Yunanistan, Bulgaristan, Gürcistan ve Azerbaycan olmak üzere 9 ülkeye ihracat yapmaya başladı.

    Cerrah Mahallesi Muhtarı Hasan Ayar, “Cerrah mahallemizde yetişmekte olan çöğür ve aşılı fidan hasadımız başlamıştır. Türkiye’nin çöğür üretiminin yüzde 70’ini İnegöl’ümüz oluşturuluyor. 15 milyon adet civarında çöğür üretimi yapıyoruz. Bunun yaklaşık 5 Milyon adeti Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Bosna-Hersek, Kosova, Yunanistan, Bulgaristan, Gürcistan ve Azerbaycan olmak üzere 9 ülkeye ihraç ediliyor. Diğer kalan kısmı ise Türkiye genelinde satışa sunuluyor. Bu sene talebe yetişmek için zorlandık. Keşke biraz daha fazla üretim yapsaydık. Mahallemizin yüzde 90’ı fidan üretimi yaparak geçimini sağlıyor. Toprağımızın verimli olmasından dolayı her çeşit fidan üretimini yapabiliyoruz. İhraç ürünlerinden yaklaşık 10 milyon dolar civarında bir gelir sağlanıyor. Bu şekilde ülkemize katkı sağlıyoruz” dedi.

  • BTSO üyelerine Özbekistan’dan işbirliği ve yatırım çağrısı

    BTSO üyelerine Özbekistan’dan işbirliği ve yatırım çağrısı

    Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nı (BTSO) ziyaret eden Semerkant Bölgesi Vali Yardımcısı Nozir İbragimov başkanlığındaki Özbekistan heyeti, Bursa iş dünyası ile tekstil, mobilya, inşaat malzemeleri ve gıda gibi çeşitli sektörlerde işbirliği yapmak istediklerini ifade etti.

    Bursa iş dünyasının yeni pazarlara açılması ve küresel işbirlikleri kurması için çalışmalarını sürdüren BTSO, tarihî ipek yolu üzerinde bulunan Özbekistan’ın Semerkant şehrinden gelen heyeti ağırladı. Semerkant Bölgesi Vali Yardımcısı Nozir İbragimov başkanlığındaki Özbekistan heyetini BTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsmail Kuş ve BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Alparslan Şenocak ağırladı. Toplantıda iki ülke arasındaki ticaret imkanları ve yatırım fırsatları görüşüldü.

    BTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsmail Kuş, oda olarak Türkiye ve Özbekistan arasındaki ticarî münasebetlerin gelişmesi için her türlü desteği vermeye hazır olduklarını söyledi. Son dönemlerde artan karşılıklı ziyaretler ile Bursa ve Özbekistan arasındaki ekonomik ilişkilerin ivme kazandığını ifade eden İsmail Kuş, “Karşılıklı heyet ve fuar ziyaretlerini artırmayı hedefliyoruz. Ticaret Bakanlığımızın destekleriyle farklı sektörlerde yürüttüğümüz UR-GE projelerimiz kapsamında gelecek yıl Özbekistan’da faaliyetlerimiz olacak. Bursa’da düzenleyeceğimiz Junioshow ve Bursa Textile Show gibi fuar organizasyonlarında da Özbekistanlı iş insanlarını daha çok görmeyi arzu ediyoruz” dedi.

    BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Alparslan Şenocak, Özbekistan’ın Bursa iş dünyası için özel bir yere sahip olduğunu belirterek, “Köklü tarihi ve kültürel bağlarımızın bulunduğu dost ve kardeş ülke Özbekistan ile ticaret ve yatırım imkânlarımızı geliştirmeyi hedefliyoruz. Bursa’da Özbek sermayeli 4 firma faaliyet gösteriyor. Özbekistan’a ihracat gerçekleştiren 193 firmamız var. 50 milyon dolar seviyesinde olan Bursa-Özbekistan ikili ticaretini artırmak için büyük gayret gösteriyoruz” dedi.

    Semerkant Bölgesi Vali Yardımcısı Nozir Ibragimov, daha fazla Türk iş insanına ulaşmak için Bursa’yı ziyaret ettiklerini belirterek, Bursalı iş insanlarının Özbekistan’da daha aktif şekilde yer almalarını beklediklerini ifade etti. Başta tekstil, tarım ve inşaat malzemeleri olmak üzere birçok sektörde işbirlği imkanlarının bulunduğunu belirten Vali Yardımcısı Ibragimov, “İş insanlarına câzip imkânlar sunuyoruz. Bursalı firmalarımızı bu imkanlardan faydalanmak için Semerkant’a davet ediyorum. Türk iş insanlarını desteklemeye devam edeceğiz.” diye konuştu.

    “Özbekistan yatırımcılar için cazip bir pazar”

    Özbekistan Bursa Fahri Konsolosu Ali Baklan, Özbekistan’ın ekonomide açılım süreci ile son yıllarda önemli bir gelişim kaydettiğini söyledi. İş gücü ve enerji maliyetleri açısından Özbekistan’ın son derece cazip bir pazar olduğunu ifade eden Baklan, “Türkiye olarak Orta Asya pazarına geç kaldık. Başka pazarlar yerine bu bölgeye odaklansaydık şu an daha farklı bir konumda olabilirdik. Ancak pazarda hala önemli fırsatlar var. Özellikle Bursa, Özbekistan ile tekstil alanında işbirlikleri yapabilir” dedi.

    Toplantıya Girişimcilik Kalkınma Ajansı Müdürü Bahriyor Rafeev, Ticaret ve Sanayi Odası Birim Müdürü Bahodir Sanakulov ve Özbekistanlı iş adamları da katıldı.

  • Bursa Siyah İnciri Çin pazarına girmeye hazırlanıyor

    Bursa Siyah İnciri Çin pazarına girmeye hazırlanıyor

    Avrupa’nın ve dünyanın bir çok ülkesine ihraç edilen Bursa Siyah İnciri Çin pazarına girmeye hazırlanıyor. İngiltere veliahdı William’ın eşi Cambridge düşesi Kate’in hamilelik döneminde tüketmesiyle daha da ünlenen Bursa’nın meşhur siyah inciri Çin’e girerse, mevcut ihracat ikiye katlanacak.

    Siyah incirde bu yıl iklim şartları ve ilekleme sıkıntılarından dolayı yüzde 50 rekolte kaybı var. Bu yıl verim az olmasına rağmen, fiyatların 30 liralardan 12 liraya kadar düşmesi üreticiler tarafından tepkiyle karşılandı

    Üreticilerin gösterdiği tepki üzerine şirketler fiyatları 25 liraya çıkardı, ancak tekrar 18 liraya düşürdü. Bu yıl inişli çıkışlı bir sezon yaşayan siyah incirle alakalı bir açıklama da Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Prof. Dr. Senih Yazgan’dan geldi.

    Bursa siyah inciri ihracatının bütün hızıyla devam ettiğini ifade eden Senih Yazgan, “Tabii işin doğallığı ve olgunlaşma periyodunun getirdiği fiyat dalgalanmaları, kimi zaman ihracatçımızı, kimi zaman da üreticimizi memnun etmiyor. İlk açılış dönemindeki fiyatlarla sürdürülebilir bir ihracatın gerçekleşmeyeceğini söylememize rağmen, üretici, bu fiyatları bütün sezon boyunca sürecek zannetti. İşin dinamiği gereği ürünün bollaşması ile birlikte fiyatlarda zaman zaman aşağıya doğru eğilim olur. Ürünün azalması ile birlikte, fiyatların yukarıya doğru çıkışı söz konusu olacaktır. Ama bizim buradaki en önemli stratejik olarak yapmamız gereken, ürünün pazarlardaki sürekliliğinin yıllık olarak değil, uzun yıllara taşıyabilecek şekilde, çok stratejik olarak davranmamız gerekli olduğunu, hem ihracatçı acısından, hem üretici açısından mutlaka dillendirmemiz gerekiyor. Burada söyleyebileceğimiz, burada kaleme alabileceğimiz her küçük metin dahi, uluslararası arenada, karşıdaki marketlerin alım sorumluları tarafından, buradaki hem ihracatçıyı, hem de üreticiyi zor durumda bırakacak farklı beklentilere, yani düşük fiyat beklentilerine bizleri sokabilecektir. Bu konuyu da, yapacağımız her türlü duyum ve paylaşımın, mutlaka bu nadide ürünün sürekliğinin pazarda korunabilmesi adına, çok stratejik ve söylemlerimizi çok dikkatli bir şekilde kullanarak yapmamızın gerekliliğini dillendirmemiz gerekiyor. Biz ihracatçılar olarak, elimizden gelen her şeyi yapmaya çalışıyoruz. Çok zor bir yıl, zaten ilk başladığımız dönem itibariyle, mevsimsel anlamda sıkıntılar ve onların dışında bir de ilek incirde yaşanan yetersizliklere bağlı olarak, üründe hacmen, üretim miktarında azalmayla birlikte, gerçekten zor bir yıl yaşıyoruz. Kaliteli dediğimiz ürünler, yani üreticiden aldığımız ürünlerin işleme ünitelerine geldiğinde, zaman zaman sıkıntılı ürünlerle karşılaştığını, belli bir kısmının da yine ihraç edilemeyecek nitelikte olduğuyla karşı karşıya kalınca, ihracatçı, gerçek aldığı değerin çok üzerinde bir bedelle, sanki üreticiden malı almış ve bunu da ihraç eder bir konuma düşüyor. Yani bir kiloluk üründen, belki de satılabilir değerde, yaklaşık olarak yediyüz gram bir ürün ortaya çıkarabiliyor. Hem kalite sorunundan dolayı, hem de ürünün geçen yılki kış sorunlarından kaynaklı problemlerinden dolayı, bunları, bizlerin kol kırılır yen içinde kalır mantığı ile, ulusal düzeyde mutlaka çok stratejik bir şekilde kendi içimizde değerlendirmemiz daha doğru olacaktır” dedi.

    Çin pazarı çalışmaları sürüyor

    Gelecek yıllarda siyah inciri Uzakdoğu pazarına taşıyabilmeyi hedeflediklerini anlatan Yazgan, “Bununla ilgili çalışmalar yapılıyor. Bursa belediyesinin bu konuda bir çalışması var. Üreticimizin günlük fiyatlardan çok, bir yıl içerisinde, toplam kilogram başına ne kazandığını sorgulaması, esas doğru olan yaklaşımdır. Bugün 25 liradan 18 liraya düştü diye bunu dillendirmek yerine, ben bir yıl içerisinde bu ürünü kaç liradan sattım, bu beni tatmin ediyor mu, üretim girdilerimi karşılıyor mu ve beni önümüzdeki yıl içerisinde mutlu bir üretici konumuna getiriyor mu, sorgulaması yapması gerekir ki, bu gerçekten hem ülkemiz adına, hem de bu ürünün pazarlardaki sürekliliği açısından önem arz ediyor. Özellikle Uzakdoğu pazarı bizim için çok önemli. Çin pazarı için çok uğraşıyoruz. Çin’de bu konuyla alakalı bir reklam filmi oluşturmuştuk. Onun çok büyük etkilerini gördük. Ülkeler arası karantina zorunlulukları sebebiyle, bu ürünün oraya ihracatı mümkün gözükmemekte. Biz önümüzdeki bir yıl içerisinde, Bursa Büyükşehir Belediyesince desteklenen projeyle, Çin Tarım Bakanlığına götüreceğiz. Karantina zorunlulukları gerekli olan tüm zararlıları elimine ettiğimiz proje budur. O pazara bu ürünü sokabilirsek, bir Avrupa’nın bütününden daha fazla büyük pazara kapı açmış olacağız” diye konuştu.

  • Temmuz ayı ihracat rakamları açıklandı

    Temmuz ayı ihracat rakamları açıklandı

    Ticaret Bakanı Mehmet Muş, “Temmuz ayı ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10 artışla 16,4 milyar dolar oldu. Bu tutar, bugüne kadar gerçekleştirilen en yüksek temmuz ayı ihracatı. Son 12 aylık ihracatımız da 201,5 milyar dolara yükselerek yeni bir Cumhuriyet rekoruna imza atmıştır. İlk defa 200 milyar doları geçmiş bulunuyoruz” dedi.

    Bakan Muş, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nce (TİM) bakanlıkta düzenlenen toplantıda temmuz ayı dış ticaret rakamlarını açıkaldı. Toplantıya TİM Başkanı İsmail Gülle de katıldı. Bakan Muş, 2021 yılında ABD ve İngiltere’nin yüzde 7, Euro Bölgesi’nin ise yüzde 4,6 büyümesinin beklendiğini belirterek, “Bu durum, ülkemizin ihracat potansiyeli için olumlu bir göstergedir. Bununla birlikte, IMF’nin temmuz raporunda vurgulandığı üzere, ülkelerin ekonomik göstergeleri arasındaki uçurum, aşılama performanslarına bağlı olarak genişlemektedir” dedi.

    ‘AŞILAMA, EKONOMİNİN GÜÇLENMESİ İÇİN ÖNEMLİ’

    Aşılamanın ekonomi için önemini vurgulayan Bakan Muş, “Hükümetimiz büyük bir kararlılıkla, bugüne kadar yaklaşık 74 milyon doz aşının yapılmasını sağlamıştır. Vatandaşlarımızın bir an önce randevularını alarak aşılarını olmaları hem toplum sağlığı, hem de ekonomimizin güçlenmesi açısından büyük önem arz etmektedir” diye konuştu.

    Küresel ekonomide diğer baskın gelişmenin artan enflasyon olduğunu dile getiren Bakan Muş, “Covid-19 ile mücadele kapsamında artan kamu harcamaları ve parasal genişleme, kuraklık, üretim kısıtları, tedarik zincirlerinde yaşanan sorunlar ve arz-talep dengesizlikleri, birçok ülkede hem talep hem de maliyet kaynaklı fiyat artışlarına neden olmaktadır. Nitekim, yılbaşından bu yana küresel piyasalarda petrol fiyatları yüzde 75, metal fiyatları yüzde 51 ve tarımsal emtia fiyatları yüzde 44 oranında artış göstermiştir. Bu durum, tüm dünyada olduğu gibi ülkemiz üzerinde de bir enflasyon baskısı oluşturmaktadır. Hükümetimiz ve Merkez Bankamız, bu etkilerin en aza indirilmesi ve fiyat istikrarının sağlanması amacıyla gerekli tüm adımları atmaya devam etmektedir” ifadelerini kullandı.

    ‘TÜRKİYE EKONOMİSİ, GİRİŞİM EKONOMİSİ OLMA YOLUNDA’

    Ekonomide 2020’nin son çeyreğinde yakalanan ivmenin, 2021’in ilk çeyreğinde de devam ettiğini ve anılan çeyrekte yüzde 7’lik bir büyüme performansı yakalandığını hatırlatan Bakan Muş, şöyle konuştu:

    “Öncü göstergeler, bu ivmenin güçlenerek devam ettiğini göstermektedir. Sanayi üretimimiz mayıs ayında yıllık olarak yüzde 40,7 artarken, kapasite kullanım oranları temmuzda bir önceki yılın aynı dönemine göre 6 puanlık bir artış kaydetmiştir. İSO İmalat PMI Endeksi haziranda 51,3 seviyesinde iken, temmuzda 54 seviyesine yükselmiştir. Benzer şekilde, normalleşme adımlarımıza paralel olarak reel kesim güven endeksi temmuzda haziran ayına göre 2,3 puan artışla 112,1’e yükselerek pandemi döneminin en yüksek düzeyine ulaşmıştır. Yine, hizmet sektörü güven endeksi de, temmuzda bir önceki aya göre 6,3 puan artarak pandemi öncesi seviyelerine ulaşmıştır. Özellikle, başta istihdam potansiyeli olmak üzere, birçok açıdan ekonomimizin önemli bir parçası olan hizmet sektöründeki toparlanmayı bir hayli önemsiyoruz. Bu göstergeler ikinci çeyrekte, baz etkisinin de katkısıyla, yüzde 20 civarında ciddi bir büyümeye işaret etmektedir. Hep söylediğimiz gibi, büyümenin miktarı kadar sağlıklı ve dengeli olması da çok önemlidir. Ekonomimiz talep, üretim ve ihracat açısından dengeli bir büyüme ortaya koymaktadır. Bu durum, cari işlemler dengemizde yapısal bir iyileşmenin önünü açmakta; dış kaynak ihtiyacını azaltarak ekonomimizin sürdürülebilir temeller üzerinde yükselmesine imkân tanımaktadır. Türkiye ekonomisi, adeta girişim ekonomisi olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir. Birçok Türk teknoloji girişimi 2021 yılında uluslararası arenada ciddi yatırımlar almaktadır. Tahmin edeceğiniz üzere, bu yatırımların ardında dijitalleşme ve sürdürülebilirlik gibi bazı anahtar kavramlar yer almaktadır. Bu kavramları vakitlice içselleştirenlerin hem kendilerinin kazandığını, hem de ülkemiz için yüksek katma değer yarattığını bizzat görmekteyiz.”

    ‘YENİ BİR CUMHURİYET TARİHİ REKORU’

    Ekonomide yılın ilk yarısını rekorlarla kapattıklarını anımsatan Bakan Muş, haziran ayında aylık, 6 aylık ve 12 aylık bazda Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat rakamlarına ulaştıklarını belirterek, şunları söyledi:

    “Temmuz ayı ihracatımız da, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 10 artışla 16,4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Söz konusu tutar, bugüne kadar gerçekleştirilen en yüksek temmuz ayı ihracatıdır. 9 günlük Kurban Bayramı tatilini dikkate aldığımızda, iş günü bazında ihracat tutarımızın da oldukça yüksek olduğunu görmekteyiz. Bu sayede ocak-temmuz dönemi ihracatımız, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 35 artışla 121,4 milyar dolara yükselmiştir. Yine pandemi öncesine göre kıyaslarsak 2019 yılı ocak-temmuz dönemine göre de ihracatımız yüzde 16,4 artış sağlamıştır. Son 12 aylık ihracatımız da 201,5 milyar dolara yükselerek yeni bir Cumhuriyet tarihi rekoruna imza atmıştır. İthalatımız ise, temmuz ayında geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 17 artış ile 20,7 milyar dolar olmuştur. Ocak-temmuz döneminde ithalatımız, 2020’nin aynı dönemine göre yüzde 26 artışla 146,8 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Dış ticaret hacmimiz ise 268,2 milyar dolara yükselmiştir. Bir diğer önemli gösterge olarak ihracatın ithalatı karşılama oranı, ocak-temmuz döneminde, geçtiğimiz yıla göre 5,6 puan artışla yüzde 82,7’ya yükselmiştir. Benzer şekilde, dış ticaret açığımız ocak-temmuz döneminde geçtiğimiz yıla göre yüzde 5 azalarak 25,5 milyar dolara gerilemiştir. İhracat tutarımız kadar, ihracata yönelen firma sayımızdaki artış da, ihracatın tabana yayılması açısından bizleri sevindirmektedir. Ocak-temmuz döneminde ihracat yapan firma sayısı yüzde 10 artışla 80 bine yaklaşmıştır.”

    AFET BÖLGESİ İLAN EDİLEN YERLER

    Bakan Muş, konuşmasında ayrıca Türkiye’nin farklı bölgelerinde yaşanan sel ve orman yangınlarına değinerek, “Bugüne kadar yaşanan felaketlerde nasıl ki vatandaşımızın yanında olduysak, yine bu yangın felaketinde de güçlü bir şekilde vatandaşımızın yanında olacağız. Bildiğiniz üzere bu kapsamda 5 ilimize bağlı bazı mahalleler afet bölgesi ilan edilmiştir. Bu bölgelerde esnaf kredi ödemeleri, vergiler, SGK primleri, Tarım Kredi, Tarım Ziraat borçları ertelenecek ve yangında evi hasar gören vatandaşlarımıza kira yardımı yapılacaktır” dedi.

    ‘YANGINLARDA SABOTAJ İHTİMALİ GÜÇLÜ’

    Bu yangınların ortaya çıkış nedenlerini emniyet güçleri ve yargı makamları tarafından araştırıldığını ifade eden Bakan Muş, şöyle dedi:

    “Fakat Türkiye’nin değişik illerinde eş zamanlı olarak böyle büyük çapta yangınların çıkması sabotaj ihtimalini oldukça güçlendirmektedir. PKK gibi terör örgütlerinin geçmişte bu tip sabotajlara giriştiği de herkesçe bilinen bir gerçektir. Türkiye’ye zarar vermek, istikrar ortamını bozmak isteyenler ve onların maşası terör örgütleri, elbette bu yollara tevessül etmektedir. Burada ilginç olan husus; bazı muhalif siyasi çevrelerin bölücü terör örgütü PKK’yı savunma refleksi göstermeleridir. Sanki PKK, bu sabotaj işini geçmişte hiç yapmamış gibi, sanki çocuk katili terör örgütünün bu işlerde parmağı olmasına olanak yokmuş gibi refleks göstermişlerdir. Terör örgütünün avukatlığına yönelenlerin bu tutumları, elbette milletimizin gözünden kaçmamıştır.”

    ‘OTEL YAPACAKLAR YALANI DOLAŞIMA SOKULMUŞTUR’

    Muş, bu yangın felaketi sonrası bazı muhalif çevreler tarafından başlatılan siyasi linç kampanyasının Türkiye’nin kronik bir sorununu bir kez daha ortaya koyduğuna vurgu yaparak, “Önce bir yalanı ortaya atıp, sonra bunu sosyal medyada yayıp, daha sonra da bunun üzerinden kara propaganda yürütmek ve devletimizin çabalarını sekteye uğratmaya çalışmak; bazı siyasi çevrelerin her zaman uyguladığı bir yöntemdir. Türkiye yangını söndürmek için ateşe su dökerken; birileri de yalan kampanyası ateşine benzin dökme çabasına girmiştir. Anayasamızın 169’uncu maddesindeki ‘Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir’ hükmü orada dururken; Fondaş medyada ‘Yanan ormanların yerine otel yapacaklar’ yalanı dolaşıma sokulmuştur. Üstelik ana muhalefet partisinin genel başkanı 1982 yılında çıkarılan bir yasanın bugün sınırlandırılmasını ‘Ormanları betonlaştıracaklar’ iftirasıyla çarpıtmıştır. Bu tam bir yalan terörüdür” ifadelerini kullandı.

    ‘AMAÇLARI, TÜRKİYE’NİN BİRLİĞİNİN ALTINA DİNAMİT KOYMAK’

    Sel, yangın gibi doğal afetleri siyasi çıkar malzemesi yapmanın, bunun üzerinden siyasi rant devşirmeye çalışmanın insanlık adına utanç verici olduğunu belirten Muş, şunları kaydetti:

    “Çünkü burada söz konusu olan insan hayatıdır, milli servetimiz olan ormanlarımız ve içinde yaşayan tüm canlılardır. Bu meseleler siyaset üstü meselelerdir. Birlik ve dayanışma içerisinde, sağduyuyla ele alınması gereken konulardır. Buraları siyasi hesaplaşma alanı olarak görmek, gayriahlaki bir yaklaşımdır. Türkiye’nin istikrarını, birliğini, dirliğini ve kardeşliğini hedef alanlar boş durmamaktadır. Konya’da yaşanan ve 7 vatandaşımızın yaşamını yitirdiği menfur saldırı olayında bile, meseleyi istismar edip buradan bölücü propaganda yapmaya çalışanlar olmuştur. Terör örgütünün siyasi temsilcileri, Konya’da yaşanan üzücü hadiseyi ‘etnik çatışma’ şeklinde lanse etmeye çalışmış, bu hadiseyi bölücü ve bozguncu siyasetlerine araç olarak kullanmışlardır. Amaçları kaos çıkarmak ve Türkiye’nin birliğinin altına dinamit koymaktır. Gayeleri, bu hain terör örgütünün eylemlerini siyasi zeminde meşrulaştırmaya çalışmaktır. Binlerce yıllık köklü geleneği olan güçlü bir devlete; kardeşliğini ve birliğini hiçbir zaman kaybetmemiş aziz bir millete sahibiz. Kim, hangi kapalı kapılar ardında, hangi sinsi planları yaparsa yapsın, başarılı olamayacaktır. Hiç kimse, büyüyen ve güçlenen Türkiye’nin önünü kesemeyecektir.”

  • Bebe ve çocuk giyim sektörünün ihracat rotası Avrupa

    Bebe ve çocuk giyim sektörünün ihracat rotası Avrupa

    Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) tarafından yürütülen Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi (UR-GE) Projeleri kapsamında önemli ihracat başarıları yakalayan bebe ve çocuk giyim sektörü, yurt dışı pazar payını artırmak için Avrupa ülkelerine odaklanacak.

    Çin’e alternatif arayışı içinde olan Avrupa’nın son dönemde Türkiye’den siparişlerini artırdığını belirten BTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsmail Kuş, “Avrupa’ya ihracatımızda önemli bir atak yapma fırsatımız var. Fuar ve ikili iş görüşmeleri organizasyonları ile pazardaki konumumuzu daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz” dedi.

    BTSO tarafından Ticaret Bakanlığı destekleriyle yürütülen Bebe ve Çocuk Konfeksiyonu Sektörü UR-GE Projelerinin Yürütme Kurulları Ortak İstişâre Toplantısı 1889 Bursa Double F Restoran’da gerçekleştirildi. BTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsmail Kuş, BTSO Meclis Başkan Yardımcısı Metin Şenyurt, BTSO Meclis Üyeleri Mustafa Gürses, Nihat Alpay ve Mesut Okyay ile BEKSİAD Başkanı Ömer Yıldız ve kurul üyelerinin iştirakiyle düzenlenen toplantıda 2021 ve 2022 yılları için yurt dışı faaliyet plânları görüşüldü.

    Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsmail Kuş, BTSO’nun 21 aktif UR-GE projesi ile Türkiye’nin en fazla UR-GE projesi yürüten kurumu olduğunu söyledi. UR-GE’ler arasında faaliyetlerine ilk başlayan projenin Bebe ve Çocuk Konfeksiyonu Sektörü UR-GE’si olduğunu hatırlatan Başkan Yardımcısı Kuş, “Bebe ve çocuk giyiminde 4. UR-GE projesini de hayata geçirdik. Projelerden ikisi tamamlandı. İki projede ise çalışmalar sürüyor. Bebe ve çocuk giyimi UR-GE projeleri kapsamında şimdiye dek 24 eğitim, 7 danışmanlık, 16 alım heyeti ve 19 yurt dışı pazarlama faaliyeti gerçekleştirdik. Junioshow Fuarımız ile firmalarımıza ürünlerini uluslararası alıcılara sunma imkanı sağladık. UR-GE faaliyetlerinin katkısıyla firmalarımız küresel ticarette önemli bir konuma yükseldi. Pandemi sebebiyle bir süre ara vermek zorunda kaldığımız proje çalışmalarımızı yeniden hızlandırmayı hedefliyoruz” dedi.

    Yurt dışı faaliyetlerinde Avrupa ülkelerine odaklanmayı istediklerini belirten İsmail Kuş, “Üretim kalitemiz ve lojistik avantajımız sayesinde Avrupa ile önemli bir ticaret hacmine sahibiz. Pandemi ile birlikte Çin’e alternatif arayışı içerisine giren Avrupa ülkelerinden siparişlerimiz artmaya başladı. Bu trendi sürdürülebilir kılmak için güçlü bir ihracat ve tanıtım atağı yapmamız gerekiyor. İngiltere, Fransa, Sırbistan, İtalya ve İspanya gibi ülkelerde fuar ve ikili iş görüşmeleri organizasyonlarına katılarak Avrupa pazarındaki pozisyonumuzu güçlendirebiliriz” diye konuştu.

    BTSO Meclis Başkan Yardımcısı Metin Şenyurt, 2018-2020 yıllarında Türkiye bebe giyim ihracatı yüzde 10,8 azalırken, Bursa’da sektörün ihracatının yüzde 9,38 arttığını kaydetti. Bu başarıda UR-GE projelerinin büyük rolü olduğunu vurgulayan Şenyurt, “Ticaret Bakanlığımız tarafından faaliyetleri ve ihracat başarıları ile örnek olarak gösterilen Bebe Çocuk Konfeksiyonu UR-GE projelerimizde normalleşme ile birlikte çalışmalarımıza yeniden hız kazandıracağız” dedi.

    Bebe Çocuk Konfeksiyon Sektörü Sanayici ve İşadamları Derneği (BEKSİAD) Başkanı Ömer Yıldız, UR-GE projeleri kapsamında şimdiye dek gerçekleştirilen 19 yurt dışı pazarlama faaliyetinin tamamının başarılı geçtiğini belirterek, “UR-GE projeleri sayesinde küresel pazarda etkinliğimiz her geçen gün daha da artıyor. Pandemi döneminde aksayan faaliyetlerimize yeniden güçlü bir şekilde devam etmeliyiz” diye konuştu.

    BTSO Meclis Üyesi Mesut Okyay ise sektör için Avrupa pazarının önemli olduğunu, bununla birlikte Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu’nda (ECOWAS) yer alan Nijerya, Gana, Mali ve Togo gibi ülkelerin de fırsatlar barındırdığına dikkati çekti. Nüfusla birlikte bölgede talebin de arttığını ifade eden Okyay, ECOWAS ülkelerinde bankacılık alt yapısının diğer Afrika ülkelerine kıyasla daha gelişmiş olduğunu sözlerine ekledi.

  • Haziran ayı ihracat rekoru

    Haziran ayı ihracat rekoru

    Ticaret Bakanı Mehmet Muş, “Haziran ayı ihracatımız geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 47 artışla 19,8 milyar dolara yükselmiştir. Bu sayede ilk 6 ayda ihracatımızı, geçtiğimiz yıla oranla yüzde 40 artışla 105 milyar dolar seviyesine taşımış durumdayız” dedi.

    Bakan Muş, bakanlıkta düzenlediği basın toplantısında, 2021 yılı Haziran ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı. Muş, Türkiye’nin 2020 yılının son çeyreğinde yakaladığı ivmenin güçlenerek devam ettiğini belirterek, “Bu minvalde yılın ilk çeyreğindeki yüzde 7’lik büyümeyi daha anlamlı kılan, ihracatımızın büyümeye 1,1 puanlık katkı sunmasıdır. Sanayinin çarkları giderek daha hızlı dönmekte, üreticilerimiz ve ihracatçılarımız salgına rağmen çalışmaya, üretmeye, insanımız için istihdam oluşturmaya devam etmektedir. Nisan ayında, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 66’lık bir artış gösteren sanayi üretimi, ikinci çeyrekte oldukça güçlü bir büyümenin sinyallerini vermektedir” diye konuştu.

    ‘İHRACAT YÜZDE 40 ARTIŞLA 105 MİLYAR DOLARA ULAŞTI’

    Bakan Muş, 2021 yılının ilk 5 ayında ihracatta sergilenen güçlü performansın, haziran ayında artarak devam ettiğini kaydederek, “Haziran ayı ihracatımız geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 47 artışla 19,8 milyar dolara yükselmiştir. Bu sayede ilk 6 ayda ihracatımızı, geçtiğimiz yıla oranla yüzde 40 artışla 105 milyar dolar seviyesine taşımış durumdayız. Söz konusu değerler, hem aylık hem çeyreklik hem de 6 aylık bazda Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat tutarlarıdır. Son 12 aylık ihracat değerimiz ise 199 milyar 567 milyon dolar ile bugüne kadar gerçekleşen en yüksek 12 aylık ihracattır. Normalleşme adımlarıyla birlikte Orta Vadeli Program’da yer alan 2022 hedefi olan 198 milyarı da aşıp ihracatımızı 200 milyar doların çok daha ötesine taşıyacağımıza inanıyoruz. Çiftçisinden sanayicisine tüm girişimcilerimizin emeğiyle ortaya çıkan bu başarı, kamu ve özel sektörümüzün güçlü iş birliğinin ürünüdür” dedi.

    ‘AB’YE İHRACAT YÜZDE 42 ARTTI’

    Bakan Muş, ithalatın ise yılın ilk yarısında geçen yıla göre yüzde 27,5 olarak gerçekleştiğini kaydederek, şunları söyledi:

    “Ayrıca bu dönemde gerçekleşen 231,1 milyar dolar değerindeki dış ticaret hacmi ile en yüksek 6 aylık dış ticaret hacmi rakamına da ulaşılmıştır. Bir diğer önemli gösterge olarak ihracatın ithalatı karşılama oranı, haziran ayında geçtiğimiz yıla göre 4,8 puan artışla yükselmiştir. Ocak-Haziran döneminde ise ihracatın ithalatı karşılama oranı, geçtiğimiz yıla göre yükselmiştir. Benzer şekilde, dış ticaret açığımız 2021 yılının ilk yarısında geçtiğimiz yıla göre yüzde 11,4 azalarak 21,2 milyar dolara gerilemiştir. İhracat tutarımız kadar, ihracata yönelen firma sayımızdaki artış da ihracatın tabana yayılması açısından bizleri sevindirmektedir. Bu yılın ilk yarısında ihracat yapan firma sayısı yüzde 12 artışla 76 bin 189 olmuştur. Yılın ilk yarısında Avrupa Birliği (AB) ülkelerine yapmış olduğumuz ihracat, geçen yıla göre yüzde 42 artışla 44 milyar dolar olurken, söz konusu ülkelere yapmış olduğumuz ihracat, toplam ihracatımızın yüzde 42’sini oluşturmuştur. Öte yandan, Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla, ikili ticaretimizde Türk lirasının payını artırmaya devam ediyoruz. 2021 yılının Haziran ayında Türk Lirası ile yapmış olduğumuz dış ticaretin toplamı 15,5 milyar lira olarak gerçekleşmiş olup, bunun 6 milyar TL’lik kısmı ihracat, 9,5 milyar liralık kısmı ithalat olmuştur.”

    ‘AB İLE EKONOMİK İLİŞKİLERİMİZİ GÜÇLENDİRMEK İÇİN ÇABA HARCIYORUZ’

    Bakan Muş, en önemli ticaret ortağı AB’nin, kendileri için önemli çıpa olmaya devam ettiğini belirterek, “Geçtiğimiz hafta gerçekleşen AB Liderler Zirvesi Sonuç Bildirisi’nde, Gümrük Birliği’nin güncellenmesine ilişkin AB komisyonuna yetki verilmesine dair teknik çalışmaların başlatılması hususunda çağrıda bulunulmuştur. Bu noktada, daha ileri adımların hızlıca atılması gerektiğini vurgulayarak, AB üyeliğinin ülkemiz için stratejik bir hedef olduğunu özellikle ifade etmek istiyorum. Bu husustaki kararlı tutumumuza paralel şekilde; Ticaret Bakanlığı olarak bizler de Türkiye ve AB arasında Gümrük Birliği’nin güncellenmesi başta olmak üzere, AB ile ekonomik ilişkilerimizi daha da güçlendirmek için var gücümüz ile çalışıyoruz, çalışmaya da devam edeceğiz. Buradan bir kez daha çağrıda bulunmak istiyorum; AB’nin Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusunda ülkemizin uluslararası hukuktan kaynaklanan hak ve menfaatleri ile Kıbrıs Türklerine yönelik olumsuz tutumundan vazgeçmesi en büyük temennimizdir. İlerleme kaydedebilmek ve nitelikli sonuçlara ulaşabilmek için AB tarafının çabalarımıza karşılık vermesi önem arz etmektedir” dedi.

  • UİB’in mayıs ayı ihracatı yüzde 63 arttı

    UİB’in mayıs ayı ihracatı yüzde 63 arttı

    Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB), Mayıs ayında yüzde 63’lük bir artışla 1 milyar 987 milyon dolar dolarlık ihracata imza attı.

    UİB’in 2021 yılının Mayıs ayı ihracat rakamları açıklandı. Mayıs ayındaki ihracatı 1 milyar 987 milyon dolar seviyelerinde olan UİB’in, geriye dönük 12 aylık dönemdeki ihracat tutarı ise 30 milyar 268 milyon 271 bin 811 dolar olarak gerçekleşti.

    UİB Koordinatör Başkanı Baran Çelik, yılın ilk çeyreğindeki ihracat performansının mayıs ayında da sürüyor olmasından mutluluk duyduklarını ifade etti.

    Ülke ekonomimizin pandemi sürecinde güçlü ve dinamik yapısıyla diğer ülkelerden pozitif ayrıştığına dikkat çeken Başkan Çelik, “Türkiye’nin ve Bursa’nın yılın ilk çeyreğinde olduğu gibi mayıs ayında da sergilediği yüksek oranlı artışlar, gelecek dönemler için bizlere hem umut hem de motivasyon kaynağı oluyor. Önceki günlerde açıklanan rakamlara göre Türkiye ekonomisi yılın ilk çeyreğinde beklentiyi aşarak yüzde 7 büyüdü. Bu durum ekonomimizin pandemi şartlarına rağmen güçlü ve canlı olduğunu gösteriyor. Geçtiğimiz yıla göre yüzde 65,5 artışla 16,5 milyar dolara yükselen mayıs ayı ihracatımızın da tüm yılların en yüksek ikinci Mayıs ayı ihracat değeri olması pandemiye rağmen ihracatçımızın dinamik yapısına işaret ediyor. Pandeminin ilk başladığı günden bu yana geçen yaklaşık 15 ayda ülke ekonomimiz dünyadaki diğer ekonomilere göre pozitif ayrıştı. Bu zor şartlara rağmen üreten, sorumluluk alan tüm ihracatçılarımıza teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

    OİB’in ihracatı Mayıs ayında 1,5 milyar dolar

    Mayıs ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 53’lük bir artışla 1 milyar 574 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği’nin (OİB), geriye dönük 12 aylık performansı ise 25 milyar 360 milyon dolar olarak açıklandı.

    UTİB ihracatı Mayıs’ta 100 milyon dolar

    Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği de (UTİB) Mayıs ayında, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 125 artışla 99 milyon 960 bin dolar ihracata imza attı. UTİB’in geriye dönük 12 aylık dönemdeki ihracatı ise 1 milyar 176 milyon dolar seviyelerinde gerçekleşti.

    UHKİB’ten Mayıs’ta 62,8 milyon dolarlık ihracat

    Mayıs ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 82 artışla 62 milyon 893 bin dolar ihracat gerçekleştiren Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin (UHKİB), geriye dönük 12 aylık ihracatı ise 867,5 milyon dolar olarak açıklandı.

    UMSMİB’in ihracatı Mayıs ayında 16,7 milyon dolar

    Mayıs ayında bir önceki yılın mayıs ayına göre yüzde 48 artışla 16 milyon 720 bin dolar ihracat yapan Uludağ Meyve Sebze Mamulleri İhracatçıları Birliği (UMSMİB), geriye dönük 12 aylık dönemde ise 207 milyon dolar civarlarında ihracat gerçekleştirmiş oldu.

    UYMSİB’ten Mayıs’ta 7 milyon dolarlık ihracat

    Mayıs ayında 6 milyon 963 bin dolar ihracat gerçekleştiren Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB), geriye dönük 12 aylık dönemdeyse 152,4 milyon dolar seviyelerinde dış satışa imza attı.

    Öte yandan, UİB üzerinden ihracat kaydı yapılan ve ‘diğer’ başlığı altında listelenen sektörlerin Mayıs ayı ihracatı ise bir önceki yılın mayıs ayına göre yüzde 140 artışla 225 milyon 914 bin dolar olarak açıklandı.