Etiket: ihracat

  • Bursa’nın biber salçasında hedef bin ton ihrcat

    Bursa’nın biber salçasında hedef bin ton ihrcat

    Türkiye’nin önemli salça üretim merkezlerinden olan Bursa’nın İnegöl ilçesinde Kulaca Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, 2020 yılında Hollanda´ya bin ton acı biber salçası ihraç etmeyi hedefliyor. Geçtiğimiz yıl 800 ton ihracat yaparak Türkiye’ye 800 bin dolar girdi sağlayan kooperatif, bu yıl 1 milyon dolarlık ihracat yapmayı planlıyor. Hasadı yapılan biberler kooperatif üretim tesislerinde kadınlar tarafından işlenirken, hazırlanan acı biber salçaları peyderpey Hollanda’ya gönderilecek.

    İnegöl’de faaliyet gösteren Kulaca Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, salça sezonuna başlayacak. Kadın emeğinin kullanıldığı salça üretim tesislerinde sezon boyunca üretilecek salçalar, Türkiye’nin her yerine olduğu gibi, biber salçaları da Hollanda’ya gönderecek. 7 yıldır Hollanda’ya ihracat yapan kooperatif, her yıl ihracat rakamlarını artırmaya devam ediyor.

    BİN TON İHRACAT HEDEFLENİYOR

    Kadın işçilerin çalıştığı üretim tesisinde acı biber salçalarının hijyenik bir şekilde hazırlandığını belirten Kulaca Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Ahmet Uğur, “2019 yılı tabi ki farklı bir yıldı. Bizim ülkemizdeki tarım politikasının eksikliğinden dolayı, fiyat ve ürün yetişilmesinde istikrarsızlık var. O nedenle geçen sene biber temininde biraz sıkıntı yaşandı. Ama sıkıntı yaşanan dönemin ertesi yılında bolluk olur. Biz de bu sene zaten pandemiden dolayı vatandaşa, her tarafa bir şeyler ekiniz, aç kalmayalım dedik. Çünkü ithalatımız da durmuştu. Biz, 2019’da 800 ton civarında Hollanda’ya ihracatımızı yaptık. 2020 içinde hazırlıklarımızı tamamladık. 2020 yılında da bin tona çıkardık. Anlaşmamız bu yöndedir” dedi.

    VERİMLİLİK ÇOK YÜKSEK

    Başkan Uğur konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Şu anda ürünlerimiz her ne kadar mevsim şartları olumsuz geçmesine rağmen kendi yöremizde, İnegöl çevresinde, bereketli yerlerde ürünler normalin üzerinde verimliliğin çok yüksek olacağını düşünüyorum. Bu sene de sıkıntı çekmeyiz diye düşünüyorum. Tabi ki bu arada bizim sürdürülebilir tarım çiftçi sertifikası, yani ürün yetiştirme çalışmalarımız devam ediyor. Hollanda’ya gönderdiğimiz biberleri sertifikalı çiftçilerden alıyoruz. Bizim ürünün Hollanda açısından biraz daha iyi olduğunu, oda, üretimden, sertifikalı ürün alışından dolayı da 3-5 kuruş daha pahalıya sattığını ifade etmiştir. Biz her geçen gün kalitemizi, kriterlerimizi yükseltmeye çalışıyoruz. Umarım bu sene sonunda başka bir afet olmaz ise, bu senenin daha iyi geçeceğine inanıyorum.”

    HER SENE ARTIYOR

    Dövizin yükselmesinin kendilerine artı getirisi olduğunu kaydeden Başkan Uğur, “Geçen sene 800 bin dolar ihracat yaptık. Bu sene 1 milyon dolarlık bir ihracatımız olacaktır ki o da ülkemiz için çok hayırlı olacak. Tabi ki sadece her şey kar değildir. Ama yaptığımız işten dolayı biz huzur ve mutluluk duyuyoruz. Zira üç aylık sezonda 90-100 kişi istihdam ediyoruz. Onun dışında da 10-15 tane bizim kendi daimi personelimiz var. Hem domates salçası hem biber salçası üretimimizi her geçen gün daha da yükseltiyoruz” ifadelerini kullandı.

    Sezonda 90-100 tane biber işçiliğinde çalıştırdıkları insanların yüzde 90’ının kadın işçi olduğuna işaret eden Başkan Uğur, “Tabi ki bu kadın işçilerin sadece köyümüzden olması yetmiyor. Çevre köylerden, İnegöl’ün mahallelerinden insanlar, talebeler, en azından çalışabiliyorlar. Çünkü ağır bir iş olmadığı için buna istihdam sağlanıyor. Çiftçimiz bundan istifade ediyor. Garantili, istikrarlı bir fiyatla parasını zamanında alabiliyor. O nedenle çiftçi de memnun” şeklinde konuştu.

    SÖZLEŞMELİ TARIM YAPILMALI

    ‘Sözleşmeli tarım yapılmalı’ diyen Başkan Uğur, ayrıca “Tabi sözleşme şu anda bazı sektörlerde veya bazı kalemlerde yapılıyor. Bu sözleşmeler sadece fabrikaların sözleşmesi oluyor tek taraflı. Çiftçinin de artık burada bazı isteklerinin olması lazım. Mesela, şu an patateste sıkıntı yaşanıyor. Patates fiyatları düştüğü zaman alıcı firmalarda fire fazla düşüyor ya da geri gönderebiliyorlar. Burada da bizim çiftçimizin biraz dikkatli olması gerekiyor. Tohumu kendilerinin vermesine rağmen, tohumdaki eksiklikten dolayı patates içini dolduramıyor. Bu doldurulamayan patatesi, içi boş diye geri gönderiyorlar. Şu anda İnegöl’de mağdur olan çiftçilerimiz var. Onlar da tek taraflı sözleşmeden kaynaklanan olaylar. Önümüzdeki yıllarda bunların da dikkate alınacağına inanıyorum. Bir de şunu da ifade edeyim; ilçemizde her sene 1-2 tane vatandaşımız, arkadaşımız, dostumuz traktör kazasında vefat ediyor. Bunun sebeplerinden birisi traktörde olması gereken koruyucu direklerin kullanılmamasıdır. Bunun mecburi kılınması, hatta zorlanması gerekiyor. Kaza anında traktör takla atıyor ve sürücüsü altında kalıyor. Eğer koruyucusu olursa, kurtulacak ya da kurtulma şansı olacaktır. Bunun da dile getirilmesi lazım her platformda. Bunları da gündeme getirirsek bir can kurtarırız diye düşünüyorum” açıklamalarında bulundu.

  • UİB temmuzda 2,3 milyar dolarlık ihracat yaptı

    UİB temmuzda 2,3 milyar dolarlık ihracat yaptı

    Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) kanalıyla temmuz ayında 2 milyar 304 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi.

    Birlikten yapılan açıklamaya göre, UİB’in geriye dönük 12 aylık dönemdeki ihracat tutarı 26,4 milyar dolara ulaştı.

    Birlik üyesi firmaların temmuz ayındaki ihracatı da 2 milyar 304 milyon dolar olarak kayda geçti.

    Temmuz ayında 1,9 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliğinin, son 12 aylık performansı ise 22,3 milyar dolar oldu.

    Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği temmuz ayında 94,1 milyon dolarlık ihracata imza attı. Birliğin 12 aylık dönemdeki ihracatı 1 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

    Geçen ay, önceki yılın aynı ayına kıyasla yüzde 30,3 artışla 80,1 milyon dolarlık ihracat rakamına ulaşan Uludağ Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliğinin 12 aylık dönemdeki ihracatı da 657,5 milyon dolar oldu.

    Uludağ Meyve Sebze Mamulleri İhracatçıları Birliği, temmuz ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 5,1 artışla 17,3 milyon dolarlık ihracat yaptı. Birliğin, geriye dönük 12 aylık dönemdeki ihracatı ise 164,4 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti.

    Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği, temmuz ayında yıllık bazda yüzde 62,8 artışla 22 milyon 261 bin dolarlık ihracat yaptı. Birliğin geriye dönük 12 aylık ihracatı ise 136,2 milyon dolar oldu.

    UİB üzerinden ihracat kaydı yapılan ve “diğer” başlığı altında listelenen sektörlerin ihracatı da temmuz ayında 158,3 milyon dolar olarak kayda geçti.

  • Son Dakika: Bakan Pekcan ihracat rakamlarını açıkladı

    Son Dakika: Bakan Pekcan ihracat rakamlarını açıkladı

    Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, “Temmuz ayı ihracatımız bir önceki aya göre yüzde 11,5 artış göstererek 15 milyar 12 milyon dolar oldu.” dedi.

    Temmuz ayında 2020’nin en yüksek ihracat değerine ulaşıldığını söyleyen Pekcan şunları aktardı:  “Temmuzda hem 2020’nin en yüksek ihracat değerine hem de altın hariç yüzde 93,9 ile en yüksek ihracatın ithalatı karşılama oranına ulaştık. Hazirandan sonra temmuz ihracat rakamları da Türkiye ekonomisinin pandemi sürecinden güçlü bir çıkış sağlayacağına inancımızı güçlendirdi.”

  • Mobilya ihracatı yüzde 48 arttı

    Mobilya ihracatı yüzde 48 arttı

    Türkiye Mobilya Dernekleri Federasyonu Başkanı Ahmet Güleç, koronavirüs sürecinin her sektörde olduğu gibi mobilya sektörünü de etkilediğini belirterek, “Özellikle Mart’ta 15 gün, Nisan ve Mayıs aylarında iç pazarımız durdu. Haziran ayı itibariyle iç pazarımız ciddi anlamda hareketlendi. İhracatta Haziran ayında, geçtiğimiz yılın Haziran ayına göre dolar bazında yüzde 48 artış yaşadık” dedi.

    Koronavirüs sürecinde farklı sektörlerdeki bir çok işletme üretime ara verdi. Türk mobilya sektörünün önemli markalarından biri olan İnegöl Mobilya’da koronavirüs sürecinden olumsuz etkilendi. Türkiye Mobilya Dernekleri Federasyonu Başkanı ve İstanbul Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçılar Birliği Başkanı Ahmet Güleç, Mart, Nisan ve Mayıs aylarında iç pazardaki satışların durduğunu söyledi. Haziran ayı itibariyle mobilya sektörünün tekrar canlandığını belirten Güleç, geçtiğimiz yıl haziran ayına göre bu yıl mobilya ihracatının yüzde 48 arttığını belirtti. 3,5 milyar dolarlık ihracat rakamıyla Türkiye’nin dünyada 12’nci sırada olduğunu dile getiren Güleç, 2023 hedeflerinin ise dünya sıralamasında ilk 5’e girmek olduğunu söyledi.

    ‘İHRACATI 3,5 MİLYAR DOLARA ÇIKARDIK’

    Türkiye mobilya sektörünün son 20 yılda dünya pazarından pay alarak büyüdüğünü belirten Güleç, “Son 20 yılda dünya mobilya ihracat sıralamasında 23’üncü sıradan 12’nci sıraya yükseldik. 160 milyon dolar olan ihracatımızı 3,5 milyar dolara çıkardık. Bu süre zarfında Türkiye mobilya sektörü 22 kat büyüdü. İç pazarda da son yıllarda kalite ve tasarımda dünya ticaretinde kendinden söz ettirdiğimiz en önemli sektörlerden bir tanesi Türkiye mobilya sektörü oldu. Türkiye’de de mobilya sektörünün tasarımı ve kalitesi bize dünyayla rekabette önemli avantaj sağladığı için neredeyse ithalat yapmayacak pozisyona geldik. Tamamıyla Türkiye’de yerli ve milli mal kullanılan bir mobilya profili oluşturduk. Ne dünyanın ucuz malına ihtiyacımız var, ne dünyanın markalarına ihtiyacımız var. Biz Türkiye mobilya sektörü olarak yerli ve milli malzemelerle mobilya üretiyoruz” dedi.

    ‘İHRACATA YÖNELİK SİPARİŞ ALIYORUZ’

    İlgili bakanlık tarafından alınan tedbirlerin mobilya sektöründeki iç pazarı hareketlendirdiğini söyleyen Güleç, “Özellikle 2020’nin başında Hazine ve Maliye Bakanımızın mobilya KDV’sini yüzde 18’den 8’e düşürmesi sektörü motive etti ve iç pazarı hareketlendirdi. Bu başarı 14 Mart’a kadar sürdü. Ama özellikle Mart’ta 15 gün, nisan ve mayıs aylarında iç pazarımız durdu. İhracatımız da ciddi anlamda etkilendi. Biz, Türkiye mobilya sektörü olarak, bu başarımızı nasıl devam ettirebiliriz diye düşündük. Çok sık toplantılar yaptık. Birbirimizden kopmadık. Haziran ayı itibariyle iç pazarımız ciddi anlamda hareketlendi, ihracatta da tekrardan dünya pazarından pay almaya başladık. İhracatta haziran ayında, geçtiğimiz yılın haziran ayına göre dolar bazında yüzde 48 artırdık. İlk 6 ayda, özellikle mart, nisan ve mayıs ayında bir kaybımız oldu ama temmuz ayının son haftalarında hem iç pazarımız hareketli hem de ihracata yönelik sipariş alıyoruz” ifadelerini kullandı.

    ‘HEDEFİMİZ 4 MİLYAR DOLAR’

    Bu yılki ihracat hedeflerinin 4 milyar dolar olduğunu dile getiren Güleç şunları söyledi: “Bu süreçte hükümetimizin aldığı tedbirlerin yerinde olduğunu gördük. Kısa çalışma ödeneği, kamu bankalarının sektöre desteğini hep yanımızda gördük. Türkiye mobilya sektörünün bir hikayesi var. Tabi sendeledik ama çok kısa sürede kendimize geldik. Geçen sene ihracatı yüzde 12 artırdıysak bu yıl da 3,5 milyar dolar olan ihracatı 4 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz.”

    ‘2023 HEDEFİMİZ DÜNYANIN İLK 5 İHRACATÇI ÜLKESİNDEN BİRİ OLMAK’

    İstanbul Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçılar Birliği olarak İstanbul’da, 27-30 Temmuz tarihleri arasında 45 firmanın katılımıyla sanal fuar gerçekleştireceklerini belirten Güleç, “Burada hedef ülkeleri belirledik. Bu ülkeler, bizim geleceğimiz olan ülkeler. Amerika, Meksika, Avustralya, İsrail gibi ülkeleri seçtik. Burada çalışmalarımız ve reklamlarımız sürekli gündeme geliyor. Pandemiye rağmen Türkiye mobilya sektörü dünya pazarından pay alacak ve 2023 hedefimiz olan dünyanın ilk 5 ihracatçı ülkesinden biri olacağımızı ön görüyoruz. Potansiyelimiz var. Hem üretime dayanıyoruz hem de tasarım ve markalaşmayla ön plana çıkıyoruz” diye konuştu.

  • “Yerli otomobil ihracatçılar için motivasyon kaynağı olacak”

    “Yerli otomobil ihracatçılar için motivasyon kaynağı olacak”

    Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Gemlik ilçesinde temeli atılan fabrikada üretilecek “Türkiye’nin Otomobili”nin ihracatçılar için motivasyon kaynağı olacağını belirtti.

    Uludağ İhracatçı Birliklerinden (UİB) yapılan açıklamaya göre Çelik, Gemlik’teki fabrikanın Türkiye’nin dünya otomotiv endüstrisindeki hedeflerine ulaşmak için önemli bir ivme unsuru olacağını vurguladı.

    Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) süreciyle tedarik zincirlerinin yeniden şekillendiği ve yeni iş modellerinin giderek yaygınlaştığı bir dönemden geçildiğine değinen Çelik, “Yerli otomobil üretimi, Türkiye’nin dünya otomotiv endüstrisinde yaşanan dijital dönüşümün güçlü bir parçası olma hedefine katkı sunacak ve ihracatçılarımız için motivasyon kaynağı olacak.” değerlendirmesinde bulundu.

    Projenin hayata geçmesine yönelik katkılarından dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür eden Çelik, şöyle devam etti:

    “Otomotiv sektörümüz, gerek iktisadi stratejilerde gerekse teşvik ve tedbirler söz konusu olduğunda üretim, ihracat ve istihdama olan katkısı nedeniyle daima ön planda tutuluyor. Aynı şekilde, üretim ayağının başlaması yolunda ilk adımı atılan yerli otomobil projesi de Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ülke olarak otomotiv sektöründeki vizyonumuzu ve iddiamızı yansıtan en önemli ögelerden biri durumunda.

    Günümüzde dünya otomotiv endüstrisi; elektrikli, birbiriyle bağlantılı, sürücüsüz ve paylaşılan araçlar gibi yeni trendlerle çevrili. Otomotivin yeni ekosisteminde araç içi bilgi ve eğlence sistemleri ile yazılıma yönelik yatırımlar önem kazanıyor. Mekanik teknolojinin yerini, bilişim ve yazılım teknolojileri ekseninde yapay zeka uygulamaları alıyor. Türkiye otomotiv endüstrisi olarak hedefimiz; bu alanlara hakim olarak endüstride yaşanan dönüşümün güçlü bir parçası haline gelmek. Sektörümüzün sahip olduğu nitelikli iş gücü ile yüksek teknolojiye dayalı, yüksek katma değer yaratan, verimli, güvenli, çevre ile uyumlu, dünya standartlarına uygun üretimi artırarak sürdürmeyi hedefliyoruz. Bu noktada, Türkiye’nin elektrikli yerli otomobil projesinin amacımıza önemli bir katkı sunacağına inanıyoruz.”

    “Bu yıl (ihracat) hedefimizi revize ederek 25 milyar dolar olarak belirledik”

    Otomotiv sektörünün bu yıla ilişkin ihracat hedefinden de bahseden Çelik, dış satımda bundan sonraki süreçte Avrupa Birliği (AB) pazarından gelecek taleplerin belirleyici olacağını aktardı.

    Çelik, “Pandemi nedeniyle toparlanmanın zaman alacağını öngörüyoruz. Bu yıl hedefimizi revize ederek 25 milyar dolar olarak belirledik. Her şey yolunda gittiği takdirde 2021 yılından itibaren hedefimiz de tekrar pandemi öncesindeki rakamlara ulaşmak olacak.” ifadelerini kullandı.

  • Türkiye’nin iki tekerlekli araç ihracatı arttı

    Türkiye’nin iki tekerlekli araç ihracatı arttı

    Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliğinden (OİB) aldığı bilgiye göre, ocak-haziran döneminde otomotiv sektörünün alt gruplarından iki tekerlekli taşıt ihracatı, geçen senenin aynı dönemine kıyasla yüzde 21 artış gösterdi.

    Geçen yılın ilk 6 ayında 32 milyon 852 bin dolarlık dış satıma imza atan iki tekerlekli taşıt üreticilerinin Ocak-Haziran 2020 ihracatı 39 milyon 755 bin dolar oldu.

    En fazla ihracat Finlandiya’ya yapıldı

    En fazla ihracatın yapıldığı Finlandiya’ya dış satım 7 milyon 879 bin dolardan 7 milyon 900 bin dolara yükseldi.

    İkinci sıradaki Hollanda’ya ihracat ise yüzde 106,53 arttı. Geçen yılın ocak-haziran döneminde 2 milyon 647 bin dolar olan ihracat, 2020’nin aynı döneminde 5 milyon 468 bin dolara çıktı.

    Sektörün önemli pazarlarından Fransa’ya ihracat ise yüzde 241,68 artışla 1 milyon 548 bin dolardan 5 milyon 290 bin dolara yükseldi.

    İki tekerlekli taşıt üreticileri, Almanya’ya da 5 milyon 14 bin dolarlık ürün gönderdi.

    Finlandiya, Hollanda, Fransa ve Almanya’ya dış satım, bu alanda toplam ihracatın yüzde 60’ını oluşturdu.

    Yunanistan’a yüzde 104, Romanya’ya yüzde 323 ihracat artışı

    Geçen senenin ilk yarısında 1 milyon 862 bin dolarlık iki tekerlekli taşıt gönderilen İtalya’ya dış satım, yüzde 59,82 yükselişle 2 milyon 977 bin dolar olarak kayıtlara geçti.

    Yunanistan’a ihracatta da yüzde 104’lük artış kaydedildi. Bu ülkeye dış satım 1 milyon 261 bin dolardan 2 milyon 575 bin dolara ulaştı.

    Romanya’ya 2019’da 265 bin dolar olan dış satım, yüzde 323 artışla 1 milyon 125 bin dolara yükseldi.

    Sektör temsilcileri, 6 ayda İspanya’ya 1 milyon 864 bin, İngiltere’ye ise 1 milyon 820 bin dolarlık ihracata imza attı.

  • Bakan Pekcan: Türk ve Letonyalı firmaların bir araya gelmesini bekliyoruz

    Bakan Pekcan: Türk ve Letonyalı firmaların bir araya gelmesini bekliyoruz

    Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, “Baltık bölgesinin önemli ekonomilerinden ve bizim de iş birliği yaptığımız önemli ülkelerden biri olan Letonya ile ticaret hacmimiz maalesef 293 milyon dolar seviyesindedir. Türk ve Letonyalı firmaların bir araya gelmesini bekliyoruz” dedi.

    Ticaret Bakanı Pekcan, bakanlık binasında videokonferans yöntemiyle gerçekleştirilen ‘Türkiye-Letonya I. Dönem JETCO Toplantısı İmza Töreni ve İş Forumu’na katıldı. Burada konuşan Bakan Pekcan, Türkiye’nin Letonya’yı 1925 yılında tanıdığını ve 1929’da büyükelçilik açtığını söyledi. Pekcan, “Türkiye ve Letonya arasında ekonomik ve ticari ilişkilerin en az tarihsel ilişkiler kadar ön plana çıkmasını hedefliyoruz. Baltık bölgesinin önemli ekonomilerinden ve bizim de iş birliği yaptığımız önemli ülkelerden biri olan Letonya ile ticaret hacmimiz maalesef 293 milyon dolar seviyesindedir. Sayın bakanla da bunu en kısa zamanda 1 milyar dolara ulaştırmak için atacağımı adımları kararlaştırdık” diye konuştu.

    ‘FİRMALARIN BİR ARAYA GELMESİNİ BEKLİYORUZ’

    Bakan Pekcan, Türkiye olarak toplantıda alınan kararların ve atılacak adımların takipçisi olacaklarını belirterek, şöyle konuştu:

    “Letonya’nın bizimle aynı fikirde olduğunu görmekten memnuniyetimizi dile getiriyoruz. İkili ilişkilerden karşılıklı yatırımlara, ticaretten sanayi alanındaki iş birliğine, kültür ve turizmden tarım ve eğitim alanında iş birliğine kadar pek çok farklı alanı kapsayan konuları konuşmuş bulunuyoruz ve mutabakat zaptında yer alan hususların da vaktinde hayata geçirilmesi için karşılıklı olarak bu sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz. Yatırımların karşılıklı olarak artırılmasını da teşvik ediyoruz. Türkiye’nin Letonya’da 91 milyon dolar, Letonya’nın da 77 milyon dolar yatırımları var. Makine, otomotiv, medikal, yenilebilir enerji gibi sektörlerde Türk ve Letonyalı firmaların bir araya gelmesini bekliyoruz.”

    ‘DESTEKLERİNİ TALEP ETTİK’

    Bakan Pekcan, Türkiye’nin, Avrupa Birliği’nin (AB) önemli yatırım ve ticaret ortağı olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

    “Pandemi süresince gerek Türk iş insanlarıyla gerek AB’nin iş dünyasının temsilcileri ile yaptığımız görüşmelerde Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, ilişkilerin daha da etkinleştirilip derinleştirilmesi için de her iki tarafın da talebi ve ihtiyacı haline gelmiştir. Biz de Türkiye ekonomisinin AB endüstrilerinin rekabetçiliğine katkı sağladığını ve Türkiye sanayisi ile AB sanayisinin çok iyi bir entegrasyon gerçekleştirdiğini görüyoruz. Ancak pandemi süresince dijital ekonomi, e-ticaret hizmetler sektörü, kamu alımları ön plana çıkmış durumda. Bunlar bizim mevcut Gümrük Birliği anlaşmamızda yok. 2020 yılında içinde Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncellenmesi için Letonya tarafından desteklerini talep ettik ve bunları beklediğimizi sayın bakana iletme fırsatımız oldu.”

  • Otomobil ihracatında düşüş yeniden yükselişe geçti

    Otomobil ihracatında düşüş yeniden yükselişe geçti

    Türkiye’nin geçen ay gerçekleştirdiği binek otomobil ihracatı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle nisan ve mayısta yaşanan düşüşlerin ardından yeniden yükselişe geçti.

    Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) kayıtlarından derlenen bilgilere göre, otomotiv sektörünün alt gruplarından binek otomobillerin ocak-haziran ihracatı 4 milyar 295 milyon 797 bin dolar oldu.

    Otomotiv sektörünün toplam ihracatında yüzde 40’lık paya sahip binek otomobilin dış satımı, haziranda Kovid-19 salgını öncesi ihracat rakamlarına yaklaştı.

    Geçen yılın haziran ayında 865 milyon dolarlık binek otomobil ihracatı yapılırken bu rakam 2020’nin aynı döneminde 785 milyon 25 bin dolar olarak kayıtlara geçti.

    İsrail’e yüzde 166’lık ihracat artışı

    Sektör, haziranda en fazla binek otomobil ihracatını Fransa’ya yaptı. Bu ülkeye dış satım geçen yıla göre yüzde 31,77 azalışla 154 milyon 870 bin dolar olarak gerçekleşti.

    En fazla ihracat yapılan ikinci ülke olan Almanya’ya dış satım yüzde 20 artarak 75 milyon 76 bin dolardan, 90 milyon 150 bin dolara yükseldi.

    İhracatta 3. sırada yer alan İsrail’e dış satım yüzde 166 artış gösterdi. Bu ülkeye ihracat 23 milyon 654 bin dolardan, 62 milyon 984 bin dolara çıktı.

    Mısır ve Bulgaristan’a yüzde 100’ün üzerinde artışlar

    Sektörün geçen yıl 25 milyon 98 bin dolarlık binek otomobil ihraç ettiği Slovenya’ya bu yılın aynı döneminde 40 milyon 267 bin dolarlık ürün gönderildi. Slovenya’ya ihracat yüzde 60’lık artışla dikkati çekti.

    Otomotiv sektörünün Mısır’a ihracatı ise yüzde 163 artarak 13 milyon 812 bin dolardan, 36 milyon 316 bin dolara ulaştı.

    İhracat artışlarında dikkati çeken bir diğer ülke ise Bulgaristan oldu. Bu ülkeye dış satım yüzde 117 artış göstererek 6 milyon 550 bin dolardan, 14 milyon 205 bin dolara geldi.

  • Türk otomotiv firmaları Meksika pazarında fırsatları arıyor

    Türk otomotiv firmaları Meksika pazarında fırsatları arıyor

    Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) tarafından, pandemi sürecinde yavaşlayan ihracatı canlandırmak için yılda 50 milyar dolarlık otomotiv ithalatı yapan Meksika’ya yönelik başlatılan dijital sektörel ticaret heyeti programı kapsamında 21 Türk firması, Meksikalı otomotiv firmalarıyla ikili iş görüşmeleri gerçekleştiriyor.

    OİB’den yapılan açıklamaya göre, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Ticaret Bakanlığının desteğiyle düzenlenen programda, Meksikalı aftermarket, ithalat, tedarik sanayi, toptancı ve distribütör firmalarıyla ikili iş görüşmeleri yürütülüyor.

    Video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen ve 2 Temmuz’a kadar sürmesi planlanan programın açılışına, OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, Türkiye Cumhuriyeti Meksika Büyükelçisi Tahsin Timur Söylemez, Meksika Ticaret Müşaviri İnci Selin Bal Salkım, Meksika Aftermarket, Yedek Parça ve Aksesuar İthalatçıları, Temsilcileri ve Distribütörleri Birliği (ARIDRA) Yönetim Kurulu Başkanı Antonio Lopez, Meksika Otobüs, Ağır Vasıta ve Traktör Üreticileri Birliği (ANPACT) Yönetim Kurulu Başkanı Miguel Heberto Elizalde Lizarraga ile çok sayıda sektör temsilcisi katıldı.

    Çelik, burada yaptığı konuşmada, mayıs ayında kısmen de olsa normalleşmenin başladığını ancak pandemi öncesi sürece dönmenin zaman alacağını belirtti.

    Küresel ticaretin büyük yara aldığı, tedarik zincirlerinin yeniden şekillendirildiği bu dönemde Türkiye’nin güvenilir tedarikçi konumunu güçlendirmek için çalışmalara devam edildiğini bildiren Çelik, “Bu kapsamda düzenlediğimiz Meksika Dijital Sektörel Ticaret Heyeti programı, otomotiv endüstrisinde bir ilk oluyor. Uluslararası ticaretin dijitalleştiği, yeni iş modellerinin giderek yaygınlaştığı bu dönemde yeni nesil faaliyetlerle üyelerin bu zorlu dönemi atlatmaları ve dünya ticaretinde hak ettiği konuma ulaşmaları için çaba gösteriyoruz. Her şey yolunda gittiği takdirde 2021’den itibaren hedefimiz, tekrar pandemi öncesindeki rakamlara ulaşmak.” ifadelerini kullandı.

    “Rekabetçi bir şekilde pazara girmemiz gerekiyor”

    Alternatif pazarların değerinin kriz dönemlerinde daha fazla anlaşıldığını vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:

    “Meksika, otomotiv endüstrisi açısından başlıca alternatif pazarlar arasında yer alan önemli bir ülke. Önceki yıllarda Meksika’ya yönelik hem milli katılım fuar organizasyonları hem de sektörel ticaret heyeti programları düzenledik. Özellikle otomotiv tedarik sanayisindeki yüksek ithalatına bakıldığında, Meksika, Türkiye için önemli bir pazar potansiyeli barındırıyor. Meksika, tedarik sanayisinde de pek çok üründe gümrük vergisiz ithalat yapıyor. Önümüzdeki dönemde iki ülke sektör temsilcileri arasındaki iş birliğinin daha da güçleneceğine ve karşılıklı ticaretin de giderek artacağına inanıyoruz.”

    Söylemez de doğru bağlantılar kurulduğu takdirde Meksika pazarından ciddi bir pay almanın mümkün olduğunu ifade etti.

    Meksika ile Türkiye arasındaki ticaret hacminin 1-1,5 milyar dolar bandında olduğuna işaret eden Söylemez, “Rekabetçi bir şekilde pazara girmemiz gerekiyor. Doğru bağlantıları kurabilmek de çok önemli. Bize karşı çok açık ve çok sıcak olduklarını da belirtmek isterim. Bu yüzden iş yapma hususunda çok önemli avantajımız var.” değerlendirmesinde bulundu.

    Söylemez, Meksika’nın pandemi döneminde zorlayıcı bir tedbir almadığını, ticaret ve uçuşların şu an serbest olduğunu da sözlerine ekledi.

  • Bakan Pekcan:“ İhracatçımıza 635 mi̇lyon li̇ra destek verdi̇k”

    Bakan Pekcan:“ İhracatçımıza 635 mi̇lyon li̇ra destek verdi̇k”

    Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Hizmet İhracatçıları Birliği üyeleri ile görüştü. Görüşme, koronavirüs tedbirleri çerçevesinde video konferans yöntemiyle gerçekleştirildi. Burada bir konuşma yapan Bakan Pekcan, pandemi sürecinde istişarede bulunma fırsatı elde ettiklerini aktararak, “Hem pandemi sürecindeki sorunları hem gelişme dönemini hem de normalleşme dönemini istişarelerle en başarılı şekilde yönettiğimizi düşünüyorum. Bu toplantımızın da verimli sonuçlar doğurmasını temenni ediyorum. Hizmetler sektörünün hemen her kolu ülkemiz için yüz ağartan başarı hikayeleri ile dolu. Bugün hizmetler sektöründe net ihracatçı konumundayız ve sağlam bir uluslararası konuma sahibiz” diye konuştu.

    Hizmet sektörünün de korona virüs salgınından en çok etkilenen sektörler arasında olduğunu ifade eden Bakan Pekcan, “Zaten dünya çapında da böyle, turizm ve lojistik faaliyetlerinin en fazla etkilenen sektörlerden olduğunu biliyoruz. Ancak bunun tersinin yaşandığı hizmetler sektörümüz de var. Bunların başında da e-ticaret sektörü geliyor. Bu dönemde e-ticarete talep son derece artmış durumda. İnşallah biz de bakanlık olarak bu ay sonu itibarıyla ilk defa Elektronik Ticaret Bilgi sistemi üzerinden Elektronik ticaret istatistiklerini yayınlayacağız” şeklinde konuştu.

    E-ticaret konusunda bilinçlenmenin sektörün geleceği açısından çok olumlu olduğunu kaydeden Bakan Pekcan, şunları kaydetti:

    “En temel hedefimiz pandeminin getirdiği şartların bir an önce ortadan kalkması ve tüm hizmet kollarımızın olağan piyasa koşullarına, normal koşullara kavuşarak sağlam ve sürdürülebilir bir şekilde yollarına devam etmeleridir. Pek çok Avrupa ülkesinde olduğu gibi normalleşme sürecine girmiş bulunuyoruz. Hastalığın tam olarak kontrol altına alınabilmesi ve tedavisi ile ilgili belirsizliklerin ortadan kalkmasıyla, buna bağlı olarak şu anda insanların tüketim alışkanlıkları, seyahat alışkanlıkları, alışveriş alışkanlıkları değişti. Bu sürecin normalleşmesini bekliyoruz. Hükümetimizin ve toplumumuzun ortak gayreti, sizlerin değerli katılımları ile bugünleri en kısa sürede atlatarak, sağlık alanında olduğu gibi ekonomi, ticaret, hizmetler alanında da bütün dünyadan ayrışmayı bekliyoruz.”

    “Hizmet giderlerimiz 28 milyar dolar olarak gerçekleşmiş olup, hizmet ticaret dengemiz yüzde 18.6 artış göstererek 31 milyar dolardan 36.9 milyar dolar seviyesine yükseldi”

    Dünya Ticaret Örgütü verilerine göre küresel hizmet ihracatının bir önceki yıl 6 trilyon dolar olarak gerçekleştiğini ve Türkiye olarak bu pazardan çok daha fazla pay alabileceklerini gördüklerini bildiren Bakan Pekcan, “Hizmet ihracatçıları birliğimizin de içinde bulunduğu paydaşlarla birlikte yürüttüğümüz ‘Uluslararası Hizmet İstatistikleri’ çalışması da bu yıl tamamlandı ve güncellenen veriler Mart ayında TÜİK tarafından da açıklanmaya başlandı. 2019 yılında hizmet ihracatımız 2018 yılına göre yüzde 10 artarak 64.8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Hizmet giderlerimiz 28 milyar dolar olarak gerçekleşmiş olup, hizmet ticaret dengemiz yüzde 18.6 artış göstererek 31 milyar dolardan 36.9 milyar dolar seviyesine yükseldi. Bunu hizmet ticaretinde oldukça başarılı ve doğru yolda olduğumuzun işareti olarak görmekteyiz. Bu anlamda katkılarından dolayı sizlere teşekkür ediyorum. Ancak hedefleri büyük, dinamik bir ülke olarak yakaladığımız bu başarının sürdürülebilirliğini temin etmek ve markalaşma kabiliyetlerimizi güçlendirmek için rehavete kapılmadan bütün gücümüzle el birliğiyle çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

    Hizmet sektörüne yönelik olarak pek çok destek mekanizmasının etkin bir şekilde uygulandığını hatırlatan Bakan Pekcan, “Hizmet ihracatımızın kilit sektörlerinden olan sağlık turizmi, bilişim, film, dizi, eğitim sektörlerinin yanı sıra yönetim danışmanlığı, gayrimenkul, lojistik, gastronomi, perakende ve konaklama sektörlerimizin uluslararası pazarlara açılmasına ve bu pazarlarda rekabet gücü kazanarak kalıcı olmalarına yönelik harcamalara destek vermeyi sürdürüyoruz. Hizmet sektöründe faaliyet gösteren kuruluşlarımız ve ihracatçılarımız, ihracata hazırlık ve kurumsal kapasite kazandırılması, pazarlama, pazarda tutundurma, markalı ihracat gerçekleştirerek hizmet ihracatında yüksek katma değer yaratılmasına yönelik olarak Marka ve Turquality destek programlarımızdan yararlanmaktadır” ifadelerini kaydetti.

    “İhtisas Serbest Bölgelerimizin hedeflediği ilk sektörü bilişim sektörü olarak belirledik”

    Firmaların pazar çeşitlendirilmesine gitmelerini teşvik etmek için “Döviz Kazandırıcı Hizmet Sektörleri Markalaşma Destekleri” hakkındaki kararı da 20 Mayıs tarihinde yürürlüğe koyduklarını anımsatan Bakan Pekcan, şu ifadeleri kullandı:

    “Bu karar ile hem daha fazla firmamızın desteklerden yararlanmasını hem de her pazarda ayrı ayrı olmak üzere firmalarımızın 5 yıl süre ile desteklenmesini öngörüyoruz. Kurumsal alt yapının güçlendirilmesine yönelik desteklerden ise hedef pazarlardan bağımsız olarak destek programına girdikleri tarihten sonraki ilk 5 yıl süresince faydalanabilmelerini mümkün hale getirdik. Uzun bir süredir Bakanlığımızın üzerinde hassasiyetle durduğu ve çok önem verdiğimiz bir projemiz olan İhtisas Serbest Bölgeleri Projesi yürürlüğe girdi. İhtisas Serbest Bölgelerine sağlanacak destekler hakkındaki karar ile tüm bu bölgeleri kuracak ana yatırımcı şirketlere sabit yatırım tutarının yüzde 50’sini geçmemek kaydıyla en çok 10 yıl boyunca faiz veya kar payı desteği verilmesine imkan sağlayacak. Ülkemizin Ar-Ge ve teknoloji içeriği yüksek, yüksek katma değerli mal ve hizmet ihracatını artırmaya yönelik olarak uzun süredir üzerinde çalıştığımız İhtisas Serbest Bölgesi modelinde firmalara kira, nitelikli istihdam gibi desteklerinin yanı sıra, kurumlar vergisi istisnası, KDV ve gümrük vergisi istisnası gibi çok sayıda vergi istinasından yararlanma fırsatı sunacağız. İhtisas Serbest Bölgelerinde sağlanacak teşvik ve desteklerin ülkemizin genç ve nitelikli iş gücü, uygun alt yapı ve lojistik avantajları ile uluslararası yatırımcıları çekmede önemli bir etki yaratmasını hedefliyoruz. Bürokrasinin azaltıldığı, tek durak hizmet sunumu imkanları ile donatılacak İhtisas Serbest Bölgelerimizin hedeflediği ilk sektörü bilişim sektörü olarak belirledik ve bu amaçla İstanbul İhtisas Serbest Bölgesi’ni kurmuş bulunmaktayız.”

    “Bin 166 ihracatçımıza 2012’den 2020’ye kadar 635 milyon lira destek verdik”

    Dünyanın artık dijitalleşmeye doğru gittiğini, teknoloji odaklı yatırım projeleri ile İhtisas Serbest Bölgeleri’nin önem kazandığını vurgulayan Bakan Pekcan, “Burada, Kore, Çin ve Singapur modeli önemli örnekler olarak karşımıza çıkıyor. Ülkemizde bilişim sektörünün özellikle yazılım ve oyun geliştirme boyutuyla önemli bir ivme kazandığı şu günlerde sektörde oluşan dinamizmin İhtisas Serbest Bölgeleri modeli ile daha da ivmelendirilmesini amaçlıyoruz. Covid sürecinde lojistik koşulların önemi bir kez daha karşımıza önemli bir faktör olarak çıktı. Salgın nedeniyle devlet yardımı başvurularında oluşabilecek mağduriyetlerin giderilmesi için de destek programlarımızın uygulanması ve başvuru belgelerinin kabulü ile ilgili olarak gerekli düzenlemeleri yaptık ve firmalarımızın herhangi bir hak kaybı yaşamalarının önüne geçtik. Salgın nedeniyle müşavirlerimiz yerinde tespit yapamıyorsa da firmalarımızın bu desteklerden mahrum kalmasının önüne geçtik. Hizmet ihracatçılarımıza uyguladığımız destek programlarımız kapsamında 2012 yılından bu yana bin 166 ihracatçımıza 2012’den 2020’ye kadar 635 milyon lira destek vermiş bulunmaktayız. Bunun da 254 milyon lirası 2019 yılında gerçekleşti” ifadelerini aktardı.

    “2020 yılı bütçesinde hizmet ihracatçılarının kullanımı için 500 milyon lira kaynak koyduk”

    Hizmet ihracatçılarına 2012 yılından bu yana 635 milyon lira destek vermiş iken, sadece 2020 bütçesinde hizmet ihracatçılarının kullanımı için 500 milyon lira kaynak koyduklarının altını çizen Bakan Pekcan, şu ifadeleri kullandı:

    “İçinde bulunduğumuz pandemi etkisi ile bunun ancak 91 milyon 500 bin liralık kısmının kullanıldığını görüyoruz. Bu anlamda biz Bakanlık olarak rekor sayılacak bir bütçe koyduk. İnşallah yıl sonuna kadar sizlerin de mevcut motivasyonu ile bu bütçeyi size kullandırmak üzere biz hazırız. Hali hazırda Turquality programı kapsamında 39 hizmet sektörü markası bu kapsama alındı. Hizmet ihracatçılarımızın yurt dışı faaliyetleri ne kadar artarsa bizim bu alanda sağlayacağımız destekler de bu oranda artacaktır. 2017 yılının nisan ayından itibaren hususi damgalı pasaport hakkı verilmesine ilişkin uygulamayı sürdürmekteyiz. Geçtiğimiz günlerde son üç yılın her birinde ihracat yapma zorunluluğunu ortadan kaldırdık. 1 milyon dolarlık limiti 500 bin dolara indirdik ve depozito süresini de 2 yıldan 4 yıla çıkardık. Hususi damgalı pasaport uygulamasının başladığı tarihten bugüne 362 hizmet ihracatçı firmamıza 598 pasaport tanımlandı. Bugün, ülkemiz Hizmet sektörlerinin kalitesi dünya çapında kanıtlanmış ve kabul görmüştür.”

    “2019 yılı itibarıyla yaklaşık 750 bin uluslararası sağlık turistine hizmet vermiş bulunuyoruz”

    Hizmet sektörleri arasında en çok potansiyeli olan sektörlerden birisinin de sağlık hizmetleri olarak karşılarına çıktığını anlatan Bakan Pekcan, “Sayın Cumhurbaşkanımızın da altını çizdiği üzere, bu pandemi süreci ile beraber sağlık hizmetleri sektörümüz de ön plana çıkacak gözüküyor. Dizilerimiz, bilgisayar oyunlarımız, müteahhitlik ve teknik müşavirlik hizmetlerimizi birçok ülkeye ihraç ediyoruz. Ülkemiz şu anda en çok yabancı hasta çeken ülkeler arasında bulunmaktadır. 2019 yılı itibarıyla yaklaşık 750 bin uluslararası sağlık turistine hizmet vermiş bulunuyoruz. Ülkemizin gönüllü kültür, ekonomi ve ticaret elçileri olan uluslararası öğrencilerimizin sayısı ise 172 bine ulaştı. Bakanlığımız destek programlarının başladığı 2011 yılından bu yana sağlık turizmi gelirimiz iki kat artarken, ülkemizi ziyaret eden uluslararası hasta sayısı da 3 katına çıktı, biz bunda birkaç kat daha artış bekliyoruz. Aynı şekilde, o dönemde 30 bin dolayında olan uluslararası öğrenci sayımız 6 kat artmış bulunmaktadır. Pandemi sürecinde ülkemizin güçlü sağlık sistemiyle ve açtığı yeni hastanelerle yazdığı başarı hikayesi, salgın sonrası meyvelerini verecektir. Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından da belirtildiği üzere, Türkiye’nin ‘sağlık üssü’ olma hedeflerine ulaşmak için oldukça uygun bir ortam hazır bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.

    Özellikle Afrika’nın değişik ülkelerinde ve Latin Amerika’da Türk dizilerinin pek çok kıtada gösterildiğini ve Türkiye’den görülemeyecek kadar toplumsal etkisi olduğunu belirten Bakan Pekcan, “Türk dizileri beğeniliyor diyoruz ama beğenilmekten öte ülkelerde bir toplumsal etkisi var. Türk dizileri elimdeki kayıtlara göre yaklaşık 146 ülkede 700 milyon kişi tarafından izlenilmektedir. Belki bu rakam şu anda artmıştır. Dizi sektöründe ABD’nin hemen arkasında birçok ülkeyi geride bırakarak ikinci sıraya oturmuş durumdayız. Bilişim sektörümüzün en önemli bileşenlerinden ‘Dijital Oyun Sektörü’ndeki ihracatçılarımızın bugünlerde tabi hepimizi gururlandıran bir başarı hikayesi var. Peak Games Bakanlığımız desteklerinden de faydalanan ve sektörün önemli oyuncularından biri haline gelmişti. Zynga tarafından satın alınmasını hizmet ticaretinin potansiyeli açısından da çok önemli bir örnek olarak görüyoruz. Hizmet sektörlerinin tüm kollarında benzer başarıları saymak mümkün, gelecekte de başarı hikayelerimizin sayıları sizlerin sayesinde artmaya devam edecek” dedi.

    Hizmet İhracatçıları Birliğinin bin 456 üyesiyle kısa sürede Türkiye’nin hizmet ihracatını temsil eden kurumsal yapı haline geldiğini aktaran Bakan Pekcan, “Sektörel sorunların ve çözüm önerilerinin tespiti, dış pazarlara yönelik çalışmalar yürütülmesi, hizmet ihracatının kayıt altına alınması gibi önemli fonksiyonları üstlenen birliğimizin pozisyonu, önümüzdeki dönemde güçlenerek gelişecektir. Hizmet İhracatçı Birliğimiz olarak üstlenmiş olduğunuz bu ciddi görev ve sorumlulukta, sizlere üstün başarılar ve kolaylıklar diliyorum. Bakanlık olarak desteklerimizin yanınızda olduğunu bir kez daha yenilemek istiyorum” ifadelerini kaydetti.

    Korona virüs dolayısıyla dünya ekonomisi ve ticaretinde; üretim, tüketim, tedarik zinciri ve pazarlama alışkanlıkları bakımından eksen kaymalarına tanıklık ettiklerini vurgulayan Bakan Pekcan, “Bunun, hizmet sektörünün farklı kolları üzerinde de yansımaları olmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, ülkemizin sağlık başta olmak üzere pek çok alanda dünyaya örnek gösterilecek şekilde elde etmiş olduğu başarı hikayeleri ve doğru kriz yönetimi, önümüzdeki dönemde hizmet ihracatımızın gelişimine ve yeni fırsatlar yakalamamıza katkı sağlayacaktır. Biz Bakanlık olarak, hizmet ihracatçılarımızın pandemi sonrası ortaya çıkacak bu yeni fırsatlardan azami düzeyde faydalanması için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz” aktarımında bulundu.

    Bakanlık olarak ’Müşavir Ağı Sistemi’ni devreye soktuklarını anımsatan Bakan Pekcan, “Dünyadaki bütün müşavirlerimizle aynı anda bu müşavir ağı network’ü üzerinden görüşebiliyoruz ve siz iş insanlarımıza hizmet veriyoruz. Bütün iş insanlarımızın herhangi bir ülkedeki müşavirimize yapmış olduğu talep bizim merkezdeki sistemimize ve müşavirimize aynı anda düşüyor. Hem sizin müşavirimizden talebiniz hem müşavirimizin size olan cevabını sistem üzerinden takip edebiliyoruz. Hem performans değerlendirmesi yapmış oluyoruz hem de müşavirlerimiz günlük raporlarla gelişmeleri bakanlığımızla paylaşıyorlar. Her türlü irtibat noktamızda müşavirlerimizin sizin birer temsilciniz olduğunu unutmayın” hatırlatmasında bulundu.

    Bakan Pekcan, konuşmasının ardından Hizmet İhracatçıları Birliği üyeleri ile sohbet etti.