Etiket: iklim değişikliği

  • Osmangazi’de İklim Değişikliği ile Mücadele

    Osmangazi’de İklim Değişikliği ile Mücadele

    Belediyenin kendi uzman personeli tarafından hazırlanan rapor, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar tarafından kamuoyu ile paylaşılacak.

    Tüm dünyanın ana gündem maddesi olan iklim değişikliği ile mücadele konusunda sera gazı emisyonlarının azaltımına yönelik yasal zorunluluklar beklenirken, Osmangazi Belediyesi hizmet alımı yapmadan kendi personeli ile gerçekleştirdiği AR-GE çalışmaları sonucunda 2022 yılı kurumsal sera gazı envanteri ve emisyon raporu çalışmalarını tamamladı.

    İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü personeli tarafından 5 aylık süreçte belediye faaliyetleri esnasında motorlu araçlar ve ekipmanlar çalışırken ortaya çıkan emisyonlardan, personelin işe geliş-gidişlerinden kaynaklı emisyonlara kadar geniş çaplı bir hesaplama yapıldı.

    Hazırlanan bu rapor ile birlikte; belediye faaliyetlerinin iklim değişikliğine etkisinin hesaplanması, mevcut ve gelecekteki yasal düzenlemelere hazırlık sağlanması, karbon yönetiminde riskli ve sorunlu noktaların belirlenmesi, TS EN ISO14064-1:2019’a uygun sera gazı emisyonlarının raporlanması, kurumsal karbon yönetim planı oluşumuna katkı sağlanması, çalışanların iklim değişikliği, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik konularında bilinçlendirilmesi hedefleniyor.

    Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, ‘Kurumsal Sera Gazı Envanteri ve Emisyon Raporu’nu, 5 Haziran Dünya Çevre Günü Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi’nde gerçekleştirilecek basın toplantısında kamuoyu ile paylaşacak. Aynı zamanda Bitkisel Atık Yağların geri dönüşümü konusunda da protokol imzalanacak.

  • Osmangazi’de ‘Kurumsal Sera Gazı Envanteri’

    Osmangazi’de ‘Kurumsal Sera Gazı Envanteri’

    Belediyenin kendi uzman personeli tarafından hazırlanan rapor, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar tarafından kamuoyu ile paylaşılacak.

    Tüm dünyanın ana gündem maddesi olan iklim değişikliği ile mücadele konusunda sera gazı emisyonlarının azaltımına yönelik yasal zorunluluklar beklenirken, Osmangazi Belediyesi hizmet alımı yapmadan kendi personeli ile gerçekleştirdiği AR-GE çalışmaları sonucunda 2022 yılı kurumsal sera gazı envanteri ve emisyon raporu çalışmalarını tamamladı.
    İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü personeli tarafından 5 aylık süreçte belediye faaliyetleri esnasında motorlu araçlar ve ekipmanlar çalışırken ortaya çıkan emisyonlardan, personelin işe geliş-gidişlerinden kaynaklı emisyonlara kadar geniş çaplı bir hesaplama yapıldı.
    Hazırlanan bu rapor ile birlikte; belediye faaliyetlerinin iklim değişikliğine etkisinin hesaplanması, mevcut ve gelecekteki yasal düzenlemelere hazırlık sağlanması, karbon yönetiminde riskli ve sorunlu noktaların belirlenmesi, TS EN ISO14064-1:2019’a uygun sera gazı emisyonlarının raporlanması, kurumsal karbon yönetim planı oluşumuna katkı sağlanması, çalışanların iklim değişikliği, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik konularında şuurlandırılması hedefleniyor.

    Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, ‘Kurumsal Sera Gazı Envanteri ve Emisyon Raporu’nu, 5 Haziran Dünya Çevre Günü Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi’nde gerçekleştirilecek basın toplantısında kamuoyu ile paylaşacak. Aynı zamanda nebati atık yağların geri dönüşümü konusunda da protokol imzalanacak.

  • Çevreci fikirler, Bursa için yarışacak

    Çevreci fikirler, Bursa için yarışacak

    İklim değişikliğine bağlı yaşanan kuraklık sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en önemli gündemi haline gelirken, içme suyundaki kayıp-kaçakların azaltılmasından karbon ayak izinin düşürülmesine kadar her alanda yoğun çalışma sergileyen Büyükşehir Belediyesi, bu mücadeleye yeni fikirleri de dahil ediyor. Su kıtlığı, sel, taşkın, atık suların yeniden kullanımı, yağmur suyu hasadı, gri su kullanımının arttırılması, şebekedeki su kayıp kaçaklarının kontrolü, dere ıslahı gibi konularda yeni fikirler üretilmesi ve projeler geliştirilmesi amacıyla ‘Aklım, Fikrim Bursa’ teması ile İdeathon Fikir Yarışması düzenleniyor. Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı koordinasyonunda düzenlenen yarışmaya başvurulan 22 Mart Çarşamba gününden itibaren yarismalar.bursa.bel.tr adresi üzerinden online yapılacak. Son başvuru tarihinin 14 Nisan Cuma olduğu yarışmaya, 18-39 yaş arası herkes en az 5, en fazla 7 kişiden oluşan ekipler halinde katılabilecek. Başvurular arasından yapılacak ön elemenin ardından seçilen en fazla 15 ekip yarışmaya davet edilecek.

    Çalıştay düzenlenecek

    Kazanan ekipler, 19 Nisan 2023 tarihinde web sitesinden ilan edilecek ve ayrıca başvurusu kabul edilen ekiplere e-mail ile de ulaşılacak. Hazırlık yapmaları için doküman ve kaynaklar paylaşılacak. 27 Nisan 2023 tarihinde Atatürk Kongre ve Kültür Merkezinde 1 gün süren çalıştay düzenlenecek. Çalıştayda seçilen ekiplere, Bursa Büyükşehir Belediyesi ve paydaş kurumların mentörleri tarafından iklim değişikliği ve kuraklık konusunda kurumların yürüttüğü çalışmalar ve karşılaşılan sorunlar hakkında bilgilendirme sunumları yapılarak eğitim verilecektir. Eğitimlerin ardından ekiplerden iklim değişikliği ve kuraklık konusunda sorun analizi yaparak sorun belirlemeleri istenecek. Ekipler, çalıştayda belirlenen sorunların çözümüne ilişkin projeler geliştirecek. Çalıştay sonunda seçilen proje konularına göre ekiplerin çalışacağı mentörler belirlenecek. Seçilen ekiplerin 08/09 Mayıs 2023 ve 29/30 Mayıs 2023 tarihlerinde 2 kez yüz yüze yada online olarak gerçekleştirilecek mentör görüşmeleri ile fikir geliştirmeleri sağlanacak. Ideathon’da yarışacak ekiplerin sunacağı proje fikirleri, Bursa Büyükşehir Belediyesi, Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı tarafından belirlenecek iklim değişikliği ve kuraklık konusunda uzmanlardan oluşturulacak jüri üyeleri tarafından değerlendirilecek. Takımlar, 07-08 Haziran günlerinde jüri önünde projelerinin sunumunu yapacak ve kazananlar 08 Haziran 2023 tarihinde ilan edilecek.

    Toplam 105 bin lira para ödülü

    İklim değişikliği ile mücadelede yeni ve uygulanabilir fikirlerin ortaya çıkması amacıyla düzenlenen yarışmanın birincisi 50 bin, ikincisi 35 bin ve üçüncüsü de 20 bin liranın sahibi olacak. Ayrıca seçilen 15 ekibin tüm ekip üyelerine (ödül alan ilk üç ekip hariç) teleferik ile Uludağ’a gidiş dönüş bileti hediye edilecek.

  • İklim değişikliğiyle mücadelenin kalesi Konya

    İklim değişikliğiyle mücadelenin kalesi Konya

    “Küresel iklim değişikliği ile mücadelenin kalesi Konya’dır”

    Programın açılışında konuşan Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, küresel iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerinin derinden hissedildiği bu dönemde böyle bir programı gerçekleştiriyor olmayı son derece anlamlı bulduğunu belirterek, “Küresel iklim değişikliği yaşadığımız yüzyılı tehdit eden en büyük çevresel ve sosyoekonomik sorunlardan birisidir. Bu küresel tehdide Türkiye’de en çok maruz kalan ilimiz maalesef Konya. İklim değişikliğinin tetiklediği kuraklığın, göllerdeki su oranını azalmasının ve yer altı sularının çekilmesine neden olması şehrimizde özellikle tarım faaliyetlerin olumsuz bir etki oluşturmaktadır. Konya’mız, Türkiye’nin tahıl ambarı olduğunu düşünecek olursak üretimde yaşanan her problem tüm ülkemizi de doğrudan etkileme riski taşımaktadır. İşte bu nedenle küresel iklim değişikliği ile mücadelenin kalesi Konya’dır diyebiliriz. Türkiye’nin üretim sigortası olan Konya’mızda birbirinden önemli proje ve çalışmalarla hem şehrimizi hem de ülkemizi bu etkilerden kurtarmak için yoğun gayret gösteriyoruz” dedi.

    Başkan Altay, Türkiye Yüzyılı vizyonuna katkı sağlayacak enstitünün kurulma sürecine geçtiğimiz yıl Şubat ayında Konya’da düzenlenen Türkiye’nin ilk İklim Şurası ile start verildiğini ifade ederek, “Enstitünün faaliyete geçmesiyle inşallah İklim Şurası’nda aldığımız kararların takibini de böylece yapmış olacağız. Ayrıca iklim değişikliği ile mücadele ve uyum konusunda bilgi birikimi sağlayarak yenilikçi ürün ve çözümler üretecek, enstitüdeki çalışmalar yenilenebilir ve temiz enerji, iklim değişikliği odaklı gelecek senaryoları ve iklim değişikliğinin ekonomik ve sosyolojik yansımaları gibi üç temel hedef üzerinden ilerleyecek. Çalışmalar, kamu, akademi ve özel sektör işbirliğiyle gerçekleşmiş olacak. Konya Büyükşehir Belediyesi olarak bizler de enstitünün çok önemli bir paydaşıyız. Enstitümüz için Konya Teknoloji Endüstri Bölgesinde inşallah bir bina inşa edeceğiz. Enstitümüzün Konya’mız ve ülkemiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.

     


    Vali Vahdettin Özkan ise konuşmasında, “Bakanlarımız, milletvekillerimiz, Büyükşehir Belediyemiz, belediyelerimizi sanayi kuruluşlarımız el birliğiyle, şehrimizin, dünyanın gidişatı, ülkemizin, şehrimizin ve insanların yaşam kalitesini artırmaya yönelik faaliyetler artarak devam etmektedir. Bu enstitünün ilimizde kurulmuş olmasının çok önemli ve anlamlı bir tarafı var. Gerçekten dünyanın, insanlığın gündeminde gelecekle ilgili riskleri bertaraf etmede hem bilimsel araştırmaların yapıldığı hem stratejilerin belirlendiği hem bütün kamu kurum ve kuruluşlarının görevlerinin ifade edildiği hem de esasen farkındalık ve operasyonel faaliyetler olarak bireylerin her birisine neler düşüyor bunu net bir şekilde ortaya koymada büyük bir katkı sunacaktır diye düşünüyorum” dedi.

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, şehirlerin; sıcak hava dalgaları, kuraklık, sel gibi şiddeti her geçen gün artan afetlerle karşı karşıya kaldığını belirterek, “Her yıl dünyadaki her 20 böcek ve omurgalı türden biri yok oluyor. Bu ekosistemler azaldıkça, toprağımız daha da kuruyacak, tarım ürünlerimiz azalacak, havamız solunmaz bir hale gelecek. Bakın işte son 3 yılda, iklim krizinin olumsuz etkilerini neredeyse her 6 ayda yeni bir afetle yaşadık. Sinop, Kastamonu, Bartın, Giresun, Rize ve Trabzon’da seller, Antalya ve Muğla’da ise büyük yangınlar yaşadık, canlarımızı yitirdik. İşte Konya’mızda, kuraklık ve yer altı sularının çekilmesi nedeniyle oluşan obrukların sayısı 2 bin 500’ü aştı. Konya’mız, göllerini ve suyunu tamamen kaybetme riskiyle karşı karşıya. Bu anlamda enstitümüzün Konya’mızda kuruluyor olması çok anlamlı, çok değerli, çok kıymetli bir adım olmuştur” dedi.


    “Hedefimiz 2030 yılına kadar tüm kurum, kuruluşlar ile evlerde Sıfır Atık’a geçişi sağlamak”

    BM Genel Kurulu’nda alınan kararla 30 Mart’ın artık Uluslararası Sıfır Atık Günü olarak kutlanacağını hatırlatan Bakan Kurum, hedeflerinin 2030 yılına kadar tüm kurum, kuruluşlar ile evlerde Sıfır Atık’a geçişi sağlamak olduğunu söyledi. Bakan Kurum, “Tabii biz, dünyanın su savaşlarını konuştuğu bir dönemde, şu anda su stresi yaşayan bir ülke olarak, atık sularımızın geri dönüşümünü ve yeniden kullanımını stratejik anlamda çok önemli buluyoruz. Bu manada, 2002 yılında 145 olan atık su arıtma tesisimizi, bugün bin 185’e çıkardık. 2018 yılında yüzde 1,2 olan arıtılmış atık suyun yeniden kullanım oranını 2022 yılı sonu itibariyle yüzde 4,75’e çıkardık. Bu sayede 2030 yılında bu oranı yüzde 15’e hep birlikte, daha çok çalışarak çıkaracağız. Ülkemizin yeşil mirasını korumak adına korunan alan miktarımızı, yüzde 9,6’dan 12.63’e çıkardık. Bu oranı, 2030 yılında, OECD ortalaması olan yüzde 17’ye ve daha da üzerine çıkaracağız. İşte millet bahçelerimiz. Bugün tüm Türkiye’de şehirlerimizin yeşil dönüşümünü hızlandıracak tam 476 millet bahçesi kuruyoruz. Sıfır emisyon üreten, çevreyi kirletmeyen yerli ve milli otomobilimiz TOGG’un ihtiyaç duyduğu teknolojik altyapı, şarj istasyonları, otopark sistemleri ve simülasyon ortamlarını inşa ediyor, başta Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız olmak üzere, tüm ilgili kurumlarımızla birlikte, şehirlerimizi TOGG’a hazırlıyoruz. Tabii tüm bu çalışmaların hızlanmasında, seri bir şekilde Türkiye’yi kuşatmasında en önemli adım İklim Kanunu’muz olacaktır. Cumhuriyetimizin 100. yılında İklim Kanunu’nun TBMM’den çıkması, ülkemizin, yavrularımızın geleceği adına en büyük arzumuz. İnşallah bu kanun sayesinde, iklim konusunda her karar daha hızlı alınacak, her adım daha hızlı ve etkin şekilde atılacak” şeklinde konuştu.


    “Yeşil OSB’ler, sanayide yeşil dönüşüm, ülkemizin hedefleri açısından çok kritik önemdedir”

    Bakan Kurum şöyle devam etti: “Tüm OSB’lerimizi sıfır atığa uyumlu hale getirmek, endüstriyel simbiyozu hakim kılmak, sanayiden kaynaklı hiçbir kirliliğe müsaade etmeyecek yatırımları yapmak çok önemli, çok değerli. Bu manada Konya’mızda Türkiye’nin ilk sıfır atık sanayi sitesini, yenilenebilir enerji uygulamaları, yeşil altyapı uygulamalarıyla birlikte kuruyoruz. Bu örnek çalışmayı şu an ülkemizin 29 iline yaygınlaştırıyoruz. Yine temiz enerji dedik. Enerji kaynaklarının tükenmekte olduğu bu dönemde temiz enerji üretimi hem stratejik hem de hayati bir öneme sahip. Türkiye olarak, enerji dönüşümünde, yenilenebilir enerjide ve enerji verimliliğinde büyük bir başarı hikayesi yazıyoruz. Toplam kurulu gücünde yenilenebilir enerjinin payı yüzde 54,3 olan ülkemiz, bu alanda dünyada 12’nci, Avrupa’da 5’incidir. Temiz enerji üretim kapasitemizi her geçen gün artırıyoruz. Bu amaçla, Konya Karapınar’ımızda yeşil kalkınma devrimine karbon emisyonunu azaltarak katkı sağlaması için faaliyete giren Güneş Enerji Santralimiz, Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük güneş enerjisi santrali olacak. Toplamda 3 bin kişiye istihdam oluşturan Karapınar GES tamamlandığında, enerji üretimimizde güneş enerjisinin payı yüzde 20’ye çıkacak.”
    Bir yıl önce Konya’da düzenlenen Türkiye’nin ilk İklim Şurası’nda yer alan 7 komisyondan biri olan Bilim ve Teknoloji Komisyonunu TÜBİTAK’ın desteğiyle çalıştırdıklarını hatırlatan Bakan Murat Kurum, “Ülkemiz şu anda; yenilenebilir enerji teknolojileri, enerji depolama, karbon tutma ve depolama, şehir planlama teknolojileri, yeşil altyapı çözümleri başlıklarında çok büyük çalışmalar yürütüyor. Tüm bu ve benzeri çalışmalarda hocalarımızın ve kurumlarımızın en büyük destekçisi olmaya devam edeceğimizi özellikle belirtmek istiyorum. İnanıyorum ki enstitümüz, ülkemizin yeşil sanayi, temiz teknoloji ve temiz enerji üretimine büyük katkılar sağlayacaktır. Buradan genç araştırmacılarımıza da bir müjde vermek istiyorum. İklim değişikliği alanında çalışan genç araştırmacılarımız için, enstitümüzle birlikte burs programını açacağız, gençlerimizi destekleyeceğiz. ‘Daha yeşil bir Konya, daha temiz bir Türkiye, daha güzel bir Dünya için’ hep birlikte çalışacağız” diye konuştu.


    “Enstitü Türkiye’de bu alanlarda yapılacak çalışmalarda en önemli oyunculardan bir tanesi olacak”

    Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ise, dünyanın büyük bir değişim ve dönüşümden geçtiğini ve bu değişimin en önemli tetikleyicilerinden bir tanesinin de iklim değişikliği krizi olduğunu belirterek, “Biz de Türkiye olarak iklim değişikliğiyle mücadelede Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ilgili bakanlıklar olarak elimizi taşın altına koyarak bir gayret gösteriyoruz. Türkiye dünyayla kıyasladığımızda bu alanlardaki farkındalığı en yüksek ülkelerden bir tanesi. İnşallah yaptığımız ve yapacağımız çalışmalarda da Türkiye’yi hem emisyonlarının azaltılması hem de daha yaşanabilir, daha sürdürülebilir bir ülke haline getirmek için de güzel neticeler alacağız. İşte bugün ilan ettiğimiz, tanıtımını yaptığımız bu enstitü de Türkiye’de bu alanlarda yapılacak çalışmalarda en önemli oyunculardan bir tanesi olacak” dedi.
    Enstitünün kurulmasında neden Konya’yı seçtiklerini anlatan Bakan Varank, “Özellikle buradaki iklim şurasından sonra ve Konya’nın özel konumu sebebiyle aslında burada kuracağımız bir enstitüyü sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en önemli merkezlerinden bir tanesi haline getirebileceğimize inanıyoruz. Onun için özellikle Konya’yı seçtik” ifadelerini kullandı.

    Bakan Varank, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Konya ziyareti ile ilgili de konuşarak, “Ben Kılıçdaroğlu gibi çakma Konyalı değilim. Dizini kırıp Konya pilavı yemiş mi? Derebucak’ın vadilerinde dolaşmış, bu uğurda silahçılarla bir araya gelmiş mi? Konya’ya teknoloji endüstri bölgesi kazandırmış mı? Bunları yapacaksın ondan sonra Konyalıyım diyeceksin. Biz işte bu şehrin Türkiye için ne kadar değerli ve önemli olduğunu farkındayız. Onun için de bu şehre fırsat buldukça geliyoruz. Sadece geçen sene dört kere geldim. Ama emin olun turistik seyahatler için de gelmiyoruz. Her geldiğimizde açılışlar yapıyoruz. Bir sonraki işin planlamasını yapıyoruz. Konya turizmiyle, tarımıyla, sanayisiyle Türkiye’nin lokomotif şehirlerinden bir tanesi. Siyaset hızlı ve hararetli bir şekilde gidiyor. Bakınız bir insan buraya gelip, bir tane ilçeyi ziyaret edip siyasi rüşvetler vererek siyaset yaptığını zannedebilir ama bunlar eski Türkiye’de kaldı. Geçenlerde Merzifon’a gitmiştim, orada arkadaşlar anlattılar. Dediler ki ‘Rahmetli Demirel buraya geldi. Hiç konuşma yapmadı. Uçaktan indi, bir tane arabaya, o zaman 76 şehir var, 77 plakayı taktı, şehirde dolaştı, sonra dedi ki bana oy verin ben sizi il yapacağım. Sonra çekti gitti.’ Bunlar eski Türkiye’nin manzaraları. Şurayı böyle, burayı böyle yapacağım diyerek siyaset yapamazsınız. Bizim derdimiz Türkiye’yi toptan kalkındırabilmek. Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarabilmek. Onunu için siyasi rüşvetlerle bizim işimiz yok. Onu söyleyenlerden de bu ülkeye hiçbir zaman hayır gelmez. Bundan da emin olabilirsiniz” dedi.
    Antarktika’ya düzenlenen bilim seferi ile ilgili konuşan Bakan Varank, “Antarktika’ya bilim seferi düzenleyecek bilim insanları yola çıkacak. Biz Antarktika’yla ilgilenmeye Cumhurbaşkanımızın vizyonu sayesinde başladık. Antarktika’da şu anda 50’den fazla ülkenin araştırma merkezi, araştırma üssü var. Ama Türkiye burayla bizim iktidarımıza kadar hiç ilgilenmemiştir. Baktığınızda dünyanın geçmişiyle ve geleceğiyle de ilgili eğer bilimsel araştırma yapacaksanız bunun doğal laboratuvarı neresi? Antarktika. Ama bizden kimse buralarla ilgilenmemiş. Ta ki Cumhurbaşkanımız burada böyle önemli bir durum varken Türkiye olarak biz geride kalamayız deyip oraya bilim seferleri başlatana kadar. Şu anda bizim Antarktika’da geçici bilim üssümüz var. Niyetimiz oraya kalıcı bir bilim üssü kurabilmek. Bakın 50’den fazla ülkenin orada üssü var, bir tane Müslüman ülkenin şu anda orada bir bilim üssü yok. İşte bunu kim yapacak. Allah’ın izniyle biz yapacağız. İşte bu vizyonu ortaya koyabilmek önemli. Bu bilim seferine giden bilim insanlarının arasında üç tane lise öğrencisi var. Kim bu öğrenciler? TÜBİTAK kutup araştırmaları yarışmasında birinci olan öğrenciler. Biz birinci olan lise öğrencilerini Antarktika’ya gönderiyoruz. Kendi yaptıkları projelerini bizzat orada deneyecekler. İşte bizim ufkumuz, vizyonumuz bu kadar geniş. Bizim gerçekten niyetimiz bilim ve teknolojiyle kalkınan bir Türkiye inşa etmek. Bunun yolu da gençlere yatırım yapmaktan geçiyor” diye konuştu.

    Konuşmaların ardından Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Altay, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Mandal ve İklim Değişikliği Başkanı Solak, Türkiye’nin yeşil kalkınma sürecinde iklim değişikliği odaklı çalışmalar yürütecek TÜBİTAK Temiz Enerji, İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Araştırma Enstitüsü İş Birliği Protokolü’nü imzaladılar.

  • İstanbul Finans Merkezi’ni Nisan’da tamamlanıyor

    İstanbul Finans Merkezi’ni Nisan’da tamamlanıyor

    Bakan Kurum, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Kabine Toplantısı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığının birlikte çalışmalarını yürüttüğü İstanbul Finans Merkezinin son durumu hakkında bilgi veren Kurum, “İstanbul Finans Merkezi’nin bir kısmı bitti. Nisan ayına bitiririz” dedi.

  • ‘İklim değişikliği insanlığın ortak meselesidir’

    ‘İklim değişikliği insanlığın ortak meselesidir’

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsviçre’nin Cenevre kentinde Birleşmiş Milletler ve Pakistan’ın ev sahipliğinde düzenlenen “İklime Dayanıklı Pakistan” konulu uluslararası konferansa video mesaj gönderdi.

    Geçtiğimiz aylarda yaşanan sel felaketleri nedeniyle Pakistanlılara geçmiş olsun dileklerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet yakınlarına sabr-ı cemil yaralılara acil şifalar niyaz ediyorum. Türkiye olarak tarih boyunca olduğu gibi bu zor gününde de Pakistan halkını yalnız bırakmadık” dedi.

    Türkiye’nin Pakistan’a 15 uçak, 13 tren ile 7 bin 500 tondan fazla İnsani yardım malzemesi ulaştırdığını, İlaveten yerelden temin edilen ürünlerin de afetzedeler ile paylaşıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan,” Ayrıca bin 630 tondan fazla insani yardım taşıyan 2 gemi gönderdik. İnşallah bu gemilerin de limanlara varmasıyla Pakistanlı kardeşlerimizin sıkıntılarının bir nebze olsun hafifleyeceğine inanıyorum. Sel felaketinin hemen ardından İçişleri ve Çevre Bakanlarımız TOKİ VE AFAD Temsilcileri ile birlikte Pakistan’ı ziyaret etti. Heyetimiz afet bölgelerinde incelemelerde bulundu ve Pakistan makamlarından bilgi aldı. Gerek belirlenen ihtiyaçların giderilmesi gerekse meselenin uluslararası kamuoyuna taşınması noktasında yoğun gayret sarf edildi” diye konuştu.

    Türkiye’nin yanı sıra diğer ülkelerin ve uluslararası kuruluşların da Pakistan halkının yaralarını sarmaya başladığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:

    “Ancak iklim krizinin yıkıcı etkileri karşısında daha fazla müşterek çalışmaya ihtiyaç olduğu aşikardır. iklim değişikliği ve bunun yol açtığı sorunlar insanlığın ortak meselesidir. Pakistan’da vuku bulan olay, iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bu ve benzeri felaketlerle mücadeleyi bir strateji çerçevesinde dayanışma içinde yürütmek gerekiyor. Türkiye bu küresel mücadeleye katkı sağlama bakımından üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmektedir. Zarar gören afet bölgelerinin yanı sıra Pakistan’ın afete uğrama riski bulunan tüm bölgelerinin iklime dayanıklı şekilde yenilen inşa edilmesi yeni acılar yaşanmasının önüne geçecektir. “

  • Bursa’da iklim değişikliği ile etkin mücadele

    Bursa’da iklim değişikliği ile etkin mücadele

    Bursa’da iklim değişikliği ile mücadele konusunda örnek adımlar atan, raylı sistem hattının uzatılmasından akıllı kavşaklara, bisiklet yollarından yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına ve kente yeni yeşil alanlar kazandırılmasına kadar pek çok çalışmaya imza atan Büyükşehir Belediyesi, bu mücadeleyi toplumun geneline yaymak için düğmeye bastı. Bursa’daki tüm kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri, iş dünyası, akademik ve meslek odalarının da katılımıyla, etkin mücadele sergilenmesi amacıyla, Büyükşehir Belediyesi tarafından Bursa İklim Değişikliği İşbirliği Deklarasyonu hazırlandı. Bursa’nın geleceğe sağlıklı şekilde taşınması amacıyla hazırlanan deklarasyon, Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi Hüdavendigar Salonu’nda düzenlenen toplantı ile kamuoyuna duyuruldu.

    “Mazeretimiz yok, bu şehir bizim”

    Bursa Valisi Yakup Canbolat’ın yanı sıra 17 ilçe belediye başkan ve yardımcıları, kamu kurumları, BTSO ve üniversiteler ile konunun tüm taraflarının katıldığı toplantıda konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, iklim değişikliğinin sadece Türkiye için değil dünya için gün geçtikçe büyüyen bir kriz haline geldiğini söyledi. Bursa’da iklim değişikliği ile başarılı mücadelenin farklı kurum ve sektörler arasındaki sıkı bir işbirliği ile mümkün olacağını dile getiren Başkan Aktaş, “Bursa İklim Değişikliği İşbirliği Deklarasyonu ile kentimizdeki tüm kurum ve kuruluşların iklim değişikliğine karşı mücadelede kararlı olduklarına yönelik niyet beyanında bulunmalarını hedefledik. İmzalanan deklarasyon metni ile Bursa’daki tüm kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, iklim değişikliğine karşı çözümün parçası olduklarını beyan etmiş olacaklar. Mazeretimiz yok, bu şehir bizim. Bizler bugün bu görevlerdeyiz. Dün olduğu gibi yarın da başkaları bu görevlerde olacak. Ama şehir hepimizin. Normal şartlarda hepimiz, hayatımızı bu şehirde tamamlayacağız. Bu nedenle, sağlıklı gelecek için herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerekiyor” dedi.

    Model bir mücadele örneği

    Bursa Valisi Yakup Canbolat da Türkiye’nin küresel iklim değişikliğinin potansiyel etkileri açısından risk grubu ülkeler arasında yer aldığını vurguladı. İklim değişikliğinin çok ciddi çevresel ve sosyoekonomik sonuçlara yol açabilecek küresel sorun olduğunu kaydeden Canbolat, “Hepimiz şunun farkındayız: Doğal kaynaklar, insanoğlu için yeterli olmasına rağmen sürekli değildir ve tabiatın kendisini yenileme kabiliyeti de sınırlıdır. Sürdürülebilirlikten söz ediyorsak, karar vericiler olarak ‘gelecek nesillerin ihtiyaçlarını tehlikeye sokmadan’ bugünkü neslin ihtiyaçlarını karşılamak zorundayız. Bunun için de her alandaki kalkınmanın ‘çevreyi tahrip etmeden’ en az zararı vererek gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu ise ancak toplumsal bilinçle mümkündür. Bursa İklim Değişikliği İle Mücadele Deklarasyonu’nun yerelde Bursa’mıza, genelde ülkemize hayırlı olmasını, model mücadele örneği teşkil etmesini temenni ediyorum” diye konuştu.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Yıldız Odaman Cindoruk’un “Büyükşehir Belediyesi’nin İklim Değişikliğiyle Mücadeleye Yönelik Çalışmaları” ve Çevre Uzmanı Emine Çelebioğlu’nun, “Türkiye’nin Uluslararası ve Ulusal Ölçekteki İklim Değişikliği Çalışmaları” ile ilgili sunumunun ardından, deklarasyona ilk imzayı Başkan Aktaş ile Vali Canbolat attı.

  • DOSABSİAD üyelerine ‘Sınırda karbon’ bilgilendirmesi

    DOSABSİAD üyelerine ‘Sınırda karbon’ bilgilendirmesi

    Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi İş İnsanları Derneği (DOSABSİAD), Paris İklim Anlaşması gereği iklim değişikliğine karşı küresel çaplı mücadeleye katkı sunmaya devam ediyor. Yönetim Kurulu toplantısında ‘Sınırda Karbon Düzenlemesi’ ile ilgili bilgilendirme sunumu gerçekleştirdi. Nilüfer Çevikel başkanlığındaki toplantıda, Interfed Yönetim ve Finansal Danışmanlık firma yetkilileri Rupen Melik Mıhçıyan ve Doç. Dr. Banu Sezginer, Avrupa Yeşil Mutabakatı ile ilgili bilgilendirme yaptı.

    “Pazar kaybına tahammül edemeyiz”

    DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel, 2021’de Türkiye’nin, Paris Anlaşmasını imzalayarak dünyanın geleceğine yönelik karbon azaltılması konusundaki hususları kabul ettiğini ve Avrupa Birliği (AB) tüzüğü olarak nitelendirilen ‘Sınırda Karbon Düzenlenmesi’nin 2023 yılında devreye alınacağını hatırlattı. Düzenlemeden en çok etkilenecek sektörlerin başında tekstilin geldiğini vurgulayan Başkan Çevikel, “AB, en önemli ticaret ortağımız. İhracatımızın yaklaşık yarısını bu pazara gerçekleştiriyoruz. Bu nedenle AB’de yaşanan gelişmeleri çok dikkatli takip etmemiz gerekiyor. Her ne kadar AB’deki ithalatçı ödeyecek olsa da bizim ürünlere yönelik oluşan ek maliyet, pazar kaybına neden olabilir. İhracatın bir kuruşunun bile ciddi anlamda önemli olduğu bir dönemde, pazar kaybına tahammül edemeyeceğimiz aşikâr. Bu bağlamda bölgemizde faaliyet gösteren firmalarımızın iklim değişikliği politikalarına uyum sağlanmasına rehberlik ediyoruz” dedi.

    “Devlet destekleri için belgelendirme şart”

    Yenilenebilir enerji yatırımlarından faydalanmak isteyen firmaların da gerekli belgelendirmeleri yapma zorunluluğu olduğunun altını çizen Başkan Çevikel, maliyetlerin her geçen gün arttığı bir dönemde hızla harekete geçmenin büyük avantaj olduğunu belirterek “Eylül 2020’den Eylül 2022’ye kadar doğal gaz birim fiyatındaki artış tam yüzde bin 218, yani 12 kat olarak gerçekleşti. Bu enerji maliyetleri ile üretip, dünya ile ihracat anlamında rekabet etmemiz çok zor. Avrupa’da devlet destekleri çok geniş şekilde uygulanıyor, o nedenle Avrupa’ya karşı rekabetçiliğimizi kaybediyoruz. Sanayici olarak devlet desteklerinden faydalanabilmemiz için 2023’ten itibaren zorunlu hale gelecek ‘Sınırda Karbon Düzenlemesi’nin gereklerini yerine getirmemiz şart. Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum koşullarını da göz önünde bulundurarak sanayicimizin yenilenebilir enerji yatırımlarına daha fazla odaklanması ve bu alanda bilgi kirliliğinden korunması gerektiğini düşünüyoruz. Bu doğrultuda bilgilendirmelerimiz sürecek” ifadelerini kullandı.

  • Bakan Kurum’dan iklim değişikliği açıklaması

    Bakan Kurum’dan iklim değişikliği açıklaması

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İklim Değişikliği ve Uyum Koordinasyon Kurulu Toplantısı’nda iklim değişikliğiyle ilgili açıklamalarda bulundu.

    “Ulusal Katkı Beyanımızı da güncelleyeceğiz”

    İlk kurul toplantısında 2053 hedefleri doğrultusunda Ulusal Katkı Beyanı’nın güncellenmesi gerektiğini ele aldıklarını belirten Bakan Kurum, “Bu noktadaki çalışmalarımızı da görüştük. Bugün de yeniden istişare edeceğiz. Ulusal kalkınma hedeflerine, ülkemizin gelişmesine, büyümesine, istihdamına katkı sağlayacak şekliyle ulusal katkı beyanımızı da güncelleyeceğiz. Kasım ayına kadar tamamlamayı hedefliyoruz. Kasım ayında Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal katkı beyanını güncelleyecek çalışmayı neticelendirip açıklamamız hususunda adımlarımızı atıyoruz” ifadelerini kullandı.

    Bilim Kurulu, tüm bakanlıklar ve üniversiteler ile birlikte iklim değişikliği mücadele ve uyum çalışmalarını seferberlik anlayışıyla yürütmek istediklerini söyleyen Bakan Kurum, Türkiye’de iklim değişikliği nedeniyle afetlerin sayısının ve şiddetinin arttığını söyleyerek selden etkilenen Pakistan ziyaretiyle ilgili “Bir ülkenin yüzde 30-40’nın sular altında kaldığını, çadır dahi kuramayacağınız bir manzarayla karşı karşıya kaldık” dedi.

    “Şehirlerimizin alt yapısını iklim değişikliğine uyumlu haline getirmek zorundayız”

    Tüm bakanlıklarla, belediyelerle birlikte şehirlerin alt yapısını iklim değişikliğine uyumlu haline getirmek zorunda olduklarını dile getiren Bakan Kurum, “Deprem öldürmez, çürük bina öldürür. Riskli bina öldürür. Dolayısıyla burada da iklim değişikliği seller, kuraklık, heyelan afetlere karşı şehirlerimizin alt yapılarını güçlendirerek güçlü hale getirmek mecburiyetindeyiz. Çünkü bir afet öncesinde 1 liraya yapacağınız iş afet sonrasında maalesef 10 katına yapılmak zorunda kalınıyor. Dolayısıyla bu tedbirleri almakta bizim için çok çok önemli diye düşünüyorum. Bunu da bugün Koordinasyon Kurulunda yine bir karar bağlayıp yani bu noktada atılacak adımları gerek yereldeki gerek ulusaldaki iklim değişikliğine uyum çerçevesinde tüm bakanlıklarımızın bu çalışmaları da yürütmesi önem arz ediyor” cümlelerine yer verdi.

    “Sosyal Konut Projesi çerçevesindeki konutları, sıfır atığa uyumlu uygulamalarla inşa edeceğiz”

    Bakan Murat Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Tüm projelerimizde olduğu gibi aslında bu projemizde de yine sıfır atığa uyumlu, çevreye saygılı, iklime duyarlı, enerji verimli, güçlü yalıtımı olan uygulamalarla bu projelerimizi inşa edeceğiz. Bu projemizde iklim değişikliğine uyum açısından Bakanlığımız nezdinde yapılacak adımlar çalışmalar çerçevesinde çok değerli ve kıymetli olduğunu düşünüyoruz.”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde iklim değişikliğine uyum, koordinasyon noktasındaki mücadele eylem planlarına dair önemli adımlar attıklarının altını çizen Kurum, “Birçok Avrupa ülkesinden, dünya ülkesinden iyi durumdayız. Ama bu noktadaki amacımız gerçekten net sıfır emisyon hedefine ulaşmaktır. Ve yine tabii ki kat edeceğimiz birçok mesafe ve yol var. Bunu da inşallah hep birlikte atıyor olacağız” ifadelerini kullandı.

    “İklim Kanunu ile ilgili çalışmamızı tamamladık”

    İklim Kanunu çalışmalarını tamamladıkları bilgisini de veren Bakan Kurum, “İklim Kanunu ile birlikte gerek emisyon ticaret sistemini hayata geçireceğimiz ve bu noktada sanayicilerimizin beklediği yine Avrupa Birliği (AB) ile dış ticaretimizin yüzden 50’den fazlasını yapıyoruz. Bu noktada bu ticareti daha verimli daha etkin hale getirmek oranını miktarını artırmak adına da bunları yapmak durumundayız. Zaten tüm bakanlıklara buna ilişkin görüşlere açıldı. Burada vereceğimiz katkılar çok çok önemli. Yani bu Türkiye Cumhuriyeti devletinin iklim değişikliği noktasında atacağı adımları ve kararlılığını gösterecektir. Yine yeni finansman modelleri ve destekleriyle de iklim değişikliği ile mücadele noktasında yeni yapılacak yatırımlara finansman desteğinden tutunda emisyonu azaltanların ödüllendirildiği fazla emisyon üretenlerin cezalandırıldığı bir sitemi hayata geçiriyor olacağız. Bu çerçevede de hep birlikte inşallah yapacağımız altlık TBMM’ndeki kanun çalışmasına destek olacaktır” dedi.

    “Sıfır atık projemiz çerçevesinde hedefimiz, 2035 yılında yüzde 60 oranına yükseltmek”

    Bakan Kurum, sıfır atık konusunun önemine de değinerek şu bilgileri paylaştı:

    “Saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendinin himayelerinde yürüttüğümüz proje çerçevesinde hedeflerimizi güncelledik ve 2035 yılında geri dönüşüm oranımız ki şu an yüzde 13’den 27’ye çıktı. 2035 de yüzde 60 oranına yükselteceğiz ve hedefimiz 2053 yılına geldiğin de tüm atıkların dönüştürüldüğü bir süreci değerlendirmek istiyoruz. Tabi bunu yaparken de eğitimin farkındalığında çok çok önemli olduğunu düşünüyoruz.”

    “Ülkemiz adına önemli bir toplantıya ev sahipliği yapacağız”

    Türkiye adına önemli bir toplantıya ev sahipliği yapacaklarını ifade eden Bakan Kurum, 1986 yılından itibaren BM Genel Kurulu kararıyla ekim ayının ilk pazartesi gününün Habitat Günü olarak kutlandığını hatırlattı.

    Bakan Kurum, “Daha önce New York’ta, Londra’da, Dubai’de, Brüksel’de, Washington’da, Şangay gibi ülkelerde gerçekleştirilen Habitat Günü 3 Ekim’de Balıkesir’de gerçekleşecek. Bu noktada da habitat erozyonla mücadele, şehirlerin yoksulların daha iyi şartlarda yaşaması adına atılacak tüm adımlarla aslında bizim ilkim değişikliği ile mücadelemize destek olacak çalışmalardır. Bu konuya ilişkin de vereceğimiz tüm mesajlar, tüm Türkiye’den dünyaya vereceğimiz mesajlar ülkemiz adına yine milletimiz adına önemlidir” diye konuştu.

  • Turgay Erdem’den iklim değişikliğiyle mücadele çağrısı

    Turgay Erdem’den iklim değişikliğiyle mücadele çağrısı

    Bursa Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, göreve geldiğinden bu yana yapılan çalışmaları ve projeleri paylaştı.

    Erdem, Nilüfer Belediyesi olarak Tarım Yılı, Gıda Yılı ve İklim Yılı’nda gerçekleştirdikleri proje ve çalışmaları detaylı bir şekilde anlattı. 2019 yılında göreve geldiklerinde her yıl bir temayı hedeflediklerini belirten Erdem, çalışmaları da bu doğrultuda sürdürdüklerini söyledi. 2020 yılını Tarım Yılı, 2021 yılını Gıda Yılı ve 2022 yılını da İklim Yılı olarak ilan ettiklerini hatırlatan Başkan Erdem, “Pandemi sürecinin yaşanmasıyla birlikte tarım ve gıdanın önemi çok daha iyi anlaşıldı. Biz de, ne kadar doğru bir iş yaptığımızı gördük” dedi.

    Nilüfer’de belediyecilik anlayışının sadece altyapı ve asfalt çalışmalarından oluşmadığına dikkat çeken Başkan Turgay Erdem, “Bütün canlıları yakından ilgilendiren bu tür konularda çalışmalar yaparak, farkındalık ortaya koyuyoruz” ifadelerini kullandı.

    Bir insanın yaşamaktan keyif alacağı kent oluşturmak için bugüne kadar büyük çaba sarf ettiklerini vurgulayan Başkan Erdem, “Önceki dönem Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ile birlikte 3 dönem boyunca çalıştık. Odağımızda önce insan vardı. İnsanları mutlu etme peşinde koştuk. Sloganımız da ‘Gülümseyin Nilüfer’desiniz’ oldu. Herkesin benimsediği bir slogan oldu bu. Bunun yanında kültürel ve sportif anlamda çalışmalarımızı yapıyoruz. Bursa’nın kültür, sanat, spor aktiviteleri konusunda en yoğun ve en iyi bilinen kent haline geldik. Geçtiğimiz günlerde yaptığımız müzik festivali, Türkiye’de büyük ses getirdi. Yaptığımız çalışmalar sonunda Nilüfer, insani gelişmişlik endeksinde Türkiye’de 8. sırada yer aldı” diye konuştu.

    Birleşmiş Milletler’in araştırmasına göre iklim değişikliği sebebinin yüzde 95 insan kaynaklı olduğunu belirten Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, son 100 yıl içinde dünyanın hızlı bir şekilde kirletildiğine ve bu neslin, dünyayı yok eden bir nesil olarak anılacağına dikkat çekti. Başkan Erdem, “Bizim neslimiz, kendi hataları yüzünden dünyayı bu hale getirdi. Bizden sonraki nesiller tarafından, dünyayı yok eden bir nesil olarak anılmasını sağlayacağız. Son 100 yıl içinde dünya bu kadar hızlı bir şekilde kirletildi. Bu hızla giderse, 50 yıl sonraki sonuçları tahmin bile edemiyorum. Yaşam kaynaklarına ulaşamayabiliriz, büyük felaketlerle karşı karşıya gelebiliriz. Bunun yaşanmaması için iklim için hemen şimdi diyoruz” ifadelerini kullandı.

    Nilüfer Belediyesi’nin İklim Değişikliğine Uyuma Yönelik Başkanlar Sözleşmesi’ni imzalayan ilk belediyelerden biri olduğunun altını çizen Başkan Turgay Erdem, “Kentteki karbondioksit salımını azaltmaya yönelik çalışmalar yaptık ve imzaladığımız Başkanlar Sözleşmesi çerçevesinde 2030 yılına kadar bu oranı yüzde 40 azaltmayı taahhüt ettik. Kenti kapatan bir sanayi bölgeleriyle karşı karşıyayız. Bunların bazıları da kaçak olarak yapılmış sonrasında planlamaya alınmış. Bunların salımlarıyla, deşarjlarıyla uğraş veriyoruz. Bu konuda yetki bakanlıkta. Nilüfer Çayı’nın temizliğiyle ilgili mücadele ediyoruz. Nilüfer Çayı’nın çıktığı yerde balık tutulurken, Nilüfer’den çıktığı yerin sonrasında o yıl hangi renk modaysa, Nilüfer Çayı da o renk akıyor. Yıllardır bir yetkili maalesef çözüm bulamadı. Yeni bir alan, sanayi bölgesi yapılıyor ama hep yeni birilerine pazarlanıyor. Kentin içindekileri oraya taşınmıyor” şeklinde konuştu.