Etiket: ilaç

  • Böcek ilacı kullanırken dikkat

    Böcek ilacı kullanırken dikkat

    Uzman Veteriner Hekim Aslıhan Merve Arslan, evlerin yanı sıra tarım alanlarında zararlı organizmaları kontrol altına almak için yapılan yanlış ilaçlamaların hem insan hem de hayvan sağlığına zarar verebileceğini dile getirdi.

    Havaların ısınmasının ardından ilaçlama faaliyetlerinde artış yaşandığına değinen Uzman Veteriner Hekim Arslan, bu uygulamalar esnasında ve sonrasında son derece dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. Arslan, “İlaçlama faaliyetlerinin artmasıyla kedi, köpek, kuş, inek ve koyun ile keçilerin böcek ilaçlarından etkilenip etkilenmeyeceği merak edilen konuların başında geliyor. Çeşitli tarım ilaçlarında olduğu gibi, böcek ilaçları da maalesef ki kullanım formatları dolayısı ile hem bizler hem de hayvan dostlarımız için ciddi toksik tehdit oluşturabilmektedir. Özellikle havaya kontrolsüzce sıkılıp solunum yolu ile vücuda alınabilecek olanlar, doğru kullanılmadığı takdirde hayati risk tehdidi şekillendiriyor. İlaçlama yaparken nasıl insan ve çevre sağlığını korumaya özen gösteriyorsak patili dostlarımızın da sağlığına da özen göstermeliyiz. İlaçlama işleminin bilinçli bir şekilde yapılması çok önemli. Patili dostlarımızın ilaçlama yapılacak ortamdan bir süre uzaklaştırılması, o alana girmesi engellenmelidir. Bu tip ilaç uygulamalarında evdeki dostlarımızın mama ve su kaplarını mutlaka ilaçlanacak alandan uzaklaştıralım. Ezkaza bulaşma ihtimali oluşan durumlarda mutlaka kapları güzelce temizleyip içindeki mama ve suyu yenileyelim” dedi.

    “Kullanım talimatlarına uyalım ki istemeden oluşabilecek sağlık problemlerinin önüne geçebilelim”

    Sadece evlerde değil tarım alanlarında da tehlikelerin yaşanabileceğine vurgu yapan Aslıhan Merve Arslan, “Sokaklardaki patili dostlarımızın yanı sıra inekler, arılar, koyun ve keçiler de aynı şekilde beslenme alanlarında bulunabilen çeşitli toksik maddelerden ciddi şekilde zarar görüyorlar. Maalesef bu tip ürünler kullanılarak zaten zor olan yaşamları daha da zorlaştırıyor. Lütfen, bu tip ürünler kullanırken etiket bilgisinde bulunan kullanım talimatlarına uyalım ki istemeden oluşabilecek sağlık problemlerinin önüne geçebilelim. Tarım alanlarındaki ilaçlamalar esnasında özellikle kullanılan ilaçların toprakta kalıntı yapmıyor olmasına dikkat edilmelidir. Kalıntı yapan ilaçlar kullanımında, tarım arazisinde üretilen ürünün, sağlık açısından oluşturabileceği sıkıntılar mutlaka uzmanlar tarafından değerlendirilmelidir. Çünkü arazide üretilecek ürün sadece insani tüketimle ilgili değildir. Özellikle bölgede yaşayan evcil veya yabani kuşlar, besi hayvanları ve vahşi hayvanlar tarafından da doğrudan sindirime karışacaktır. Bu türlerden kimileri besin zincirinin halkalarını oluşturup doğrudan etkilenirken kimileri de doğal yaşam alanlarının korunurluğu ve sürdürülebilirliği adına kilit roller oynarlar. Lütfen, bu tip ürünlerin kontrolsüzce tüketilmesini ve bilinçsizce kullanılmasının önüne geçerek farkındalığımızı artıralım. Dünya hepimizin” ifadelerini kullandı.

  • İlaç raporlarının süresi uzatıldı

    İlaç raporlarının süresi uzatıldı

    Sağlık Bakanlığı, daha önce 30 Haziran 2023 tarihine kadar uzatılmış olan raporları, dün bir duyuru yayınlayarak bazı hayati öneme haiz ilaç raporlarıyla ilgili olarak sürenin 31 Aralık 2023 tarihine kadar uzatıldığını duyurdu. TEİS Genel Başkanı Saydan, raporlu hastaların daha önce uzatılmış olan rapor sürelerinin, yenileme sırasında hastanelerde oluşacak yoğunluk sebebi ile Sağlık Bakanlığı tarafından tekrar uzatılmasının yararlı olduğunu belirtti. Nurten Saydan’ın, bugün yaptığı yazılı açıklaması şöyle:

    “RAPOR SÜRESİNİN UZAMASIYLA HASTANELERDEKİ YOĞUNLUK AZALACAK”

    “Kronik hastalığı bulunan vatandaşlarımızın son günlerde eczanelerimize girerek en çok sordukları soru, ‘Raporum uzadı mı, ilaçlarımı verebilecek misin’ şeklindeydi. Nihayet Sağlık Bakanlığı rapor sürelerinin uzadığı ile ilgili duyurusunu yaptı. Rapor sürelerini uzamasıyla hastanelerde oluşacak yoğunluk azaltılmış olacak. SGK tarafından da kronik hastalığı olan hastaların rapor sürelerinin tekrar uzatılması ve Medula sistemine öncelikle işlenmesi gerekiyor.

    “KARARIN SGK SİSTEMİNE İŞLENMESİNİ İVEDİLİKLE TALEP EDİYORUZ”

    Kurum tarafından, kronik hastalıklara sahip yaklaşık 30 milyon hasta ve 80 milyon tekil rapor süresinin yetkililer tarafından ‘Medula’ sisteminde ivedilikle uzatılması uygun olacaktır. Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan duyuru çok yerinde olmuştur. Çünkü bütün raporların aynı zamanda yenilenmesi hastanelerde büyük kalabalıklara neden olacak ve hasta ve sağlık çalışanını mağdur edecekti. Sağlık Bakanlığı’nın aldığı kararı SGK’nın sisteme ivedilikle işlemesini herhangi bir sorun yaşanmaması adına ivedilikle talep ediyoruz”

  • Diyabet ve ilaç kullanımını sonlandıran tedavi

    Diyabet ve ilaç kullanımını sonlandıran tedavi

    Son yılların en sık görülen hastalıklarından biri olan Tip 2 diyabete karşı kesin çözümün diyabet cerrahisiyle sağlanabildiğini ifade eden Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Kağan Katar, ameliyat sonrasında hastaların şeker hastalığı ve şekere bağlı ilaç kullanımından tamamen kurtulmasının mümkün olduğunu kaydetti.
    Günümüz şartlarında birçok nedene bağlı olarak gelişen ve gitgide görülme sıklığı artan diyabet hastalığından cerrahi tedavi yönetmeleriyle kurtulmak mümkün. Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Kağan Katar, vücudun insüline karşı duyarsızlaşması sonucu ortaya çıkan Tip 2 diyabet için uyguladıkları metabolik cerrahilerle vücudu insüline karşı duyarlı hale getirerek, Tip 2 diyabeti ortadan kaldırabildiklerini ifade etti.

    Ameliyat sonrası ilaç kullanımına son

    Ameliyatın hastaların birçoğunda faydalı olduğunu belirten Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Kağan Katar, “Hastalarımızın büyük çoğunluğunda bu ameliyat türlerinden sonra hemen ertesi gün kullandığı ilaçları kesiyoruz. Ameliyat sonrası hastaların kan şekeri seviyelerinden belirgin bir düzelme meydana geliyor” dedi.
    Ameliyat öncesi iyi bir araştırma şart
    Diyabet cerrahisinde hedef kitlenin Tip 2 diyabet hastaları olduğunun altını çizen Doç. Dr. Mehmet Kağan Katar, ilaç kullanımına rağmen normal bir kan şekeri seviyesini yakalayamayan hastalara tedaviyi önerdiklerini söyleyerek, “Diyabet cerrahisi Tip 2 diyabet hastalarına uygulanır. 18 yaş üzeri hasta grubu bizim için ameliyat edilebilir gruptur. Ancak hastanın sadece Tip 2 diyabet hastası olması ya da 18 yaşın üzerinde olması bizim için yeterli bir gerekçe değildir. Hastanın kaç yıldır diyabet hastası olduğu, hangi ilaçları kullandığı, ne kadar süre kullandığı, kan şekeri seviyeleri ve insülin rezervi bizim için çok önemlidir. Hastalarda ameliyat öncesi iyi bir araştırma yapmak gerekir” diye konuştu.
    Diyabet hastalığı büyük oranda ortadan kalkıyor
    Tip 2 diyabet cerrahisinin çok fazla bilinen bir ameliyat çeşidi olmadığını ancak son zamanlarda hastalar arasında bilinirliğinin artmasıyla ameliyat uygulama sıklığının artmaya başladığını aktaran Katar, “ Ameliyatların çok verimli olduğunu, hastaların ameliyattan sonra çok fayda gördüğünü ve diyabet hastalığının büyük oranda ortadan kalktığını söyleyebiliriz.
    Bununla birlikte Tip 2 diyabet cerrahisinde tek bir cerrahi çeşit uygulamıyoruz. Metabolik cerrahi adı altında 4-5 çeşit ameliyat var. Bu ameliyatlardan sonra tokluk hormonlarını hızlı bir şeklide devreye sokuyoruz. Böylece insülin direnci ortadan kalkıyor ve Tip 2 diyabet hastalığını ortadan kaldırıyor” şeklinde konuştu.

  • Eczacıya ‘Muadil’ ilaç saldırısı

    Eczacıya ‘Muadil’ ilaç saldırısı

    Olay, geçtiğimiz Pazar günü akşam saatlerinde Avcılar Gümüşpala Mahallesindeki bir eczacıda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Pazar günü nöbetçi olan Emrah Göksu, gelen hastaya reçetedeki antibiyotiğin olmadığını belirterek, içeriği aynı farklı firma tarafından üretilen ilacı vereceğini söyledi. Hastanın ilacı kabul etmesinin ardından Göksu, ‘muadil’ ilacı verdi.

    “İlaç fayda vermedi diye saldırdılar”

    İlaçtan iki doz alındıktan sonra Pazartesi günü öğle saatlerinde eczaneye gelen hasta babası Adil A., ve eşi, farklı ilaç verildiğini bunun için hastanın ilaçtan fayda görmediğini ileri sürerek kalfalarla tartıştı.

    Tartışma sürdüğü sırada Eczacı Emrah Göksu’nun geldiğini gören Adil A. yumruk ve tekme ile saldırıya geçti. Bu sırada saldırıya uğrayan Göksu da, yediği yumruktan kendisini savunmaya başladı. İçerideki çalışanlar ve ilaç almaya gelen hastalar Adil A.’yı engellemeye çalıştı. Hırsını alamayan Adil A. tezgahtaki bir şişeyi alıp eczacıya fırlattı ardından dışarı çıktı. Saldırgan olay yerinden uzaklaşırken Göksu ise, hastaneye giderek darp raporu aldı. Eczacı Göksu, raporu aldıktan sonra karakola giderek Adil A.’dan şikayetçi oldu.

    Hastaların yanlış yönlendirildiğini muadil ilaçların içerik olarak aynı olduğunu belirten Eczacı Emrah Göksu, ilaç yoksunluğundan kendilerinin sorumlu olmadığını anlattı. Yaşanan saldırı ve arbede anları eczanenin güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi.

  • Doktor ilaç yazmayınca kendini yaktı

    Doktor ilaç yazmayınca kendini yaktı

    Olay, merkez Yıldırım ilçesi Mimarsinan Mahallesi’nde bulunan Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde meydana geldi. Evi olmadığı için hastanede kalan Ahmet Y. (57), doktora ilaç yazdırmak istedi. Doktorun ilacı yazmaması üzerine öfkelenen Ahmet Y., hastanede çakmak ile bir anda kendini yaktı. Kısa sürede elbiseleri yanan Ahmet Y.’nin yardımına orada bulunan güvenlik görevlileri yetişerek yangın tüpleri ile söndürdü.

    Kendini yaktığı hastanede tedavi altına şahıs tedavisinin ardından taburcu oldu.

    Olayla ilgili tahkikat başlatıldı.

  • Depremzede çocukların ilacı; oyuncak

    Depremzede çocukların ilacı; oyuncak

    Hatay’da gelen yardımların dağıtımı koordinasyonunu üstlenen Bursa Büyükşehir Belediyesi ekipleri, temel ihtiyaç maddelerinin depremzedelere ulaştırılması için yoğun çaba harcarken, çocukları da ihmal etmiyor.

    Ekipler, büyük afetin küçük tanıklarını mutlu etmek, onların yüzünde küçük de olsa bir gülümseme oluşturmak için Hatay’da ayak basmadık yer bırakmıyor. Köy köy, mahalle mahalle gezen ekiplerden bazen bir toka, bazen bir pelüş oyuncak almanın mutluluğunu yaşayan çocuklar, büyük felaketin izlerini oyunlar oynayarak siliyor.

    Erzak dağıtımı çalışmaları sırasında çocuklardan gelen talepleri de tek tek not ekipler, daha temin ettikleri malzemelerde bu kez çocuklar için yollara düşüyor. Oyuncakların yanı sıra eğitim çağındaki çocuklar için de eğitim setleri dağıtılıyor.

  • İlaç ve medikal malzeme desteği

    İlaç ve medikal malzeme desteği

    Kahramanmaraş merkezli depremin yaralarını sarmak için alanda yoğun bir çalışma yürüten Esenyurt Belediyesi, bölgeye ilaç ve medikal malzeme desteği de sağlıyor. İlk günden beri deprem bölgesinde olan ve arama-kurtarma çalışmalarında enkazdan çıkarılan yararlılara ilk müdahaleyi yaparak hastanelere naklini gerçekleştiren sağlık ekipleri, Hatay’da göreve devam ediyor.

    Belediye bünyesinde görev yapan 10 sağlık personeli, belediyenin tahsis ettiği hasta nakil ambulansıyla, Esenyurt’tan gönderilen ilaç ve medikal malzeme desteklerini depremzedelere ulaştırmak için köyleri tek tek gezerek sağlık hizmeti veriyor.


    “Ülkemizin yanındayız”

    Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt’un ilk günden beri depremzedelerin yaralarını sarmaya çalıştığını söyleyen Esenyurt Belediyesi Hasta Nakil Birimi Şefi Ersoy Lale, “Bütün birimlerimiz ilk günden beri depremin olduğu bölgedeler. Biz de bir ambulans ve sağlık ekibiyle orada destek veriyoruz. Burada kalan ekipler de eczanelerden, sivil toplum kuruluşlarından gelen ilaçları topluyor.

    İlaçları kalp, kolesterol, tansiyon diye sınıflandırarak deprem bölgelerine gönderiyoruz. Elimizden geldiği kadar depremzedelere yardımda bulunuyoruz. Tüm ülkemizin başı sağ olsun, geçmiş olsun diyoruz. Esenyurt Belediyesi olarak her zaman onların yanındayız. Ülkemizin yanındayız. Hep beraber, birlik ve beraberlik içinde inşallah bu süreci atlatacağız” dedi.

  • Deprem bölgesindeki sahra eczaneleri

    Deprem bölgesindeki sahra eczaneleri

    Kahramanmaraş’da meydana gelen deprem 10 iki vurdu. Birçok kentte yardımlar aksıyor. İlaca ihtiyaç duyan vatandaşlar gerekli desteği alamıyor. Türkiye Eczacıları Birliği, TIR ve konteynerleri eczaneye çevirerek deprem bölgesindeki vatandaşların hizmetine sundu.

    TEB’in internet sitesinde yer alan bilgilere göre 11 Şubat itibariyle 18 gezici eczane kuruldu.

     

    İşte 11 Şubat itibarıyla afet eczanelerinin listesi;

    Kahramanmaraş (Merkez): Necip Fazıl Şehir Hastanesi Yörükselim Ek Hizmet Binası, Onikişubat
    Kahramanmaraş (Merkez): Necip Fazıl Şehir Hastanesi Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Ek Hizmet Binası
    Kahramanmaraş (Afşin): Pınarbaşı, Afşinbey Cd.

    Kahramanmaraş (Pazarcık): Pazarcık Belediyesi Bahçesi

    Hatay (Merkez): İl Sağlık Müdürlüğü yanı
    Hatay (İskenderun): İskenderun Teknik Üniversitesi Merkez Kampüs bahçesi
    Hatay (Kırıkhan): Kırıkhan Devlet Hastanesi yanı

    Gaziantep (Islahiye): Islahiye Devlet Hastanesi bahçesi

    Gaziantep (Nurdağı): Nurdağı Stadyumu

    Malatya (Merkez): Malatya Eğitim Araştırma Hastanesi bahçesi

    Malatya (Merkez): Battalgazi Devlet Hastanesi bahçesi (Eczacı Odası Çadır Eczane)

    Malatya (Merkez): Turgut Özal Tıp Merkezi Hastanesi bahçesi (Eczacı Odası Çadır Eczane)

    Malatya (Merkez): Fahri Kayahan Nikah Dairesi Yanı

    Adıyaman (Merkez): Adıyaman 1 nolu Sağlık Ocağı yanı
    Adıyaman (Besni): Besni Devlet Hastanesi
    Adıyaman (Gölbaşı): Gölbaşı Devlet Hastanesi

    Şanlıurfa (Merkez): Karaköprü Fuar Merkezi bahçesi (Eczacı Odası Konteyner Eczane)
    Şanlıurfa (Merkez): Şanlıurfa Müzesi Otoparkı (Eczacı Odası Konteyner Eczane)

     

  • SMA hastalarına sevindiren haber

    SMA hastalarına sevindiren haber

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, toplantı sonrasında yaptığı yazılı açıklamada, “Bilindiği üzere SMA kalıtsal, ilerleyici, kronik, nörolojik bir hastalıktır. 2016 yılına kadar dünyada bilinen bir tedavisi olmayan bu hastalık dolayısıyla hastalığın tip 1 formu görülen bebeklerin yüzde 90’ına yakınını 2 yaşına gelmeden kaybediyorduk. 2016 yılında Nusinersen etken maddeli ilacın dünyada uygulanmaya başlanmasından sonra bu bebekleri hayatta tutmak için bir imkan oluştu. Bu gelişmenin hemen akabinde ülkemizde pek çok dünya ülkesinde örnek olabilecek şekilde Nusinersen tedavisi tüm hastalarımıza ücretsiz olarak verilmeye başlandı. Şu anda bin 24 hastamız bu tedaviyi ücretsiz olarak alıyor. Zaman içerisinde bilimsel veriler bu tedavinin daha etkin olması için mümkün olan en erken zamanda uygulanmasının gerekli olduğunu gösterdi. Bunu sağlamak için yenidoğan döneminde hastalığın taranarak tedavinin mümkünse bulgular gelişmeden verilmesi önemlidir. Sağlık Bakanlığı olarak bilim kurulumuzun tavsiyeleri doğrultusunda ülkemizin her köşesinde doğan tüm bebekleri kapsayacak şekilde Mayıs 2022’de SMA yeni doğan tarama programını başlattık. Bu kapsamda bugüne kadar 753 bin 350 bebek SMA açısından tarandı. Bu bebeklerden ilaç tedavisi alması gerektiği hekimlerince tespit edilenlere en kısa sürede tedavilerini ulaştırdık” dedi.

    “Yenidoğan tarama programında tanı alarak Nusinersen tedavisinin yükleme dozu tamamlanan bebeklerimizde ilk 6 aylık süreçte sağ kalım oranımız yüzde 100 olarak gerçekleşti”
    Erken tanı ve tedavilerin önemine vurgu yapılan açıklamada, “Yenidoğan tarama programında tanı alarak Nusinersen tedavisinin yükleme dozu tamamlanan bebeklerimizde ilk 6 aylık süreçte sağ kalım oranımız yüzde 100 olarak gerçekleşti. SMA konusundaki bilimsel gelişmeler sadece tedavi ile kısıtlı kalmadı. Hastalığın önlenmesi konusunda da son 5 yılda önemli gelişmeler oldu. Bilim Kurulumuzla birlikte bu gelişmeleri titizlikle takip ettik ve dünyada çok az ülkenin yapabildiği evlilik öncesi tarama programını hayata geçirdik. Bu program hem yeni evlenecek çiftleri hem de istemeleri halinde bu uygulama başlamadan önce evlenen çiftleri kapsıyor. Bu taramada SMA taşıyıcılığı saptanan çiftlere genetik danışmanlık ve sağlıklı bebek sahibi olmalarını sağlayacak seçici gebelik uygulaması ücretsiz olarak sağlanıyor. Ülkemiz bunu dünyada yapabilen birkaç ülkeden biridir” ifadelerine yer verildi.

    “SMA’da kullanılmak üzere geliştirilen diğer ilaçlarla ilgili bilimsel gelişmeler de Bilim Kurulumuz vasıtasıyla yakından takip edilmektedir”

    2 yeni ilacın SMA’da kullanılmak üzere incelendiğini belirten Bakan Koca, “İlk ilaç tedavisinin hastalarımıza ulaştırılmasının ve verilerinin takip edilmesinin yanı sıra SMA’da kullanılmak üzere geliştirilen diğer ilaçlarla ilgili bilimsel gelişmeler de Bilim Kurulumuz vasıtasıyla yakından takip edilmektedir. Bu bağlamda Nusinersen ile birlikte Risdiplam etken maddeli ilaç ve Zolgensma isimli ilaçlarla ilgili tüm veriler de izlenmektedir. Bu tedavilerin üçü de gen temelli tedavilerdir. Her üç tedavinin de birbirlerine üstünlüğü gösterilememiştir. Bunlardan Risdiplam etken maddeli ilacın ülkemize girmesi için gerekli yasal prosedürler ilgili firma tarafından tamamlanarak başvurusu yapılmıştır. Hastalarımıza solüsyon şeklinde oral yolla verme olanağı da sunacak bu ilaçla ilgili bilimsel veriler değerlendirilmiş, ilgili ilacın ruhsatlandırılması için son aşamaya gelinmiştir. Bilim kurulumuzca yapılan bugünkü toplantımızda ilacın ne şekilde hazırlanıp, hastalarımıza nasıl ulaştırılacağına kadar sağlık sistemimizin üzerine düşen tüm detaylar titizlikle değerlendirilmiştir. Bu ilaçla ilgili ruhsat sürecini önümüzdeki günlerde sonuçlandırmış olacağız. Bu ilacın etkinliği bilinen Nusinersen tedavisinin uygulanmasının güç olduğu hastalar için seçenek olarak sunulmasına karar verilmiştir. Ülke verileri arttıkça Bilim Kurulu tarafından uygulama esasları yeniden gözden geçirilecektir” dedi.

    “SMA yardım kampanyalarının hiçbirisine Sağlık Bakanlığı olarak onay vermediğimizin bilinmesini isteriz”
    Üçüncü seçenek olarak görülen Zolgensma tedavisi hakkında endişeler olduğunu ancak yurtdışında bazı hekimler tarafından uygulandığını ifade eden Koca, şunları kaydetti:

    “Ayrıca hastalarımız için üçüncü seçenek olan Zolgensma tedavisi ile ilgili tüm bilimsel verileri ve gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Daha önce de ifade edildiği üzere, Bakanlığımız için esas olan Bilim Kurullarımızın değerlendirmesi ve hastalarımızın global aktörlerin vereceği zararlardan korunmasıdır. Bu anlamda adı geçen ilaçla ilgili gerek bilimsel veriler, gerekse hastalar üzerine uygulamalar konusunda ciddi çekinceler oluşmuştur. İlacın Amerika Birleşik Devletlerinde ruhsatlandırılmasına esas teşkil eden deneyin sonuçlarında tutarsızlıklar görülerek bu verilerin yer aldığı bilimsel yayın çok prestijli bir bilimsel dergiden kaldırılmak zorunda kalmıştır. Etkisiz olduğu açıkça bilinen solunum cihazına bağımlı Tip 1 ve bazı Tip 2 hastalar ile semptomları ilerlemiş çocuklara, ailelerinin hayalleri ile oynanması pahasına, yurt dışında bazı hekimler tarafından belli bazı ülkelerde ilaç uygulamaları yapılmaktadır. Bu noktada ülkemizde doğan her SMA’lı bebeğin etkinliği bilinen bir tedaviyi aldığını ve yapılan SMA yardım kampanyalarının hiçbirisine Sağlık Bakanlığı olarak onay vermediğimizin bilinmesini isteriz. Zolgensma tedavisinin semptomlu hastalara fayda göstermediği bilinmektedir. Ancak semptom gösteren, hatta cihaza bağlı ve tedaviden hiçbir fayda görmeyecek bu hastalar için dahi kampanyalar yapılmaktadır. Hatta onayımız dışında, bu tür kampanyalarla yurt dışına götürülerek Zolgensma tedavisi alan ve yarar görmeyince tekrar Nusinersen tedavisine devam etmek için Bakanlığımıza başvuru yapılan çok sayıda bebeğimiz mevcuttur. Tüm bu tabloya rağmen hastalarımıza ek bir fayda sağlayabileceği ihtimalini göz ardı etmemek için ilgili firma yetkilileri ile ülkemize ilacın girişi için yasal bir başvuruları olmamasına rağmen görüşülmüş ve bilimsel kanıtları temin edilerek Bilim Kurulumuza bu veriler yeniden sunulmuştur. Bilim Kurulumuzca yapılan değerlendirmede Zolgensma isimli ilaçla tedavinin diğer tedavilere üstünlüğünü gösteren karşılaştırmalı bir bilimsel çalışmanın halen bulunmadığı görülmüştür. Ayrıca Avrupa İlaç Ajansı Zolgensma tedavisinde ortaya çıkan yan etkiler nedeniyle 12 aydan büyük çocuklara yakın zamanda kısıtlama getirmiştir. Bu durum Bilim Kurulumuz tarafından yakından takip edilmektedir. Ancak, Zolgensma isimli ilacın 0-6 hafta yenidoğan taramasından gelen semptomu olmayan SMA Tip 1 bebekler üzerinde diğer ilaçlara benzer etkinliği olduğunu gösteren son 5 ay içerisinde yayınlanan çalışmalar bulunmaktadır. Yeni bir inceleme yapılması için ilgili firmadan gerçek yaşam verileri talep edilerek yeni bir değerlendirme yapılmasının uygun olacağı düşünülmüştür. SMA Bilim Kurulumuz en kısa sürede bu değerlendirmeyi yapacaktır.”

    “Risdiplam ruhsat müracaatını yapmış ve son aşamaya gelmiştir. Zolgensma ise ruhsatlandırmaya esas hiçbir girişimde bulunmamıştır”

    Risdiplam’ın ruhsatlandırma işlemlerinde sona yaklaştığını ve ruhsatlandırmanın önemi vurgulayan Koca, “SMA tedavisinde dünyada kullanılan üç ilaçtan Nusinersen ülkemizde ruhsatlandırılmış, Risdiplam ruhsat müracaatını yapmış ve son aşamaya gelmiştir. Zolgensma ise ruhsatlandırmaya esas hiçbir girişimde bulunmamıştır. Tedavinin izlenebilir ve güvenli uygulaması açısından ruhsatlandırma son derece önemlidir” ifadelerini kullandı.

    “Umudun suistimaline şimdiye kadar izin vermediğimiz gibi bundan sonra da izin vermeyeceğiz”

    SMA hastaları için gerçekçi ve ticari amaçlara alet edilmeden sağlık hizmeti için çalıştıklarını ifade eden Bakan Koca, açıklamasını şöyle tamamladı:
    “SMA hastalarımız ve aileleri için gerçekçi beklentilere dayalı sağlık hizmeti ve bakımını, standart bakım kurallarına uyarak en üst düzeyde sürdürmeyi hedefliyoruz. Özellikle belirtmek isteriz ki, umudun suistimaline şimdiye kadar izin vermediğimiz gibi bundan sonra da izin vermeyeceğiz. Ailelerimizin umudunun ticari amaçlara alet edilmesine rıza göstermeyeceğiz. Daha önce çocuklarımızın denek olarak kullanılmasına izin vermeyeceğimizi beyan etmiştik. Bu konumumuzu koruduğumuzun bilinmesini isteriz. Ancak bilimsel kanıtla etkinliği ispat edilmiş her tedavi için ise gereken kolaylığı sağlamaya hazırız.”

  • Belçika’da ilaç kıtlığı yaşanıyor

    Belçika’da ilaç kıtlığı yaşanıyor

    Belçika’da son günlerde yaşanan ilaç sıkıntısı devam ederken çok sayıda ilaç eczanelerde bulunamıyor.

    Ülkede yaklaşık 200 çeşit ilaç bulunamazken yaşanan ilaç sıkıntısı hastaların daha fazla mağdur olmasına neden oluyor. Eczacılar, üretimin başka ülkelerde yapılması nedeniyle hammadde yetersizliği başta olmak üzere üretim zincirlerinde yaşanan aksamalar nedeniyle söz konusu kıtlığın yaşandığını belirtiyor. Belçika’nın başkenti Brüksel’de bulunan eczanede çalışan Mustafa Kahya, çok sayıda ilacın bulunamadığını ifade ederek, “Haberlerde yer aldığı gibi birçok ilacın gelmediği, raflarda yer almadığı doğru. İlaçlar yeterince üretilmediği için Belçika’ya gelmiyor. Belçika’ya gelmeyince biz de müşterilerimize satamıyoruz. Müşterilerimiz mağdur. İlaçların alternatiflerini bile sunamıyoruz, çünkü ilaç gelmediği zaman alternatifine yönelim oluyor ve o da kalmıyor. Alternatifini de hiç sunamıyoruz insanlara” ifadelerini kullandı. Yaşanan ilaç sıkıntısının temelinde üretim sorununun olduğunu kaydeden Kahya, “Benim düşüncem daha çok üretimle ilgili. Yeterince üretilmiyor ya da yetmiyor. Bu durum ilk defa korona salgını dönemimde başladı ve devam ediyor. Açıkçası bu durumun ne kadar daha süreceğini bilmiyorum. Şu anda mesela en çok kolesterol ilacı bulunamıyor. Her ay değişiyor bu durum. Mesela bazen çocukların ilaçları gelmiyor, bazen antibiyotik gelmiyor. Bazen kolesterol bazen kanser hapları, bazen insülinler. Her ay değişiyor, her hafta değişiyor, her gün değişiyor. Halk mağdur. Çaresizler. Doktorlarına geri yönlendiriyorum. Doktorunuzun başka bir alternatif bulması lazım diyorum. Bir çözüm arama çabasındayız yani. Mağdurlar” açıklamasını yaptı.

    Eczaneler alternatif yollar arıyor

    Müşterilerinin taleplerini karşılayamayan bazı eczaneler ise alternatif yollara başvuruyor. Bazı eczanelerin acil durumlarda üretimi sınırlı olan veya yasal kotalar nedeniyle bulamadıkları ilaçları ‘acil koduyla’ başka ülkelerden tedarik ediyor. Tam olarak yasalara uymadığı halde çaresizlikten bu yola başvurduğunu bildiren eczacılar, bu tür ilaçların hem daha pahalıya geldiğini hem de devlet ödemesi kapsamında olmaması nedeniyle hastaların mağdur olduğunu belirtiyor.