Etiket: ilaç

  • Alzheimer semptomlarını yavaşlatan ilaç geliştirildi

    Alzheimer semptomlarını yavaşlatan ilaç geliştirildi

    Modern çağın korkulan hastalıklarından biri olan Alzheimer’ın tedavisinde umut olacak bir gelişme yaşandı. Japon ilaç üreticisi Eisai, ABD’li biyoteknoloji şirketi Biogen ile geliştirdikleri Alzheimer ilacının semptomların gelişimini yavaşlatmayı başardığını duyurdu. Lecanemab adlı ilacın beyin içinde birikerek sinir hücrelerini yok eden ve hastalığın nedeni olarak kabul edilen amiloid beta adlı protein türünü Japonya, ABD, Avrupa ve Çin’de erken semptomları olan yaklaşık bin 800 hasta üzerinde yapılan klinik denemelerde ortadan kaldırdığı belirtildi. İlacın kötüleşen hafıza ve algıda bozulma gibi semptomların ilerlemesini yüzde 27 oranında azalttığı ifade edilirken, firma Lecanemab için 2023 yılında Japonya, ABD ve Avrupa’da onay almayı hedeflediğini duyurdu.

    Onaylandığı takdirde Lecanemab Japonya’da hastalığın nedeni üzerine odaklanan ve semptomların gelişimini yavaşlatan ilk Alzheimer ilacı olacak. Ülkedeki mevcut ilaçların sadece semptomları hafiflettiği biliniyor.

    Dünyada 55 milyon Alzheimer hastası var

    Halk arasında bunama olarak da tanımlanan demans türlerinden biri olan Alzheimer hastalığı, başlangıç döneminde basit unutkanlıklara yol açıyor. İleri evrelerde hastalarda unutkanlık ve duygu ve düşünce kontrolünde zorluk görülüyor. Sıklıkla 60 yaş sonrası görülen hastalık, son evrelerde kişinin günlük aktivitelerini gerçekleştirememesine neden oluyor. ABD merkezli Alzheimer Derneği’ne göre dünya çapında 55 milyon Alzheimer hastası bulunuyor.

  • Örümcek zehrinden kalp krizi ilacı geliştirildi

    Örümcek zehrinden kalp krizi ilacı geliştirildi

    Avustralya’da ilaç araştırmacılarından oluşan bir ekip, ölümcül örümcek zehrini kullanarak yeni bir kalp krizi tedavisi geliştirdi. İlaç, Avustralya’nın en zehirli örümceklerinden biri olan K’gari huni yuvalı örümceğinin zehrinden üretildi. Şu anda IB001 olarak adlandırılan ilaç, bir kalp krizi ya da inme sırasında bedenin gönderdiği ve kalp hücrelerinin ölmesine yol açan sinyali bloke ederek çalışıyor.

    Yerel bir girişim aracılığıyla söz konusu tedaviyi pazarlamayı planlayan ekip kısa bir süre önce 23 milyon Avustralya doları tutarında başlangıç fonu almasının ardından ilacın insan denemelerine bir adım daha yaklaştığını ifade etti. Infensa Bioscience şirketinin elde ettiği başlangıç desteği sayesinde ilaç, önümüzdeki yıl Avustralya’nın Queensland eyaletinde faz 1 klinik deneylerine başlamaya hazırlanıyor.

    Tedavinin, Avustralya’nın kırsal bölgelerinde yaşayan ve en yakın hastanenin saatlerce uzaklıkta olduğu bir yerde inme ya da kalp krizi geçirebilecek hastaları tedavi etmek için özellikle yararlı olacağı düşünülüyor.

    “Şaşırtıcı bir şekilde, en başarılı olan molekül yerel bir örümceğin zehrinden çıktı”

    Queensland Üniversitesi Moleküler Biyobilim Enstitüsü’nden ekip lideri Profesör Glenn King, “Aklımda felç için yararlı olacağını düşündüğümüz belirli bir ilaç hedefi vardı ve bu iyon kanalında yer alıyordu. Zehirlerin, bu iyon kanallarının aktivitesini ayarlayan en zengin molekül kaynağı olduğu ortaya çıktı. Böylece dünyanın en büyüğü olan zehir koleksiyonumuza bakmaya başladık. Şaşırtıcı bir şekilde, en başarılı olan molekül yerel bir örümceğin zehrinden çıktı. K’gari huni yuvalı örümceği, saflaştırabildiğimiz ve bu iyon kanalının en iyi küçük molekül inhibitöründen yaklaşık 50 bin kat daha güçlü olduğunu gösterebildiğimiz harika bir moleküle sahipti” dedi.

    UQ Baş Araştırma Görevlisi ve Infensa CEO’su Doçent Mark Smythe, geliştirdikleri ilacın kalp krizi ya da inmeden kaynaklanan, geri dönüşümü bulunmayan hücre hasarını önleme yeteneğine sahip dünyadaki ilk ilaç olacağını ifade etti. Smythe “Kalp, kalp krizi sırasında ölen kas hücrelerini yeniden üretemez, bu nedenle bu zararlar kalıcı hasar bırakır ve kalp yetmezliği, sakatlık ve yaşam kalitesinde düşüşe yol açabilir” ifadesini kullandı.

    Queensland Üniversitesi’nden araştırmaya katkıda bulunan Nathan Palpant, “Bu, ilk müdahalede bulunanın, bir kalp krizi ya da inme geçirdiği düşünülen bir hastayla karşılaştığında gerçekten en erken aşamada verebileceği bir ilaç. (Şu anda) Doktorların bu tür hasarların daha en baştan oluşmasını önlemesini sağlayacak bir ilaç bulunmuyor” diye konuştu.

    Şirket ilacın, organ nakli için donörler tarafından bağışlanan kalplerin yaşam süresini uzatmak amacıyla kullanımını genişletmek için kaynak oluşturmaya çalışıyor.

  • 83 ilaç geri ödeme listesinde

    83 ilaç geri ödeme listesinde

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu Resmi web sitesinde Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) düzenlemesi olmaksızın listeye ilave kararı verilen ve tümü imal olan 83 ilacın yayımlandığını duyurdu.

    Geri ödeme listesine ilave edilen 83 adet ilaç kullanıldıkları tedaviler için yeni alternatifler ve erişim kolaylıkları doğurdu. Vatandaşlar bu ilaçları Sosyal Güvenlik Kurumu ile sözleşmeli eczanelerden temin edebilecekler.

    Listeye ilave kararı verilen 83 ilacın; 1’i antihipertansif, 7’si analjezik, 1’i analjezik-antipiretik, 2’si anestezi ilacı, 12’si antibakteriyel, 5’i antidot, 1’i antiemetik, 2’si antifungal, 3’ü antineoplastik, 1’i antispazmodik, 2’si antiviral, 1’i çinko eksikliğinde kullanılan ilaç, 1’i demans ilacı, 1’i demir eksikliğinde kullanılan ilaç, 5’i diyabet tedavisinde kullanılan ilaç, 2’si grip ilacı, 1’i hipertansif acilde kullanılan ilaç, 2’si kalp yetmezliğinde kullanılan ilaç, 2’si kas gevşetici, 4’ü mukolitik, 1’i multiple skleroz tedavisinde kullanılan ilaç, 1’i opioid analjezik, 1’i osteoporoz ilacı, 6’sı peptik ülser ve gastritte kullanılan ilaç, 1’i prostat tedavisinde kullanılan ilaç, 1’i pulmoner hipertansiyonda kullanılan ilaç, 4’ü radyolojik görüntülemede kullanılan ilaç, 5’i solunum sistemi ilacı, 1’i topikal akne ilacı, 1’i topikal anestezik, 3’ü topikal mantar ilacı, 1’i varis tedavisinde kullanılan topikal ilaç ve 1’i vertigo ilacından oluşuyor.

  • Annesinin ilacını içen bebek zehirlendi

    Annesinin ilacını içen bebek zehirlendi

    Alınan bilgilere göre, evde 11 aylık Yiğit A.O., ailesi fark etmeden annesinin kullandığı Alzheimer ilacını içti. İlacı içmesinin ardından fenalaşan bebek Alaplı Devlet Hastanesi’ne götürüldü.

    Acil serviste ilk müdahalesi yapılan Yiğit A.O., ambulansla Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi’ne sevk edildi.

    Bebeğin hayati tehlikesinin bulunmadığı belirtilirken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • İlaç fiyatlarına kur zammı

    İlaç fiyatlarına kur zammı

    Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’ndan (TİTCK) yapılan açıklamaya göre, ilaçlarda kur güncellemesi yapıldı. Karar, 5 gün sonra geçerli olacak.

    Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’ndan (TİTCK) yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;

    “14 Şubat 2022 tarihli Fiyat Değerlendirme Komisyonu’nda;

    1- Beşeri Tıbbi Ürünlerin Fiyatlandırılmasına Dair Karar’ın 2 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 2022 yılı için beşeri tıbbi ürünlerin fiyatlandırılmasında kullanılan 1 (bir) euro değeri 4,5786 TL’den 6,2925 TL’ye artırılmıştır.

    2- Beşeri Tıbbi Ürünlerin Fiyatlandırılmasına Dair Karar’ın 2 nci maddesinin yedinci fıkrasında bahsi geçen 15,80 TL ve 8,26 TL değerleri, Beşeri Tıbbi Ürünlerin Fiyatlandırılmasına Dair Karar’ın 2 nci maddesinin onuncu fıkrası gereği euro değerinde yapılan değişiklik oranında artırılarak 21,71 TL ve 11,35 TL olarak güncellenmiştir.

    3- Geçerli olacak yeni depocuya satış fiyatının, mevcut depocuya satış fiyatının eski euro değerine bölündükten sonra yeni euro değeri ile çarpılarak hesaplanması,

    4- Beşeri Tıbbi Ürünlerin Fiyatlandırılmasına Dair Karar’ın Geçici Maddesinin ikinci fıkrası hükmünce bu kararın kararın ilanından itibaren 5 gün sonrası geçerli olması kararları alınmıştır.”

  • SMA ilaçlarını SGK karşılayacak

    SMA ilaçlarını SGK karşılayacak

    SMA hastalarının ilaç giderlerini SGK karşılayacak. İlaç kullanım onayı SGK’nın belirleyeceği resmi sağlık kurumlarında görevli çocuk nörolojisi uzmanı tarafından her bir uygulama için ayrı ayrı reçete edilecek. İlaç kullanım onayı ilk 4 uygulama için tek seferde ve sonraki her bir uygulama için ise ayrı ayrı verilmesi halinde SGK tarafından ödenecek.

    SMA Tip-1, Tip-2 ve Tip-3 hastalarının ilaç giderlerinin SGK tarafından karşılanması için aranan kriterlere ilişkin tebliğ Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlandı. Mükerrer sayısında yayımlanan tebliğde genetik, sitogenetik ve moleküler tetkiklere ilişkin düzenlemeler de bulundu.

    Düzenlemelere göre, SMA Tip-1 hastalığı tedavisinde kullanılan ilaçlar, çocuk nörolojisi uzman hekiminin yer aldığı ilk 4 uygulama için 3 ay süreli, sonraki uygulamalar için 4 ay süreli SGK tarafından tayin edilen üçüncü basamak resmi sağlık kurumlarında düzenlenen sağlık kurulu raporuna dayanarak Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu İlaçların Kişisel Tedavide Kullanılmalarını Değerlendirme Komisyonu” tarafından verilecek “İlaç Kullanım Onayı” ile SGK’nin belirleyeceği üçüncü basamak resmi sağlık kurumlarında çocuk nörolojisi uzman hekimi tarafından her bir uygulama için ayrı ayrı reçete edilecek. İlaç Kullanım Onayı ilk 4 uygulama için tek seferde ve sonraki her bir uygulama için ise ayrı ayrı verilmesi halinde SGK tarafından ödenecek.

    SMA Tip-1 için aranan kriterler şöyle:

    “SMA Tip-1 hastalığında ilaç ücretinin SGK tarafından karşılanması için, genetik ve klinik olarak SMA Tip-1 tanısı konmuş ve birisi çocuk nörolojisi uzmanı olmak üzere 3 uzman hekimden oluşan konsey kararına dayanarak yurt dışı ilaç kullanım başvurusu yapılarak Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu İlaçların Kişisel Tedavide Kullanılmalarını Değerlendirme Komisyonu tarafından verilecek ‘İlaç Kullanım Onayı’ bulunmalıdır. Klinik belirti ve bulgular, SMA Tip-1 ile uyumlu olarak 6 ay (180 gün) ve daha küçükken başlamış olmalıdır. Bu kriterlere uyan hastalarda invaziv/non invaziv mekanik solunum desteği ihtiyacı olup olmadığına bakılmaksızın tedaviye başlanır. İlk 4 doz ilaç kullanımı başlangıç tedavisi olarak kabul edilecek ve ilk 4 doz ilaç kullanımı sürecinde SMA’dan kaynaklı invaziv mekanik solunum desteği ihtiyacı ve süreleri değerlendirmelerde dikkate alınmaz. 5’inci ve takip eden dozlar idame tedavilerdir. Lomber ponksiyon prosedürleri, BOS sirkülasyonu veya güvenlilik değerlendirmelerini engelleyebilecek bir beyin veya spinal kord hastalığı veya öyküsü olmamalıdır. BOS drenajı için implant edilmiş bir şant veya implante edilmiş bir BOS kateteri bulunmaması gerekmektedir. Bakteriyel menenjit veya viral ensefalit hastalığı veya öyküsü olmamalıdır. Hipoksik iskemik ensefalopati tanısı almamış olmalı ve hipoksik doğuma bağlı nörolojik sekelleri bulunmamalıdır”

    SMA Tip-2 ve Tip-3 hastalarında aranan kriterler

    “Genetik ve klinik olarak SMA Tip-2 veya SMA Tip-3 tanısı konmuş ve SGK tarafından belirlenen üçüncü basamak resmi sağlık kurumlarında en az birisi çocuk nörolojisi/nöroloji uzmanı, ortopedi ve travmatoloji ya da beyin ve sinir cerrahisi uzmanı olmak üzere 3 uzman hekimden oluşan sağlık kurulu raporuna istinaden, yurt dışı ilaç kullanım başvurusu yapılarak Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu İlaçların Kişisel Tedavide Kullanılmalarını Değerlendirme Komisyonu tarafından verilecek “İlaç Kullanım Onayı” bulunacak. Klinik belirti ve bulgular, SMA Tip-2 veya SMA Tip-3 ile uyumlu olarak 6 ay (180 gün) ve daha büyükken başlamış olacak. İnvaziv/non invaziv mekanik solunum desteği ihtiyacı olmayan ve normal yutma refleksine sahip ve oral beslenebilen hastalarda tedaviye başlanacak. Lomber ponksiyon prosedürleri, BOS sirkülasyonu veya güvenlilik değerlendirmelerini engelleyebilecek bir beyin veya spinal kord hastalığı veya öyküsü olmayacak.

    BOS drenajı için implante edilmiş bir şant veya implante edilmiş bir BOS kateteri bulunmaması gerekecek. Bakteriyel menenjit veya viral ensefalit hastalığı veya öyküsü olmayacak. Hipoksik iskemik ensefalopati tanısı almamış olacak ve hipoksik doğuma bağlı nörolojik sekelleri bulunmayacak. Lomber ponksiyon uygulanmasına engel bir durum olmadığının “İlaç Kullanım Onayı”nda belirtilmiş olması gerekecek.

    Hastalarda bu kriterlerin tamamının sağlanması halinde ilaç bedeli kurumca karşılanacak.‘Nusinersen Sodium’ pozolojisi SMA Tip-2 veya SMA Tip-3 hastalarında 0, 14, 28 ve 63’üncü günler olmak üzere 4 doz yükleme dozu şeklinde uygulanacak. İdame dozlar da 4 ayda bir uygulanacak. İlk 4 doz için tek sağlık kurulu raporu, idame tedavilerde ise her bir uygulama için ayrı ayrı sağlık kurulu raporuna istinaden Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu İlaçların Kişisel Tedavide Kullanılmalarını Değerlendirme Komisyonu tarafından verilecek ‘İlaç Kullanım Onayı’ ile çocuk nörolojisi/nöroloji uzman hekimi tarafından her bir uygulama için ayrı ayrı reçete edilmesi halinde bedelleri SGK tarafından karşılanacak”

  • İlaç sektörü zam talebini açıkladı

    İlaç sektörü zam talebini açıkladı

    İlaç sektörü her yıl şubat ayında belirlenerek sabitlenen döviz kuruna yüzde 40’lık bir artış bekliyor. Kur artışının hem küresel hem de yerel olarak maliyetlerde yüzde 100’e varan artışlara neden olduğunu belirten İlaç Endüstrisi İşverenleri Sendikası Genel sekreteri Savaş Malkoç, yıl içindeki artışlar nedeniyle bu yıl, yıllık artışın yanı sıra bir kez daha güncelleme istediklerini belirtti. Bu beklenti sebebiyle piyasada birçok ilaçta ‘bulunabilirlik’ sıkıntısı baş gösterdi.

    İlaç Endüstrisi İşverenleri Sendikası Genel sekreteri Savaş Malkoç, ilaçta euro/TL kurunun bu yıl yüzde 40 artışla, 6.40 seviyesinde sabitlenmesini ve yıl içinde bir kez daha güncelleme yapılmasını talep etti.

    Bloomberg HT’de katıldığı televizyon programında değerlendirmelerde bulunan İlaç Endüstrisi İşverenleri Sendikası Genel sekreteri Savaş Malkoç, sektörün 2021’de büyük sorun yaşadığını hatırlatarak geçen yıl 4,58 liraya sabitlenen euro’nun bu yıl 6,40’lar seviyesine gelmesi gerektiğini söyledi.

    “Geçen yıl özellikle yılın sonlarına doğru piyasada güncel kurda yaşanan hızlı artışlar, euro’nun 20, 21 lira seviyesini görmesi, makasın ciddi açılması sektörü iki türlü etkiledi” diyen Malkoç, her yıl şubat ayında devlet tarafından belirlenen kurun piyasa gerçeklerine uygun olmasını talep etti.

    “MALİYETLER YÜZDE 100 ARTTI”

    Kur artışının hem küresel hem de yerel olarak maliyetlerde yüzde 100’e varan artışlara neden olduğunu belirten Malkoç şöyle konuştu:

    “Sektör maruz kaldığı yüzde 100 maliyet artışına karşın ilaç, Şubat ayında belirlenen kurdan fiyatlandırılmaya devam etti.
    Bu durum sektörü iki türlü olumsuz etkiliyor. Sektör, devlete her türlü fedakarlığı yaptı. Yıl içindeki artışlar nedeniyle bu yıl, yıllık artışın yanı sıra bir kez daha güncelleme istiyoruz. Çünkü bu koşullarda arge konusunda yakalanan trendin sürmesi zorlaştı.”

    “ZAMDAN SONRA VERİYORLAR”

    Bu arada geçtiğimiz haftalarda önemli açıklamada bulunan Tüm Eczacı İşverenler Sendikası Başkanı Nurten Saydan; özellikle antibiyotikler, çocuk şurupları, burun spreyleri gibi ilaçların bulunamadığını, bu durum nedeniyle hem vatandaş hem de eczacıların mağduriyet yaşadığını belirtti. Saydan “Şubat ayında gerçekleşecek ilaç avro kuru güncellemesi nedeniyle, ecza depoları ve ilaç firmaları stoklarındaki ilaçların sevkiyatını minimum seviyede tuttuklarından, piyasada bulunmayan ilaç sayısında hızlı artış yaşanıyor. Şubatta fiyat değişikliği geçerli olduktan sonra da söz konusu ilaçlar bir anda piyasaya çıkıyor. Bu durum, bazı firma veya dağıtım kuruluşlarının, söz konusu ilaçları stok yaparak, eczaneleri ve dolayısıyla vatandaşı mağdur ettikleri yönünde kanaat oluşmasına sebep oluyor. Bu konuda Sağlık Bakanlığına başvuruda bulunduk. Bakanlığın sistem üzerinden aylık ortalama ilaç akışına bakarak yapacağı inceleme ile; ilaç akışını kesen ya da azaltan firma ve dağıtım kuruluşlarını tespit etmesini ve duruma müdahale etmesini istedik” dedi.

  • İthal ilaçların bulunması giderek güçleşiyor

    İthal ilaçların bulunması giderek güçleşiyor

    AYŞE NUR BÜYÜKHAN – Kur etkisiyle birlikte ithal ilaçların piyasada bulunması giderek güçleşiyor. Geçtiğimiz dönemlerde eczanelere kutularca gönderilen ilaçlar şu anda çok daha az miktarda hatta bazen hiç gönderilmiyor. Hal böyle olunca da vatandaş ihtiyacı olan ilaca ulaşamıyor. Eczacılarsa bu problemin ortan kalkması için fiyat güncellemesini işaret ediyor.

    İlaçların fiyatlandırılmasında kullanılan Euro değeri, fiyat değerlendirme komisyonu tarafından her yıl şubat ayında güncelleniyor. Mevcut durumda ilaçların fiyatlandırılmasında kullanılan Euro kuru 4 seviyelerinde kabul ediliyor. Ancak şu anki Euro fiyatlarına bakıldığında bunun çok üzerinde. O nedenle ithal ilaçların ülkemize gönderilmesi güçleşiyor.

    Kur farkı nedeniyle daha çok ithal ilaçlarda sıkıntı yaşanıyor ancak yerli ürünler de bir dönem bulunamamıştı. İlaç tedarikindeki sorunu ortadan kaldırmak için fiyat değerlendirmesinin yılda birkaç kez yapılması gerekiyor.

  • Kutu kutu ilaç alıp Bulgaristan’a gidiyorlar

    Kutu kutu ilaç alıp Bulgaristan’a gidiyorlar

    Edirne’ye akın eden Bulgaristan vatandaşları, giyecek ve yiyecek ihtiyaçlarının yanı sıra ilaçlarını da kent merkezindeki eczanelerden alıyor. Eczanelerde yoğunluğa neden olan turistler, çok miktarda ilaç alarak ülkelerine dönüyor.

    Döviz kurundaki yükseliş nedeniyle alışveriş yapmak için Bulgaristan’dan gelenlerin sayısı arttı.

    Araçlarının bagajlarını, market ve giyim mağazalarından yaptıkları ürünlerle dolduran turistlerin en uğrak noktalarından biri de eczaneler.

    Bulgaristan’dan gelen turistler, birçok ilacın yanı sıra koronavirüs ile mücadelede kullanıldığı iddiasıyla kutu kutu aspirin alıyor.

    Bilinçsizce kullanıldığı takdirde ölümcül olabileceği açıklanmasına rağmen, onlarca kutu aspirin alan turistler, kentteki eczanelerde ihtiyaç halinde aspirin bulunmasını zorlaştırıyor.

    Eczane Teknisyeni Sevil Özçelik, Bulgaristan vatandaşlarının yoğunluğunun artarak devam ettiğini söyledi.

    Özçelik, Bulgaristan vatandaşlarının aspirin başta olmak üzere grip ve ağrı kesici ilaçlar da aldıklarını belirtti.

    Edirneli eczane işletmecisi Ahmet Doktoroğlu da Bulgaristan vatandaşlarının ciddi anlamda gıda takviyelerine ilgi gösterdiklerini anlattı.

    Edirne’de eczanelerin birçoğu, camlarını ve tabelalarını Bulgarca yazılarla donattı. Koronavirüs tedbirlerinin de Bulgarca yazılarla camlara asıldığı görüldü.

  • Covid-19 tedavisinde ilaçlar işe yarıyor mu?

    Covid-19 tedavisinde ilaçlar işe yarıyor mu?

    Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yeşim Taşova, Covid-19 tedavisi için üretilen Molnupiravir ile Paxlovıd adlı ilaçların pandeminin daha hızlı sonlanması ve daha kontrol edilebilir olması açısından umut verici olduğunu bildirdi. Molnupiravir’in yakın zamanda Türkiye’de tedavi protokolüne ekleneceğini belirten Taşova, “İlaçların hastalık süresini ve yoğun bakımlardaki yoğunluğu azaltacağını bekliyoruz” dedi.

    Prof. Dr. Yeşim Taşova, Covid-19 tedavisinde kullanılacak olan ABD merkezli ilaç şirketi MSD tarafından üretilen Molnupiravir ile Pfizer’ın ürettiği Paxlovıd adlı ilaçlarla ilgili değerlendirmede bulundu. Prof. Dr. Taşova, her iki ilaç için de yapılan çalışmalarda, 28 günlük mortalitelerine bakıldığında ölüm görülmediği ve erken dönemde kullanımında semptomların süresini kısaltarak, tablonun ağırlaşmasını engellediği yönünde umut verici bulgular olduğunu kaydetti.

    İLAÇ ÇALIŞMALARI UMUT VERİCİ

    Pandeminin devam edeceğine vurgu yapan Prof. Dr. Yeşim Taşova, bu durumda önümüzdeki yıl da özellikle ölüm oranının azaltılması için maske, mesafe, hijyen ve aşı gibi önlemlerin alınmasını gerektiğinin altını çizdi. Bunun yanı sıra Covid-19’un ilaçla tedavisi için iki ayrı firmadan umut verici haberlerin geldiğini dile getiren Prof. Dr. Taşova, “Bu ilaçların biri MSD’nin Molnupiravir adlı ilacı, diğeri ise Pfizer’ın Paxlovıd adlı ilacı. Biz daha kullanmadık ama çalışmalarına baktık. Çalışmalar gerçekten umut verici. Aşı artı bu ilaçlarla birlikte olursa, o merak edilen ‘pandemi ne zaman sonlanır’ sorusuna çok rahat cevap verebiliriz” dedi.

    ‘TABLONUN AĞIRLAŞMASINI ENGELLİYOR’

    İlaçlarla ilgili yapılan çalışmaların verdiği ilk sonuçlardan bahseden Prof. Dr. Taşova, “Bu ilaçların özellikle erken dönemde kullanılması öneriliyor. 5 gün kadar kullanılıyor. Tıpkı grip ilacında olduğu gibi ilk 48 saat önemli. Erken dönemde kullanıldığında semptomların süresini kısaltarak tablonun ağırlaşmasını engelliyor. Dolayısıyla ilaçların hastalık süresini azaltacağını bekliyoruz. Yoğun bakımlardaki yoğunlukta azalacaktır” diye konuştu.

    ‘OLDUKÇA UMUT VERİCİ’

    Prof. Dr. Yeşim Taşova, şöyle devam etti:

    “Çalışmalar kapsamında her iki ilaç için de karşılaştırmalı olarak 28 günlük mortaliteye (ölüm, ölümlülük) bakıldığında, bu durumda ölen vaka olmadığı belirtiliyor. Bunlar oldukça umut verici. Henüz bize gelmedi, geldiğinde tabii ki bunu kullanmak isteriz. Molnupiravir İngiltere’den acil kullanım onayı aldı. Bakanımız açıkladı, Molnupiravir Türkiye’de de üretilecek. Aşı ve ilaç birlikte devam ederse pandeminin daha hızlı sonlanması, daha iyi kontrol edilmesi olası gibi görünüyor. Favipiravir’in etkisiz olduğunu gösteren büyük, kapsamlı bir çalışma çıktı. Dolayısıyla Favipiravir’in tedavi protokolünden çıkarılarak kısa süre içerisinde Molnupiravir’in bakanlık kılavuzuna gireceğini düşünüyorum”

    ‘HER İKİ İLACIN DA YEN ETKİSİ HAFİF’

    Prof. Dr. Taşova, “Her iki ilacın da yan etkisi ‘hafif’ olarak belirleniyor. Çalışmalarda daha çok ‘ölüm’ durumuna bakıyorlar. Onlarda da dediğim gibi 28 günün sonunda her iki ilaçta da ölüm yok. Hafif yan etkiler var. Bulantı, kusma, döküntü olabilir belki ama her iki ilaç için de önemli bir yan etki bildirilmedi. İlaçların çocuklarda kullanımı ile ilgili henüz bir çalışma yok” diye konuştu.