Etiket: ilahiyat fakültesi

  • İlahiyat Fakültesinde bayrak değişimi

    İlahiyat Fakültesinde bayrak değişimi

    Son 3 yıldır İlahiyat Fakültesinde Dekanlık yapan Prof. Dr. Ali Kaya’nın yerine Prof. Dr. Adem Apak getirildi. Düzenlenen devir-teslim törenine BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Cafer Çiftci, Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu ve Prof. Dr. Zekariyya Arı, önceki dönem Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, dekanlık yöneticileri ve akademisyenler katıldı.
    Törende konuşan Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, yürüttüğü başarılı çalışmalardan ötürü önceki yönetimde görev alan herkese teşekkür etti. Atamaların bir nöbet değişimi olduğunu aktaran Rektör Yılmaz;“ Görev süresi içerisinde Prof. Dr. Ali Kaya hocamızla ile uyumlu bir çalışma gerçekleştirdik. Araştırma üniversiteleri sıralamasında gelecek yıllarda üst sıralara tırmanabilmek adına elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. İlahiyat Fakültemizin çalışmaları bu anlamda çok önem taşıyor. Prof. Dr. Adem Apak hocamıza ve ekibine yeni dönemde üstün başarılar diliyoruz” şeklinde konuştu.

    Son 3 yıldır dekanlık görevini üstlenen Prof. Dr. Ali Kaya ise kendisine katkı veren tüm ekip arkadaşlarına ve üst yönetime teşekkür etti. Dekanlık olarak öncelikli olarak iç huzurun sağlanması ve akademik başarıların elde edilmesi adına çalışmalar yürüttüklerini kaydeden Kaya; “Güzel bir dönem geçirdik. Bizlere bu süreçte yardım eden herkese teşekkür ediyorum. Bundan sonraki süreçte de Adem hocamıza başarılar diliyorum” dedi.

    İlahiyat Fakültesinin yeni Dekanı Prof. Dr. Adem Apak da kendisini bu göreve layık gören herkese şükranlarını iletti. Apak, yeni dönemde devraldıkları bayrağı çok daha yukarılara taşımak için ekip olarak ellerinden gelen gayreti göstereceklerinin altını çizdi.

  • Şehitler için Kur’an-ı Kerim okundu

    Şehitler için Kur’an-ı Kerim okundu

    Düzce Üniversitesi’nde eğitim gören Filistinli öğrencilerin Kur’an-ı Kerim ve ilahiler okumasıyla başlayan program; Müftü Osman Aydın, Düzce Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Uygulama Camii, Merkez Camii, Burhaniye Camii ve İl Özel İdaresi imam hatiplerin Kur’an-ı Kerim tilaveti ile devam etti. Düzce Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Karagöz’ün de konuşma gerçekleştirdiği program Filistinli öğrencinin yaptığı dua ile sona erdi.

    Düzce Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Uygulama Camisindeki programa Rektör Prof. Dr. Nedim Sözbir, Müftü Osman Aydın, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ali Öztürk, Prof. Dr. Serkan Torun, Genel Sekreter Nihat Yıldız, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Karagöz, Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Muhammet Ali Kayıkçı ile Düzce Üniversitesi öğrencileri katıldı.

    Program sonunda Filistinli öğrenciler kahve, hurma ve lokum ikramında bulundu.

  • Matürîdîlik sohbetleri başladı

    Matürîdîlik sohbetleri başladı

    Kendisi de bir Türkistanlı olan İmam Matürîdî tarafından kurulan itikadi bir mezhep olan Matürîdîlik, Prof. Dr. Mustafa Yıldırım tarafından dönem boyunca her salı saat 20’00’da Türk Ocağı Konağı’nda anlatılacak. Dün yapılan ilk sohbet, ilgili, meraklı ve kalabalık bir topluluk tarafından takip edildi. Dinleyenler tarafından konu hakkında yoğun soruların sorulduğu sohbet çay ikramıyla geç vakitlere kadar devam etti.

    Dün akşam düzenlenen sohbette konuşan Prof. Dr. Mustafa Yıldırım, “Bir Türk âlim olan İmam Matüridi, Ehli sünnet inanç sitemini kuran iki büyük ilim adamından biridir ve Türk dünyasının İslam dinini algılayış biçimini şekillendirmiştir. Diğer büyük alim ise İmam Eş’ari’dir ki, o da Arap dünyasının inanç sistemi üzerinde büyük etkiye sahipti. Aralarındaki en önemli fark akıl ve nakilden/vahiyden hangisinin öncelikli olduğu meselesidir” dedi.

    Batılı İslam araştırmacılarının, çoğu yazma İslam eserlerini inceleyip basmalarına rağmen imam Matüridi’nin eserlerini basarak ilim dünyasına sunma konusunda ilgisiz kaldıklarını belirten Yıldırım, “Bunun sebebi, kanaatimizce İslam medeniyetinin kurulmasında büyük katkısı olan akılcı bir İslam yorumunun tekrar canlanmasından duydukları endişedir. Arap dünyasına hakim olan Eş’ari anlayışının Türklerde de yerleşmesini önlemek ve irrasyonel bir din anlayışının önüne geçebilmek için Matüridi araştırmalarına ve bununla ilgili sohbet ortamlarının artırılmasına büyük ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Bu sebeple bu yılki Eskişehir Türk Ocağı’nda yapacağımız salı sohbetlerini İmam Matüridi üzerine yapmaya çalışacağız” şeklinde konuştu.

  • UÜ mezunlarından anlamlı buluşma

    UÜ mezunlarından anlamlı buluşma

    Toplantı 4 Ağustos Cuma günü Ulu Camide cuma namazını müteakip başladı. Cumartesi günü de İlahiyat Fakültesi salonunda devam etti. Toplantıya Uludağ Üniversitesi eski rektörlerinden Profesör Doktor Ahmet Saim Kılavuz, emekli olan hocalar Profesör Doktor Süleyman Uludağ, Profesör Doktor Mustafa Kara, Profesör Doktor Hamdi Döndüren, Profesör Doktor Hayati Hökelekli ve o dönem derse giren diğer öğretim üyeler katıldı.


    Burada konuşma yapan Süleyman Uludağ birlik ve beraberliğe, vefaya vurgu yaptı. Hüseyin Algül ise Müslümanların Medine’deki birlik ve beraberliği ve kardeşlik duygularıni örnek vererek bir ve beraber olmanın önemine değindi. Mezunlar ve hocalar daha sonra beraber yemek yediler. Vefat eden hocalar ve dönem öğrencilerinden vefat edenler için Kur’anı Kerim okundu ve dua edildi.

  • Molla Fenari İslam Araştırmaları Ödülleri sahiplerini buldu

    Molla Fenari İslam Araştırmaları Ödülleri sahiplerini buldu

    İlahiyat Fakültesi Akademik Genel Kurul Salonu’nda yapılan törende Doktora dalında birinci seçilen Dr. Fatma Seda Şengül, ödülünü BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz’dan aldı.

    Araştırma Görevlisi Emine Yelbey Aydın’ın koordinatörlüğünü yürüttüğü ve beşincisi düzenlenen Molla Fenari İslam Araştırma Ödüllerinde Doktora Mansiyon ödülüne layık görülen Dr. Esra İrk’a ise ödülünü Fakülte Dekanı Prof. Dr. Ali Kaya verdi.


    Yüksek lisans dalında birinci olan Merve Ünal ve Yüksek lisans dalında mansiyon ödülünü kazanan Büşra Nur Yıldız’a da belgeleri takdim edildi. Dereceye girenlerin çalışmalarını anlattığı kısa sunumların ardından, Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ve Dekan Prof. Dr. Ali Kaya’nın yaptığı tebrik konuşmaları ile program sona erdi.

  • Bursa’da İlahiyat Profesörü yaşam tarzıyla dikkat çekmeyi amaçlıyor

    Bursa’da İlahiyat Profesörü yaşam tarzıyla dikkat çekmeyi amaçlıyor

    İsrafa dikkati çekmek amacıyla cep telefonu yerine sabit telefon, bilgisayar yerine daktilo, özel otomobil yerine toplu ulaşım araçlarını kullanan Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Ana Bilim Dalı öğretim üyeliğinden emekli tasavvuf tarihi uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kara, gençlere “Böyle de yaşanabilir.” mesajı veriyor.

    Saat, kredi kartı gibi çağın vazgeçilmezlerini de kullanmayan Kara, kendisine sürekli yöneltilen “Ne zaman cep telefonu, araba alacaksın?” sorusunu, “Son modeli çıktığında.” diyerek yanıtlıyor.

    Kara, halen sabit telefon kullanıyor, öğrencileriyle mektuplaşıyor, kitap ve makalelerini elle yazıyor, her yere toplu ulaşım araçlarıyla gidiyor.

    Prof. Dr. Kara, yaptığı açıklamada, insanların genellikle cep telefonu, araç kullandığına, hızlı bir hayat yaşandığına dikkati çekti.

    İsraf etmemenin önemini vurgulayan Kara, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Müthiş bir israfın girdabındayız. Boğulmak üzereyiz aslında. Bilmiyorum, bu virüsün celali tecellisi biraz uyandıracak mı bizi? Yoksa ‘İnsanlar uykudadırlar, ölünce uyanırlar.’ gerçeği mi ortaya çıkacak? Bu israf girdabından kurtulmamız gerekiyor. Bunu büyüten şey nedir? Gayet açık, kapitalizm. Kapitalizmin hayat aldığı kaynak bu çünkü. Daha çok üretecek, daha çok satacak, daha çok kazanacak, daha çok büyüyecek. Daha çok üretirken tabiat, ormanlar yok olacak. Sular, hava kirlenecek. Kapitalizmin böyle bir derdi yok. Dolayısıyla havayı, suyu, denizi, karayı kirlettik. Neticede esas tehlikeli olan; insan kirlendi.

    Aslında bunların hepsini kullanıyorum. Şahsi otomobilim yok ama araçlara binmeden yaşamak mümkün mü? Gayet tabii araçlara binmeden yaşamak mümkün değil. Cep telefonu taşımıyorum ama masamda telefon var. Cep telefonu almıyorum ve gençlere ‘Böyle de yaşanır, yaşanmaz zannetmeyin.’ demek istiyorum. Hayatım gayet normal, bir aksama olmuyor. Ben 30 yaşındayken evimde telefon yoktu. Hayatımın en güzel zamanlarıydı. Bazı alışkanlıkları biz zorunlu zannediyoruz. Hiç ilgisi yok. Kendi kendimizi kandırıyoruz. Böyle de yaşanabilir. Hayatınızı ona göre kurarsınız ve yaşarsınız.”

     “Arayan dostlarım beni sabit telefonla da başka yollarla da buluyor”

    Kara, cep telefonu, bilgisayar ve otomobilinin olmadığını ilk kez öğrenenlerin bunu şaşkınlıkla karşıladığını anlattı.

    Halinden memnun olduğunu belirten Kara, “Hiçbir şikayetim yok. Arayan dostlarım beni sabit telefonla da başka yollarla da buluyor. ‘Başkanın arabaları’ beni istediğim yere götürüyor. Toplantılara ve konferanslara gidiyorum. Konferans bitince ilgili arkadaşlar ‘Hocam, biz seni evinize bırakacağız.’ diye ısrar ediyorlar. Ben de ‘Beni başkanın arabası eve götürecek.’ diyorum. ‘Başkanın arabası’ dediğim, belediye otobüsü.” ifadesini kullandı.

    İsraftan kurtulmanın çarelerinin aranması gerektiği görüşünü savunan Kara, “Buradan ne zaman, nasıl döneceğiz? Bu virajı nasıl alacağız? Bunun üzerinde düşünmek gerekiyor. İşte o zaman israf ekonomisinden kurtulabiliriz.” dedi.

    Kara, kapitalizmi “israf ekonomisinin oksijeni” olarak gördüğünü dile getirdi.

    Prof. Dr. Mustafa Kara, sözlerini şöyle tamamladı:

    “Modern hayat bu değil. Her yıl yüzlerce canlının neslini tüketen hayat, modern hayat olamaz. Aslında insanlığın başını iki elin arasına alıp uzun uzun düşünmesi gerekiyor. Aksi halde bu yol, çıkış yolu değildir. Geri dönmemiz lazım. Evet, mağlup olduğumuzu, yanlış yaptığımızı kabul edip bir ricat gerekiyor. Bunu kim, nasıl, ne zaman yapacak? Bu, gerçekten zor ama eninde sonunda bu yapılacak çünkü üzerinde yaşadığımız dünya bunu kaldıramıyor artık. Dünyayı yaşanılabilir hale, ilişkileri insani noktaya taşımak gerekiyor.”