Etiket: iletişim başkanı

  • Fahrettin Altun Finlandiya gazetesinin sorularını yanıtladı

    Fahrettin Altun Finlandiya gazetesinin sorularını yanıtladı

    İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Finlandiya’nın önde gelen gazetelerinden “Helsingin Sanomat”ın, Madrid’deki NATO Zirvesinde imzalanan mutabakata ilişkin sorularını yanıtladı.  Diplomasinin devletlerin çıkarlarının kesiştiği noktaları bulma veya oluşturma sanatı olduğunu anlatan Altun, Madrid’de Türkiye, Finlandiya ve İsveç arasında bir mutabakat imzalandığını ve Türkiye’nin müzakere sürecinden istediğini aldığını söyledi.

    Sürecin başından itibaren Türkiye’nin, NATO’nun genişlemesine dair kategorik bir itirazı olmadığını hatırlatan Altun, Türkiye’nin NATO’ya girmek isteyen ülkelerden, İttifakın değer ve hedeflerini paylaştığına dair somut bir taahhüt beklediğini söyledi. Altun, şunları kaydetti:

    “Elbette en önemli beklentimiz, PKK’nın yanı sıra bu terör örgütünün Suriye kolu olan YPG’nin ve Türkiye’de darbeye kalkışıp, 251 masum insanı katleden FETÖ’nün propaganda, eleman devşirme ve finansman faaliyetlerine engel olunması oldu. Zira bu örgütlere verilen siyasi, maddi veya askeri destek, doğrudan doğruya Türk vatandaşlarının can ve mal güvenliğine tehdit oluşturmaktadır. Aynı zamanda tarihin en önemli askeri ittifakı olan NATO’ya üye olmak isteyen bu iki ülkenin, NATO’nun en büyük ikinci ülkesine sahip olan Türkiye’ye herhangi bir silah ambargosu uygulamasının söz konusu olamayacağını açıkça söyledik. Neticede bir mutabakat imzalandığına göre Finlandiya ve İsveç’in terörle mücadele konusunda ne kadar ciddi ve kararlı olduğumuzu tam anlamıyla idrak ettiğini anlıyoruz.”

    Müzakerelerde ele alınan en çetin konunun ne olduğunu sorulması üzerine Altun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade ettiği üzere Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğine ilkesel ve bütünsel bir perspektiften yaklaştığını söyledi. Finlandiya ve İsveç’in 70 yıldır parçası olunan NATO’ya katılmasının uygun olup olmayacağını değerlendirdiklerini anlatan Altun, Türkiye’nin beklentilerini kendileriyle açıkça paylaştığını belirtti. Altun, “Dolayısıyla bu sürece ayrı ayrı başlıklar olarak bakmadık. Örneğin terörle mücadele konusunda adım atıldığı, ancak yaptırımların sürdüğü bir senaryoda herhangi bir taviz vermeyecektik. Aynı şekilde terör konusunda herhangi bir esneklik göstermemiz söz konusu olamazdı. Bu açıdan müzakerelerde tüm konular eşit ağırlıklı olarak ele alınmıştır” dedi.

    “Herhangi bir taviz vermedik”

    Altun, Türkiye’nin herhangi bir talebinden vazgeçip vazgeçmediğinin sorulması üzerine de “Hayır. Son derece meşru taleplerde bulunduk. Zaten bu taleplerin karşılanmadığı bir senaryoda Finlandiya ve İsveç’in üyelik taleplerinde ilerleme kaydedilmesi, doğrudan doğruya NATO’yu tehlikeye atabilirdi. Dolayısıyla herhangi bir taviz vermemiz söz konusu olamazdı” yanıtını verdi.

    “Finlandiya Türkiye’den NATO’ya katılımını gecikmeden onaylamasının bekleyebilir mi? Yoksa yolumuza başka bir şey çıkabilir mi?” şeklindeki soru üzerine de Altun, Madrid’de imzalanan üçlü mutabakatın üyelik olarak lanse edilmesinin doğru olmadığını söyledi.

    Finlandiya ve İsveç’in yazılı taahhütlerini ne ölçüde yerine getirdiğini değerlendireceklerine dikkati çeken Altun, “NATO üyeliği bir hak değil, ayrıcalık. Bu ayrıcalığı elde etmek isteyen devletlerin bazı şartları karşılaması gerekiyor. Bu çerçevede PKK’nın yanı sıra YPG ve FETÖ’nün metinde terör örgütü olarak tanınmış olması önemlidir. Şimdi bu iki ülkenin üzerine düşen sorumluluk, verdikleri sözleri tutmaktır” ifadelerini paylaştı.

    Altun, kendilerini Finlandiya halkına mağdur gibi tanıtan örgüt mensuplarının gerçek yüzlerini son birkaç ayda şüpheye yer bırakmayacak şekilde gösterdiğine dikkati çekerek, “Son olarak Helsinki’de PKK/YPG terör örgütü mensuplarının Finlandiyalılara saldırma görüntüleri ortaya çıktı. Bu insanların, Finlandiya’nın çıkarlarını önemsemediği, ülkenizin değerlerini paylaşmadığı ortadadır. Finlandiya makamları hem taahhütlerini yerine getirmek hem de vatandaşlarını bu tehditten korumak için gereken adımları atmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.

    “Teröristlerin iadesi Finlandiya ve İsveç’in samimiyeti açısından bir test olacak”

    Türkiye’nin beklentilerini hem resmi görüşmelerde hem de kamuoyuna yapılan açıklamalarda açıkça ortaya koyduklarını dile getiren Altun, burada önemli olanın terörle mücadele konusunda gereken adımların atılması olduğunu vurguladı. Altun,“Bu adımların nasıl atılacağı Finlandiya hükümetinin meselesidir. Biz neticeye bakarız” dedi.

    Hem Finlandiya hem de İsveç’in yazılı olarak terör örgütü mensuplarının iadesiyle ilgili taahhütlerde bulunduğunu hatırlatan Altun, Türkiye’nin ilgili şahıslar hakkında gerekli bilgileri iki ülkenin makamlarıyla paylaştığını kaydetti. İletişim Başkanı Altun, “Teröristlerin iadesi konusu elbette ilgili devletlerin samimiyeti açısından bir test olacaktır. Türkiye’de anayasal düzeni ortaya kaldırmaya çalışan, şiddet eylemlerine karışan, masum insanların can ve mal güvenliğini tehdit eden insanlara güvenli liman sağlamak zaten müttefiklik ruhuna aykırı olacaktır” ifadelerini kullandı.

  • Altun’dan sosyal medya açıklaması

    Altun’dan sosyal medya açıklaması

    Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Küresel sömürü düzeninin bir başka faaliyet kolu olan bu platformlar ‘zihin ve değerler sömürüsünde’ üzerine düşeni çok iyi yapmaktadır. Bu keyfîliğin ve cüretin sonu tüm değerlerin bir bir silindiği ve zihinlerin yalanlarla tutsak edildiği bir dünyadır. Asla izin vermeyeceğiz” dedi.

    Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, sosyal medya plotforlarının müdahalesiyle ilgili açıklama yayınladı.

    Altun açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

    “Sosyal medya platformlarının her geçen gün siyaset kurumunun ve millet temsilcilerinin sesini kısarak toplumları kuşattığına şahit oluyoruz. Demokrasinin özü olan halk iradesinin ve halk temsilcilerinin böylesine fütursuzca bir sansüre maruz kalması asla kabul edilemez. Toplumları ifsad etmek, millî ve manevi değerleri yok sayarak her türlü gayriahlaki hareketi meşru göstermek, marjinal grupların eylemlerini toplumların geneline isnat ederek dünyayı “sanal kaotiklikö illüzyonuna mahkum etmek ne yazık ki bu platformların misyonu haline gelmiştir. Küresel sömürü düzeninin bir başka faaliyet kolu olan bu platformlar “zihin ve değerler sömürüsündeö üzerine düşeni çok iyi yapmaktadır. Bu keyfîliğin ve cüretin sonu tüm değerlerin bir bir silindiği ve zihinlerin yalanlarla tutsak edildiği bir dünyadır. Asla izin vermeyeceğiz”

  • 5 maaş iddialarına WhatsApp’tan cevap

    5 maaş iddialarına WhatsApp’tan cevap

    İletişim Başkanı Altun, WhatsApp grubunda ‘5 maaş’ iddiasını yalanladı: “Tek maaşım var, aldığım huzur hakkını hayra hasenata harcadım”

    Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, 5 maaş aldığı iddialarını yalanlarken, 2 yıldır Borsa İstanbul Yönetim Kurulu üyeliğinden aldığı huzur hakkını “tek kuruşuna dokunmadan hayra hasenata harcadığını” söyledi.

    Sabah yazarı Hilal Kaplan, İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Bu kadar işsizlik varken bir kişinin 5 maaş almasını vicdanınız kabul ediyor mu?” sözlerinin ardından WhatsApp grubuna yaptığı açıklamayı paylaştı.

    Tek maaş aldığını söyleyen Altun, 2 yıldır Borsa İstanbul Yönetim Kurulu üyeliğinden aldığı hakka hiç dokunmadan “hayra hasenata harcadığını” belirtti.

    Manas Üniversitesi’nde mütevelli heyet başkanlığı da yapan Altun, buradan ücret almadığını ve eşinin sadece öğretim üyesi olduğu Marmara Üniversitesi’nden ücret aldığını açıkladı.

    Öne sürülen iddialara karşı yasal hakları sonuna kadar kullandıklarını belirten Altun, “Bu yalanlar kanımıza dokunsa da bizi kamçılıyor” dedi.

    Twitter hesabından Altun’un mesajını paylaşan Kaplan, “Altun çiftine yönelik ‘5 maaş’ iftirası hakkında İHL grubuna yazdığı mesajı izniyle yayınlıyorum. Altunlara atılan iftiralar, eşimle bana atılanlara çok benzediği için bu meseleyi ‘kişisel’ alıyorum. Ama ne yapsak/desek de müfteriliklerine devam edecekler biliyorum… Allah ecrini verir” dedi.

  • İletişim Başkanı’ndan AB açıklaması

    İletişim Başkanı’ndan AB açıklaması

    İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Avrupa Birliği (AB) ile daha yakın bir ilişki kurmak istiyor ve buna gayret ediyoruz. Ortak dayanışma ve iş birliğimiz, Avrupa’daki nefret ve ayrımcılık çağrılarına karşı koyma noktasında kilit önemdedir” dedi.

    İletişim Başkanı Altun, ‘Pandemi Sonrası Dünyada Uluslararası Düzen ve Değişen Dinamikler’ temasıyla çevrimiçi olarak düzenlenen TRTWorld Forum 2020’nin açılışında konuştu. Covid-19 küresel salgınının hiçbir ülkenin kendisini dünyadan tamamen izole edemeyeceğini ortaya koyduğunu söyleyen Altun, bir virüsün haftalar içinde dünyanın en ücra köşelerine kadar yayılması gibi bir durumun geçmişte hayal bile edilemez olduğunu belirtti. Altun, “Salgından çıkarılan diğer ders de insanların ve ulusların ‘birlikte’ daha güçlü olduğuydu. ABD ve Avrupa’dan Afrika ve Asya’ya kadar dostlarımız ve müttefiklerimizin destek çağrısına cevap verdik. Türk halkı dünyanın her yerindeki insanlarla cerrahi maskelerini, solunum cihazlarını ve koruyucu ekipmanlarını paylaştı. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde dünyaya bir umut mesajı ilettik; ‘Ümitsizlikten sonra nice ümitler vardır. Karanlığın ardında nice güneşler vardır.’ Milletimiz, ülke içinde de Covid-19 tehlikesiyle mücadele için harekete geçti. Doktorlar ve hemşireler dâhil olmak üzere sağlık çalışanlarımız, bu görünmez düşman karşısında en ön cephelerde yer aldı. Hizmet sektörümüz de Türkiye’nin her yerinde ihtiyaçların karşılanması noktasında kritik bir rol oynadı” dedi.

    ‘AVRUPA, GÖÇMEN VE MÜSLÜMAN KARŞITI ANLAYIŞIN ÖNÜNE GEÇMELİ’

    Tarih boyunca insanlığın krizler karşısında birlik olmak yerine suçlu arama eğiliminde olduğunu, bazı toplumların Covid-19 salgınının faturasını da göçmenlere çıkardığını ifade eden Altun, “Diğerleri de bu halk sağlığı krizini, başta Müslümanlar olmak üzere azınlıkları hedef almak, sindirmek ve dışlamak için kullandı. Bu gibi çabalara, hükümetin Müslüman çocukların kaydını tuttuğu iddia edilen Fransa gibi ülkelerde de şahitlik ediyoruz. Avrupa’nın başka yerlerinde ise aşırı sağcıların hükümet politikalarını belirleyebilecek ölçüde güçlendiğini görüyoruz” diye konuştu.

    Avrupa’da her anlamda örnek bir azınlık olan Türk toplumunun da saldırgan bir ayrımcılıkla karşı karşıya kaldığını kaydeden Altun, bu durumun Özlem Türeci ve eşi Uğur Şahin’in Covid-19 aşısını bulmalarına rağmen değişmediğine işaret etti. Altun, “Herkesin iyiliği için, özellikle Avrupalı dostlarımızı, tarih tekerrür etmeden önce göçmen ve Müslüman karşıtı anlayışın önüne geçmeye davet ediyoruz. Mevcut durumu Avrupalı Yahudilerin 1920’lerde maruz kaldığı şeytanlaştırmayla kıyaslayanlara karşı çıkmak yerine, ırkçılık ve aşırıcılığı reddetmek için birlikte çalışma çağrısında bulunuyoruz” ifadesini kullandı.

    ‘AB TÜRKİYE’YE SAYGILI DAVRANMALI’

    Gelecekte yaşanabilecek trajedilerin önlenmesi için en önemli hususun gerçeklere ışık tutmak olduğuna dikkati çeken Altun, TRT bünyesinde faaliyet gösteren uluslararası kanalların ‘sessizlerin sesi’ olmak adına, habercilikte özgün bir dil oluşturmayı başardıklarını belirtti. Dezenformasyon ve nefretle mücadelenin, dış politika başta olmak üzere, diğer alanlarda atılacak adımlarla perçinlenmesi gerektiğini, Türkiye olarak Covid-19 krizinin üstesinden gelmek ve daha iyi bir gelecek inşa etmek için birlikte çalışmanın gücüne inandıklarını ifade eden Altun, “Fakat, uluslararası iş birliği ancak eşitlik, karşılıklı çıkarlar ve ortak değerler temelinde geliştirilebilir. İnsanlık tarihinde yeni bir sayfa açılırken, kadim ve yeni dostlarımıza ve müttefiklerimize gönderdiğimiz mesaj budur” dedi.

    Altun, AB ile ilişkiler konusunda da, “AB ile daha yakın bir ilişki kurmak istiyor ve buna gayret ediyoruz. Ortak dayanışma ve iş birliğimiz, Avrupa’daki nefret ve ayrımcılık çağrılarına karşı koyma noktasında kilit önemdedir. Birliğin, dünyadaki Müslümanlarla bir sorunu olmadığını kanıtlamasının tek yolu, Türkiye’ye saygılı davranmasıdır. Zira dostluğun, riyakârlık ve üstten bakmayla bir arada olamayacağı ortadadır. Türkiye’nin ‘taviz vererek Avrupa’nın dostluğunu kazanması gerektiği’ fikri, hem haksızdır hem de gerçeklikten uzaktır. Bunun yerine, Avrupalı muhataplarımıza, ilişkilerimizi ileriye götürecek tek unsurun ‘diyalog’ olduğunu ifade ediyoruz” diye konuştu.

    ‘ABD’NİN YENİ YÖNETİMİ, MÜTTEFİKLERİYLE GERİLEN İLİŞKİLERİNİ ONARMALI’

    Türkiye’nin stratejik ortağı olan ABD’ye bakışının da benzer olduğunu kaydeden Altun, şöyle konuştu:

    “Bir NATO müttefiki olan Türkiye son yıllarda ne yazık ki Washington’da benzeri görülmemiş hasmane bir muamele görmektedir. Kendilerine ister PKK, ister DEAŞ adını versinler, teröristlere karşı sarsılmaz ve kararlı mücadelemiz anlaşılmaz bir biçimde çarpıtıldı. İşin ilginci, ABD dış politikasının, Amerikan çıkarlarına da hizmet etmeyen bir noktaya gelmiş olmasıdır. ABD’nin, yeni yönetimle birlikte, geleneksel müttefikleriyle gerilen ilişkilerini onarma ve onların hayati çıkarlarına da gereken saygıyı gösterme yoluna gideceğini temenni ediyoruz.”

    Altun, daha dayanıklı ve temsil kabiliyeti daha yüksek bir dünya düzeninin ancak saygı temelinde kurulabileceğini belirterek, “İnsanlığın, siyasi liderlik ve ekonomik büyüme yönünden tek bir ülkeye olan bağımlılığı daha da azalırken, herkesin haklarını ve çıkarlarını gözeten yeni bir dünya düzeni inşa etmeliyiz” ifadesini kullandı.

    Altun, bu yeni dönemde tahakküm yerine karşılıklı bağımlılığı, rekabet yerine dayanışmayı, mücadele yerine iş birliğini desteklemek gerektiğini vurgulayarak, “Öncelikle, ekonomik düzenimizin gelecekteki şokları sindirebilme kapasitesini geliştirmek için mevcut küresel tedarik zincirine yeni alternatifler üretmeliyiz. Covid-19 salgınının halk sağlığına yönelik tarihteki son tehdit olmayacağına inanmak yerinde olacaktır. Dünya giderek birbirine daha bağlı hale geldikçe, gelecekte benzer güçlüklerle karşılaşma ihtimalimiz de yüksektir” dedi.

    ‘DEĞİŞİM, BM GÜVENLİK KONSEYİ’NİN REFORMUYLA MÜMKÜN OLACAKTIR’

    Türkiyenin, genç ve yetenekli nüfusu ile bu sürece katkıda bulunmaya fazlasıyla hazır olduğunu belirten Altun, şunları kaydetti:

    “Birleşmiş Milletler’den (BM) başlayarak uluslararası örgütleri reforme ederek geliştirmeliyiz. Uluslararası örgütlerin önümüzdeki on yıllar boyunca barışı koruyabilmelerini ve insanlığın gelişimini desteklemelerini temin etmeliyiz. Hiç kuşkusuz, BM Güvenlik Konseyi reformu, zamanı çoktan gelmiş ve açıkça ihtiyaç duyulan bir adımdır. Sayın Cumhurbaşkanımızın geçmişte defalarca söylediği gibi, II. Dünya Savaşı sonrasındaki güç dengesi artık dünyamızın gerçeklerini yansıtmıyor. Bu kopukluğu gidermek ve BM’yi tekrar yararlı hale getirmek için hepimiz, dünyanın 5’ten büyük olduğunu kabul etmeliyiz. Değişimin, uluslararası sistemin diğer kısımlarına ulaşabilmesi, ancak BM Güvenlik Konseyi’nin reformuyla mümkün olacaktır.”

    Altun, uzun süredir BM reformunun savunucusu olan Türkiye’nin uluslararası düzeyde anlamlı bir reform gündemine katkıda bulunmaya hazır ve muktedir olduğunu ifade etti.

  • İletişim Başkanı Altun’dan Katar açıklaması

    İletişim Başkanı Altun’dan Katar açıklaması

    Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Katar ile yapılan anlaşmalara ilişkin, “Ülkemizin ekonomisine olan güvenin tescili niteliğinde olan söz konusu ikili anlaşmaları, daha birçok uluslararası yatırımcıyla devam ettirmeye ve mandacı zihniyete teslim olmadan ekonomimizi ve ülkemizi daha da büyütmeye kararlıyız.” değerlendirmesinde bulundu.

    Altun, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, tüm dünyayı siyasi, ekonomik ve sosyal anlamda olumsuz yönde etkileyen koronavirüs salgınına rağmen hukuk ve ekonomi alanlarında güçlü reformların hazırlığını yaparak, Türkiye’yi çok daha ileri bir noktaya taşımaya kararlı olduklarını bildirdi.

    Türkiye’ye üst düzey uluslararası yatırım çekmek için yoğun bir gayret içerisinde olduklarını belirten Altun, “İki gün önce gerçekleştirilen Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite 6. Toplantısı bunun somut ve başarılı bir örneğidir. Ülkemizin ekonomisine olan güvenin tescili niteliğinde olan söz konusu ikili anlaşmaları, daha birçok uluslararası yatırımcıyla devam ettirmeye ve mandacı zihniyete teslim olmadan ekonomimizi ve ülkemizi daha da büyütmeye kararlıyız.” ifadelerini kullandı.

  • İletişim Başkanı’ndan Kılıçdaroğlu’nun sözlerine açıklama

    İletişim Başkanı’ndan Kılıçdaroğlu’nun sözlerine açıklama

    İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun TBMM grup toplantısında şahsımı hedef alan itham ve sözleri üzüntü vericidir, tamamen asılsızdır” dedi.

    İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun TBMM grup toplantısında şahsımı hedef alan itham ve sözleri üzüntü vericidir, tamamen asılsızdır. Bağımsız bir mahkemenin aldığı karara saygı göstermek hukuk devletinin bir gereğidir. Gün, büyük ve güçlü Türkiye için mücadele günüdür” dedi.

  • İletişim Başkanı: Suudi katilleri Türkiye’ye gönderin

    İletişim Başkanı: Suudi katilleri Türkiye’ye gönderin

    İletişim Başkanı Fahrettin Altun, 2 yıl önce ülkesinin İstanbul Başkonsolosluğu’na girdikten sonra Suudi Arabistan’dan gelen infaz timi tarafından öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin, “Hepimiz Cemal Kaşıkçı’nın katillerini tanıyoruz ve onlardan hesap sormalıyız. Suudi katilleri Türkiye’ye gönderin” dedi.

    İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinin 2’nci yıl dönümü dolayısıyla Twitter hesabından İngilizce açıklamada bulundu. Washington Post yazarı Cemal Kaşıkçı’nın iki yıl önce bugün Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda hain bir pusuya düşürüldüğünü belirten Altun, şunları kaydetti:

    “Cemal Kaşıkçı, Riyad’daki birinin, aralarında bir adli tıp uzmanı ve dublörün de olduğu bir suikast timini, ellerinde bir kemik testeresiyle, kendisini öldürmek için gönderdiğinden habersizdi. Kaşıkçı’nın katilleri o günden bu yana adaletten kaçırıldı. Onlara yataklık yapıldı. Göstermelik bir mahkemeye çıkarıldılar ve serbest bırakıldılar. Türk savcıları, polisleri ve iletişim uzmanları gece gündüz çalışmaya devam ederek Kaşıkçı’nın katillerini adalete teslim etmek için gayretlerini sürdürüyor. Biz adalet ve hakikat davasına hizmet ediyoruz. Hepimiz Cemal Kaşıkçı’nın katillerini tanıyoruz ve onlardan hesap sormalıyız. Suudi katilleri Türkiye’ye gönderin. Uluslararası gözlemcilerin huzurunda, kamuya açık bir mahkemede hesap vermelerini sağlayın. Bu cani olayı gerçek anlamda aydınlatmak için yapılan tek soruşturma olan Türkiye’deki soruşturmaya destek olun.”

  • İletişim Başkanı Altun’dan Ayasofya açıklaması

    İletişim Başkanı Altun’dan Ayasofya açıklaması

    İletişim Başkanlığı, “Ayasofya Camii’nin statüsü ile ilgili olarak Danıştay 10. Dairesince verilen iptal kararının Cumhurbaşkanlığı tarafından temyiz edildiği” yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını bildirdi.

    İletişim Başkanlığından yapılan açıklamada, bazı basın yayın organlarında “Ayasofya Camii’nin statüsü ile ilgili olarak Danıştay 10. Dairesince verilen iptal kararının Cumhurbaşkanlığı tarafından temyiz edildiği” yönünde haberler yer aldığı belirtildi.

    Söz konusu haberlerin “kesinlikle gerçeği yansıtmadığı” ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

    “Zira mezkur dairece, 2 Temmuz 2020 tarihinde verilen iptal kararını temyiz etme hakkı sadece Cumhurbaşkanlığına ait olup, söz konusu karara karşı Cumhurbaşkanlığınca temyiz yoluna müracaat edilmemiştir. Dolayısıyla karar kesinleşmiştir. Bunun dışındaki kişi ya da kurumların davada temyiz hakkı da bulunmamaktadır.”

  • İletişim Başkanı Altun’dan ‘Macron’ açıklaması

    İletişim Başkanı Altun’dan ‘Macron’ açıklaması

    İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Lübnan’da bir Hizbullah yöneticisi ile gerçekleştirdiği görüşmeyi haber yapan Le Figaro muhabiri Georges Malbrunot’a yönelik saygısızca tepkisinden ve hakaretlerinden derin endişe duyduk” açıklamasını yaptı.

    İletişim Başkanı Altun, Twitter hesabından Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile ilgili İngilizce paylaşımda bulundu. Macron’un Le Figaro muhabirine yönelik tepkisine dikkat çeken Altun, “Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Lübnan’da bir Hizbullah yöneticisi ile gerçekleştirdiği görüşmeyi haber yapan Le Figaro muhabiri Georges Malbrunot’a yönelik saygısızca tepkisinden ve hakaretlerinden derin endişe duyduk. Fransız polisinin geçtiğimiz aylarda sokak gösterileri sırasında gazetecilere yönelik şiddetiyle birlikte düşünüldüğünde, Fransa’nın gazeteciler için giderek daha tehlikeli bir yer haline geldiği ortadadır. Sayın Macron kendisinin eleştirilmediği, gerçeklerden kopuk bir dünya hayal ediyor. Gazetecilerin, kendisinin keyfini kaçıran haberler yapmadığı bir düzen istiyor, sırf kendisi çok arzuladığı için Libya’da bir savaş suçlusunun galip gelmesine tamah ediyor” ifadelerini kullandı.

  • Fahrettin Altun’dan Papa’ya cevap: “Memnuniyetle karşılıyorum”

    Fahrettin Altun’dan Papa’ya cevap: “Memnuniyetle karşılıyorum”

    İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Katoliklerin ruhani lideri Papa Francis’in Doğu Akdeniz hakkındaki açıklamalarını, memnuniyetle karşıladığını bildirdi.

    Altun, Twitter hesabından yaptığı İngilizce paylaşımda, Papa Francis’in Doğu Akdeniz’deki gerginliği endişeyle takip ettiği, bölge halklarının barışını tehdit eden anlaşmazlıkları çözmek için yapıcı diyalog ve uluslararası hukuka saygı çağrısı yaptığı mesajına yer verdi.

    Francis’in, Doğu Akdeniz hakkındaki açıklamalarını memnuniyetle karşıladığını belirten Altun, şunları kaydetti:

    “Türkiye olarak, Yunanistan başta olmak üzere ilgili ülkelere, Ege adalarını silahlandırmak ve Mavi Vatanımız üzerinde hak iddia etmek yerine, uluslararası hukuka riayet etmeleri çağrısında bulunuyoruz. Akdeniz bir barış ve istikrar denizi olmalıdır.”