Etiket: iliç

  • İliç’te yaşanan heyelan akıllara Sugözü heyelanını getirdi

    İliç’te yaşanan heyelan akıllara Sugözü heyelanını getirdi

    Erzincan’ın İliç ilçesinde maden sahasında meydana gelen heyelanda 9 işçi toprak altında kalmıştı. İşlenmiş toprak dağından kopan yaklaşık 10 milyon metre küplük toprak kültesinin altında kalan işler için kurtarma çalışmaları sürerken yaşanan üzücü olay akıllara 17 Mart 2005 tarihinde Sivas’ın Koyulhisar ilçesi Sugözü köyü Kuzulu mezrasında yaşanan heyelanı getirdi.

    15 kişi toprak altında kaldı

    Türkiye’de gerçekleşmiş en büyük heyelanlardan birisi olarak nitelendirilen bu olayda mezranın gerisinde kalan üst kodlardan kopan yaklaşık 12.5 milyon metreküp toprak kütlesi mezranın bir bölümünü örttü. Köy camisi dahil 21 ev toprak altında kaldı. Toprak altında alan 15 kişiye ulaşılması mümkün olmayınca bölge anıt mezar olarak ilan edildi. Bölgede, üzerinde toprak altında kalanların isimlerinin yazılı olduğu bir anıt sembolik mezarlar yapıldı. Sugözü heyelanında toprak altında kalan 15 kişi her yıl heyelanın yıl dönümünde bu anıt mezarlıkta düzenlenen törenle anılıyor.

    19 yıl sonra ormana döndü

    19 yıl önce meydana gelen heyelanda balçık toprak yerini günümüzde adeta ormana bıraktı. 15 kişiye mezar olan 22.5 milyon metreküp toprağın örttüğü Kuzulu mezrasının bulunduğu yerde şimdi ağaçlar yükselti. Güvenlik gerekçesiyle bölgede halen yeni biralar inşa edilemiyor.

    “15 tane insanımız toprak altında kalmıştı”

    Sugözü Köyü muhtarı Şenol Demirci 19 yıl önce yaşadıkları felaketi anlatarak, ” Heyelan olayı 2005 yılında olmuştu. Yalınca mevkiinde büyük bir toprak kayması ile mahallemiz toprak altında kaldı. Köye indiğimizde ‘toprak kaydı köyü terk edin’ dediler. Mahallemizde toprak kayması oldu ama bir can kaybı olmadığını düşündük. Köye indiğimizde çok büyük bir acı ile karşılaştık. 15 tane insanımız toprak altında kalmıştı. Allah kimseye yaşatmasın. Duyumlarımıza göre yaklaşık 36 milyon metre küp miktarında bir toprak kayması olmuş. 2 gün sonra tekrardan toprak kaydı. İkinci toprak kaymasında 1-2 ev hariç toprak hepsini aldı. 15 kişiyi toprak altından kurtaramadılar çünkü yukarıdan devamlı olarak toprak gelme riski vardı. Burada insanları kurtarmaya çalışırken tekrar bir can kaybı vermeyelim dediler. Buraya temsili olarak bir şehitlik yapılmasına karar verildi. Biz de her sene 17 Mart geldiğinde yıl dönümünü anıyoruz. Televizyondan izlediğimiz kadarıyla Erzincan’da olan toprak kayması ile bizim burada olan toprak kayması çok farklı. Erzincan’da olan toprak kayması malzemeden kaynaklı olduğu söyleniyor. Bizim burada ki toprak kayması zeminden kaynaklı bir durum” diye konuştu.

  • CHP’li Sarıbal: Yerin üstü ‘altın’dan daha değerli

    CHP’li Sarıbal: Yerin üstü ‘altın’dan daha değerli

    Sarıbal, CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker ile birlikte TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, daha önce incelemelerde bulundukları maden sahasındaki siyanür havuzlarının bölgedeki doğal yaşamı, ekosistemi ve insan yaşamını tehdit ettiğini kamuoyu ile paylaştıklarını aktardı.

    Son yaşanan siyanür sızıntısını daha önce dile getirdikleri endişeleri haklı çıkardığını ifade Sarıbal, “İliç’te siyanürle altın çıkarma meselesi politik bir meseledir. İktidarın madenciliğe bakış açısıdır. Yabancı ortaklı şirketlerin yaptığı madencilik faaliyetleri, ilgili ülkelerin kalkınmasına katkısı yok. Çünkü karın büyük bölümü şirkete gidiyor. Ama zehir, hastalık, yoksulluk madenin işlendiği ülkeye kalıyor” dedi.

    Erzincan’ın deprem bölgesinde bulunduğuna da dikkati çeken Sarıbal, olası bir depremde, oluşturulan siyanür havuzlarının bütün bölge için ciddi bir tehlike oluşturduğunu vurguladı. Mevcut durumda bile bölgedeki küçük canlıların öldüğü, göç yolu olarak bölgeyi kullanan kuşların artık gelmediğini ifade eden Sarıbal, şunları söyledi:

    İnsanlık meselesi

    “Şunu bir türlü öğretemedik; Ölüler altın takmaz. Yerin üstü altından değerlidir. Önemli olan o toprağın üstünü görmek, onu olumlu, verimli yaşam çıkarabilmek. İliç’teki siyanürle altın çıkaran maden işletmesinin derhal durdurulmasını istiyoruz. Bu sadece Erzincan’ın meselesi değildir. Sivas, Tunceli, Malatya, Elazığ’ın, Adıyaman’ın, Munzur’un, Fırat’ın, Mezopotamya’nın yani insanlığın meselesi. Onun için herkesin bu konuda duyarlı olması gerekir.”

    İstanbul Milletvekili Ali Şeker ise, çevre felaketine neden olan şirketin, 25 yılda doldurmayı hedeflediği atık havuzu 2-3 yılda doldurduğu için kapasite arttırmak istediğini anlattı. “Kapasite arttırmaya gittikleri yer deprem bölgesi. Ovacık fayına 11 kilometre, Kuzey Anadolu fayına da 70-80 kilometre mesafede. Dolguyla yükselttikleri için depremde daha büyük bir tehlikeye açık ve her an patlayacak duruma geliyor” diyen Şeker, şunları kaydetti:

    Dünyanın vazgeçtiği yöntem ülkemizde 20 yerde sürüyor

    “Siyanürle altın üretimi artık dünyada vazgeçilen bir yöntem. 2000 yılında Romanya’nın Baia Mare bölgesinde yaşanan felaketten sonra Avrupa ülkeleri bu yöntemin terk edilmesi gerektiğini ifade ediyorlar. Ama Türkiye’de 20’ye yakın yerde bu siyanürle altın ayrıştırmaya devam ediliyor. Bir gramı bile çok büyük bir zehir iken, bütün dünyanın terk ettiği bu yöntemi bizim terk etmemiz gerekiyor. TBMM’de konunun araştırılması için HDP tarafından önerge verildi ama AK Parti ve MHP milletvekilleri tarafından ret edildi. Bütün bölgeyi tahdit eden, doğal yaşamı, gıda krizinin yaşandığı dönemde tarımı tehdit eden bu işletmenin faaliyetleri durdurulmalı. Küresel iklim değişikliği nedeniyle her an her yerde sel felaketi ihtimali varken, böylesi bir riski görmek mümkün değil. Geçici bir durdurma var ama yeterli değil. Bölge güvence altına alınmadan hiçbir işleme izin verilmemeli.”