Etiket: imo

  • İMO’dan Bursa Vizyonu basın açıklaması

    İMO’dan Bursa Vizyonu basın açıklaması

    İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu adına Şube Konferans Salonu’nda basın açıklaması gerçekleştiren İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Atilla Erdem, kentin gelişimi noktasında Odanın ilgi ve uzmanlık alanına giren konularda, bilimsel ve teknik bir bakış açısıyla basın kuruluşlarını ve kamuoyunu bilgilendirmek için çalıştıklarını belirtti.

    Kentin hafızası, vicdanı ve sesi olarak sık sık basın ile bir araya geleceklerini söyleyen Erdem, “Bursa için bir planlamadan bahsederken, kent sorunlarının da bir plan dahilinde ele alınmasının kaçınılmaz bir gerçeklilik olduğunu söylüyoruz. Bu gerekçe ile amacımız Odamızın misyon ve vizyonuna uygun olarak kent sorunlarını lokal, anlık gündemlerle değil, bir plan dahilinde, Bursa’mızın meslek disiplinimizi ilgilendiren konularında sorunlarına bütüncül bir bakış açısıyla yaklaşarak, hepsini bir bütün olarak, önce tespit ve teşhis etmek, daha sonra çözüm metodolojisini ve yol haritasını sizler vasıtasıyla kamuoyu ile paylaşmaktır. Hatırlarsınız daha önce İMO Bursa Şube çatısı altında oluşturduğumuz komite ve bilim kurullarımızı sizlerle tanıştırmak amacıyla, üniversitelerimizdeki çok değerli akademisyenleri ve alanında uzman olan yaklaşık 200 çok değerli meslektaşımızdan oluşan dev bir kadro ile karşınıza çıkmıştık. Elbette bu değerli kadroların yaratacağı bir farkındalık olmalıydı. Üstüne basarak söylemeliyim ki İMO Bursa Yönetim Kurulumuz ve bu dev kadromuzun önceliği sadece Bursa’dır. Bu vizyon ile 2050 planlı Bursa hedefini önceleyerek, tüm kadrolarımızla çalışmalarımızı sürdürmekteyiz” dedi.

    Her ay düzenli olarak basın mensuplarının karşına çıkacaklarını ve Oda bünyesinde oluşturulan bilim kurulları tarafından, kentteki meslek disiplini ilgilendiren konularda hazırlanmakta olan çalışma raporlarını paylaşacaklarına dikkat çeken Erdem, şunları söyledi: “Böylelikle hem kamuoyunu bilgilendirmek hem de ilgili kurumların Bursa’nın menfaatlerini önceleyecekleri eylem planlarını hazırlamalarına katkı sağlamak ve sonuç olarak da Bursa’mızı gelecek nesillere yüz akıyla teslim edebilmeyi hedefliyoruz. Biz İMO olarak Bursa’nın dar bir çevre tarafından dizayn edilmesine karşıyız ve tüm gücümüzle karşı durmaya devam edeceğiz. Bursa’yı Bursalıların yaşayacağı bir kent haline getirmek hepimizin ortak sorumluluğudur. Bugünkü toplantımızı sizlere bundan sonra gerçekleştireceğimiz toplantılar hakkında ipuçları vermek, oda olarak vizyonumuzu paylaşmak, Yapacağımız bu çalışmalar ile tespit edilen sorunların telafi edilemez boyutlarıyla önceden yüzleşmek, gerekli uyarılarda bulunmak, hep birlikte yol haritasını oluşturmak, planlamanın önemine dikkat çekilmesini sağlamak için toplanmış bulunuyoruz. Bursa’nın sorunları denince neredeyse hepimizin aklına benzer başlıklar geliyor. İMO olarak temel yaklaşımımız en acil ve en önemliden başlayarak tespit etmek, nedenleri ve çözüm önerilerini oluşturmak ve uygulandığının takipçisi olmaktır.”

    ‘Mesleğimiz ve Odamız penceresinden önceliklerimizi biz şu şekilde sıralıyoruz’ diyen Şube Yönetim Kurul Başkanı Serdar Atilla Erdem’in açıklaması şöyle:

    1- Afetlere Hazırlık ve Afet Eylem Planı
    2- Kentsel Dönüşüm Strateji Belgesi
    3- Kaçak Yapılaşma
    4- Ulaşım ve Alt Yapı
    5- Su Kaynaklarının Korunması ve Yönetimi
    6- Doğal, Tarihi ve Kültürel Mirasın Korunması
    7- Kent Anayasası, Misyon ve Vizyon

    1-AFETLERE HAZIRLIK VE AFET EYLEM PLANI

    Tedbirini afetten önce al, maddi ve manevi hasarı en aza indir.

    Bursa’mız, altında aktif fay hatları barındıran, birinci derece riskli kentlerin başında gelmektedir. Yıkıcı bir deprem ile karşı karşıya kalmamız an meselesidir. Sorun ise bu anın ne zaman olacağını tam olarak hesaplayamamızdır. 6 Şubat depremlerinin acıları halen sıcak, halen içimizi yakmaktadır. Peki geçmişte yaşadıklarımızdan ders çıkarmamakta ısrarcı olacak mıyız? Aklımızı kullanmaktan bizi alıkoyan şey ne olabilir ki? Bilimin ve teknolojinin sunduğu imkanlardan neden faydalanmayalım?

    Şunu herkes iyi bilsin ki depremler olacak, seller yaşanacak, kuraklık olacak, karlar altında kalacağız, aşırı sıcaklar ve aşırı soğuklar yaşanacak, tıpkı filmlerde gördüğümüz fırtınalara, kasırgalara şahit olacağız. Dere yataklarını ıslah etmek, dere yataklarında bulunan yapıları tasviye etmeye başlamak için her geçen gün, geç kaldığımız bir gün daha demektir.

    Bursa’yı hem alt hem de üst yapı olarak afetlere hazır hale getirmek zaman alacak, çok büyük bütçeler gerektiren ve yoğun işgücü isteyen bir süreçtir. Bir günde, bir yılda hazırlanmak mümkün değildir. Bu nedenle hazırlıklara geç kalmadan hemen bugün başlamalı ve büyük bir afet ile karşı karşıya kalmadan harekete geçmeliyiz.

    Yaşanan tüm felaketler bize gösteriyor ki sonrasında karşımıza çıkan maddi ve manevi bedeller öncesinde alacağımız önlemlerden kat be kat fazladır. O zaman afetlere karşı, afetler gerçekleşmeden ülke olarak önlem almak mecburiyetindeyiz.

    2-KENTSEL DÖNÜŞÜM STRATEJİ BELGESİ

    Bursa huzurlu, yaşanabilir, dirençli ve ruhunu geri kazanmış olarak acilen dönüşmelidir.

    Uzun yıllardır konuştuğumuz bir diğer sorunumuz ise kuşkusuz kentsel dönüşümdür.

    Maalesef Bursa’da ilk düğmeyi yanlış ilikleyerek planlama yapmadan, dönüşüme ihtiyaç olan bölgelerden değil, rantı bol olan bölgelerden başladık. Elimizdeki veriler net olmamakla beraber ülkemizde dönüşmesi gereken yaklaşık 7 milyon konuttan bahsedebiliriz. Bursa’mız için ise riskli yapı stoğumuzun yaklaşık yüzde 65 seviyelerinde olduğu öngörülmektedir.
    İşte biz diyoruz ki artık planlamanın en önemli ayağı olan gerçek veri değerlerine ulaşmak, sağlıklı dönüşüm için en önemli konudur. Bu çerçevede ısrarla talebimiz Büyükşehir Belediyesi ve İMO Bursa Şubesi arasında yapılacak bir protokolle tüm şehrimizin yapı stoğu envanterini net bir şekilde ortaya koymaktır. Bu veriler doğrultusunda kentsel dönüşüm yol haritamızı ortaya çıkarmış olup kent anayasası için önemli bir bilimsel veriyi belirlemiş olacağız.

    Diyoruz ki öncelikle kentsel dönüşüm strateji belgesi ivedilikle hazırlanmalı, kentsel dönüşümün parsel değil bütüncül bir yaklaşımla mahalle bazlı, kriterleri şeffaf, ortak akılla, tüm şehir genelinde aynı olacak şekilde belirlenerek planlanmalı ve uygulamaya geçilmelidir.

    3- KAÇAK YAPILAŞMA

    Kaçak yapı demek bizim tanımımızla öncelikle mühendislik hizmeti almamış güvensiz alanlar, içinde yaşayan her bir vatandaşımız için ayrı birer tabut demektir.

    Öncelikle ve üzülerek belirtmek isterim ki Bursa’da kaçak inşaat kültürü oluşmuştur. Kaçak inşaat yapmanın dayanılmaz cazibesi maalesef vatandaşlarımızı yanlış uygulamalara sevk etmektedir.

    Hepinizin malumu üzerine çok uzun yıllardır siyasi kaygılarla kaçak yapılaşmaya göz yumulmuş, dönem dönem de çıkartılan imar aflarıyla vatandaş adeta kaçak yapı yapmaya teşvik edilmiştir. Zira bugüne kadar yapılan kaçak yapılar yapanın yanına kâr kalmıştır. Günümüzde ve Bursa özelinde konutların yanında ayrıca kaçak sanayileşme sorunu da vardır. Bunların yanı sıra bir de insanların deprem korkuları istismar edilerek ya da doğayla buluşma tutkuları bahane edilerek turizm adı altında yeni bir kaçak yapılaşma modeli ortaya çıkmıştır. Bunlar yetmiyormuş gibi bir de Bursa’mızda hukuksuz kaçak konut ruhsatlarımız ve kaçak imar afları ile uğraşıyoruz.

    Plansız sanayileşme ve imar uygulamaları sonucunda ve üzerine bir de artan plansız nüfusla beraber Bursa her geçen gün yaşanamaz bir şehir olma yolunda ilerlemektedir. Belediyelerimizin kaçak yapılaşmayla mücadelesindeki engellerin sebepleri mutlaka sorgulanarak acil çözümler üretilmesi gerekmektedir.

    Bu sebeple diyoruz ki artık Bursa hukuksuzluğu kaldırmamakta ve acilen hukuka uygun planlamalara ve projelere dönerek hukuksuzluğa dur demelidir.

    4- ULAŞIM VE ALT YAPI

    Zaman ve huzur çağımızın en önemli ihtiyacıdır. O zaman ulaşım ve trafik doğru planlanmalıdır.

    Önümüzdeki dönem toplantılarımızın bir diğer konusu da ulaşım ve alt yapı olacaktır. Toplu taşıma önceliği, çevre dostu ulaşım, akıllı ulaşım, çevre entegrasyonu, nüfus yoğunluğu ve trafik, yayalar ve bisiklet ulaşımı, deniz ulaşımı, demiryolları, hafif raylı sistemler, metro, otopark sorunu ve daha pek çok alt başlıkta ulaşım ve altyapı sorunlarını kapsamlı bir şekilde ele alacağız. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Aklın ve bilimin yol gösterdiği, dünyada ve çevremizde var olan doğru modelleri örnek alarak kendimize uygulayabilir ve Bursa’da yaşamayı daha güvenli ve konforlu hale getirebiliriz. Bu çerçevede ilgili bilim kurulumuzun hazırladığı sorun tespitleri ve çözüm önerilerini içeren raporumuzu paylaşarak kamu idarecileri ve yerel yöneticilere yardımcı olmaya çaba sarf edeceğiz. Kent anayasası ile birlikte sürdürülebilir bir ulaşım master planı acilen oluşturulmalıdır. Unutmayalım ki Bursa hepimizin.

    5- SU KAYNAKLARININ KORUNMASI VE YÖNETİMİ

    Su ve doğa kenti Bursa aslına dönmelidir.

    İklim değişikliği meselesinin en can alıcı yerlerinden biri kuşkusuz kuraklıktır. Bakınız BUSKİ verilerine göre şu an Bursa’nın eğer yağış olmazsa en fazla 50-60 günlük suyu kalmış durumdadır. Üzülerek hatırlatmak isterim ki Türkiye su stresi yaşayan ülkeler arasında yer almaktadır. Dolayısıyla su kaynaklarımızı korumak ve doğru yönetmek yakın gelecek için hayati bir önem taşımaktadır.

    Bursa her geçen yıl hem nüfus hem konut hem de sanayi anlamında büyüyor. Kızılderililerin bir sözü vardır: “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.”

    İşte değerli arkadaşlar bu nedenlerden dolayı 2050 Yılı Kent Anayasası hazırlanırken, Bursa’nın sürdürülebilir ve yaşanabilir bir kent olabilmesi için doğal kaynaklarının korunması ana hedefi ile hazırlanması ve Bursa’nın suyunu içen herkesin plana sahip çıkması gerektiği unutulmamalıdır!

    6- DOĞAL, TARİHİ VE KÜLTÜREL MİRASIN KORUNMASI

    Koruma kullanma dengesi içerisinde bu planlamalar kent anayasası ile birlikte yapılırken kaybetmiş olduğumuz şehrimizin ruhunu, değerlerini ve tarihi eserlerini tekrar geri kazandırmak en önemli hedeflerimizden biri olmalıdır.

    Köklü geçmişi ile aynı zamanda bir tarih kenti olan Bursa’mız için önemli olan bir diğer konuda koruma-kullanma dengesinin sağlanmasıdır. Koruma bölgelerinde, koruma kullanma dengesi vardır. Tüm dünyada bu dengeye riayet edilir. Koruma kullanma dengesini kurmak bir alanın korunması için en önemli şeydir. Kullanılmayan bir ev veya herhangi bir yer zaman içinde çöker, bir çöküntü alan haline gelir. Onun için bizim, koruma alanlarını mutlaka planlamamız, orada hayatın devam etmesini, modern koşulların tarihle buluşmasını, modern çalışma ve buluşma alanlarının tarih içinde kendine yer bulmasını mutlaka sağlamamız gerekiyor.

    Bugüne kadar yapılan plansız şehirleşme ve büyüme ile Bursa’mızın doğal, tarihi ve kültürel değerini kaybetmiş bulunuyoruz. Bu sebeple kaybetmiş olduğumuz kent ruhumuzu geri getirmek, günümüze kalan sınırlı sayıdaki bu değerleri korumak ve gelecek nesillere aktarmak gibi bir sorumluluğumuz vardır.

    Öncelikle hedefimiz Osmanlı’nın başkenti, kurtuluş savaşının temellerinin atıldığı şehrimizin tarihi ve kültürel miras envanterini çıkarmak, yeni planlamamızda Koca Sinan’ın yapı yapmaya kıyamadığı Bursa için aynı hassasiyetlere sahip bir yaklaşımla dönüşümü ve yenilemeyi sağlamak olmalıdır.

    7- KENT ANAYASASI, MİSYON VE VİZYON

    Misyon ve Vizyonumuz: 2050 Hedef Kent Anayasası
    Bursa, Türkiye’nin 81 ili arasında en hırpalanmış şehirlerinden bir tanesidir. Bize göre her şeyden önce tüm sorunların temel kaynağı planlama eksikliğidir. Yani 1/100.000’lik çevre düzeni planından bahsediyoruz. 1998 yılında Büyükşehir Belediyemiz ve Bursa dinamiklerinin birlikte hazırladığı 2020 yılı Bursa Çevre Düzeni Planından sonra aradan geçen 26 yıldan bugüne kadar yeni biri plan hazırlanmamıştır. Kaldı ki bugün yaşadığımız sorunların temelinde de büyükşehir belediyesinin ortak akılla hazırlattığı planın delik deşik edilmiş olması yatmaktadır. Evliya Çelebi’nin o meşhur sözüyle su şehri Bursa’da işler suyun akışına bırakılmış, dar bir çevrenin talepleri doğrultusunda şekillenmiştir ve maalesef sonuçları da ortadadır.

    Şu anda Büyükşehir Belediyemiz yeni bir Çevre Düzeni Planı konusunda bizim de içinde olduğumuz bir çalışma başlatmıştır. Ulaşımdan alt yapıya, yapı stoğu envanterinden kentsel dönüşüme, su kaynaklarından tarımsal alanlara, afet yönetiminden dirençli şehirlere ve daha pek çok alanda Bursa’nın sadece bugününü değil yarınını da düşünerek hazırlanacak ideal bir plana ihtiyacımız olduğu çok açıktır.

    Şu ana kadar bahsettiğimiz kent sorunlarının tamamı birbiriyle bağlantılı olup, bütüncül bir yaklaşımla, şeffaf bir şekilde, ortak akılla ve Bursa’nın menfaatleri öncelenerek, artık birilerinin hayal ettiği Bursa değil, 2050 yılında gelecek nesillerin bizlere teşekkür edeceği, İstanbul’un arka bahçesi olmayan, yaşanabilir, huzurlu, dirençli, tarımı ile turizmi ile sanayisi ile koruma kullanma dengesi çerçevesinde sürdürülebilir şekilde büyüyen, kentin ruhunu tekrar geri kazandıracağımız bir planlama için hep birlikte ayağa kalkmalıyız. Sonuç olarak, Ekim ayından itibaren her ay düzenli olarak sizler ile bir araya gelmeyi ve hem komitelerimizce hazırlanan raporları hem de gündeme dair görüşlerimizi sizler ile paylaşmak istediğimizi söylemek istiyorum. Hazırlanmakta olan raporlarımızın içerisinde kent anayasası, afetlere hazırlık ve afet eylem planı, kentsel dönüşüm, kaçak yapılaşma, ulaşım ve altyapı, su kaynaklarının korunması ve yönetimi, doğal, tarihi ve kültürel mirasın korunması konuları gibi başlıklarımız olacak.”

  • İMO, Raylı Sistem Hattını Değerlendirdi

    İMO, Raylı Sistem Hattını Değerlendirdi

    Geçtiğimiz hafta Bursa’da etkili olan sağanak yağışın ardından birçok ilçe su baskınlarından etkilenirken, Nilüfer İlçesi Odunluk Mevkiinde bulunan Hafif Raylı Sistem (HRS) istasyonu da su baskınına uğradı. Bu su baskını ile beraber Bursa Uludağ Üniversitesi yönündeki HRS hattında ulaşım geçici süre ile kapanırken kent içi ulaşımda aksamalar yaşandı. İMO Bursa Şubesi Ulaşım Komisyonu, HRS Odunluk İstasyonu’nun da bu sorunun tekrar yaşanmaması için rapor hazırladı.

    İMO Bursa Şubesi Ulaşım Komisyonu’nun hazırladığı rapor şu şekilde:

    Odunluk Bölgesi, Bursa’nın batısında Nilüfer İlçesi sınırları içerisinde yer alır ve Bursa’nın merkezine yaklaşık 12 kilometre mesafededir. Uludağ’ın batı eteklerinde bulunması, bölgenin topografik yapısının şekillenmesinde önemli bir faktördür. Genellikle 100 ila 250 metre arasında değişen bir yükseltiye sahiptir. Çeşitli tepe ve vadilerle karakterizedir. Bölge, genel olarak tepelik bir yapıya sahip olup, vadiler su akışını ve tarımsal faaliyetleri desteklemekle beraber doğusunda yer alan Nilüfer Çayı bölgenin en önemli su kaynağı olup tarım ve sulama faaliyetlerinde kritik bir rol oynar. Çayın varlığı, bölgenin hem tarımsal hem de kentsel gelişiminde önemli bir etkendir. Bölgenin toprak yapısı genellikle alüvyonlu ve verimlidir, bu da tarım için uygun bir ortam sunar. Ancak, son yıllarda hızlı yapılaşma nedeniyle doğal arazi şekilleri büyük ölçüde değişim göstermiş, şehirleşme süreci ile bu verimli toprakların çoğunun bu alana ayrılmasına neden olmuştur. Bunun sonucunda hızlı bir şekilde gelişen ve son yıllarda özellikle konut ve ticaret merkezleriyle öne çıkan bir bölge haline gelmiştir.

    Odunluk Bölgesinin Yağış ve Altyapı Durumu

    Bursa’nın Nilüfer İlçesi, son yıllarda hızla gelişen ve büyüyen bir bölge olarak dikkat çekmektedir. Bu büyüme, beraberinde altyapı ve çevre sorunlarını da getirmiştir. Nilüfer İlçesine bağlı Odunluk Bölgesi, Bursa’nın modern yerleşim alanlarından biridir ve yağışlar sırasında altyapı sistemlerinin performansı büyük önem taşır. Hafif raylı sistem hattında oluşan su baskını, birkaç ana faktörün bir araya gelmesi sonucu meydana gelmiştir. Bu tür olayların detaylı analizinde genellikle şu nedenler göz önünde bulundurulur: Aşırı yağışlar, drenaj sistemi yetersizliği, altyapı sorunları, arazi yapısı ve eğimi, kanalizasyon ve su yollarının tıkanması, iklim değişikliği ve aşırı hava olayları şeklindedir.

    Odunluk Bölgesi, Marmara Bölgesi’nde yer aldığından, Bursa’nın genel iklim özelliklerini taşır. Bursa’nın iklimi, Akdeniz ve Karadeniz iklimleri arasında geçiş özelliği gösterir. Bu nedenle, bölge dört mevsim boyunca farklı yağış tipleri ve miktarları alır. Bursa’da yıllık ortalama yağış miktarı 700-800 mm civarındadır. Bu miktar, şehirdeki su kaynakları için yeterli olsa da, yoğun yağış dönemlerinde altyapı sistemlerinde baskı oluşturmaktadır. En fazla yağış genellikle kış ve ilkbahar aylarında görülmektedir. Yaz ayları ise daha kurak geçse de ancak ani sağanak yağışlar yaşanmaktadır.

    Yağışın Altyapı Üzerindeki Etkisi

    Odunluk bölgesinde yağışlar, özellikle yoğun sağanak yağmurlar sırasında altyapı sistemlerini zorlamaktadır. Bölgede hızlı kentleşme ve yoğun yapılaşma, doğal su yollarının ve drenaj sistemlerinin yetersiz kalmasına neden olmaktadır. Odunluk bölgesinde yağış sonrası suyun hızla tahliye edilmesini sağlamak için kapsamlı bir drenaj sistemi gereklidir. Ancak hızlı yapılaşma ve bölgenin topoğrafik yapısı, mevcut drenaj altyapısının yetersiz kalmasına yol açmaktadır. Mevcut drenaj sistemlerinin kapasitesi, özellikle aşırı yağış dönemlerinde suyun etkin bir şekilde tahliye edilmesi için yetersiz kalmıştır. Bu durum, su baskınlarına ve taşkınlara neden olmuştur.

    Tıkanma ve Bakım Sorunları

    Drenaj sistemlerinin tıkanması, özellikle sonbahar aylarında yaprak dökümü ve inşaat atıkları gibi nedenlerle sıkça karşılaşılan bir sorundur. Düzenli bakım yapılmaması, bu sistemlerin etkinliğini azaltmıştır.

    Yol ve Altyapı İnşaatları

    Odunluk, Bursa’nın gelişen bir bölgesi olarak sürekli yeni inşaat projelerine ev sahipliği yapmaktadır. Bu projeler, geçici altyapı sorunlarına ve su akışının yön değiştirmesine neden olmaktadır.

    Geçici Altyapı Sorunları: İnşaat faaliyetleri sırasında yollar ve geçici drenaj sistemleri suyun etkin bir şekilde yönetilmesini zorlaştırmıştır.

    Altyapı Uyum Sorunları: Yeni yapılan yollar ve binalar, mevcut altyapı sistemleriyle uyumsuzluk oluşturmuş ve suyun doğal akışını engellemiştir.

    Altyapı Yatırımları

    Yatırım ve Geliştirme Projeleri ile yeni su kanalları, genişletilmiş drenaj sistemleri ve yağmur suyu toplama çözümleri gibi altyapı geliştirme projeleri, bölgenin su yönetimini iyileştirmek için hayata geçirilmelidir. Çevresel Planlama ile altyapı projeleri, aynı zamanda çevresel sürdürülebilirliği sağlamak için de planlanmalıdır. Su yönetimi stratejileri, doğal habitatları korumak ve su baskınlarını azaltmak için önemlidir.

    Geleceğe Yönelik Çözüm Önerileri

    Odunluk bölgesindeki altyapı sorunlarını ele almak ve yağışların olumsuz etkilerini minimize etmek için bazı stratejiler önerilebilir: Altyapı Güçlendirme, Planlama ve Yönetim, Toplumsal Farkındalık ve Katılım.

    Drenaj Sistemlerinin İyileştirilmesi: Mevcut drenaj sistemlerinin kapasitesini artırmak ve tıkanıklıkları önlemek için düzenli bakım ve yenileme çalışmaları yapılmalıdır.

    Su Toplama ve Depolama Sistemleri: Yağmur sularının etkin bir şekilde toplanması ve depolanması için yağmur suyu toplama sistemleri kurulmalı ve böylece su baskınlarını önlerken suyun tekrar kullanımı da sağlanmalıdır.

    Altyapı ve Şehir Planlama Uyumunun Artırılması: Yeni yapılaşma ve altyapı projelerinin planlanması sırasında, mevcut sistemlerle uyumlu ve sürdürülebilir çözümler geliştirilmelidir.

    Çevresel Etki Değerlendirmesi: Yeni projelerin çevresel etkileri dikkatlice değerlendirilerek, su yönetimi üzerindeki olumsuz etkiler minimize edilmelidir.

    Bilgilendirme ve Eğitim: Bölge sakinlerine, su yönetimi ve çevresel sürdürülebilirlik konularında bilgilendirme ve eğitim programları düzenlenmelidir.

    Toplum Katılımı: Yerel halkın altyapı projelerine katılımı teşvik edilerek, sorunların daha etkili ve kalıcı bir şekilde çözülmesi sağlanmalıdır.

    HRS Hattının Baştan Sona Risk Analizi Yapılmalıdır

    Odunluk mevkiinde yaşanan su baskını, yukarıda belirtilen faktörlerin bir kombinasyonu sonucu oluşmuştur. Aşırı yağışlar, yetersiz altyapı ve drenaj sistemleri, bölgenin coğrafi yapısı gibi etkenler bu tür olayların temel nedenlerindendir. Kısa zaman diliminde hızla gelişen ve değişen Bursa gibi Odunluk Bölgesi’nin de bu değişimden fazlasıyla etkilendiğini söyleyebiliriz. Öyle ki planlar dahilinde olmasa da bölgedeki yoğunluğa hizmet vermek adına ortaya çıkan ve yakın zamanda kullanıma açılan Odunluk HRS istasyonunun 04.07.2024 tarihindeki yağıştan etkilendiği ve 2 nolu HRS hattının, Acemler-Üniversite bağlantının kesildiği gözlemlenmiştir. İlk açıklamalar neticesinde yoğun yağışın mevcut yağmur suyu hattının yükü taşıyamadığı, bunun sonucunda bölgedeki binaların bodrum katları ve Odunluk İstasyonu gibi alçak kotta bulunan yapıların sular altında kalmasına sebep olduğudur. Öyle ki; toplu ulaşım ağının bel kemiği rolünde bulunan HRS hattının baştan sona risk analizi yapılmalıdır. Her ne kadar hattın büyük çoğunluğu yer üstünde bulunsa da Ataevler İstasyonu hariç tüm istasyonların yolcu bağlantıları yer altından yapılmaktadır. 04.07.2024 tarihindeki olumsuz durumun yolcu dolu bir istasyon yapısında aniden yükselmesinin geri dönüşü olmayan sonuçlar doğuracağı unutulmamalıdır. Yine şehri doğu batı aksında aşan İzmir/Mudanya – Ankara Yolu boyunca karayolu üzerinde bulunan köprülü kavşakların (bat-çık) yağmur suyu deşarjları kontrol edilmeli, gerek duyulması halinde pompa düzenekleri kurulmalıdır. Yine 04.07.2024 tarihinde yağış sonrası şehrin yüksek kesimlerinden yağışla beraber oluşan moloz taşınımlarının ana yollara kadar geldiği gözlemlenmiş olup benzer durumların yaşanmaması için bu gibi riskli noktalar ıslah edilmelidir.

    Değişen hava koşulları ve küresel ısınmanın sonucunda 04.07.2024 tarihinde metrekareye düşen yağmur miktarı hiç şüphesiz ki ne ilk ne de son yağış olacaktır. Dolayısıyla bugünden itibaren zaman kaybetmeksizin tüm risk analizleri yapılarak ve yukarıda anlatılan çözüm önerileri de dikkate alınarak gerekli adımlar atılmalıdır. Amacımız oluşan bu olumsuz durumlara bir suçlu bulmaktan ziyade bundan sonra benzer durumların yaşanmamasıdır.

    2050 Kent Anayasa Çalışmaları Biran Önce Başlamalı

    İMO Bursa Şubesi olarak; 2050 Bursa Anayasası’nın biran önce hazırlanması konusundaki ısrarımız bu yaşanan olayla tekrar haklılığımızı ortaya koymuştur. O yüzden diyoruz ki; ulaşımdan altyapıya, tarımdan kentleşmeye, turizmden su yapılarına, depremsellikten kentsel dönüşüme kadar sağlıklı çözümler ve adımlar atmak daha dirençli ve huzurlu yaşanabilir bir gelecek inşa etmek için 2050 Kent Anayasa çalışmaları biran önce başlamalı ve ortak akılla oluşturulmalıdır.

  • İMO Bursa çalışmalarını ve hedeflerini aktardı

    İMO Bursa çalışmalarını ve hedeflerini aktardı

    İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu, bir otelde basın toplantısı düzenledi.

    İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Atilla Erdem, Şubat ayında gerçekleşen seçimlerin ardından göreve gelen 19. Dönem Yönetim Kurulu’nun 3 ay gibi kısa bir sürede yapmış olduğu 94 adet etkinlik çalışmalarını, inşaat mühendisleri ve kent için hedef programlarını basın mensuplarına aktardı. Erdem, Şube Komisyonlarını ve Komisyon Başkanlarını basına tanıttı.

    İMO Bursa Şubesi Komisyonları ve Komisyon Başkanları şöyle oluştu:

    1. Kentsel Dönüşüm ve Protokoller Komisyonu Başkanı – Mehmet Albayrak
    2. Teknik Komisyon Başkanı – Prof. Dr. Adem Doğangün
    3. Kıyı Deniz ve Su Komisyonu Başkanı –  Prof. Dr. Egemen Aras
    4. Eğitim ve Seminerler Komisyonu Başkanı – Prof. Dr. Mustafa Özgür Yaylı
    5. Ulaşım Komisyonu Başkanı – Doç. Dr. Bahadır Yılmaz
    6. İş ve İstihdam Komisyonu Başkanı – Ayşe Asena Dişbudak
    7. Kent ve Çevre Komisyonu Başkanı – Elif Kibar Topçu
    8. Serbest Çalışanlar Komisyonu Başkanı – Ünsal Eser
    9. OSB ve Sanayi Bölgeleri Komisyonu Başkanı – Serhat Şengül
    10. Tarihi Eserleri Araştırma Ve Koruma Komisyonu Başkanı -Volkan Kutupoğlu
    11. İş Sağlığı Ve Güvenliği Komisyonu Başkanı – Pınar Pelin Koçak
    12. Kamu Çalışanları Komisyonu Başkanı –  Mustafa Gördeli
    13. Kadın İnşaat Mühendisleri Komisyonu Başkanı – Yasemin Işık Uysal
    14. Yapı Denetim Komisyonu Başkanı  – Serdal Aktaş
    15. Gençlik Komisyonu Başkanı – Alperen Doğan
    16. Sosyal Komisyonu Başkanı – Fırat Güzel
    17. Spor Komisyonu Başkanı – Yükseler Göktaş
    18. Basın Yayın Komisyonu Başkanı – Hürkan Çelebi

    İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Atilla Erdem, basın toplantısında şunları söyledi:

    “Bizler 11 Şubat 2024 tarihinde gerçekleşen Olağan Genel Kurulumuzun ardından 23 Şubat 2024 tarihinde gerçekleşen devir teslim töreni ile Oda yönetimimizi üstlenerek çalışmalarımıza start vermiş bulunuyoruz. Aradan geçen 3 ay gibi kısa bir sürede 94 adet etkinliği gerçekleştirmenin yanı sıra Odamızın tıpkı eski günlerde olduğu gibi etkin ve etkili bir Oda olması için tüm gayretimiz ve samimiyetimizle çalışıyoruz.

    Elbette bu bir ekip işi. Başta Yönetim Kurulumuz, geçmiş dönem yöneticilerimiz, Oda çalışanlarımız ve birazdan sizlerle takdim edeceğim komite üyelerimiz ile birlikte Bursa’nın kentsel dönüşümden ulaşıma, içme suyundan sağlıklı bir kentin tesis edilmesine kadar, Odamızın ilgi ve uzmanlık alanına dahil her konuda söz söyleyecek ve çözümler üreterek ilgili makamlarla paylaşacağız.

    Yeri gelecek itiraz edeceğiz, yeri gelecek destek vereceğiz. Bilimin ışığında, Bursa halkının menfaatlerini önceleyerek doğru bildiğimizi söylemekten ve doğru olanın yanında durmaktan kaçınmayacağız. Ve elbette bu noktada siz değerli basın mensuplarının desteği bizim için çok önemli, bizler sesimizi sizlerin vasıtasıyla duyurabildiğimizin farkındayız.

     Bursamıza Dışarıdan Yapılan Müdahalelere Sessiz Kalmayacağız

     Öncelikle belirtmek isterim ki Bursa, mutlaka dirençli şehir, tarım, turizm, tarih ve sanayi ile büyüyen bir şehir vizyonu ile şekillenmelidir. Bunlardan birini önceleyip diğerlerini geri planda kesinlikle tutmamalıyız. Bu çerçevede Ulaşım Master Planı ve Kent Anayasası şehrimizin bu dinamikleri içinde eşit derecede öncelenerek ve bir an önce hazırlanmalıdır. İşte İMO Bursa Şubesi’nde birazdan sizlere takdim edeceğim komitelerimizle oluşan bu dev kadro, kent sorunlarını, meslek ve meslektaşlarımızın problemlerini bilmekte, hem meslek hem de meslektaşlarımızın ve de kentimizin sorunlarına bu vizyoner yaklaşımla çözüm önerileri üretmek adına bir araya gelmiştir. En kısa zamanda komitelerimiz çalışmalarını tamamlayacak ve İMO Bursa olarak görüş ve çözüm önerilerimizi sizlerle paylaşacağız. ”Bursa Kent Anayasası” olarak düzenlenecek 1/100.000 Çevre Düzeni Planı çerçevesinde bu kentin sakinleri ve sahipleri olarak bizler Bursa adına şu sorulara cevap aramalıyız.

    Planlı ama doğal kaynakları kontrolsüz bir şekilde tükenen, üreten ama doğa ve  tarım alanları yok olan, istihdam sağlayan ama ulaşım problemleri bitmeyen tamamı ile bir sanayi şehri mi? Koruma Kullanma dengesini gözeten sahip olduğu potansiyelleri, geleceği ve dünyanın gelişimini de düşünerek öncelik sırasına göre değerlendirip sonradan pişman olmayacak tercihler yapan bir şehir mi olacaktır?

    Bu sebeple ‘Ben yaptım oldu’larla Bursamıza dışarıdan yapılacak her türlü müdahaleye sessiz kalmayacak, bununla gereken mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Ve tekrar diyoruz ki ‘Bursa şeffaf bir şekilde Büyükşehir Belediyemizin önderliğinde ilgili tüm ilçe belediyelerinin, devlet kurumlarının içinde olduğu tüm üniversitelerimizin, meslek odalarının aynı masada toplanıp ortak akılla Bursa vizyonunun belirleneceği Kent Anayasamız acilen hazırlanmalı ve ‘Ben yaptım oldu”lara asla müsaade edilmemelidir.

    Bilimin Önemi Unutulmamalı

    Mesleğimizin ve meslektaşlarımızın pek çok sorunu bulunmaktadır. Zamanı ve yeri geldikçe bunları sizlerle ve sizlerin vasıtasıyla kamuoyu ile paylaşarak çözüm üretmeye gayret edeceğiz. Bugün TMMOB bünyesinde yaklaşık 170 bin inşaat mühendisi bulunmaktadır. Tıpkı geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yaşanan ve durduk yerde kendi kendine yıkılan bina vakasında olduğu gibi insan hayatını doğrudan ilgilendiren olumsuzlukların yaşanmaması için mühendislik biliminin ne kadar önemli olduğunu sizlere hatırlatmak istiyorum. Doğrudan insan hayatı ve ardından yaşam kalitesi ve konforu için son derece önemli olan mesleğimizi layıkıyla yerine getirebilmek için üyelerimizin mesleki, kişisel ve ekonomik gelişimine katkı koyabilmek için tüm gücümüzle çalışacağımızı bilmenizi istiyoruz.

    Basın açıklamasının ardından Komisyon Başkanları kendilerini tanıtırken, Başkan Erdem, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

  • “Ben yaptım oldu ya yer yok”

    “Ben yaptım oldu ya yer yok”

    İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi Yönetim Kurulu, göreve geldikten sonraki süreçte yapılan çalışmaları ve hedeflerini basın toplantısı ile açıkladı. Meslektaşları ve kent sorunları için çözüm üretecek, yol haritası çizecek komisyonlarını belirleyen Şube Yönetim Kurulu komisyon başkanlarını da basın mensuplarına tanıttı. İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Atilla Erdem, Şubat ayında gerçekleşen seçimlerin ardından göreve gelen 19. dönem yönetim kurulunun 3 ay gibi kısa bir sürede yapmış olduğu 94 adet etkinlik çalışmalarını, inşaat mühendisleri ve kent için hedef programlarını aktardı. İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Atilla Erdem, “Bizler 11 Şubat 2024 tarihinde gerçekleşen olağan genel kurulumuzun ardından 23 Şubat 2024 tarihinde gerçekleşen devir teslim töreni ile oda yönetimimizi üstlenerek çalışmalarımıza start verdik. Aradan geçen 3 ay gibi kısa bir sürede 94 adet etkinliği gerçekleştirmenin yanı sıra odamızın tıpkı eski günlerde olduğu gibi etkin ve etkili bir oda olması için tüm gayretimiz ve samimiyetimizle çalışıyoruz. Elbette bu bir ekip işi. Başta yönetim kurulumuz, geçmiş dönem yöneticilerimiz, oda çalışanlarımız ve komite üyelerimiz ile birlikte Bursa’nın kentsel dönüşümden ulaşıma, içme suyundan sağlıklı bir kentin tesis edilmesine kadar, odamızın ilgi ve uzmanlık alanına dahil her konuda söz söyleyecek ve çözümler üreterek ilgili makamlarla paylaşacağız. Yeri gelecek itiraz edeceğiz, yeri gelecek destek vereceğiz. Bilimin ışığında, Bursa halkının menfaatlerini önceleyerek doğru bildiğimizi söylemekten ve doğru olanın yanında durmaktan kaçınmayacağız” diye konuştu.

    “Ben yaptım oldu ya yer yok”

    Bursa, mutlaka dirençli şehir, tarım, turizm, tarih ve sanayi ile büyüyen bir şehir vizyonu ile şekillenmesi gerektiğini belirten Erdem, “Bunlardan birini önceleyip diğerlerini geri planda kesinlikle tutmamalıyız. Bu çerçevede ulaşım master planı ve kent anayasası şehrimizin bu dinamikleri içinde eşit derecede öncelenerek ve bir an önce hazırlanmalıdır. Komitelerimizle oluşan bu dev kadro, kent sorunlarını, meslek ve meslektaşlarımızın problemlerini bilmekte, hem meslek hem de meslektaşlarımızın ve de kentimizin sorunlarına bu vizyoner yaklaşımla çözüm önerileri üretmek adına bir araya geldi. En kısa zamanda komitelerimiz çalışmalarını tamamlayacak ve İMO Bursa olarak görüş ve çözüm önerilerimizi sizlerle paylaşacağız. Bursa kent anayasası olarak düzenlenecek 1/100.000 çevre düzeni planı çerçevesinde bu kentin sakinleri ve sahipleri olarak bizler Bursa adına şu sorulara cevap aramalıyız. Planlı ama doğal kaynakları kontrolsüz bir şekilde tükenen, üreten ama doğa ve tarım alanları yok olan, istihdam sağlayan ama ulaşım problemleri bitmeyen tamamı ile bir sanayi şehri mi? Koruma Kullanma dengesini gözeten sahip olduğu potansiyelleri, geleceği ve dünyanın gelişimini de düşünerek öncelik sırasına göre değerlendirip sonradan pişman olmayacak tercihler yapan bir şehir mi olacaktır? Bu sebeple ‘Ben yaptım oldu’ ile Bursa’ya dışarıdan yapılacak her türlü müdahaleye sessiz kalmayacak, bununla gereken mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Ve tekrar diyoruz ki ‘Bursa şeffaf bir şekilde Büyükşehir Belediyemizin önderliğinde ilgili tüm ilçe belediyelerinin, devlet kurumlarının içinde olduğu tüm üniversitelerimizin, meslek odalarının aynı masada toplanıp ortak akılla Bursa vizyonunun belirleneceği kent anayasasını acilen hazırlanmalı ve ‘Ben yaptım oldu’ ile asla müsaade edilmemelidir” dedi.

    “Bilimin önemi unutulmamalı”

    Mesleğin ve meslektaşların pek çok sorunu bulunduğunu ifade eden Erdem, “Zamanı ve yeri geldikçe bunları sizlerle ve sizlerin vasıtasıyla kamuoyu ile paylaşarak çözüm üretmeye gayret edeceğiz. Bugün TMMOB bünyesinde yaklaşık 170 bin inşaat mühendisi bulunmaktadır. Tıpkı geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yaşanan ve durduk yerde kendi kendine yıkılan bina vakasında olduğu gibi insan hayatını doğrudan ilgilendiren olumsuzlukların yaşanmaması için mühendislik biliminin ne kadar önemli olduğunu sizlere hatırlatmak istiyorum. Doğrudan insan hayatı ve ardından yaşam kalitesi ve konforu için son derece önemli olan mesleğimizi layıkıyla yerine getirebilmek için üyelerimizin mesleki, kişisel ve ekonomik gelişimine katkı koyabilmek için tüm gücümüzle çalışacağımızı bilmenizi istiyoruz” diye konuştu.
    İMO Bursa Şubesi Komisyonları ve Komisyon Başkanları şöyle oluştu;
    “Kentsel Dönüşüm ve Protokoller Komisyonu Başkanı Mehmet Albayrak, Teknik Komisyon Başkanı Prof. Dr. Adem Doğangün, Kıyı Deniz ve Su Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Egemen Aras, Eğitim ve Seminerler Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özgür Yaylı, Ulaşım Komisyonu Başkanı Doç. Dr. Bahadır Yılmaz, İş ve İstihdam Komisyonu Başkanı Ayşe Asena Dişbudak, Kent ve Çevre Komisyonu Başkanı Elif Kibar Topçu, Serbest Çalışanlar Komisyonu Başkanı Ünsal Eser, OSB ve Sanayi Bölgeleri Komisyonu Başkanı Serhat Şengül, Tarihi Eserleri Araştırma Ve Koruma Komisyonu Başkanı Volkan Kutupoğlu, İş Sağlığı ve Güvenliği Komisyonu Başkanı Pınar Pelin Koçak, Kamu Çalışanları Komisyonu Başkanı Mustafa Gördeli, Kadın İnşaat Mühendisleri Komisyonu Başkanı Yasemin Işık Uysal, Yapı Denetim Komisyonu Başkanı Serdal Aktaş, Gençlik Komisyonu Başkanı Alperen Doğan, Sosyal Komisyonu Başkanı Fırat Güzel, Spor Komisyonu Başkanı Yükseler Göktaş ve Basın Yayın Komisyonu Başkanı Hürkan Çelebi.”

  • Genç İnşaat Mühendisleri İftarda Buluştu

    Genç İnşaat Mühendisleri İftarda Buluştu

    İMO Bursa Şubesi Gençlik Komisyonu ve Sosyal Komisyon üyeleri Nev-i Çeşni’de düzenlenen iftarda buluştu. Genç inşaat mühendislerini Ramazan ayında meslektaşlarıyla buluşturan etkinliğe üyeler aileleri ile katıldı.

    Organizasyonu düzenleyen Komisyon üyelerine ve katılan meslektaşlarına teşekkür eden İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Atilla Erdem, konuşmasında Şube olarak gençlere yönelik çalışmaları sürdüreceklerini söyledi. İnşaat mühendisleri için Oda’nın ikinci evleri olması gerektiğini belirten Erdem, genç meslektaşlarını Şubeye davet etti. Meslektaşlarının sorunlarına çözüm bulmak için çalıştıklarını vurgulayan Erdem, “Odamıza uğrayıp mutlaka fikirlerinizi bize iletin. Şubemizde Serbest Kürsü etkinliği düzenledik. Önümüzdeki aylarda yeniden düzenleyeceğiz. Bu etkinliklerimize katılıp sorunlarınızı bizlerle paylaşın. Bir araya gelerek çözüm için yeni yolları birlikte belirleyelim” dedi.

    Katılımın yoğun olduğu organizasyonda genç mühendisler Oda Başkanı Serdar Atilla Erdem, Gençlik Komisyonu ve Sosyal Komisyona memnuniyetlerini ilettiler.

  • İMO Bursa Şubesi ‘Şantiyede Şiddete Son’ Dedi

    İMO Bursa Şubesi ‘Şantiyede Şiddete Son’ Dedi

    İnşaat Mühendisleri Odası son olarak Denizli’de bir şantiyede inşaat mühendisine yönelik gerçekleşen saldırı olayının ardından Türkiye genelinde tüm Şubelerde ortak basın açıklaması gerçekleştirdi. ‘Şantiyede Şiddete Son’ başlığı ile gerçekleşen kampanya kapsamında İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu basın açıklaması yaptı.

    Şantiyelerde mühendislere yönelik şiddetin artarak devam ettiğini ve konu ile ilgili yasal düzenlemelerin ivedilikle yapılması gerektiğini vurgulayan İMO Bursa Şube Yönetim Kurulu Başkanı

    Serdar Atilla Erdem’in açıklaması şu şekilde:

    “Ülke topraklarımızın büyük ölçüde deprem tehlikesi altında bulunduğu bilinen bir gerçektir. Bu gerçekten hareketle, sağlıklı ve güvenli yapıların üretilmesi, yurttaşlarımızın can ve mal güvenliği açısından büyük önem taşımaktadır. Başta deprem olmak üzere doğa olaylarının afete dönüşmesini önlemek bilimsel yöntemlerle, mühendislik hizmetlerinin doğru bir şekilde uygulanmasıyla mümkündür. 6 Şubat 2023 tarihinde yaşadığımız, sonuçları itibariyle tarihimizin en büyük depremleri, yapı üretimi ve denetimi süreçlerindeki sorunları bir kez daha gün yüzüne çıkarmış, yapılarımızın güvenliğinin sağlanması için etkin bir yapı denetim sisteminin kurulmasının, yapı üretim sürecinin her evresinin bağımsız bir şekilde denetlenmesinin zorunluluğu, kamuoyunca daha iyi anlaşılmıştır.

    Buna karşın, yapı denetim sistemimizin hem mevzuattan hem de uygulamadan kaynaklı sorunları olduğu gibi durmaktadır. 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanununun öngördüğü sistem, denetim hizmetinin “kamusal” niteliğini görmezden gelmekte, denetim hizmetini ticari bir hizmet olarak kurgulamaktadır. Halkın can ve mal güvenliğini yakından ilgilendiren yapı denetim hizmeti serbest piyasanın rekabetçi koşullarına terk edilmektedir.

    Yapı denetim sisteminde yapılan düzenlemelerle; 1 Ocak 2019 tarihi itibariyle yapı denetiminde “e-dağıtım” sistemine geçilerek, hangi yapıda, hangi yapı denetim kuruluşunun görev alacağının elektronik ortamda bakanlık tarafından belirleneceği bir değişiklik yapılmıştır. Bu değişiklikle, yapı denetim kuruluşunun müteahhit ile olan ilişkisinin kesilmesi amaçlanmıştır. Düzenleme ile birlikte denetim faaliyetinin müteahhitle parasal ilişkisinin kesilmesi, denetimlerin daha da artmasına önayak olan olumlu bir gelişme sağlamıştır. Yapılan düzenleme, denetimin bağımsızlaştırılarak yapı kalitesinin artırılmasını amaçlamış olsa da yeni sorunları da beraberinde getirmiştir.

    “Meslektaşlarımızı Koruyan Yasal Düzenlemeler Yapılmalı”

    Yapı denetiminin kamusal bir hizmet olduğu, bu hizmeti veren meslektaşlarımızın da kamu hizmeti verdiği gerçeğinden hareketle meslektaşlarımızı koruyan yasal düzenlemelerin yapılması gerektiği açıktır. Özellikle bu düzenlemeden sonra şantiye sahalarında yapı denetimi görevini icra eden mühendislere yönelik şiddet olayları artmış, mühendislere yönelik sözlü ve fiziki şiddet olayları, son dönemlerde ise tırmanışa geçmiştir.

    1 Mart 2023 tarihinde, Uşak’ta yapı denetim mühendisinin numune almasından sonra, gözü önünde betona su katılmış, buna itiraz eden meslektaşımız ve yanındaki stajyeri, inşaatın kalıp ustaları tarafından şiddete uğramıştır.

    3 Ağustos 2023 tarihinde yine Uşak’ta yapımı süren inşaatı denetime giden iki meslektaşımız, beton dökümü sırasında betonun vibratörle sıkıştırılmasını isteyince bir inşaat ustası tarafından keserle saldırıya uğramıştır.

    23 Ocak 2024 tarihinde, Aydın’da yapı denetimi görevini yürüten meslektaşımıza, demirci ustası tarafından demir levyeyle saldırı gerçekleştirilmiştir.

    1 Şubat 2024 tarihinde, Adana’da ilgili şantiyesinde gerekli tespitleri yapıp, eksikliklerin giderilmesini isteyen yapı denetimi görevlisi meslektaşımız, müteahhit ve yakını tarafından silahlı saldırıya uğramıştır.

    23 Mart 2024 tarihinde, Denizli’de bir inşaatta temel betonu dökümü aşamasında projenin müteahhidi, yapı denetimi çalışanı meslektaşımıza sözlü ve fiziki saldırıda bulunmuştur.

    “Şantiyede Meslektaşlarımıza Görevlerini Yerine Getirmesi Engellenmemeli”

    Resmî rakamlara göre 50 binden fazla canımızı yitirdiğimiz, 11 ilimizde büyük yıkımlara yol açan 6 Şubat Depremlerinin ardından inşaatların yapım süreçlerinde denetim ve kontrollerin önemi net bir şekilde görülmüş olmasına rağmen meslektaşlarımızın görevlerini doğru ve sağlıklı bir şekilde yerine getirmesinin engellenmesi ve şantiyelerde şiddete uğramasına karşı önlem alınmaması kabul edilemez.

    Deprem gerçeğiyle karşı karşıya bulunan ülkemizde yapı üretimi ve denetimi süreçleri toplumun can ve mal güvenliğini yakından ilgilendiren süreçlerdir. Dolayısıyla meslektaşlarımızın şantiye sahalarında verdiği hizmet de kamusal niteliktedir. Bu yanıyla meslektaşlarımıza yönelik şiddet, kamu güvenliğini ve sağlığını tehdit etmektedir.

    Şantiyelerde denetim ve yönetim görevini yürüten meslektaşlarımız kamu görevlisi niteliğinde sayılmalı, can güvenliklerinin sağlanması da bizzat kamu gücünün sorumluluğunda olmalıdır.
    Önemle vurgulamak isteriz ki, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı başta olmak üzere şantiyelerdeki şiddete karşı ilgili kurum ve kuruluşlar gerekli tedbirleri almalı, meslektaşlarımıza yönelik şiddet son bulmalıdır.

  • Mühendislik Hizmetinin azaltılmasıteklifi son edrece üzücü

    Mühendislik Hizmetinin azaltılmasıteklifi son edrece üzücü

    İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu, Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal’ın Meclise sunduğu soru önergesine ve açıklamalarına yönelik kamuoyu duyurusu yaptı. İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu’nun kamuoyu duyurusu şu şekilde:

    Bursa Milletvekili Sayın Orhan Sarıbal’ın deprem bölgesinde şantiye şefliği yapacak mimar ve inşaat mühendisi sayısının yetersizliği nedeniyle projelendirilmiş inşaatlara başlanamadığı, bu sebeple şantiye şeflerinin sorumluluğunu üstlenecekleri yapı sayısının 2-3 katına çıkarılması gerektiği konusundaki açıklamalarını ve meclise sunduğu soru önergesini üzülerek izlemiş bulunmaktayız.

    Görüyoruz ki; yaşanan felaketler bile inşaat sektörüne gecekonduculuk mantığıyla bakılma gafletini değiştirememiş, hızlıca konut ihtiyacını karşılarken tasarruf edilmesi teklif edilen ilk şey yine mühendislik hizmeti olmuştur. Üstelik sektörde ihtiyaçtan fazla inşaat mühendisi meslektaşımız mevcutken ve meslektaşlarımız iş bulmak için yurtdışına çıkmak yerine seve seve deprem bölgesinde hizmet edebilecekken Sayın Sarıbal’ın bu teklifini anlamak mümkün değildir.

    Kendisi de mühendis olan, üstelik TMMOB’a bağlı bir meslek odasında yöneticilik yapmış birinin böylesi bir teklifte bulunurken işin aslını ve gerekliliğini bilmemesi, mühendislik hizmetinin azaltılmasını teklif etmesi son derece üzücü bir durumdur. Yapı üretme işi her aşamasında; bilime dayalı bir şekilde, İnşaat Mühendisliği eğitimi alan kişilerin yönetimi ve kontrolünde yapılmalıdır ve aksi kabul edilemez.

    Odamız tarafından başlatılmış olan “Her Şantiyeye Bir Şef” kampanyası kamuoyunda ses getirmiş ve şantiye şefliği yönetmeliği eksikleri olmasına rağmen yeniden düzenlenerek önemli bir adım atılmıştır. Öğretmensiz okul, doktorsuz hastane olamayacağı kabulünden yola çıkarak inşaat mühendisinin bulunmadığı şantiye kabul edilemez. Bu yaklaşımdan bir an önce vazgeçmemiz, toplumumuzu depremlerle yıkılan ve aynı hatalarla tekrar inşa edilen yapılar sarmalından kurtaracaktır.

    İnşaat mühendisleri olarak sayımız hem deprem bölgesindeki hem de ülkemiz genelindeki tüm inşaatlara şantiye şefliği yapmaya yeter sayıdadır. Şantiye şefliği yetkisini başka meslek grupları ile paylaşıyor olmamız bile kabul edilemez bir durumdur. Ne yazık ki özlük hakkı verilme konusunda kıt davranılan inşaat mühendisleri, cezalandırılma söz konusu olunca ilk akla gelen meslek grubudur. Verilmeyen yetkiye rağmen, şantiyede yerine getirilmeyen görevlerin, uygunsuzlukların sorumluluğunu taşımak akıl alır bir durum değildir.

    Şantiye şeflerinin şantiyede fiziksel olarak bulunma süresinden tasarruf edilmesi halinde mutlak suretle işçilik kalitesinden de tasarruf edildiği bir gerçektir. Kötü bir uygulama; en iyi projeyle en kaliteli malzemeler kullanılarak yapılmış yapıyı bile güvensiz hale getirecektir. Halkımızın en temel ihtiyaçlarından olan barınma ihtiyacını karşılarken; “başlarını sokacak iki göz oda” ile yetinme halinden çıkmalı; sağlıklı ve güvenli kentlerde, kendilerini afetlerden koruyacak yapılarda yaşama haklarını onlara sunmalıyız. Bunun için öncelikle “yeterli mühendislik hizmetine” gereken önemi her platformda dile getirilmeli ve güvenli yapı algısının en asgari şartlarda bile sağlanmasının toplumumuzun zihnine kazımalıyız.

    Bu sebeple, şantiye şefinin ne iş yaptığını kavrayamamış olduğu halde konu ile ilgili talepte bulunan ve yaptığı açıklama ile halkımızın şantiye şefliği mesleğini bürokratik bir engel, gereksiz bir detay olarak algılamasına yol açan Milletvekilimizi yaptığı yanlışı bir an önce düzeltmeye davet ediyoruz.”

  • İMO Bursa Şube’de, Serdar Atilla Erdem Kazandı

    İMO Bursa Şube’de, Serdar Atilla Erdem Kazandı

    İki liste olarak gidilen seçimlere,  İMO Bursa Şubesi’nin 6 bin 589 üyesinden 2 bin 807’si katıldı. Oda sicil numarasına göre sınıflandırılan üyeler, 17 sandıkta oy kullandı.  Çalışma Grubu’nun başkan adayı Serdar Atilla Erdem, bin 670 oy alırken, Çağdaş Mühendisler Grubu’nun adayı Ülkü Küçükkayalar ise, bin 137 oy aldı.

    Serdar Atilla Erdem başkanlığındaki yönetim kurulu şöyle oluştu; Metin Yaran (1614), Erdem Yardımcı (1595), Mahmud Sami Döven (1574), Rüştü Şanlı (1583), Ayşegül Özbek (1612), Oğuzhan Kurt (1602) yer aldı.

    Yönetim Kurulu yedek listesinde ise Ozan Olgun (1592), Muhammet Yılmaz (1570), Yiğit Can Sezgin (1564), Murat Kaplan (1556), Kudret Sena Erdoğan (1539), Büşra Aktı (1586), Ozan Samet Şahin (1528) yer aldı.

    İMO Bursa Şubesi yeni dönem Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Atilla Erdem, seçimlere destek olan geçmiş dönem başkanlarına, gençlik komitesine, genç meslektaşlara ve deneyimli meslektaşlarına teşekkür ederek, “Göreve layık olabilmek önemlidir. Onun için önümüzdeki dönem birçok yorucu çalışma ve proje bizleri bekliyor. Gelecek dönemde üyelerimizin bize gösterdiği teveccühe layık olarak, beraber birçok projeyi hayata geçireceğiz. Hep birlikte geleceği çalışma ile oluşturarak önemli işler başaracağız diye düşünüyorum. Biz büyük bir aileyiz. Bu aileyi daha da büyüterek, tüm üyelerimizi içine katarak geliştireceğiz. Çalışma Grubu bugün itibariyle rafa kalkmıştır. Artık bütün üyelerimizin temsilcisi yönetim kuruluyuz.  Tüm basın mensubu arkadaşlarımıza ve meslektaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bursamıza, şehrimize, güzel işler yapmak için meslektaşlarımızla yola çıktık. İnşallah da başarırız” dedi.

  • İMO Bursa’da başkan Serdar Atilla Erdem

    İMO Bursa’da başkan Serdar Atilla Erdem

    İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi 18. Olağan Genel Kurulu, 11 Şubat Pazar günü yapılan 19. Yönetim Kurulu seçimleri ile tamamlandı. Bursa Akademik Odalar Birliği yerleşkesinde gerçekleştirilen seçimi, Serdar Atilla Erdem kazandı. İki liste olarak gidilen seçimlere, İMO Bursa Şubesi’nin 6 bin 589 üyesinden 2 bin 807’si katıldı. Oda sicil numarasına göre sınıflandırılan üyeler, 17 sandıkta oy kullandı. Çalışma Grubu’nun başkan adayı Serdar Atilla Erdem bin 670 oy alırken, Çağdaş Mühendisler Grubu’nun adayı Ülkü Küçükkayalar ise bin 137 oy aldı. 533 oy farkla Oda’nın yeni Yönetim Kurulu Başkanı olan Serdar Atilla Erdem, “Bu seçimin galibi üyelerimiz, kazanan İMO Bursa Şubesi. Bundan sonra hep birlikteyiz. İMO Bursa Şubesi olarak çalışmalarımızı birlik ve beraberlik içinde sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.

    İMO Bursa Şubesi’nin Yeni Yönetim Kurulu şu isimlerden oluştu:
    Serdar Atilla Erdem (Başkan), Metin Yaran (Asil), Erdem Yardımcı (Asil), Mahmud Sami Döven (Asil), Rüştü Şanlı (Asil), Ayşegül Özbek (Asil), Oğuzhan Kurt (Asil), Ozan Olgun (Yedek), Muhammet Yılmaz (Yedek), Yiğit Can Sezgin (Yedek), Murat Kaplan (Yedek), Kudret Sena Erdoğan (Yedek), Büşra Aktı (Yedek) ve Ozan Samet Şahin (Yedek)

  • İMO Erzurum Başkanlığına akademisyen aday

    İMO Erzurum Başkanlığına akademisyen aday

    10 Şubat 2024 tarihinde yapılacak olan seçimlere yönetim kuruluyla beraber katılacak olan Atalay, 6 Şubat’ta yaşanan asrın felaketini hatırlatarak inşaat sektörünün ve bu alanda çalışacak olan insanların önemine dikkat çekti.

    Yaşanan büyük yıkımların herkese ders olması gerektiğini kaydeden Ahmet Atalay, “Şehirlerimizin yapı stokları inşaat mühendisliği ilkelerine göre yeniden değerlendirilmeli, projecilik ve yapı denetim hizmetlerini yürüten meslektaşlarımızın da önemi bu noktada bir kez daha ortaya çıkıyor” diye konuştu.

    “Genç mezunlara fırsat tanınmalı”

    Son yıllarda üniversitelerin inşaat mühendisliği bölümlerinden mezun olan öğrencilerin fazlalığından ve mezun olanların iş sıkıntısı yaşadığına dikkat çeken Atalay, genç mezunlara umut olacaklarını ifade ederek, “Genç meslektaşlarımız mühendislik yapamadıkları için başka meslek alanlarına yönelmektedirler. Bu durum yerel manada meslek ve meslek itibarını zedelerken, genel anlamda inşaat sektörünü ve ekonomiyi de etkilemektedir. Çözüm noktasında yeni mezun olan inşaat mühendislerinin kişisel özelliklerinden mesleki bilgiye, sosyal yeteneklerinden bilgisayar ve yazılım bilgisine kadar geniş bir alan içerisinde kendini geliştirmesine fırsat tanınmalıdır” dedi.

    Şehirlerdeki artan nüfusla oluşan sorunlara da değinen Atalay, “İnşaat mühendisleri tarafından oluşturulacak çalışma grupları tarafından çözüm raporlarının hazırlanması ve ilgili belediyelere sunulması, İMO’nun faaliyetleri arasında yer almaktadır. İMO Erzurum Şubesi olarak Erzurum ili ve şubemize bağlı temsilciliklerin bulunduğu iller için bu doğrultuda çalışmalar yapmak gerekmektedir.” dedi.

    “Yönetime talip olduk”

    Bugüne kadar görev yapmış oda yönetim kurullarına teşekkür eden Ahmet Atalay, “Çalışmalarımızı ileriye taşımak, kamunun ve ülkenin yararları, mesleğin gelişmesi, meslek mensuplarının şeref ve onur, yetki ve çıkarlarını korumak adına katkı sağlayacak çalışmalar yapmak için şubemizin yönetim kuruluna arkadaşlarımla birlikte talip olduk” diye konuştu.

    Doç. Dr. Ahmet Atalay Kimdir?

    1977 Yılında Erzurum’da dünyaya gelen Ahmet Atalay, ilk ve ortaokulu Ilıca’da, liseyi Erzurum Lisesi’nde tamamladı. 1996-2000 yılları arasında Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği bölümünde lisans öğrenimini tamamladı.

    2000-2004 yılları arasında İnşaat Mühendisliği Ulaştırma Bilim Dalı’nda yüksek lisans öğreniminin ardından 2004-2010 yılları arasında İnşaat Mühendisliği Ulaştırma Bilim Dalında Doktora öğrenimi gördü. 2002 yılında Atatürk Üniversitesi Narman Meslek Yüksekokulu İnşaat Programına Araştırma Görevlisi olarak başladı. 2011-2012 Yıllarında Siirt’te bulunan 2’nci Ordu İstihkam İnşaat Bakım Onarım Birliğinde 339. Dönem Yedek Subay olarak askeri görevini tamamladı.

    2012-2018 yıllarında Yrd. Doç. Dr. Olarak Narman Meslek Yüksekokulunda görev yaptı. 2018 yılından itibaren Atatürk Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Ulaştırma Kürsüsü’nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Evli ve iki çocuk babası olup, yabancı dili İngilizcedir.