Etiket: iş kazası

  • Feci ölüm! Harç kazanına düştü

    Feci ölüm! Harç kazanına düştü

    Trabzon’un Akçaabat ilçesindeki Yıldızlı Mahallesi’nde briket üretimi yapan tesiste çalışan İ.Ç. (59), bir anda dengesini kaybedince harç kazanına düştü. Çabuk’un harç kazanına düştüğünü fark eden çalışma arkadaşları kazanı durdurarak 112 Acil Çağrı Merkezine haber verdi. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından yapılan incelemede İ.Ç’nin hayatını kaybettiği belirlendi.

    Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

  • Büyükşehir’de hedef sıfır iş kazası

    Büyükşehir’de hedef sıfır iş kazası

    Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından alınan bir kararla meslek hastalıkları ve iş kazalarının önlenmesi amacıyla, 2003 yılından beri her yıl 28 Nisan’da kutlanan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü’nde Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde de önemli bir toplantı düzenlendi.

    Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın yanı sıra BUSKİ ve belediye iştiraklerinin genel müdürlerinin katıldığı toplantıda, Büyükşehir Belediyesi ve kamu kurumlarının İş Sağlığı Güvenliği Temsilcileri ile sendika temsilcisi ve sendika şube başkanı da hazır bulundu.

    Sağlık İşleri Dairesi Başkanı Esat Yalman, 2021 yılında iş sağlığı ve güvenliğine yönelik Büyükşehir ve bağı iştiraklerle ilgili verileri paylaştı. İştiraklerle birlikte Büyükşehir çatısı altında 31 iş güvenliği uzmanı ve 17 iş yeri hekiminin bulunduğunu belirten Yalman, 5839 personele iş sağlığı güvenliği eğitimi verildiğini, 5610 personelin de sağlık taramasından geçirildiğini kaydetti. 2021 yılında meydana gelen 174 iş kazası ile Büyükşehir’de kaza oranının binde 9 olduğunu ifade eden Yalman, bu oranın Bursa genelinde binde 20,7, Türkiye genelinde ise binde 16,5 olduğunu kaydetti.

    Yüzde 98’i önlenebilir

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne göre, çalışma ortamında sağlık ve güvenliğin bir insan hakkı olduğunu vurguladı. Dünyada her 15 saniyede 1 işçinin, her gün yaklaşık 6 bin işçinin iş kazaları veya meslek hastalıkları nedeniyle hayatını kaybettiğini belirten Başkan Aktaş, “Ülkemizde ise her gün ortalama 4 ile 6 işçi iş kazalarında hayatını kaybediyor. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün hazırladığı Güvenlik Kültürü Raporu’na göre meslek hastalıklarının tamamını önlemek mümkünken, iş kazalarının ise yüzde 98’inin önlenebilir kazalar olduğu öngörülmektedir. Bu çerçevede, yasal mevzuatın etkin şekilde uygulanması ve Büyükşehir Belediyesi çatısı altındaki tüm birimlerde iş sağlığı ve güvenliği kültürünün geliştirilmesi için, iş sağlığı ve güvenliği sorunlarının çözümünde kurumsal farkındalık ve işbirlikleri artırılmalıdır. Çalışanlarımıza iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ile etkili uygun önleyici faaliyetlerin gerçekleştirildiği çalışma ortamlarını sağlamak, tüm yöneticilerimizin vazgeçilmezi olmalıdır. İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili düzenlemeler ile uygulamalara, tüm birimlerimizde kayıtsız şartsız destek olunmalıdır” dedi.

    Başkan Aktaş daha sonra günün anısına, kurumun en tecrübeli İşyeri Hekimi Ali Yaşat Yıldırım ile en genç İş Güvenliği Uzmanı Gamze Öztürk’e plaket verdi. Başkan Aktaş, daha sonra belediye iştiraklerinin genel müdürleri ve sendika temsilcileri ile birlikte, Büyükşehir Belediyesi İş Sağlığı ve Güvenliği Taahhütnamesi’ni imzaladı. Başkan Aktaş ile birlikte BUSKİ, BESAŞ, BURULAŞ, Bursa Kültür A.Ş., BİNTED, Burkent, Tarım Peyzaj A.Ş., BURFAŞ ve Bursa Jeotermal A.Ş. genel müdürleri ile Bem-Bir-Sen ve Hizmet-İş sendika temsilcilerinin imzalarını taşıyan taahhütnamede, şu görüşlere yer verildi:

    “İş kazaları ve meslek hastalıkları dünyada ve ülkemizde çalışma hayatının en öncelikli konuları arasındadır. Çalışanlarımızın işe sağlam ve sağlıklı bir şekilde gelmesi ve evine aynı şekilde dönmesi, Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak en önemli gündemimizdir. Başta kurumumuzda, ülkemizde ve dünyada yaşanabilecek kazaların ve meslek hastalıklarının önlenmesi için sadece yasal mevzuatlarla sınırlı kalmayıp her türlü gelişime ve öğrenmeye açık olduğumuzu, ilgili ulusal ve uluslararası standartlara uymak hususunda sürekli çaba göstereceğimizi, kurum içi ve dışı her türlü bilgi tecrübe ve deneyim paylaşımına açık olacağımızı, çalışanlarımızın iş süreçlerimizin iyileştirilmesine aktif katılımını sağlayacağımızı sıfır iş kazası ve meslek hastalığı hedefine varmak için sürekli iyileştirmeler yapacağımızı açık yüreklilikle beyan ve taahhüt ederiz”

  • Yargıtay’dan iş kazalarında emsal karar

    Yargıtay’dan iş kazalarında emsal karar

    Bir düğün salonu tadilat işleminde çalışan elektrik ustası, elektriğe çarpılma sonucu hayatını kaybetti.  Şirket yetkilileri hakkında Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.

    Mahkeme, sorumluları ‘Taksirle öldürme’ suçundan mahkumiyete çarptırdı. Sanık, kararı temyiz edince devreye Yargıtay 12. Ceza Dairesi girdi.

    Emsal nitelikte bir kara imza atan Daire, eğitimsiz ve belgesiz tekniker çalıştıran işverenleri haksız buldu.

    Kararda şöyle denildi:

    “Ölen işçi elektrik teknikeri olarak on aydır çalışmakta olduğu ancak ölenin elektrik meslek dalı ile ilgili eğitim-öğretim aldığına dair diploma veya mesleki eğitim belgesi bulunmadığı anlaşılmaktadır.

    Olay yerinde yapılan incelemeye göre elektrik tesisatının bağlı olduğu panoda kaçak akım rölesinin bulunmadığı ayrıca ölenin olay anında ellerinde yalıtım eldiveninin bulunmadığı ortadadır. Tanık, ölene yalıtımlı eldiven verildiğini ancak ölenin bunu kullanmadığını belirttiği, dosya çerçevesi incelendiğinde ölene koruyucu donanım teslim edildiğine dair bir belge sunulamadığı ve kaza sonrası düzenlenen morg eşya teslim tutanağında yalıtımlı eldiven korucuyu donanım teslim edildiğine dair bir ibare bulunmadığı anlaşılmaktadır.

    Ölenin iş yerinde iş sağlığı ve güvenliği konulu 4 saatlik eğitime katıldığı, sanığın ölen ile eş kusurlu olduğu bilirkişi raporunda belirtilmiştir. 6331 sayılı İş Sağlığı ve güvenliği Kanununun 17/3. maddesinde ‘mesleki eğitim alma zorunluluğu bulunan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işlerde, yapacağı işle ilgili mesleki eğitim aldığını belgeleyemeyenler çalıştırılamaz’ hükmü yer almaktadır.

    Dosya içeriğine göre öleni, çok tehlikeli iş sınıfında yer alan elektrik işi ile ilgili diploma ve mesleki eğitim belgesi bulunmamasına rağmen elektrik teknisyeni olarak çalıştıran sanık hakkında koşulları oluşması sebebiyle TCK’nın 22/3. maddesi gereğince bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi bozmayı gerektirmiştir.”

  • Bursa’da akılalmaz iş kazası! Karnından girip sırtından çıktı

    Bursa’da akılalmaz iş kazası! Karnından girip sırtından çıktı

    Bursa’nın İnegöl ilçesinde bir koltuk atölyesinde makineden fırlayan ağaç parçası, işçinin karnından girip sırtından çıktı.

    Bursa’nın İnegöl ilçesi Cerrah Mahallesi Kalburt bölgesinde faaliyet gösteren bir koltuk atölyesinde dilimleme makinesinden fırlayan ağaç parçası yabancı uyruklu işçi Ahmed A.’nın karnından girip sırtından çıktı. Diğer işçiler olayı görüp büyük bir şok yaşarken, talihsiz işçi kanlar içinde kaldı.

    Çalışma arkadaşlarının yardımına koştuğu işçi vücuduna giren ağaç parçasıyla birlikte hastaneye kaldırıldı. Ameliyata alınan gencin sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenildi.

  • Bursa’da iş kazası! 1 işçi hayatını kaybetti

    Bursa’da iş kazası! 1 işçi hayatını kaybetti

    Bursa’da, bir fabrikada çalışırken tavan vincinden düşen metal parçanın başına isabet ettiği işçi Fahrettin Çetinkaya hayatını kaybetti.

    Bursa’nın Gemlik ilçesinde faaliyet gösteren bir fabrikada meydana gelen kazada Fahrettin Çetinkaya, fabrikada çalıştığı sırada tavan vincinden kopan demir parça başına isabet etti.

    Kanlar içinde yere yığılan Çetinkaya, ağır yaralandı. İhbar üzerine fabrikaya sağlık ve polis ekipleri sevk edildi.

    Yaralı, olay yerindeki ilk müdahalesinin ardından ambulansla Gemlik Devlet Hastanesi’ne kaldırılırken yolda yaşamını yitirdi.

    Meydana gelen iş kazasıyla alakalı soruşturma başlatılırken, Çetinkaya’nın cenazesi hastane morguna kaldırıldı.

  • Halatı kopan yük asansörü 3. kattan yere çakıldı

    Halatı kopan yük asansörü 3. kattan yere çakıldı

    Bursa’nın İnegöl ilçesi Mobilya Sanayi Sitesi’nde bulunan bir mobilya atölyesinde yük asansörünün halatının kopmasıyla birlikte yere çakılması sonucu 1 işçi ağır yaralandı.

    Bursa’nın İnegöl ilçesi Mahmudiye Mahallesi’nde faaliyet gösteren 3 katlı mobilya atölyesinde meydana gelen olayda atölyenin 3. katında çalışan 34 yaşındaki işçi Muhammet Emin A. malzemeleri yük asansörüne yükledi.

    O sırada alt kata indiği sırada halatı kopan asansör hızla yere çakıldı. Yaklaşık 5 metre yükseklikten beton zemine çakılan asansörün içinde düşen işçi ağır yaralandı. Asansör içinde mahsur kalan işçi için olay yerine İnegöl İtfaiyesi Arama Kurtarma ekipleri, 112 ve polis ekibi sevk edildi.

    İtfaiye ekipleri asansörde mahsur kalan işçiyi kurtardılar. Yaralı, olay yerine sevk edilen ambulansla İnegöl Devlet Hastanesine kaldırıldı.

  • Bursa’da başını makineye çarpan işçi ölümden döndü

    Bursa’da başını makineye çarpan işçi ölümden döndü

    Bursa’da Organize Sanayi Bölgesinde faaliyet gösteren orman ürünleri fabrikasında meydana gelen olayda, başını makineye çarpan işçi ağır yaralandı.

    Bursa’nın İnegöl ilçesi  Organize Sanayi Bölgesi 1. Cadde üzerinde faaliyet gösteren orman ürünleri fabrikasında çalıştığı esnada fenalaşan 48 yaşındaki işçi Adnan M., kafasını makineye çarparak yere düştü.

    Kanlar içinde kalan adamın imdadına çalıştığı fabrikadaki arkadaşları yetişti. Başında ve yüzünde derin yaralar oluşan adam özel araçla İnegöl Devlet Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı. Yaralının sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenildi.

  • Bursa’da iş makinesinin altında kalan işçi öldü

    Bursa’da iş makinesinin altında kalan işçi öldü

    Bursa’nın İnegöl ilçesi Organize sanayi bölgesinde faaliyet gösteren orman ürünleri fabrikasında meydana gelen olayda iş makinesinin altında kalan işçi feci şekilde can verdi.

    36 yaşındaki Lütfü Şen yönetimindeki fabrikaya ait iş makinesi, fabrika içinde geri manevra yaptığı sırada yaya olarak yürüyen 53 yaşındaki Aydın Saldıran’ın üzerinden geçti.

    Makinenin altında kalan işçi feci şekilde can verdi. Kaza sonrası iş makinesi operatörü, polis ekiplerince gözaltına alındı. İşçinin cenazesi, savcılık incelemesinin ardından kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için Adli tıp kurumuna gönderildi.

  • Bursa’da asansör boşluğuna düşen işçi ağır yaralandı

    Bursa’da asansör boşluğuna düşen işçi ağır yaralandı

    Bursa’nın İnegöl ilçesinde çalıştığı inşaatın 3’ncü katından asansör boşluğuna düşen 21 yaşındaki Osman Mutlu ağır yaralandı.

    İnegöl ilçesi, Süleymaniye Mahallesi İstikbal Caddesi’nde bir inşaatın 3’üncü katında çalışırken dengesini kaybederek 7 metre yükseklikten asansör boşluğuna düşen 21 yaşında işçi ağır yaralandı.

    Olayı gören işçinin arkadaşları yardımına koşarken hemen 112 ekiplerine ve polise haber verildi. Ekipler yaralanan gence ilk müdahaleyi olay yerinde yaparak ambulansla hastaneye götürdü.

    Genç işçinin hayati tehlikesinin olduğu öğrenilirken olayı duyan yakınları ise hastaneye akın etti. İşçinin yakınları gözyaşlarına boğulurken polis olayda ihmal olup olmadığını araştırıyor.

  • TMMOB Bursa: İş cinayetleri artarak devam ediyor

    TMMOB Bursa: İş cinayetleri artarak devam ediyor

    3 Mart 1992 tarihinde Zonguldak Kozlu’da yaşanan ve 263 madencinin yaşamını yitirdiği toplu iş cinayetinin yıldönümünde, “3 Mart İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü” ile dolayısıyla, TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu (İKK) BAOB ortak toplantı salonunda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Ferudun Tetik yaptı.

    Tetik tarafından yapılan açıklama şöyle:

    “3 Mart, dünya madencilik tarihinde yaşanan en büyük facialardan biri olan ve grizu patlaması sonucu 263 madencinin yaşamını yitirdiği 1992 Kozlu faciasının yıldönümüdür. Facianın yıldönümünde Kozlu’da hayatını kaybeden maden emekçilerini bir kez daha saygıyla anıyoruz.

    3 Mart, iş cinayetlerine dikkat çekebilmek, işçi sağlığının ve iş güvenliğinin önemini vurgulamak için TMMOB tarafından 2012 yılında “İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü” olarak ilan edilmiştir.

    Ülke tarihimiz, iş cinayeti ve işçi katliamı olarak tanımlanabilecek facialar ile doludur. 13 Mayıs 2014 tarihinde Soma’da ülke tarihinin en büyük maden faciası meydana gelmiş ve 301 madenci hayatını kaybetmiştir. Bu facianın hemen ardından 6 Eylül 2014’te Torunlar Center Asansör Faciasında 10 inşaat işçisi, 4 Kasım 2014’te Yalvaç’ta gerçekleşen trafik kazasında 18 tarım işçisi, 28 Ekim 2014’te Ermenek’teki kömür madeninde 18 madenci, 17 Kasım 2016’da Şirvan’da bakır madeninde 16 madenci, 17 Ekim 2017’de Şırnak’ta 8 madenci, 3 Temmuz 2020’de Sakarya Hendek’te havai fişek fabrikasında 8 işçi ve bu patlamadan sadece birkaç gün sonra gerçekleşen imha işleminde ise 3 yurttaşımız hayatını kaybetmiştir. Kozlu’daki faciadan günümüze kadar yaşanan olumsuzluklardan gerekli dersler çıkarılmamış, atılması gereken adımlar atılmamıştır. İş cinayetleri ve işçi katliamları artarak devam etmektedir.

    İş kollarının neredeyse tamamında iş cinayetleri yaşanmaktadır. Binlerce işçi iş kazalarında sakat kalmakta, meslek hastalıkları ile hayatını kaybetmektedir. SGK’nın iş kazaları ve meslek hastalıklarına dair yayınladığı en güncel istatistik 2019 yılına aittir. Bu istatistiğe göre 2019 yılında 1.149 emekçinin hayatını kaybettiği, buna karşın meslek hastalığı sonucu ise bir tane bile can kaybı yaşanmadığı ilan edilmiştir. ILO’nun yürüttüğü çalışmalara göre; dünyada her yıl meydana gelen iş kazası sonucu ölümlerin 6,3 katı kadar can kaybı, meslek hastalığı ve işle ilgili hastalıklar sonucu meydana gelmektedir. Bu çalışmalar ile SGK tarafından açıklanan veriler esas alındığında 2017 yılında en az 10.218, 2018 yılında en az 9.714, 2019 yılında en az 7.238 emekçi meslek hastalığı sonucu hayatını kaybetmiştir. İş kazaları ve meslek hastalığı sonucu her gün 35 emekçi hayatını kaybetmektedir. Buna rağmen işçi sağlığı ve iş güvenliği konusu ülke gündeminde yeterli düzeyde yer alamamaktadır. Oysa SGK’nın açıkladığı yıllık iş cinayeti sayıları bile durumun vahametini ortaya koymaktadır. Açıklanan verilere göre 2015 yılında 1.252, 2016 yılında 1.405, 2017 yılında 1.633, 2018 yılında ise 1.541 işçi, iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiştir.

    İşyerleri denetlenmemektedir. Denetimsizlik ve yaptırımsızlık sürdükçe iş cinayetlerini engellemek mümkün değildir. Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Rehberlik ve Teftiş Kurulu Başkanlığı 2019 yılı faaliyet raporunda yer alan bilgilere göre 2019 yılında İSİG yönünden yapılan toplam teftiş sayısı 3.088’dir. Bu denetimlerin önemli bir bölümü, eksikliklerin giderilip giderilmediğini kontrol için yapılan ikinci denetlemeler oluşturmaktadır. Yapılan her denetimin yeni bir denetim olduğu kabul edilse dahi her 1.000 işyerinden yalnızca 1,6’sı İSİG yönünden denetlendiği anlaşılmaktadır. Rakamların ortaya koyduğu gerçek, bu şekilde devam eden denetim faaliyetlerinin göstermelikten ibaret olduğu ve devletin gerekli sorumluluğu göstermediğidir.

    Her yıl, evine ekmek götürebilmek için emek harcayan 2 bin civarında emekçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybediyor olması, 10 bin civarında emekçinin meslek hastalıkları sonucu hayatını kaybediyor olması büyük bir sorun ile karşı karşıya olduğumuzu anlatmaya yetmektedir. Şans eseri hayatta kalıp, geçirdiği sakatlık yüzünden engelli olan emekçiler hayatlarının geri kalanını büyük zorluklar ile sürdürmektedir. Bazı emekçiler sakatlanmalar sonrası oluşan engellilik tipi ve oranlarına bağlı olarak çalışamayacak duruma gelmektedir. Çalışacak durumda olanlar ise engelli istihdamındaki sorunlar ve kent altyapılarımızın engellilere uygun olmayışının doğurduğu diğer sorunlar ile boğuşmaya mahkûm olmaktadırlar.

    İş kazaları ve meslek hastalıklarına yönelik resmi makamlarca açıklanan istatistikler yaşamakta olduğumuz acı tabloyu göstermeye yetmektedir. Ancak açıklanan veriler gerçeği tam olarak yansıtmamaktadır. Covid-19 pandemisi sürecinde açıklanan verilerin gerçeği ne oranda yansıttığı, verilere nasıl müdahale edildiği ve gerçeğin nasıl manipüle edilmeye çalışıldığı ortaya çıkmıştır. Veriler ile oynamanın bir yönetim biçimi haline geldiği ülkemizde gerçeği yansıtan veriye ulaşmak ayrı bir sorun haline gelmiştir. İş kazaları, meslek hastalıkları vb ile ilgili verilerin tamamı kamuoyu ile paylaşılmalıdır.

    İş cinayetlerinin sorumluları korunmakta hatta aklanmaktadır. 301 emekçinin yaşamını kaybetmesine neden olan Soma Faciası sorumlularından tutuklu kimse kalmamıştır. Can Gürkan’ın da aralarında bulunduğu 4 sanığa “olası kastla 301 kez öldürme ve 162 kez yaralama” suçundan ceza verilmesine hükmeden Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin beş kişiden oluşan heyetinin üçü değiştirilmiş ardından karar bozulmuş ve tutukluların tamamı tahliye edilmiştir.

    İş cinayetleri ile mücadele ertelenebilir, ötelenebilir bir gündem değildir. İş cinayetlerinin yaşanmaması için yürütülen mücadelenin güçlendirilmesi ve gerekli yasal düzenlemelerin zaman kaybetmeden gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

    İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda gerçekçi adımlar atılabilmesi için işverenleri sorumluktan kaçıran yaklaşıma son verilmesi gerekmektedir. İşverenleri temel sorumluluktan kurtaran, sorumluluğu bir günah keçisi olarak iş güvenliği uzmanlarının üzerine yükleyen mevcut sistemde, önleyici ve engelleyici bir faaliyetin organize edilmesi mümkün olmayacaktır.

    Esnek çalışma düzenini getiren 4857 sayılı İş Kanunu, İşyerlerinde işçi sağlığı güvenliğini, serbest piyasa koşullarında çalışan, Ortak Sağlık Güvenlik Birimlerine (OSGB) havale eden 6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Yasası problemlidir. Problemli olan kanunların uygulamaları dahi yeterli değildir. Sorunun temelinde işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin düzenlemelerde sendikalar, meslek örgütleri ve bilim insanlarının görüşlerinin dikkate alınmaması yatmaktadır.

    Taşeronlaştırma, özelleştirme, sendikasızlaştırma, denetimsizlik, esnek istihdam politikaları, kayıt dışı çalışmaya izin veren politikalar ve bunun sonucu oluşturulan mevzuat ile sorunlu bir sistem üretmiştir. Emeğe ve emekçiye düşman olan bu sistem sermayenin sınırsız sömürü düzenin bir tezahürüdür. İş cinayetlerini seyrederek olan biteni kadere, fıtrata bağlayan açıklamalar yapan siyasi iktidar bu sistemi korumak üzere yoğun çaba sarf etmektedir.

    Tablonun giderek ağırlaşmasının bir diğer nedeni de sendikal hakların baskı altına alınmasıdır. Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller tüm çalışanlar için kaldırılmadıkça işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda yol alınamayacaktır. Sendikasız uzman, sendikasız işçi, örgütsüz bir çalışma yaşamı ile emekçiler tüm olumsuzluklara açık ve savunmasız bir durumdadır.

    Olumsuz gidişata Covid-19 pandemisinin etkileri de eklenmiştir. Pandemi sürecinin yönetimi ve salgından koruma politikaları çalışma hayatı için geçerli olmamış, emekçiler salgının ölümcül sonuçları ile baş başa bırakılmıştır. Sermaye sınıfının ihtiyaçlarının karşılaması pahasına Covid-19 salgını yok sayılmıştır. Bu süreçte kölelik sistemine benzer uygulamalar ile emekçi düşmanlığının çirkin yüzü bir kez daha ortaya çıkmıştır. İşçilerin fabrikalara hapsedildiği, şantiyelerden çıkarılmadığı, hasta olsalar dahi dur durak bilmeden çalıştırıldıklarına dair haberler sıklıkla kamuoyu gündemine yansımıştır. İşçilerde Covid-19 pozitif vaka oranı, Türkiye geneli vaka oranının 3,2 katıdır. Salgın koşulları altında sağlıkçılar başta olmak üzere emekçiler için gerekli tedbirler alınmamış, çarklar dönsün denilerek yurttaşlarımız salgına kurban verilmiştir.

    Gerçekleşen iş cinayetleri ve iş kazalarının büyük çoğunluğunun önlenebilir olduğu bilinmektedir. Bilimsel ve teknik ölçütler doğrultusunda atılacak adımlar ile göz göre göre “geliyorum” demekte olan facialara son vermek mümkündür. Bunun için önce insan hayatını ve emeğe değer veren bir yaklaşımın benimsenmesi gerekmektedir.

    İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması, öncelikle devletin ve işverenin görevidir, sorumluluğu yükleyecek kurban arama anlayışına son verilmelidir.

    Amacı “işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi” olan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu amacına uygun olarak baştan aşağı değiştirilmelidir.

    İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanına ilişkin düzenlemelerin ve denetimin yalnızca Aile, Çalışma Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yürütülmesi, doğru kararların alınmasının önünde bir engeldir. Bu nedenle düzenleme ve denetleme; Aile, Çalışma Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın yanında, Sağlık Bakanlığı, üniversiteler, sendikalar, TTB ve TMMOB’den oluşan idari ve mali yönden bağımsız bir enstitü tarafından yerine getirilmelidir. Çalışma yaşamına ilişkin tüm düzenlemeler bu enstitü tarafından yeniden ele alınmalı ve kararlaştırılmalıdır.

    • İş güvenliği uzmanlığı sistemi kamu eliyle sağlanacak şekilde yeniden yapılandırılmalı, hizmetin piyasalaştırılmasına son verilmelidir.
    • Örgütlenme ve sendikalaşmanın önündeki engeller kaldırılmalıdır. Taşeronlaşma ve benzeri uygulamalara son verilmelidir.
    • Denetim mekanizmaları bağımsız organizasyonlar olarak yeniden yapılandırılmalı, güçlendirilmelidir.
    • İş kazaları ve cinayetlerinin sorumlularına yaptırım uygulanmalı, işveren, ilgili kamu görevlileri ve sorumlular hakkında yargı süreçleri bağımsız bir şekilde işletilmelidir. Sorumluların aklanmasına son verilmelidir. Adalet sağlanmalıdır.
    • TMMOB olarak 3 Mart’ta; iş kazalarının, iş cinayetlerinin ve işçi katliamlarının son bulması için mücadele etmeye devam edeceğimizi bir kez defa ifade ediyoruz
    • Artarak devam eden iş cinayetlerine ve işçi katliamlarına son verecek adımlar zaman kaybetmeden atılmalıdır.”