Etiket:

  • Galatasaray sevdası işinden etti

    Galatasaray sevdası işinden etti

    Serik’te 5 yıldızlı bir otelde garson olarak çalışan Yusuf Yetiş, gönül verdiği takımının maçını izlemek için izin istedi. Arkadaşı ile çalışma saati değişikliği yapma isteği de kabul görmeyince ayaklarında ki yaşadığı rahatsızlıktan dolayı 1 gün istirahat aldı. Şampiyonlar liginde mücadele eden Galatasaray-Bayern Münih maçını izlemeyi başaran Yusuf Yetiş, ertesi gün asistan müdür tarafından aranarak maç izlemek için izin aldığı gerekçesiyle istifa etmesi istenildi. Yetiş, kendini savunmak için çaba göstermeye çalışsa da çok sevdiği takımının maçının izlenmenin bedeli ağır oldu.

    “Sonuçta ben bir Galatasaray taraftarıyım”

    Galatasaray sevgisinin hiçbir zaman bitmeyeceğini belirten Yusuf Yetiş, “Otelde çalışıyordum. Galatasaray-Bayern Münih maçından 1 gün önce izin istedim. İzin verilmedi bana. Akşam çalıştığım içim, gündüz çalışan arkadaşımla yer değişikliği yapmak için anlaştık. Bu değişikliği şefler de kabul etti. Çalışarak izin almadan maçı izleyecektim fakat olumsuz cevap verdiler daha sonra. Sonuçta ben bir Galatasaray taraftarıyım, maçını izlemek istiyordum. Kaçırmamak için elimden geleni yapmam gerekiyordu. Ayağımda rahatsızlığım vardı, raporda almıştım geçmedi. Kaşıntı ve morarmalar vardı. Maç günü sabahleyin sağlık ocağına gittim. Doktor ayaklarımı muayene ettikten sonra istirahat için rapor ve ilaç yazdı. İlaçlarımı aldım, yazılan raporu ise iş yerine gönderdim. Ertesi gün ise otelden müdür asistanı aradı beni, sivil gelmemi istedi. Otele gittim ben de görüşmeye, bana, “Galatasaray maçını izlemek için rapor aldın, Galatasaray yüzünden seni işten çıkaracağız” dedi. Beni istifaya zorladılar, ağır işlerde çalışmamı sağlayacaklardı. Mecburen istifa etmek zorunda kaldım. Sonuçta Galatasaraylı olduğum için, maçını izlediğim için işten çıkarıldım. Açıkçası yaşadığım bu olay sonrası biraz güldüm. Çünkü başıma gelen Galatasaray sevgisi yüzünden geldi. Hiçbir zaman üzülmedim. Çünkü çalışana her zaman iş var. Galatasaray sevgisi bende hiçbir zaman tükenmez. Aynı zamanda Icardi hayranıyım. Her zaman kalbimizde taşıyoruz. Hagi’den sonra Icardi geliyor benim için” şeklinde konuştu.

  • Bursa’da 33 bin 535 kişiye yeni iş

    Bursa’da 33 bin 535 kişiye yeni iş

    Bursa Büyükşehir Belediyesi, Garanti BBVA ana sponsorluğunda, Ekonomi Gazetesi ve Burcu Başar İletişim iş birliğinde düzenlenen Bursa İstihdam Zirvesi Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde yapıldı. Bursa Valisi Mahmut Demirtaş, ilçe belediye başkanları, Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, İşkur İl Müdürü Feyzullah Eren Türkmen, İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Ahmet Alireisoğlu, ticaret odaları, sanayi bölgeleri temsilcileri, öğretmenler ve öğrencilerin katıldığı zirvede panelist olarak konuşan Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, Yıldırım’da yürüttükleri istihdam çalışmaları hakkında bilgi verdi. Yıldırım Belediyesi İstihdam Merkezi aracılığı ile 4,5 yılda bin 535’i engelli olmak üzere 33 bin 535 kişinin işe yerleştirmesine öncülük ettiklerini kaydeden Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, kadın kooperatiflerinden eğitim ve girişimcilik merkezlerine, sosyal inovasyon merkezi ücretsiz teknik eğitim kurslarından istihdam projelerine kadar birçok alanda gerçekleştirdikleri çalışmalarla 7’den 77’ye tüm Yıldırımlılara altın bilezik kazandırdıklarını söyledi.

    2021 yılından bu yana Yıldırım Sosyal İnovasyon ve Girişimcilik Merkezi’nde 5 ana branşta verilen eğitimleri başarıyla tamamlayan 2 bin 114 gençten 626’sını istihdam kapısı araladıklarını kaydeden Başkan Oktay Yılmaz, “Genç nüfusun istihdam edilmesi için istihdam açığı olan meslek gruplarında gençlerimizin becerilerinin geliştirilmesi amacıyla çalışmalar yürütüyoruz. Bu doğrultuda 18-35 yaş grubu kursiyerlerimize başta tekstil olmak üzere, otomotiv ve makine eğitimleri vererek sektöre nitelikli ara eleman yetiştiriyoruz” diye konuştu.

    Üst birlik müjdesi

    İlçeye kazandırılan kadın kooperatifleri ile Bursa’da en çok kadın kooperatifine sahip ilçe olduklarının altını çizen Başkan Yılmaz, “Kadın girişimciliğinin desteklenmesi, kadınların istihdama kazandırılması ve kadınlarımızın ekonomik potansiyellerinin değere dönüştürebilmesi için kadın kooperatiflerinin kurulmasına öncülük edip, destek oluyoruz. Şu ana kadar 4’ü tarımsal 8’i ticari olmak üzere 12 kadın kooperatifinin kurulmasına katkı sağladık. Hedefimiz bu sayıyı 14’e çıkarmak. Ayrıca 8 ticari kooperatifimiz bir araya gelerek Ticaret Bakanlığı’na üst birlik kurulması için müracaat ettiler. Sınırlı Sorumlu Gülçiçek Hatun Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifleri Birliği kuruldu. Kadınlarımızın öncülüğünde kurulan bu üst birlik sadece Yıldırım’a değil aynı zamanda Bursa’mızdaki diğer kooperatifleri de bünyesinde barındıracak olup yapılacak tüm çalışmalarda birlikte hareket edilmesi ve geniş bir Pazar ağının kurulmasına vesile olacak” dedi.

    Yıldırım’ın her mahallesinde açmayı hedefledikleri mesleki eğitim kursları ile kursiyerlerin el emeklerinin gelire dönüşmesini amaçladıklarını söyleyen Yılmaz, “Kadınlarımızın üretim ve ekonomiye sunacağı katkılar, üretecekleri en küçük bir kilim, en küçük bir tablo, yapacakları en küçük bir dikiş-nakış ülke ekonomisine katkı sunacak. Bu nedenle kadın eğitim ve girişimcilik merkezleri ile Yıldırımlı kadınlarımızın sosyal yaşamdaki rolünü artırmaya çalışıyoruz. 2021 Mart ayından bu yana eğitim merkezlerimizden 6 bin kursiyerimizi mezun ettik. Mezun kursiyerlerimizin yüzde 10’unu tam zamanlı bir işe yerleştirirken yüzde 5’lik kısmı da kendi sayfasını açıp yaptığı ürünlerin sosyal medya üzerinden satışını gerçekleştiriyor” ifadelerine yer verdi.

    ‘Engeller’ aşılıyor

    Türkiye’de ilk defa bir yerel yönetim tarafından uygulamaya geçirilen ‘Destekli İstihdam Modeli ile Engelli Bireylerin İşe ve İş Yerine Uyumu Hibe programı’ kapsamında, 120 bireye işe ve iş yerine uyum eğitimi verdiklerini dile getiren Başkan Yılmaz, “’Destekli İstihdam Modeli’ projesi kapsamında eğitimler tüm hızıyla devam ediyor. Verdiğimiz eğitimler neticesinde engelli bireyler güçlendirilerek, iş hayatına hazır hale getiriliyor. Süreç içerisinde özel vatandaşlarımıza 40 oturumluk eğitim verildi ve eğimlerin sonucunda 50 özel birey farklı sektörlerde istihdama kazandırıldı. İnşallah hep birlikte engelsiz bir Yıldırım inşa edeceğiz” ifadelerini kullandı.
    İstihdam Merkezi’ne başvuran adayların yapılan ön görüşmenin ardından işveren temsilcileriyle görüştürüldüğünü kaydeden Başkan Yılmaz, “Özel sektör temsilcilerimize de hemşehrilerimizin istihdamına katkı sağladıkları için teşekkür ediyoruz. İstihdam Merkezi’miz bu noktada iş ve işçi bulma konusunda her iki tarafında yüzünü güldürüyor. Yıldırım’da hiçbir vatandaşımızın işsiz kalmasına göz yummayız. Hemşehrilerimizin mutluluğu için ekip arkadaşlarımızla var gücümüzle çalışıyoruz” diye konuştu.

  • ALKÜ’de 45 personel göreve başladı

    ALKÜ’de 45 personel göreve başladı

    Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) bilimsel ve fiziksel gelişimini tüm hızıyla sürdürürken diğer taraftan da idari personel sayısında artışını devam ettiriyor. Geçtiğimiz ay Resmî Gazete’de yayımlanan ALKÜ Rektörlüğü ve bağlı birimlerde istihdam edilmek üzere 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamındaki sözleşmeli personel alım ilanının sonuçları açıklandı.

    KPSS puan sıralaması esas alınarak nitelik şartlarını taşıyan toplamda 45 personel, göreve başlamadan önce ALKÜ Rektörü Prof. Dr. Kenan Ahmet Türkdoğan ile tanıştı. Senato Salonunda yapılan tanışma programına; Genel Sekreter V. Hüseyin Er, Genel Sekreter Yardımcısı Volkan Avcu, Personel Daire Başkanı Ali Evdilek, İdari Personel Şube Müdürü Neşe Tarhan ve göreve başlayan yeni personeller katıldı.

    “ALKÜ ailesine hoş geldiniz”

    Görevlerine yeni başlayacak personele hayırlı olsun dileyen Rektör Prof. Dr. Türkdoğan, “Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, şehrimize değer katan ve şehrimizin daha çok gelişmesi için bilgi ve becerilerini sunan güzide kurumların başında geliyor. Üniversitemizin, öğrencilere en iyi şekilde öğretimi sağlaması, şehrimize ve ülkemize faydalı olması ALKÜ Ailesinin her bir ferdinin yoğun çabalarıyla ortaya çıkıyor. Sizler de ALKÜ Ailesine katılarak bu şerefli görevlere nail oldunuz. Birlik ve beraberlik duygusu ile güzel çalışmalara imza atacağımıza inanıyorum. Hepiniz ALKÜ Ailesine hoş geldiniz, yeni görevleriniz hayırlı olsun” dedi.

    Tanışma programının ardından; mimar, mühendis, tekniker, teknisyen, sağlık teknikeri, sağlık personeli, büro personeli, güvenlik görevlisi ve destek personeli alanlarında 45 personel yeni görevlerine başladı.

  • Bin 500 madenci kura ile belirlendi

    Bin 500 madenci kura ile belirlendi

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 20 Nisan günü Karadeniz gazının devreye alındığı törende verdiği 2 bin maden işçisi alınacağı müjdesinin ardından bin 500 işçi alımı için kura çekim töreni gerçekleştirildi. Zonguldak’ta Site Spor Salonu’nda gerçekleştirilen kura çekimine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ile protokol üyeleri ve vatandaşlar katıldı.

    Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı’nın okunduğu törende konuşan Bakan Işıkhan, “Türkiye Taşkömürü Kurumu bünyesinde istihdam edilecek kişilerin belirleneceği bu özel günde sizlerle bir arada bulunmaktan dolayı büyük bir mutluluk duyuyorum. Bugün inşallah kurumumuz İş-Kur aracılığıyla başvurularını aldığımız Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız himayelerinde noter huzurunda yapılacak elektronik kura çekilişiyle Zonguldak’ta bin 500 vatandaşımızı daha iş ve aş sahibi yapacağız. Bartın’da 400, Karabük’te yüz kardeşimizi Türkiye Taşkömürü Kurumu bünyesinde istihdam edeceğiz inşallah. Özellikle Zonguldak şehrimizde ve kömürün hikayesi çok eski tarihlere dayanmakla birlikte ülkemizin ekonomik, kültürel ve toplumsal gelişiminde her zaman önemli bir yere sahip olmuştu. Taşkömürü aynı zamanda çeşitlendirilmiş enerji kaynaklarının bağımlılığımızı azaltma konusunda oldukça önemli. Sizler çok daha iyi biliyorsunuz ki madencilik bir özveri ve çaba gerektiren nadir mesleklerden bir tanesi. Maden selametle girilen, geçmiş olsun diyerek çıkılan bir ekmek kapısıdır. Madencilerimiz ellerindeki kömür karasıyla ülkemizin, milletimizin, evlatlarının ve evlatlarımızın geleceğini aydınlatan fedakar emekçilerimizdir. Bu anlamda bizim için hem kutsal hem değerli bir alanı temsil etmektedir” dedi.

    “TTK 9 bin personeliyle enerji sektöründe kritik bir rol oynamaktadır”

    1848 yılından bu yana TTK’da kömür üretimi yapıldığına dikkat çeken Bakan Işıkhan, “1848 yılından beri ülkemizin kömür madenciliği sektöründe öncülük eden Türkiye Taşkömürü Kurumu da 9 bin personeliyle bu alın terine ev sahipliği yaparak, enerji sektöründe kritik bir rol oynamaktadır. Kurumun ülkemizin enerji ihtiyaçlarını karşılama ve istihdam noktasındaki değerli katkılarını takdirle izliyor, her geçen gün daha da büyüyerek Türkiye’nin yüz akı kurumlarımız arasında yer almaya devam edeceğine de yürekten inanıyorum. Tabii tüm bunların ötesinde iş sağlığı ve güvenliği konusu madencilik mesleği söz konusu olduğunda bizim için ayrı bir önem taşımaktadır. Bizim de öncelikli insani olarak, sonra da çalışma alanının olması nedeniyle iş sağlığı güvenliği için ayrı bir yere sahiptir. Maden işçilerimizin güvenliği ve refahı bizim için her şeyden daha önemlidir. Bu konuda bugüne kadar çok önemli konuları hayata geçirdik” ifadelerine yer verdi.

    “Yer altında çalışan madencilerin emeklilik yaşını 50’ye düşürdük”

    Yer altı maden ocaklarındaki çalışma şartlarının iyileştirildiğini ifade eden Bakan Işıkhan, şöyle dedi:

    “Madende çalışanlara asgari ücretin en az iki kat olarak uygulanmasını sağladık. Yer altında çalışan maden işçilerinin emeklilik yaşını 50’ye düşürdük. Maden kazalarında hayatını kaybedenlerin SGK borçlarının silinmesini, hak sahiplerine koşulsuz ölüm aylığı bağlanmasını ve yakınlarına kamuda istihdam hakkı sağladık. Yer altı madenlerinde personel takip sistemi, sığınma odaları ve oksijenli kurtarıcıların kullanılmasını zorunlu kıldık. Böyle hayati konularda tüm düzenlemeleri tereddütsüz hayata geçirerek madencilerimizin yanında olduğumuzu hep gösterdik. Enerji Bakanlığımıza da Türkiye Taşkömürü Kurumu’na da aynı şekilde iş sağlığı ve güvenliği noktasında sürekli kendilerini yenilemesi noktasında da teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum. Gerekli İŞKUR vasıtasıyla gerekse doğrudan gerçekleştirdiğimiz işbirliği ve koordinasyon ile Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun çalışmalarına olan desteğimizi sürdürmeye devam edeceğiz.”

    Bakandan Filistin çağrısı

    Bakan Vedat Işıkhan, Filistin’de yaşananlara dikkat çekerek sözlerini şöyle tamamladı:

    “Özellikle hepimizi derinden sarsan önemli bir gündem. Kanayan yaramız Filistin’de şehit edilen kardeşlerimize de Allah’tan rahmet diliyorum. Gazze’deki kardeşlerimize yönelik maalesef katliam derecesine varan saldırılar söz konusu. Savaşın bile bir hukuku var. Savaşın yanında küçük bir kara parçasına sıkıştırılan Gazzelilerin elektriğini, suyunu, yemeğini kesmenin ne hukukta ne de vicdanda yeri bulunmamaktadır. Bu yüzden de tüm dünyayı insanlığa ve vicdana davet etmek istiyorum. Bu çatışmaların da bir an evvel son bulmasını Cenab-ı Allah’tan diliyorum.”

    “Elektrikte her yıl ortalama yüzde 4,7’lik talep artışı yaşanıyor”

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ise, “Bugün burada Türkiye Taşkömürü Kurumu’na 2 bin yeni işçi alımı kura merasimi vesilesi ile sizlerle bir arada olmaktan duyduğum memnuniyeti ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum. Nüfusu artan, ekonomisi büyüyen, üretimi ve ihracatı yıldan yıla artan Türkiye, aynı zamanda enerji talebi sürekli yükselen bir ülke. Son 20 yılda ülkemizde elektrik ve doğalgaz ihtiyacı üç kat arttı. Yalnızca elektrikte her yıl ortalama yüzde 4,7’lik bir talep artışı yaşanıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı olarak temel görevimiz, büyük ve güçlü Türkiye’nin artan bu enerji talebini karşılamak ve bu enerjiyi kesintisiz, kaliteli ve ucuz bir şekilde vatandaşlarımıza sunmaktır. Elbette bu hedefi gerçekleştirirken enerji ithalatını azaltmayı da hedefliyoruz. Bunun için en öncelikli konumuz, yerli kaynakların tüketimi karşılama oranını yükseltmek. Bu anlamda Zonguldak, ülkemizin enerjisine enerji katan çok müstesna bir şehir. Taşkömürü başta olmak üzere zengin maden yataklarına sahip olan bu kadim şehrimiz, Türkiye Yüzyılı’nın dev keşfi Karadeniz gazının karaya çıktığı Filyos Doğalgaz İşleme Tesisi’ne de ev sahipliği yapmaktadır. Bu özellikleri ile adeta ülkemizin enerji ve tabi kaynaklar alanındaki üssü konumuna gelmiştir. Zonguldak, bu konumu ile milli enerji ve maden politikası kapsamında belirlediğimiz hedeflere ulaşmamıza her zaman olduğu gibi katkı yapmaya devam edecektir. Hepinizin malumu olduğu üzere Karadeniz’de Sakarya Gaz Sahası’nda keşfettiğimiz yerli gazımızı üretmeye başladık. Geçtiğimiz nisan ayında karaya çıkardığımız gazı, BOTAŞ hattına bağladık. Şu an için sisteme verdiğimiz günlük 4 milyon metreküplük gazla yaklaşık 1,5 milyon hanenin günlük ihtiyacını karşılayabiliyoruz. İlk aşamada bu üretim günlük 10 milyon metreküpe, birkaç yılda ise 40 milyon metreküpe çıkacak. Böylece doğalgazda dışa bağımlılığımızı yaklaşık yüzde 30 oranında azaltmış olacağız. Bunun cari açığın azaltılması noktasında da büyük katkısı olacak. Elbette hem Karadeniz’de hem de Akdeniz’de, ayrıca kara alanlarımızda yeni keşifler ve inşallah yeni müjdeler için gece gündüz çalışmaya devam ediyoruz” dedi.

    “2022’de yaklaşık 39 milyon ton kömür ithal ettik”

    Yerli ve milli kaynakların üretimiyle cari açığı gidermenin önemine dikkat çeken Bakan Bayraktar, şöyle devam etti:

    “Doğal gaz gibi cari açığımızı artıran diğer bir enerji kalemi de maalesef kömür ithalatı. 2022’de yaklaşık 39 milyon ton kömür ithal ettik. Bunun ekonomik karşılığı ise yaklaşık 10 milyar dolar. Bu açığı gidermenin yolu da yerli üretimden geçiyor. 2022 yılında kömür üretimimiz 105 milyon tonu aştı. Ancak bu yeterli değil. Toplam kömür rezervimizin yaklaşık 21 milyar ton olduğunu hesap ediyoruz. Dolayısıyla bu kaynağın ekonomiye kazandırılması için daha fazla çaba göstermemiz, daha fazla üretim yapmamız gerekiyor. Ülkemizde madenciliğin GSYH’deki payı 2002 yılında binde 6 iken, 2022 yılında bu oran yüzde 1,4’e yükseldi. Yani yaklaşık 2,5 kat artış oldu. Ancak hedefimiz bu oranı yüzde 5’e çıkarabilmek ve inşallah orta-uzun vadede Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda ülkemizi madende net ihracatçı yapmaktır. İnşallah sizlerin desteği ve gayretleri ile yer altındaki bu kaynaklarımızı yer üstüne çıkararak ekonomimize hep birlikte kazandıracağız.”

    “Kendi kaynağımızı ‘Çıkarmayın, üretmeyin’ demek ülkemizin enerjide dışa bağımlı olmasını istemekle eşdeğerdir”

    Dünyadaki çeşitli ülkelerin kömür üretimine değinen Bakan Alparslan Bayraktar şöyle devam etti:

    “Türkiye 2022 yılında elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 35’ini kömür santrallerinden karşıladı. Aynı yıl küresel elektrik üretiminde kömürün payı yüzde 36,, Avrupa Birliği’nde ise yüzde 17 oldu. Bu oran, Almanya’da yüzde 33, Polonya’da yüzde 72, Çin’de ise yüzde 63 düzeyinde. Yani öyle söylendiği gibi dünya kömürden vazgeçmiyor. Hatta kapalı olan kömür santrallerini de tekrar kullanıma açıyor. Hal böyleyken bizim kendi kaynağımızı toprak altında bırakmamızı istemek,, “çıkarmayın, üretmeyin” demek ülkemizin enerjide dışa bağımlı olmasını istemekle eşdeğerdir. Biz, kim ne derse desin bu zenginliğimizi ekonomiye kazandırmaya, bu yolla ülkemizin büyümesine ve cari açığın azaltılmasına katkı sunmaya devam edeceğiz. Madenlerimiz, yerli kaynak olmalarının yanında istihdam açısından da ülkemizin vazgeçilmez zenginliğidir. Madenlerimizde yaklaşık 150 bin insanımız çalışıyor. Yeni maden sahalarını üretime açarak 10 binlerce yeni istihdam sağlamayı hedeflediğimizi de belirtmek isterim. Bu vesile ile devlet olarak ilgili tüm kurumlarımızla, bu yatırımların ve yatırım için gerekli istihdamın artmasına yönelik, tüm teşvik ve destek mekanizmalarını hayata geçirmeye devam edeceğiz. Bugün de burada madencilik sektörümüzdeki istihdamın artırılmasına yönelik önemli bir törende birlikteyiz. Sayın Cumhurbaşkanımız geçtiğimiz nisan ayında Türkiye Taşkömürü Kurumu’na 2 bin maden işçisi alınacağı müjdesini kamuoyu ile paylaşmıştı. Bizler de bu kapsamda çalışmalarımıza başladık ve nihayet bugün hem Sayın Cumhurbaşkanımızın sizlere verdiği sözü yerine getirecek olmamızın hem de bölgemize böylesine büyük bir istihdam sağlamanın verdiği mutluluk ile karşınızdayız. Birazdan toplamda 2.000 maden işçimizin alımına ilişkin ilk kura çekimini gerçekleştireceğiz. İlk etapta Zonguldak’tan bin 500 madencimizi daha TTK ailesine katmış olacağız. Önümüzdeki hafta ise Bartın için 400, Karabük Yenice ilçesi için ise 100 madencimizin daha kura çekimini bu iki şehrimizde sonuçlandıracağız. Ekmeğini taştan çıkarmak ifadesinin en somut, en müşahhas örneği olan meslek belki de madenciliktir. Alın teri ile rızkını helal yoldan kazanan madencilerimizin haklarını korumak, onların en güvenli şartlarda çalışmalarını sağlamak da bizim en büyük görevlerimizden bir tanesidir. Son yıllarda bu kapsamda yaptığımız çalışmalar da madenci kardeşlerimizin emeğine duyduğumuz saygının bir göstergesidir. Bu anlamda yaptığımız bazı düzenlemeleri de bu vesile ile hatırlatmak isterim; Madenci kardeşlerimizin maaşlarını asgari ücretin en az iki katı olacak şekilde düzenledik. Haftada 45 saat olan çalışma süresini 37,5 saat ile sınırladık. İşletmelere istihdam ettikleri personel için sigorta poliçesi yaptırma zorunluğu getirdik. Madenlerdeki iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini katı kurallara bağladık. Ani ve habersiz denetimlerimizi artırdık. Bu kapsamda bu yıl şu ana kadar 7 bin 24 denetim gerçekleştirdik. Yıl sonuna kadar bu sayıyı 8 bine çıkarmış olacağız. Bizim enerji güvenliğimizi riske atmak gibi bir lüksümüz olamaz. Yerli kaynaklarımızı en verimli şekilde değerlendirmek zorundayız. Amacımız, yarının Türkiye’sinin bugünden çok daha güçlü, çok daha müreffeh bir ülke olmasıdır. Bu amaca ulaşmak için de var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Elbette ülkemizin kalkınması ve hepimizin geleceği için bunları yaparken, insanı ve çevreyi hiçbir zaman göz ardı etmeyeceğiz. Önce insan, sonra çevre ve sonra maden anlayışı ile insanı önceleyen, çevreyle uyumlu ve güvenli madencilik, bizim için olmazsa olmaz hususlardan biri olmaya da devam edecek. 6 şubat depremleri bizlere gösterdi ki madencilik sektörü özel bir teşekkürü hak ediyor. Deprem felaketleri sonrası canını ortaya koyarak, kahramanca insanımızın yardımına koşan madencilerimize de bu vesile ile huzurlarınızda şükranlarımı sunuyorum. Bir can daha kurtarabilmek için gece gündüz enkaz başında çalışan madencilerimizin başarısını ülkemiz ve tüm dünya takip etti. Biz de bakanlık olarak, madencilerimizin bu tecrübesini afet koordinasyonu kapsamında kurumsal bir yapı haline getirmek için çalışmalara başladık. Allah bizlere bir daha böyle acılar ve felaketler yaşatmasın. Bir araya geldiğimiz bu önemli kura çekimi vesilesi ile bundan bir yıl önce, 14 Ekim 2022’de Amasra’da elim bir maden kazasında hayatını kaybeden 42 madencimiz başta olmak üzere tüm maden şehitlerimizi de rahmetle anmak istiyorum. Sözlerime son verirken başta Sayın Cumhurbaşkanımıza, Türkiye Yüzyılı’nı madenin de yüzyılı kılacak hedef ve vizyonu için şükranlarımı sunuyorum. Yine burada bizlerle birlikte olan sayın bakanımıza, süreçte emeği geçen kıymetli vekillerimize, belediye başkanımıza teşekkür ediyorum. Kura sonuçlarının herkese hayırlı olmasını diliyorum.”

    Konuşmaların ardından elektronik kura çekimi gerçekleştirildi.

  • Gittikleri iş yerinde dehşet saçan baba yakalandı

    Gittikleri iş yerinde dehşet saçan baba yakalandı

    Olay, 6 Ekim’de Ankara-Samsun Karayolu üzerinde bulunan bir iş yerinde meydana geldi. İddialara göre, aralarında daha önceden anlaşmazlık bulunan E.Y. ve V.Y., Alparslan T.’yi iş yerinde darp ettikten sonra bıçakladı.

    Sungurlu’da yaşanan dehşet anları iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde ilk önce iş yerine V.Y., daha sonra ise E.T. geliyor. İş yerine giren E.T. direkt Alparslan T.’ye saldırırken, oğlu ise üzerinde bulunan bıçağı çıkarıyor. Bu sırada iş yerinde bulunan bir kişi V.Y.’ye müdahale ediyor ancak başarılı olamıyor. Elindeki bıçakla iş yerinde bulunan kişilerinde üzerine giden V.Y., bir süre daha E.T.’nin darp ettiği Alparslan T.’yi bıçaklıyor.
    Olayın ardından kaçan baba E.T. yakalandı. Adli makamlara sevk edilen E.T. tutuklanırken, firarda olan oğul V.T.’yi yakalamak için çalışmalar devam ediyor.

  • Keyfi işten çıkarma yargıdan döndü

    Keyfi işten çıkarma yargıdan döndü

    Kontrol analisti olarak çalışan işçi, değişen iş şartları sebebiyle pandemi sürecinde işten çıkarıldı. İş Mahkemesi’nin kapısını çalan mağdur işçi, fesih yasağının kaldırılmasıyla birlikte işverence kapı önüne konulduğunu öne sürdü. Herhangi bir evrak tebliğ almadığını, insan kaynakları sorumlusunun whatsapp üzerinden noter ihbarnamesinin ekran görüntüsünü gönderdiğini, feshin usulüne uygun olmadığını, tüm bu nedenlerle feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine karar verilmesini talep etti. Davalı şirket avukatı ise; davacının pandemi sebebiyle ücretsiz izne çıkartıldığını, bu durumun davacıya tebliğ edildiğini hatırlattı. ‘Değişen iş şartları ve iş organizasyonunda ihtiyaç bulunmaması’ nedeniyle feshedildiğini, fesih yasağının sonuna gelindiğinde davacının iş görme ediminden faydalanılmaması sebebiyle davacının çıkarıldığını öne sürdü. Davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, tüm bu nedenlerle davacının davasının reddine karar verilmesini talep etti. Mahkeme davanın kabulüne hükmetti. Kararı davalı avukatı istinafa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) Hukuk DAiresi, emsal nitelikte bir karara imza attı.

    Kararda, patronların kafasına göre soyut gerekçelerle personel çıkaramayacağı vurgulandı. Kararda şöyle denildi: “Dosyanın incelenmesinden ispat yükü üzerinde bulunan davalı işverenliğin dosyaya ibraz ettiği evraklarla istinaf dilekçesine konu yaptığı, hususları delillendiremediği anlaşılmıştır. Fesih bildirimindeki fesih sebebi ile bağlı olduğu, fesih bildiriminde fesih sebebi olarak değişen iş şartları ve organizasyonda ihtiyaç bulunmamasının fesih sebebi olarak bildirildiği ancak davalı tarafın iş yerinde bu şekilde bir yönetimsel karar alındığına dair herhangi bir karar norm kadro çalışması yapıldığına dair herhangi bir delil sunulmamıştır. Bu şekilde yasal olarak işletmesel kararını ibraz etmediği gibi bu kararı keyfilikten uzak, tutarlı, sosyal seçim kriterleri dikkate alınarak ve feshin son çare olma ilkesine uygun şekilde ispatlayamadığı ortadadır. İlk derece mahkemesi kararınıj objektif değerlendirmeye dayalı istinaf sebeplerini karşılar yeterli yasal gerekçeye sahip olduğu kanaatine varılarak istinaf müracaatının esastan reddine karar verilmiştir.”

  • Özel otomobille kaza yaptı, mahkeme iş kazası dedi

    Özel otomobille kaza yaptı, mahkeme iş kazası dedi

    Özel bir şirkette çalışan M.L., bölge toplantısına katılmak üzere özel aracını kullandı. İşverenin bilgisi dahilinde aynı şehirde yaşayan mesai arkadaşlarını da aracına alan M.L., toplantı dönüşü trafik kazasına karıştı. Kazada sürücü yaralanırken araçta da büyük çapta maddi hasar meydana geldi. Mağdur işçinin iş kazası talebine Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) olumsuz cevap verdi. Mahkemenin yolunu tutan M.L., davalı iş yerinde mağaza sorumlusu olarak çalışırken toplantıya şirket bölge müdürü M. Y. tarafından aranarak toplantıya şahsi aracı ile bölgedeki mağaza sorumlularını diğer şubeye getirmesinin istediğini dile getirdi. Yakıt ve masrafların şirket tarafından karşılanacağını söylemesi üzerine davacı bu teklifi kabul ederek toplantıya gittiğini, dönüş yolunda ise davaya konu iş kazasının gerçekleştiğini ileri sürerek söz konusu kazanın iş kazası olduğunun tespitini talep etti. Davalı şirket avukatı ise davacının iddialarını kabul etmediklerini, davacının toplantıya davet edildiği ancak kaza geçirdiği aracın işveren tarafından temin edilmediği, söz konusu kazada davacının kırmızı ışıkta geçerek kural ihlali yaptığını beyanla davanın reddini istedi. Davalı SGK avukatı ise açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kuruma sunulan evraklarda birçok eksikliklerin olduğunu öne sürüp davanın reddini istedi. Mahkeme, emsal nitelikte bir karara imza attı.

    Davacıya ait SGK hizmet dökümüne göre davacının kazanın meydana geldiği tarihte davalı şirket işçisi olduğu, kaza tarihinde ise mağaza sorumlusu olarak çalıştığı tespit edildiğine dikkat çekildi. Kararda; “Taraf beyanları, SGK kayıtları, tanık beyanları ve tüm dosya çerçevesinde göre göre davacı ile birlikte aynı araçta bulunan kimselerin kazanın meydana geldiği tarihte tüm mağaza sorumlularını kapsayan toplantının olduğu, davacının da içinde olduğu çalışanların bu toplantıya kazaya karışan araç ile gelinmesinin davalı tarafça istendiği anlaşılmaktadır. Aracın yol masraflarının ödeneceğinin davalı tarafça davacı da dahil araçta bulunan kişilere bildirildiği, toplantının sona ermesi üzerine şubelerine dönmek üzere mesai saatleri içerisinde yola çıktıkları ve kazanın meydana geldiği ortadadır. Davalı şirketin talimatlarının yerine getirilmesi neticesinde meydana gelen kaza ile zarar arasında sebeple ilgili bağının olduğu, 5510 sayılı Kanunun 11’inci maddesine göre araçların da işyeri sayıldığı, davacının kullandığı araç her ne kadar özel araç olsa da davalı şirkette çalışanların toplantıya gelebilmesi için bir aracın tahsis edilmediği, kaldı ki davacının yaptığı masrafların karşılanacağının belirtildiği, bu haliyle davacının aracının davalı işverence sağlandığı anlaşılmakla dava konusu olayın 5510 sayılı Kanun’un 13/e bendi gereğince iş kazası niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir” ifadeleri yer aldı.
    Davalılar kararı istinafa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi, itirazları reddetti. Bunun üzerine davalı avukatları kararı temyiz edince devreye Yargıtay 10. Hukuk Dairesi girdi. Kararda şu ifadelere yer verildi:
    “Davanın kabulüne dair verilen hükmün yerinde olduğu anlaşılmakla davalılar vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. Temyiz olunan kararın onanmasına oy birliği ile karar verilmiştir.”

  • Mazeretsiz işe gitmeyenler dikkat

    Mazeretsiz işe gitmeyenler dikkat

    İlçe devlet hastanesinde tıbbi sekreter olarak çalışan genç kadın, 10 gün boyunca mazeret bildirmeden mesaiye gitmeyince memuriyetten atıldı. Psikolojik tedavi gördüğünü belirten genç memur, 1. İdare Mahkemesi’nin kapısını çaldı. 10 gün süreyle kesintisiz ve mazeretsiz olarak görevine gelmediğinden bahisle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 94. maddesi uyarınca 15/04/2016 tarihinden itibaren görevinden çekilmiş sayılmasına ilişkin işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini istedi. Davalı Sağlık Bakanlığı ise davacının psikolojik rahatsızlığının işe gelmesine mani derecede olmadığını belirterek davanın reddini talep etti. Mahkeme, davanın reddine hükmetti. Davacı kadın, dosyayı Bölge İdare Mahkemesi’ne taşıdı. Temyiz müracaatını değerlendiren Mahkeme, itirazı reddetti. Davacı kadın bu kez kararı Danıştay’a taşıdı.

    Danıştay 12. Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı. Kararda; bir Devlet memurunun görevden çekilmiş sayılabilmesi, izin almaksızın veya kurumca kabul edilen bir mazeret olmaksızın 10 gün kesintisiz olarak göreve gelinmemiş olması halinde hukuken mümkün olduğu hatırlatıldı. Kararda şöyle denildi: “Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. Davacının temyiz isteminin reddine, Davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi kararının onanmasına oy birliği ile hükmedilmiştir.”

  • 2 iş yerine baskın

    2 iş yerine baskın

    Kocaeli Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce kaçakçılığın men ve takibine yönelik çalışmalar yürütülüyor. Bu çerçevede dün Başiskele ilçesinde 2 iş yerine operasyon düzenlendi. İş yerlerinde yapılan aramalarda 850 kutu elektronik sigara tütünü, bin puro, 150 elektronik sigara, 100 elektronik sigara likidi, 200 paket kaçak sigara, 100 paket tütün ele geçirildi. Malzemelere el koyulurken olayla ilgili 3 şahıs hakkında işlem başlatıldı.

  • Yangın en çok onu vurdu

    Yangın en çok onu vurdu

    Çanakkale’de çıkan ve saatler sonra kontrol altına alınan yangının bilançosu her geçen gün ortaya çıkıyor. Yağcılar Köyünde hediyelik eşya dükkanı olan ve hemen yanında çok sayıda kümes ile küçükbaş hayvana bakan Basri Tezel, çıkan yangında alevlerin arasında son anda kaçtı. Güvenlik güçlerinin yangın nedeniyle tahliye ettiği köyden ayrılan Tezel yangının kontrol altına alınmasıyla geriye döndü. Gördüğü manzara karşısında şok olan Basri Tezel;“20 yıllık emeklerim küle döndü. Çiftlikte bulunan hayvanlarım yandı. Hiçbirini kurtaramadım.” dedi.

    Röportaj esnasında aradığı kedisi bulan 2 çocuk babası Tezel, kedisinin miyavlamasını duyunca gözyaşları içinde kaldı. Kedisine sımsıkı sarılan Tezel’in duygulu anları ise kameraya yansıdı.
    20 yıllık emekleri bir yangınla küle dönen Tezel, “Yangın çok hızlı yayıldı. Kendi canımızı zor kurtardık. Burada 20 yıllık ekmek teknem vardı. Ailemle birlikte burada hediyelik eşya yapıyorduk. Yan tarafımda da hem kümes hayvanlarım hem de küçükbaş hayvanlarım vardı. Hepsi yandılar. Canımız çok acıyor. Hiçbiri yangından kaçamamış. Bir tek kedim kalmış. Buna da şükür. 1 Hafta sonra kızımın düğünün yapacaktım ama her şeyimiz bir gecede gitti” dedi.
    Konuşmakta zorluk çeken Tezel, son olarak yetkililerden sesinin duymasını da istedi.