Etiket:

  • Son iş gününde hayatını kaybetti

    Son iş gününde hayatını kaybetti

    Olay, Atatürk Mahallesi Yudum Sokak’ta bulunan bir site inşaatında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, kalıp ustası olduğu öğrenilen 61 yaşındaki Hasan Arslan, inşaatın 12. katında çalıştığı sırada dengesini kaybederek kalıp tahta parçalarının kopmasıyla birlikte aşağıya düştü. Arslan’ın yere düştüğünü gören iş arkadaşları ve çevredekiler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından yapılan ilk müdahale sonrası ağır yaralı olarak özel bir hastaneye kaldırılan Arslan, yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.

    Son iş gününde hayatını kaybetti

    İnşaattan düşerek hayatını kaybeden Hasan Arslan’ın işteki son günü olduğu ve iş bitiminde işten ayrılacağı öğrenildi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • Bursa Büyükşehir’e staj başvuruları başladı

    Bursa Büyükşehir’e staj başvuruları başladı

    Başvurular 10.08.2023-20.08.2023 tarihleri arasında https://e-belediye.bursa.bel.tr/online/Basvurular/StajBasvuruListe.aspx adresi üzerinden online olarak yapılabilecek.

  • İşe giderken pusuya düşürüldü

    İşe giderken pusuya düşürüldü

    Olay, sabah saat 07.20 sıralarında Serinhisar ilçesine bağlı Aşağı Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre; leblebicide çalışan Kemal Akköse (25), işe gitmek için evden ayrılıp aracına bindiği sırada farklı yönlerden yanına yaklaşan kimliği belirsiz kişilerin silahlı saldırısına uğradı. Evinin önünde pusuya düşürülüp, çapraz ateş sonucu kurşunların hedefi olan Akköse, başından ve vücudunun çeşitli yerlerinden vurularak ağır yaralandı. Akköse, kanlar içerisinde sürücü koltuğuna yığılırken, saldırganlar ise olay yerinden kaçtı.
    Silah sesini duyup dışarıya koşan vatandaşlar, Akköse’yi araç içerişinde kanlar içerisinde hareketsiz gördü. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda güvenlik gücü ve sağlık ekibi sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekibi, yaptığı incelemede gencin hayatını kaybettiğini belirledi. Akköse’nin cenazesi otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumuna kaldırıldı. Ekipler bölgede geniş çaplı güvenlik önlemi alırken, kaçan şüpheli ya da şüphelilerin yakalanması için çalışma başlatıldı.

    Öte yandan, hayatını kaybeden Kemal Akköse’in geçen yıl 2 gencin vurulduktan sonra kuyuya atılması cinayetinin faili olarak tutuklu bulunan Mustafa Akköse’nin kardeşi olduğu öğrenildi.

  • 17 ilçede nohut hasadı başladı

    17 ilçede nohut hasadı başladı

    Yapılan projelerle çiftçinin her zaman yanında olan Denizli Büyükşehir Belediyesi, çalışmalarına hız kesmeden devam etti. Bu çerçevede geçtiğimiz dönemlerde hayata geçirdiği tohum desteklemeleriyle 17 ilçede 700 çiftçiye dağıtılan nohutların hasadı başladı. 7 bin 600 dekarlık alana ekilen nohutlardan 94 ton hasat bekleniyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan da Tavas’ta başlanılan hasada çiftçilerle birlikte katıldı. Tavas ilçesinin Çiftlikköy Mahallesi’nde Hüseyin Arzuman’ın tarlasını ziyaret eden Başkan Zolan, burada nohut hasadı yapan kadınlara kolaylıklar diledi. Hemşerileriyle sohbet eden Başkan Zolan, daha sonra eldiven giyip kadınlarla birlikte bir süre nohut yoldu. Çiftçilerle hasat bereketinin mutluluğunu yaşayan Başkan Osman Zolan, küçükken köyde nohut yolduğu günleri hatırlayarak çocukluğunu yeniden yaşadığını söyledi.


    “Bugün emeğin karşılığını alma günü”

    Denizli’de altyapı, üstyapı, yollar, köprüler, parklar, kültür merkezleri, spor alanları gibi sayısız projenin altına imza attıklarını kaydeden Başkan Zolan, “Büyükşehir ile birlikte kırsala da destek verebilme yetkimize ulaştık ve çiftçimizin, üreticimizin, hayvancılıkla uğraşan insanlarımızın yanında olduk. Hedefimiz insanlarımızın daha fazla ve kaliteli üretmesi, daha fazla gelir elde etmesi ve bunun sonucunda da yaşadığı yerde mutlu ve huzurlu olmasıdır. Şu ana kadar üreten insanımıza yönelik 50’nin üzerinde proje gerçekleştirdik. Bunlardan birisi de Denizli’de nohut üretiminin artırılmasıydı. Biliyorsunuz Denizli leblebinin başkenti. Ar-ge ile elde edilmiş nohut tohumlarını çiftçilerimize vererek kuraklığa ve hastalıklara dayanıklı, kaliteli ve verimli ürün elde etmelerini hedefledik. Çiftçilerimiz tohumları tarlalarıyla buluşturdu, emek verdi, terini akıttı ve hasat gününe ulaştı. Bugün emeğin karşılığını alma günü. Hasat yapılırken ben de çiftçilerimizin yanında olmak, yaptığımız projenin sonuçlarını görmek istedim” dedi.

    “Bu gerçekten çok zor ve emek isteyen bir iş”

    Köyde dünyaya geldiğini ve çocukluğunun köyde geçtiğini anlatan Başkan Zolan, uzun süre tarımın içinde bulunduğunu da hatırlatarak “En çok tütün yetiştirdik ve onun ötesinde nohut da ürettik. Birçok hasatta nohut yoldum. Güneşin altında nohut yolmanın ne kadar zor olduğunu bilirim. Tarla çok sertse hasat daha da zordur. Elimize eldiven veya çorap giyer nohutları öyle yolardık. Bu gerçekten çok zor ve emek isteyen bir iş. İnşallah insanlarımız üretimlerinden mutlu olur ve kazançlarını arttırır. Çocukluğumu, o anları tekrar yaşayabilmek adına bugün nohut tarlasına geldik. Buradaki hanım kardeşlerimizle birlikte karınca kararınca nohut yolmaya destek vermeye çalıştım. Allah’ım yollarını açık etsin, ürünleri bereketli olsun. Yaptığımız projenin olumlu sonuçlarını görmek bizi ziyadesiyle mutlu ediyor. İnşallah üreten insanlarımıza yönelik daha güzel projeler yapmayı arzu ediyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Bileziğini satıp iş kurdu, 15 kişiye istihdam sağladı

    Bileziğini satıp iş kurdu, 15 kişiye istihdam sağladı

    Kahramanmaraş’ta 3 çocuk annesi girişimci kadın , 2 yıl önce kolundaki bileziği bozdurarak sim sarma işini kurdu, 15 kadına istihdam sağladı. Onikişubat ilçesi Fatih Mahallesi’nde yaşayan 3 çocuk annesi 37 yaşındaki Leyla Bekereci, evde sim sırma işleri yaparak mesleğini ilerletti. Yaptığı iş sayesinde kazandığı paralarla bir bilezik alan Bekereci, kendi atölyesini kurmak için harekete geçti. Bir süre daha kendi başına çalışan 3 çocuk annesi, aldığı bileziği 2 yıl önce 9 bin TL’ye bozdurarak atölye açtı. Müşterilerinin artmasıyla yoğun mesai yapmaya başlayan kadın girişimci bu sayede 15 kadına da istihdam sağladı.

    13 yaşından bu yana sim sırma işleri ile uğraştığını belirten Leyla Bekereci,” Küçük yaşlarda gönül verdiğim, sultanlardan ve saraylardan özendiğim bir işti bu. O zamanlar sultanların simlerle değil de altın tellerle yaptığı işçiliği biz şimdi, sim iplerle yapıyoruz. 13 yaşından beri uğraştığım ve gerçekten severek geliştirmeye çalıştığım bu işi küçük bir atölye ile devam ettirmek için profesyonel olarak 2 yıldır 15 arkadaşımızla çalışarak büyüme sağladık” dedi.

    Daha da büyüyerek devam edeceğiz
    Bekereci,”Bu işe başlarken, evde yaparak kazandığım bir bileziği bozdurarak açtık bu küçük atölyeyi. 9 bin lira gibi bir meblaydı. İnşallah daha da büyüyerek devam edeceğiz. Hayallerimizi gerçekleştirmeyi ve geleneğimiz olan genlerimizde olan bu işçiliği tüm dünyaya tanıtmayı hedefliyorum. Aslında hayal edilen her şeyi burada yapıyorum. Perdeler, Osmanlı motiflerini aklınıza gelebilecek her yere işleyebiliyoruz. Eşarplar, masa takımları, yemek takımları, karyola örtüleri, seccade takımları yani bir kızın çeyizinde olması gerekenlerin hepsini biz burada işlemesini yapıyoruz” ifadesini kullandı.

    Her işin kendine göre zorluğunun olduğunu aktaran Bekereci,” Maliyetli bir iş yapıyoruz ve her zaman risk almak zorunda kalıyoruz. Ama severek yaptığımız her işte geriye gitmiyoruz ileriye gidiyoruz. Bu çok güzel bir duygu. Özellikle bayanlar başarmayı çok seviyor. Onlar bizde başardığını görüyor biz onlar da başardığımızı görüyoruz. İlk hedefim kendi geleneğimizi tüm dün dünyaya tanıtmak. Çünkü bu çok meşakkatli, şık ve zarif bir işçilik. Bence tam olarak sarayların, sultanlarını anlatıyor. Ve tüm dünya bunu unutmamalı. Hiç kimse boş durmamalı. Hem bizim gelişmemiz için hem çevremizin gelişmesi için hem de ülkemizin gelişmesi için çalışmalı, üretmeli ve başarmalıyız” şeklinde konuştu.

  • Sağlıkçılar ülke genelinde iş bıraktı

    Sağlıkçılar ülke genelinde iş bıraktı

    Sağlık ve sosyal hizmetler alanlarında örgütü 19 sendika ile 2 aile hekimliği federasyonunu kapsayan SABİM’in ülke genelinde iki günlük iş bırakma kararı üzerine bugün İstanbul’da da sağlıkçılar iş bıraktı. Şiddetin önlenmesi, mali ve özlük haklarının verilmesi, liyakatli yönetim, çalışma koşullarının düzeltilmesini talep eden sağlıkçılar, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü önünde açıklama yaptı. “Bıçak kemikte” ve “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları atılan eylemde, “Vergi yükü azaltılsın”, “İnsanca yaşamak ve yaşatmak için insana yakışır sağlık” ve “Hak ettiğimiz koşullarda yaşamaya yetecek ödemeyi istiyoruz” yazılı dövizler taşındı.

    “Meslek onurumuz, insanca yaşamak ve yaşatmak için buradayız. Sonuna dek mücadele ederek birlikte kazanacağız” yazılı pankartın da açıldığı protestoda, platform adına hazırlanan ortak açıklamayı İSTAHED Yönetim Kurulu üyesi Bilge Mehmetzade okudu. “Toplu sözleşme taleplerimizi belirleyerek platformun büyük çoğunluğunun katılımıyla 1-2 Ağustos’ta ülke genelinde iş bırakma kararı aldık” diyen Mehmetzade, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “SİLAHLA POLİKLİNİĞE GİRİP ATEŞ EDEBİLENLERLE İÇ İÇEYİZ: Çünkü ölüyoruz, öldürülüyoruz, ekonomik olarak açlık sınırındayız, tükeniyoruz. Tırnak makasıyla AVM’lere dahi girilemeyen bir zamanda, silahla polikliniğe girip sağa sola ateş edebilen kişilerle iç içeyiz. Şiddetin gölgesinde hizmet üretmeye çalışırken her an bu silahtan çıkan bir kurşunla, hatta başımıza indirilen bir oksijen tüpüyle, gelecek bir bıçak darbesiyle ölebiliriz. Şiddeti engellemek için sadece kanunların yeterli olmayacağını biliyoruz. Rant alanına dönüştürülen ve kışkırtılan sağlık talebi, saygının yok edilmesi, eksik istihdamla verilmeye çalışılan hizmet, sanal kuyruklar, 5-10 dakika muayene süreleri… Şiddeti üreten, bu sistemin ta kendisi, biliyoruz. Çeşitli kalemler altında ödenen ve emekliliğe yansıtılmayan ek ödemelerle avutuluyoruz, kandırılıyoruz. Gerçek enflasyon karşısında bizlere sadece yüzde 17,5 zam reva görülürken emekliliğimize yansımayan seyyanen zam ile eğitimli olmak cezalandırılıyor ve mezarda emekliliğe mahkûm ediliyoruz.

    KİRAMIZI BİLE ÖDEMEKTE ZORLANIYORUZ: Alım gücümüz büyük bir hızla azalıyor, fazla çalışma ücretimiz, iş hukukuna göre normal mesaimizin 2 katı olması gerekirken yarısından az alıyoruz. Çocuklarımız için sağlıklı beslenme koşullarını sağlayamıyoruz, eğitim masraflarını, kiramızı bile ödemekte zorlanıyoruz. Uluslararası aile hekimliği uygulamaları ile ilgisi olmayan düzenlemeler, yetersiz aile sağlığı merkezi gider ödemeleri, yetersiz aile hekimi ve aile sağlığı çalışanı sorunu çözülmüyor, düşük tavan katsayısı ve destek ödemesi ile aile sağlığı çalışanları yok sayılıyor ve birçok angarya iş yükü ile 85 milyon vatandaşın koruyucu sağlık hizmeti ihmal ediliyor. 2010 yılında büyük umutlarla başlayan aile hekimliği uygulaması, aslında uygulamanın kendisi değil, sistem içinde emek verenler sayesinde büyük başarılar elde etmiştir fakat yıllar içinde görülmüştür ki liyakatsiz eller sebebiyle her geçen gün geriye gitmiş ve geriye gitmeye devam etmektedir. 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu’nu düzenlemek yerine 657 sayılı Kanuna göre ceza verilerek anayasal haklar görmezden geliniyor, liyakatsizlik ve art niyet, yönetimdeki etki alanını giderek artırıyor.

    ‘MEMURUM’ DEMEKTEN UTANIR HÂLE GELDİK: Sağlık sistemindeki kargaşa ve huzursuzluk nedeniyle hekimlerimiz, hemşirelerimiz, ebelerimiz, teknikerlerimiz, teknisyenlerimiz; genel idari, teknik ve yardımcı hizmetler sınıflarındaki çalışanlar gibi sağlık ekibinin hiçbir üyesi artık nefes alamıyor. ‘Nefes alamıyorum, imdat’ demeyen kimse kaldı mı aramızda? Daha ne kadar dibe vurabiliriz? Artık göğsümüzü gere gere ‘Hekimim, hemşireyim, ebeyim, sağlık çalışanıyım’ demeyi geçtik, çalışanlar olarak ‘Memurum’ demekten utanır hâle geldik. Ayrıca, Sarı-Sen’in toplu sözleşme teklifinde ileri sürdüğü dayanışma aidatını kabul etmiyoruz. Sendikal ikramiyenin barajlara bağlanmasını kabul etmiyoruz. Yetkili sendika tarafından kullanılan ve ayrımcılığa yol açan tabip dışı ifadesini kabul etmiyoruz. Ne yapacağız? Kafamızı öne eğip ‘Boş ver, böyle gelmiş böyle gider, başımı derde sokmayayım’ mı diyeceğiz? Yoksa bize yapılan zulme sesimizi çıkarıp tepkimizi mi göstereceğiz?

    VERDİĞİMİZ FEDAKÂRCA HİZMETİN UNUTULMAMASINI BEKLİYORUZ: Tabii ki demokratik tepkimizi meşru zeminde göstererek hep beraber, tek bir ağızdan artık yeter, hakkımızı verin diyeceğiz. Biliyoruz ki sağlık, en temel haktır. Sağlık hizmetleri bir ekip işidir ve bir bütündür. Ülkemizde oluşacak ideal sağlık sisteminin en büyük destekçisi olan bizler, hastalarımızın nitelikli tedavi olma, bakım alma ve iyileşme hakkını savunduğumuzun bilinmesini arzu ediyoruz. Pandemide, depremde ve her türlü zorlu şartta halkımıza ve hastalarımıza verdiğimiz fedakârca hizmetin unutulmamasını bekliyoruz. Nitelikli sağlık hizmeti için verilecek bu mücadelede sadece kendimiz için değil, hastalarımız için de mücadele ettiğimizin bilinciyle tüm halkımızı yanımızda olmaya davet ediyoruz. Bu sebeplerle hakkımız, halkımız ve hastalarımız için, ideal sağlık sistemi için bugün ve yarın acil işlemler dışında sağlık hizmetini durduruyor, iş bırakıyoruz.”

    Bilge Mehmetzade’nin konuşmasının ardından dernek ve sendika temsilcileri de sırayla söz alarak sorunlarını ve taleplerini anlattı.

  • İş yerinde kumar

    İş yerinde kumar

    Kocaeli’nin Derince ilçesinde iş yerine yapılan denetimde kumar oynatıldığı tespit edildi. İş yeri sahibi için adli işlem uygulanırken, kumarda toplanan 2 bin TL’ye el konuldu.
    Edinilen bilgiye göre, polis ekiplerinin dün Derince’de eğlence mekanlarında yaptığı denetimde bir iş yerinde kumar oynatıldığı tespit edildi. İş yeri sahibi B.A. hakkında adli işlem başlatıldı. Kumar oynadığı öğrenilen 5 kişiye ise idari yaptırım kararı uygulandı. Öte yandan, kumarda toplanan 2 bin TL’ye el konuldu.

  • “Önceliğimiz hep çalışanlarımızı korumak olmuştur”

    “Önceliğimiz hep çalışanlarımızı korumak olmuştur”

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Karayolları Genel Müdürlüğü binası konferans salonunda düzenlenen Bakanlık Merkez ve Taşra Teşkilatı ile Karayolları Genel Müdürlüğü, 20 bin işçiyi kapsayan 20. Dönem İşletme Düzeyi Toplu İş Sözleşmesi İmza Töreni’ne katıldı. Toplantıda Bakanlık ve Genel Müdürlük personelinin yanı sıra Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS), Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) ve Türkiye Yol-İş Sendikası (YOL-İŞ) temsilcileri yer aldı.

    Bakan Uraloğlu burada yaptığı konuşmada, bakanlık olarak personellerine verdiklerini söylediği değeri ve sağladıklarını söylediği imkanların personeller için ne kadar önemli olduğunun farkında olduklarını belirterek, “Sizlerin çalışma azminizi ve motivasyonunu yükselttiği gibi Bakanlığımızın kurumsal kimliğinin güçlenmesinde de büyük rol oynadığını çok iyi biliyoruz. Her daim nihai amacımız birimlerimizde çalışan tüm mensuplarımızın çalışma verimini en üst seviyeye çıkartmaktır. Alın terinin karşılığı sadece teşekkür olamaz” diye konuştu.
    Peygamber Efendimiz’in “işçinin ücretini teri kurumadan verin” hadisini ele alan Uraloğlu, “Bizler, çalışana haklarının verilmesinin ne kadar önemli olduğunu bildiren bir Peygamberin ümmetiyiz. Bu nedenle sosyal diyalogla işçi ve işverenlerimiz arasındaki hak ve hukuku her daim gözetme gayretinde olduk. Bize göre çalışanın, hizmet edenin yeri çok ayrıdır. Çalışan kesim üretimi etkileyen, kaliteyi artıran en önemli kesimdir. Bu nedenle toplu iş sözleşmelerinde önceliğimiz hep çalışanlarımızı korumak olmuştur” dedi.

    Her iki kurum içinde yapılan sözleşmeleri inceledikleri bilgisini veren Bakan Uraloğlu, “Hazırlanan protokolle işçilerimizin taban ücretleri, ücret zamları, sosyal yardımları, maktu ödemeleri, diğer özlük ve yan haklarında hatırı sayılır kazanımları olacak hayırlısıyla. Bir de müjde verelim sizlere istiyorum: Toplu iş sözleşme farklarınız da en kısa sürede inşallah ödenmiş olacak. Bundan sonra da yeni bir azim ve heyecanla çalışmalarınızı sürdüreceğinize yürekten inanıyorum” ifadelerini kullandı.

    Bakan Uraloğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın emekli maaşlarının yükseltilmesi için çalışma başlattığını belirterek, “Yeni düzenleme yapılacak bu vesileyle. Tüm emeklilerimiz için şimdiden hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Son 5 yılda pandemi ve yakın coğrafyamızda cereyan eden savaşlara rağmen, vatandaşımızı enflasyona ezdirmemek için gayret gösterdik. Kimsenin şüphesi olmasın ki önümüzdeki dönemlerde de refah kaybı yaşayanlara yönelik destekleyici çalışmaları artırma çabası içerisinde olacağız” diye konuştu.
    Son 21 yılda ulaşım alanında ‘reform’ niteliğinde çalışmalara imza attıklarını savunan Bakan Uraloğlu, “Bu başarılara giden yol, elbette belirlenen hedeflere inanarak, tutkuyla kenetlenerek ve özveri ile inşa edilmiş bir takım ruhuyla gerçekleşmiştir. Sizler de bu ruhu yaşayan ve büyük işler başaran bir ailenin üyelerisiniz. Bu başarılar sizlerin özverili çalışmalarıyla mümkün hale gelmiştir. Sizlerle ülkemizin gelecek hedeflerine ulaşmada gerekli her türlü gayret ve kararlılığı göstermeye devam edeceğiz. Özellikle ulaştırma alanında bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de karayollarının ağırlığı çok fazla yer kaplamaktadır” değerlendirmesini yaptı.

    21 yıl önce Türkiye’nin 6 bin 100 kilometre bölünmüş yolu olduğunu hatırlatan Bakan Uraloğlu, “Yaptığımız çalışmalarla bölünmüş yol uzunluğunu tam beş katına çıkardık. Şimdi 29 bin kilometre bölünmüş yola sahibiz. Bölünmüş yollarla bağlanan şehir sayımız 6 dan, tam 77’ye yükselttik. Ana akslarımızın tamamına yakınını bölünmüş yol haline getirdik. Geçilmez denen dağları deldik. Ülkemizin yalçın kayalarını, derin vadilerini tünel ve viyadüklerle aştık. 100 yılda yapılacak işleri 21 yıla sığdırdık. Bu sürede daha çok çalışmak zorunda kaldınız. Sizleri çok yorduk. Ama hep birlikte karşılığını da aldık. Ve sizler bir köprümüzden, bir tünelimizden ya da sizi sevdiklerinize götüren bir yolumuzdan geçerken buralarda emeğim var, katkılarım var diyeceksiniz” dedi.

    Bakan Uraloğlu’nun konuşmasının ardından imza törenine geçildi. İmza töreninde Bakan Uraloğlu ve TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay himayesinde, Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Enver İskurt, Karayolları Genel Müdür Yardımcısı Mücahit Arman, TÜHİS Genel Sekreteri Adnan Çiçek ve YOL-İŞ Genel Başkanı Ramazan Ağar toplu iş sözleşmesini imzaladı.
    Tören, Arman, Çiçek ve Ağar’ın protokole hediye takdim etmesinin ardından hatıra fotoğrafı çektirilmesiyle sona erdi.

  • Şirketlerden mültecileri işe alma sözü

    Şirketlerden mültecileri işe alma sözü

    Birleşmiş Milletler (BM) tarafından her yıl 20 Haziran’da kutlanan Dünya Mülteciler Günü öncesi çok uluslu şirketler Avrupa’daki mültecilere yönelik yeni bir karar aldı. Tent (Mülteciler için Çadır Ortaklığı) sivil toplum kuruluşu tarafından organize edilen istihdam programı çerçevesinde en az 40 çok uluslu şirket, 3 yıl içinde Avrupa çapında 250 binden fazla mülteciyi işe alma ve eğitim verme taahhüdünde bulundu. Alınan karar kapsamında Adidas, Amazon, Hilton, PepsiCo ve Starbucks gibi dünya markaları 13 bin 680’den fazla mülteciyi doğrudan işe alacak ve 86 binden fazla kişiye ise eğitim verecek.

    En az 5 bin mülteciyi işe alma sözü veren ABD’li e-ticaret devi Amazon’un İnsan Kaynakları yöneticisi J. Ofori Agboka mültecilere danışmanlık, eğitim programları, beceri kazandırma, dil eğitimi dahil her türlü desteği verdiklerini belirterek, “Amazon’un mültecileri küresel olarak desteklemeye yönelik politikasını yansıtan kararımızdan gurur duyuyoruz. Hedefimiz onlara yalnızca bir iş vermek değil, aynı zamanda kendilerini geliştirmeyi sürdürecekleri ve şirketimize değer katmaya devam edebilecekleri işler sağlamak” dedi.

    İstihdam programıyla oteller zinciri Marriott ve Hilton ayrı ayrı bin 500 çalışan, Starbucks ise bin çalışan alacağını duyurdu. Marriott CEO’su Anthony Capuano, “Avrupa’daki birçok pazarda rekor düzeyde talep görüyoruz. Bu nedenle, talep arttıkça misafirlerimizi ağırlayabileceğimizden emin olmak için daha fazla işe alım yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

    BM Mülteciler Yüksek Komiser Yardımcısı Kelly Clements yaptığı açıklamada dünya çapında yaklaşık 12 milyonu Ukraynalı 110 milyon insanın zorla yerinden edildiğini ifade ederek, bunlardan yarısının Avrupa’da yaşadığını söyledi. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük mülteci krizinin yaşandığını hatırlatan Clements, “Her sayı, her şeyini bırakıp güvenlik, koruma arayan ve mümkün olan en kısa sürede hayatını yeniden inşa etmek isteyen bir ailenin hikayesi. Bu nedenle şirketler tarafından verilen taahhütler kesinlikle gerekli” şeklinde konuştu.

  • İş için zaman yönetimi eğitimi

    İş için zaman yönetimi eğitimi

    Düzce Ticaret ve Sanayi Odasında performans için iş ve zaman yönetimi eğitimi yapıldı. Oda üyeleri ve firma yöneticilerine Profesyonel Koç Tuğba Karagöz Sever’in sunumuyla verilen eğitimde etkin bir iş yönetimi ile ekip olarak sürdürülebilir olma ve başarıya yansıması. Çalışan motivasyonunun artırılması ile birlikte kurumsal performans artışı. Kişisel farkındalık kazanma ve gelişimi sahiplenme, işleri ve zamanı yönetme becerilerinin gelişmesi, iş hedeflerine daha kolay ve verimli ulaşma gibi hususlar konuları ele alındı.