Etiket: işçi

  • Kıdem tazminatında yeni düzenleme

    Kıdem tazminatında yeni düzenleme

    Kıdem tazminatı ile karma bir model olarak uygulamaya girmesi öngörülen tamamlayıcı emeklilik sisteminin, meclisin Ekim ayında başlayacak önümüzdeki yasama yılında ele alınacağı belirtildi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ile işçi ve işveren temsilcilerini kabul etti.

    TOBB, TİSK, Türk-İş ve Hak-İş genel başkanlarının katıldığı görüşmede, tamamlayıcı emeklilik sistemi ve kıdem tazminatında değişiklik hazırlıkları ele alındı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, tamamlayıcı emeklilik sistemi ile kıdem tazminatinda fon kurulmasını öngören düzenlemede kararlı olduklarını vurguladı.

    İşçi ve işveren temsilcilerine, önerilerini hazırlayıp ekonomi yönetimine iletmelerini belirten Cumhurbaşkanı, tarafların aralarında mutabakat sağlamasına önem verdiklerini kaydetti.

    İşçi ve işveren temsilcilerinden süreyi uzatmadan değişiklik önerilerini hazırlaması istenirken, bu yasama yılının tamamlanmasına kısa bir süre kalması nedeniyle düzenlemenin meclis görüşmelerinin Ekim ayı sonrasında olacağı belirtildi.

    İstihdam kalkanı paketi içinde yer alacağı açıklanan diğer düzenlemelerin yer aldığı yasa teklifinin ise kısa süre içinde meclise sunulması bekleniyor.

  • Bunu yapan tazminatsız kovulur!

    Bunu yapan tazminatsız kovulur!

    Fabrika servisinde kavga çıkartan işçi tazminatsız şekilde kovuldu. Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza atarak, servis aracında ilk kavgayı başlatan ve fiziksel saldırıyı gerçekleştiren işçinin kovulmasını yerinde buldu. Yüksek Mahkeme, kavgaya karışan sürücünün ise saldırıya maruz kaldığını ve kovulmamasının eşitsizlik ilkesine aykırı olmadığına hükmetti.

    13 yıldır makine teknikeri olarak çalıştığı fabrikanın personel servis aracında güzergah konusunda sürücüyle kavga eden işçi, direksiyon başındaki sürücüye yumruk attı. Araya giren diğer işçiler kavgayı ayırdı. Diğer işçilerin can güvenliğini de tehlikeye atan kavga işverene aktarılınca olanlar oldu. Patron, kavgayı ilk başlatan ve sürücüye yumruk atan işçiyi tazminat ödemeden işten çıkardı. Saldırıya maruz kalan sürücü ise işine devam etti. 1. İş Mahkemesi’nin yolunu tutan işçi, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, ancak ihtarname gönderilmesine rağmen alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve fazla mesai alacaklarının davalıdan tahsilini talep etti.

    Mahkemede savunma yapan işveren ise personelin içinde bulunduğu servis hareket halindeyken çıkan tartışmada servis şoförünün sürücü koltuğunda davacının yumruklarına maruz kaldığını, başlatılan inceleme sonucunda iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunun 25/II-d bendi gereğince haklı olarak feshedildiğini beyanla davanın reddi gerektiğini dile getirdi. Mahkeme davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne, fazla mesai ücreti talebinin reddine karar verdi. Kararı, davalı temyiz etti.

    Emsal nitelikte bir karara imza atan Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, servis aracında ilk kavgayı başlatan ve fiziksel saldırıyı gerçekleştiren işçinin kovulmasını yerinde buldu. Yüksek Mahkeme, kavgaya karışan sürücünün ise saldırıya maruz kaldığını ve kovulmamasının eşitsizlik ilkesine aykırı olmadığına hükmetti.

    Kararda şöyle denildi: “Somut olayda, mahkemece yapılan değerlendirme ve varılan sonuç, dosya kapsamı ve tarafların iddia ve savunmaları ile örtüşmemektedir. Zira kavga olayının gerçekleştiği tarihte araçta bulunan personellerin dosya içerisinde yer alan yazılı anlatımlarında, tartışmanın davacı tarafından başlatıldığı, dava dışı diğer işçi-araç şoforünün davacıya işyeri yetkilileri ile görüşmesi gerektiği, kendisine verilen talimatın bu yönde olduğu konusunda açıklamalar yaptığı, ancak davacının tartışmayı devam ettirerek şoföre seyir halindeyken yumrukla vurduğu anlaşılmaktadır. Aracın bu nedenle kaza tehlikesi altında durdurulduğu, diğer personelin de bu sırada araç içerisinde olduğu belirtilmiştir. İşyeri kayıtlarına ve tanıkların işverene verdiği yazılı beyanlara itibar edilirse davalı işverenin yumruk atan işçiyi işten çıkarmayıp sadece davacıyı işten çıkarmasının eşit davranma borcunu ihlal ettiği söylenemeyecektir. Yapılacak yeni yargılamada davacı tarafından fiziksel saldırıda bulunulduğunun tanık beyanlarıyla doğrulanması halinde işverence yapılan feshin haklı olduğu sonucuna ulaşılacağından, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Hükmün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.”

  • Yargıtay son noktayı koydu: “İstifa etse bile alabilir”

    Yargıtay son noktayı koydu: “İstifa etse bile alabilir”

    Milyonlarca calışanı ilgilendiren karar Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nden geldi.

    Usta öğreticisi olarak çalışan işçi, ücret alacaklarının ödenmediği gerekçesiyle istifa etti.

    İşverenden ücret alacaklarını, fazla mesai ve kıdem tazminatını talep eden işçi, hakkını alamayınca İş Mahkemesi’nin yolunu tuttu. İş sözleşmesini haklı olarak feshettiğini belirten işçi, kıdem tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etti. Davalı işveren avukatı ise davacının çalışmasının istifa ile sona erdiğini öne sürdü. Mahkeme davanın kısmen kabulüne hükmetti. Kararı taraf avukatları temyiz etti.

    Milyonlarca calışanı ilgilendiren karar Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nden geldi. İşçinin emeğinin karşılığı olan ücretin işçi için en önemli hak, işveren için de en temel borç olduğunun hatırlatıldığı Yargıtay kararında; 4857 sayılı İş Kanunu’nun 32/4. maddesinde ücretin en geç ayda bir ödeneceğinin hüküm altına alındığı vurgulandı.

    Bu durumun aksi bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılmadığı sürece işçinin ücreti bir ay çalışıldıktan sonra ödenmesi gerektiği dile getirildi. Ücreti ödenmeyen işçinin bu ücretini işverenden dava ya da icra takibi gibi kanuni yollardan talep etmesinin mümkün olduğunun belirtildiği kararda şu ifadelere yer verildi:

    “Ücreti ödenmeyen işçinin alacağı konusunda takibe geçmesi ya da ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini yerine getirmekten kaçınması, iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açabilir. Bu bakımdan, işverenle bir çekişme içine girmek istemeyen işçinin, haklı sebebe dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da tanınmıştır.

    İşçinin ücretinin kanun veya sözleşme hükümlerine göre ödenmemesi işçiye bu imkanı verir. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önemsizdir. İkramiye, primi, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların da ödenmemesi işçiye haklı fesih imkanı verir.”

    Davacı işçinin geçirdiği trafik kazası sonrası aldığı rapor doğrultusunda işe gelmediğine dikkat çekilen kararda;

    “Somut uyuşmazlıkta, ihtarname ile raporlu olarak işe gelmediğini, ücretlerinin ödeneceğinin belirtilmesine rağmen ödenmediğini beyan etmiştir. İş Kanunu’ndan ve iş sözleşmesinden dolayı hak ettiği mali hak ve alacaklarının ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini belirterek ödenmesini talep etmiştir. Yargılama aşamasında da, davacının talep konusu fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil alacaklarına hak kazandığı anlaşılmıştır.

    Mahkemenin kıdem tazminatı ödenmemesi yönündeki kararı yasaya aykırıdır. Zira fesih tarihinde davacı işçinin ödenmeyen işçilik alacaklarının bulunduğu anlaşılmakla, başka bir anlatımla haklı fesih nedeninin devam ettiği görülmekle hak düşürücü süre işlemeyecektir. Ayrıca davacı ödenmeyen bir kısım işçilik alacaklarının ödenmesini söz konusu ihtarname ile talep etmiş, bu alacakların bir kısmının ödenmediği Mahkemece de kabul edilmiştir.

    Bu sebeple iş sözleşmesini davacının haklı nedenle feshettiğinin kabulü ile kıdem tazminatı talebinin hüküm altına alınması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Kararın oy birliği ile bozulmasına hükmedilmiştir” denildi.

  • İşçilerin yüzde 92’si borçlu

    İşçilerin yüzde 92’si borçlu

    Birleşik Metal İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM) tarafından, 14-24 Mayıs 2020 tarihleri arasında, otomotiv, metal eşya, elektrik-elektronik ve demir-çelik sektörlerinde çalışan, Birleşik Metal İş sendikası üyesi 948 işçi ile yapılan araştırmanın sonuçları sanayi işçisinin COVID-19 sürecinde gelir kaybını ve borçluluk düzeyindeki artışı ortaya koydu.

    Araştırmanın sonuçlarına göre metal işçilerinin yüzde 75’i gelir kaybı yaşadı. Borçluluk oranı son derece yüksek olan ve hanehalkı gelirleri yoksulluk sınırı altında kalan işçiler açısından bu durum, yoksulluğun derinleşmesi anlamına geliyor. Araştırma kapsamındaki işçilerin yaklaşık dörtte birinin hanehalkı geliri 3000 TL’nin altında olduğu belirtildi. 3000-3999 TL arası hanehalkı gelirine sahip olanların oranı yüzde 40 ile en geniş kesimi oluşturdu. 4000-4999 TL arası hanehalkı gelirine sahip olanların oranı yüzde 18 iken, 5000 TL ve üzeri hanehalkı gelirine sahip olanların oranı yüzde 17 seviyesinde. Buna göre işçilerin yüzde 83’ü 5000 TL’nin altında bir hanehalkı gelirine sahiptir.

    İşçilerin yüzde 92’si borçlu

    Araştırma kapsamındaki işçilerin yüzde 92’lik ezici bir çoğunluğu borcunun olduğunu ifade etti. Yüzde 92’lik borçlu kesim içerisinde ise borçlarının kendisini hiç zorlamadığını söyleyenlerin oranı yüzde 3,42 seviyesinde. Buna karşın borçların kendisini zorladığını söyleyenlerin oranı yüzde 40,14, çok zorladığını söyleyenlerin oranı yüzde 56,44 olarak kaydedildi.

    Araştırma kapsamında borcu olan yaklaşık her üç işçiden birinin kişisel borcu bulunurken, her beş işçiden birinin konut kredisi borcu bulunuyor. Araç kredisi borcu olanların oranı yüzde 3,6 olarak belirtildi.

    Araştırma kapsamındaki işçilerin yaklaşık yüzde 52’si pandemi sürecinde hanehalkı gelirinin yanında net gelirinde de kayıp yaşadı.

    Araştırma kapsamındaki işçilere hanehalkı gelirlerinde yaşanan gelir kaybının nedenleri de soruldu. İşçilerin yüzde 46,8’i kısa çalışma nedeniyle, yüzde 31,1’i fazla mesai yapamadığı için, yüzde 17’si aile fertlerinden birinin işsiz kalması yüzünden, yüzde 14,1’i ise ek iş yapamadığı için hanehalkında gelir kaybı yaşandığını belirtti.

    İşçilerin yüzde faturalarını ödemekte zorlanıyor

    Araştırma kapsamında geçerli cevap veren metal işçilerinin yüzde 51’i Nisan ayında borçlarının arttığını ifade etti. Bu işçilerden fatura ödemekte zorlananların oranı yüzde 48. Araştırmaya göre, İşçilerin yüzde 36,7’si kredi kartını, yüzde 18.6’sı tüketici kredisi borcunu, yüzde 5.7’si konut kredisi borcunu ödeyemediğini belirtti. Kirasını ödeyemeyen işçilerin oranı yüzde 12,7 olarak tespit edildi.

    Araştırma kapsamındaki işçilere siyasal iktidarın aldığı tedbirleri ne kadar başarılı buldukları soruldu. İşçilerin yüzde 44’ü virüse karşı alınan tedbirleri başarılı bulurken, sadece yüzde 21’i ekonomik tedbirleri başarılı olarak niteledi. Buna karşın siyasal iktidarın virüse karşı aldığı tedbirleri başarısız bulanların oranı yüzde 23 iken, ekonomik tedbirleri başarısız bulanların oranı yüzde 47 olarak kaydedildi.

  • Haksız yere işten çıkarılan işçi, açtığı davayı kazandı

    Bursa’da, fabrikada imalat ustası olarak çalışan işçi, işten atılınca soluğu Bursa 10. İş Mahkemesi’nde aldı. Kıdem ve ihbar tazminatı talebinde bulunan işçi; haksız ve hiç bir yasal dayanağı olmadan İş Kanunu’nun 25/II-d maddesi gerekçe gösterilerek iş akdinin feshedildiğini, yaklaşık 7 yıl gibi uzun bir süre işverenin hizmetinde hiç bir kusur işlemeden yasalara ve kurallara harfiyen uymak suretiyle bu güne kadar hiç bir ihtar ve ceza uygulamasına sebebiyet vermediğini öne sürdü.

    Sudan bahanelerle ve yasalara aykırı şekilde işine son verildiğini belirten davacı usta, tazminatlarının da ödenmediğini iddia etti. Mahkemede savunma yapan davalı fabrika işletmecisi ise davacının son zamanlarda mesai arkadaşları ile büyük sorunlar yaşadığını, sürekli huzursuzluğa sebebiyet vererek çalışma arkadaşlarına ve amirlerine sataştığını dile getirdi. Mahkeme, iş akdinin tazminata hak kazanmayacak şekilde feshedildiğinin ispat yükümlülüğü davalı işveren üzerinde olduğuna dikkat çekerek, davacının taleplerini hüküm altına aldı. Kararı davalı işveren temyiz edince dosya Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin gündemine geldi. Daire, sudan bahanelerle işçinin atılamayacağına hükmetti. Daire, mahkeme kararını onadı. Emsal nitelikteki kararla birlikte davacı usta, tam 7 sene sonra tazminatına kavuştu.