Etiket: israil filistin savaşı

  • İsrail askerleri, Filistinlilerin bedenlerini attı

    İsrail askerleri, Filistinlilerin bedenlerini attı

    İsrail güçleri, işgal altındaki Batı Şeria’nın Cenin Valiliğine bağlı Kabatiya kasabasına dün akşam saatlerinde baskın düzenledi. İsrail’in yaklaşık 10 saat süren geniş çaplı saldırılarında 7 Filistinli hayatını kaybetti, 11 Filistinli ise yaralandı.

    Yerel kaynaklar tarafından yapılan açıklamada İsrail askerlerinin kuşatılan bir evin çatısında öldürdüğü 3 Filistinlinin cansız bedenini bir evin çatısından attığı ve cenazelerin daha sonra İsrail’e ait buldozerlerle olay yerinden alındığı ifade edildi. Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, en az 3 İsrail askerinin bir Filistinlinin cansız bedenini tekmeleyerek çatıdan aşağı attığı görüldü.

  • “Savaşta yeni bir aşamanın başlangıcındayız”

    “Savaşta yeni bir aşamanın başlangıcındayız”

    İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Ramat David Hava Üssü’ne ziyaret gerçekleştirdi. Hava Kuvvetleri personeline hitap eden Gallant, “Ağırlık merkezi kuzeye (Lübnan’a) doğru kayıyor. Kuvvetlerimizi, kaynaklarımızı ve enerjimizi kuzeye doğru yönlendiriyoruz” ifadelerini kullandı.

    Gallant, “Bu savaşta yeni bir aşamanın başlangıcında olduğumuza inanıyorum ve buna uyum sağlamamız gerekiyor. Bu savaş büyük cesaret, kararlılık ve azim gerektirir” diye konuştu.
    İsrail’in kuzeydeki savaş hedeflerinin açık ve basit olduğunu vurgulayan Gallant, “Kuzeydeki kasabalarda yaşayanların güvenli bir şekilde evlerine geri dönmesi” ifadelerini kullandı. Gallant, “Esirleri unutmadık, güneydeki görevlerimizi de unutmadık. Bu bizim görevimiz ve aynı zamanda onu da yerine getiriyoruz” dedi.

    “Henüz kullanmadığımız çok daha fazla yeteneğe sahibiz”

    İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi ise Kuzey Komutanlığı’na yaptığı ziyarette konuştu. Halevi, İsrail’in Hizbullah’a karşı henüz kullanılmamış “çok daha fazla yeteneğe” sahip olduğunu ifade etti. Halevi, “Kuzeydeki sakinleri evlerine, kasabalara yüksek düzeyde güvenlikle geri getirecek güvenlik şartlarını oluşturma konusunda çok kararlıyız ve bunu sağlamak için gereken her şeyi yapmaya hazırız. Henüz devreye almadığımız birçok yeteneğimiz var. Bunlardan bazılarını gördük, bana öyle geliyor ki iyi hazırlandık ve ileriye dönük bu planları hazırlıyoruz. Belirli bir aşamaya ulaştığımız her seferde, sonraki adımlarda güçlü bir şekilde ilerlemeye hazırlanıyoruz. Her aşamada Hizbullah için bedelin yüksek olması gerekiyor” şeklinde konuştu.

    Öte yandan İsrail Savunma Kuvvetleri’nin 98. Tümeni, Gazze Şeridi’nde aylarca süren çatışmaların ardından bugün İsrail’in kuzeyine (Lübnan sınırı) konuşlandırıldı.

  • BM Genel Kurulu, İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarından çekilmesi istenen kararı kabul etti

    BM Genel Kurulu, İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarından çekilmesi istenen kararı kabul etti

    Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda “işgal altındaki Doğu Kudüs ve işgal altındaki Filistin topraklarının geri kalanındaki yasa dışı İsrail eylemleri” başlıklı acil özel oturum düzenlendi. Oturumda İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarındaki varlığını 12 ay içinde sonlandırması talep edilen karar tasarısı oylama sunuldu. Tasarı, 14’e karşı 124 oy ile kabul edildi. 43 ülke çekimser kaldı.

    Kabul edilen tasarıda, İsrail’in daha fazla gecikmeden işgal altındaki Filistin topraklarındaki yasa dışı varlığını sonlandırması ve karar kabul edildikten sonraki 12 ay içinde Filistin topraklarından çekilmesi talep edildi. İsrail’in Uluslararası Adalet Divanı kararları doğrultusunda uluslararası hukuk kapsamındaki tüm yasal yükümlülüklerini gecikmeden yerine getirmesi, bunun yanı sıra tüm yeni yerleşim faaliyetlerini derhal durdurması, tüm yerleşimcilerin işgal altındaki Filistin topraklarından tahliye edilmesi istendi.

  • Gazze’ye yaptığımız yardımlar 42bin tona ulaştı

    Gazze’ye yaptığımız yardımlar 42bin tona ulaştı

    Dışişleri Bakanlığı sosyal medya hesabından Türkiye’nin Gazze’ye yaptığı insani yardımların 42 bin tona ulaştığını duyurdu. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    “Türkiye’nin Gazze’ye yaptığı insani yardımlar 42 bin tona ulaştı. Gazze’ye en fazla yardım sağlayan ikinci ülke olan Türkiye, toplam yardımların yüzde 23’ünü temin ediyor. Ayrıca her hafta ortalama 127 ton içme suyu ülkemiz tarafından Mısır’dan Gazze’ye ulaştırılıyor. 400’ün üzerinde Gazzeli hasta ve yaralının tedavisi Türkiye’de devam ediyor. Türkiye, Gazze ve Filistinli kardeşlerimizin her zaman yanında olacak.”

  • Filistin’deki şiddete karşı sessiz yürüyüş

    Filistin’deki şiddete karşı sessiz yürüyüş

    DPÜ’nün Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığına bağlı olarak faaliyet gösteren Lisan-ı Hâl, Geçerken, Hadis ve Fıkıh toplulukları tarafından düzenlenen ve İnsani Yardım Vakfı Kütahya Şubesi’nin destek verdiği etkinlikte Filistin halkına yönelik eziyetler protesto edildi.

    Olimpik Havuz önünden başlayıp İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde sona eren protesto sessiz yürüyüşünde öğrenciler, ellerinde pankart ve dövizlerle İsrail Devleti’nin başta yaşama olmak üzere bölgedeki insanların temel hak ve özgürlükleri kısıtlayan girişimlerini kınadı.

  • Bursa’da savaşa ilginç farkındalık

    Bursa’da savaşa ilginç farkındalık

    Olay iki gün önce saat 18.45 sıralarında Fomara Meydanı yakınlarında gerçekleşti. Olayda kimliği belirlenemeyen bir şahıs, Filistin ve İsrail arasında gerçekleşen savaş için farkındalık yaratmak istedi.

    Üzerinde kanlı el görüntüsü verilen bir kostüm olan şahıs, önce trafik lambalarında kırmızı ışık yandıktan sonra arabaların önüne geçti. Daha sonra elindeki Filistin bayrağını sallamaya başladı.

    Yaşanan olay çevredekilerin büyük ilgisini çekti. Bu anlar toplu taşımada seyahat eden bir kişi tarafından cep telefonuyla kaydedildi.

  • Çiftçi; “Zulme karşı tavır alıyoruz”

    Çiftçi; “Zulme karşı tavır alıyoruz”

    Çankırı Karatekin Üniversitesi’nde düzenlenen panelde, İsrail-Filistin sorunu, tarihi, siyasi ve hukuki yönleri ile ele alındı. Panele Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Harun Çiftçi, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hüseyin Odabaş ve çok sayıda öğrenci ile personel katıldı. Çankırı Karatekin Üniversitesi Hukuk Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen panelde Öğretim Üyesi Dr. Ali Çapar, Öğretim Üyesi Dr. Abdullah Metin ve Dr. Öğr. Üyesi Zeynep Erhan Bulut konuşmacı olarak yer aldı.

    Panelin açılış konuşmasını yapan Rektör Çiftçi, son günlerde tüm dünyanın gündeminde olan Filistin meselesini üniversite olarak da yakından takip ettiklerini ve bu konudaki duyarlılıklarını bir dizi çalışmayla ortaya koyduklarını ifade ederek, “Filistin meselesi 7 Ekim sonrasında korkunç bir vahşeti beraberinde getirmişken, bu konuda toplumun tüm kesimlerinde farkındalık oluşturmayı insani, vicdani ve akademik bir sorumluluk olarak görüyoruz. Gazze’de korkunç hak ihlalleri ve savaş suçları işlenirken bir halk toplu olarak cezalandırılırken bu durum her platformda gündemde tutulmalı diyoruz. Bu duyarlılıkla çaba sarf eden tüm kıymetli hocalarımızın çalışmalarını takdir ediyorum. Yanı başımızda büyük bir acı yaşanırken, uluslararası hukuk ayaklar altına alınırken, akademik duyarlılığı vicdani sorumlulukla birleştirerek bugün bu paneli tertip eden hocalarımızı tebrik ediyorum” dedi.

    Siyasi ve ekonomik rekabetlerin büyük savaş acılarının yaşanmasına sebep olduğunu belirten Rektör Çiftçi, “Son yüzyılda yaşanan iki dünya savaşı, tek kutuplu dünyaya geçiş, soğuk savaş, postkolonyalizm, birçok kırılma anı, birçok düzen değişikliği konuşuldu ama ne dünyada yaşanan acılar azaldı ne de savaşlar. Dünden bugüne şekil değiştirerek daha sofistike hal alan güç paylaşımları ve sömürü daha can yakıcı hale gelerek azalmadan bilakis artarak devam etti. Sürekli siyasi rekabetler, sürekli ekonomik rekabetler, sürekli sömürü meseleleri. Dün Osmanlı medeniyetinin egemenliği altında huzur içinde olan bölgeler bugün korkunç bir sömürü ve savaş alanı olarak insanlığın vicdanını kanatıyor. Bugün Gazze’de yaşanan büyük trajediyi anlamak için hem yeni dünya düzenini hem de bu düzenin getirdiği sefaleti doğru okumak gerekiyor. Şurası çok açıktır ki yeni dünya düzeninin sefaleti Filistin’de zulüm üretiyor. Filistin meselesini ideolojik, siyasi yapılanmalardan öte insani bir mesele olarak görmek gerekiyor. Dahası bu meselelere tavır alırken de merkeze insanı ve vicdanı alarak reaksiyon vermek gerekiyor. Dün Bosna’da oldu hadiseler, duruşumuz aynıydı, değişmedi. Orta Asya’da oldu, Kafkaslarda oldu, duruşumuz değişmedi. Orta Doğu’da sürekli oluyor, yine duruşumuz değişmiyor. Afrika’da hakeza yine öyle duruşumuz değişmiyor. Hep ifade ettiğimiz gibi biz medeniyet mefkûresinin merkezinde insan olan bir anlayıştan geliyoruz ve insanı emanet olarak görüyoruz. İnsanın dini, ideolojik, siyasi kavramlarla ötekileştirilmesi, sömürülmesi, yok sayılmasını asla doğru bulmuyoruz. Bugün gidin Bosna Hersek’e veya Osmanlı mirasının olduğu herhangi bir yere, orada katedraller, kiliseler, camiler hep aynı yerdedir. Bu işaretler, medeniyetimizin kucaklayıcı ve insanı merkeze alan duruşunu göstermesi bakımından önemlidir” diye konuştu.

    “Bugün Gazze’de yaşananlar mevcut paradigmanın iflasını gözler önüne sermiştir” ifadelerine yer veren Çiftçi, “Dünyanın yeni bir bakış açısına ihtiyacı var. İnsanlığın yeni bir paradigmaya ihtiyacı var. Bunları kimler yapacak? Hep birlikte yapacağız, konuşacağız, söyleyeceğiz, deklare edeceğiz. Bakıyoruz, geçmişteki büyük inkılaplara, 100 yıllık emekler, asırlık mücadeleler, bu uğurda kendini feda eden insanlar var. 100 yıllık mücadele ama en sonunda inkılap gerçekleşmekte. Dolayısıyla bizler de bu noktada üzerimize düşeni yapacağız. Bizden sonraki nesle bırakacağımız en büyük miras iki tavırdır. Birincisi haksızlıklara karşı duruşumuz, ikincisi de gerçekten adaletle paylaşılabilir bir dünya düzeni. Bunun fikrî alt yapısını, akademik altyapısını buralarda anlatacağız, ifade edeceğiz. Yakın zamanda, olaylar başlamadan önce Filistin’e gittim. Filistin’de zaten sosyal hayat normalde de çok zordu, orada özgürlükten asla bahsedemezsiniz. Evler var, insanlar var ama özgürlüğünüz yok. Bir yerden bir yere gideceksiniz, 40 yerden kontrolden geçiriliyorsunuz. Geçtiğiniz yerlerde de sizleri bakışlarıyla eziyorlar, yok sayıyorlar, bunu net bir şekilde görüyorsunuz. Bundan dolayı da orada bugün yaşanan korkunç trajediyi her platformda dile getirmemiz lazım. İçimizde Filistin’den, Gazze’den gelen arkadaşlarımız var ve yakın zamanda bu öğrencilerimizle görüştük, toplantı yaptık. Hocam diyor, akrabalarımızın yarısı şehit oldu zaten, gitti diyor. Bundan daha korkunç bir şey tahayyül edilebilir mi? Aileler yok oluyor, siviller katlediliyor. Tam da bu nedenle oralarda yeni bir düzen oluşması gerekiyor. Kaldı ki, orada yapılacak bir düzenleme bütün Orta Doğu’yu, bütün dünyaya etkiliyor” şeklinde konuştu.

    Rektör Çiftçi’nin açılış konuşmasının ardından, panele konuşmacı olarak katılan Çapar, Metin ve Bulut sunumlarını gerçekleştirdi. Panelde, İsrail-Filistin sorunu, tarihi, coğrafi, siyasi, stratejik, dini ve ideolojik boyutlarıyla çok yönlü olarak ele alındı. Panelde, 7 Ekim’de yaşananlar ve gelecek süreçte yaşanabilecek olaylar ile ülke olarak karşı koyulan tepki de değerlendirildi. Salon dışında ise “İnsan Hak ve Hürriyetleri Topluluğu” tarafından Filistin’de yaşananlarla ilgili bir fotoğraf sergisi ziyarete açıldı.

  • Silvan’da Filistin’e yardım etkinliği

    Silvan’da Filistin’e yardım etkinliği

    İlçenin Gazi Caddesi üzerinde düzenlenen yardım etkinliğinde dokuz tane anaokulu ve veliler tarafından hazırlanan yöresel yemekler ve tatlılar, satışa sunuldu.

    Hasuni Anaokulu Müdürü Mehmet Aslan ve Cumhuriyet Anaokulu Müdür Yardımcısı Narin Çiçek, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü öncülüğünde gönüllü esasıyla Filistin yararına yaptıkları etkinlikte elde edecekleri geliri Kızılay aracılığıyla Filistin’e göndereceklerini söyledi.

  • İsrail’in eziyetlerini anlattılar

    İsrail’in eziyetlerini anlattılar

    İsrail ve Filistin arasında 24 Kasım’da varılan esir takası anlaşması kapsamında dün serbest bırakılan 22 yaşındaki Filistinli kadın mahkum Maryam Salhab, İsrail hapishanelerinde yaşadıklarını anlattı.

    Salhab, 26 Ekim’de El Halil’de evindeyken herhangi bir suçlama olmadan tutuklandığını belirterek, “Tutuklanmamdan bir gün önce babam tutuklandı ve evim tahrip edildi. Ertesi gün İsrail işgal ordusu beni evimde tutukladı ve 7 saat boyunca beni taciz etti. Gözlerimi ve ellerimi bağladılar. Beni dövdüler ve küfrettiler” dedi.

    İsrail hapishanelerindeki koşulların çok zor olduğunu aktaran Salhab, “Filistinli kadın mahkumlar dünyadan izole bir şekilde yaşıyor ve dış dünya hakkında hiçbir şey bilmiyor. İsrail hapishanesindeki Filistinli kadın mahkumların tüm eşyalarına el koydular. Yeterli yiyecek vermediler” ifadelerini kullandı. Salhab, serbest bırakılmasını sağladığı Hamas’a teşekkür etti.

    “Filistinli mahkumların hapishane doktoruna gitmelerini engellediler”

    Dün serbest bırakılan diğer bir kadın mahkum 26 yaşındaki Ruqaya Amr ise, 26 Ekim’de yüksek lisans öğrencisiyken tutuklandığını ifade ederek, 7 saat gözaltında tutulduktan Hasharon Hapishanesi’ne nakledildiğini ifade etti. Gardiyanların kadın mahkumlarını dövdüklerini aktaran Amr, “19 ve 20 Ekim tarihlerinde kadın mahkumlara acımasızca saldırdılar, Filistinli mahkumların eşyalarına el koydular ve hapishane doktoruna gitmelerini engellediler” dedi.

    Dış dünya ile iletişimlerinin olmadığını aktaran Amr, “Haber alamıyoruz ve Hamas ile yapılan anlaşma hakkında hiçbir şey bilmiyoruz. Ofer Hapishanesi’ne nakledildikten sonra serbest bırakıldığımız haberini aldık” ifadelerini kullandı. Amr, Hamas’a serbest bırakılmasını sağladığı için teşekkür etti.

    “Hamas, Gazze Şeridi’ndeki yıkıma rağmen koşullarını İsrail’e dayattı”

    Serbest bırakılan diğer bir kadın mahkum 47 yaşındaki yazar Lama Khater ise, 26 Ekim’de El Halil’de tutuklandığını ifade ederek, Hamas’ın, Gazze Şeridi’ndeki yıkıma rağmen koşullarını İsrail’e dayattığını ve Filistinli mahkumları işgal hapishanelerinden kurtaracağına dair verdiği sözü tuttuğunu aktardı.

    Khater, “İsrail işgal güçleri evimi tahrip etti. Mahkumların ailelerini ve mülklerini hedef aldı. Eşimin tutuklandığını tutuklanmamdan iki hafta sonra Filistinli bir mahkumdan öğrendim” dedi.

    Kendisi ve eşinin tutuklanması sonucu çocuklarının annesiz ve babasız kalmasından İsrail güçlerinin mutlu olduğunu aktaran Khater, “Beni ziyaretçi kabul etmemem ve kutlama yapmamam konusunda tehdit ettiler. Ben de onlara Gazze Şeridi’nde akan kan ve yıkımın boyutu nedeniyle kutlama yapmadığımızı ve kutlama yapmanın mümkün olmadığını söyledim” dedi.

    Filistinli kadın mahkumların serbest bırakıldıklarından haberleri olmadığını aktaran Khater, “Kiryat Arba yerleşim yerine transfer edildim ve bir odaya atıldım. Yakılmakla, tecavüzle, hakaretle ve Gazze Şeridi’ne sürülmekle tehdit edildim. Daha sonra 6 Filistinli kadın mahkumla birlikte İsrail’in Hasharon Hapishanesi’ne transfer edildim. Tuvalete gitmemiz ya da odadan çıkmamız engellendi” dedi.

    İsrail’in baskılarının kendilerini yıldıramayacağını ifade eden Kahter, “Gazze Şeridi’ndeki direnişin elde ettiği büyük zafer karşısında İsrail işgali iflas etmiştir” dedi.

  • İsrailli esir: “Netanyahu, ailemi katlettin”

    İsrailli esir: “Netanyahu, ailemi katlettin”

    Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, dün İsrail hava saldırısında öldüğünü açıkladığı 10 aylık Kfir Bibas ve 4 yaşındaki Ariel Bibas’ın babası Yarden Bibas’ın görüntülerini yayınladı.

    Bibas, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya seslenerek, “Netanyahu, ailemi bombaladın. Karımı ve çocuklarımı öldürdün, onları anlaşmalar yoluyla evlerine döndürmek yerine onları öldürdün. Hamas cenazelerini alıp İsrail’e gömmeyi teklif etti ama siz reddettiniz. Sizden cenazeler alıp İsrail’e gömmenizi istiyorum” dedi.

    Kassam Tugayları tarafından yapılan açıklamada, İsrail’e Kfir Bibas, Ariel Bibas ve anneleri Sherry Silverman Bibas’ın cenazelerini teslim etmeyi teklif edildiği belirtilerek, “İşgal hükümeti cenazeleri teslim almayı reddetti. Hala manevra ve pazarlık yapmaya devam ediyor” denildi.

    Kassam Tugayları tarafından dün yapılan açıklamada, İsrail’in insani aradan önce Gazze Şeridi’ne düzenlediği bombardımanda 3 İsrailli esirin öldüğü, esirlerin Sherry Silverman Bibas, Kfir Bibas ve Ariel Bibas olduğu aktarıldı.