Etiket: israil

  • İsrail yerleşim bölgelerini hedef aldı

    İsrail yerleşim bölgelerini hedef aldı

    İsrail’in abluka altına aldığı Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları 45 gündür devam ediyor. İsrail ordusunun dün yine yerleşim bölgelerini hedef alması sonucu onlarca sivil hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı.

    Gazze Şeridi’nin merkezindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda Derviş ailesine ait bir eve düzenlenen saldırıda 8 kişi hayatını kaybetti, enkaz altında kalanları arama kurtarma çalışması başlatıldı. İsrail savaş uçaklarının kamptaki Muhaymar ailesinin evine düzenlediği saldırıda ise 14 kişinin hayatını kaybettiği, çok sayıda kişinin ise yaralandığı kaydedildi.

    İsrail, Gazze Şeridi’nin Deir el-Balah kentindeki Saleha ailesinin yaşadığı evi de hedef aldı. Saldırıda 8 Filistinli hayatını kaybederken, 15 kişinin ise enkaz altında kaldığı ve arama çalışmalarının sürdüğü öğrenildi. İsrail ordusunun sabaha karşı Deir el-Balah kentinde yer alan Maghazi Mülteci Kampı’nda bir evi hedef alması sonucu onlarca kişi yaralandı, olay yerinde büyük bir yıkım meydana geldi.

    Filistin Sağlık Bakanlığı’na göre İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 5 bin 500’ü çocuk olmak üzere 13 bine yükseldi.

  • İsrail’in Gazze saldırılarında 44. gün

    İsrail’in Gazze saldırılarında 44. gün

    İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları 44 gündür sürüyor. Sivillerin bulunduğu bölgelere saldırı ve baskınlar düzenleyen İsrail ordusu, ayrım gözetmeksizin hastaneler, sivil yerleşim yerleri, ibadethaneler ve ambulans konvoylarını vuruyor. İşgalci İsrail güçleri, Gazze Şeridi’nin merkezindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’na hava saldırısı düzenledi. Gece saatlerinde düzenlenen saldırıda hedef alınan evdeki 13 Filistinli hayatını kaybetti. Ayrıca, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus şehrinde düzenlenen baskında bir anne ve kızı İsrail askerleri tarafından katledildi.

    Batı Şeria’da 2 Filistinli öldürüldü

    İsrail güçleri, işgal altındaki Batı Şeria bölgesinde bulunan Cenin ve Dheisha mülteci kamplarına da baskınlar düzenledi. Gece saatlerinde Cenin Mülteci Kampı’na düzenlenen baskında 46 yaşındaki engelli bir kişi ile Dheisha Mülteci Kampı’nda 20 yaşındaki Omar Laham isimli genç vurularak öldürüldü.
    İsrail’in saldırılarının başladığı 7 Ekim’den bu yana Batı Şeria’da öldürülen Filistinli sayısı 48’i çocuk 200’e yükseldi.

    Gazze Şeridi’ne 123 bin litre yakıt girdi

    Öte yandan, hastanelerdeki yakıt sıkıntısı da insani krizi kritik boyuta çıkarıyor. ABD’nin talebi üzerine Gazze Şeridi’ne her gün 2 tanker yakıt girmesine izin verilmesinin ardından Mısır’dan Gazze Şeridi’ne 123 bin litre yakıt sevk edildi.

    İsrail, bir kez daha ambulans konvoyunu vurdu: 1 ölü

    Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) tarafından yapılan açıklamada, Gazze Şeridi’nde sağlık ekiplerini taşıyan ambulans konvoylarına Şifa Hastanesi yakınlarında İsrail güçlerinin kasıtlı olarak saldırı düzenlediği açıklandı. Saldırıda konvoydaki MSF çalışanlarının aile üyelerinden 1 kişi hayatını kaybederken, 1 kişi de yaralandı. Konvoydaki 5 ambulansın, 137 sağlık görevlisini ve ailelerini taşıdığı belirtildi. MSF tarafından yapılan açıklamada, “İsrail güçleri, paylaşılan bilgilere rağmen Gazze Vadisi’ndeki son kontrol noktasında saatlerce konvoya geçiş izni vermedi ve personel tarafından ilerleyen dakikalarda silah seslerinin duyulduğu bilgisi alındı. Konvoy, MSF merkezine geri dönüş yolunda saldırıya uğradı ve 2 ambulansa kasten çarpıldı” ifadelerine yer verildi.


    İsrail hapishanelerinde 1 Filistinli hayatını kaybetti

    İsrail’in güneyindeki Negev Çölü’nde bulunan hapishanede 2005 yılından bu yana esir tutulan Filistinli Thaer Samih Abu Assab hayatını kaybetti. İsrail tarafından 25 yıl hapis cezası verilen Assab’ın ölümüyle 7 Ekim’den bu yana İsrail hapishanelerinde yaşamını yitiren Filistinli sayısı da 6’ya yükseldi.

  • Washington’da”Özgür Filistin” gösterileri

    Washington’da”Özgür Filistin” gösterileri

    İsrail’in Gazze’ye yönelik acımasız saldırıları devam ederken, dünyanın pek çok noktasında “Özgür Filistin” gösterileri gerçekleştiriliyor. Berlin, Paris, Kanada, Polonya’nın yanı sıra ABD’nin başkenti Washington DC’de yaşayanlar da sokaklara döküldü. Washington DC’de yaşayanlar dün Washington Anıtı çevresinde bir araya geldi. İsrail karşıtı protestoda göstericiler, “Filistinli çocukların hayalleri çalındı”, “Gazze’de soykırımı durdurun”, “Hastaları öldürmeye son verin” yazılı pankartlar taşıdı.

    Gösteride, Filistin’de hayatını kaybedenler için sembolik kana bulanmış ve kefenlenmiş cansız bedenler de kullanıldı. Temsili cansız bedenlerin üzerlerine “İsrail tarafından öldürüldü” yazılı notlar konuldu.

  • İsrail, BM’ye ait Fakhoora Okulu’nu vurdu: 50 ölü

    İsrail, BM’ye ait Fakhoora Okulu’nu vurdu: 50 ölü

    İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarını 43. gündür ayrım gözetmeksizin sürdürüyor. İsrail ordusu, çok sayıda Filistinli sivilin sığındığı Cibaliye Mülteci Kampı’nda bulunan BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansına (UNRWA) ait Fakhoora Okulu’nu hedef aldı. Filistin Sağlık Bakanlığından bir yetkili saldırıda en az 50 kişinin hayatını kaybettiğini aktardı.
    Filistin Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada ise Fakhoora Okulu saldırısının, savaşın Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Filistin varlığını sona erdirmeyi amaçladığını kanıtlar nitelikte olduğu ifade edildi.

    Kamptaki başka bir binaya daha saldırı

    Filistin Sağlık Bakanlığı yetkilisi ayrıca aynı kamptaki başka bir binaya gerçekleştirilen saldırıda aynı aileden 19’u çocuk 32 kişinin yaşamını yitirdiğini aktardı.

  • “İsrail kendisine devlet diyor ama bir çete gibi davranıyor”

    “İsrail kendisine devlet diyor ama bir çete gibi davranıyor”

    AK Parti Genel Başkan Vekili ve Bursa Milletvekili Efkan Ala, Bursa’da muhtarla bir araya geldi. Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde Osmangazi ve Nilüfer ilçesindeki mahalle muhtarları ile Muhtarlık Yönetişim ve Etkileşim Toplantısı’nda buluşan Ala, gündeme dair açıklamalarda bulundu.

    Muhtarlık Yönetişim ve Etkileşim Toplantısı’nda açılış konuşmasını yapan AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala, muhtarlara seslenerek, “Benim babamda ben kendimi bildim bileli muhtardı, kendisi hala muhtar, babamı buradan saygıyla selamlıyorum. Bu durumdan dolayı muhtarlığı çok iyi bilen birisiyim. Muhtarlar her sorunun merceğidir, tabi oda her sorunları çözmek için çaba sarf eder. Muhtarın her devlet kurumu ile, bütün vatandaşlar ile işi vardır, yani Muhtarlar bu benim işim değildir diyemez. Biz bu anlayış ile sizlere bakıyoruz. Burada bulunan Muhtarlarımız ve ayrı zamanda muhtarlarımıza oy vermiş vatandaşlarımızı da burada görüyorum, yani sizler tek bir kişi değil bir bütünsünüz” ifadelerini kullandı.

    “İsrail kendisine devlet diyor ama bir çete gibi davranıyor”
    İsrail’in devlet gibi değil bir çete gibi davrandığını söyleyen Ala, “Azerbaycan işgal altındaki topraklarını yeni kurtardı, peki bir zulüm emaresi gördünüz mü? Zulüm edenlere bile zulüm etmiyor bizim insanımız. Kıbrıs’ta bizim insanımıza zulüm ettiler ve bizde oraya çıkarma yaptık, biz orada bir harekat yaptık. Bu harekatın sonunda herhangi bir zulüm ibaresi gördünüz mü? Ondan önce dünya da Rum çeteleri tarafından katledilen insanlarımızın resmi var mıydı, yok muydu? Bizim ordumuz oraya gittiğinde bir zulüm gerçekleştirdi mi? Tabi ki de hayır gerçekleştirmedi. Zulüm edene bile zulüm etmeme anlayışı bizim uygarlığımızda var ve tüm dünyanın bu uygarlığı benimsemesi gerekmektedir. İsrail kendisine devlet diyor ama bir çete gibi davranıyor. Bir devlet hastane bombalar mı? Bir devlet hastane, okul, ambulans konvoyunu bombalıya bilir mi, bizim inancımızın, bizim uygarlığımızın bunu anlayabilmesi mümkün değildir. Biz bunlara yüksek sesle itiraz ediyoruz, inşallah çok daha fazlasını yapma imkanı bulacağız” diye konuştu.

    “Filistinliler bu devleti yönetecek”
    İsrail – Filistin savaşında 2 devletli çözümün doğru olduğunu vurgulayan Ala, “Dünyanın gerçekten bizim anlayışımıza ve uygarlığımıza ihtiyacı var. Orada İsrail kendi geleceğini bombalıyor. Orada sadece çocukların cesetleri değil insanlık enkaz altında. Orada insanlığın vicdanı ve onuru bombalanıyor ve kendisine büyük diyen ülkelerden de ses çıkmıyor. Demek ki şuanda güç onların elinde zulüm üretiyor oysa güç adalet üretmeli. Kelimeler bitiyor ama içimizdeki o isyan bitmiyor. Herkes elinden geleni yapmalı, böyle bir rezalet olabilir mi. Dünyanın her yerinde herkesin vicdanı kabardı ve gösteriler yapmaya devam ediyorlar. Bir an önce tek taraflı saldırı durdurulmalı. Başından beri söylüyorum, Filistin de bir devlet olacak ve Filistinliler bu devleti yönetecek” dedi.

    “Demokrasi bizim en değerli kaynağımız”
    Türkiye’nin en değerli kaynağının demokrasi olduğuna vurgu yapan Ala, “Bir genel seçim dönemi yaşadık, milletimiz bir istikrar ve güven armağan etti. Cumhur İttifakı olarak Türkiye’yi önümüzdeki dönemlerde güvenli ve istikrarlı bir şekilde ileriye taşıyoruz. Yerel yönetimlerde ise aynı şekilde güzel bir iş birliği içerisinde devam edeceğiz. Sadece şunları hatırlatıp yerime geçeceğim, daha önce masalar vardı dağıldı birleşti toplandı hançerler el ele geziyor bunlar bizim uğraşacağımız şeyler değil. Demokrasi ve sandık bizim en değerli kaynağımızdır” şeklinde konuştu.

  • İsrail, Gazze’ye günde 2 tanker yakıt girişine izin verdi

    İsrail, Gazze’ye günde 2 tanker yakıt girişine izin verdi

    İsrail-Filistin çatışmasının başladığı 7 Ekim’den bu yana ilk kez Gazze Şeridi’ne yakıt girişine izin verildi. İsrail Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) Başkanı ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Tzachi Hanegbi, savaş kabinesinin ABD’nin talebi üzerine Gazze Şeridi’ne her gün 2 tanker yakıt girmesine izin vermeyi kabul ettiğini açıkladı. Hanegbi, Gazze’de hastalığın yayılmasının bölgedeki Filistinli sivilleri ve sahada faaliyet gösteren binlerce İsrail askerini etkileyeceğini söyledi. Hanegbi, “Hastalık nedeniyle insani bir kriz patlak verirse askeri harekatımızı sürdüremeyiz” dedi.
    Yakıtın hastalığın önlenmesi ile telefon ve internet hizmetlerinin sağlanması amacıyla Gazze Şeridi’nin güneyindeki siviller için kullanılacağı, BM aracılığıyla Refah Sınır Kapısı üzerinden gönderileceğini aktardı.

    ABD hükümeti de yakıt anlaşmasının her iki günde bir 140 bin litre kadar yakıtın Gazze’ye girişine imkan sağlayacağını, bunun 120 bin litresinin yardım araçlarına ve diğer insani yardım çalışmalarına yakıt sağlamak için kullanılacağını, geri kalanının ise iletişim ağlarına güç sağlamak için kullanılacağını belirtti.

    “İsrail yakıt girişini 2 nedenden dolayı erteliyordu”

    ABD Dışişleri Bakanlığından bir yetkili, Washington’un yakıt anlaşmasını hayata geçirmesi için İsrail’e ciddi baskı uyguladığını söyledi. Yetkili, anlaşmanın prensipte haftalar önce kabul edildiğini, ancak İsrail tarafından iki nedenden dolayı anlaşmayı ertelendiğini vurguladı. İsrailli yetkililerin daha önce ABD’ye Gazze’nin güneyinde yakıtın henüz tükenmediğini söylediğini, ayrıca rehine anlaşması görmek istediklerini ifade etti.

    Belirlenen yakıt miktarı yetersiz

    Öte yandan, UNRWA son durum raporunda temel insani ihtiyaçların karşılanması için her gün 160 bin litre yakıta ihtiyaç duyulduğunu belirtmişti. Bu sayı, üzerinde anlaşmaya varılan miktarın 2 katından fazlasına denk geliyor.

    DSÖ Filistin Temsilcisi Richard Peeperkorn Gazze Şeridi’nden 70 binden fazla akut solunum yolu enfeksiyonu vakası ile 44 binden fazla ishal vakasının kaydedildiğini açıklamıştı.
    Gazze’deki tuzdan arındırma tesisini işletmek, evlere ve hastanelere elektrik sağlamak, temizlik, ulaşım ve iletişim altyapısı için yakıta ihtiyaç duyuluyor.

  • İsrail, Han Yunus’u hedef aldı: 28 ölü

    İsrail, Han Yunus’u hedef aldı: 28 ölü

    İsrail, Filistin’e yönelik saldırını ara vermeden sürdürüyor. Gazze Şeridi’nin güneyinde bulunan Han Yunus’a saldırı gerçekleştirdi. İsrail’in Han Yunus’ta 2 bölgeye yönelik gerçekleştirdiği saldırıda 28 kişi hayatını kaybetti. Filistinli yetkiler, 23 sivilin yaralandığını ve enkaz altında kalanların olduğunu ifade etti. Han Yunus’un Hamad bölgesinde Abu Hatab, Al-Mubasher ve Hassanein ailelerine ait 3 apartmanın bombalandığı kaydedildi.

    İsrail Deir el Balah’ı vurdu: 6 ölü

    Öte yandan, İsrail, Gazze Şeridi’nde bulunan Deir el Balah’ı da vurdu. Deir el Balah’ da bulunan bir evin hedef alındığı saldırıda 6 sivil hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenlerin cansız bedenleri Aksa Şehitleri Hastanesi’ne getirildi.

    İsrail, Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarının aynı sıra sivillerin bölgeden ayrılması için de çalışmalar yürütüyor. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun Danışmanı Mark Regev, ABF medyasına yaptığı açıklamada, Han Yunus’ta yaşayanların batıya taşınmalarını söyledi. Regev, “Batıya taşınırlarsa bir kez taşınmak zorunda kalmayacaklar” dedi.

  • Şifa Hastanesi zorla tahliye ediliyor

    Şifa Hastanesi zorla tahliye ediliyor

    İsrail’in Gazze Şeridi’ne saldırılarında 43. güne girildi. Gazze Şeridi’nin en büyük sağlık tesisi Şifa Hastanesi’nin direktörü Muhammet Abu Salmiya, Katar merkezli El Cezire televizyonuna yaptığı açıklamada, İsrail güçlerinin sabah saatlerinde doktorlar, hastalar ve yerinden edilen siviller de dahil olmak üzere herkesin hastaneyi boşaltması için 1 saat süre verdiğini belirtti. Hastanenin acil servis görevlisi Omar Zaqout ise kendisi ve diğerlerinin İsrail güçleri tarafından hastaneden ayrılmak zorunda bırakıldıklarını ve hastanenin dışındaki manzaraların “korkunç” olduğunu söyledi. Zaqout, “Bize El Vehda yolundan ayrılmamız söylendi. Onlarca ceset yollara dağılmış durumda” dedi. Üç haftadan fazla süredir hastanede elektriklerin kesik olduğunu aktaran Zaqout, “Bebekler ve yeni doğan bebekler oksijensiz kaldı. Bir Orta Çağ mağarasından başka bir şey değil” diye konuştu.

    Hastanede 120 hasta kaldı

    Sağlık Bakanlığı Genel Müdürü Munir El Barş ise İsrail ordusunun saat 09.00 civarında arayarak hastaneden ayrılan herkesin beyaz mendil sallaması ve tek sıra halinde yürümesi gerektiği konusunda uyardığını açıkladı. Barsh, “Yol boyunca askerler tarafından aşağılandılar” dedi. 450 civarında hastanın hastaneden çıkarıldığını, 120 hastanın ise hastanede olduğunu, hastalara yardım için de sadece 5 doktor bırakabildiklerini aktaran Barş, geride kalanlarla ilgilenmek üzere saat 11.00 civarında bir BM heyetinin gönderileceği sözünün verildiğini kaydetti. Barş, “Biz ayrılmak zorunda kaldık. Hastaların çoğu tekerlekli sandalyeye ya da tekerlekli yatağa yerleştirildi. Aileler yaralı çocuklarını veya ebeveynlerini kendileri taşımak zorunda kaldı. Bunlar korkunç, benzeri görülmemiş sahneler” ifadelerini kullandı.

    “Silah zoruyla ayrılmak zorunda kaldık”

    Şifa Hastanesi Ortopedi Bölümü Başkanı Adnan El Barş ise Gazze Şeridi’nin kuzeyinde hizmet veren tek bir hastane veya tıbbi tesis bulunmadığını söyledi. Barş, “Baptist Hastanesi kuşatıldı. Endonezya Hastanesi herhangi bir kaynak veya tıbbi malzeme kalmadığı için zaten hizmet dışı. Biz doktorlar olarak mağdurları kurtarmak için son dakikaya kadar elimizden geleni yaptık. Hastalarımız olmadan ayrılmama konusunda kararlıydık, ancak silah zoruyla ayrılmak zorunda kaldık” dedi. Barş ayrıca İsrailli keskin nişancıların hastane yerleşkesinin içinde ve çevresinde bulunduğunu vurguladı.

    İsrail: “Tahliye emri vermedik”

    İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) tarafından yapılan açıklamada, hastalara ve sağlık personeline Şifa Hastanesi’ni boşaltma talimatı verilmediği iddia edildi. Açıklamada, hastaneden çıkmak isteyenlerin “güvenli bir rota” üzerinden ayrılmalarına izin verilmesi yönünde “Şifa Hastanesi Direktörü’nün talebine yanıt” verildiği öne sürüldü.

    “İsrail’in iddiasını reddediyorum”

    Ordunun açıklamasının ardından Gazze Sağlık Bakanlığı Hastaneler Müdürü Muhammed Zaqout ise Şifa’daki personele ve hastalara sabah saatlerinde 1 saat içinde hastaneden ayrılmaları yönünde talimat verildiği yönündeki açıklamaları yineledi. Hastane yönetiminden tahliye talebi olduğu yönündeki iddiayı yalanlayan Zaqout, “Bu asılsız iddiaları reddediyorum. Zor duruma rağmen sağlık personeli çalışıyor ve faaliyet gösteriyordu. Silah zoruyla ayrılmaya zorlandık” dedi.

  • Erdoğan: “Bizim İsrail’e borcumuz yok!

    Erdoğan: “Bizim İsrail’e borcumuz yok!

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya’da temaslarını sürdürüyor. Erdoğan, Berlin temasları kapsamında Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile Başbakanlık binasında basın toplantısı gerçekleştirdi. Almanya Başbakanı Scholz’un daveti üzerine gerçekleştirdiği ziyarete büyük önem verdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Scholz ile Türkiye ve Almanya arasındaki ilişkileri tüm yönleriyle ele alacaklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmenin, ticari, siyasi, askeri ilişkiler boyutunun, özellikle de Rusya-Ukrayna arasındaki gelişmeler ve son olarak İsrail-Filistin arasındaki gelişmeler boyutunun olacağını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada da açık ve net konuşacağım. Çünkü 7 Ekim tarihi bir başlangıç olarak anlatılıyor. 7 Ekim’den sonraki süreç hiç konuşulmuyor. Şu an itibarıyla malum 13 bin Filistinli çocuk, kadın, yaşlı ne yazık ki öldürülmüştür. Bunun yanında artık neredeyse Gazze diye bir yer kalmadı, her taraf yerle yeksan oldu. Şu anda yatıyorlar, kalkıyorlar, Hamas, Hamas, Hamas. Hamas’ın silah varlığı ve gücü ile acaba İsrail’in silah varlığı, gücü mukayese edilebilir mi? Şu anda İsrail’in nükleer silahı var mı? Var ama bunu İsrail’e sorarsanız ‘var’ demez. Çünkü onlar yalanı çok iyi kullanırlar. Bütün bunlarla beraber şu anda şu kadar mali destek verildiğinden bahsediliyor. Peki, Hamas’a böyle bir mali destek veriliyor mu? Böyle bir şey söz konusu mu? Hayır, böyle bir şey de yok. Filistin’in kendisine verilmesi gereken destekler de verilmiyor” dedi.

    “Bir borçluluk psikolojisi içerisinde İsrail-Filistin savaşını değerlendirmemek gerekir”

    Bütün bunların yanında hastanelerin vurulmasının, çocukların öldürülmesinin Tevrat’ta olmadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tevrat’ta bunların hiçbirisi yoktur. Yapamazsın. İnsan hakları beyannamesinde yapamazsın. Ama burada görüldüğü gibi bu çocuklar nasıl vuruluyor? Hastanelerde bunlar nasıl öldürülüyor? Bunlar karşısında biz elimiz, kolumuz bağlı mı duracağız? Buna karşı hiç sesimizi çıkarmayacak mıyız? Eğer burada elimiz, kolumuz, dilimiz bağlı kalırsak bunun tarihe hesabını veremeyiz. Onun için bir borçluluk psikolojisi içerisinde İsrail-Filistin savaşını değerlendirmemek gerekir. Bakın ben rahat konuşuyorum. Çünkü bizim İsrail’e borcumuz yok. Borçlu olsak bu kadar rahat konuşamayız. Ama borçlu olanlar, rahat konuşamıyorlar. Biz Holokost cenderesinden geçmedik. Öyle bir durumumuz da yok. Çünkü insana saygımız bizim çok çok farklıdır. Başbakanlığım döneminde ben ilk defa antisemitizm noktasında tavır koymuş bir liderim. Dünyada hiçbir başbakan bu tavrı koymamıştır. Ama ben koydum. Ta o zamanda. Bundan dolayı da kimseye borcumuz yok” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu seyahatte bütün bu konuları konuşacaklarını ancak konuşmaları gereken önemli bir meselenin, sorunun nasıl çözüleceği olduğunu dile getirdi.

    “Katbekat fazlasıyla İsrail’in elinde rehine var”

    İnsani ateşkese Türkiye’nin, Almanya’nın ne kadar katkıda bulunabileceğinin ve bu adımların nasıl atılacağının önemli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buna var mıyız, yok muyuz? Bir hafta sonra Sayın Steinmeier, İsrail’e gidiyor. Kendisinden ricada bulundum. Dedim, siz bir taraftan tutun, bize düşen görev neyse biz de diğer taraftan tutalım. Önemli olan bu insani ateşkesi birlikte sağlayalım. Bu adımı eğer atar, böyle bir insani ateşkesi birlikte Almanya-Türkiye, diğerleri, sağlayabilirsek, bu ateş çemberinden bölgeyi kurtarma imkanı yakalarız. Rehinelerin takası deniliyor. Eyvallah, biz buna da varız. Fakat rehine dediğiniz zaman, rehine sayısı itibarıyla İsrail’deki rehinelerin sayısı nedir? Öbür tarafta, Hamas’ın veya Filistin’in elindeki rehinelerin sayısı nedir? Buna da baktığımız zaman katbekat fazlasıyla İsrail’in elinde rehine var. Yılların rehineleri, tutsakları İsrail’in elinde. Bunu da görmemiz lazım. Bunu görmezsek bu da haksızlık olur. Biz bütün bunlara varız” şeklinde konuştu.

    “4 veya 5 ülkeye Rusya böyle bir koridordan yine tahıl göndermeyi planladı ve adımını da atacak”

    Türkiye’nin Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’ndaki çalışmalarında Avrupa-Afrika gibi bir ayrım yapmadıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karadeniz Tahıl Koridoru’ndan gelenin yüzde 40’ı Avrupa’ya gitti, yüzde 14’ü Afrika’ya gitti, yüzde 14’ü bize geldi. Diğerleri, diğer bölgelere gitti. Şu anda bile Afrika’dan talepler var ve Rusya ciddi miktarda bir tahılı, buğdayı göndermeye karar verdi ama sıkıntıları var. Nedir o sıkıntı? Şimdi gönderilen yer, aklımda kaldığı kadarıyla Zimbabve, oraya tahıl gidiyor ama bunun değirmen safhası orada yok. Bu akşam Dışişleri Bakanıma onu söyledim, ‘onları biz hallederiz’ dedim. Türkiye olarak, Toprak Mahsulleri Ofisi olarak değirmenlerde öğütür, un olarak oralara göndeririz. Atmamız gereken adımlar var, yapmamız gerekenler var. Biz bunları yaparız. Şu anda 4 veya 5 ülkeye Rusya böyle bir koridordan yine tahıl göndermeyi planladı ve adımını da atacak. Biz de bunun ikinci safhası olan bunların una dönüştürülmesinde bu adımı atarız. Zaten daha önce de Rusya-Türkiye-Katar olarak üçlü bir adım atmıştık ve bu çalışmayı yaparız. Tabii bütün bu adımın atılması için özellikle Almanya-Türkiye arasında böyle bir adımın atılmasının yanında NATO müttefikimiz Almanya ile kararlı adımlar atmanın görüşmelerini de aramızda yapmamız lazım” dedi.

    Terörle mücadelede daha yakın iş birliği

    “Savunma sanayii iş birliğimizin engelsiz şekilde yürütülmesi, müşterek menfaatimizeydi” ifadesini kullanan Erdoğan, Türkiye ve Almanya’nın terörle mücadelede daha yakın iş birliği içinde olması gerektiğini söyledi. İki ülke arasında beşeri köprü vazifesi gören ve nüfusu 3,5 milyona ulaşan Almanya’daki Türk toplumunun huzur içinde yaşamasının en büyük temennileri olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk toplumunun dini ihtiyaçlarını karşılamak üzere burada görev yapan din adamlarımızın yetiştirilmesi amacıyla ortak bir çalışma yürütüyoruz. Almanya ile iş birliği alanlarımızdan diğeri malum göç konusudur. Ortak çalışma grubumuz çalışmalarına devam ediyor” diye konuştu.

    “52 senedir Türkiye, Avrupa Birliği kapısında bekletilmektedir”

    Görüşmelerin ana gündemlerinden birini de Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinin oluşturduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biliyorsunuz bu sürecin yeniden ivme kazanmasını samimiyetle arzu ettiğimizi daha önce de açıklamıştım. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, vize serbestisi gibi konularda uzun süreden beri haklı beklentilere sahibiz. Avrupa Birliği’nin lokomotif ülkelerinden olan Almanya’nın bu bağlamda vereceği katkıları önemsiyoruz. Kolay değil 52 senedir Türkiye, Avrupa Birliği kapısında bekletilmektedir. Vize serbestisi sağlanıncaya kadar vatandaşlarımızın vize işlem süreçlerinin kolaylaştırılması ve hızlandırılmasını bugün ele alacağız” ifadelerini kullandı.

    “Hepimizin önceliği ateşkesin sağlanması”

    Almanya Başbakanı Scholz ile görüşmelerinde Gazze’de yaşananları çok daha farklı bir şekilde ele alacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye olarak olayların başından beri sivilleri hedef alan saldırıları hiçbir şekilde tasvip etmediğimizi ifade ettik ve bunu hep dile getirdik. Hepimizin önceliği ateşkesin sağlanması ve insani yardımların engelsiz olarak akışının sağlanması. Şu ana kadar 10 uçak dolusu insani yardımı Mısır’a gönderdik ve en son yine gemiyle 666 ton gıda, sahra hastanesi vesaire gibi gönderdiklerimiz oldu ama bütün dert; akan kanın durmasında. En son 27 kanserli hasta ve yanlarında refakatçilerini El Ariş’ten Türkiye’ye aldık. Dün de kendilerini hastanede ziyaret ettim ve durumlarını gördük” şeklinde konuştu.

    “Amacımız, İsrailli ve Filistinlilerin barış içinde yaşadığı bir iklimin tesisidir”

    Erdoğan, “Tabii temennimiz daha fazla hastayı da yaralı veya kanserlileri de ülkemize almak, tedavilerini yapmak. Fakat yaşananlar 1967 sınırları temelinde iki devletli çözümün artık kaçınılmaz olduğunu bir kez daha bizlere göstermiştir. Türkiye olarak amacımız; İsrailli ve Filistinlilerin yan yana, barış içinde yaşadığı, huzurun ve güvenin hâkim olduğu bir iklimin tesisidir. Bunu başarmamız lazım. Orta Doğu’da adil ve kalıcı bir barışın temini için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

    “Bizim için bu noktada bölgede Musevi, Hristiyan, Müslüman bu ayrımın olmaması gerekir”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Alman bir gazetecinin “İsrail’e yönelik Hamas tarafından gerçekleştirilen terör saldırılarının ardından açıklamalarınız sadece Almanya’da değil, NATO üyesi ülkeler arasında da rahatsızlık oluşturdu. İsrail’in varoluş hakkını kabul ediyor musunuz? İsrail’in ‘faşist bir devlet olduğunu’ söylediniz, hangi gerekçelendirmeniz var bunun için? İsrail ordusunun Hamas’a karşı saldırısına neden ‘soykırım’ diyorsunuz? Tüm NATO ittifakı tarafından terör örgütü olarak tanınan, yüzlerce insanı İsrail’de katleden bir örgütü nasıl bir ‘kurtuluş örgütü’ diye tanımlayabilirsiniz? Türk-Alman ilişkilerini, NATO içindeki iş birliğini tehlikeye atıyor musunuz? Türkiye, savunma sanayi için 40 Eurofighter talep ediyor. Almanya bunu kabul edecek mi?” sorusuna, şu cevabı verdi:

    “Öncelikle NATO’nun önde gelen ülkelerinden bir tanesi, ilk 5’in içerisinde yer alan bir ülkeyiz Türkiye olarak. Türkiye, NATO’da sıradan bir ülke değil. İlk 5’in içinde. Şu anda NATO’nun içinde düşüncesi, kanaati kimin ne olursa olsun, Rusya-Ukrayna arasında herkes kimin yanında yer alıyor? Ukrayna’nın yanında yer alıyor. Türkiye olarak biz, Ukrayna ile de görüşüyoruz, Rusya ile de görüşüyoruz. Aralarında herhangi bir ayrım yapmıyoruz. Ama 33 milyon ton tahıl koridorundan bütün o tahılı Avrupa’ya, Afrika’ya götüren biz olduk. Şu anda da yine diyorsunuz ki ‘yüzlerce’, bak ben sana yüzlerce demiyorum, binlerce Filistinliyi şu anda İsrail öldürdü mü, öldürdü. Hastaneleri yok etti mi, etti. İbadethaneleri, kiliseleri vuruyor mu, vuruyor. Ben bir Müslüman olarak bundan rahatsızım. Peki, sen bir Hristiyan olarak bu kiliselerin vurulmasından rahatsız olmuyor musun? Bunlara karşı niye bir tavır koymuyorsunuz? Bunlara karşı da bir tavır koyun. Bizim için bu noktada bölgede Musevi, Hristiyan, Müslüman bu ayrımın olmaması gerekir. Antisemitizme karşı da bir mücadele verildiyse, bu mücadeleyi dünyada ilk veren lider ben oldum. Ve şu anda da bakın Almanya ‘İsrail’e şu kadar maddi destek verdiğinden’ bahsediyor” diye konuştu.

    “İnsansız savaş uçakları noktasında da Türkiye önde gelen ülkelerden bir tanesi”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eurofighter savaş uçaklarına ilişkin ise, “Eurofighter konusunda Almanya verir veya vermez. Dünyada savaş uçaklarını üreten sadece Almanya mı? Birçok yerden bunların çalışmasını yaparız, temin ederiz. Şu anda insansız savaş uçakları noktasında da Türkiye önde gelen ülkelerden bir tanesi durumuna gelmiştir. Bir basın mensubu olarak, bizi bununla tehdit etmeyin. Bize öyle sorular sorun ki bu sorular vicdani olsun, insani olsun, cevaplarını da biz size o şekilde verelim” ifadelerini kullandı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, ortak basın toplantısının ardından Scholz ile baş başa görüştü. Görüşmenin ardından ise Erdoğan ve Scholz heyetler arası çalışma yemeğine katıldı.

  • İsrail askerleri TRT ekibine saldırdı

    İsrail askerleri TRT ekibine saldırdı

    İsrail polisi, işgal altındaki Doğu Kudüs’ün Eski Şehir bölgesinde yer alan Mescid-i Aksa’da kılınacak cuma namazı öncesi Müslümanlara yönelik müdahaleyi takip eden Türk gazetecilere fiziki saldırıda bulundu. TRT Haber muhabiri Murat Can Öztürk, kameraman Ahmet Bağış ile birlikte canlı yayında gelişmeleri aktardığı sırada İsrail polisinin saldırısına uğradı. İsrail polisi, silahının dipçiği ile vurup ekibe ait kamerayı kırdı.

    Kamera kırık olmasına rağmen yayına devam eden Öztürk, polisin tüm uyarılarını dikkate alarak hareket ettiklerini ancak sert müdahaleye maruz kaldıklarını ifade etti. Olay anında orada bulunan yerli ve yabancı basın ekipleri de saldırıyı canlı yayında aktardı.