Etiket: israil

  • “Müslüman ülkeler pasif kalmamalı”

    “Müslüman ülkeler pasif kalmamalı”

    İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, başkent Tahran’da düzenlenen bir etkinlikte konuştu. Hamaney, İsrail’in Gazze’ye yönelik devam eden saldırılarının sonuçsuz kalacağını ve Filistin direnişinin bu savaşta galip geleceğini belirterek, “Ayaklar altına düşmüş ve yaralanmış olan bu işgalci rejim, Filistin direnişinden aldığı darbenin intikamı için Gazze’de mazlum Filistin halkına saldırmakta. Şüphesiz dünyadaki tüm zalim güçler ile birlikte ABD’nin sınırsız desteğini alsalar da işledikleri cinayetler bir sonuç vermeyecek. Zafer kesinlikle Filistinlilerin olacak” ifadelerini kullandı.

    “İsrail’in saldırılarını ABD yönetimi koordine ediyor”

    Hamaney, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarından ABD yönetimini sorumlu tutarak, Batılı ülkelerin Hamas’ın operasyonu sonrası çökmekte olan İsrail devletini kurtarmaya çalıştıklarını söyledi. Hamaney, “ABD bu savaş suçlarının ortağıdır. İsrail’in saldırılarını ABD yönetimi koordine ediyor. ABD Başkanı (Joe Biden) ve İngiltere, Fransa ve Almanya gibi zalim devletlerin liderleri neden işgal topraklarını art arda ziyarete gittiler? Çünkü siyonist İsrail rejiminin çökmekte olduğunu gördüler ve bu rejimi kurtarmak için işgal topraklarına gidiyorlar” dedi.

    “Müslüman ülkeler bu savaş suçları karşısında pasif kalmamalı”

    İsrail’in Hamas’tan aldığı darbenin intikamı için savunmasız Filistinli sivillere saldırdığını belirten Hamaney, “İsrail, Hamas’tan ağır darbe yedi, yaralandı ve ayağa kalkamıyor. Güçleri Filistinli savaşçılara yetmediği için Filistinli kadınları, çocukları ve sivilleri hedef alıyorlar. Savaşçılar eyleme geçmek için hazırlar. Müslüman ülkeler de bu savaş suçları karşısında pasif kalmamalı. İslam ülkelerinin yöneticileri, siyasi sözcüleri, Batılı ülkelerin söylediklerini tekrarlayarak Filistinlileri terörist olarak adlandırmamalı. Kendi evini, toprağını işgale karşı savunanlar terörist mi oluyor? Terörist olan, o toprakları ve evleri işgal edenlerdir. ABD ve Batı dünyası kendi evlerini, topraklarını savunmaya çalışanları terörist olarak göstermeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.

    “Dünyanın geleceği siyonist İsrail’in değil, Filistinlilerindir”

    Bazı Avrupa ülkelerinde Filistin’e destek gösterilerinin yasaklanmasına rağmen insanların Filistin bayrakları ile sokaklara çıktığını belirten Hamaney, “Hiç kimse siyonist rejimin cinayetleri karşısında insanların öfkesi ve tepkisinin önünü alamaz. Dünyanın geleceği siyonist İsrail’in değil, Filistinlilerindir. Tüm yasaklara rağmen insanlar bu rejimin savaş suçlarını meydanlarda, sokaklarda haykırıyorlar” şeklinde konuştu.

  • “İki bağımsız ve egemen devletin kurulmalı”

    “İki bağımsız ve egemen devletin kurulmalı”

    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’da yaşayan Müslüman, Hristiyan ve Yahudilerin dini liderleriyle Kremlin Sarayı’nda bir araya geldi. Görüşmede, Orta Doğu’daki durumu ele alan Putin, “Orta Doğu’da, dünyanın başka bölgelerinde yaşanan olaylardan bahsetmek istedim ama öncelikle Orta Doğu’da yaşananlar bizi ilgilendirdiği için bunu konuşacağım. Hristiyanlar, Müslümanlar, Yahudiler için kutsal bir öneme sahip olan kutsal topraklardaki trajik durumu hepimiz endişeyle, kalbimizde acıyla takip ediyoruz. Şimdiden Filistin – İsrail çatışması nedeniyle binlerce kişi öldü” dedi.

    Saldırılarda hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı dileyen Putin, “Başkalarının işlediği suçlardan dolayı masum insanların sorumlu tutulmaması gerektiği de bizim için açık. Terörle mücadele, yaşlıların, kadınların, çocukların, tümüyle ailelerin öldürüldüğü, yüz binlerce kişinin barınma, yiyecek, su, elektrik ve tıbbi bakımdan yoksun durumda kaldığı kolektif sorumluluk ilkesine göre yürütülemez. Bu tam bir insani felaket” ifadelerini kullandı.

    “Orta Doğu’da uzun vadeli, temel bir çözümün ve barışın anahtarı Filistin ve İsrail olmak üzere iki bağımsız ve egemen devletin kurulması”

    Rusya’nın, egemen bir Filistin devletinin kurulması için yıllardır aynı tutumu sergilediğini vurgulayan Putin, “Rusya’nın, Filistin – İsrail ihtilafına dair tutumu biliniyor ve bu defalarca ifade edildi. Bu duruşun, mevcut durumla bağlantılı hiçbir konjonktürel niteliği yok. Filistin ve İsrail olmak üzere iki bağımsız ve egemen devletin kurulmasını öngören BM Güvenlik Konseyi kararlarına dayanıyor. Bu, Orta Doğu’da uzun vadeli, temel bir çözümün ve barışın anahtarı. Bu, 1948’den itibaren önce Sovyetler Birliği’nin, ardından da Rusya’nın geleneksel tutumu. Bugün görevimiz, asıl görevimiz, akan kanı ve şiddeti durdurmak. Aksi takdirde krizin daha da büyümesi en ağır ve son derece tehlikeli, yıkıcı sonuçlara yol açar. Üstelik sadece Orta Doğu bölgesi için değil. Bu Orta Doğu sınırlarının çok ötesine yayılabilir. Bu, konuşmalarımda, sayısız telefon görüşmelerimde, Orta Doğu ve diğer ülkelerinin liderleriyle kişisel görüşmelerimde defalarca vurguladığım şey” dedi.

    “Böl ve yönet prensibiyle hareket ediyorlar”

    Orta Doğu’daki gerginlik başta olmak üzere dünyada yaşanan gerginliklerden Batılı ülkeleri sorumlu tutan Putin, “Şiiler Sünnilerle, Ortodoks Hristiyanlar da Katoliklerle karşı karşıya geliyor. Avrupa’da Müslümanların ibadethanelerine yönelik küfür ve vandalizme göz yumuluyor. Bana göre tüm eylemlerin amacı açıktır. Dünyadaki istikrarsızlığı artırmak, kültürleri, halkları, dünya dinlerini bölmek, medeniyetler çatışmasını kışkırtmak. Böl ve yönet prensibiyle hareket ediyorlar. Batı, çok kutuplu dünya düzeni oluşması arzusunu görüyor. Bağımsız, egemen ülkelerin gelişimini engellemek, dünya çoğunluğunu bölmek için İslamofobi, Yahudi düşmanlığı ve Rus düşmanlığı dahil aynı araçları kullanıyorlar. Şiddet ve nefret salgınının sadece Orta Doğu’ya değil diğer bölgelere de yayılması, eski sıcak noktaların kızışması elbette böyle bir politika izleyen veya sürdürmeye çalışan bu güçlerin yararınadır. Avrasya gibi yeni sıcak noktalar ortaya çıkıyor” dedi.

  • Dr. Sarıkaya’dan İsrail’e şiirli tepki

    Dr. Sarıkaya’dan İsrail’e şiirli tepki

    İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarkaya, sosyal medya hesabından Filistin’e destek için yazdığı şiiri paylaştı. Sarıkaya’nın yazdığı şiir şöyle:
    “Filistin’de çekilen dram bir katliam.
    Dünya neden göz yumuyor şuan.
    Her şey çıkarları doğrultusunda Amerika’nın sesi sedası yok, sözde terörizmle savaşanların.
    Halktan çoktan kopmuş, ümmet-i Müslüman iktidarlar.
    Bunlar ki Filistin’e aklı selim destek çıkamayanlar, İsrail’le ekonomik askeri müttefiklik yapanlar.
    Gerçekler ortaya çıktığında, müminlerden utanırlar.
    İşte gerçek terörizm dediğimiz Filistin-İsrail arasında yaşananlar.
    Hitler’den bir farkı kalmadı Netanyahu’nun, katliamın en daniskası bu.
    Ümmet-i Muhammed bunu durdurun.
    Türkiyem Filistin/Kudüs konusunda çizmez zikzak.
    Vicdan ile cüzdan arasında kalmaz.
    Geçmişine dönüp şanlı tarihine baktığında, İslam’ın sancaktarlığını yapmış bu milletin onurunu ayaklar altına almaz.
    Bekler Müslümanlar, ticari ve askeri anlaşmaları askıya almalarını.
    Sen boykot etmezsen. Paran da katliama yar olacak.
    Uyan ey Ümmet-i Muhammed.
    Katliamla yerlerinden sürülmüş Filistin’de, Müslümanların da payı olacak.
    Bunlar gelecek için Siyonizm’in birer planı,
    Düşünme Türkiyem kısa vade çıkarlarını,
    Geçmişine bak, hatırla Selçuklu, Osmanlı torunlarını.
    Tarihin, geçmişin ve gerçeklerin farkına var ki unutma Siyonizm idealinin peşinde koşanları.
    Dünya devletlerinden bir beklenti, olmayacaksa artık.
    Merhamet ve vicdan sahibi insan, uyan.
    İnsanlık bombalanıyor, vuruluyor Filistin sokaklarında,
    Görüyorsun ki kollarda işaretler, evde cesetler torba torba.
    Ateş düştüğü yeri yakar derler.
    Lakin bu ateş dünyayı sarar.
    Faydası yok, çabalarımızdaki eksiklik, yüreklerimizi dağlamadıysa,
    Ulaş artık insan-ı kamil olmaya.
    Gönül yarası derin.
    Kan ağlıyor Filistin.
    Kalbi merhametle dolu olanlar, yüreğiniz sızlamıyor mu için için
    İnsanlık yanlışları atmalı, tektir evrensel doğrular, doğruları almalı.
    Hükümetler elini vicdanına koymalı
    Bugün Filistin Mescid-i Aksa’ya, yarın Mescid-i Haram, Kıbrıs’a, sonrasını düşünmek istemesek te bölünmüş Ortadoğu ve Türkiye haritasına.
    Takat kalmaz bu gidişle, dua etse de yürekler Filistin’e.
    Beddua eder kardeşlerini katledenlere.
    Dünya Müslüman hükümetleri yapamayacaksa bir şey,
    Allah yeter, mitinglerde dua için yükselen ellere.”

  • İsrail neyse PKK da odur

    İsrail neyse PKK da odur

    Muş’ta terör örgütü PKK tarafından kaçırılan çocuklarına kavuşma ümidiyle eylemlerini sürdüren aileler, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarına tepki gösterdi. Eylemcilerden Halit Altun, “İsrail’i de lanetliyoruz. İsrail neyse PKK da odur” dedi.
    Muş’ta, çocuklarının terör örgütü PKK tarafından dağa götürülmesinden HDP’yi sorumlu tutan aileler, partinin il başkanlığı önünde oturma eylemi yaptı. HDP İl Başkanlığı binası önünde bir araya gelen aileler, “Halk düşmanı parti”, “Evlatlarımızı vereceksiniz”, “Ha HDP ha PKK”, “Türk-Kürt kardeştir, HDP kalleştir”, “Halkı dolandıran parti”, “Anneler direniyor”, “Artık yeter yakamızdan düşün” ve “Yeter artık evlatlarımızı bırakın” yazılı pankartlar açtı. Çocuklarının fotoğraflarıyla eyleme katılan anne ve babalar, evlatlarına “teslim ol” çağrısında bulundu.

    “İsrail ve PKK’yı lanetliyorum”
    4 yıldır aralıksız eylemlerini sürdürdüğünü söyleyen annelerden Gülbahar Teker, korkmadan nöbetlerini sürdürdüklerini belirterek, “4 yıldır Diyarbakır ve Muş’ta eylem yapıyorum. Biz HDP ve PKK’dan korkmuyoruz. Biz buradayız. Bir çocuk dağda kalana kadar burada eylem yapacağım. Benim çocuğum gelsin gelmesin, eyleme devam edeceğim. Ben korkmuyorum, buradayım” dedi. Evladına teslim olması yönünde çağrı yapan Teker, “Mehmet Emin gel, seni bekliyorum. Sen gelmesen buradan kalkıp eve gitmeyeceğim. Ben ve kardeşin Cuma hasta. Gel devlete sığın. HDP ve PKK’nın yanında kalma. Orada durma, gel teslim ol. Dayının kanı ellerinde kalmasın. PKK kaç dayını öldürdü. Gel, teslim ol. Sen gelmesen de burada bekleyeceğim. PKK’nın hepsi ölsün. Bizim çocuklarımızı getirip bize versin” diye konuştu.
    İsrail’in Filistin’e yönelik saldırısına da tepki gösteren anne Teker, “Filistin’de yaşanan savaş bitsin, çocuklar ölüyor. Bu savaşa karşıyız. Savaşın durmasını istiyoruz. İsrail ve PKK’yı lanetliyorum. Bu savaş dursun” ifadelerini kullandı.

    “İsrail’i lanetliyoruz”
    10 yıldır evlat acısı çektiğini söyleyen baba Halit Altun ise, “Çocuklarımızı kandırarak götürdüler. 4 yıldır eylemlerimizi sürdürüyoruz. HDP il binaların önünde eylem yapıyoruz. 4 yıldır nöbeti sürdürüyoruz. Gerekirse 20 yıl da devam etse, biz çocuklarımızın arkasındayız. Biz çocuklarımızı onlara mal ettiremiyoruz. Seslerimizi duysunlar. Biz çocuklarımızı onlara mal etmiyoruz. Çocuklarımızı getirip bize teslim etsinler. Yeter, bu analar ve babalar bu acıyı çekiyor. Son 10 yıldır bu acıyı çekiyoruz. Onların çocukları bir gece eve gelmese, dağı taşı yıkarlar. Ciğer acısı nedir bilmiyorlar. Fakat yeter, biz bu çileyi çekiyoruz. Oğlum sesimi duyuyorsan gel, devletin şefkatine sığın. Devlet hepimizin devletidir. Gel devlete teslim ol. Yeter bu acıyı bize çektirdin. Sana demedim ‘git dağa, onlara destek’ ol, Amerika’ya askerlik yap demedim. Onlara askerlik yapma oğlum. Amerika Yahudi bir kesimdir. Sizi oraya götürüp öldürüp cenazeleri bize gönderiyorlar. Annen ölüm döşeğinde. Sesimi duyuyorsan gel oğlum. Bunlardan dolayı çok acı çektik. Biz İsrail’i de lanetliyoruz. İsrail neyse PKK da odur. HDP odur. Üçü birdir. Hiçbirinin birisinden farkı yok” şeklinde konuştu.

  • Gürban’dan İsrail’e sert tepki

    Gürban’dan İsrail’e sert tepki

    TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Üyesi İYİ Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Mustafa Gürban, İsrail’in sivillere yönelik saldırılarını kınayarak, Gazze ve Filistin’in haklı davasında onların yanında olduklarını açıkladı.

    “Sivillere yönelik saldırıları en ağır şekilde lanetliyorum”

    İYİ Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Mustafa Gürban, “Sözlerime başlamadan önce Hamas’ın saldırısı sonucu İsrail’in başlattığı ağır abluka ve bombardımanların meşru müdafaayla alakası olmadığını belirtmek istiyorum. İsrail bir terör devleti halini alarak kadın, çocuk, yaşlı demeden masumların, mazlumların kanını dökmektedir. İsrail’in hastane ve okul binalarına yaptığı saldırıları, sivil binalara yaptığı saldırıları en ağır şekilde lanetliyorum. Tüm Dünyanın gözü önünde Gazze’de bir vahşet yaşanıyor. İnsani değerlerin ayaklar altına alındığı bu zalimliğin ağır faturasını başta çocuklar olmak üzere Filistinli siviller ödemektedir. Gazze’nin yanındayız. Haklı davalarında Filistin’in yanındayız. Her haksızlıkta olduğu gibi zalimin karşısındayız. Netanyahu Nazi kalıntısı anlayışıyla hastaların ve sivillerin bulunduğu bir hastaneyi bombalatmıştır. İnsan olup o görüntülere bakıp vicdanı sızlamayan hiç kimse yoktur. Bunun adı Genel Başkanımızın da dediği gibi ‘Netanyahu Terörü’dür. Dünya bu teröre dur demelidir. Bu vahşete karşı insanlık ortak tutum almalıdır” ifadelerini kullandı.

  • Bursa’da ‘Kudüs ve Biz’ paneli

    Bursa’da ‘Kudüs ve Biz’ paneli

    İsrail tarafından sivil katliamlarının gerçekleştirildiği Gazze’de, yaşam gün geçtikçe zorlaşırken, masum çocukların katledildiği Filistin’e dikkat çekmek amacıyla Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından “Kudüs ve Biz” paneli gerçekleştirildi. Tayyare Kültür Merkezi’ndeki programa, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın yanı sıra bürokratlar, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
    Panelin açılışında konuşan Başkan Alinur Aktaş, Türk milletinin Filistin konusunda duruşunun sabit olması halinde gerçek bir çözüm sürecinin başlayacağına inandığını söyledi. Gazze için yükselen seslerin ve girişimlerin beyhude olmadığını belirten Başkan Aktaş, 14 Mayıs 1948’ten beri büyük felaketi yaşayan Filistinlilerin acısının her geçen gün katlanarak arttığını ifade etti. Şehri bu konuda bilinçlendirmek adına sivil toplum kuruluşlarıyla beraber farklı programlar, aktiviteler ve buluşmalar düzenlediklerini dile getiren Başkan Aktaş, “Bursa’da buluştuğumuz Filistinli kardeşlerimiz, ‘Müslüman ülkelerden bir beklentimiz yok. Sadece Türkiye’nin doğru adımlar atacağına inanıyoruz’ diyorlar.
    Türkiye gerekli girişimlerde bulunuyor. Şehrimizdeki sivil toplum kuruluşları, dernekler ve vakıflar da gerekli heyecanı ortaya koyuyor. Gazze’de yaşananlar kirli bir oyundur. Hiçbir inançta masum yavruları, masum kadınları, sivil vatandaşları, hastaneleri, camileri, pazar yerlerini, mülteci kamplarını, yaşam alanlarını yok etmek gibi hunharca bir saldırı kabul edilemez. Buzullarda mahsur kalan iki fok balığı için dünyayı ayağa kaldıranlar, hastanedeki katliamı sıradan bir patlama olarak gösterdiler. Bu tehlikeli oyunu görüp ona göre pozisyon almalıyız. İlk günden itibaren Bursa’da duyarlılık gösteren, konuyu sahiplenen, ümmetin hakkını savunmak adına yollara düşen herkese teşekkür ediyorum” dedi.
    Panelin oturum bölümünde ise Prof. Dr. Muhammed Tarakçı, Prof. Dr. Adem Apak, Dr. Erkan Aydın ve Ahmet Faruk Asa tarafından ‘Geçmişten bugüne Türk ve Müslüman toplumların Kudüs ile bağları’ ve ‘Siyonizm ile tarih ve teolojinin nasıl dönüştüğü’ konuları ele alındı. Programın sonunda Başkan Alinur Aktaş tarafından konuşmacılara ipek tablo hediye edildi.
  • 19 günde 12 bin tondan fazla patlayıcı kullanıldı

    19 günde 12 bin tondan fazla patlayıcı kullanıldı

  • Gazze için anlamlı şiir

    Gazze için anlamlı şiir

    İsrail’in Gazze’ye yönelik kanlı bombardımanı sürerken, sanat dünyası da Filistin için tek yürek oldu. Sanatçı Abdurrahman Delen ise Filistin’deki saldırılarda öldürülen çocuklara dikkat çekmek için “Dokunmayın Çocuklara” şiirini seslendirdi.
    İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları sürerken, binlerce çocuk katledildi. Türkiye ve diğer ülkelerdeki sanatçılar İsrail’in kanlı saldırılarını durdurmasını istedi. Ünlüler çocuklar için tek yürek olurken, sanatçı Abdurrahman Delen ise “Dokunmayın Çocuklara” şiirini seslendirdi. Kendi yazdığı şiiri seslendiren Delen, “Yine acı yine hüzün dolu bir gün. Hep haykırıyoruz, isyan ediyoruz çocuklar ölmesin diye. İnşallah sesimizi duyuracağız. Bitsin artık savaşlar ölmesin çocuklar. Şiirimizde de söylüyoruz. Gerçekten çocuklar bir melektir dokunmayın çocuklara. Ben buradan sesleniyorum. Tüm sanatçı dostlarımız arkadaşlarımız herkes haykırsın. Filistin’de olan bu içler acısı olayın bir an önce dinmesini istiyoruz. Sadece Filistin değil dünyada olan bütün savaşlara hayır diyoruz. Savaşsız bir dünya diliyoruz. Buradan seslenmek istiyorum dokunmayın çocuklara, yeter artık dokunmayın” dedi.

  • “Müslümanlar İsrail’e karşı tek vücut olmalı”

    “Müslümanlar İsrail’e karşı tek vücut olmalı”

    Bursa Büyükşehir Belediyesi Tayyare Kültür Merkezi’nde “Kudüs ve Biz” temalı panel gerçekleştirdi. Panele konuşmacı olarak Prof. Dr. Adem Apak, Prof. Dr. Muhammed Tarakçı, Dr. Erkan Aydın ve Ortadoğu Araştırmacısı Ahmet Faruk Asa katıldı. Panel öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Adem Apak, Filistin’in en huzurlu yaşadığı dönemin Müslümanların hakimiyetinde olduğu dönem olduğunu belirterek, tüm Müslümanların birbirleri ile aralarındaki çatışmaları kaldırıp tek vücut halinde hareket etmesi gerektiğinin altını çizdi. Panelin açılış konuşmasını yapan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ise Türkiye’nin gerekli diplomatik adımları attığını belirterek, “İlerideki günlerde bunların karşılığını hep beraber göreceğiz” dedi.

    “Müslümanlar tek bir vücut olursa, Kudüs tekrar Müslümanların hakimiyetinde olacak”

    Bölgenin en huzurlu dönemini Müslümanların hakimiyetinde geçirdiğini belirten Prof. Dr. Adem Apak, “Kudüs’ün tarihine baktığımızda, ne zaman Müslümanlar kendi aralarında bölgesel, mezhebe dayalı veya siyasi sebeplerle parçalanmışlık yaşadılarsa bu coğrafya huzur ve güvenini kaybetmiştir. Nitekim 1099 yılında Haçlı Seferleri gerçekleştirildiğinde, İslam dünyası tam bir parçalanmışlık içerisindeydi. Bu sebeple bundan istifade eden Haçlılar Anadolu’yu bir baştan bir başa işgal etmek suretiyle Urfa’da, Antakya’da ve Kudüs’te haçlı devletleri kurabildiler. Bu onların gücü ile alakalı bir şey değil, Müslümanların parçalanmasıyla alakalı bir durum. Ama 88 yıl sonra, 1187 yılında Selahaddin Eyyubi’nin uzun uğraşları önce Müslümanları birleştirdi, ortak bir güç haline getirdi ve daha sonra Kudüs’ün Müslümanlar tarafından fethedilmesini temin etti. Tarihe baktığımızda gerek Müslümanların gerekse diğer din mensuplarının bu coğrafyada huzur ve sükun içerisinde yaşadıkları dönem sadece Müslümanların hakim olduğu birlik ve bütün olduğu dönemdir. O nedenle Müslümanlar şu veya bu gerekçeyle aralarındaki çatışmaları ortadan kaldırarak tek bir vücut halinde hareket ederlerse Kudüs tekrar Müslümanların hakimiyetinde olacak ve tekrar huzur ve sükunun merkezi olacaktır” şeklinde konuştu.

    “Devletimiz gerekli diplomatik görüşmeleri sürdürüyor”

    Türkiye’nin gerekli diplomatik adımları attığını söyleyen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Nur Aktaş ise, “Ben bu bir iki haftalık süreçte öğrencilerle buluştum. Farklı vatandaş grupları ile bir araya geldim. Sunumumun sonunda konu Filistin değildi ama girizgâhta hep Filistin ile alakalı kanaatlerimi söyledim. ‘İsrail katildir, lanetliyorum’ dedim. Akabinde söz alan kardeşlerimiz oldu. Kimisi ‘kınamakla artık yetinmeyelim, niye biz Filistin’e girmiyoruz’ dedi. Kimi kardeşlerimiz de üzülerek söylüyorum, ‘bize ne Filistin’den’ dedi. Özellikle genç kesimde çok ciddi bu kanaatte olan insan gördüm. Sivil toplum kurum ve kuruluşlarımız bu hassasiyeti ortaya koymak adına sağ olsunlar farklı etkinlikler yapıyorlar. Bu bazen bir sabah namazı buluşması, bazen de bir protesto gösterisi oluyor. İşte onlardan bir tanesini bu akşam burada gerçekleştiriyoruz.

    Dün akşam Filistinli kardeşlerimizin derneği var, ben de oradaydım. 60’lı yaşlarında bir kardeşimiz vardı. Ailesinden 18 kişi öldürülmüş. Bazılarının Türkçeleri de var ama dertlerini daha iyi anlatabilmek için Arapça konuşuyorlar. 5-6 kardeşimiz söz aldı. Özetle hepsinin söylediği şey ‘Biz Müslüman ülkelerin hiçbirinden herhangi bir şey beklemiyoruz. Sadece ve sadece bu noktada Türkiye’nin doğru adımlar atacağına inanıyoruz ve artık ne yapılması gerekiyorsa Cumhurbaşkanımız yapsın’ gibi bir düşünce içerisindeler. Şundan emin olabilirsiniz, devletimiz gerekli diplomatik görüşmeleri sürdürüyor. Kimse bunu ne kadar hissediyoruz, ne kadar yaşıyoruz diye düşünmesin. İlerideki günlerde bunların karşılığını hep beraber göreceğiz” dedi.

  • Saldırılarda hayatını kaybeden çocukların kimlikleri kollarına yazılıyor

    Saldırılarda hayatını kaybeden çocukların kimlikleri kollarına yazılıyor

    İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları 7 Ekim’den bu yana sürerken, hava saldırılarında siviller hedef alınmaya devam ediyor. Filistinliler, saldırılarda ölmesi halinde kimliklerinin tespit edilmesi için çocuklarının kollarına ve bacaklarına isimlerini yazarken, hastane morgunda İsrail saldırılarında ölen çok sayıda çocuğun adlarının kollarına ve bacaklarına yazıldığı görüldü.
    İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda 2 bin 360’ı çocuk, 1 bin 292’si kadın ve 295’i yaşlı olmak üzere toplam 5 bin 791 kişi hayatını kaybederken, 16 bin 297 kişi de yaralandı.