Etiket: israil

  • 200’den fazla hedef vuruldu

    200’den fazla hedef vuruldu

    İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) savaş uçaklarının Gazze Şeridi’nde gece boyu 200’den fazla hedefi vurduğunu açıkladı. İsrail’in gerçekleştirdiği saldırılarda hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı ise 704’e yükseldi.
    İsrail-Hamas arasındaki çatışmalarda 4. güne girildi. İsrail Savunma Kuvvetlerinden (IDF) yapılan açıklamada, İsrail ordusuna ait onlarca savaş uçağının gece boyunca Gazze şehrindeki Rimal Mahallesi ve Han Yunus şehrindeki 200’den fazla hedefe saldırı gerçekleştirdiği duyuruldu. Han Yunus’ta askeri altyapı ve silah deposunun hedef alındığı belirtildi. Vurulan yerlerin arasında bir caminin içindeki silah deposunun bulunduğu aktarıldı.
    Ayrıca Hamas ile devam eden çatışmalarda 38 askerin daha öldüğü, hayatını kaybeden İsrailli asker sayısının 123’e yükseldiği açıklandı.
    İsrail’de bin 500 Hamas mensubunun cesedi bulundu
    IDF Sözcüsü Richard Hecht ise gazetecilere yaptığı açıklamada, İsrail ve Gazze Şeridi çevresinde bin 500 Hamas mensubunun cansız bedeninin bulunduğunu duyurdu. Hecht, güvenlik güçlerinin kuşatma altındaki Gazze Şeridi’yle sınır hattındaki kontrolü yeniden sağladığını belirterek, “Dün geceden beri sınırdan kimsenin girmediğini biliyoruz. Ama yine de sızmalar olabilir” ifadelerini kullandı.
    Sözcü Hecht ayrıca İsrail ablukası altındaki Gazze Şeridi ile Mısır arasındaki Refah Sınır Kapısının kapatıldığını vurguladı.

    “Son 24 saatte sızma olmadı”

    İsrail Savunma Kuvvetleri’nin baş sözcüsü Tuğamiral Daniel Hagari ise Hamas’ın cumartesi sabahı sınırdaki çitilerin bazı kısımlarını havaya uçurmasının ardından ordunun Gazze sınırında kontrolü yeniden sağladığını ifade etti. Hagari, “Son günde tel örgüden tek bir terörist bile içeri girmedi” dedi.


    Yüzden fazla İsrail askeri esir

    İsrail Ordu Radyosu’na göre 100’den fazla İsrail askeri, Hamas tarafından esir alınarak Gazze’ye götürüldü. İsrail’in Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Gilad Erdan ise esir tutulan asker sayısının “100 ila 150 arasında” olduğunun tahmin edildiğini aktardı.

    Filistin’de can kaybı 704 oldu, 2 gazeteci de yaşamını yitirdi

    Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada ise İsrail’in gerçekleştirdiği saldırılarda hayatı kaybeden Filistinlilerin sayısının 704’e yükseldiği bildirildi. Hastanelere acil yardımın girişini sağlamak için “güvenli bir koridor” açılması çağrısında bulunuldu. İsrail ordusunun Han Yunus şehrinin doğusunda 4 ambulansı hedef aldığı, Beyt Hanun şehrinde ise saldırı sonucu hastanenin hizmet dışı kaldığı aktarıldı. Açıklamada, “Sağlık sistemini ayakta tutacak elektrik sıkıntısı devam ediyor. Bu durum tüm hasta ve yaralıların hayatını tehdit ediyor” ifadeleri kullanıldı.
    Yerel kaynaklardan edinilen bilgiye göre İsrail’in saldırılarında 2 Filistinli gazeteci de hayatını kaybetti.

    137 binden fazla Filistinli BM okullarına sığındı

    Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansından (UNRWA) yapılan açıklamada ise 137 binden fazla Filistinlinin ajansa ait 83 okula sığındığı duyuruldu.

  • Altın fiyatlarındaki yükselişin sürmesi bekleniyor

    Altın fiyatlarındaki yükselişin sürmesi bekleniyor

    İsrail ile Hamas arasındaki çatışmaların etkisiyle altın fiyatlarının yükselişe geçtiği şu günlerde Konya Sarraflar ve Kuyumcular Derneği Başkanı Yusuf Yaşar, yatırım yönünde altının en güvenli liman olduğunu belirterek, “Altın, 2 bin 2 bin 500 dolar seviyelerine yılbaşından sonra çıkabilir. Küçük, orta ya da büyük yatırımcıya ben kesinlikle altın almalarını öneririm” dedi.
    Yatırımın güvenli limanı altın, haftaya yükseliş ile başladı. Ons fiyatının bin 846 doların üzerine çıkmasıyla son geçtiğimiz haftaların rekorunu kıran altın, vatandaşlardan yoğun talep gördü. İsrail ile Hamas arasındaki çatışmaların etkisiyle altın fiyatlarında yukarı ivmenin devam edeceği tahmin ediliyor.

     

    “Altın, 2 bin 2 bin 500 dolar seviyelerine yılbaşından sonra çıkabilir”

    Konya Sarraflar ve Kuyumcular Derneği Başkanı Yusuf Yaşar, küçük, orta ya da büyük yatırımcıyı kesinlikle altın almaları konusunda uyararak, “Cumartesi günü İsrail’le Hamas’ın birbirine savaş açması altının fiyatlarını yükseltti. Dünyadaki ons fiyatları yükseldi doğrusu. Cuma gün kapanışlarda bin 825 dolardı ONS bugün bin 846 dolar. Dolar fiyatlarında da yükseliş oldu haliyle altın fiyatları yükseldi. Daha önce sakin de altın hatta düşüş trendlerindeydi şimdi dediğim gibi yükseldi. İleride ne olur? Altın diğer yatırımlar karşılaştırıldığında düşük kaldı. Altın, 2 bin – 2 bin 500 dolar seviyelerine yılbaşından sonra çıkabilir. Küçük yatırımcıya, orta ya da büyük yatırımcıya ben kesinlikle altın almalarını öneririm” dedi.

    “Altın dünya ilk çağlardan beri güvenilir bir liman”

    Yatırım yönünde altının en güvenli liman olduğunun altını çizen Başkan Yusuf Yaşar, “Dolar fiyatı biraz yüksek euro geri kaldı. Döviz alacaklara euro, diğer metal alacaklara da altını öneririm. Altın dünya ilk çağlardan beri güvenilir bir liman. Çünkü savaşlarda bazen paraların sıfıra indiği oluyor. Irak Kuveyt’i işgal ettiğinde çok değerli olan Kuveyt parası sıfıra indi. Suudi Arabistan Riyali geçmez oldu. Bu yüzden altın her zaman güvenilir liman. Kısa sürede çok kazandırmayabilir ama orta ve uzun vadede mutlaka yatırımcısına kaybettirmez, kazandırır. Yatırım sepetlerinde, yatırımcıların en az yüzde 40 altında olmalarını öneririm. Çünkü kesinlikle kaybettirmez. Son bir yılda bir ev, araba fiyatları altına göre yükseldi ama bu dengeyi koruyacak. Araba fiyatlarında düşüş bekliyoruz. Ama altın düşük kaldığı için dengeyi kurup yükseleceğinden eminim. Fiyatlar ise ons altın 1846 dolar civarında, çeyrek 2 bin 915, yarım 5 bin 830, tekli altın 11 bin 625, Ata altının da 11 bin 940, 22 ayar bileziği de bin 670 liradan satıyoruz” diye konuştu.

  • 5 ülkeden İsrail’e destek

    5 ülkeden İsrail’e destek

    ABD Başkanı Joe Biden, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Başbakanı Olaf Scholz, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, ve İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, İsrail-Filistin çatışmasını ele almak için yaptıkları görüşmenin ardından ortak bildiri yayımladı.

    Liderler, İsrail’e olan kararlı desteklerini vurgularken, “Hamas’ı ve korkunç terör eylemlerini kesin bir dille kınadıklarını” bildirdi.

    “Hamas’ın terör eylemlerinin hiçbir gerekçesi, hiçbir meşruiyeti olmadığını ve evrensel olarak kınanması gerektiğini açıkça belirtiyoruz.” ifadesini kullanan liderler, terörün haklı bir gerekçesi olamayacağı mesajını verdi.

    Dünya, Hamas teröristlerinin, evlerinde aileleri katletmesini, müzik festivalinde eğlenen 200’den fazla genci katletmesini ve halihazırda rehin tutulan yaşlı kadınları, çocukları ve tüm aileleri kaçırmasını dehşetle izledi.” ifadelerini kullandı.

    “FİLİSTİN HALKININ MEŞRU İSTEKLERİNİN FARKINDAYIZ”

    İsrail’in kendisini ve halkını savunma çabalarına destek vereceklerini kaydeden liderler, bu ülkeye düşman olan herhangi bir tarafın bu saldırıları avantaj olarak kullanmaması gerektiği uyarısında bulundu.

    Liderler, “Hepimiz Filistin halkının meşru isteklerinin farkındayız ve hem İsrailliler hem Filistinliler için eşit düzeyde adalet ve özgürlük adımlarını destekliyoruz. Ancak şüphesiz ki Hamas bu istekleri temsil etmiyor ve Filistin halkına daha fazla terör ve katliamdan başka bir şey sunmuyor.” değerlendirmesini yaptı.

    Batılı liderler, “Önümüzdeki günlerde, İsrail’in kendini savunabilmesini sağlamak ve nihayetinde barışçıl ve entegre bir Orta Doğu bölgesinin koşullarını oluşturmak için müttefikler ve İsrail’in ortak dostları olarak birlik ve koordinasyon içinde kalacağız.” mesajını paylaştı.

    İSRAİL-FİLİSTİN ÇATIŞMASI

    Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail’e “Aksa Tufanı” adıyla kapsamlı saldırı başlatmıştı.

    Gazze’den İsrail yönüne binlerce roket atılırken, Filistinli silahlı gruplar Gazze-İsrail sınırındaki Beyt Hanun-Erez Sınır Kapısı’na baskın düzenleyerek burayı ele geçirmişti.

    Silahlı gruplar daha sonra buradan İsrail içindeki yerleşim yerlerine girmiş, İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi’ne saldırı başlatmıştı.

    Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail’in Gazze’ye düzenlediği saldırılarda 140’ı çocuk 687 kişinin hayatını kaybettiğini, 3 bin 726 kişinin yaralandığını açıklamıştı.

    İsrail güçleri 7 Ekim’den bu yana Kudüs ve işgal altındaki Batı Şeria’da da 16 Filistinliyi öldürmüştü.

    İsrail Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Gazze’den düzenlenen saldırılarda en az 900 İsraillinin hayatını kaybettiği, 157’isi ağır 2 bin 616 kişinin de yaralandığı belirtilmişti.

  • ”Türkiye olarak arabuluculuğa hazırız”

    ”Türkiye olarak arabuluculuğa hazırız”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleşen Kabine Toplantısı’nın ardından millete sesleniş konuşmasını gerçekleştirdi.

    Dünyada ve bölgede tüm yaşanan gelişmeleri yakından takip ettiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan,” Bu hususlarla ilgili ülkemizin yaklaşımlarını ve devletimizin siyasetini ifade eden kapsamlı değerlendirmeleri sizlerle paylaşacağız. Ekonomideki sorunların çözümü, depremde yıkılan şehirlerimizin hızla ayağa kaldırılması ve terörle mücadele önceliklerimizin en başında yer almayı daima sürdürmektedir. Öncelikle ekonomik görünümle ilgili gelişmelere değinmek istiyorum. Ekonomi alanındaki programlarımızı dikkatle ve belirlenen takvimi içinde yürütüyoruz. Eylül’ün ilk haftasında OVP’yi milletimizin ve iş dünyamızın takdirine sunduk. 2053 vizyonumuzun önemli bir parçası olan 12. Kalkınma Planımızın hazırlıklarını önemli ölçüde tamamladık. Gelecek 30 yıla dair hedef ve vizyonumuzun yol haritasını teşkil edecek planın detaylarını önümüzdeki haftalarda kamuoyumuzla paylaşacağız. Orta ve uzun vadeli programları yürütürken, ekonominin güncel sorunlarını ve ihtiyaçlarını da ihmal etmiyoruz” dedi.
    Küresel ekonominin geleceği ile ilgili tahminlerin giderek kötümserleştiği bir dönemde, Türkiye’nin bir kez daha kendini farklı güzergaha taşımayı başardığına dikkat çeken Erdoğan, ”Yaşadığımız enflasyon, daha doğrusu rasyonel olgularla bağlarını tamamen koparmış hayat pahalılığı sıkıntısını çözmek için özgün ve akılcı politikalara dayalı bir yol izliyoruz” diye konuştu.

    “Adeta bir histeri halinde süren fiyatlama davranışlarının sonuna gelindiğine inanıyoruz”

    Türkiye’nin hedeflerine ilerlemeye devam ettiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bu meselenin üstesinden gelmenin hukuki ve idari tedbirler yanında asıl milletçe ve bireyler olarak topyekün ortaya koyacağımız ahlak, erdem, hak ve hakkaniyet, esaslı bir duruştan geçtiği açıktır. Biz öncelikle üzerimize düşenleri eksiksiz bir şekilde yerine getirmenin gayreti içerisindeyiz. Son birkaç yıldır adeta bir histeri halinde süren fiyatlama davranışlarının sonuna gelindiğine inanıyoruz. Ülkemizi kronik baş ağrısı olan faiz, kur, enflasyon üçgenine sıkıştırma gayretlerini bir kez daha boşa çıkarmakta kararlıyız. Türkiye’yi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazlayla büyütme esasına dayanan stratejimizden en küçük bir geri adım atmıyoruz. Geldiğimiz seviyenin gereği olan yeni yöntemleri yeni politikaları devreye alıyoruz. Küresel ekonominin büyüme tahminleri sürekli düşürülürken, Türkiye’ye ilişkin büyüme tahminlerinin düzenli olarak yükseltilmesi doğru istikamette gittiğimizi gösteriyoruz. Bu yılın ilk yarısında yüzde 3.8 büyüyen, 254 milyar doları aşan ihracatının etkisiyle küresel ticaretten aldığı pay yüzde 1.03’e yükselen Türkiye, depremin getirdiği yüke rağmen hedeflerine ilerlemeye devam ediyor” değerlendirmesini yaptı.

    “Otomotiv piyasasında yaşanan spekülatif fiyat artışları ortadan kalkmaya başladı”
    Otomotiv piyasasında spekülatif fiyat artışlarının ortadan kalkmaya başladığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Otomotiv sektörü ile ilgili getirdiğimiz ve yılbaşına kadar uzattığımız pazarlama, satış, ilan sınırlamalarının etkisi giderek daha fazla hissediliyor. Aldığımız tedbirler, kestiğimiz cezalar ve diğer engellemeler sayesinde otomotiv piyasasında yaşanan spekülatif fiyat artışları ortadan kalkmaya başladı. Bu kapsamda stokçuluk yapan ve haksız fiyat uygulamasına giden firmalar ile şahıslara toplam 222 milyon lira idari para cezası kesildi. Rekabeti bozucu faaliyet yürüttüğü tespit edilen 139 firma 2 milyar 105 milyon lira cezaya maruz kaldı. Şimdi benzer bir uygulamayı gayrimenkul piyasasında devreye alıyoruz” değerlendirmesini yaptı.

    “Çimento ve hazır beton sektöründeki dengesiz fiyat artışları da yakın takibe alındı”
    Konut ve kira sektöründe adil, dürüst, özenli ve makul şekilde hareket etmeyerek piyasanın dengesini bozan fahiş fiyat artışlarına yol açan kişi ve kurumlara yönelik ağır yaptırımlar getireceklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, çimento ve hazır beton sektöründeki dengesiz fiyat artışları da yakın takibe alındığını bildirdi.
    Erdoğan,” Haksız bir şekilde fiyat yükselttiği tespit edilen firmalar, bunun bedelini ağır para cezalarıyla ödeyecekler. Aldatıcı ve yanıltıcı reklam yapan firmalar ile etiketiyle kasası üzerinde fiyat farkı bulunan işletmeler üzerinde de hassasiyetle duruyoruz. Bu tür yollara tevessül edenlere 215 bin lira ceza yazıldı. Ticaret Bakanlığımızın 81 ilde yürüttüğü gözetim ve denetim faaliyetleri ışığında fahiş fiyat uygulayan işletmelere 86 milyon lira ceza kesildi. Bakanlığımızın zincir marketlere yönelik indirim çağrısının giderek daha çok makas bulduğunu görüyoruz” dedi.

    “Emeklilere tek seferlik 5 bin lira ödeme

    Zincir marketler başta olmak üzere tüm esnafları, işletmeleri yapacakları indirimlerle enflasyonla ve hayat pahalılığı ile mücadeleye destek vermeye davet ettiğini ifade eden Erdoğan,” Vatandaşımızın ekmeğine ve aşına göz dikenlere eyvallah etmeyeceğimiz gibi bu dönemde sergilenen fedakarlıkları da asla unutmayacağız. Bu vesileyle her kesimden insanımıza verdiğimiz tüm sözlerin takipçisi olduğumuzu hatırlatmak isterim. Milletimize verdiğimiz, çalışanlarımızı ve emeklilerimizi enflasyona ezdirmeme, refah kayıplarını telafi etme sözümüzü yerine getirmek için de bugüne kadar pek çok düzenleme yaptık. Enflasyonun hala yüksek oranlarda seyretmesinin bizim bu çabalarımızı sekteye uğrattığının farkındayız. Bilhassa emeklilerimizin yaşadığı sıkıntıları çok iyi biliyorum. Bunun için bakanlarımıza yeni hazırlıklar yapmaları noktasında gerekli talimatları vermiştim. Kabine toplantımızda yaptığımız kapsamlı değerlendirmelerin ardından emeklilerimizi rahatlatacak yeni bir karar aldık. Emeklilerimize bir defaya mahsus olmak üzere 5 bin Türk Lirası ödeme yapmayı kararlaştırdık. Hem emekli olup hem de fiilen çalışmaya devam eden emeklilerimizi bu düzenlemenin dışında bırakıyoruz. Bütçemize toplam maliyeti 61 milyar lirayı geçen Bu ödemeler, Kasım ayının ilk yarısı itibariyle emeklilerimizin hesabına yatırılmış olacaktır. Yılbaşında emeklilerimizin durumunu tekrar gözden geçirecek inşallah o zaman da her türlü fedakarlığı sergileyeceğiz. 12.2 milyon emeklimizi doğrudan etkileyen bu kararın hayırlı olmasını diliyorum. Türkiye büyüdükçe, güçlendikçe, zenginleştikçe ortaya çıkacak kaynağı milletimizin her kesimi ile paylaşma ilkemizi doğal gazdan, çalışan ve emekli maaşlarına kadar her alanda hayata geçirmeyi sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.

    “Birliğimize beraberliğimize, kardeşliğimize sıkı sıkıya sarıldıkça Allah’ın izniyle üstesinden gelemeyeceğimiz mesele, çözemeyeceğimiz sorun, alt edemeyeceğimiz tehdit yoktur” diyen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
    “Şehir merkezlerimizdeki deprem yıkıntılarını büyük ölçüde temizledik, temizlemeye de devam ediyoruz. Dünyada 11 şehirdeki 14 milyon insanı etkileyen 50 bini aşkın can kaybına ve 850 bin bağımsız bölümün yıkımına yol açan bir felaketle böylesine etkili ve hızlı mücadele eden başka bir ülke örneği yoktur. Şehir merkezlerimizdeki deprem yıkıntılarını büyük ölçüde temizledik. Geçici barınma alanlarda 600 bin vatandaşımıza hizmet veriyor ayrıca kira yardımı ve diğer desteklerle 1.3 milyon insanımızın yanında yer alıyoruz. Rezerv alanlarında yapacağımız 200 bin konut ve yerinde dönüşümle inşa edilecek 218 bin konutla ilgili çalışmalar süratle ilerliyor. “

    Operasyonlarda 162 terörist etkisiz hale getirildi

    Türkiye’nin 40 yıllık terörle mücadelesinin sadece fiziki standartları itibarıyla değil, aynı zamanda insani ve ahlaki olarak alnının akıyla yürüterek başarıya ulaştırmış bir ülke olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan,” Aynı ilkeli duruşla mücadelemizi sürdürüyoruz. Son dönemde terörü kaynağında kurutma stratejimiz çerçevesinde bu mücadeleyi önemli ölçüde sınırlarımız dışına taşıdık. Binlerce yıllık devlet geleneğimizden aldığımız ilhamla sınırlarımız dışındaki mücadeleyi de uluslararası hukuka riayet ederek, insani ve ahlaki çizgileri asla ihlal etmeden yürütüyoruz. Bizim terörle mücadele tarihimizin sayfalarında ne bilinçli olarak burnu kanamış tek bir masumun ne kanı dökülmüş tek bir çocuğun ne de onuru zedelenmiş tek bir mazlumun kaydı vardır. Kuzey Irak ve Suriye’nin kuzeyinde geçtiğimiz hafta yaptığımız son harekatları da aynı hassasiyetle icra ettik. Sadece terör örgütü mensuplarını, teröristlerce kullanılan tesisleri, terörün gelir kaynaklarını ve yeteneklerini hedef aldığımız operasyonumuzun ilk safhası başarıyla sonuçlandı. 1 Ekim’den bugüne Hava Kuvvetlerimizin harekatları ve ateşle taarruz neticesinde teröristlere ait toplam 194 hedef imha edildi. Operasyonlarımız sonucunda 162 terörist etkisiz hale getirildi” dedi.

    Harekatlar düzenlemeye devam edileceğini bildiren Erdoğan, ”Her operasyonumuzda olduğu gibi son harekatta da en büyük sorunu DEAŞ bahanesiyle terör örgütüne destek veren müttefikimizle yaşadık. Yıllardır bölgedeki terör örgütleriyle yakın ilişki içinde olan diğer güçlere bir çağrı yapıyoruz. Bu ülkelerden yapacağımız harekatlarda zarar görmemeleri için bölgedeki askeri ve istihbarı unsurlarını teröristlerden uzak tutmalarını istiyoruz. Son harekattan önce de hem Dışişleri hem milli Savunma Bakanlıklarımız hem de MİT Başkanlığımız seviyesinde aynı ikazlarda bulunduk. Adeta ak sütün içindeki ak kılı ayırt etme hassasiyetiyle teröristler dışında kimseye zarar vermeden bu operasyonu yürüttük. Buna rağmen tatsız ve muhataplarımızın ifadesiyle üzüntücü verici bir hadise yaşanmasını engelleyemedik. Hiç şüphesiz bu olay, milli hafızamıza kayıt edilmiştir ve vakti, saati geldiğinde gereği muhakkak yapılacaktır. Terör örgütüne ve kontrolündeki yerlere daha bir kararlılıkla, daha bir şiddetle, daha etkili bir şekilde harekatlar düzenlemeye devam edeceğiz. Sınırlarımızda ne tek bir teröristin barınmasına ne de bir terör koridoru kurulmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Esasen müttefiklerimiz bunun sözünü bize verdiler ancak bu sözlerini tutmadılar. Terör örgütünün ismini değiştirmeleri sadece kendilerini kandırmaları anlamına gelmiyor. Başkalarını da kandırıyorlar. PKK’ya SDG demekle Amerika’ya Birleşik Devletler, Büyük Britanya’ya Birleşik Krallık demekle burada herhangi bir şey değişmiyor” diye konuştu.

    PKK’yı terör örgütü olarak tanıyan her ülkenin bu örgütün farklı isimlerle faaliyet gösteren yapılarını da aynı kapsama almasının hem hukuki hem ahlaki bir yükümlülük olduğunu vurgulayan Erdoğan,” PKK’nın siyasi uzantısı, HDP’nin şu anda cezaevinde bulunan eski genel başkanının ve yönetiminin çağrısıyla bundan tam 9 yıl önce yaşanan hadiseler bile tek başına böyle bir tavrı gerekli kılar. Güvenlik görevlilerimizin yanı sıra aralarında Yasin Börü’nün de olduğu onlarca sivil vatandaşımızın vahşice katledildiği bu kanlı hadiselerin sorumlularına arka çıkanlar da en az onlar kadar suçludur. Tüm isimleri ve uzantılarıyla, PKK’yı tamamen ortadan kaldırana kadar, sınır ötesi harekatlarını devam ettirme küresel düzeyde istihbari faaliyetler yürütme, Türkiye’nin meşru hakkıdır. Bir gece ansızın gelebiliriz sözünün gereğini her gün, her an yerine getirmeyi sürdüreceğiz. Bu konsept sadece PKK’yla sınırlı değildir. Onunla birlikte FETÖ’den DEAŞ’a ülkemizi hedef alan terör örgütlerinin hepsini kapsamaktadır. Diğer yandan Kuzey Irak sınırlarımızda oluşturmaya başladığımız güvenlik koridorunu her geçen ay biraz daha yaygınlaştırıyor, tahkim ediyoruz. Irak Merkezi Hükümeti ve Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’yle iş birliği içinde yürüttüğümüz bu çalışmaları tamamlayarak çemberi Kapattığımızda terörle mücadelede yeni bir safhaya geçeceğiz. Türkiye’nin buradaki operasyonlarıyla terör örgütünü çökertmesi, Irak’ın toprak bütünlüğüne ve Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin huzuruna da katkı verecektir. Irak’la geliştirdiğimiz siyasi ve ekonomik ilişkilerin geleceği bakımından da bu sürecin bir başarıyla sonuçlanmasını hayırlı bir adım olarak görüyoruz” açıklamasında bulundu.

    Erdoğan, ”Bölgemizde bir başka kriz alanı olan Karabağ’dan Azerbaycanlı kardeşlerimizin kararlı ve cesur mücadelesiyle elde edilen zaferi bir kez daha tebrik ediyoruz. Bu tecrübeler ışığında Ermenistan yönetiminden beklentimiz, önümüzdeki dönemde aklın ve hakkaniyetin ışığında barış, güvenlik ve refah odaklı bir politika izlemesidir. Şayet bu şekilde hareket eder. Zengezur koridorunun açılması başta olmak üzere verdiği sözleri tutarsa Ermenistan yönetimiyle ilişkilerimizi adım adım geliştirmeye hazır olduğumuzu tekrar ifade etmek istiyorum. İran yönetimine de bölgede barış ve huzurun kökleşmesini sağlayacak bölgede Siyasi ve ekonomik adımların yolunu açacak bu tarihi projede birlikte hareket etme çağrısında bulunuyorum Müslümanlar olarak ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’nın ve onun içinde yer aldığı Kudüs-i Şerif’in gönül dünyamızda ayrı bir yeri var. İnsanlığın en eski yerleşimlerine, medeniyetlerine beşiklik eden Kudüs merkezli coğrafyadaki her kökenden ve inançtan insanlar ecdadımızın idaresinde asırlarca barış ve huzur içinde yaşamıştı. Maalesef bu bölge Birinci Dünya Savaşı’nın ardından orayı terk etmek zorunda kalmamızla birlikte kanın, gözyaşının, gerilimin çatışmanın, işgalin eksik olmadığı bir yere dönüştü. Hem Filistin halkına yapılan haksızlıklar ve zulümler hem üç dinin kutsallarını içinde barındıran Kudüs’ün özellikle de Mescidi Aksa’nın mahremiyetine yönelik tecavüzler, bölgeyi hep diken üstünde tuttu. Sorunların bu kadar derinleşmesinde elbette uluslararası toplumun Filistinlilere verdiği sözleri yerine getirmemesinin de çok ciddi payı vardır. Birleşmiş Milletler ‘in ve diğer uluslararası kuruluşların Filistin’le ilgili aldığı kararların neredeyse hiçbiri uygulanmadı” değerlendirmesinde bulundu.

    “Savaşın da bir adabı ve ahlakı var

    Cumhurbaşkanı Erdoğan İsrail, Filistin arasında yaşanan çatışmalara yönelik ,”Türkiye olarak bizim bu konudaki tavrımız nettir. 1949 yılından beri İsrail Devleti’ni tanıyoruz ve kimi zaman kesintiye uğrasa da diplomatik ilişkilerimizi sürdürüyoruz. Bununla birlikte 1967 sınırlarında başkenti Kudüs olan, coğrafi bütünlüğe sahip, bağımsız, egemen bir Filistin Devleti kurulmadan bölgeye huzur gelmeyeceğine inanıyoruz. Filistin halkını sürekli taciz ederek, can ve mal güvenliğini hiçe sayarak, evlerine ve arazilerine el koyarak, altyapısını tahrip ederek, kalkınmasına engel olarak bölgedeki sorunun çözülemeyeceği açıktır. Böyle bir yaklaşım, sadece derinleşen huzursuzluğun yol açtığı çatışmaların artmasına, her iki tarafında sürekli kanının dökülmesine nihayetinde de barış arayışlarının hep hüsranla sonuçlanmasına yol açar. İsrail’in, Filistin halkının temel haklarını hiçe sayan yaklaşımı son olayda da görüleceği üzere kendi halkının güvenliğine de tehdit etmektedir.

    Biz ne işgal topraklarında ne Filistin topraklarında tek bir masumun dahi burnunun kanamasına razı olmadığımızı hep söyledik, söylüyoruz. Bugün de aynı yerdeyiz. Değişen bir şey yok. Bugün hiçbir ayrım yapmadan, inancına, kökenine bakmadan insanı bu şekilde savunuyoruz. İsrail güvenlik güçlerinin ve illegal yerleşimcilerin Filistinlilere uyguladığı baskıya, zulme, yargısız infazlara, can ve mal tehdidine de nasıl karşıysak; İsrailli sivillere yönelik rastgele eylemlere de aynı şekilde karışıyız. Hele hele Gazze’nin orantısız hava ve kara saldırılarıyla yerle yeksan edilmesi, camilerin bombalanması bu sırada yaşayan masum kadın, yaşlı, çocuk ölümlerinin yaşanması asla kabul edilemez bir durumdur. İsrail şehirlerine yönelik eylemlerde benzer manzaralar ortaya çıkmışsa bunları da kesinlikle tasvip etmiyoruz. Her şeyin olduğu gibi savaşın da bir adabı ve ahlakı vardır. Tüm taraftar buna riayet etmekle mükelleftir. Altını çizerek hep ifade ettiğimiz gibi adil bir barışın kaybedeni olmaz. Bir şiddet sarmalına girilmesi ilave acıdan başka bir şey getirmez. İsrail yönetiminden Gazze başta olmak üzere Filistin topraklarına yönelik bombardımanlarını, Filistinlilerden de İsrail’deki sivil yerleşimlere yönelik tacizlerini durdurmalarını istiyoruz. Bu itidalli adım barışa giden yolun kapısını da aralayacaktır. Gün fevri değil, devlet aklıyla, soğukkanlılıkla ve insanlık vicdanıyla hareket etme günüdür” açıklamasını yaptı.

    Türkiye olarak, tarafların talep etmesi halinde esir takası dâhil her türlü arabuluculuğa hazır olduklarını açıklayan Erdoğan, ”Bir süredir devam ettirdiğimiz diplomatik temaslarımızı artırarak sürdürüyoruz. Filistin Devlet Başkanı Abbas ve İsrail Cumhurbaşkanı Herzog ile son derece verimli birer telefon görüşmesi gerçekleştirdim. Her iki lidere de sivil ölümlerinden duyduğumuz derin üzüntüyü ifade ettim. Çatışmaların sonlandırılması ve sükûnetin bir an önce sonlandırılması noktasında elimizden geleni yapmayı dile getirdik. Yine Katar Emiri Şeyh Temim, Lübnan Başbakanı Mikati, Malezya Başbakanı Enver İbrahim ile de görüşerek akan kanı nasıl durdurabileceğimizi değerlendirdik. Gazze halkının ihtiyaç duyacağı insani yardım malzemelerinin tedariki konusunda da gerekli hazırlıklarımızı yapıyoruz” diye konuştu.

    Erdoğan konuşmasının devamında şunları kaydetti:
    “Güney Asya’nın kadim coğrafyası Afganistan’dan acı bir haber geldi. Afganistan’ın Herat vilayetinde meydana gelen ve en büyüğü 6,1 şiddetinde ölçülen bir dizi deprem büyük yıkıma yol açtı. İlk belirlemelere göre, ölü sayısının 2 bin 500’ü, yaralı sayısının 10 bini bulduğu depremlerde hayatını kaybeden Afganistanlı kardeşlerimize Allahtan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Türkiye olarak deprem haberini alır almaz hemen arama kurtarma, sağlık ve yardım personellerimizi hazırladık. Ayrıca bölgede faaliyet yürüten sivil toplum kuruluşlarımızı harekete geçirdik. Afganistan’a ulaşan ekiplerimiz ülkenin afetten sorumlu birimleriyle işbirliği içinde çalışmalarına başladı. Afganistan’daki kardeşlerimizin yanında yer almaya her türlü ihtiyaçlarını karşılamak için devam edeceğiz.”

  • Fransa’dan İsrail’e destek

    Fransa’dan İsrail’e destek

  • İran’dan saldırı iddialarına sert tepki

    İran’dan saldırı iddialarına sert tepki

    İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, başkent Tahran’da düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi. Filistinli gruplarca Gazze’den düzenlenen saldırıları İran’ın planladığına ilişkin basında yer alan haberlere dair Kenani, şunları aktardı: “Filistin kendini savunabilecek kapasitededir. İran’ın rolü konusunda yapılan bazı açıklamalar ve ithamlar, siyasi hedefler doğrultusunda İsrail’in zayıflığını ve yenilgisini görünür kılmamak için yapılmaktadır. Dikkatleri başka yere çekmek için yapılmaktadır.”

    İİT’YE FİLİSTİN İÇİN OLAĞANÜSTÜ TOPLANTI ÇAĞRISI

    Kenani, Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın mevkidaşlarıyla yaptığı telefon görüşmelerini de hatırlattı.

    Bu görüşmelerde son gelişmelere “ciddi şekilde” yer verildiğin belirterek, “Abdullahiyan, Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin ile yaptığı telefon görüşmesinde İslam İşbirliği Teşkilatının Filistin’e yardım için olağanüstü toplantı yapmasını önerdi.” dedi.

    ZAFER MESAJI

    İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Hamas ve Filistin İslami Cihat Örgütü lideriyle telefonda görüştü. Cumhurbaşkanı Reisi, Hamas’ın İsrail’e karşı düzenlediği Aksa Tufanı Operasyonu’na ilişkin tebrik mesajı yayınladı.

    Mesajında, İsrail için bölgede denklemlerin değiştiğini belirten Reisi, Hamas’ı ve Filistin halkını İsrail’e karşı gerçekleştirdikleri askeri operasyon nedeniyle kutladı.

    Reisi, Hamas’ın saldırısı için “Bu sahte siyonist rejime karşı direnişin tezahürüdür” dedi.

    “SALDIRIYA DAHİL DEĞİLİZ”

    Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi dün acil toplandı. İran’ın BM misyonu, Hamas saldırılarına karışmadıklarını aktardı.

    İran’ın Birleşmiş Milletler misyonu tarafından Hamas saldırısının sorumlusu olarak İsrail gösterildi. Bu saldırının İsrail’in yıllardır süre gelen işgal ve suçlarının sonucu ortaya çıkan meşru müdafa olduğu savunuldu.

    Yapılan açıklamada, “Filistin’e destek veriyoruz. Ancak Filistin’in düzenlediği saldırıya dahil değliz” denildi.

  • Hamas’tan müzik festivaline baskın

    Hamas’tan müzik festivaline baskın

    Festival, Yahudilerin Sukot Bayramı’na denk gelecek şekilde organize edilmişti.

    Festivalin organizatörleri sosyal medyadan yaptıkları paylaşımda, “Bütün ailenin bir araya gelmesinin vakti sonunda geldi. Çok eğlenceli olacak” demişti.

    Aynı sosyal medya sayfası sadece saatler sonra sevdiklerini arayan ailelerin çaresiz yakarışlarıyla dolacaktı.

    Filistinli militanların festival alanına baskın yapması ve ateş açması sonucu, arama ve kurtarma örgütü Zaka’nın açıklamasına göre 260 kişi hayatını kaybetti.

    Festival katılımcısı Ortel, bir şeylerin test gittiğine dair ilk işaretin sirenlerin çalmasıyla yaşandığını belirtti.

    Roketlerin gelişine işaret eden sirenlerin ardından roketlerin geldiği görüldü; ardından da silah sesleri duyuldu.

    İsrail’in Kanal 12 televizyon kanalına konuşan Ortel, “Önce elektriği kestiler, ardından da nereden geldiği belli olmayan militanlar her yöne doğru ateş açarak alana ulaştı. Kamyonetlere doluşmuş 50 terörist askeri üniformalarıyla alana geldi” dedi.

    BBC muhabiri Francesca Gillett’in haberine göre insanlar alandan kaçmaya çalıştı, çölün ortasındaki arabalarına ulaşarak hareket etmek istedi ancak festivale gelenlere göre ciplere doluşmuş silahlı militanlar arabalara ateş açıyordu.

    Ortel, bu aşamadan sonra yaşananları şu şekilde anlattı:

    “Patlamalar olduğu için herkes öyle bir noktaya geldi arabaları bırakıp kaçmaya başladı. Ben bir ağacın oraya koştum, çalılıkların arasına saklandım. İnsanları püskürtmeye başladılar. Etrafımda yaralanmış onca insan gördüm, ben ise bir ağaca saklanmış ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.”

    Ölü taklidi yaparak kurtuldu

    Kamp yerleşkesi, üç sahne, bar ve yiyecek kısmının bulunduğu festival alanı, Gazze’den çok uzak olmayan Kibbutz Reim’deki Negev Çölü’nde yer alıyordu.

    Gazze’den sızan Hamas militanları kasabalara ve köylere dalarak onlarca insanı rehin aldı.

    Haaretz gazetesine konuşan festival katılımcısı Adam Barel, festival alanındaki herkesin bir roket fırlatılması riskinin farkında olduğunu, ancak silahlı bir saldırının şoke edici olduğunu söyledi.

    Çok sayıda kişi gibi arabasıyla kaçmaya çalışan Barel, silahlı adamların kendisine ateş açması üzerine koştuğunu belirtti.

    Barel, “İnsanlara kurşunlar isabet etti, biz de saklanlandık. Herkes bir yerlere kaçtı.”

    Reuters haber ajansına konuşan Esther Borochov, arabasıyla kaçarken şiddetli bir şekilde aracına vurulduğunu aktardı.

    Borochov, arabasıyla kaçan genç bir adamın kendisine binmesini söylediğini, ancak daha sonra bu arabanın sürücüsünün de yakından ateş açılarak öldürüldüğünü anlattı.

    İsrail ordusu tarafından kurtulana kadar ölü taklidi yaptığını söyleyen Borochov, “Bacaklarımı hareket ettiremiyordum, askerler daha sonra gelip bizi çalılıklara götürdü” dedi.

    Meyve bahçelerine saklandılar

    Çok sayıda kişi çalılıkların ve meyve bahçelerinin içinde saatlerce bekleyerek kurtulabildi.

    Festival katılımcısı Ortel, “Telefonu sessize aldım, sonra da bir portakal bahçesinin içinde süründüm. Tepemden kurşunlar geçiyordu” dedi.

    BBC’ye konuşan Gili Yoskovich ise bir greyfurt bahçesinde saklandığını anlattı:

    “Ağaç ağaç dolaşarak ateş açıyorlardı. Etrafta ölen onca kişiyi gördüm. Çok sessizdi. Ağlamadım, hiçbir şey yapmadım.”

    Yoskovich, 3 saat sonunda İsrailli askerlerin sesini duyduktan sonra güvenli hissedip koştuğunu aktarıyor.

    Kanal 12’ye konuşan bir başka görgü tanığı ise “4-5 saat süren bir korku filmi yaşadık. Çılgınlar gibi kaçtık” dedi.

    ‘Sizi seviyorum’ ve ‘Özür dilerim’ mesajları

    Festivalde bir acil durum doktoru olan çalışan Yaniv ise “Tam bir katliamdı. Böyle bir şey hayatımda görmedim. Planlı bir pusuydu. İnsanlar acil durum kapılarından çıktıkça onları bekleyen teröristler vardı. Etkinlikte 3 bin kişi vardı. Büyük ihtimalle etkinliği biliyorlardı” dedi.

    Halen kayıp olan kişilerin aileleri ve arkadaşları ise sevdiklerini aramaya devam ediyor.

    Festivalde güvenlik görevlisi olarak çalışan 26 yaşındaki İngiliz Jake Marlowe ve Alman turist Shani Louk kayıplar arasında. Shani Louk’un annesi kızının kaçırıldığına inanıyor.

    Ailesi ve arkadaşları 25 yaşındaki Noa Argamani’nin de rehin olarak kaçırıldığına inanıyor.

    Noa’nın arkadaşı Amit Parpara, BBC’ye yaptığı açıklamada Noa’nın saklandığı yerden mesaj attığını söyledi:

    “En son mesajı saat 08:30’da aldım. Daha sonra bir sosyal medya videosunda kaçırıldığını gördüm. Bir motosiklet üzerine görülüyor, erkek arkadaşının yanından kaçırılıyor. Gazze Şeridi’ne girdiğini açık bir şekilde görebiliyorsunuz.”

    Ailesi ve arkadaşları, 23 yaşındaki İsrail ve ABD vatandaşı olan Hersh Golberg-Polin’ide arıyor.

    Ailesi, Jerusalem Post gazetesine festivalde doğumgününü kutlayan Golberg-Polin’in Cumartesi sabahı, “Sizi seviyorum” ve “Özür dilerim” diyen iki mesaj attığını aktardı.

  • İsrail’den Gazze’ye hava saldırısı

    İsrail’den Gazze’ye hava saldırısı

    İsrail, Gazze Şeridi’ne düzenlediği Demir Kılıçlar Operasyonu kapsamında bu sabah saatlerinde birçok noktayı vurdu. Filistin güvenlik güçleri tarafından yapılan açıklamada, İsrail tarafından düzenlenen hava saldırılarında Gazze’nin güneyindeki Rafah bölgesinde 18, El Qarara’da 5, Tel Al-Zaatar’da 4, Deir Al-Balah’da 3 kişi hayatını kaybetti. Ayrıca, Gazze’nin güneybatısındaki El-Şati Mülteci Kampı’nda bulunan Ahmet Yasin Camii’ne yapılan saldırılarda ise 1 kız çocuğu yaşamını yitirirken, çok sayıda Filistinli de yaralandı.

    Filistin’de can kaybı 493’e yükseldi

    Filistin Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan son açıklamada can kaybının 493’e yükseldiği ve ölenlerin 91’inin çocuk, 61’inin ise kadın olduğu belirtildi. Saldırılarda yaralananların sayısının ise 2 bin 751’e yükseldiği kaydedildi.

    İsrail savaş uçakları silah deposunu vurdu

    İsrail, Gazze Şeridi’nin merkezinde gerçekleştirdiği hava saldırılarında yerleşim yerlerini vurmaya devam ederken, bu sabah saatlerinde Filistin’e ait silah deposunu füzelerle vurdu.

  • İsrail’de can kaybı 700’e ulaştı

    İsrail’de can kaybı 700’e ulaştı

    Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, dün sabah saatlerinde İsrail’e yönelik “Aksa Tufanı Operasyonu” başlatmış, İsrail ise “Demir Kılıçlar Operasyonu”yla karşılık vermişti. Çatışmalar devam ederken her iki tarafta da can kaybı artmaya devam ediyor. Hamas’ın İsrail’e düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 700’e yükselirken, 20’si ağır toplam 2 bin 156 kişi yaralandı.
    Çatışmalarda şu ana kadar Filistin tarafında ise 20’si çocuk 370 kişi hayatını kaybetti, 2 bin 200 kişi de yaralandı.

  • Filistin-İsrail destekçileri karşı karşıya

    Filistin-İsrail destekçileri karşı karşıya

    New York bölgesinde faaliyet gösteren Filistin yanlısı sivil toplum kuruluşları (STK) tarafından “Filistin için herkes dışarı” çağrısıyla yapılan gösteriye binlerce kişi katıldı. Times Meydanı’nda toplanan her kesimden gösterici, ellerinde bayrak ve pankartlarla Filistin’e destek mesajı verdi. “Filistin’e özgürlük” sloganı atan göstericiler, ellerinde “Filistin’e destek, işgale son”, “Direniş haklıdır”, “Apartheid İsrail’e ABD yardımlarını kesin” yazılı pankartlar taşıdı.

    İKİ GRUP ARASINDA SATAŞMALAR YAŞANDI

    Diğer yandan, bir grup İsrail yanlısı gösterici de ellerinde İsrail bayraklarıyla protesto alanının karşı tarafında toplandı. İki grup arasında zaman zaman sözlü sataşmalar yaşandı. Filistin yanlısı göstericiler, daha sonra sloganlar atarak İsrail’in New York Başkonsolosluğu önüne doğru yürüyüşe geçti. Polisin geniş güvenlik önlemleri aldığı gösteri, burada da bir süre devam ettikten sonra sona erdi.