Etiket: israil

  • Harem-i İbrahim Camisi’ne İsrail bayrakları

    Harem-i İbrahim Camisi’ne İsrail bayrakları

    İsrail, işgal altındaki Batı Şeria’nın El Halil kentinde bulunan Harem-i İbrahim Camisi’ne İsrail bayrakları astı. Filistin, söz konusu bayrak asılma olayına tepki gösterdi. Filistin Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Harem-i İbrahim Camisi’ne İsrail bayrakları asılması kınanarak, bu adımın uluslararası hukukun ve Cenevre Sözleşmelerinin açık bir ihlali olduğu belirtildi.

    Bayrak asma olayının Filistinlileri ve Müslümanları tahrik etmeyi amaçlayan bir provokasyon olduğu vurgulanan açıklamada, İsrail’in İbrahim Camisi’nin tarihi ve kültürel kimliğinin değiştirerek “Yahudileştirmeyi” amaçladığı aktarıldı.
    Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’ne (UNESCO) ve uluslararası topluma çağrıda bulunulan açıklamada, söz konusu eylem ile benzer girişimlerin kınanması ve derhal durdurulması için İsrail’e baskı yapılması istendi. Açıklamada ayrıca, kutsal alanlara yönelik ihlallerin bölgede gerilimi tırmandırdığına vurgu yapıldı.

    “İbrahim Camii Katliamı”

    Baruch Goldstein adlı Yahudi fanatiğin, 25 Şubat 1994’te İbrahim Camisi’nde sabah namazını kılanların üzerine açtığı ateş sonucu 29 Filistinli hayatını kaybetmiş, 150’den fazla kişi yaralanmıştı. “İbrahim Camii Katliamı” olarak anılan saldırının ardından İbrahim Camisi, kapatılmış ve yeniden açıldığında ise caminin yüzde 60’tan fazlası Yahudilere tahsis edilmişti.

  • İsrail, Camiyi Müslümanlara kapattı

    İsrail, Camiyi Müslümanlara kapattı

    Harem-i İbrahim Camisi Müdürü Gassan er-Recebi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail güçlerinin Harem-i İbrahim Camisi’ni, mescit yönetimi ve görevlileri dahil, tüm Müslümanların girişine kapattığını söyledi.

    Caminin içi ve çevresinin çok sayıda fanatik Yahudi ile dolu olduğunu aktaran Recebi, İsrail güçlerinin Yahudilerin Hamursuz Bayramı nedeniyle 10 Nisan akşamına kadar söz konusu camiyi Müslümanlara kapalı tutacağını belirtti.

    Filistinli aktivist Arif Cabir de İsrail güçlerinin sabah erken saatlerde caminin çevresine kontrol noktaları kurduğunu ve Filistinlilere yönelik baskıyı artırdığını söyledi.

    Cabir, “Hamursuz Bayramı” tatilinde işgal altındaki Batı Şeria’nın dört bir tarafından on binlerce fanatik Yahudi yerleşimcinin Harem’i İbrahim Camisi’ne akın etmesini beklediğini sözlerine ekledi.

    Fanatik Yahudiler, 5-13 Nisan’daki Hamursuz (Fısıh) Bayramı sırasında Mescid-i Aksa’ya yönelik de baskın çağrılarını artırdı.

    Harem-i İbrahim Camisi’ne yönelik ihlaller

    İşgal altındaki Doğu Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa’nın çevresi kabul edilen El Halil kentindeki Harem-i İbrahim, Mekke’deki Mescid-i Haram ve Medine’deki Mescid-i Nebevi ile Mescid-i Aksa’dan sonra en kutsal dördüncü cami olarak değerlendiriliyor.

    İsrail’in 1967’den beri işgal altında tuttuğu Batı Şeria’da bulunan cami, 25 Şubat 1994’te sabah namazını kılan Müslümanların üzerine ateş açan Yahudi bir fanatiğin eyleminden sonra kapatılmış ve açıldığında da yarısından fazlası Yahudilere tahsis edilmiş şekilde bölünmüştü.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail Cumhurbaşkanı ile görüştü

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail Cumhurbaşkanı ile görüştü

    Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, görüşmede, İsrail güvenlik güçlerinin Mescid-i Aksa’ya yönelik baskını, Kıble Mescidi’nde gerçekleştirdikleri saldırı ve kutsal mekanlarda bulunanlara yönelik sert müdahaleleri ele alındı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmede, yaşananların Müslümanlar kadar tüm insanlığın vicdanını yaraladığını belirterek, Mescid-i Aksa’nın statü ve maneviyatına yönelik tahrik ve tehditler karşısında sessiz kalmalarının mümkün olmadığını vurguladı.

    Erdoğan, ramazan ayının Hamursuz Bayramı’yla aynı tarihlere denk geldiği bu hassas dönemde Gazze ve Lübnan’a da sirayet eden gerilimin daha da artmasına izin verilmemesi gerektiğini ifade etti.

    Radikal Yahudi grupların Mescid-i Aksa’ya yönelik baskın çağrılarının tepkileri ve endişeleri artırdığını belirten Erdoğan, bilhassa 11 Nisan’da başlayacak itikaf döneminde Müslümanların ibadetlerini sorunsuz yerine getirebilmeleri için gerekli tedbirlerin alınmasının önemine işaret etti.

    Her ramazan ayında tekrarlanan bu olayların bölgenin kaderi haline gelmesinin önünü almak gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sorunun kaynağına inilmesi, adil ve kalıcı barışı tesis etme yönünde adım atılması amacıyla üzerlerine düşeni yapmaya hazır olduklarını dile getirdi.

  • İsrail’in başkentinde saldırı

    İsrail’in başkentinde saldırı

    İsrail’in başkenti Tel Aviv’den saldırı haberi geldi.  Kent merkezindeki sahil yolunda bir kişi, etrafa ateş açıp, aracıyla yürüyüş yolundaki yayaların arasına daldı. Saldırıda ilk belirlemelere göre 1 kişi öldü, en az 6 kişi yaralandı. İsrail basınındaki haberlere göre, hayatını kaybeden kişinin İtalyan bir turist olduğu aktarıldı.

  • Bakan Akar’dan İsrail’e sert tepki

    Bakan Akar’dan İsrail’e sert tepki

    Bakan Akar, basın mensuplarının İsrail’in abluka altındaki Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları ile Türkiye-Yunanistan arasındaki ilişkilere yönelik sorularını yanıtladı. İsrail’in abluka altındaki Gazze Şeridi’ne hava saldırılarına ilişkin Akar, “İç politik sebeplerle gündemde olan İsrail, böyle bir dönemde suni bahanelerle Müslümanlar için kutsal olan mübarek Ramazan ayında yine kutsal bir mekan olan Mescid-i Aksa’ya tepki çeken görüntülerle acımasızca saldırmıştır” diye konuştu.

    “İsrail yönetimi, bölgedeki kaosu daha da artırmaktan başka bir işe yaramayacak bu saldırıları derhal durdurmalıdır”

    İsrail’in Müslüman dünyasından gelen yoğun tepkilere rağmen şiddetin dozunu iyice artırdığına dikkati çeken Akar, şunları söyledi:

    “İsrail, dün gece Gazze Şeridi’ne orantısız güç kullanarak hedef gözetmeksizin saldırılar düzenlemiştir. İsrail’in bu saldırılarını şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz. İnsan haklarını ve evrensel değerleri hiçe sayan bu saldırgan tutum, bölgedeki gerilimi daha da artırmaktadır. Suni bahanelerle başlatılan bu saldırıların bölgesel barışa zarar vereceği açıktır. İsrail yönetimi, bölgedeki kaosu daha da artırmaktan başka bir işe yaramayacak bu saldırıları derhal durdurmalıdır.”

    “Ege ve Akdeniz’in artık dostluk denizi olması samimi dileğimiz”

    6 Şubat depremlerinin etkilediği Hatay’a davetlisi olarak gelen Yunanistan Savunma Bakanı Nikolaos Panagiotopoulos ile gerçekleştirdiği ziyaret hatırlatılarak, Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkilerin son durumuna ilişkin soru üzerine de Akar, “Tabii ki mevcut olan bazı sorunlarımızı çözmek durumundayız. Bu sorunları Türkiye ve Yunanistan, iki medeni ülke olarak; iyi komşuluk ilişkileri, uluslararası hukuk çerçevesinde, müttefiklik ruhuna uygun olarak, barışçıl yol ve yöntemlerle, karşılıklı saygı ve diyalog içinde çözebileceğimizi ümit ediyoruz” dedi.

    Akar, “asrın felaketi” olarak depremlerin ardından ortaya çıkan olumlu ve yapıcı havanın devam etmesinin önemine vurgu yaparak, “Bu konudaki çalışmalarımız, görüşmelerimiz devam ediyor. Önümüzdeki dönemde turizmin yoğun olduğu 15 Haziran-15 Eylül tarihleri arasında Ege’nin uluslararası suları ve hava sahasında tatbikatlardan kaçınılmasını öngören moratoryum süresinin uzatılması gibi bazı konularda somut olumlu gelişmeler bekliyoruz. Diyalog kapılarının açık olması çok önemli. Kalıcı bir iş birliği ortamının oluşturulmasıyla Ege ve Akdeniz’in artık gerçekten dostluk denizi olması bizim samimi dileğimizdir” ifadelerini kullandı.

  • Çelik’ten İsrail’e kınama

    Çelik’ten İsrail’e kınama

    AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İsrail’in Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırıya ilişkin açıklama yaptı.

    Sözcü Çelik, “İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne yönelik başlattığı saldırıyı şiddetle kınıyoruz. İsrail yönetimi, gerilimi tırmandıran adımlar atarak masum insanların hayatını ve bölge barışını tehdit etmektedir. Netenyahu yönetimi şiddeti artıran tehlikeli bir saldırganlık içerisindedir. Uluslararası toplum, tüm bölgeyi ateşe atan bu tehlikeli saldırganlığa karşı net bir tutum almalıdır” ifadelerini kullandı.

  • İsrail’den Gazze ve Lübnan’a saldırı

    İsrail’den Gazze ve Lübnan’a saldırı

    İsrail ordusu, Lübnan’dan atılan bir dizi roketin ardından yaşanan gelişmelerin ardından abluka altındaki Gazze’ye saldırı başlattı.

    İsrail ordu sözcülüğü, yaptığı yazılı açıklamada, İsrail ordusunun Gazze’ye yönelik saldırı başlattığını belirtti. İsrail savaş uçaklarının Gazze’de bazı hedeflere bir dizi hava saldırıları düzenlediği bildirildi.

    Gazze ve çevresinden sorumlu İsrail ordusu merkez komutanlığında alarm durumuna geçildiği aktarıldı. Gazze’nin Beyt Hanun ve Han Yunis bölgelerinde 2021’de İsrail ordusu tarafından vurulan iki tünelin yeniden hedef alındığı ve etkisiz hale getirildiği paylaşıldı.

    Ayrıca, abluka altındaki Gazze şeridindeki Hamas’a ait kuzey ve merkezdeki iki silah deposunu vurulduğu belirtildi. Sosyal medyada, bölgede büyük patlamaların yaşandığı görüntüler paylaşıldı.

    İsrail ordusu, saldırıların Hamas’ın güvenlik ihlallerine karşı gerçekleştirildiği, bölgede yaşanan olaylardan Hamas’ı sorumlu tuttuğu belirtildi. Saldırıda henüz can kaybı ya da yaralanan kimsenin olup olmadığına ilişkin bilgi paylaşılmadı.

    Gazze’ye yönelik hava saldırısının ardından İsrail’in ikinci hedefi Lübnan oldu. İsrail ordusu Lübnan’a saldırı başlattığını duyurdu.

    Ordudan yapılan yazılı açıklamada, “İsrail ordusu şimdi Lübnan’a saldırıyor. Ayrıntıları daha sonra açıklayacağız.” ifadelerine yer verildi.

    Açıklamada başka detaya yer verilmedi. Öte yandan Lübnan basını İsrail ordusunun Lübnan’ın güneyinde yer alan Filistin mülteci kampı er-Reşadiye yakınlarında bir alanı bombaladığını yazdı.

     

    İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, abluka altındaki Gazze’ye saldırısı sırasında sona eren güvenlik kabinesi toplantısının ardından “İsrail’in bu gece ve gelecekteki karşılığının düşmanlarına ağır bedel ödeteceğini” söyledi.

    Savunma Bakanı Yoav Gallant da “güvenlik birimlerinin her alanda tam hazırlıklı olduğunu ve her türlü tehdide nasıl karşılık vereceklerini bildiklerini” söyledi.

    İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne düzenlediği hava saldırılarına karşı Gazze’den İsrail’e roket saldırıları düzenledi. İsrail ordusu, yaptığı yazılı açıklamada, abluka altındaki Gazze’den İsrail sınırındaki yerleşimlere roketler fırlatıldığını duyurdu.

    Açıklamada, Gazze’den fırlatılan yedi roketin hepsinin havada imha edildiği kaydedilirken, saldırılarda can kaybı yaşanmadığı belirtildi. Açıklamada ayrıca, Gazze Şeridi çevresindeki İsrail yerleşim birimleri çevresinde uyarı sirenleri çalındığını belirtildi.

    Roketlerin hedefindeki Siderot, İbim, Niram, Karmia ve HaAssara’da saldırılara karşı uyarı sirenleri çalındı. Gazze’deki Filistinli direniş gruplarından roket saldırılarını üstlenen olmadı.

     

  • Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılar Şanlıurfa’da kınandı

    Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılar Şanlıurfa’da kınandı

    İşgalci İsrail’in Mescid-i Aksa baskınına Türkiye’nin dört bir yanından tepkiler yağmaya devam ediyor. Şanlıurfa’da da Mescid-i Aksa’ya ve Filistinlilere yönelik saldırılar kınandı. Balıklıkgöl Yerleşkesi’ndeki Dergah Camisi’nde öğle namazının ardından toplanan, aralarında sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin de bulunduğu yüzlerce kişi, Filistin ve Türk bayrağı açtı. Gruptakiler sık sık “Kahrolsun İsrail, Filistin’in başkenti Kudüs’tür, Filistin’e selam direnişe devam” şeklinde slogan atıp tekbir getirdi.

    Grup adına açıklama yapan Avukat Ali Acar, “Bugün yine bir arada İsrail’in zulmünü kınamak, inşallah sona erdirmek, şu an için yapabileceklerimizi yeniden gözden geçirmek ve bu alçakça saldırılara karşı Urfa’dan Hazreti İbrahim’in mekanından direnişe destek vermek için bir aradayız. Mescid-i Aksa ve Kudüs’ü yalnız bırakmayalım. Mescid-i Aksa, bir Ramazan ayında daha işgalci İsrail’in saldırısı altında. Siyonistler Kudüs’e saldırıyorlar, Müslümanları öldürüyorlar, kadın ve çocukları yaralıyorlar. Kudüs’ün sokaklarında ve Mescid-i Aksa’da sivillere kurşun sıkıp, kutsallarımıza el uzatıyorlar.

    İsrail’in Kudüs’ü Yahudileştirme planıyla Mescid-i Aksa’ya yaptığı saldırılar tamamen yasa dışıdır. İsrail, sistematik şekilde Filistinlileri bölgeden uzaklaştırarak, burada bir Yahudi mabedi inşa etmek istemektedirler. Sistematik saldırılar, İsrail’in geçmişten gelen politikalarının bir parçasıdır. Filistinliler, hala Nekbe’yi yaşamaya devam etmektedirler. Bu felakete son verilmesi gerekmektedir. İsrail, Mescid-i Aksa’ya baskın yapmasının ardından orada ibadet halinde bulunan Filistinli kadınlara yönelik büyük bir saldırıda bulundu. Bu hunharca saldırı, İsrail’in bölgeye uygulamış olduğu sistematik bir saldırıdır ve Filistinli tüm kesimlerin hedef alındığının açık bir göstergesidir” ifadelerini kullandı.
    Grup, yapılan açıklamanın ardından olaysız şekilde dağıldı.

  • İsrail’den Mescid-i Aksa’ya üçüncü baskın

    İsrail’den Mescid-i Aksa’ya üçüncü baskın

    İsrail polisi, teravih namazının ardından Mescid-i Aksa’ya baskın düzenleyerek Kıble Mescidi’nde bulunanlara plastik mermi ve coplarla saldırdı.

    İsrail polisi, teravih namazının son vakitlerine doğru Mescid-i Aksa’nın avlusuna baskın düzenleyerek Kıble Mescidi etrafında konuşlanmaya başladı.

    Namazın bitmesinin ardından içeridekileri çıkarmaya çalışan İsrail polisi ile Kıble Mescidi’ndekiler arasında arbede yaşandı. İsrail polisi, Kıble Mescidi’ne sığınan Müslümanlara kauçuk kaplı mermi ve ses bombalarıyla müdahale etti.

    Aynıca İsrail polisi, Aksa avlusu içinde baskına tepki gösterenlere de coplarla müdahalede bulundu.

    Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, İsrail polisinin Kıble Mescidi’ndekilere kauçuk kaplı mermilerle müdahale ettiği görüldü. İsrail polisinin, Mescid’den çıkardığı grupları coplarla saldırdığı ve ses bombası kullandığı kameralara yansıdı.

    Filistin Kızılayı, yaptığı yazılı açıklamada, İsrail polisinin Mescid-i Aksa’ya baskınında yaralanan 6 kişiye müdahale ettiklerini ve ikisinin hastaneye kaldırıldığını belirtti.

    Bu İsrail güçlerinin son 24 saatte Mescid-i Aksa’ya yaptığı 3. baskın oldu.

  • “Mescid-i Aksa’ya el uzatılması kırmızı çizgimizdir”

    “Mescid-i Aksa’ya el uzatılması kırmızı çizgimizdir”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, emeklilerle iftarda bir araya geldi. İsrail’in Mescid-i Aksa ve Müslümanlara yönelik saldırılarına sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail polisinin terör eylemleri için Mescid-i Aksa’yı ve Filistinli Müslümanları hedef almasından duyduğumuz üzüntü ve öfkeyi belirtmek istiyorum. İbadet eden sivillere ses bombalarıyla, coplarla, plastik mermilerle müdahalede bulunmak. İsrail yönetiminin tüm samimi ikazlara ve telkinlere rağmen estirdiği bu şiddet dalgasının arkasında içeride yaşadığı sıkışmışlığın yattığı anlaşılıyor. Bunun adı zulüm siyasetidir, kan siyasetidir, provokasyon siyasetidir” dedi.

    “Mescid-i Aksa’ya el uzatılması kırmızı çizgimizdir”

    Türkiye’nin bu saldırılar karşısında asla sessiz ve hareketsiz kalamayacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan İsrail’e çağrıda bulunarak, “Mescid-i Aksa’ya el uzatılması Haremi Şerifin kutsiyetinin ayaklar altına alınması bizim kırmızı çizgimizdir. Kudüs’e gerektiğinde canları pahasına sahip çıkan Filistinli kardeşlerimiz yalnız değildir. Müslümanların ilk kıblesine yönelik alçak eylemleri ülkem ve milletim adına kınıyor, bu saldırıların bir an önce durdurulması çağrısında bulunuyorum” ifadelerini kullandı.

    Bugün emekli vatandaşla iftarda bir araya geldiklerini ifade eden Erdoğan, insanoğlunun uzun hayat yolculuğunun önemli dönüm noktaları olduğunu belirtti. Salgın döneminde dünyanın birçok yerinde emekliler, ölüme terk edilirken Türkiye’de üzerine en çok titrenen kesimin emekliler olduğunu söyleyen Erdoğan, Ülkenin modern hasta ve sağlık sistemi sayesinde süreci rahat geçirdiğini kaydetti.

    Geçtiğimiz ay yürürlüğe giren emeklilik düzenlemesi ile 2 milyon 250 bin vatandaşın önündeki yaş engelinin ortadan kaldırıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu vatandaşlarımızın bir kısmı mutlaka kendi işinde ve ya ücretli olarak çalışmaya devam edecektir. Bir kısmı ise bugün için sakladığı hayalini gerçekleştirmek üzere yeni bir hayata adım atacaktır. Çalışırken olduğu gibi emeklilik dönemlerinde de sizlerin hep yanında olacağız. Türkiye Yüzyılını sizlerin tecrübesi, birikimi ve geniş ufkuyla şekillendireceğiz. Sizler eski Türkiye’yi eski Türkiye’nin yokluklarını, krizlerini, kayıplarını en iyi bilenlersiniz. Ülkemizin 20 yıldır nereden nereye geldiğini gençlerimize anlatmakta belki zorlanıyoruz ama sizler bunun canlı şahitlerisiniz. Eğitimden sağlığa, adaletten emniyete, sanayiden tarıma, spordan sosyal yardımlara kadar her alanda ülkemizi asırlık eksikliklerini tamamlayarak bugünlere beraberce getirdik” dedi.

    “En düşük emekli maaşını 7 bin 500 liraya, yaklaşık 400 dolara yükselttik”

    Emekli vatandaşlara destek çağrısında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah şimdi Türkiye Yüzyılını da birlikte inşa edeceğiz. Bu konuda sizlerden destek bekliyorum. Hayatın en ağır yüklerini geride bıraktıktan sonra emekliliği rahatça sürdürmek bunun için gereken imkanlara sahip olmak sizlerin hakkıdır. Ülkemizde geçmişte emekli maaşları gerçekten çok kötü bir seviyedeydi. Hükümette geldiğimizde 50 dolara tekabül eden emekli maaşı alan insanlarımız vardı. Türkiye’nin geçtiğimiz 20 yılda sağladığı büyümeden emeklilerimiz de istifade etti. En düşük emekli maaşını 7 bin 500 liraya, yaklaşık 400 dolara yükselttik. Aynı dönemde asgari ücreti 185 liradan 8 bin 500 liraya, engelli aylığını 25 liradan 2 bin 400 liraya, 65 yaş aylığını, 25 liradan bin 900 liraya çıkardık. Memur, emekli ve esnaf sosyal güvenlik kurumlarını tek çatı altında toplayarak hem işlemleri kolaylaştırdık hem hizmet standardı bakımından aradaki uçurumu kapattık. Bir dönem çalışanlarımız gibi emeklilerimiz de fiş , fatura toplayarak vergi iadesi alırdı. Biz bu uygulamayı kaldırarak elde edilen yüzde 4- 5 civarındaki geliriz maaşlara ekledik. Tasarrufu teşvik fonu ve konut edindirme yardımı gibi çalışırken yapılan kesintilerin ödemesini emeklilerimize de biz yaptık. Maaşların yattığı bankalarının sizlere promosyon ödemesi yapmasını temin ettik. Madenciler başta olmak üzere farklı iş kolunda çalışan çok sayıda vatandaşımıza hakkaniyeti temin ettik” açıklamasını yaptı.
    Yurt dışında çalışanların Türkiye’deki emekliliklerini kolaylaştırdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Borçlanma imkanını genişleterek emeklilik haklarından yararlanabilmekteki gecikmenin önüne geçtik. PTT aracılığı ile talep eden emeklilerimizin maaşlarını evlerinde almalarını sağladık. Memurların ek göstergelerinde yapılan düzenlemelerden emeklilerimiz de yararlandı Tarihimizde ilk defa emeklilerimize bayram ikramiyesini biz başlattık. Biner lira olarak başlayan bu ödemelerin tutarını bin 100 liraya şimdi de 2 bin liraya çıkardık. Bu listeyi onlarca madde ile uzatmak mümkündür” dedi.

    “Her seçim öncesi gibi açmışlar vaat bohçasını bol keseden dağıtıyorlar”

    Kılıçdaroğlu’nun emekli ikramiyesi açıklamasını hatırlatan Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun mahalli seçimlerde verdiği sözleri hatırlattı. Erdoğan, “Son günlerde birileri emeklilerimizin maaşları ve ikramiyeleri üzerinden bir istismar siyaseti yürütmeye çalışıyor. Maaşları ikramiyeleri öyle yapacakmış bunun için söz veriyormuş. Aynı zat mahalli seçimler öncesi tek bir işçinin işinden edilmeyeceği konusunda namus sözü vermişti. Nerede namus bunca insanlar belediyelerden çıkarıldı. 10 binlerce insan işinden, ekmeğinden edildi. Bu kişi namus sözünü asla yerine getirmedi. Aynı şekilde mahalli seçimler öncesi belediyelerinde toplu taşımadan suya kadar her hizmeti bedava yapma sözü verdiler. Onların da hiçbirini tutmadılar. Ekranlara çıkıp belediyeleri kazandıkları yerlerde her çiftçiye bedava traktör vereceğiz dediler. Sorun bakalım ülkenin neresinde hangi çiftçiye bedava traktör vermişler. Anlaşılan şimdi de gözlerini emeklilerimize çevirmişler. Her seçim öncesi gibi açmışlar vaat bohçasını bol keseden dağıtıyorlar. Sizlere sormak istiyorum biz 20 yıldır emeklilerimiz başta olmak üzere milletimize verdiğimiz tüm sözleri tuttuk mu tuttuk. Yapağız dediğimiz her projeyi yaptık mı, yaptık. Çözeceğimiz dediğimiz her sorunu çözdük mü, çözdük. Eksiklerimiz olmuş olabilir verdiğimiz her sözü yerine getirerek ülkemize çağ atlattığımızı kimse inkar edemez” diye konuştu.

    “Bunlar en az 7 kişiye Cumhurbaşkanı yardımcılığı, vaatlerine bakılırsa en az 50 kişiye de bakanlık makamı dağıtmaya geliyor”

    “Bugün bile hem depremin yaralarını sarıyor hem de milletimizin aşını, ekmeğini büyütmeye çalışıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu kişi Allah göstermesin ülkenin yönetimine geçerse olacakları söyleyeyim. Sözünü ettiği o ikramiye maaş artışlarını yapar mı bilmiyorum. Emeklisinden işçisine, memuruna kadar devlet bütçesinden maaş alan hiç kimse bir sonraki ay hesabının o paranın yatıp yatmayacağını bilmeyecektir. Bunların halef selef oldukları başkanları da öyle yapmadı mı. Daktilolar başbakanlığa atılmadı mı. Deprem bölgesinde yıkılan evinin yerine bir an önce yenisinin yapılmasını bekleyen vatandaşımız o yuvasına ne zaman kavuşacağını hiçbir zaman bilemeyecek. Devletten sosyal yardım ödemesi alan hiçbir vatandaşımız bir sonraki ay hesabına bu paranın gelip gelmeyeceği bilemeyecek. Bunlar ülkeyi yönetmeye, devletin sorunlarını çözmeye gelmiyor. Bunlar en az 7 kişiye Cumhurbaşkanı yardımcılığı, vaatlerine bakılırsa en az 50 kişiye de bakanlık makamı dağıtmaya geliyor. Böyle devlet yönetimi olur mu? Bunlar köprüsünden tüneline, şehir hastanesinden savunma sanayi projelerine kadar yapılanları yıkmaya, devam edenleri durdurmaya geliyor. Şu anda Ankara’da 4 bin 6 4 bin 6, iki şehir hastanemiz var mı var. Bu şehir hastanelerimizde sağlıkta vatandaşlarımız en lüks hizmeti alıyor mu alıyor. Eskiden bu hastanelerimizin halini düşünün. Bunlar ülkemizi bölgesinde ve dünyada söz sahibi yağan yatırımlarına altında imzası olanlara dünyayı dar etmeye geliyorlar” değerlendirmesini yaptı.

    “ABD’ye gidip maaşları ödemek için para dilenecekler”

    Türkiye’nin IMF’ye bir bağımlılığının olmadığının altını çizen Erdoğan, “Bunlar siyasette koalisyonlar, güvenlikte terör ve kaos, ekonomide kriz ve çöküş, sosyal hayatta kavga ce dövüş, dış politikada mahcubiyet ve teslimiyet olan eski Türkiye’yi geri getirmeye geliyorlar. Bunları biz söylemiyoruz, bizzat kendileri söylüyor. Böyle bir kafanın, böyle bir zihniyetin bırakınız ülkeyi büyütmeyi, geliştirmeyi, güvende tutmayı mevcut işleyişi sürdürmesi mümkün mü? Ekonomiyi 2 günde yerle yeksan edecekler sonra da tıpkı o koltukta daha önce oturanların yaptığı gibi Avrupa’ya Amerika’ya gidip memur maşı ödemek için para dilenecekler, para. IMF’den gidip para dilenmediler mi? Memur maaşlarını ödeme için. 20 yıldır böyle bir durumu bizde gördünüz mü? Bunlar otel odalarında buluştukları IMF’nin ayağına çantacılarını gönderecekler, el açacaklar, 3 kuruş için ülkenin onurunu ayağa düşürecekler. Göreve geldik, IMF’ye olan borç neydi 23 buçuk milyar dolardı. 2013 yılında biz IMF’ye olan borcu bitirdik ve ondan sonra IMF’yi kapımıza sokmadık. Bizim IMF ile ilgimiz yok. Her geçen gün daha da iyi olacak. Türkiye 20 yıl sonra yeniden küresel lobilere bağımlı hale getirmeye çalışıyorlar. Kendinizin, evlatlarınızın, torunlarınızın geleceğini bunlara, bu iş bilmez muhterislere teslim etmeyeceğinize inanıyorum. İnşallah Allah’ın izni, milletimizin desteği ile ülkemizin böyle bir felakete uğramasına meydan vermeyeceğiz” dedi.