Etiket: istanbul boğazı

  • Tahıl gemisi İstanbul Boğazı’na girdi

    Tahıl gemisi İstanbul Boğazı’na girdi

    Rusya’nın tahıl koridoru anlaşmasından çekilmesi sonrası ilk kez bir ticaret gemisi Ukrayna limanlarından ayrılarak yola çıktı. Dün akşam saatlerinde Kumköy açıklarında demirleyen gemi bu sabah itibariyle İstanbul Boğazı’ndan geçti. Hong Kong bandıralı Joseph Schulte isimli gemi 24 Şubat’tan beri Ukrayna’nın Odessa Limanı’nda mahsur durumdaydı.

    Türkiye, BM, Rusya, ve Ukrayna, 22 Temmuz 2022’de İstanbul’da düzenlenen törende Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’nı imzalamıştı. Rusya, geçen yıl BM, Türkiye ve Ukrayna ile yapılan, gıda krizini bitirmeyi hedefleyen anlaşmadan çekilmiş ve 17 Temmuz’da anlaşma askıya alınmıştı. Geminin Rus denetim bölgesinden geçmesi sonrası Ukrayna limanlarında bekleyen 60 ticari gemi için de geçiş yolunun açılması bekleniyor. İstanbul Boğazı’ndan geçen konteynır yüklü geminin Ambarlı Limanı’na demirleyeceği öğrenildi. Geminin boğazdan geçtiği anlar ise dron ile havadan görüntülendi.

  • İstanbul Boğaz’ında gemi arızası

    İstanbul Boğaz’ında gemi arızası

    Tuzla’dan Rusya’ya seyir halindeyken Üsküdar önlerinde dümeni kitlenen 190 metre boyunda 32 metre genişliğinde Panama bayraklı Viva Eclipse adlı kuru yük gemisi Üsküdar açıklarında makine arızası yaptı. 53 bin 800 ton taşıma kapasiteli gemi, boğazda sürüklenirken demir atarak durabildi.
    Makine arızası yapan gemi için Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü KURTARMA-8-9-10 Römorkörleri ve KEGM-3 botu olay mahaline yönlendirildi. Boğaz trafiği geçici olarak askıya alındı.

  • İstanbul Boğazı’nda taşınan yük miktarı arttı

    İstanbul Boğazı’nda taşınan yük miktarı arttı

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, boğazdan gemi geçiş sayılarıyla ilgili yazılı açıklama yaptı. İstanbul Boğazı’ndaki gemi geçiş sayılarının azalıyor görünmesine rağmen denizcilik sektöründeki taşıma maliyetlerini düşürmek amacıyla gemilerin boyut ve tonajları ile birlikte taşınan yük miktarlarının arttığına işaret edilen açıklamada, daha az gemiyle daha fazla yük taşındığı kaydedildi.

    Tehlikeli yük cinsindeki artış boğaz güvenliğini riske atıyor

    2005 yılında İstanbul Boğazı’ndan 54 bin 794 gemi geçişi gerçekleşti. Geçen gemilerin gross tonajı 468 milyon 105 bin, net tonajı 246 milyon 824 bin, taşınan yük miktarı da 334 milyon 51 bin metrik ton oldu. 2021 yılında ise gemi geçiş sayısı 38 bin 551 olurken, gross tonaj 631 milyon 921 bin, net tonajı 341 milyon 742 bin ve taşınan toplam yük 465 milyon 357 bin metrik tona ulaştı.

    2005 yılına göre taşınan yük miktarında yüzde 40’lık bir artış yaşandı. Aynı dönemde 200 metre üzerindeki gemilerin sayısı da yüzde 51 artışla 3 bin 503’ten 5 bin 306’ya çıkarken, tehlikeli yük cinsinde de artış yaşandı. Gemi boyutu ve tonajı, taşınan toplam yük miktarı, yük cinsi ile risk teşkil eden 200 metre ve üzeri gemilerin geçiş sayılarının artmasıyla her geçen yıl seyir emniyeti açısından riskin de arttığı belirtildi.

  • İstanbul Boğazı gemi trafiğine açıldı

    İstanbul Boğazı gemi trafiğine açıldı

    İstanbul’dan Ukrayna’ya seyir halindeyken Kandilli’de saat 03.00 sırlarında makine arızası nedeniyle BRIZA isimli 107 m boyundaki kargo gemisi demir attı. Demir atan gemi için KURTARMA-5 ve KURTARMA-6 Römorkörleri ile KEGM-5 botu olay yerine yönlendirilirken kaza nedeniyle boğaz trafiği geçici olarak askıya alındı. BRIZA isimli geminin makine arızası giderilirken İstanbul Boğazı gemi ulaşıma tekrardan açıldı.

  • Flaş iddia: İstanbul Boğazı donacak!

    Flaş iddia: İstanbul Boğazı donacak!

    İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, küresel soğumanın yaklaştığını belirtip, “2022, 2023 veya 2024 olur. Bu dönemlerde biz, mini soğumaya gireceğiz. Sıcaklık mola verecek. Bu molada, İstanbul Boğazı’nın donduğunu göreceğiz. İstanbul Boğazı’ndan karşıdan karşıya yürüyerek geçilecektir. En son 1929 yılında geçildi. İki, üç yıla kadar tekrar bekliyorum” dedi.

    Dünyada küresel ısınma nedeniyle iklim değişikliğinin birçok olumsuzluğa yol açtığı konuşulurken; DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, asıl tehlikenin sanılan aksine ısınma değil, küresel soğuma olduğunu kaydetti.

    ‘İSTANBUL BOĞAZI DONACAK’

    Prof. Dr. Doğan Yaşar, “Soğuma demek, kuraklık demektir. Soğuma demek, kıtlık demektir. Bu nedenle, soğumadan korkacağız. 90’lı yıllardan beri hep şunu söylerim; 2020’lere kadar küresel ısınma artarak devam edecek. Tıpkı 900’lü yıllarda olduğu gibi. Ama 2022, 2023 veya 2024 olur. Bu dönemlerde biz, mini soğumaya gireceğiz. Sıcaklık mola verecek. Bu molada, İstanbul Boğazı’nın donduğunu göreceğiz. İstanbul Boğazı’ndan karşıdan karşıya yürüyerek geçilecek. En son 1929 yılında geçildi. 2- 3 yıla kadar tekrar bekliyorum” dedi.

    ‘ÜRETTİĞİMİZ TARIM ÜRÜNLERİ DEĞER KAZANACAK’

    Küresel soğumanın getireceği sorunlara değinen Prof. Dr. Doğan Yaşar, “En önemli sorun kuraklık olur ve yağışlar çok düşecektir. İkinci olarak tarım ürünlerinde çok ciddi düşüşler olacaktır. Anadolu için bu durum, muhteşem avantajlı bir dönem olabilir. Düzgün bir tarım politikasıyla, biz cari açığımızı kapatırız. Çünkü bu dönemde buzullar, Orta Avrupa’ya kadar inecektir. Kuzey Avrupa’da hiçbir şekilde tarım yapılamayacaktır. Bizde de verimlilik düşecektir. 10 kilogram yerine 3 kilogram alacağız. Ama bizde yine de bir verimlilik olacaktır. Az da olsa alacağız. Ürettiğimiz tarım ürünleri değer kazanacak” dedi.

    ‘DÜNYA, GIDA İÇİN KAPIMIZDA SIRA OLACAKTIR’

    Yağış oranında 2008 yılında yüzde 30 oranında düşüş yaşandığını hatırlatan Prof. Dr. Doğan Yaşar, “Son ciddi kuraklığımız, 2008’di. Bu yağışlar düşünce, bir anda buğday üretimiz yüzde 7 gibi azaldı. Buğday fiyatları dörde katlandı. Şu an Çin aşıları nasıl birinci sırada. Soğuma döneminde dünya, gıda için bizim kapımızda sıra olacaklar. Ege’de dünyanın en verimli topraklarına sahibiz. Küresel soğuma için yapmamız gereken, akıllıca tarım politikası üretmek” diye konuştu.

    Prof. Dr. Doğan Yaşar, önerini de şöyle sıraladı:

    “Suyu çok dikkatli kullanmamız lazım. Yeraltı sularını biz çok hoyratça kullandık. Kanunlarla bunları bir çerçeveye almak lazım. Uzun zamandır söylerim. Büyükşehirlerde özellikle kanalizasyon ve yağmur suları ayrılmalı. Şu anda yavaş yavaş ayrılıyor. Yağmur suları denize verilmemeli. Yağmur suları tekrar barajlara basılmalı. Kurak dönemde yüzde 30 eksik yağacak yağışlar. Çok şiddetli suya ihtiyacımız olacak. 1992 yılındaki kuraklıkta, Amerika rezervuarlarını 1.5 litre küçülttü. Bu şekilde önlemler alabiliriz. En önemli konuda, devletin tarıma kesinlikle el atması gerekir. Bu yıl ne üreteceğine, devlet karar verir. ABD, yılda 150 milyar dolarlık bir ihracat yapıyorsa buna borçlu. Önce ne üretecek ona bakıyor. Kendine ne lazım, ona göre üretim planı yapıyor. Arkadan dünyaya ne lazım ona göre üretim yapıyor.”

  • ABD savaş gemisi İstanbul Boğazı’ndan geçti

    ABD savaş gemisi İstanbul Boğazı’ndan geçti

    Karadeniz’de bulunan ABD savaş gemisi İstanbul Boğazı’ndan geçerek Marmara Denizi’ne açıldı. Savaş gemisinin geçişine sahil güvenlik botları da eşlik etti.

    ABD Donanmasına ait ‘Donald Cook’ adlı DDG 75 borda numaralı savaş gemisi geçtiğimiz günlerde Karadeniz’e açılmıştı. 9 günün ardından savaş gemisi bugün saat 09.00 sıralarında Karadeniz’den İstanbul Boğazı’na giriş yaptı.

    Yaklaşık bir saatte Fatih Sultan Mehmet Köprüsü altına ulaşan gemide çok sayıda ABD askerinin olduğu görüldü. Bazı askerlerin boğazı seyrettiği görülürken bazı askerler de fotoğraf çekti.

    Bir asker dürbün ile boğazı gözetlerken geminin ön ve arka kısmında ağır silahlı askerler nöbet tuttu. Savaş gemisi yaklaşık 1 buçuk saatte boğaz geçişini tamamlayıp Marmara Denizi’ne açıldı. Geminin geçişine sahil güvenlik botu da eşlik etti.

  • İstanbul Boğazı’nda yoğun sis

    İstanbul Boğazı’nda yoğun sis

    İstanbul Boğazı’nda sabah saatlerinde etkili olan yoğun sis hayatı olumsuz yönde etkiledi. Yoğun sis nedeniyle İstanbul Boğazı transit gemi geçişine kapatılırken, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ile 15 Temmuz Şehitler Köprüsü zaman zaman sisin içinde kayboldu. Beyaz örtüyle kaplanan İstanbul Boğazı’nda görsel şölen havadan fotoğraflandı.

    İstanbul’da sabah erken saatlerden itibaren yoğun sis etkili oldu. Etkili olan yoğun sis nedeniyle görüş mesafesinin zaman zaman sıfıra düşmesi nedeniyle İstanbul boğazı transit gemi geçişine kapatıldı. Yoğun sisin etkili olduğu İstanbul Boğazı’nda Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ile 15 Temmuz Şehitler Köprüsü zaman zaman tamamen beyaz örtüyle kaplandı. Araçlar köprü üzerinde güçlükle ilerliyebildi. Beyaz örtüyle kaplanan İstanbul boğazında oluşan görsel şölen havadan fotoğraflandı. İstanbul boğazında etkili olan yoğun sis saat 10.30 civarlarında dağıldı.

  • Çöplük değil, İstanbul Boğazı!

    Çöplük değil, İstanbul Boğazı!

    Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye Temsilciliği tarafından “Sudaki Yaşam Savunucusu” ilan edilen Dünya Serbest Dalış Rekortmeni Şahika Ercümen, İstanbul Boğazı’nda gerçekleştirdiği dalışla, plastik atık kirliliğine dikkati çekti.

    Ercümen, 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı dolayısıyla Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü ekiplerinin desteğiyle İstanbul Boğazı’ndaki yaşamı ve kirliliği gözlemlemek için ilk dalışını gerçekleştirdi.

    Dalış öncesi AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Ercümen, dalış sporunda Milli Takım’da Türkiye’yi temsil ederken en çok önemsediği şeylerden birinin, denizlerin ve nesli tehlike altında olan canlıların korunması olduğunu, bu kapsamda birçok projenin içinde aktif olanak yer aldığını anlattı.

    Yıllar boyunca yaptığı çalışmaların BM Kalkınma Programı tarafından fark edilerek “Sudaki Yaşam Savunucusu” ilan edilmesinin kendisi için çok büyük bir gurur olduğunu belirten Ercümen, “BM Kalkınma Programı’nın tüm dünyada büyük bir ekip gücü var. Birlikte okyanusları, denizleri hem ülkemizde hem de dünyada korumak için pek çok çalışmayı başlatmaya karar verdik. Bunlardan ilkini, İstanbul Boğazı’ında temizlik yaparak gerçekleştireceğiz. Devamı gelecek olan uzun soluklu bir proje bu. Üzerimize düşen görevleri hep birlikte yerine yapacağız. Benim unvanım BM Kalkınma Programı tarafından verildi ama bu küresel bir sorun. Mesela İtalya’da atılan bir atık kendini Türkiye sularında bulabiliyor veya bizim buradan attığımız bir atık, dünyanın başka bir ucuna gidebiliyor. O yüzden aslında yapmaya çalıştığımız küresel bir sorunu durdurmak.” diye konuştu.

    BM Kalkınma Programı ile birlikte hayata geçirecekleri projelere ilişkin de bilgi veren Ercümen, “BM Kalkınma Programı Türkiye ekibinin müthiş bir beyin takımı var. Hepsi alanında uzman. Çok farklı departmanlarda bu konuya odaklanmış nitelikli ve motivasyonu yüksek bir ekip var. Benim sudaki heyecanım, onların bu bilgisi, becerisi ve motivasyonuyla birleşince hep birlikte kararlar alıyoruz. Benim aklıma gelen bir sorunu onlar çok başka boyutlara taşıyarak, etki yapabileceğimiz kadar yüksek boyutlara ulaştırabiliyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.

    “Her yıl balıkların eksildiğini, atıkların arttığını gözlemliyorum”

    Son 25 senedir yaşam alanının bir nevi denizler olduğunu ve her geçen yıl balıkların eksildiğini, atıkların arttığını gözlemlediğini dile getiren Ercümen, sözlerine şöyle devam etti:

    “Son yıllarda balıklardan daha çok plastiklerin arasında yüzüyorum. Bunu her dalışımda çok rahatlıkla söyleyebilirim. Bazı deniz canlılarımızı örneğin Akdeniz’de yoğun olan Caretta Caretta gibi deniz kaplumbağalarını, çoğu zaman boynuna plastik poşet veya ağ takılmış şekilde yardıma muhtaç halde buluyoruz. Bir çoğunun yaşamını kaybettiğini gözlemliyoruz. Benim gözlemlerim maalesef çok kötü. Koronavirüs döneminde atık eldiven ve maskelerin sayısı çok arttı. Bunlar yağmurlar ve rüzgarlar yoluyla denizlere de çok fazla ulaşmış. Öncelikle bunların dışarıda olması, doğru şekilde izole edilmeden atılması virüsün yayılması için de çok büyük risk taşıyor.

    Bunun dışında halihazırda olan plastik atık sorunumuza bir yenisi daha eklendi. Çünkü şu anda geri dönüştürülemeyen maske, eldiven ve hatta el dezenfektanı şişelerinin denizlerde olduğunu gözlemliyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız bunların bertaraf edilebileceği konteynerler koyuyor belli bölgelere. Biz de BM Kalkınma Programı olarak bu projelerle iş birliği içindeyiz. Hepimizin yapması gereken de bu atıkların doğru şekilde bu konteynerlere ulaştırılabilmesi. Böylece hem kendimiz virüsten korunacağız hem de gezegenimizin, denizlerimizin sağlığını koruyabileceğiz.”

    “Her yıl 8 milyon ton atık denizlere karışıyor”

    Şahika Ercümen, her yıl 8 milyon ton atığın denizlere karıştığını, bunların belli bir süre sonra küçük parçalara ayrılıp mikro plastiklere dönüştüğünü, bir daha okyanustan, denizden temizlenemediğini anlatarak şunları kaydetti:

    “Bu noktada benim yapacağım dalışlarla denizleri tek başıma temizlemem mümkün değil. Hatta bizim gördüğümüz atıkların yüzde 15’i sadece deniz yüzeyinde, yüzde 85’i orta suda ve derin suda. Bunları dipten almamız da mümkün değil. Bizim yapmaya çalıştığımız görebildiklerimize müdahale edebilmek ama her şeyden önce suyun üzerine çıkararak farkındalık oluşturmak. Çünkü bu sadece gezegenimizi değil her birimizin soluduğu havayı bile etkiliyor.”

    BM Kalkınma Programı Türkiye Temsilciliği iş birliğiyle hazırladığı çocuk kitabının bu ay sonunda çıkacağını belirten Ercümen, “İlk projemiz İstanbul Boğazı’nı temizlemek ve atıklardan arındırmak. Bu tabii eğitimle başlıyor, çocuklarımızdan itibaren bu eğitime başlamalıyız. Ben de suyun altında gözlemlediklerimi bir çocuk kitabı haline getirdim bir macera hikayesiyle. Deniz canlılarını ve denizlerimizi korumayla ilgili. Kitabımız bu ay sonunda çıkacak.” dedi.

    “Resmen plastik atık dalışı yaptım”

    Ercümen, daha sonra Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü sualtı ekibinin denetiminde İstanbul Boğazı’nda gözlem dalışı gerçekleştirdi. Ercümen, dalışın bir bölümünde gaz maskesi ile objektife poz vererek, suyun altından hava kirliliğine de dikkati çekti.

    İlk dalışını Kız Kulesi çevresinde, ikinci dalışını Ahırkapı Feneri açıklarında, üçüncü dalışını ise Ortaköy Camisi önünde gerçekleştiren Ercümen, bu dalışlar sırasında çok sayıda atık madde topladı.

    Ercümen, dalış sonrası gözlemlerini ise şöyle aktardı:

    “Resmen plastik atık dalışı yaptım diyebilirim İstanbul Boğazı’nda. Bizim yüzümüzden balıklar burada nasıl barınabiliyor ve biz o deniz ürünlerini nasıl güvenip yiyeceğiz onu da bilmiyorum ama gördüğüm şey, ben bile suyun içinde yüzmekte zorlandım. Her yerim atık dolu. Suyun altından o kadar çok eldiven, maske, şişe, dezenfektan, poşet ne ararsanız çıkartmaya çalıştık ki ama bizim gücümüzle olacak bir şey değil. Ülkenin ve bence dünyanın en güzel yerlerinden birisi, plastik atıklarla boğulmak üzere.”

  • Geçinemediğini söyleyen Demet Akalın’ın lüks hayatı

    Geçinemediğini söyleyen Demet Akalın’ın lüks hayatı

    Koronavirüs salgını nedeniyle geçinemediğini söyleyen Demet Akalın, Boğaz kıyısında lüks bir mekan açtı.

    Dünyayı etkisi altına alan koronavirüsün Türkiye’nin tamamına yayılmasının ardından birçok önlem alındı. Bu kapsamda bazı iş yerleri kapatıldı, eğlence ve turizm sektörü durma noktasına geldi.

    Bu dönemde, duruma isyan eden isimlerden biri Demet Akalın oldu.

    Akalın, o günlerde yaptığı açıklamada, eğlence sektörünün tamamen durmasından ekonomik olarak etkilendiğini, durumunu idare edemediğini söyledi.

    Oldukça lüks bir yaşam tarzına sahip olan Demet Akalın’ın yaptığı bu açıklama, o günlerde tepkileri de beraberinde getirdi.

    LÜKS ARAÇLARLA NİŞANTAŞI’NDA ALIŞVERİŞ

    Normalleşme döneminin başlamasıyla Demet Akalın da dışarı çıkmaya başladı.

    Eşi Okan Kurt ile Nişantaşı’na giden Demet Akalın, lüks bir cip kullandı.

    Okan Kurt da lüks aracını, Akalın’ın aracının arkasına çekti.

    Demet Akalın’ın aracının piyasa değeri 3.5 milyon lira. Okan Kurt’un kullandığı aracın piyasa değeri ise 2.5 milyon lira.

    BOĞAZ’DA MEKAN AÇTI

    Koronavirüs nedeniyle geçinemediğini söyleyen Demet Akalın, bir çelişkiye daha imza atarak Anadolu Hisarı’nda lüks bir mekan açtı.

    Boğaz’a sıfır olan mekan, baştan sona tüm detaylar düşünülerek en lüks malzemelerle döşendi.

    Demet Akalın, kızı Hira’nın adını verdiği mekanda arkadaşlarını ağırladı. Fotoğraflar, sosyal medya hesaplarında paylaşıldı.

  • İstanbul Boğazı’nda ürkütücü kalabalık… Sosyal mesafe sıfır!

    İstanbul Boğazı’nda ürkütücü kalabalık… Sosyal mesafe sıfır!

    Uzun bir aradan sonra kısıtlamasız ilk Pazar gününde İstanbullular boğaza akın etti. Sosyal mesafenin unutulduğu sahildeki yoğunluk korkuttu.

    İstanbul’da hava sıcaklığının yükselmesi ve haftalar sonra kısıtlamasız ilk Pazar gününde vatandaşlar boğaza akın etti. Haftasonu sokağa çıkma kısıtlamasının kaldırılmasının ardından vatandaşlar bugün İstanbul Cankurtaran Sahili’ne akın etti.

    Sosyal mesafe ve maske gibi önlemlerin hiçe sayıldığı sahilde vatandaşların duyarsızlığı pes dedirtti. Sahilde güneşlenenler arasında ortalama 2 metre olması gerekirken büyük kalabalıkların yan yana olması da dikkat çekti.