Etiket: istanbul sözleşmesi

  • Şarkıcı Melek Mosso “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” dediği için sahneden indirildi

    Şarkıcı Melek Mosso “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” dediği için sahneden indirildi

    Şarkıcı Melek Mosso’nun 22 Ağustos’ta Aqua Florya Hayal Kahvesi’nde verdiği konser yarıda kalmış, Mosso’nun siyasi söylemleri abarttığından dolayı bu olayın yaşandığı iddia edilmişti. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Mosso, “İstanbul sözleşmesi yaşatır” dedikten sonra sahneden indirildiğini söyledi.

    Sanatçı Melek Mosso, hakkında yapılan “Melek Mosso’nun ağır siyasi göndermeleri konseri yarıda kesti” haberi ile ilgili Instagram hesabından bir açıklama yayınladı.

    “Tecavüzler yaşanmasın diye ses çıkardığım için sahneden indirildim. Mikrofonum elimden alındı. Evime gelip hüngür hüngür ağladım. Bu nasıl bir ahlaki değer” diyen Mosso, şunları söyledi:

    “KONSERİN SES KAYDI ELİMİZDE MEVCUT”

    “Toplumsal cinsiyet eşitsizliği yüzünden öldürülen kadın arkadaşlarımın ruhuna, her konserimde armağan ettiğim ve ‘İstanbul sözleşmesi yaşatır’ dedikten sonra söylediğim ‘Keklik Gibi’ türküsü söylenenin aksine ayakta alkışlanmıştır. Konserde olan tanıdıkları bu söylemden rahatsız olup, polisi arayıp beni sahneden inmeye zorlamışlardır. Saygımızı hiç bozmadan, polisimize zorluk çıkartmadan sahneden indik ve bunun hakkında olaylar büyümesin diye asla konuşmadık. Fakat görüyorum ki yanlış yapmışız. Konuyu siyasi bir yöne çekmeye çalışmak manasızdır. Konserin bütün ses kaydı elimizde mevcuttur.”

  • Mudanya Belediyesi’nden herkese İstanbul Sözleşmesi kitapçığı

    Mudanya Belediyesi’nden herkese İstanbul Sözleşmesi kitapçığı

    Mudanya Belediyesi, Mudanya 2. Kitap Günleri’nde şiddetin önlenmesi konusunda farkındalık yaratmak amacıyla hazırladığı “İstanbul Sözleşmesi” kitapçığını dağıttı. Başkan Hayri Türkyılmaz, şiddetin sona ermesi için mücadele etmeye, şiddete karşı mücadele eden tüm kadınların yanında olmaya devam edeceklerini söyledi.

    Mudanya Belediyesi, İstanbul Sözleşmesi’nin iptalinin gündeme getirilmesi üzerine kadınların direnişine İstanbul Sözleşmesi kitapçığı hazırlayarak destek verdi. Kadınları her türlü şiddetten korumak, aile içi şiddetle mücadele etmek, kadına yönelik her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak ve şiddetle mücadelede tüm kurum ve kuruluşlar arasında işbirliğini sağlamak amacıyla hazırlanan kitapçık, bu yıl ikincisi düzenlenen Mudanya Kitap Günleri kapsamında dağıtıldı. YAYKOOP işbirliğiyle düzenlenen Mudanya 2. Kitap Günleri kapsamında Mudanya Belediyesi standını ziyaret eden Bursalılara kitapçık hediye eden Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzaya açılan, Ağustos 2014’te yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi’ni ilk imzalayanın Türkiye Cumhuriyeti Devleti olduğunu hatırlattı.

    Yoğun çabalarla kazanılmış hakların öğrenilmesi ve sahip çıkılması için İstanbul Sözleşmesi’nin özetlenmiş bir halini Mudanya’yı ziyaret eden herkese farkındalık yaratmak amacıyla dağıtacaklarını kaydeden Başkan Türkyılmaz, “İstanbul Sözleşmesi şiddet gören kadınlara uluslararası hukuk açısından bir teminattır. Çünkü İstanbul Sözleşmesi yaşatır. Şiddetin sona ermesi için mücadele etmeye, şiddete karşı mücadele eden tüm kadınların yanında olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Mudanya Belediyesi standında dağıtımı gerçekleştirilen kitapçık aynı zamanda Mudanya Belediyesi Evlendirme Memurluğu tarafından da evlenen çiftlere evlilik cüzdanının yanında verilecek.

  • Ensar Vakfı, İstanbul Sözleşmesini hedef aldı

    Ensar Vakfı, İstanbul Sözleşmesini hedef aldı

    Karaman’da 45 çocuğun cinsel istismar ve saldırıya maruz bırakılması skandalıyla hafızalardaki yerini koruyan Ensar Vakfı, İstanbul Sözleşmesi’ni hedef alarak açıklama yaptı.

    İstanbul Sözleşmesi’ne karşı çıkan vakıf tarafından “Sözleşmenin 3. maddesinde yer alan ‘aile’ kavramının içine ‘birlikte yaşayan bireyler’ de dâhil edilmektedir” denildi.

    Ensar Vakfı’nın açıklaması şöyle:

    “Resmi adı ‘Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ olan İstanbul Sözleşmesi’nde rahatsız olduğumuz bazı konular yer almaktadır.

    Sözleşmenin 3. maddesinde yer alan ’aile’ kavramının içine ’birlikte yaşayan bireyler’ de dâhil edilmektedir. Binlerce yıla dayanan Anadolu kültürüyle yoğrulmuş bu topraklarda ’aile’ olmanın temelinde evlilik bulunmaktadır. Evliliğe dayanmayan aile kavramının kabul edilmesi mümkün değildir.

    Sözleşmenin 4. maddesinde geçen ’cinsel yönelim’ ifadesinin kapsamına kadın, erkek ve diğer tanımlamalar girmektedir. Şiddete karşı hazırlanmış bir sözleşmede bireyi tanımlayacak en iyi ifade ’insan’ olmalıydı. Toplumun tepki gösterdiği, dinimiz tarafından yasaklanmış tercihlere zımnen müsamaha gösterilecek bir oluşum içerisinde olamayız.

    İstanbul Sözleşmesi’ni tek cümleyle özetlemek gerekirse: Bir taraftan kadına karşı şiddetin engellenmesi istenirken, diğer taraftan kadın ve erkek dışındaki cinsel yönelimlere bir uluslararası sözleşmede atıfta bulunulmuştur.

    Bilinmelidir ki kadına yönelik her türlü şiddet kırmızı çizgimizdir. İnsanların birbirlerine Allah’ın emaneti olarak değerlendirildiği yüce dinimiz İslam’a göre aksi bir düşünce içerisinde olmamız da söz konusu olamaz. Ancak kadının korunması için hazırlanmış fakat bu noktada etkili olmadığı açıkça görülen, yürürlükte kalmasının toplumsal bir fayda sağlamayacağı anlaşılan bir sözleşmede ısrar etmek de gelinen nokta açısından doğru olmayacaktır. Öte yandan İstanbul Sözleşmesine karşıtlık üzerinden kadına şiddet meselesinin de gözardı edilmemesi gerektiğinin farkındayız.

    İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek toplumsal sorunu çözecek, kendi iç dinamiklerimize dayalı, milli ve manevi değerlerimizin yoğurduğu aile kavramını her zeminde kutsayacak ve koruyacak, kadına yönelik şiddeti önleyecek yeni çalışmalar yapılmalıdır. Bu konuda atılacak adımları destekleyeceğimizi, toplumun değer yargılarını göz önünde bulunduracak ve onların taleplerinin değerlendirecek düzenlemelerin yanında olacağımızı ifade etmek isteriz.”

    İSTANBUL SÖZLEŞMESİ NEDİR?

    İstanbul Sözleşmesi, kadına karşı şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen uluslararası insan hakları sözleşmesidir. Sözleşme Avrupa Konseyi tarafından desteklenmektedir ve taraf devletleri hukukî olarak bağlar. Sözleşmenin dört temel ilkesi; kadına yönelik her türlü şiddetin ve ev içi şiddetin önlenmesi, şiddet mağdurlarının korunması, suçların kovuşturulması, suçluların cezalandırılması ve kadına karşı şiddet ile mücadele alanında bütüncül, eş güdümlü ve etkili işbirliği içeren politikaların hayata geçirilmesidir. Kadına karşı şiddeti bir insan hakkı ihlali ve ayrımcılık türü olarak tanımlayan, bağlayıcı nitelikte ilk uluslararası düzenlemedir. 

  • CHP’li Lale Karabıyık: “İstanbul Sözleşmesi yaşatır”

    CHP’li Lale Karabıyık: “İstanbul Sözleşmesi yaşatır”

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, “İstanbul Sözleşmesi’ni feshetmek, kadınlara karşı şiddete ve kadın cinayetlerine göz yummak demektir.” ifadesini kullandı.

    Karabıyık, yazılı açıklamasında, İstanbul Sözleşmesi’nin, Mayıs 2011’de İstanbul’da imzalandığını, 1 Ağustos 2014’te yürürlüğe girdiğini hatırlattı.

    Sözleşmenin 34 ülkede uygulandığını, diğer ülkelerde sözleşmenin daha iyi nasıl uygulanacağının tartışıldığını ifade eden Karabıyık, iktidarın, sözleşmeden çıkma telaşında olduğunu ileri sürdü.

    Karabıyık, İstanbul Sözleşmesi’nin kadınlara yönelik her türlü şiddetin önlenmesi, kadınların her türlü şiddetten korunması, kadınlara yönelik şiddetin faillerinin kovuşturulması, yargılanması ve cezalandırılması ile ilişkili hükümler içerdiğini belirtti.

    “İktidar İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmayı gündeme getiriyor”

    Karabıyık, şöyle devam etti:

    “Yani çok basit ve yalın şekliyle İstanbul Sözleşmesi psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, tecavüz, zorla evlendirme, kürtaja zorlama, zorla kısırlaştırma, tecavüz ve taciz dahil cinsel şiddet olmak üzere kadına yönelik şiddetin tüm türlerini içeriyor. AKP ise iktidarı döneminde, 7500’den fazla kadın öldürülmüş, 100 binden fazla kadın cinsel saldırıya uğramışken, iktidar İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmayı gündeme getiriyor.”

    İstanbul Sözleşmesi’nin haksız iddialarla eleştirildiğini aktaran Karabıyık, “Her gün kadına yönelik şiddet haberi aldığımız, faillerin cezasızlık güvencesiyle şiddeti artırdığı ülkemizde kadınları ve kadın haklarını koruyan İstanbul Sözleşmesi’ne dokunulamaz.” ifadesine yer verdi.

    Karabıyık, “İstanbul Sözleşmesini feshetmek, kadınlara karşı şiddete ve kadın cinayetlerine göz yummak demektir. Tek amacı kadını korumak ve kadına yönelik şiddete son vermek amacı taşıyan İstanbul Sözleşmesi’nden geri adım atılması düşünülemez çünkü İstanbul Sözleşmesi yaşatır.” değerlendirmesini yaptı.