Etiket: istanbul

  • İSKİ, suya yüzde 25 zam yapılmasını talep etti

    İSKİ, suya yüzde 25 zam yapılmasını talep etti

    İSKİ, 2021 yılı su satış tarifeleri teklifinde, 1 Ocak 2021’den itibaren geçerli olmak üzere suya ortalama yüzde 25 zam talep etti.

    İSKİ’nin hazırladığı 2021 Analitik Bütçe Tasarısı Tarife Tekliflerine göre bu yıl 7 milyar 776 milyon 456 bin lira olan bütçe, 2021 yılı için 7 milyar 959 milyon 457 bin TL olarak belirlendi.

    2021 yılı su satış tarifeleri tekliflerinde ise, 0-15 metreküpe kadar olan (Konut 1. kademe) su kullanımı için uygulanan 4,50 liralık tarife yüzde 25 artışla 5,63 lira, 16 metreküp ve üzeri olan (Konut 2. kademe) kullanımda 6,76 lira olan tarife ise yine yüzde 25 artışla 8,45 lira olarak düzenlendi.

    İş yerleri için uygulanan 12,10 liralık tarife ise 1 Ocak 2020’den itibaren 15,13 lira olarak belirlendi.

    Bütçe tasarısında 2021 yılı bütçe giderleri 7 milyar 959 milyon 457 bin TL olarak hesaplanırken 2021 bütçe gelirleri tahmini ise 7 milyar 354 milyon 500 bin TL olarak belirtildi.

    Teklifin çarşamba günü yapılacak İSKİ Genel Kurulu Toplantısında gündeme gelmesi bekleniyor.

  • Evinde önce boğulup sonra benzin dökülerek yakılan Fatma Mavi son yolculuğuna uğurlandı

    Evinde önce boğulup sonra benzin dökülerek yakılan Fatma Mavi son yolculuğuna uğurlandı

    İstanbul’un Bahçelievler ilçesindeki evinde Ergin A. tarafından önce boğulan sonra da benzin dökülerek yakılan Fatma Mavi (31) memleketi Karaman’da gözyaşları arasında toprağa verildi. Mavi’nin cenaze törenine ailesi ve yakınları katıldı.

    Bahçelievler’de 1 Kasım günü sabah saatlerinde bir apartmanın ikinci katındaki dairede patlama meydana geldi. Medya sektöründe çalışan Fatma Mavi dairede ölü bulundu. Olayın ardından yapılan incelemede Fatma Mavi’nin öldürüldüğü ortaya çıktı. Cinayetle ilgili çalışma başlatan Bahçelievler Asayiş Büro Amirliği ekipleri, Mavi’nin en son Ergin A. ile görüştüğünü belirledi. Gözaltına alınan Ergin A’nın, tartıştığı Fatma Mavi’yi önce boğduğunu daha sonra da benzin alıp yaktığını söylediği öğrenildi. Adli Tıp Kurumu’ndaki işlemlerinin ardından memleketi Karaman’a getirilen Mavi’nin cenazesi, Yeşil Cami’de kılınan namazın ardından şehir mezarlığında gözyaşları arasında toprağa verildi. Cenaze törenine ailesi ve yakınları katıldı.

  • Eski eşini uykusunda öldüren sanığın cezasına indirim!

    Eski eşini uykusunda öldüren sanığın cezasına indirim!

    İstanbul’da birlikte yaşadığı eski eşini uykusunda öldürmekle yargılanan sanık 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Cezada, sanığın sabıkasız oluşu nedeniyle ve tahrik hükümleriyle indirim yapıldı. Davaya müdahil olan Aile Bakanlığı, katile indirim yapılmamasını talep etmişti.

    İstanbul Fatih’te eski eşi Ayşe Özlem Bağdemir’i öldüren Tuncay Tezcan’a 15 yıl hapis cezası verildi. Mahkeme, sanığın cezasında indirim uyguladı.

    İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma savcı, sanık Tuncay Tezcan’ın boşandığı Ayşe Özlem Bağdemir ile yeniden birlikte yaşamaya başladıklarını söyledi.

    Taraflar arasında şiddetli geçimsizlik bulunduğunu belirten savcı indirim yapılmamasını istedi. Son sözü sorulan Tezcan, “Takdir yüce mahkemenindir” dedi. Mahkeme heyeti, sanığı “Kasten öldürmek” suçundan önce müebbet hapis cezasına çarptırdı.

    Sanığın sabıkasız oluşu ve tahrik altında cinayeti işlediği gerekçesiyle ceza 15 yıla indirildi. Genç kadının ailesi karara tepki gösterdi.

    ”BUNU SİZ İSTEDİNİZ”

    İddianameye göre, olay 24 Mayıs 2019’da saat 06.50 sıralarında meydana gelmişti. Maktülün oğlu sabah saatlerinde eve gelip yatak odasında annesini ağzı bantlı bir şekilde hareketsiz yatarken gördüğü, bu esnada babasının evden çıktığını ve annesini öldürmüş olabileceği yönünde polise ihbarda bulunduğu belirtiliyordu.

    Maktülenin boyun bölgesinden ağız bölgesine kadar sarılı olan kumaş ve üzerine yapışık vaziyette olan koli bantlarının ve yatağının başucunda da “Bunu siz istediniz” şeklinde el yazısıyla yazılmış not bulunduğu belirlenmişti. Sanık Tuncay Tezcan’ın ifadesinde, eşiyle 1993 yılında evlendiklerini, 2011’de boşandıklarını, 2015’te tekrar bir araya geldiklerini, karısının kendisini aldatması nedeniyle ayrıldığını, 2017’de çocuklarının ısrarıyla tekrar bir araya geldiklerini, çevresinin eşiyle yaşaması nedeniyle sürekli huzursuzluk verdiklerini, olay günü çok sayıda ilaç içtiğini, notu bu nedenle yazdığını, ilacın da etkisiyle maktülenin bağırmasını önlemek amacıyla hobi malzemesi olarak kullandığı bantla ağzını bantladığını, niyetinin eşini öldürmek olmadığını, niyetinin intihar etmek olduğunu söylediği yer almıştı. Polis tarafından mezarlıkta yakalanan sanık Tuncay Tezcan, çıkarıldığı mahkemece 27 Mayıs 2019’da tutuklanmıştı.

    Hakkında “Canavarca hisle veya eziyet çektirerek eşi kasten öldürme” ve “Kasten öldürme” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve müebbet hapis istemiyle dava açılan sanık Tezcan duruşmadaki savunmasında da eşinin kendisini aldattığını iddia ederek, “Eşimi herkesten çok seviyordum. Benim zaafımı kullandı. Gittiği zaman gelmiyordu. Yaptığı işlerle beni tahrik etti. Öldürmek istemedim. İlaçlar yüzünden sarhoş gibi olmuştum. Olanları hiçbir şekilde hatırlamıyorum” demişti.

  • İstanbul barajlarında dip suyu tehlikesi

    İstanbul barajlarında dip suyu tehlikesi

    İstanbul’da barajların doluluk oranı yüzde 30’un altına düşerek 29.43 oldu.

    Bilim Kurulu üyesi ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, suların şebekeye verilmeden önce fizikseli kimyasal ve biyolojik olarak ciddi testlerden geçirilmesi gerektiğine dikkat çekerek, bu seviyedeki sularda dip seviyesine yaklaşıldığı için ağır metaller bulunabileceği konusunda uyarılarda bulundu.

    İstanbul barajlarının doluluk oranı bugün itibariyle yüzde 29.43 seviyesinde. Alibeyköy Barajı’nda 24.21 seviyesindeki doluluk oranı, çekilen sularlar çok net şekilde gözükürken, tarihi su kemeri neredeyse tam boy görünüyor.

    Bilim Kurulu üyesi ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, barajların yüzde 30’un altındaki doluluk oranı ve bunun insan sağlığına etkileri konusunda, şu değerlendirmelerde bulundu:

    “Şebeke suyuna verilecek olan suların tahlillerinin tam olarak yapılası gerekiyor. Bu ister dip suyu olsun, isterse üst su olsun değişen hiçbir şey söz konusu değil. Bunların tamamının fiziksel, kimyasal ve biyolojik muayeneden geçirildikten sonra şebekeye verilmesi gerekiyor. Bu sırada başta klorlama ve filtreleme olmak üzere diğer mikro organizmalardan da arındırılması gerekiyor. Dip suyun şöyle bir riski elbette olabilir; suyun altına ağır maddeler çöker, partiküller çöker gibi gözükebilir. Fakat burada aslında önemli olan denizlerde de benzer durum geçerlidir; dipte en altta ağır metaller kalır eğer suda varsa. Yani cıva, demir gibi ağır metaller en altta kalır. Bu sularda bu tip riskler söz konusu olabilir. Bu nedenle mümkünse barajların dolu olması gerekir. Ancak tehlikeli seviye söz konusu olmayana kadar baraj içindeki tüm sular kullanılabilirdir” dedi.

    FİZİKSEL, BİYOLOJİK VE KİMYASAL TESTLER

    Prof. Dr. İlhan, “Fiziksel muayene, kimyasal ve biyolojik muayenenin yapılması koşuluyla. Fiziksel muayenede suyun berrak olup olmadığı, renginin olup olmadığı ki şeffaf olması, berrak olması gerekir, partikül içermemesi gerekir. Bunlara bakılır. Kimyasal muayenede özellikle demir ve cıva başta olmak üzere bunların var olup olmadığına bakılır. Bunların belli bir düzeyin üzerinde olmaması gerekir. Biyolojik muayenede ise hepimizin bildiği kanalizasyonla karışmış mı veya başla bir şey olmuş mu? Buna göre bakılır. Buna göre de klorlama, filtreleme yaparak verilir. Burada önemli olan suyun belli bir nitelikte ve kalitede olması. Suyun üst ya da orta kısmının aslında farkı yoktur. Ama bu standartları geçen suyun şebekeye verilmesi gerekiyor” diye konuştu.

    DİP SUYUNDA ANİ YAĞIŞTA RİSK ARTIYOR

    Prof. Dr. İlhan, suyun barajlardan şebekeye verilmeden önce testlerden geçmesi gerektiğini belirterek, şöyle konuştu:

    “Eğer yetkili makamlar tarafından, suyu sağlayan kurumlar özellikle belediye tarafından bunun değerlendirmesi yapılıp temiz raporu veriliyorsa kullanmanın bir sakıncası yok elbette. Fiziksel, kimyasal ve biyolojik testlerden geçtiğinin raporu verildiyse. Ama şöyle durumlarda risk tabii ki de artabiliyor. Örneğin çok dip su kaldı ve aniden ayağmur yağdı. Daha çok çamurla karışık oldu. Bu sefer bu işlemler daha uzun sürdüğü için elbette risk artabiliyor. Barajlardaki suların ya da kullanıma verilen suların farklı istasyonlarda ölçümleri yapılıyor. Bu istasyonlardaki su değerine göre su şebekeye basılıyor. O yüzden öncesi yapılan kontroller doğru bir şekilde yapılıyorsa, klorlaması yapılıyorsa bu suları kullanmanın bir sakıncası yok. Fazla klorun zararı elbette olabilir ama burada yapılan klorlama doğrudan kişiye verilen klor tableti olmadığı için veya kullanacağımız suya kendimiz klorlama yapmayacağımız için çok düşük düzeyde şebekeye geleceğinden kişiler üzerinde bir olumsuz etkisi olmaz. Suyun resmen klorla dolması lazım ki yan etkileri olsun. Şu an böyle bir durumun söz konusu olduğunu düşünmüyorum.”

    HEPATİT A, KOLERA SALGINI

    Prof. Dr. İlhan, şöyle devam etti:

    “Yeterli kontrol yapılmazsa, yeterli klorlama örneğin biyolojik etkenler yönünden tüm su kaynakları için geçerli, su kaynaklı salgınlar karşımıza çıkabilir. Bunların başında hepatit A, kolera geliyor. Fiziksel olarak bakarsak berrak olmayan suyun kullanımı söz konusu olmaz. İnsanlar bunu kullanmazlar, fiziksel kirlilik diyoruz buna partikül içermesi durumunda. Kimyasal olarak ise ağır metal içeren suların kullanılmasında; ağır metal zehirlenmesine kadar giden durumlar söz konusu olabilir ama bu çok nadir gerçekleşebilir. Suyun özellikle bir kaynaktan kirlenmesi gerekir. Fabrika artıkları veya doğal olarak çok cıva, demir içeren kaynaklardan gelecektir veya arsenik içeren kaynaklardan ancak su bu şekilde kirli olacak. Genelde bu ağır metal zehirlenmeleri akut kullanımda değil de çünkü akut kullanımda birisinin ya sabotaj amaçlı ya da bir fabrikanın kaynaklarının bertaraf sularının buraya gelmiş olmasını bekleriz ya da sabotaj amaçlı olmasını bekleriz. Ama daha çok iyi kontrol edilmeyen sularda ağır metal zehirlenmeleri kronik hastalık olarak meydana gelebilir. Yani çok uzun süre cıvaya insanlar maruz kalabilir. Hem kadınlarda, hem erkekler ve gelişme çağındakilerde pek çok olumsuz etki söz konusu olabilir. Bu nedenle denetimin çok önemli olduğunu ve mutlaka doğru ev uygun bir şekilde yapılması gerektiğinin altını çizmek isterim.”

  • İstanbul’da esnek mesainin detayları açıklandı

    İstanbul’da esnek mesainin detayları açıklandı

    İstanbul İl Umumi Hıfzıssıhha Meclisi, Vali Ali Yerlikaya başkanlığında video konferans yöntemi ile toplandı.

    Toplantı sonrası Yerlikaya, kameralar karşısına geçti. Yerlikaya’nın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

    “Bireysel önlemlere uymada sorunlarımız var. Kısıtlanmış günlere geri dönemk istemiyoruz. Bu süreçte maske su kadar gerekli. İstanbul’da tüm kamu, kurum ve kuruluşlarımız kademeli mesaiye geçmişti. Bugünden itibaren dönüşümlü ve uzaktan çalışma yöntemlerinin kapsamı genişliyor. 60 yaş ve üstü çalışanlar, hamile, kronik rahatsızlığı bulunanlar, 10 yaş ve altı çocuğu olan kadın çalışanlar idari izinli olup evden çalışabilecek. Tüm kamu kurumları dönüşümlü çalışacak.

    “İşçi ve işveren sendikalarımız, meslek odalarımız, STK’larımız ile istişareler ettik. Sanayide çalışanların 07.00’de mesaiye başlaması kararı alındı. 9 Kasım’dan itibaren başlayacak.”

    “Şu an İstanbul’da 1405 filyasyon ekibimiz, gece gündüz demeden dünyaya örnek bir çalışma yapıyor.”

    “Bugünden itibaren tüm kamu kurum ve kuruluşlarında dönüşümlü ve uzaktan çalışma yöntemlerinin kapsamını genişletiyoruz.”

    “60 yaş üstü çalışanlar, hamileler, kronik rahatsızlığı olanlar, 10 yaş ve altı çocuğu bulunan kadınlar evden çalışabilecek”

     

     

  • Sosyetenin yalıdaki cadılar bayramı partisine baskın

    Sosyetenin yalıdaki cadılar bayramı partisine baskın

    İstanbul, Bebek’te bir yalıdaki Cadılar Bayramı partisine polis koronavirüs baskını yaptı. Yalının çıkışında bekleyen filyasyon ekibi, her davetliye 930 TL para cezası kesti.

    Feryal Gülman ve Kemal Gülman’ın oğlu Aslan Gülman önceki gece Bebek’teki 250 milyon lira değerindeki yalılarında Cadılar Bayramı partisi düzenledi.

    Sosyal mesafe kurallarının uyulmadığı partiye yaklaşık 270 kişi katıldı. Gece yarısını geçmesine rağmen eğlencenin devam etmesi üzerine polis yalıya baskın yaptı.

    Partiyi terk edenler, fotoğraflarının çekilmemesi için yüzlerini gizlemeye çalıştı. Müşteri taşıyan taksiye binen bir davetli ise ‘yolun ilerinde inebileceğini’ söyleyerek olay yerinden kaçtı.

    Yalının çıkışında bekleyen filyasyon ekibi, her davetliye 930 TL para cezası kesti. Polisin gelmesiyle yalıyı terk edenler arasında yüzlerini saklamaya çalışanlar dikkat çekti.

  • Koronaya yakalanan başkan hastaneye kaldırıldı

    Koronaya yakalanan başkan hastaneye kaldırıldı

    Koronavirüse yakalanan Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat hastaneye kaldırıldı.

    Geçen hafta virüse yakalanan Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada tedavi için hastaneye yattığını duyurdu.

    Akpolat, ”Değerli komşularım, Aldığımız tüm önlemlere rağmen virüsle ben de tanıştım. Son yaptırdığım Covid-19 testim pozitif çıktı. En kısa zamanda bunu aşıp yolumuza devam edeceğiz.Tedavi sürecim hastanede devam ediyor” dedi.

  • DHKP-C operasyonu! Çok sayıda gözaltı

    DHKP-C operasyonu! Çok sayıda gözaltı

    İstanbul merkezli bir çok ilde DHKP-C terör örgütüne yönelik yapılan operasyonda çok sayıda kişi gözaltına alındı. Operasyona Özel Harekat Polisi de destek verdi.

    İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri aralarında Kağıthane ve Eyüpsultan’ın da bulunduğu bir çok ilçede DHKP-C terör örgütüne yönelik operasyon düzenledi. Yapılan istihbarat çalışmalarının ardından saat 02:00 sıralarında harekete geçen ekipler, daha önce belirlenen adreslere eş zamanlı olarak operasyon düzenledi. Operasyon yapılan adreslerden biri de Eyüpsultan ilçesine bağlı Güzeltepe Mahallesi, Metin Sokak’ta bulunan 4 katlı bina oldu.

    ÖZEL HAREKAT POLİSİ ÇEVRE GÜVENLİĞİ ALDI

    Operasyona destek veren Özel Harekat Polisleri, şüphelilerin bulunduğu binaya girdi. Baskının ardından bina etrafında Özel Harekat Polisleri güvenlik önlemi aldı.

    ŞÜPHELİLER EMNİYETE GÖTÜRÜLDÜ

    Yapılan operasyonda gözaltına alınan şüpheliler önce sağlık kontrolünden geçirildi. Ardından da emniyete götürüldü.

  • “Çok acil kademeli mesaiye geçilmeli”

    “Çok acil kademeli mesaiye geçilmeli”

    Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, koronavirüs vakalarının yoğun olduğu İstanbul’da toplu taşıma araçlarındaki yoğunluğa dikkat çekti.

    Ceyhan, Amerika ve Avrupa ülkelerinde yapılan çalışmalarda virüsün bulaş ortamlarının ilk başında aile içi, ikinci sırada iş yerleri, üçüncü sırada toplu taşıma araçlarının geldiğini söyledi. Ancak bunun Türkiye için geçerli olmasının mümkün olmadığını belirten Prof. Dr. Ceyhan, “Çünkü Türkiye’de toplu taşıma araçları bu ülkelerden daha kalabalık. Özellikle İstanbul’da yollar çok uzun sürüyor. Toplu taşıma aracı ne kadar kalabalıksa, o insanların içinde ne kadar çok tedbirlere uymayan, maskesini düzgün takmayan varsa ve temas süresi ne kadar uzunsa risk o kadar artıyor. Bunların hepsini bir araya koyduğunuzda özellikle İstanbul ve diğer büyük illerde aynı etkenler söz konusu maalesef” dedi.

    ”ÇOK ACİL, HİÇ BEKLEMEDEN KADEMELİ MESAİ”

    Prof. Dr. Ceyhan, bu konu hakkında yapılması gerekenlere ilişkin, “İstanbul’u düşünün, trafiğe koyduğunuz ekstra her araç, trafikte ekstra sıkışıklığa yol açacaktır. Bu da insanların 1 saatte gideceği yere 1,5-2 saatte gideceği anlamına gelir. Bu, temas süresini uzattığı için riski artırır. Bunun yerine etkinliği gösterilmiş tek çözüm mesailerin kademelendirilmesi ve esnek mesai. Bunu parça parça yaparsanız, yani kamuda yapıp özel sektörde uygulamazsanız ya da tersini yaparsanız bunun etkinliği az oluyor. Ama İstanbul öyle bir duruma gelmiş ki çok acil, hiç beklemeden bu kademeli mesaiye geçilmesi lazım” diye konuştu.

    ”ESNEK ÇALIŞMA, ONLINE ÇALIŞMA”

    Bu tedbirlerin tüm illerde alınması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Ceyhan, “Kalabalıkların oluştuğu bütün şehirlerde aynı anda başlatılması lazım; çünkü biz maalesef lokal tedbirler alarak salgını kontrol altına alma dönemini geçirdik. Alınacak bütün önlemler Türkiye’nin her yerine uygulanmalıdır. Esnek çalışmaya, online çalışmaya adapte olmalıyız. ‘Öyle olunca da şöyle işler aksıyor’ diye bahane geliştirmemeliyiz. Bu bir zorunluluk. Toplu taşımada insanları yan yana sıkıştırarak bir araya getirmenin bulaş riskini artıracağı kesin. Türkiye’de toplu taşıma araçları bence iş yerlerinden daha büyük risk taşıyor” dedi.

    ”EN BÜYÜK FAKTÖR SÜPER BULAŞTIRICILAR”

    Prof. Dr. Ceyhan, bunun dışında süper bulaştırıcılara dikkat çekerek, “Bu hastalıkta biz ‘süper bulaştırıcı’ diye bir tanımla karşılaştık. Bu vakaların katlanarak artmasına neden olan en büyük faktör süper bulaştırıcılar. Hastalananların büyük kısmı hiç bulaştırmıyor hastalığı, bir kısmı 1-2 kişiye bulaştırıyor bir kısmı da yüzlerce kişiye bulaştırabiliyor. Bunu önlememizin en etkili yolu toplanmalara sayı sınırlaması koymak. O düğüne, kısıtladığınız sayıda insanı alsaydınız orada 35 yerine 5 kişi hastalanırdı. Süper bulaştırıcıları bulmanın yolu hasta bulduğunuz kişi kimden aldı, birçok insan aynı yerden aldıysa o bulaştıranı orada bulup izole etmemiz gerekir” ifadesini kullandı.

  • Otobüste mastürbasyon yapan şüpheliye ev hapsi!

    Otobüste mastürbasyon yapan şüpheliye ev hapsi!

    İstanbul, İstinye’de İETT otobüsünde yolculara aldırmadan mastürbasyon yaptığı iddiasıyla gözaltına alınan şüpheli M.R.Ö. hakkında çıkarıldığı mahkemece “Cinsel taciz” suçundan ev hapsi kararı verildi.

    Olay, İstinye Dereiçi-Kabataş hattında sefer yapan İETT otobüsünde meydana gelmişti. Otobüste etrafında bulunan yolculara aldırmayan bir kişi, oturduğu koltukta mastürbasyon yapmıştı. Hemen solundaki kadın yolcu o anları cep telefonuyla kaydetmişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından görüntüler ardından olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Görüntüleri çeken P.Ç.’nin şikayeti üzerine şüpheli M.R.Ö(44) gözaltına alındı. Savcılığa getirilen şüpheli M.R.Ö adli kontrol verilmesi talebiyle Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildi. Mahkeme, şüpheli M.R.Ö hakkında “Cinsel taciz” suçundan ev hapsi kararı şeklinde adli kontrol uygulanmasına karar verdi.