Etiket: istanbul

  • 438 metre yüksekliğindeki dağ çileği

    438 metre yüksekliğindeki dağ çileği

    Ataşehir Belediyesi, Cumhuriyet Bayramı haftası dolayısıyla düzenlediği Geleneksel Dağ Çileği Toplama Festivali’ni büyük bir coşkuyla gerçekleştirdi. “Biriz, Birlikteyiz” sloganıyla hazırlanan etkinlikte, doğaseverler 438 metre yüksekliğindeki Kayışdağı Ormanı’nda organik dağ çileği topladılar. Eşsiz doğa manzarasında gerçekleşen etkinliğe Ataşehir Belediye Başkanı Onursal Adıgüzel önderlik etti.
    Cumhuriyet Bayramı kapsamında önemli etkinliklere imza atan Ataşehir Belediyesi, doğanın etkisinin hissettirilmesi ve sürdürülebilir bir yaşamın farkına varılması için Kayışdağı Ormanı’nda “Dağ Çileği Toplama Festivali” düzenledi.

    Toplumu bilinçlendirmeyi ve çevre duyarlılığını artırmayı hedefleyen Ataşehir Belediyesi, “Dağ Çileği Toplama Festivali” ile doğaseverleri bir araya getirerek, doğal kaynakların korunması konusunda önemli bir farkındalık çalışması gerçekleştirdi.
    438 metre yüksekliğiyle İstanbul’un en yüksek 3. noktası olan Kayışdağı Ormanı’nda, Ataşehir Belediye Başkanı Onursal Adıgüzel’in katılımıyla başlayan etkinlikte doğa için bir araya gelen Ataşehirliler, sepetlerini organik dağ çilekleriyle doldurarak, ormanın içerisinde unutulmaz bir gün yaşadı.

    Festivale katılan doğaseverler, doğal güzellikler eşliğinde hem çilek toplamanın keyfini yaşadı hem de doğanın tadını çıkardı. Aileleriyle birlikte festivale katılan çocuklar keyifli anların yaşanmasına vesile olurken, katılımcılar arasında da dostluk bağları güçlendirildi.

    Başkan Adıgüzel: “Cumhuriyet’in kazanımlarını her alanda yaşatmak için var gücümüzle çalışıyoruz”
    Kürsüde yaptığı konuşmada, katılımcıların 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı yeniden kutlayarak konuşmasına başlayan Ataşehir Belediye Başkanı Onursal Adıgüzel, “Cumhuriyet, bizlere özgürlüğü, eşitliği ve bir arada yaşama kültürünü armağan etti. Bizler de bu değerler doğrultusunda Cumhuriyet’in kazanımlarını her alanda yaşatmak ve bu değerleri nesilden nesle aktarmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Öncelikli olarak şunu belirtmek isterim ki, Ataşehir Belediyesi olarak, çevremizi korumaya, doğayla iç içe yaşamı teşvik etmeye ve yerel üretimi desteklemeye her zaman öncelik veriyoruz” dedi.

    “Kayyum hatasından dönülmeli”
    Esenyurt Belediye Başkanlığı’na kayyum atanması ve Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanması hakkında konuşan Başkan Onursal Adıgüzel, “Biz Cumhuriyetimizin 101’inci yıl coşkusunu büyük bir heyecanla yaşarken, on binlerce Ataşehirli ile meydanlarda buluşup tek vücut halinde laik, demokratik bir Türkiye için Atamıza olan minnetimizi haykırırken, ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ vurgusu yaparken 30 Ekim sabahına, Esenyurt’ta millet idaresine yapılan müdahaleyle uyandık. İstanbul’un en büyük ilçesi olan Esenyurt’ta bir kayyum süreci hayata geçti. Bu sürecin hızlı bir şekilde Esenyurt halkının lehine sonuçlandırılmasını, derhal bu kayyum hatasından dönülmesini, sizlerin önünde tekrar etmek istiyorum” diye konuştu.

    “7 ay içerisinde 80 bin kişiye dokunduk”
    Festivaldeki konuşmasında sosyal belediyecilik hizmetleri kapsamında gerçekleştirdikleri projelere değinen Başkan Onursal Adıgüzel, “Sosyal politikaları yerel düzeyde uygulamayı esas alan ‘sosyal belediyecilik’ anlayışıyla hareket edip, hayata geçirdiğimiz hizmetler ve vatandaşlara sağladığımız desteklerle hem ilçedeki refah seviyesini artırmayı hem de toplumsal dayanışmayı daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda ise göreve geldiğimiz günden bugüne ortaya çıkan rakamları sizlerle paylaşmak isterim.

    Gıda, sıcak yemek, eğitim, sağlık, kişisel bakım, kreş ve okul çağındaki çocuklar için beslenme ile kırtasiye desteği gibi birçok alanda sağlanan hizmetlerle son 7 ay içerisinde 80 binden fazla vatandaşımıza dokunmayı başararak sosyal belediyecilik alanında en iyi örneklerden biri olarak öne çıkıyoruz. Önümüzdeki hafta yine bu çerçevede yenilenen aşevimizi hizmete açıyoruz. Aşevimizde her gün 4 çeşit sıcak yemeği bin 700 komşumuza ulaştırırken, ilkokul çağındaki bin 500 evladımıza da haftanın beş günü beslenme paketleri hazırlıyoruz” dedi.

    Ataşehir Belediyesi’nin yakın bir zaman önce hayata geçirdiği Kent Bostanları ile ilgili de açıklamada bulunan Başkan Adıgüzel, “Kent Bostanı projemizle, toprakla olan bağımızı güçlendirerek, doğayla iç içe yaşayan bir toplum oluşturmayı hedefliyoruz. Geçtiğimiz günlerde ilk bostanımızı hayata geçirdik ve 180 ailemize belli metrekarelerde ekim yapabilecekleri alanları ücretsiz olarak tahsis ettik. Ben de açılışında yer aldım, komşularımızın yüzündeki mutluluğa tanıklık ettim.

    Bu mutluluğu ilçemizin geneline yaymak ve Ataşehir’i daha yeşil, daha yaşanabilir ve daha üretken bir kent haline getirmek için kararlılıkla çalışmaya devam ediyoruz” şeklinde konuştu.

    “Toplumsal bağlarımızı güçlendirmeyi hedefliyoruz”
    Başkan Adıgüzel, etkinlikle ilgili konuşmasında da, “Doğaya olan sevgimizi ve birlikteliğimizi pekiştirmek amacıyla düzenlediğimiz bu festivalimizde, Ataşehir’in doğal güzelliklerini hep birlikte keşfederken, toplumsal bağlarımızı da güçlendirmeyi hedefliyoruz. Doğa, bizlere sadece bir yaşam alanı değil, aynı zamanda birlikte olmanın ve paylaşmanın da bir yolunu sunuyor. İşte, bu farkındalığı yaşamak çok güzel” dedi.

    Başkan Adıgüzel, etkinliklerin ve festivallerin, toplumun bir araya gelmesine imkan tanıdığını da vurgulayarak, “Bu tür organizasyonlar, çocuklarımızın doğa ile barışık bir şekilde büyümesine katkı sağlıyor. Gelecek nesillere daha yeşil bir Ataşehir bırakmak için hep birlikte çalışmalarımızı şekillendiriyoruz” ifadelerini kullandı.

    Kürsü konuşmasının ardından etkinlik ile ilgili basına bilgilendirmede bulunan Başkan Onursal Adıgüzel, “Ataşehirimizin bitkilerinden bugün gençlerimiz de haberdar olsun istedik. Burada amacımız, gençlerimize çevre bilincini aşılamak, doğayı özleyen Ataşehirlilerin ellerinin toprağa, yeşile değmesi. Geçtiğimiz hafta yaşanan hain terör saldırısından dolayı etkinliğimizi ertelemiştik. Bugün burada Dağ Çileği Festivali’mizi gerçekleştiriyoruz.

    Önümüzdeki yıllarda da bu etkinlikleri artırarak sürdürüyor olacağız” dedi.
    Doğal güzellikleri bizzat yaşayarak hisseden çocuklar, etkinlik sayesinde çevre bilincinin farkına vararak sürdürülebilir yaşam biçimlerini de öğrenme fırsatı buldu. Etkinlik, doğaseverlerin topladıkları organik dağ çilekleriyle birlikte hatıra fotoğrafı çektirmesiyle sonlandı.

  • Fransa’nın efsane sesi Türkiye’de

    Fransa’nın efsane sesi Türkiye’de

    Klasik Fransız chanson tarzının en önemli temsilcilerinden Mireille Mathieu, Türk hayranlarıyla buluşacak. Mathieu, 20 Şubat’ta İstanbul, 22 Şubat’ta ise Ankara’da sahne alacak. Müzik tarihine damga vuran, klasik Fransız chanson tarzının en önemli temsilcilerinden Mireille Mathieu, Türk hayranlarıyla buluşacak. “La Paloma Adieu”, “Mon Crédo” ve “Une Histoire d’Amour” gibi unutulmaz eserleriyle tanınan Mathieu, 20 Şubat’ta İstanbul Volkswagen Arena’da, 22 Şubat’ta Ankara Congresium’da 60. Anniversary turnesi kapsamında sahne alacak. Bu konserlerin biletleri Türkiye’nin etkinlik biletleme platformu Biletinial’da satışa çıktı.

  • Yurtta hava durumu

    Yurtta hava durumu

    Yapılan son değerlendirmelere göre, yurdun kuzey ve doğu kesimlerinin parçalı, yer yer çok bulutlu, Güneydoğu Anadolu’nun güney ve doğusu ile Zonguldak, Bartın, Muş, Bitlis, Şırnak, Hakkari çevreleri ile Sakarya ve Düzce’nin kuzey kesimleri, Hatay’ın güney kesimleri, Kastamonu’nun kıyı ilçeleri ve Diyarbakır’ın doğu kesimlerinin yağmur ve sağanak yağışlı geçeceği, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor.
    Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan tahminlere göre kuzey kesimlerde sabah ve gece saatlerinde pus, yer yer sis bekleniyor. Hava sıcaklıklarının genellikle mevsim normalleri civarında, kuzey ve iç kesimlerde 3 ila 5 derece üzerinde seyredeceği tahmin ediliyor. Rüzgarın ise genellikle kuzeyli, yurdun doğu kesimlerinde doğu ve güneyli yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esmesi bekleniyor.
    Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle:
    Ankara: Parçalı ve az bulutlu 19
    İstanbul: Parçalı ve az bulutlu 19
    İzmir: Az bulutlu ve açık 22
    Adana: Az bulutlu ve açık, zamanla parçalı bulutlu 30
    Antalya: Az bulutlu ve açık 28
    Samsun: Parçalı ve çok bulutlu 23
    Trabzon: Parçalı ve çok bulutlu 19
    Erzurum: Parçalı ve az bulutlu 15
    Diyarbakır: Az bulutlu ve açık, zamanla parçalı bulutlu doğu ilçeleri sağanak yağışlı 24

  • Parkta açılan çukura düşen minik Edanur’un ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı

    Parkta açılan çukura düşen minik Edanur’un ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı

    Küçükçekmece’de bir parkta İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekiplerince açılan çukura düşerek hayatını kaybeden 5 yaşındaki Eda Nur Gezer’in ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı. Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Emrah Boduk ile Nurcan Gezer müşteki, 10 kişi ise sanık olarak yer aldı. İddianamede 26 Nisan günü maktul Eda Nur Gezer’in akrabaları Sinem Y. ve Gülseren Y. ile birlikte piknik yapmak için Menekşe Sahil Parkı’na geldiği, Eda Nur’un akrabası olan diğer çocuklarla oyun oynadığı sırada park içerisinde İstanbul Büyükşehir Belediyesince (İBB) açılan çukura düştüğü belirtildi. İçi su dolu olan çukurun 428 cm uzunluğunda, 205 cm genişliğinde ve 135 cm derinliğinde olduğu ifade edildi. Edanur’un hastaneye kaldırıldığı ve yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybettiği de belirtildi.

    Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulunca düzenlenen raporda “çocuğun suda boğulma dışında travmatik tesirle öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı, çocuğun zehirlenerek öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı, çocuğun ölümünün suda boğulma ve gelişen komplikasyonlar sonucu meydana gelmiş olduğu” kaydedildi. Soruşturma kapsamında yapılan araştırmada Menekşe Sahil Parkı içerisinde meydana gelen su arızası ile ilgili İSKİ kayıtları nezdinde herhangi bir su arıza kaydına rastlanılmadığı, park içerisinde bulunan bilinen veya bilinmeyen iç tesisat hatlarının bakım ve onarımında İSKİ idaresinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı aktarıldı. Kazı çalışmasının sorumluluğunun Menekşe Sahil Parkı’ndan sorumlu İBB Park Bahçe ve Yeşil Alanlar Dairesi Başkanlığı uhdesinde çalışan yüklenici İstanbul Ağaç ve Peyzaj A.Ş.’de bulunduğu da ifade edildi.

    İddianamede, olay yerinde yapılan keşifte suyun fokurdadığı, yüzeye çıkarak baloncuk oluşturduğu, toprağın belli bölümlerinde zeminin yumuşayarak balçık kıvamına geldiği, olay yerinin yaklaşık 10-15 metre uzaklığında ise çocuk parkı bulunduğu kaydedildi. İncelemelerde Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’ne uygun şekilde kazı alanının etrafının kapatılmadığı, kazı alanına giriş ve çıkışların engellenmediği, önlem alınmadığı, bölgedeki çukura düşme sonucu meydana gelebilecek riskler konusunda bölgede bulunan veya bulunacak kişi ve kişilerin bilgilendirilmesine yönelik tehlikeli bölgenin işaretlenmediği, görünür şekilde uyarı levhalarının konulmadığı, ifadelere göre yapılan kazı çalışmasının ehil bir kişi gözetim ve denetiminde yapılmadığı kanaatine varıldığı belirtildi.

    İddianamede, İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı İstanbul Ağaç ve Peyzaj AŞ Genel Müdürü Ali Sukas, Avrupa Yakası Park ve Bahçeler Şube Müdürü Ziya Duman, Avrupa Yakası Yeşil Alan Uygulama Müdürü Barış Şişman, Avrupa Yakası Yeşil Alan Uygulama 2. Bölge Şefi Cabir Şaban, İBB Park ve Bahçeler Şube Müdürlüğü Teknik Müdür Yardımcısı Erman Uzun, tesisat ustası Fayık Cansu, tekniker Furkan Keleş, İstanbul Ağaç ve Peyzaj AŞ’de Teknik Genel Müdür Yardımcısı Metin Aras, İstanbul Ağaç ve Peyzaj AŞ’de iş makinesi operatörü Sezai Ayhan ve İBB Park ve Bahçeler Şube Müdürlüğü Küçükçekmece Bölge Şefi Turan Yaman‘ın ‘taksirle ölüme neden olma’ suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. İddianame değerlendirilmesi için Küçükçekmece 26. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.

  • Yurt dışındaki ilk konseri Barselona’da

    Yurt dışındaki ilk konseri Barselona’da

    Limak Filarmoni Orkestrası, ilk yurt dışı konserini Barselona’nın kültürel simgelerinden Palau de la Música Catalana’da (Katalan Müzik Sarayı) verdi. Dünyanın en prestijli sahnelerinden biri olarak kabul edilen Katalan Müzik Sarayı’nın tarihi atmosferinde dün akşam gerçekleşen konserde, operanın dünyaca ünlü yıldızları aynı sahnede buluştu.

    Limak Şirketler Grubu, çeşitli sektörlerde ve farklı coğrafyalardaki ekonomik yatırımlarının yanı sıra sosyal yatırım faaliyetlerine de devam ediyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan, İspanya’nın Barselona şehrindeki dünyaca ünlü Palau de la Música Catalana’nın (Katalan Müzik Sarayı) resmi destekçileri arasında yer alan Limak, Türkiye ve İspanya’nın ortak kültürel mirasını görkemli bir konserle taçlandırdı.

    İspanya’nın doğu ve güney bölgelerinde yaşanan sel felaketi nedeniyle hayatını kaybedenler anısına saygı duruşu ile başlayan konseri, Limak Şirketler Grubu Onursal Başkanı Nihat Özdemir, Limak Şirketler Grubu ve Limak Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir, Türkiye’nin Madrid Büyükelçisi Nüket Küçükel Ezberci, Barselona Spor Kulübü Başkanı Joan Laporta, Palau de la Música Başkanı Joaquim Uriach ile her iki ülkenin iş, spor, sanat ve medya dünyasından pek çok davetli izledi.

    Limak Filarmoni Orkestrası’nın ‘Akdeniz’in Büyüleyici Melodileri: Aryalar, Düetler ve Daha Fazlası’ isimli ilk uluslararası konseri Akdeniz’in zengin müzikal ve kültürel mirasından geniş bir repertuvar sunarak izleyenleri büyüleyici bir yolculuğa çıkardı. Limak Filarmoni Orkestrası ile birlikte, Katalonya’nın önde gelen orkestralarından Vallés Senfoni Orkestrası müzisyenlerinin de sahne aldığı konserde, geleneksel halk ezgileri ve çağdaş eserlerden oluşan eserler de izleyicilerden büyük alkış aldı.

    Konser geliri İspanya’daki afetzedelere aktarılacak
    İspanya’nın doğu ve güney bölgelerinde son iki gündür etkili olan ve onlarca kişinin hayatını kaybettiği sel felaketi dolayısıyla başsağlığı dileklerini ileten Limak Şirketler Grubu ve Limak Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir, konserden elde edilecek gelirin bölgedeki afetzedelere aktarılacağını söyledi. Limak Filarmoni Orkestrası’nın Barselona’daki ilk yurt dışı konserinin önemli bir dönüm noktası olduğunu da ifade eden Özdemir, şöyle devam etti:

    “Faaliyet gösterdiğimiz ülkelerdeki ekonomik yatırımlarımızı, sosyal yatırımlarımız ile destekliyoruz. Bu çerçevede Barselona’nın müziğe, kültüre ve mimari mükemmelliğe olan bağlılığını ve ruhunu temsil eden Katalan Müzik Sarayı ile (Palau de la Música Catalana) bu yıl mayıs ayında bir iş birliği protokolü imzalamıştık. Şimdiyse Limak Filarmoni Orkestrası’nın bu güzel konseri ile ortaklığımız açısından çok önemli bir anı hep birlikte yaşadık ve ‘bir rüyayı’ gerçekleştirdik.

    Ortak Akdeniz kültürünü paylaştığımız İspanya’daki projelerimizle iki ülke arasındaki kültürel ve sosyal bağları güçlendiriyoruz. İspanya’nın önemli kültür ve turizm merkezlerinden Barselona’nın ruhunu ve kalbini tanımlayan simge yapılarında imzamız bulunuyor. Bunlardan biri de futbol dünyasının önemli mabetlerinden Barselona’nın simgesi Spotify Camp Nou Stadı. Bu simge yapının Barselona için taşıdığı derin önemin farkında olarak sürdürdüğümüz yenileme çalışmasıyla Katalan kültür mirasına anlamlı bir iz bırakıyoruz.

    Diğer bir yandan Limak Vakfı liderliğinde yürüttüğümüz Global Engineer Girls (GEG) programını Türkiye, Kuzey Makedonya, Kosova ve Suudi Arabistan’dan sonra yakın bir zamanda İspanya’da başlatıyoruz. Bu hedefle faaliyet gösterdiğimiz coğrafyalara kültür, sanat ve eğitim başlığı altında anlamlı girişimlerle dokunuyoruz. Grubumuzun gerçekleştirdiği bu anlamlı sosyal yatırımların uluslararası bir boyut kazanması doğru bir yolda olduğumuzu gösteriyor. Türkiye’nin Mühendis Kızları olarak 9 yıldır gururla yürüttüğümüz projemizin küresel bir sosyal etki hareketine dönüşerek Global Engineer Girls’e (GEG) evrilmesi gibi Limak Filarmoni Orkestrası’nın da 8 yıllık başarı dolu yolculuğunun yurt dışına taşınmasından büyük mutluluk duyuyoruz.”

    Palau de la Música Catalana’nın resmi destekçileri arasına katılan Limak Şirketler Grubu, bu iş birliği ile çocuklar ve gençlerden oluşan kolektif koro çalışmalarıyla kapsayıcılığı ve sosyal entegrasyonu teşvik eden bir girişim olan ‘Palau Vincles’ programını destekliyor.

  • Arnavutköy’de bir çocuk düşürdüğü parasını almak için girdiği anıtta mahsur kaldı

    Arnavutköy’de bir çocuk düşürdüğü parasını almak için girdiği anıtta mahsur kaldı

    Olay, dün öğle saatlerinde Arnavutköy Merkez Mahallesi’nde bulunan 15 Temmuz Şehitleri Meydanı’nda gerçekleşti. İddiaya göre, bir çocuk Şehitler Anıtı’na parasını düşürdü. Küçük çocuk parasını almak için girdiği anıt içerisinde ise mahsur kaldı. Çocuk, çevredeki vatandaşlardan yardım istedi. İhbar üzerine olay yerine itfaiye ekipleri sevk edildi. Ekiplerin çalışmalarının ardından çocuk kurtarıldı. Küçük çocuğun elindeki parayı anıtın içerisine düşürdüğü daha sonrasında parayı almak için içeriye girdiğinde dar alanda sıkışıp hareket edemediği öğrenildi. Çocuğun anıttan çıkarıldığı anlar, cep telefonu kamerasına yansıdı.

  • İstanbul’da ele geçirilen tonlarca uyuşturucuyla ilgili çarpıcı detaylara ulaşıldı

    İstanbul’da ele geçirilen tonlarca uyuşturucuyla ilgili çarpıcı detaylara ulaşıldı

    İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya tarafından dün açıklanan operasyonda, “Ares” adlı dedektör köpeğinin uyuşturucu maddeden öldüğü bildirildi.
    Edinilen bilgilere göre, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, operasyonla ele geçirilen tonlarca uyuşturucuyu sosyal medya hesabından duyurmuş, çarpıcı detaylar açıklamıştı. “Narkoçelik-44” adı verilen operasyonunun Büyükçekmece merkezli Esenyurt, Bağcılar, Esenler ve Bayrampaşa ilçelerinde 8 farklı adres ve 4 ayrı araca yönelik düzenlendiği bilgisini paylaşmıştı.
    İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce, 17 Ekim ile 31 Kasım tarihleri arasında Esenyurt, Kadıköy, Beyoğlu ve Eyüpsultan ilçelerinde “Uyuşturucu Madde Ticareti” suçunun önlenmesi ve şüpheli şahısların tespit edilerek yakalanmasına yönelik operasyonlar düzenlendiği belirtildi. Depolara ve tıra düzenlenen operasyon neticesinde 3’ü bir villadaki imalathane olmak üzere toplam 25 şüphelinin yakalandığı aktarılırken, 3 tonun üzerinde metamfetamin, skunk ve eroinin ele geçirildiği duyuruldu.

    Altı ay süren takiple çökertildi
    Elde edilen bilgilere göre aylar süren teknik ve fiziki takiplerin sonucu yüklü miktarda uyuşturucu ile bağlantılı 4 katlı bir villa polisin radarına takıldı. Buna göre, İran’dan Türkiye’ye sokulan metamfetamin türü uyuşturucunun, şebeke içerisinde ‘doktor’ denilen kimyacı kişilerce ayrıştırma işleminden geçirileceğini tespit eden polis ekipleri, çalışmalarını derinleştirdi. Yapılan çalışmaların ardından söz konusu villaya operasyon düzenlendi.

    Bir zanlının kıyafetindeki uyuşturucudan zehirlenen ‘Ares’ adlı köpek öldü
    Polisin baskın yaptığı sırada evde bulunan 3 şüpheli, villanın üst katlarından atlayarak kaçmak isterken ekiplerce yakalandı. O sırada operasyona destek veren özel harekat ekiplerinin uyuşturucuya duyarlı ‘Ares’ adlı köpek ise bir zanlıyı camdan atlamaya çalıştığı sırada bacağından tutarak etkisiz hale getirdi. Şüphelinin üzerine bulaşmış olan uyuşturucudan etkilenen ve zehirlenen polis köpeği olay yerinde öldü.

    Şebeke, polisi takip etmek için sinyal cihazı kullanmış
    Büyükçekmece merkezli Esenyurt, Bağcılar, Esenler ve Bayrampaşa ilçelerinde 8 farklı adres ve 4 ayrı araca yönelik gerçekleşen operasyonda 3 tonun üzerinde uyuşturucu madde ele geçirilirken, 8 şüpheli yakalandı.
    Şüpheliler, ifadeleri alınmak üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürülürken, söz konusu evde yapılan detaylı aramada suç ağına mensup kişilerin polisin çalışmalarını önceden tespit etmek için evlerine sinyal tespit cihazı aldığı ortaya çıktı.
    Emniyetteki işlemlerinin ardından cumhuriyet savcılığına çıkartılan şüphelilerden 17’si tutuklandı. Tutuklananlar arasında eğlence mekanlarında müzik programı yapan K.Ö. adlı bir DJ’nin de yer olduğu öğrenildi.
    Öte yandan, 8 şüphelinin polisteki ifade işlemlerinin halen devam ettiği öğrenildi.

  • İstanbul’da ele geçirilen tonlarca uyuşturucunun sergisi yapıldı

    İstanbul’da ele geçirilen tonlarca uyuşturucunun sergisi yapıldı

    Edinilen bilgilere göre, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, operasyonla ele geçirilen tonlarca uyuşturucuyu sosyal medya hesabından duyurmuş, çarpıcı detaylar açıklamıştı. “Narkoçelik-44” adı verilen operasyonunun Büyükçekmece merkezli Esenyurt, Bağcılar, Esenler ve Bayrampaşa ilçelerinde 8 farklı adres ve 4 ayrı araca yönelik düzenlendiği bilgisini paylaşmıştı.
    İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce, 17 Ekim ile 31 Kasım tarihleri arasında Esenyurt, Kadıköy, Beyoğlu ve Eyüpsultan ilçelerinde “Uyuşturucu Madde Ticareti” suçunun önlenmesi ve şüpheli şahısların tespit edilerek yakalanmasına yönelik operasyonlar düzenlendiği belirtildi. Depolara ve tıra düzenlenen operasyon neticesinde 25 şüphelinin yakalandığı aktarılırken, 3 tonun üzerinde metamfetamin, skunk ve eroinin ele geçirildiği duyuruldu.

    Tırın zulasına uyuşturucu yüklerken suçüstü
    Operasyon kapsamında bir tıra yapılan baskında, şüphelilerin araca yapılan zulaya uyuşturucu yüklerken suçüstü yakalandıkları belirlendi. Tırın zulasında ele geçen uyuşturucu paketleri polisi bile şaşkına çevirdi. Yakalanan 17 şüphelinin, ifade işlemlerinin tamamlanmasının ardından sevk edildikleri adli makamlarca tutuklandığı belirtildi. Geri kalan 8 kişinin ise emniyetteki işlemlerinin ise devam ettiği aktarıldı. Öte yandan operasyonlarda ele geçirilen ve Bakan Yerlikaya tarafından kamuoyuna açıklanan uyuşturucu maddeler, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün Fatih’te bulunan Vatan Caddesi yerleşkesinde sergilendi.

  • 60 yıllık atık su sorunu

    60 yıllık atık su sorunu

    İstanbul’un göbeği Sarıyer’de evlerinin bahçesinden geçen atık su borusu vatandaşları isyan ettirdi. Mahalleli 60 yıldır çözülemeyen sorun için İSKİ ve Sarıyer Belediyesi’nden çözüm beklediklerini söyledi.
    Sarıyer Tarabya Şalcıkır Caddesi’nde yaşayan vatandaşlar, evlerinin bahçelerinden geçen atık su borusunun neden olduğu sorunlar nedeniyle Sarıyer Belediyesi’ne ve İSKİ’ye tepki gösterdi. 60 yıldır çözülemeyen atık su sorunu nedeniyle bahçelerinde yetiştirdikleri bitkilerin zarar gördüğünü, kötü koku ve taşkınlarla karşılaştıklarını belirten vatandaşlar, yetkililerden bir an önce çözüm beklediklerini belirtti.

    “Yazın kokudan sinekten durmak mümkün değil”
    Sorunu çözmek için uğraştıklarını söyleyen Tarabya Muhtarı Mehmet Kadir Reisoğlu, “Burada yıllardır çözemediğimiz bir sorun var. Yaklaşık 350 metre boyunca yüzeyden akan atık su pisliğimiz var. Oranın kazılıp, kanala alınıp temizliğinin sağlanması lazım. Çünkü orada ikamet eden ailelerimiz var.

    Orada yazın kokudan sinekten durmak mümkün değil. Şükrü Bey döneminde de ısrarla talep ettik. Geldiler temizliği yaptılar, fakat boruyu yüzeyden döşediler. 75 metre döşendi ama yeterli değil, ilk yağmurda döşenen borular toplanıp gitti. Çözüm ile ilgili yazışmalarımız devam ediyor. 60 yıldır bu sorun orada var. Komşularımın sıkıntısı had safhada. Akan pis su oradaki Şalcıkır Deresi’ni de tehdit ediyor. Burası bir metropol burada bir alt yapı sorunu var. Böyle kalmaması gerekiyor. Konunun takipçisi olacağız” diye konuştu.

    “Çekilmez bir hale geliyor”
    Özellikle yaz aylarında sorunun çekilmez bir hale geldiğini belirten mahalle sakini İsmail Gökyıldız, “Yaz aylarında burada felaket bir koku oluyor, yukarıdaki sitelerin tuvaletleri hep buraya bağlı, bir iki sefer yetkililer gelip baktılar yapamadılar, iki tane boru koydular gittiler. Şu anda burada rezalet bir koku var zaten.

    Bizim evlerimiz az ileride çekilmez bir hale geliyor bu sıkıntı. Dere buradan geçiyor. Vermişler buradan, kanallara bağlamamışlar dışarı bırakmışlar buradan böyle akıp gidiyor. Bir kaç tane boru getirdiler yapacağız dediler bırakıp gittiler. En az 30 senedir burası böyle akıp gidiyor. Kış olduğu zaman da burası taşıyor her taraf berbat oluyor, pis koku buralarda kalıyor” dedi.

    “Yazın koku, kışın taşkınlar oluyor”
    Bu sorunun her zaman olduğunu belirten Oğuzhan Gökyıldız da, “Mahalle sakinleri olarak çok kere başvurduk ama belediye bir aksiyon almadı. Şimdiki muhtarımız İSKİ kanalı üzerinden ilgileniyor. Burası üstü açık bir kanalizasyon, İstanbul’da Tarabya’nın göbeğinde varoş diyebileceğimiz mahalleler de bile olmayacak bir görüntü var orada. En kısa sürede kapatılmasını istiyoruz, çünkü bahçelerimizden geçiyor. Özellikle yaz aylarında ciddi sorun oluyor. Yazın koku, kışın taşkınlar oluyor. Islah edilip kanala alınıp ana hatta bağlanmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Ultra maraton yüzücüsü olarak ilkler arasında

    Ultra maraton yüzücüsü olarak ilkler arasında

    59 yaşındaki emekli İşletme Mühendisi Vural Tandoğan’ın spor ve hobi amaçlı başladığı yüzme hevesi ultra maraton yüzücüsüne dönüştü. Ekstrem sporlar arasında da yer alan bu yüzme branşında Tandoğan, son olarak 14 saat 59 dakikada Afrika’da, Marmara Denizi’nden kat kat büyük olan Malawi Gölü’nün 24 kilometrelik boğazında yüzerek, dünyadaki ilk 10 insandan birisi oldu.

    Yıllar önce spor yapmak amacıyla yüzmeye başlayan 59 yaşındaki emekli İşletme Mühendisi Vural Tandoğan, İstanbul’dan dünyaya açıldı. Arkadaşlarının telkini ile İstanbul Boğazı’nı, Çanakkale Boğazı’nı ve ardından Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan Coronada Adası’nın etrafını 14 dereceye düşen soğuk suda yüzerek geçen Tandoğan, son olarak da Afrika Malawi’de sıcaklığı ve tehlikeli canlıları ile ünlenen dünyanın en büyük 9’uncu gölü Malawi’de yüzdü.

    Malawi’de Gölü’ndeki 24 kilometrelik boğazı 14 saat 59 dakika da yüzerek geçen Tandoğan, buradaki hava şartlarında yüzmeyi tamamlayan hem ilk Türk oldu hem de dünyadaki ilk 10 insandan birisi olma unvanını kazandı. Daha önce Manş Denizi’nden de yüzdüğünü kaydeden Tandoğan, hedefinin tüm dünya sularına açılmak olduğunu ifade etti.

    Yüzmeye başlama sürecini anlatan Vural Tandoğan, “ Önce boğaz yarışlarına girdim, sonra Çanakkale’de yüzdüm. Madalyalar gelmeye başladı. Bunları yaparken soğuk suda da yüzebildiğimi uzun mesafe yüzebildiğimi de fark ettim. 2016 yılında Cebeli Tarık’ı daha sonra Manş’ı geçerek ultra maraton yüzmeye başladım” dedi.

    Geçtiğimiz Ağustos ayında Amerika Coronada Adası’nın etrafında yüzen ilk Türk olma unvanını kazandığını kaydeden Tandoğan, “Burada su sıcaklığı 14 dereceydi. Bu da zorladı beni ama bitirdim. Daha sonra Ekim ayında çok sıcak olan yaklaşık 30 derece su sıcaklığı olan Afrika’ya gittim. Afrika’da Malavi Gölü’nde dünyanın 9’uncu büyük gölünde ki burası Marmara Denizi’nden daha büyük 560 kilometre uzunluğu var. Bunun 24 kilometrelik bir boğaz kısmında yüzdüm. Burada hava şartları benim aleyhime oldu.

    Ultra maraton yüzmede biraz doğaya bağlı kalıyorsunuz. Dalgalarla akıntılarla, sıcaklarla çok mücadele ettim. Hatta oradaki yetkililerin söylediklerine göre bugüne kadar ki en zor şartlarda yüzdüm ama başardık. Mehmet Erdoğan arkadaşımla birlikte başardık. Ekip olarak başardık Türkiye olarak başardık” diye konuştu.

    Malavi Gölü’nde boğazda planlı olarak 10 saatte geçmeyi hedeflediğini ancak doğal şartlardan dolayı sürenin arttığını kaydeden Tandoğan, “Dalgalar akıntılar yüzünden 14 saat 59 dakikada bitirebildim. Sadece beslenme oldu o zamanda göl içinde size ipe karıştırıcı bağlayıp atıyorlar. Onun içinde su karbonat tozu atıyorlar. Sadece onu içerken dinleniyorsunuz. Ama Afrika o kadar sıcak bir yerde ki bana serinlemek için buzlarla dolu soğuk su atıyorlardı. 1992’den bu yana yapıyor bu solo geçiş. Şu ana kadar Malavi Gölünü geçen dünyadaki 10 sporcu arasındayım” ifadelerini kullandı.