Etiket: istanbul

  • 9. Sabri Ülker Bilim Ödülü sahibini buldu

    9. Sabri Ülker Bilim Ödülü sahibini buldu

    Sabri Ülker Bilim Ödülü’nü Kök Hücre Biyolojisi alanında çığır açan araştırmalarıyla Dr. Aydan Bulut Karslıoğlu kazandı.

    Bilimsel bilgileri topluma en doğru şekilde ulaştırma misyonuyla faaliyetlerini yürüten Sabri Ülker Vakfı tarafından 2016 yılından beri verilen Sabri Ülker Bilim Ödülü, İstanbul’da gerçekleştirilen bir törenle sahibini buldu. Toplum sağlığı üzerine araştırmalar yapan genç bilim insanlarına verilen en saygın ödül programları arasında yer alan Sabri Ülker Bilim Ödülü’nün bu yılki sahibi Berlin’deki Max Planck Moleküler Genetik Enstitüsü’nde Kök Hücre Kromatin Grubu’nun liderliğini yürüten Dr. Aydan Bulut Karslıoğlu oldu. Kök hücre biyolojisi ve embriyonik gelişim alanındaki öncü katkılarından dolayı bu ödüle layık görülen Dr. Aydan Bulut Karslıoğlu’na ödülünü Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ülker, Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi Yahya Ülker, Harvard Sabri Ülker Merkezi ve Ödül Jürisi Başkanı Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil, Harvard Toplum Sağlığı Fakültesi Dekanı (Harvard T.H. Chan School of Public Health) Prof. Dr. Andrea Baccarelli ve Sabri Ülker Vakfı Başkanı Dr. Talat İçöz verdi.

    “Bilim insanlarımızın keşifleri, geleceği şekillendiren itici güçtür”

    Sabri Ülker Bilim Ödülü’nün bilimsel araştırmaları destekleyerek topluma ve insanlığa sunduğu katkıya dikkat çeken Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ülker, “Dünya genelinde yaklaşık 9 milyon bilim insanı, insanlığın karşı karşıya olduğu zorluklara çözüm üretmek ve yaşam kalitesini artırmak için aralıksız çalışıyor. Bu çalışmaların olumlu neticesi tüm dünyada bilimsel olarak gözlemlenebiliyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün verileri, insan ömrünün son yüzyılda dramatik bir şekilde arttığını gösteriyor. 1900’lerin başında ortalama 31-40 yıl olan yaşam süresi, 2000’lerde gelişmiş ülkelerde 75-80 yıla kadar çıkmış durumda. Bunun nedenini hastalıkların erken aşamada teşhisi, tedavisi ve insan yaşam döngüsünün oldukça detaylı bir şekilde biliniyor olması diyebiliriz. Sabri Ülker Bilim Ödülü ile biz de bu değerli çabaların arkasında durmaktan ve genç bilim insanlarımızı teşvik etmekten büyük bir mutluluk duyuyoruz. Onların özveriyle gerçekleştirdikleri çalışmalar, bugünle birlikte geleceğe de ışık tutuyor. Bu ödül, sadece bir takdir değil, bilim dünyasında yeni fikirlerin yeşermesi ve yenilikçi projelerin hayat bulması için de bir zemin hazırlıyor. 2010 ile 2020 yılları arasında dünya genelinde yaklaşık 26,4 milyon bilimsel makale yayınlanmış, bu da bilimsel bilginin hızla arttığını göstermektedir. Çabalarımız, genç araştırmacıları motive ederek bilim dünyasına yeni keşifler kazandırmalarına ve insanlığın geleceğini şekillendirmelerine destek oluyor. Yıldız Holding ve Ülker ailesi olarak, kendilerini bilime adayan, ülkemize ve insanlığa büyük bir hizmet sunan genç bilim insanlarımızı desteklemeye kararlılıkla devam edeceğiz.

    “Genç bilim insanlarımızın dünya çapındaki başarılarıyla iftihar ediyoruz”

    Harvard Sabri Ülker Merkezi Başkanı Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil konuşmasında ise, “Sabri Ülker Vakfı’nın bilimsel çalışmalara sunduğu sürdürülebilir desteğin önemine dikkati çekti. Hotamışlıgil şunları kaydetti:
    “Bilimsel araştırmaların başarıya ulaşması için ciddi bir zaman ve kaynak ayrılması gerekiyor. Bu uzun ve engebeli yolculukta tüm bilim insanlarının teşvik edilmesinin ve başarılarının taçlandırılmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu sene 9.su düzenlenen Sabri Ülker Bilim Ödülü ile her yıl farklı alanlardaki önemli keşifleri gerçekleştiren tüm genç Türk bilim insanlarımızın çalışmalarını hep birlikte alkışlıyoruz. Hem hücrelerin hem de canlıların enerji ve gıda kaynaklarını etkin kullanma ve yaşamın idamesi için uyum süreçlerinde etkin olan mekanizmalarından biri olan ‘diyapoz’ üzerindeki öncü çalışmaları için ödüle bu yıl layık görülen Dr. Aydan Bulut Karslıoğlu’nu kutluyorum.” Prof. Hotamışlıgil, Ülker Ailesi ve Sabri Ülker Vakfı’na bilime verdikleri destek için teşekkürlerini sunduğunu ifade ederek Dr. Karslıoğlu’nun gelecekteki çalışmalarını bu motivasyonla daha da ileriye taşımasını temenni ettiğini belirtti.

    “Kök hücre ve embriyonun gizemini çözmeye yönelik çabalarımızın takdir edilmesi gurur verici”

    Ödülün bu yılki sahibi Dr. Aydan Bulut Karslıoğlu ise şunları söyledi:
    “Genç bilim insanlarının öncü araştırmalarını bu kıymetli ödülle onurlandıran Sabri Ülker Vakfı’na ve jüri üyelerine tüm ekibimiz adına teşekkür ediyorum. Yaşamın ilk birkaç gününde embriyoların geçirdiği genetik, epigenetik ve metabolik değişimleri incelediğimiz araştırmalarımızın takdir edilmesi bizim için büyük gurur ve motivasyon kaynağı. Embriyonik kök hücre araştırmaları şimdiye kadar bilimde ve hastalıkların tedavisinde büyük adımlar atılmasını sağladı ve bundan sonra da kök hücre tedavilerine ışık tutacak. Layık görüldüğüm bu ödül, yalnızca bireysel başarının değil, bilimin toplum sağlığının gelişimine sunduğu katkının da ödüllendirilmesi anlamına geliyor.”

    Hastalıkların önlenmesinde çığır açabilecek araştırma

    Pek çok memeli hayvan, zorlu çevre şartlarıyla karşılaştıklarında embriyolarının gelişimini duraklattıkları ilginç bir hayatta kalma mekanizması geliştirmiştir. Diyapoz adı verilen bu mekanizma sayesinde, açlık gibi olumsuz dış etkenlerle karşılaştıklarında, ortam yeniden uygun hale gelene kadar embriyonik gelişimi askıya alabilirler. Bu süreç boyunca kök hücreler farklılaşma potansiyellerini korurlar, ancak bu hafızanın nasıl kodlandığı ve uyku hali boyunca nasıl korunduğu hala gizemini koruyor. Bilim insanları diyapozun nasıl başlatıldığı, nasıl sürdürüldüğü ve hücrelerin nasıl yeniden etkinleştirildiğinin mekanizmasını çözmek istiyor.
    Embriyonik diyapoz çeşitli memelilerde gözleniyor. Benzer mekanizmaların insanlarda da mevcut olup olmadığı tartışılırken, Dr. Bulut Karslıoğlu’nun grubu yakın zamanda insan hücrelerinin de diyapoz kapasitesine sahip olduğunu öne sürdü. Hücresel uyku halinin insan vücudunun işleyişinde bir rol oynadığı bilinmektedir; burada uyku halindeki kök hücreler, dokuların yenilenmesi ve onarılması için bir havuz görevi görür. Bu nedenle Dr. Bulut Karslıoğlu’nun araştırmaları aynı zamanda diğer bağlamlardaki hücresel uyku halleri üzerine yapılan araştırmaların ilerletilmesi potansiyeline de sahiptir.
    Dr. Aydan Bulut Karslıoğlu, araştırma ile ilgili olarak: “Embriyonik sistemimizin, sadece bizi değil diğer uyku sistemlerini de ilgilendiren temel keşiflere araç olmasını umuyoruz ” dedi.

    Dr. Aydan Bulut Karslıoğlu Kimdir

    Aydan Bulut-Karslıoğlu, 2006 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden (ODTÜ) kimya mühendisliği ana dal ve biyoloji yan dal lisans derecelerini aldı. 2006-2008 arasında Bilkent Üniversitesi’nde moleküler biyoloji ve genetik üzerine yüksek lisans araştırması yapan Bulut Karslıoğlu, 2008 yılında doktora çalışmaları için Almanya’nın Freiburg kentindeki Max Planck İmmünobiyoloji ve Epigenetik Enstitüsü’ne katıldı. Dr. Bulut Karslıoğlu doktora sonrası araştırmaları için 2013’te Kaliforniya Üniversitesi San Francisco Kampüsü’ne dahil oldu. 2018 yılında, Berlin’deki Max Planck Moleküler Genetik Enstitüsü’nde bağımsız araştırma laboratuvarını kuran Bulut Karslıoğlu, son yıllarda Sofja Kovalevskaja Ödülü, Emmy Noether Fonu ve Avrupa Araştırma Konseyi Fonu gibi prestijli ödüller kazandı. Dr. Aydan Bulut Karslıoğlu, halen aynı enstitüde Kök Hücre Kromatin Grubu liderliği görevini yürütüyor. Kritik biyolojik süreçlere ışık tutan Dr. Karslıoğlu’nun moleküler biyoloji alanındaki bilimsel çalışmaları ile saygın uluslararası dergilerdeki yayınları, gelecek nesil bilim insanları için “ilham verici” olarak değerlendiriliyor.

    Sabri Ülker Bilim Ödülü hakkında

    Sabri Ülker Bilim Ödülü, 2016’dan bu yana beslenme, metabolizma ve toplum sağlığı alanlarında genç Türk bilim insanları tarafından Türkiye’de ve dünya çapında yapılan temel araştırmaları teşvik etmek amacıyla veriliyor. Genç bilim insanlarına yönelik en prestijli ödüller arasında yer alan ödülün proje başvuruları, “bilimsel olarak öncü özelliği taşıyan, yeni mekanizmalar ortaya çıkaran, toplumun beslenme ve sağlıklı yaşam biçimlerini teşvik eden, tamamlanmış ve uygulanabilir olması” kriterlerine göre değerlendiriliyor.
    Sabri Ülker Bilim Ödülü’nü bugüne kadar kazanan bilim insanları: Doç. Dr. Kıvanç Birsoy, Doç. Dr. Ebru Erbay, Doç. Dr. Ömer Yılmaz, Doç. Dr. Tamer Önder, Doç. Dr. Elçin Ünal, Doç. Dr. Elif Nur Fırat Karalar, Doç. Dr. Nilay Yapıcı ve Doç. Dr. Elvan Böke

  • Küçükçekmece’de ilginç görüntü

    Küçükçekmece’de ilginç görüntü

    İlginç görüntü dün akşam Sefaköy’de kaydedildi.

    Cadde ortasında trafiğe aldırış etmeden atını dört nala koşturan bir kişi şaşkınlıkla karşılandı.

    O anları cep telefonuyla görüntüleyen vatandaşlar, sosyal medyadan paylaştı.

  • Bayraktar KIZILELMA’nın üretim prototipi ilk uçuş testini başarıyla tamamladı

    Bayraktar KIZILELMA’nın üretim prototipi ilk uçuş testini başarıyla tamamladı

    Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen ve ülkemizin ilk insansız savaş uçağı olarak görev yapacak olan Bayraktar KIZILELMA’nın geliştirilme sürecinde önemli bir aşama daha geçildi. Bayraktar KIZILELMA’nın üretim prototipi olan TC-ÖZB3 kuyruk numaralı üçüncü prototipi ilk uçuş testini başarıyla gerçekleştirdi.

    Yer testlerini başarıyla geçti

    Üretim prototopi olan Bayraktar KIZILELMA PT-3, Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde bulunan AKINCI Uçuş Eğitim ve Test Merkezi’ne Temmuz ayı içerisinde intikal ettirildi. Burada önce emniyet bağları ile motor çalıştırma testini geçti. İlk uçuşa yaklaşılırken otomatik taksi testleri, koşu testleri ve teker kesme testleri başarıyla tamamladı.

    “Testlerimiz devam edecek”

    Çorlu’da sabah saatlerinde icra edilen Bayraktar KIZILELMA PT-3 ilk uçuş testini, Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar yönetti. Test sırasında sistem tanımlama faaliyetleri de başarıyla tamamlandı. Başarılı geçen test sonrası açıklama yapan Selçuk Bayraktar, “Bayraktar KIZILELMA’nın üretim prototipi olan üçüncü prototipi, bugün ilk uçuşunu başarıyla gerçekleştirdi. Kısa bir test uçuşu oldu. Bundan sonra testlerimiz devam edecek. Vatanımıza, milletimize hayırlı ve uğurlu olsun” dedi.

    Daha güçlü, daha çevik

    Türkiye’nin ilk insansız savaş uçağı Bayraktar KIZILELMA’nın geliştirme faaliyetleri tüm hızıyla devam ediyor. Bu kapsamda ilk prototiplerden elde edilen tecrübeler sayesinde üretim prototipinde önemli değişikliklere gidildi. Yapısal iyileştirmelerin yanı sıra aviyonik mimarisinde geliştirmeler yapıldı. Entegrasyonu başarıyla tamamlanan art yakıcılı motor alternatifi ile uçuş gerçekleştirildi. Güçlü yeni motoruyla ses hızına yaklaşacak olan Bayraktar KIZILELMA, aerodinamik iyileştirmeler sayesinde yüksek hızlarda çok daha iyi manevra yapabilecek. Sahip olduğu AESA radarı ile kazandığı yüksek durumsal farkındalık sayesinde ise en zorlu görevleri icra edebilecek.

    Rekor sürede uçtu

    Baykar’ın yüzde 100 öz sermayesi ile yola çıktığı Bayraktar KIZILELMA projesi 2021’de başladı. 14 Kasım 2022’de üretim hattından çıkan TC-ÖZB kuyruk numaralı Bayraktar KIZILELMA, Çorlu’da bulunan AKINCI Uçuş Eğitim ve Test Merkezi’ne intikal etti. Burada yer testlerini süratli bir şekilde başarıyla tamamladıktan sonra 14 Aralık 2022 tarihinde ilk uçuşunu gerçekleştirdi. Bayraktar KIZILELMA bir yıl gibi rekor bir sürede gökyüzü ile buluştu.

    Havacılık tarihinde ilklere imza attı

    Bayraktar KIZILELMA, TEKNOFEST 2023 boyunca dünya havacılık tarihinde ilk olan uçuşlara imza attı. Bayraktar AKINCI TİHA ile formasyon uçuşları gerçekleştiren Bayraktar KIZILELMA, 1 Mayıs 2023 tarihinde ise F-16 savaş jeti SOLOTÜRK ve F-5 jet uçaklarından oluşan Türk Yıldızları ile İstanbul semalarında filo konseptiyle kol uçuşu icra etti. Dünya havacılık tarihi için dönüm noktası olan bu uçuş konseptleri geleceğin hava muharebesine de yön verecek.

    Kısa pistli gemilere iniş-kalkış kabiliyeti

    Bayraktar KIZILELMA özellikle kısa pistli gemilere iniş kalkış kabiliyetiyle muharebe sahasında devrim gerçekleştirecek bir platform olacak. Türkiye’nin inşa ettiği ve hâlihazırda seyir testlerini gerçekleştirdiği TCG Anadolu gemisi gibi kısa pistli gemilere iniş ve kalkış kabiliyetine sahip olacak şekilde geliştirilen Bayraktar KIZILELMA, bu yeteneği sayesinde denizaşırı görevlerde önemli rol üstlenecek. Bu kabiliyetiyle Mavi Vatan’ın korunmasında stratejik bir rol üstlenecek.

    İhracat şampiyonu

    Başlangıçtan bugüne tüm projelerini öz kaynakları ile yürüten Baykar, 2003 yılındaki İHA Ar-Ge sürecinin başlangıcından itibaren tüm gelirlerinin yüzde 83’ünü ihracattan elde etti. 2023’te 1.8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren Baykar, ülkemizdeki tüm sektörlerde en çok ihracat gerçekleştiren ilk 10 firma arasında yer aldı. İhracatın Şampiyonları Ödülü alan Baykar, 2021, 2022 ve 2023 yıllarında Savunma Sanayi Başkanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre savunma ve havacılık sektörünün ihracat lideri oldu. Son yıllarda gelirlerinin yüzde 90’ından fazlasını ihracattan elde eden Baykar, 2023’te savunma ve havacılık sektöründeki ihracatın 3’te 1’ini tek başına yaptı. Dünyanın en büyük SİHA ihracatçısı olan Baykar’ın hâlihazırda imzalanan sözleşmelerinin yüzde 97.5’i ihracat kaynaklı gerçekleşti. Bayraktar TB2 SİHA için 33 ülkeyle, Bayraktar AKINCI TİHA için ise şimdiye kadar 10 ülke ile olmak üzere toplam 34 ülkeyle ihracat anlaşması imzalandı.

  • Denetim yapan polislere çiçek verdi

    Denetim yapan polislere çiçek verdi

    İstanbul’da gece saatlerinde edinilen bilgiye göre Serhat Talha Uslu isimli bir motokurye geçtiğimiz günlerde İstanbul Ümraniye İlçesinde şehit edilen polis memuru Şeyda Yılmaz için İstanbul’un çeşitli noktalarında denetim yapan kadın polis memurlarına çiçek verdi. Serhat Talha Uslu çektiği videoyu ise kendi kullandığı sosyal medya üzerinden paylaştığı. Kısa sürede video sosyal medyada çok konuşuldu. Yapılan bu durum sosyal medya takipçileri tarafından taktir edildi.

  • Ticaretin ve perakendenin geleceği İstanbul’da konuşuldu

    Ticaretin ve perakendenin geleceği İstanbul’da konuşuldu

    Geleceğin Ticareti, Ticaretin Geleceği’ mottosu ile bu yıl 6’ıncısı organize edilen ve perakende sektörünün tüm paydaşlarını bir araya getirmeyi başaran “FutureCommere360 Konferansı” İstanbul Maslak’ta bir AVM’de düzenlendi. Ticaretin önemli temsilcilerinin sektör ile ilgili görüşlerinin detaylı bir şekilde işlendiği konferansta; yapay zeka, sürdürülebilirlik, hızlı moda, döngüsel moda, temiz içerikli kozmetik, sosyal medya ticareti, perakende sektöründe girişimcilik, e-ihracat stratejileri ve evrilen ticaret dinamikleri gibi birçok konu ele alındı. Global ve yerel trendlerin, yeni teknolojilerin, yeni iş modellerinin, başarılı uygulamaların konuşulduğu konferansın sunuculuğunu Melda Yücel üstlenirken, açılış konuşmalarını ise Alkaş & HAN Spaces Yönetim Kurulu Başkanı Avi Alkaş, Alkaş Genel Müdürü Yonca Aközer, ee Group Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Erol Özmandıracı ve TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı M. Ali Tombalak yaptı.

    “Geleneksel mekanlardaki alışverişin e-ticaretle birleşebilmesinin de yollarını arıyoruz”

    Geleceğin ticareti ve ticaretin geleceğini birbirine bağlayabilmek için mutlaka teknolojiden yararlanılması gerektiğini vurgulayan Alkaş & HAN Spaces Yönetim Kurulu Başkanı Avi Alkaş, “Bu çok önem verdiğimiz bir etkinliğimiz. Geleceğin ticareti ve ticaretin geleceğini birbirine bağlayabilmek için mutlaka teknolojiden yararlanmamız gerekliliğini ve bu konuda gerçekleri ilgili paydaşlarla bir araya gelerek hem bu konudaki iş birliklerini de oluşturarak tartışıyoruz. Bu etkinlik sayesinde aslında asırlardır bu topraklarda, İpek Yolu üzerinde olan topraklarımızda, Kapalı Çarşılardan gelen cadde mağazacılığıyla devam eden daha sonra modern alışveriş merkeziyle güncel hayatımızın içine çokça giren alışverişin, perakendenin, ticaretin yeni doğrultusunu, yeni yönlenmesini de bir anlamda birlikte irdeliyoruz. Bu çerçevede de hem teknoloji üretenlerin, çözüm üreten girişimcilerin önerilerini sergilemelerine fırsat verirken diğer yandan da nelerin nasıl geliştiğini anlamak bakımından kullanıcıların da bulunduğu bir buluşma zemini. Bu çalışmaların ülkemizdeki ticaretin sadece iç ticaret olarak değil, dış ticaret olarak da e-ihracat olarak da e-ticaretin de gelişimini, geleneksel mekanlardaki alışverişin e-ticaretle birleşebilmesinin de yollarını arıyoruz. Bu bakımdan böylesi bir etkinliği 6 yıldır sürdürdüğümüz için de gururluyum aslında. İnanıyorum ki ülkemizin gelişimini, içerisinden geçtiğimiz ekonomik koşulların iyileşmesi, geleceğe daha umutla bakmamız açısından da oldukça önemli fikirler, önemli buluşmalar gerçekleşiyor” ifadelerini kullandı.

  • Coffee Festival için geri sayım başladı

    Coffee Festival için geri sayım başladı

    İstanbul Coffee Festival heyecanı için geri sayım başladı. 10 yıldır kesintisiz bir şekilde düzenlenen festival, katılımcılarını yine dolu bir program ile ağırlamaya hazırlanıyor. Festival; Karaköy, Kadıköy, Beşiktaş, Haliç’ten sonra bu yıl, 3-6 Ekim tarihleri arasında İstanbul Ataköy Marina Açık Hava Etkinlik alanında kahveseverleri ağırlayacak.

    150’den fazla markanın yer alacağı festivalde kahveseverler, Türk Telekom Prime Sahnesi’nde Gripin, Buray, Ceza, Levent Yüksel, Üzüm Derin Solak, Seda Savaş, Deniz Tekin, Kof Project, Emir Yargın, Develer, Al’York, Ekin Alkan, Melis Karaduman, Ezgi Alaş, Çınar Türker ve daha birçok sanatçıyla müziğe doyacak.

    “İstanbul Coffee Festival’in 10’uncu Yılı”

    Dream Sales Machine Başkanı Alper Sesli, İstanbul Coffee Festival’in 10’uncu Yılını gururla karşılamaya hazırlandıklarını belirterek, “Festivallerimiz sektör ile kahve sevenler arasında güçlü bir enerji bağı kurarken, ülkemiz adına da çok büyük pozitif bir sektörel fayda sağlıyor. Baş aktörümüz kahve çekirdeği. Dolayısıyla birçok sektörde ana taşıyıcı ürün ismi ile anılan böylesi festival yok. Bu da bizim için gurur kaynağı. İstanbul Coffee Festival, kahve severleri iyi kahvenin yanında, kaliteli müzikle buluşturacak. Yunanistan, İspanya gibi ülkelerden de kahvecileri ağırlayacağız. Katılımcılar kahvelerini yudumlarken, bir yandan da birçok atölyeye katılma imkanı bulacak. Kahve severler eğlence ve kahvenin tadını Türkiye’nin en prestijli marinaları arasında yer alan, benzersiz konumu ve eşsiz manzarası ile Ataköy Marina’da çıkaracak. Şimdiden çok heyecanlıyız” şeklinde konuştu.

    Festivalde sahne alacak sanatçılar şöyle açıklandı:
    3 Ekim Perşembe, 19.00 – 20.00 – Deniz Tekin ve 20.00 – 21.30 – Gripin.
    4 Ekim Cuma 19.00 – 20.00 – Emir Yargın: Klas Pop, 20.00 – 21.30 – Buray.
    5 Ekim Cumartesi 19.00 – 20.00 – Melis Karaduman, 20.00 – 21.30 – Ceza.
    6 Ekim Pazar 19.00 – 20.00 – Ezgi Alaş, 20.00 – 21.30 – Levent Yüksel.

  • Swiss Days 2024 İstanbul’da gerçekleştirildi

    Swiss Days 2024 İstanbul’da gerçekleştirildi

    İsviçre’nin İstanbul Başkonsolosluğu tarafından Swiss Business Hub Türkiye ve Türkiye’deki İsviçre Ticaret Odası ile birlikte organize edilen Swiss Days 2024, bu yıl 20-21 Eylül tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirildi. Bu yıl “Gelecek Yolunuzu Tasarlayın – Eğitim, Deneyim, Kariyer” temasıyla gerçekleştirilen etkinlikte, Hapimag Türkiye, İspanya, Hollanda, Portekiz, Yunanistan ve İtalya Operasyonları Ülke Direktörü Kerem Demirkol, Türkiye’de sürdürülebilir turizmin örnek temsilcilerinden olan tesislerinin, 30 yılda hayata geçirdiği öncü çalışmaları katılımcılarla paylaştı.

    Demirkol, ‘İsviçre Mükemmeliyeti ile Türk Misafirperverliği ve Gastronomisi Arasında Köprü Kurmak’ başlıklı oturumda yaptığı konuşmada şunları söyledi: ”Tam 30 yıldır bir gün bile kapanmadan misafirlerimize hizmet veriyoruz. İsviçre modelinin başarısı Türk misafirperverliği ile birleşince ortaya sürdürülebilir başarı çıkıyor. Doğayla iç içe, ekosisteme saygı duyarak, çok başarılı bir kadro ile 30 yıldır Bodrum’un eşsiz koylarından Yalıçiftlik’te hizmet veriyoruz. İki ülke arasında, turizm gibi önemli bir sektörde köprü işlevi üstlenmekten gurur duyuyoruz.”

    2024 sezonunu oldukça iyi geçirdiklerine dikkati çeken Demirkol, “Türkiye turizm sektörü 2024’ü oldukça parlak geçirdi. Bodrum ve otelimiz açısından da verimli bir sezon oldu. Yılın 12 ayı açık olan bir tesis olarak şimdi ‘sarı yaz’a odaklanıyoruz. TÜİK verilerine göre yılın ikinci çeyreğinde Türkiye’nin turizm geliri, 2023’ün aynı dönemine göre yüzde 11,8’lik artışla 14 milyar 875 milyon 518 bin dolar oldu. Üçüncü çeyrek verilerinde de geçen yıla göre artış bekliyoruz” dedi.

    Kuruluşundan bu yana sürdürülebilir turizm anlayışıyla çalışan Hapimag Sea Garden’ın, çevreye olan duyarlılıkları sebebiyle son üç yıldır mottosunu ‘Doğadan ve denizden ilham aldık’ şeklinde güncellediğini hatırlatan Demirkol, “Sürdürülebilirliğe ekolojik, ekonomik ve sosyal olmak üzere bütünsel bir şekilde yaklaşan Hapimag’ın bunu, ‘Daha iyi bir dünya için daha çok mutlu insan’ vizyonlarına da yansıttığını vurguladı.

    Tesisin, yıllardır sektörüne örnek oluşturan sürdürülebilirlik çalışmalarına örnekler veren Demirkol, tesiste ‘Reverse Osmosis’ sistemiyle her yıl 110 bin metreküp deniz suyunu arıtarak günlük işlerde kullandığını, tesisten çıkan evsel atık suların arıtılarak geri dönüştürüldüğünü, yemek atıklarının kompost makineleri aracılığıyla gübre yapıldığını, tesisin ihtiyaç duyduğu elektriği kendi kaynaklarıyla üretmesi için devreye alınan fotovoltaik enerji üretimi tesisinde yaklaşık 1,6 milyon kWh elektrik üretildiğini ifade etti.

    “Yerel gastronominin merkeziyiz”

    Yerel değerlere önem veren otelin, tesis içerisindeki zeytin ağaçlarından soğuk sıkım tekniğiyle elde ettiği zeytinyağları sayesinde 200 zeytinyağı üreticisi arasından altın madalyaya değer görülen tek turizm işletmesi olduğunun da altını çizen Demirkol, “Sürdürülebilirlik stratejimiz kapsamında yerel ürün üretimini desteklerken, bu ürünleri mutfaklarımızda hazırlanan yemeklerle misafirlerimizin beğenisine sunuyoruz. Bodrum mandalinasından ürettiğimiz reçeller, Karaova bölgesinden alınan Karakılçık Unu ile hazırlanan ekşi mayalı, katkısız ekmekler, kurabiye ve tatlı yapımında kullanılan keçiboynuzları, bu stratejimizin birer örneği” diye konuştu.

    Demirkol, otelin bugün yüzde 47 seviyesinde olan kadın çalışan oranıyla da sektörüne örnek oluşturduğunu söyledi. Demirkol, “Çalışanlarımıza çeşitli eğitim programlarıyla birimler arası çapraz geçiş imkânı sunuyoruz. Dileyen çalışanımız, yabancı misafirlerle iletişimin daha kolay kurulması amacıyla tesisimizde sağlanan yabancı dil kurslarına da katılabiliyor. Otelimizde değişik kademelerde deneyim kazanan çok sayıda çalışan, bugün yönetici pozisyonları da dahil önde gelen turistik tesislerde görev alıyor” dedi.

  • Sarıyer’deki yol yalısı 625 milyon lira rekor fiyatla satılığa çıkartıldı

    Sarıyer’deki yol yalısı 625 milyon lira rekor fiyatla satılığa çıkartıldı

    Sarıyer Büyükdere’de Piyasa Caddesi’nde bulunan yol yalısı 625 milyon liradan satışa çıkarıldı. Rekor fiyat istenen yalı, Sadberk Hanım Müzesi ile Surp Boğaz Klisesi arasında kalıyor. 550 metrekarelik bir arazi üzerinde brüt bin 200 metrekare, net 900 metrekare kullanım alanına sahip 4 katlı yalıda, 11 oda, 2 salon ve 5 banyo bulunuyor. Açık yüzme havuzu da bulunan boğaz manzaralı olan yalının tarihi eser statüsünün bulunmadığı öğrenildi.

  • İstanbul’da yağışlara rağmen barajlardaki doluluk oranı düştü

    İstanbul’da yağışlara rağmen barajlardaki doluluk oranı düştü

    Kurak bir yaz geçiren mega kent İstanbul’da son günlerde etkili olan sağanak yağışlara rağmen barajlardaki su seviyesi düşüş devam ediyor. Kentteki su tüketimi de fazla olunca barajlardaki oran giderek daha da düşüyor. İSKİ verilere göre, barajlardaki doluluk oranı yüzde 40’ın altna gerileyerek yüzde 39.84 oldu.

    Su seviyesi en yüksek Elmalı, en düşük seviye Kazandere Barajı oldu

    Son verilere göre İstanbul barajlarında doluluk oranları ise şöyle:
    Ömerli yüzde 32.84
    Darlık yüzde 44.59
    Elmalı yüzde 56.82
    Terkos yüzde 56.2
    Alibey yüzde 9.73
    Büyükçekmece yüzde 41.49
    Sazlıdere yüzde 48.42
    Istrancalar yüzde 33.92
    Kazandere yüzde 6.26
    Papuçdere yüzde 22.05

  • “Halk istemiyorsa ben de istemiyorum”

    “Halk istemiyorsa ben de istemiyorum”

    Kıraç halkının, Atatürk Mahallesi’ndeki boş arsaya yapılması planlanan temizlik işleri şantiyesinin neden olacağı sorunlar nedeniyle dile getirdiği endişeleri dikkate alan Başkan Özer, projenin derhal durdurulacağını açıkladı. Halkın kararının her şeyden önemli olduğunun altını çizen ve yapılan eylemin çok değerli olduğunu belirten Özer, “Böyle bir duruş benim çok hoşuma gitti. Neden hoşuma gitti? Halkın kendi işine, kendi sorunlarına sahip çıkması demokrasinin nişanesidir. Sizi kutluyorum. Ben böyle komşular istiyorum. Çünkü ben de hayatım boyunca her platformda kendi demokratik hakkımı seslendirmek için mücadele ettim. Daha iyi bir gelecek, daha iyi bir demokrasi için. Şimdi Belediye Başkanıyım. Halkım sorunlarına sahip çıkıyor. Söz veriyorum, size rağmen hiçbir adım atmayacağım.” ifadelerini kullandı.

    Bu açıklama, toplantıya katılan mahalle sakinleri tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandı. Başkan Özer’in halkın taleplerine saygılı yaklaşımı, Kıraç halkı tarafından alkışlarla desteklendi.

    “Kıraç’ı yıldızı parlayan bir yer haline getireceğiz”

    Yapılacak olan temizlik işleri şantiyesinin projesinin derhal durdurulacağını açıklayan Başkan Özer, şu ifadeleri kaydetti: “Böyle bir şey benim çok hoşuma gitti. Neden hoşuma gitti? Halkın kendi işine, kendi sorunlarına sahip çıkması demokrasinin nişanesidir. Sizi kutluyorum. Ben böyle komşular istiyorum. Bundan da memnunum. Çünkü ben de hayatım boyunca her platformda kendi demokratik hakkımı seslendirmek için mücadele ettim. Yeri geldi yürüyüş yaptım, yeri geldi oturma eylemi yaptım. Yeri geldi içeri girdim, çıktım. Daha iyi bir gelecek, daha iyi bir demokrasi için. Yeri geldi, ‘Eyyy halkım sahip çıkın sorunlarınıza!’ dedim. Şimdi Belediye Başkanıyım. Halkım sorunlarına sahip çıkıyor. ‘Vayyy neden sorunlarınıza sahip çıkıyor musunuz?’ mu diyeceğim, hayır. Tam tersine memnum oldum, mutlu oldum. Kıraç’ı yıldızı parlayan bir yer haline getireceğiz. Ancak en büyük sorunlarımızdan biri kişi başına düşen yeşil alan miktarı. Normalde kişi başına 10 metrekare yeşil alan düşmeli, fakat burada bu oran 1 metrekarenin altında. Bu kabul edilemez. Halk benim için çok önemli, asla halkıma rağmen bir şey yapmam. Size söz veriyorum, size rağmen hiçbir adım atmayacağım. Bir annemiz dedi ki ‘Buranın bize mezar olmasını istemiyoruz, yaşam alanı olmasını istiyoruz.’ Bu söz beni çok etkiledi. Arkadaşlarıma talimat veriyorum, buraya yeni bir yer bulacağız ve inşallah hep birlikte daha güzel günlere adım atacağız. Daha mutlu olacağız, çünkü hep birlikte Esenyurt’ta yaşıyoruz ve burayı temiz, yaşanabilir bir yer haline getireceğiz. Çocuklarımızın daha güzel bir dünyada yaşaması için ne gerekiyorsa yapacağız. Her şey onlar için. Yeni kararımız mahallemize hayırlı olsun.”

    “Çalışmalarımız devam ediyor”

    Faaliyete geçirecekleri projelere de değinen Başkan Özer; “Değerli Kıraçlılar, hepinizin duygularını anlıyorum ve burada dile getirilen her bir konuya yürekten katılıyorum. Bir arkadaşımız, ‘Kıraç bugüne kadar öksüz ve yetim bir mahalle muamelesi gördü.’ dedi. Size söz veriyorum, o yetimlik artık bitecek. Biz henüz altı aydır görevdeyiz, ancak bu süre zarfında Kıraç’a yaklaşık 2.000-2.100 ton asfalt döktük, caddeler yaptık. Ayrıca 1.400 metrekare alanda parke taşı döşedik. Yeterli mi? Elbette değil, çalışmalarımız devam ediyor. Parklar yaptık, buraya aşevi getireceğiz. Çocuklarımızın eğitimi için kırtasiye yardımı ve beslenme çantaları dağıtıyoruz.” dedi.

    “Barış ve Kardeşlik Merkezi yapacağız”

    Başkan Özer son olarak, “Esenyurt büyük bir ilçe, resmî nüfusu 1 milyon, gayriresmi nüfusu ise 1,5 milyon. Çeşitli hedefler belirledik: 81 ilden ve 101 ülkeden insanın bir arada yaşadığı bu yeri barış ve kardeşlik merkezi yapacağız dedik. Sözümüzün arkasındayız. Burası, sosyal belediyeciliğin kalbi olacak; kültürün, sanatın ve sporun başkenti olacak. İmar sorunlarını da çözeceğiz dedik ve Kıraç’tan başladık. Yedi mahallemiz sekiz yıl boyunca saklı ve yasaklıydı, bu durumu ortadan kaldırdık. İmar planı Büyükşehir’de onaylandığında, Allah’ın izniyle Kıraç imara açılacak ve isteyen, dilediği gibi evini yapacak.” ifadelerini kullandı.

    “Başkanımıza teşekkür ederiz”

    Başkan Özer’in tutumunu takdir eden mahalle sakini Gülhanım Sarıbudak şu ifadeleri kaydetti “Aşağıda bir yeşil alanımız var ve başka bir alternatifimiz yok. Her yer beton. Orayı şantiye yapmayı planlıyorlardı, ancak biz buna karşı çıktık ve itiraz ettik. Sağ olsun Başkanımız da bu itirazımızı onayladı ve projeyi durdurdu. Kendisine çok teşekkür ediyoruz. Şimdi çok mutluyuz, çünkü neden biliyor musunuz? Her taraf beton yığınına dönmüş durumda. Fabrikalardan dolayı nefes almakta bile zorlanıyoruz. Eğer orası da şantiye ya da konteyner alanı olsaydı, biz tamamen bitmiştik. O alan yaşlılar ve çocuklar için çok faydalı. Ihlamur ağaçlarımız var, orası gerçekten çok güzel. İnşallah, gelecekte de orayı daha güzel bir hale getirirsek çok daha mutlu oluruz”

    “Başkanımız çok çalışıyor”

    Bir diğer mahalle sakini Erdal Akın ise Başkan Özer’e teşekkür ederek “Ahmet Başkan’a, halkın sesine duyarlılık gösterdiği için teşekkür ediyoruz. Zaten kendisi de dile getirdi; halkın istemediği bir şeyi halka rağmen yapmayacağını söyledi. Bu da onun ne kadar iyi bir başkan olduğunu gösteriyor. Gerçekten yeşil alanlarımız çok azaldı ve bu proje hayata geçseydi hepimiz için kötü olurdu. Ancak Başkanımız öngörülü davrandı ve ‘Halk istemiyorsa ben de istemiyorum!’ diyerek bu projeyi durdurdu. Kendisine çok teşekkür ederiz, her zaman onun yanındayız. Ahmet Başkan da geceleri sokaklarda asfalt çalışmalarını bizzat takip ediyor. Gerçekten hakkını vermek gerek, çok güzel çalışıyor. Biz de çalışmalarını takdir ediyoruz. Burada bir soru işareti vardı ve başkanımız bunu giderdi” dedi.