Etiket: istanbul

  • Maltepe’de korkutan orman yangını

    Maltepe’de korkutan orman yangını

    İstanbul’un Maltepe ilçesindeki Başıbüyük Ormanı’nda saat 15.00 sıralarında henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. İhbar üzerine olay yerine itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi. Yangının çıktığı alanın yakınında olan bir işletmenin çalışanları ve müşterileri de yangın söndürme tüpleri, su dolu kovalar ve kazma kürekler ile yangının olduğu yere koştu. Havadan ve karadan yapılan müdahale ile yangın kontrol altına alındı. Yangının çıktığı bölgedeki otluk alan ve ağaçlar yandı.

    Yangına tanık olan Fatma Polat, “Yangının ara ara büyümesi korkutucuydu. Dumanlar da yükseldi. Buradaki ekip arkadaşlarımız beyaz kovalarla, elimize geçen her şeyle arkadaşlar su taşıdılar, söndürmeye çalıştılar. Helikopter de geldi. Endişe hissettik. Bizim çok yakınımızda oldu. İçinde hayvanat olan orman bizim kalbimiz. Hem yakınımızda olması hem de buna şahit olmak yıkıcı” dedi.

    Yangına müdahale için giden Uğur Üşen, “Biz yangının karşısında işletmeciyiz. Dumanları görünce koşturmaya başladık. Yangın söndürme tüplerimiz vardı, tırmık kürek ne bulduysak aldık gittik. Allah’a şükür çok büyümedi. Sağ olsun müşteriler dahil herkes kovalarla koştura koştura gittik” dedi.

    İşletme çalışanlarının ve müşterilerin yangın söndürme tüpü ve kazma kürek alarak yangın bölgesine koştuğu anlar güvenlik kamerasına yansıdı.

  • Boğarak öldürdüğü genç kızın cesedini 6 parçaya ayırdı

    Boğarak öldürdüğü genç kızın cesedini 6 parçaya ayırdı

    Olay, Beylikdüzü Sahil Mahallesi Hürriyet Bulvarı’nda meydana geldi. 20 gündür kayıp olduğu öğrenilen 23 yaşındaki E.R.A.’nın ailesi polise ihbarda bulundu.

    Konuyla ilgili inceleme başlatan Asayiş Şube Müdürlüğü Kayıp Şahıslar Büro Amirliği ekipleri, evlere temizlikçi olarak giden E.A.’nın en son internet uygulaması üzerinden çağrıldığı bir konuma gittiği belirledi. Bölgede çalışmaları genişleten polis, şüpheli olarak gördüğü F.D. isimli bir kişiyi takibe aldı.

    Bu sırada polise Beylikdüzü’nde bir inşaatta kadın cesedi olduğu ihbarı yapıldı. Adrese giden polis, inşaatın kuyusuna parçalara ayrılarak atılan kadın cesedi ile karşılaştı. 6 parçaya ayrılan ceset, incelemelerin ardından kimlik tespiti için Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı.

    Olayla ilgili şüpheli görülen zanlı F.D., polis ekiplerince gözaltına alındı. Zanlının ifadesinde cinayeti itiraf ettiği öğrenildi. Kasten adam öldürme suçundan denetimler serbestlikle cezaevinden bırakıldığı öğrenilen şüpheli F.D.’nin genç kızı boğarak öldürdüğü, baş, kol, gövde ve bacaklarını parçalara ayırarak siyah bir poşetle inşaatta attığı belirlendi.

  • İstanbul’da köprülere dev Türk bayrakları asıldı

    İstanbul’da köprülere dev Türk bayrakları asıldı

    FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin 8’nci yılında Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, İstanbul Valiliği ve 15 Temmuz Derneği işbirliğinde İstanbul’daki köprülere Türk bayrakları asıldı. 15 Temmuz Hafıza Müzesi önünde toplanan katılımcıların yürüyerek 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne gelmesinin ardından burada bayrak asma töreni düzenlendi. Törene İstanbul Vali Yardımcısı Özlem Bozkurt, 15 Temmuz Derneği Başkanı İsmail Hakkı Turunç ve şehit yakınları katıldı. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün yanı sıra Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile Osman Gazi Köprüsü ve 1915 Çanakkale Köprüsü’ne de dev Türk bayrakları asıldı. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne Türk bayrağı ile birlikte “Türkiye aşkına” ve “Vatan, millet aşkına” yazılı afişler de asıldı.

    “Bu sene ilk kez 5 köprüye olmak suretiyle devasa bayraklarımızı asacağız”

    5 köprüye dev Türk bayrakları asılacağını belirten 15 Temmuz Derneği Başkanı İsmail Hakkı Turunç, “15 Temmuz hain darbe girişiminin 8’inci yılını geride bırakıyoruz. Milletimizin ve devlet kurumlarımızın duyarlılığıyla geçmiş yıllarda olduğu gibi şehitlerimizi anarak, gazilerimizi hatırlayarak, milletimizin bekası, devletimizin geleceği noktasında Türk milleti olarak üzerimize düşen sorumluluk neyse onu yerine getirmenin bilincinde yolumuza devam ediyoruz. O günü unutmamak ve unutturmamak adına birçok valimiz birçok etkinlikler düzenliyorlar. 15 Temmuz’dan sonra bayrağımızı indirmek, yerine başka egemen güçlerin bayraklarını asmak isteyen hainlere bir cevap olması niteliğinde İstanbul’un üç köprüsüne, bu sene ilk kez iki köprümüz de dahil 5 köprüye olmak suretiyle devasa bayraklarımızı asacağız. Bayrak bizim bağımsızlık sembolümüz. Bayrağımız özgürce bu topraklarda dalgalansın diye yüzbinlerce ecdadımız canını seve seve vermiştir. Bugün de yine bayrağımıza uzanan elleri kıracak milyonlarca insanımız var. Kimse bu bayrağa sevginin ötesinde bir gözle bakmasın” dedi.

    Törene katılan şehit yakını Rahşan Sertbaş, “Çok gururlu ve mutluyuz” derken, şehit yakını Erhan Dündar ise, ”Vatan sağ olsun, millet sağ olsun. Bayrağımız dalgalanacak. Vatan hainlerine fırsat vermeyeceğiz” diye konuştu.

  • Lavanta bahçesi aşkı, İstanbul’u terk ettirdi

    Lavanta bahçesi aşkı, İstanbul’u terk ettirdi

    İstanbul’da 30 yıl geçiren 42 yaşındaki Navruz Çakmak, Burdur gezisinde gördüğü lavanta bahçesinden etkilenerek büyük bir değişim kararı aldı. Eşi Sezai Çakmak ile birlikte 3 yıl önce memleketi Tokat’a dönen Navruz Çakmak, burada bir lavanta bahçesi kurmaya karar verdi. Tokat’a 35 kilometre uzaklıktaki Yağmurlu köyündeki 2 dönümlük araziye lavanta dikene Çakmak ailesi, bugün 11 dönümlük geniş bir alanda lavanta yetiştiriciliği yapıyor. Yağ oranı yüksek iki farklı cins lavanta yetiştiren Çakmak ailesi, ürettikleri lavantaları kolonya ve boya sektöründe kullanmak üzere değerlendirmek için girişimlere başladı. Lavanta bahçesinin ününü duyan birçok vatandaş, bu doğal güzellik içinde huzur bulmak ve doğayla baş başa zaman geçirmek için köye akın ediyor.

    “Bu güzellik için İstanbul’u terk ettik”

    İstanbul’u terk edip Tokat’a yerleşmelerinin ardındaki hikayeyi İhlas Haber Ajansına anlatan 42 yaşındaki Navruz Çakmak, “Ben 9 yaşımdayken İstanbul’a gittim. 42 yaşındayım ve memleketime geri döndüm. İstanbul’da yaşarken Burdur gezisine gitmiştik. Hoşumuza gitti ve eşimle yapalım dedik. Yaptık. Güzel de oldu. İnsanlar çok beğendiler. Doğası ve manzarası çok güzel. 2 dönümle başladık şu an da 11 dönümde faaliyet gösteriyoruz. Bu güzellik için İstanbul’u terk ettik. 2 yıldır da net olarak buradayız” dedi.

    “Deli dolu bir fikirle geldik”

    Eşi Sezai Çakmak ise lavanta bahçesi kurma fikrinin bir gezide ortaya çıktığını belirterek, “Burdur gezisinde lavanta ekilmiş bir tarlayı gördü. Deli dolu bir fikirdi ama biz de burada lavanta ekerek başladık. 3 senedir de uğraşıyoruz. İki cins lavanta var. Bu lavantaların hem yağını hem de boya olarak satacağız” diye konuştu.

    Lavanta bahçesine gelen ziyaretçiler ise doğayla iç içe zaman geçirmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirterek Çakmak çiftinin şehir hayatından doğaya kaçışın ve girişimciliğin güzel örneği olduğunu ifade etti.

  • İstanbul Fatih’te 1 ton kaçak midye ele geçirildi

    İstanbul Fatih’te 1 ton kaçak midye ele geçirildi

    İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Deniz Liman Şube ekipleri, sabaha karşı devriye görevi sırasında Eminönü sahil kıyısında bir aracın kasasına deniz canlısı yüklendiğini tespit etti. Şüpheli araca yönelik yapılan operasyonda yasa dışı midye avcılığı yapan M.A. ve Ü.A. isimli 2 şüpheli yakalandı. Araç kasasında yaklaşık 1 ton ağırlığında olan 36 çuval midye ele geçirildi.
    Gözaltına alınan kaçak midye avcılarına yönelik 1380 sayılı kanuna göre ‘yasak yerde midye avcılığı yapmak’ suçundan toplam 52 bin 484 lira para cezası kesildi. Ele geçirilen 1 ton civarındaki midyenin tekrar canlılığını sürdürebilmesi ve doğal yaşama kazandırılması için denize geri döküldüğü belirtildi.
    Avcılar tarafından kaçak olarak toplanan çuvallar dolusu midyelerin İstanbul, İzmir ve Ankara gibi büyükşehirlerde piyasaya sürülmek üzere avlanıldığı öğrenildi.

  • İstanbul, 2025 Avrupa Para Gençlik Oyunları’na ev sahipliği yapacak

    İstanbul, 2025 Avrupa Para Gençlik Oyunları’na ev sahipliği yapacak

    Avrupa Paralimpik Komitesi, 2025 Avrupa Para Gençlik Oyunları (EPYG)’nın İstanbul’da düzenleneceğini açıkladı. Birçok ülkenin ev sahibi olmak için mücadele ettiği 2025 Avrupa Para Gençlik Oyunları’nda kısa listeye Türkiye ve Portekiz kaldı ve Avrupa Paralimpik Komitesi Yönetim Kurulu üyelerinin oy birliği ile bu prestijli organizasyonun ev sahibi olarak İstanbul seçildi.

    Tarihte ilk kez paralimpik çoklu branş ev sahipliği
    Türkiye tarihinde ilk kez paralimpik çoklu branş organizasyonuna ev sahipliği yapacak. 2025 yazında 9 branşta yaklaşık 1.500 sporcu, antrenör ve resmi görevlilerin bu organizasyon için İstanbul’a gelmesi bekleniyor. Türkiye Paralimpik Komitesi, bu ev sahipliğiyle Türkiye’de ve Avrupa’da Paralimpik sporların gelişimi ve etkisi için yeni bir dönemin kapılarını aralamaya çalışacak.

    Raymon Blondel: “İstanbul sosyal etki sağlayan bir fırsat sunacak”
    Avrupa Paralimpik Komitesi Başkanı Raymon Blondel, “Sporcular, Ulusal Paralimpik Komiteleri ve Uluslararası Federasyonlar için genel stratejimizi mükemmel bir şekilde yansıtan Avrupa Para Gençlik Oyunları’nın ev sahibi olarak İstanbul’u duyurmaktan son derece mutluyuz. Türkiye Milli Paralimpik Komitesi ile birlikte katılımcılar için en iyi ortamı sağlayan ve aynı zamanda geniş bir sosyal etki sağlayan bir fırsat sunabileceğimize inanıyoruz” dedi.

    Murat Aksu: “Bu adaylık bir kilometre taşı”
    Türkiye Milli Paralimpik Komitesi Başkanı Murat Aksu ise, “2025 Avrupa Para Gençlik Oyunları’na ev sahipliği yapmaktan gurur duyuyoruz. Bu prestijli etkinlik, engelli bireyleri Para sporlarına katılmaya teşvik etmek için önemli bir kilometre taşıdır. Avrupa Paralimpik Komitesi’nin tüm üye ülkelerini, genç paralimpik sporcularımızın mücadelelerini sergiledikleri unutulmaz bir deneyim için İstanbul’a davet ediyoruz. 2025 EPYG’nin, aday olduğumuz veya olacağımız diğer paralimpik organizasyonlar için ve daha da önemlisi İstanbul ve Türkiye için harika bir referans olacağına inanıyoruz” diye konuştu.

  • İstanbul’daki “bana toz geliyor” kavgası

    İstanbul’daki “bana toz geliyor” kavgası

    Kağıthane Şirintepe Mahallesi’nde geçtiğimiz Cumartesi günü saat 12.00 sıralarında meydana gelen olayda, belediyeden emekli temizlik görevlisi Hüseyin Katırcı (56) evinin önünü süpürmeye başladı. Bu sırada karşı binanın önünde oturan Mikail F. iddiaya göre, “Buraları süpüremezsin bana toz geliyor” dedi. Katırcı ise gelen tepki üzerine “Kapımın önü, ben emekli belediye temizlikçisiyim, burayı temizlerim” karşılığını verdi. Taraflar arasında çıkan tartışmanın kısa sürede kavgaya dönüşmesi üzerine Mikail F., üzerine yürüdüğü Hüseyin Katırcı’ya küfrederek yumruk atmış, çevrede bulunan vatandaşlar ise tarafları ayırmıştı. Bu sırada Mikail F., “Devlet kim beni git istediğin yere şikayet et” diye konuşmuştu.

    Akraba iki aile birbirine girmişti

    İki komşu oradan uzaklaştırılırken, Hüseyin Katırcı’nın oğlu Ali Katırcı durumu öğrenerek olay yerine geldi. Bu sırada Mikail F. ve babası Hacı Osman F. de komşularının yanına geldi. Daha sonra Mikail F. tişörtünü çıkartarak Ali Katırcı’ya saldırmış, sokak üzerinde yaşanan o anlar ise güvenlik kamerasına yansımıştı. İhbar üzerine gelen polis ekipleri, olayla ilgili inceleme yaptı. Hüseyin Katırcı, Hacı Osman F. ve oğlu Mikail F.’den şikayetçi oldu.

    “Gömleğini falan çıkarttı, bam güm bana yerleştirdi”

    Kavgada darbedilen Hüseyin Katırcı, “Kapının önünü süpürme, mahalleye toz geliyor dedi. Ağzıma ve burnuma vurdu. Beton kaldırıma yatırıp, öldüreceğim seni dedi ve vurdu. Evin önüne geliyordum, babası çıktı. ‘Hüseyin efendi buraları süpürme, bina ve mahalle tozlanıyor’ dedi. Ben de ‘tozlanmasından bir şey olmaz’ dedim. ‘Sana süpürme diyorum işte’ dedi. Ben karşı tarafı değil kendi tarafımı temizliyordum. Ardından babası binaya çıktı. Sonra ben süpürmeye devam ettim. Orada bizim beyaz araba var. Onun içine girerken, oğlu ‘bana toz geliyor’ dedi. Gömleğini falan çıkarttı, bam güm bana yerleştirdi. Başıma 3 tane darbe aldım. Ondan sonra mahalledekiler geldi ve benim anama ve babama küfrettiler. ‘Kötü söz sahibine aittir, terbiyesiz’ dedim. Onların akrabaları vardı ben ise tek başımaydım. ‘Ben Sanayi Mahallesi’nin fedaisiyim’ dedi ve ağzımı burnumu dağıttı. Beni boğacak şekilde betona yapıştırdı. Şikayetçiyim” dedi.

    “Onların tarafından gelenler de oğlumu darp ediyorlar”

    Adamı darbeden Mikail F.’nin babası Hacı Osman F. ise, “Yanaştım ona ve ‘buraları tozlatma’ dedim. ‘Süpüreceksen de su serp, insanların camı açık’ dedim. O da ‘sana ne sen kimsin’ dedi. ‘İyi o zaman süpür’ dedim. Arabanın önüne yanaştım ve park ettim. Sonra eve çıktım, çocuğum orada oturmuş sigara içiyordu. ‘Baba sen çık’ dedi. Yukarıya çıktım bir bardak su içtim bu arada tantana koptu. O süpüre süpüre geldi, çocuğumu da tanımıyor küfür ederek geldi. Oğlum da ‘abi sen kime küfür ediyorsun’ dedi. O da ‘ben buradan geçene küfür ediyorum’ deyince, oğlum da ‘o benim babam’ demiş. O da fırça ile oğlumun üstüne gelmiş. Öyle olunca bir tane vurmuş. Biz daha fazla vurmasına müsaade etmedik. Ondan sonra adam oğlunu aramış. Benim oğlum komşunun orada oturup çay içerken, onların tarafından gelenler de oğlumu minibüsün oraya götürdüler. Orada çocuğumu darp ediyorlar. Ben hiç el kaldırmadım” diye konuştu.

  • Sörfçülerin dalgalarla dansı

    Sörfçülerin dalgalarla dansı

    İstanbul kıyıları profesyonel ve amatör sörfçülere ev sahipliği yapıyor. Kilyos sahilinde sörf rüzgarını estiren sporcuların akrobatik hareketleri izleyenlere heyecan dolu dakikalar yaşatıyor. Dalgalarda takla atarak rüzgarın tadını çıkaran sörfçülerin, yerden yaklaşık 20 metre yükselmesiyle adrenalin tavan yapıyor.

    Rüzgarın etkisiyle dalgaların üzerinde adeta dans eden sörfçülerin yaptığı şov havadan görüntülendi. Sörfçülerin gösteriye dönüşen çalışması Miami sahillerini andıran görüntülerim ortaya çıkmasını sağladı.

    “En büyük verdiği his özgürlük, tıpkı meditasyon gibi”

    ‘Kitesurf’ olarak bilinen uçurtma sörfü yapan sporculardan Uğur İyigün, “Yaz rüzgarları başladı. Öğleden sonra poyraz esiyor. Mümkün olduğunca tadını çıkarmaya çalışıyoruz. Rüzgar olduğu sürece haftanın 3-4 günü buraya geliyoruz” dedi.

    Sörf yapmanın özgürlük duygusunu hissettirdiğini belirten İyigün “En büyük verdiği his özgürlük, çünkü suda bir limit yok. İstediğimiz kadar zıplayabiliyoruz. 20 metreyi aşabiliyoruz. Tamamen doğadaki enerjiyle bir meditasyon gibi. Yapan herkesi çok bağımlı yapıyor” şeklinde konuştu.

    “Çocukken başladım sonra bırakamadım”

    Türkiye denizlerinin dalga boyunun sörf için elverişli düzeyde olduğunu belirten iyigün, “Özellikle Ege Denizi sürekli esiyor. Burasının dalgaları çok meşhurdur. Göletler dahil her denizi kullanabiliyoruz. Dünyanın her yanında bütün okyanuslarda kaydım. Türkiye’nin her yerinde de yaptım saymakla bitmez. 25 yıla yakın bu sporla ilgileniyorum. Çocukken başladım sonra yarışmaya başladım yurt dışında eğitim aldım Bir türlü bırakamadım” ifadelerini kullandı.

    Eğitim imkânı da var

    Öte yandan İstanbul’un en uğrak sahillerinde sörf eğitimleri de veriliyor. Alanında uzman hocaların yer aldığı eğitimlerde yaş kriteri olmadan isteyen herkes bu sporla ilgilenebiliyor. Eğitmen Kadir Uladı “Ben Çanakkale’den geliyorum. 10 yıldır bu sporu yapıyorum. Kitesörfte 7-8 yıldır sporcu yetiştiriyorum. Her yaştan kişiler bu eğitimi alabilir herhangi bir yaş baremimiz yok. Eğitim alırken güvenlik çok önemli Kilyos bu anlamda çok iyi. Burada çok güvenli bir şekilde eğitim alınıp bu sporun başlangıcı yapılabiliyor. Türkiye bu alanda çok ilerliyor her geçen sene bu spora ilgi artarak devam ediyor” dedi.

    “Bütün hocalarımız lisanslı hocalar”

    Okulun sahibi Alper Şengül de, sıfırdan başlayan ve kendini geliştirmek isteyenlere eğitimler verdiklerini kaydederek, “Burada kitesörf ve dalga sörfü eğitimleri veriyoruz. Sıfırdan başlayanlara da kendini geliştirmek isteyenlere eğitim veriliyor. Rüzgarımız ve dalgamız bol. Ortalama bir sene 150-200 öğrencinin eğitimlerini tamamlıyoruz. Bütün hocalarımız lisanslı hocalardır. Burası 365 gün açık bir okul. Eğitimler genellikle yazın veriliyor ama ağırlıkla Mayıs ortaları başlayıp Ekim’e kadar devam ediyor. 9 saatte ana eğitimi tamamlıyor ve suya çıkıyor” şeklinde bilgi verdi.

  • İstanbul’da mahallenin karıştığı “gürültü” kavgası kamerada

    İstanbul’da mahallenin karıştığı “gürültü” kavgası kamerada

    Olay, saat 21.30 sıralarında Kağıthane Hamidiye Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, sokaktaki bir binada yaşayan Orhan A., karşısındaki oto yıkama dükkanı hakkında gürültü geldiği sebebiyle hem olay öncesinde hem de akşam saatlerinde polise ihbarda bulundu. Şikayetin komşusu tarafından yapıldığını öğrenen iş yeri sahibi Yavuz G. sokağa çıkarak, “Kim şikayet etti beni, erkekse insin aşağıya” diyerek bağırdı.

    Şikayetçi olan adama saldırıp silah çektiler

    Bunun üzerine şikayet eden adam sokağa inerek Yavuz G. ile tartışmaya başladı. Tartışmanın kısa sürede kavgaya dönüşmesi üzerine taraflar tekme-tokat birbirine girdi. O esnada Yavuz G., karşı tarafa silah çekti. Kısa sürede olay yerine gelen polis ekiplerini gören Yavuz G. silahını iş yerine saklayarak kepengini de kapattı.

    Polis biber gazı sıkarak tarafları ayırdı

    Olaylar durulduğu esnada Yavuz G. ve akrabaları Eren K., Hamis K. isimli kadın ve kadının gelini tekrardan şikayetçi olan adama saldırdı. Kağıthane polis ekipleri yeniden kavgaya tutuşan tarafları biber gazı sıkarak ayırdı. Sokağın karıştığı kavga ise kameralara anbean yansıdı. Olayın ardından polis ekipleri, Yavuz G.’den silahı sakladığı iş yerinin kepengini açmasını istedi.

    İş yerinden silah ve kılıç çıktı, 5 kişi gözaltında

    Ancak Yavuz G., kepengi açmayarak polise direnmesi üzerine ortalık bir kez daha karıştı. Tarafların biber gazıyla etkisiz hale getirildiği olayda, iş yerine girmek için olay yerine itfaiye ekibi sevk edildi. O esnada gelen bir iş yeri çalışanı kepengi açtı. Polis ekipleri iş yerinde arama gerçekleştirdi. Ekipler, aramalarda tabanca ve kılıç ele geçirirken, gözaltına alınan 5 kişi emniyete götürüldü. Şüphelilerin emniyette işlemlerinin devam ettiği öğrenildi.

  • Menekşe deresi müsilajı besliyor

    Menekşe deresi müsilajı besliyor

    Balçıkla dolu olan Menekşe deresinin yüzeyi kirlilik nedeniyle yosun tutmaya başladı. Geçmiş zamanlarda batan tekneler ile gündeme gelen dere, bu kez kirliliğiyle gündeme geldi.

    Yüzeyi yosun tutan derenin yakınına vatandaşlar kokudan yaklaşamazken, tatili İstanbul’da geçirenlerin ve çevrede bulunan tekne sahiplerinin çöplerini dereye attığı iddia edildi. Her geçen gün daha fazla kirlenen dere için İstanbul Çevre Konseyi Genel Sekreteri Zafer Murat Çetintaş, müsilajın büyümesinde etkili rol oynadığını ifade etti. Vatandaşlar kirliliğe aldırmadan Menekşe sahillerinde denize girmeye devam ederken, dere havadan görüntülendi. Görüntülerde, yosunların derenin sahil kısımlarını kapladığı görülüyor.

    “Bu dere müsilaj kaynağının ta kendisidir”

    Menekşe deresi hakkında bilgi veren İstanbul Çevre Konseyi Genel Sekreteri Zafer Murat Çetintaş, “Eskişehir’de bir dereyi nasıl ıslah edip adeta nasıl Venedik’e döndürdüler ise Küçükçekmece’nin de bu şekilde olması gerekirken nasıl kötü ve atıl bir durumda olduğunu görüyorsunuz. Buradaki kirliliği yaşıyoruz. Karşıda iskeleye balıkçı teknesini çekiyor ama çoğunu kıyıya atıyor. Kıyıdaki çöpler ise bu dereye karışıyor. Burada bir de kendilerine özel kulübeler falan yapmışlar. Bu dere müsilaj kaynağının ta kendisidir. Diğer adıyla burası kurbağalı deredir. Burada batan kayıklar içlerinde makinaları yağları ile batıyor. Dolayısıyla o yağ ve mazot buraya karışıyor. Boya zamanla çözülerek dipteki oksijeni bitiriyor. Batan teknelerin belediye tarafından şiddetle kaldırılması gerekiyor. Vatandaştan ceza kesilerek kaldırma ücretlerinin alınması gerekiyor. Çevre diye bir kavramı yitirdik işte burası örneğidir. Buradaki partiküllerin denize taşınması ile müsilajın hızlı bir şekilde büyümesi mümkün gözüküyor” diye konuştu.