Etiket: istanbul

  • 14. Uluslararası Dergi Günleri

    14. Uluslararası Dergi Günleri

    İstanbul’da düzenlenen 14. Uluslararası Dergi Günleri’ne katılan İl Milli Eğitim Müdürü Doç. Dr. Murat Mücahit Yentür, eğitimin önemine ve genç yazarlara verilecek desteklere dair önemli açıklamalarda bulundu.

    Fuarın açılış paneline katılan Yentür, hem bu anlamlı organizasyon için emek verenlere teşekkür etti hem de geleceğin yazarlarına sunulacak imkanlardan bahsetti. Panelde konuşan Yentür, “Bu tarihi mekânda böyle anlamlı bir organizasyonu düzenleyen Dergiler Birliği Başkanlığı ve Sirkeci Gar yetkililerini emeklerinden dolayı kutluyorum. Bu anlamlı günde bizler de öğrencilerimizle ve öğretmenlerimizle üç gün boyunca verilen bu emeği katılımlarımızla daha anlamlı hale getirmek için çaba sarf edeceğiz” dedi.

    Eğitimi, kişinin öğrendiklerini hayata davranışsal ve eylemsel boyutta yansıtması olarak adlandıran Yentür, anne karnından başlayarak mezara kadar süren öğrenim sürecinin zihin ve gönül dünyasında anlamlı hale gelmesinin sosyal hayatımızda bir karşılığının olup olmadığıyla da ilgili olduğunun altını çizdi.

    Yazma sürecini eğitimdeki önemine değinen Yentür, “Yazmayı, eğitim ve öğretim sürecinin en önemli çıktısı olarak görüyoruz. Bu sebeple bu sene inşallah İstanbul’umuzda ilkokullarda ve ortaokullarda yazarlık atölyeleri kuracağız. Çünkü büyük sonuçlar elde etmenin ilk aşaması, ilk adımlardır. Bizler ilk adımı atarak büyük yollara açılacak yarınların temelini atacağız inşallah. Bir çiçekle bahar gelmez ama çiçeklerin baharın müjdecisi olduğuna inanıyoruz. Bu sebeple ilkokul ve ortaokullarda başlayacak bu atölyelerin çocukların ilgi ve istidadını ortaya çıkarma hususunda önemli bir yer edeceğine inanıyoruz.” dedi.

    “500 okulumuzda geleceğin genç yazarlarına ulaşarak daha ilkokul ve ortaokul çağında yazar olabilme imkanı sunacağız”

    Eğitimde fırsat ve imkan eşitliğine değinen Doç. Dr. Murat Mücahit Yentür, “Öğrencilerimize önce imkan sunacağız. Çünkü biliyoruz ki arz olmadan talep olmaz. Biz arz imkanı oluşturarak, doğacak taleplere de imkân olanağı sağlamış olacağız. İnşallah okullarımızda bu sene başlatacağımız okuma yazma atölyeleriyle beraber çocuklarımızın minik kalemlerini kitaplarla buluşturacağız. Kasım ayında verilecek eğitimlerle başlayacak olan süreç, beş yüz okulu kapsayacak şekilde ilerleyecek. Beş yüz okulumuzda geleceğin genç yazarlarına ulaşarak daha ilkokul ve ortaokul çağında yazar olabilme imkânı sunacağız. Basılmaya değer görülen eserleri toplayıp, inşallah kitap olarak basacağız. Ve o çocuklarımıza imza günü düzenleyerek bir nevi başarılarını taltif edeceğiz” görüşünü paylaştı.

    İyi niyete ve iyiliğin yayılmasına vesile olacak ilk adımların altını çizen Yentür, “Kim zerre kadar bir iyiliğe vesile olursa o iyiliğin tamamını işlemiş gibi olur. İlk adımı, ilk tohumu atmak bu neden çok önemli bir husus. İnsan olarak hepimiz anın kıymetini bilip, yaşadığımız gün için bir şeyler yapma mecburiyetindeyiz. Bu amaçla İstanbul’da yaşıyor olmanın bilinciyle bu kadim ve tarihi kentte çocukları edebiyatla buluşturarak geleceğin yazarlarının yetişeceği ortama ilk tohumu ekmiş olacağız” ifadesini kullandı.

    Fuarın hayırlı uğurlu olmasını dileyen Yentür, katılımcılara teşekkürlerini ileterek konuşmasını sonlandırdı.

  • ‘Seninle Yan Yana İstanbul’

    ‘Seninle Yan Yana İstanbul’

    Hünkâr Kasrı, her yıl birçok sergi ve etkinliğe ev sahipliği yaparak sanatseverlere kapısını açmaya devam ediyor. Hat, tezhip, ebru, çini gibi dallarda yeni sanat ürünlerinin sergilendiği tarihi mekanda, bu defa sulu ve yağlı boyanın eşsiz güzelliği sanatseverlerle buluşuyor. Sanatçı Zafer Örs, İstanbul’un geçmişteki ve günümüzdeki ruhunu, canlı renkler ve özgün tasarımlarla bütünleştirip hazırladığı “Seninle Yan Yana İstanbul” sergisiyle şehrin siluetine yeni yorumlar kazandırıyor. Serginin açılışını İTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Özer yaparken 12 Ekim Perşembe günü 14.30’da açılan sergi 5 Kasım’a kadar 10.00-19.00 saatleri arasında sanatseverleri ağırlayacak.

    “İstanbul’un tarihi mekanlarını resmettim”

    Sanatçı Zafer Örs, “ 2019 yılından 2023 yılına kadar İstanbul’un tarihi ve en güzel mekanlarını resimlerime aldım. Sultanahmet Caminden, Galata Kulesine oradan Kız kulesine kadar bir çok tarihi mekanı hem sulu boya hem de yağlı boya ile resmettim. Sergimin açılmasından dolayı mutluluk duyuyorum. Kiminin yapımı 1 ay sürerken kimisini 1 yıl içerisinde bitirdim” dedi.

  • Özel’den Özgür Çelik’e tebrik ziyareti

    Özel’den Özgür Çelik’e tebrik ziyareti

    CHP Genel Başkan Adayı Özgür Özel, geçtiğimiz pazar günü kongrede İstanbul İl Başkanı seçilen Özgür Çelik’e tebrik ziyaretinde bulundu. Özel, konuşmasında birlik ve beraberlik mesajı vererek Çelik’in İl Başkanı seçilmesinin aynı zamanda bir avantaj olduğunu dile getirdi. Konuşmasının başında kongrenin sonuçlarına vurgu yapan Özel, “İstanbul İl Kongresi’nin 3 sonucu var. Biri sayısal sonuç. O sonuçla şu an meşgul değiliz, o delegelerimizin verdiği karar. Diğeri Türkiye siyaseti üzerinde oluşturacağı etki, psikolojik etkisi. Çok olumlu bir etki oluşturduğunu pazar günü veya pazartesi gününün ilk saatlerinden itibaren hep birlikte görüyoruz. Ama bir yandan da CHP üzerinden bütün Türkiye’ye, İstanbul’daki çok değerli delegelerimizin verdiği bir mesaj var. Bir profile oy verdiler. Ben o profile dikkat çekmek istiyorum. O da kırklı yaşlarında partide yetişmiş, daha önce partide yaptığı önceki görevini başarıyla yapmış. Demokratik bir şekilde bir üst göreve talip olmuş ve kongre sırasında İstanbul’u daha iyi nasıl yöneteceğini, İstanbul’u nasıl yöneteceğini anlatan ve bunun dışında bir başka tartışmayla meşgul olmayan bir adaya görevi verdiler görevi. Partimiz bizden önümüzdeki yerel seçim gündemini de gözeterek kongre ve kurultay süreçlerini tamamlamamızı, yenilenmemizi, ayrışmadan birleşmemizi, güçlenmemizi ve görevlerimizi titiz bir şekilde yerine getirmemizi bekliyor” dedi.

    “Yönetimdeki bütün arkadaşlara şüphesiz çok görev düşecek”

    Özel, konuşmasının devamında önümüzdeki günlerde gerçekleşecek olan yerel seçimlere değindi. Özel, “Şimdi İstanbul’da on dört belediyemizi artırmak gibi bir sorumluluğumuzun olduğu, elimizi, kolumuzu bağlayan Büyükşehir Belediye Meclisi’nde çoğunluğu sağlayamamanın verdiği sıkıntıyı aşmamız gereken bir süreçteyiz ve özellikle de 39 ilçe başkanımızla, ilçe başkanlığından gelen, onların sorunlarını, beklentilerini bilen, onların nasıl katkılar yapabileceği konusunda potansiyellerini en doğru değerlendirebilecek isim bu kritik seçimde İstanbul İl Başkanı olma görevini üstlendi. Ben bunu çok büyük bir avantaj görüyorum. İlçe başkanlarımız açısından da bunu bir avantaj, rahat çalışma olanağı değerlendiriyorum. Sizin şahsınızda, yönetimdeki bütün arkadaşlara, şüphesiz onlara da çok görev düşecek. Yedek İl Disiplin Kurulumuza ve bundan sonra görevlendireceğimiz komisyonlarda görev alacak tüm arkadaşlarımıza ve bütün üyelerimize başarılar diliyoruz. İstanbul’la ilgili umudunuz, İstanbul’la ilgili bundan sonraki sürece olumlu beklentilerimiz pazar gününden sonra bir kat daha artarak bugünkü ziyarete gelirkenki duygu durumumuzu oluşturdu. Ben bütün ekibimiz adına Cumhuriyet Halk Partisi grubundaki her bir milletvekili adına bir kez daha başarılar diliyorum” şeklinde konuştu.

    “Genç ilçe başkanlarıyla çok tecrübeli arkadaşlarımızın enerjisinin buluştuğu bir sonuç İstanbul’da ortaya çıktı”

    CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Özel’e ziyareti için teşekkür ederek, “Hem bu nazik ziyaretiniz için hem de Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki büyük mücadeleniz için size ve kıymetli başkanlarımıza sonsuz ve yürekten teşekkür ediyorum. Tabii İstanbul Kongresi’nde kırklı yaşlarda bir genç il başkanı seçildi ama bu kongrenin ilçe süreçlerini değerlendirdiğimiz zaman da gencecik arkadaşlarımız ilçe başkanı oldu. Neredeyse yarısına yakını gençlerden oluşuyor. Yirmi beş yaşında, yirmi yedi yaşında, otuz yaşında, otuz üç yaşında gencecik arkadaşlar var ama çok tecrübeli arkadaşlar da var. Aslında sadece il başkanı değil, bir anlamıyla ilçelerde de genç ilçe başkanlarıyla çok tecrübeli arkadaşlarımızın enerjisinin buluştuğu bir sonuç İstanbul’da ortaya çıktı. Bu da bizi mutlu ediyor.’’ ifadelerini kullandı.

    “Bu kongre İstanbul için çok iyi bir sonuç doğurdu, Türkiye için doğurduğu sonuçları da o gün gelince tartışacağız”

    Özgür Özel, bir gazetecinin, “Özgür Çelik’in kazanmasıyla ilgili sizin listenizin kazandığı hakkında yorumlar var. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?” sorusuna, “Ben her alandaki vesayet savaşlarını reddediyorum. Bana da sayın başkana da geçmiş dönemlerde çeşitli yakıştırmalar yapıldı. Ben sayın başkanın kimin adayı olduğunu sorduklarında Atatürk’ün resmini kaldırdığı konuşmayı çok beğendim. İstanbul İl Kongresi’ne katılmayı düşünüyordum ama bazıları bu kongreyi sanki bir erken kurultaya çevirmeye çalışıyor. Oysa ki İstanbul İl Kongresi, İstanbul Örgütü’nün kongresidir ve kendi kararlarını verecekleri kongredir. Bu kongrenin gelecek açısından doğuracak sonuçları zaten gelecekte görülecek. Bugünden o konuda sayılar ve başka şeyler konuşmak yerine, kongrenin bugün İstanbul açısından doğurduğu sonuçlara bakmak lazım. Bu kongre İstanbul için çok iyi bir sonuç doğurdu, Türkiye için doğurduğu sonuçları da o gün gelince tartışacağız” şeklinde yanıt verdi.

  • Hırsızlık yapan 2 şüpheli yakalandı

    Hırsızlık yapan 2 şüpheli yakalandı

    Bakırköy Ataköy’de bir otelde S.M.A.A. isimli şahıs, içerisinde 1 adet laptop, 100 dolar, 300 dirhem, 300 TL ve 2 adet telefon bulunan çantasının çalınması üzerine polis ekiplerine ihbarda bulundu.

    İhbarı değerlendiren ekipler konuya ilişkin çalışma başlatırken şahısların Mohamed E.H.A.B. ve Ahmed Ş. olduğunu tespit etti. Şahısların yine Bakırköy’de C.E. isimli şahsın bir restoranda 45 bin TL bulunan çantasını çaldığı tespit edildi. Çalışmaların devamında şüpheliler Fatih’te yakalanarak gözaltına alınırken şahısların kaldığı otel odasında yapılan aramalarda toplamda 18 bin 200 TL, 450 euro, 300 dolar ele geçirildi.

    Şahıslar yapılan tahkikatın ardından çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

  • Cengiz Kurtoğlu’na hapis talebi

    Cengiz Kurtoğlu’na hapis talebi

    Arkadaşının doğum günü partisinde tanıştığı Mustafa Can’ı sanatçı olan arkadaşlarına hakaret içerikli eleştirilerde bulunduğu iddiasıyla darp ve hakaret ettiği öne sürülen şarkıcı Cengiz Kurtoğlu’nun yargılanmasına devam edildi. İstanbul 55. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuksuz sanık Cengiz Kurtoğlu ve tarafların avukatları hazır bulundu.

    “Sonra da ‘Bunların hiçbiri sanatçı değildir, Türkiye’nin tek sanatçısı Ciguli’dir’ dedi’’

    Duruşmada savunma yapan sanık Kurtoğlu, söz konusu doğum günü partisi davetlilerinin arasında Cem Yılmaz, Hakan Altun gibi ve spor dünyasından insanların da olacağının söylendiğini ancak beklediği gibi olmadığını belirtti. Kurtoğlu savunmasında, “Nereli olduğu, nereli olduğum ifade edildiği sırada konu Orhan Gencebay’a geldi. Müşteki özellikle yüzüme bakarak Gencabay ile ilgili ‘Samsun çingenelerinden’ dedi. Bu sözü kullandı, daha sonra konuyu İbrahim Tatlıses’e ve Ümit Besen’e getirdi. Tansiyon orada yükseldi. Sonra da ‘Bunların hiçbiri sanatçı değildir, Türkiye’nin tek sanatçısı Ciguli’dir’ dedi. Sonrasında sözlü olarak karşılıklı bir takım tartışmalar oldu. Karşılıklı bağrışlarımız oldu ancak ben müştekiye karşı herhangi bir hakaret etmedim. Fiziksel bir temasım da olmadı, ikimiz de alkollüydük. Ben sadece şahsı elimle ittim, elimde herhangi bir cisim yoktu. Bu nedenle müştekiye bıçakla vurduğum iddiasını kabul etmiyorum. Amacım da şahsa vurmak değildi’’ dedi.

    1 yıl 9 aya kadar hapis talebi

    Duruşmada esasa ilişkin mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, sanık Kurtoğlu’nun haksız tahrik altında ‘basit yaralama’ ve ‘hakaret’ suçlarından toplamda 5 aydan 1 yıl 9 aya kadar hapis cezasına çarptırılmasını talep etti. Tarafların avukatları ise, açıklanan mütalaaya karşı savunma yapabilmek için mahkemeden süre talep etti. Ara kararını açıklayan mahkeme, tarafların avukatlarına savunma ve beyanda bulunabilmeleri için süre verilmesine hükmederek, duruşmayı erteledi.
    Duruşmanın ardından Kurtoğlu, basın mensuplarının sorularına “Duyanlara, duymayanlara’’ diye yanıt vererek adliyeden ayrıldı.

    İddianameden

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, müşteki Mustafa Can ile şüpheli Cengiz Kurtoğlu’nun ortak arkadaşlarının doğum günü partisine katıldıkları, aynı masada oturup tanıştıkları, sohbet sırasında müşteki Can’ın Orhan Gencebay hakkında söylediği sözler üzerine Kurtoğlu’nun tepki gösterdiği aktarıldı. Taraflar arasında sözlü tartışmanın başladığı belirtilen iddianamede, tartışma sırasında şüpheli Kurtoğlu’nun müştekiye küfürle karışık hakaret ettiği, daha sonra yüzüne yumruk attığı belirtildi. Şüpheli Kurtoğlu’nun ifadesine de yer verilen iddianamede, müştekinin sevilen ve saygı duyulan sanatçılar hakkında hakaret içerikli eleştirilerde bulunduğunu, bu yüzden uygun dille müştekiyi uyardığını, hakaretlerine devam etmesi üzerine ağız kısmından eliyle tuttuğunu ve bu aşamada belki tırnağının müştekinin yüzünü çizmiş olabileceğini söylediği kaydedildi.

    Hazırlanan iddianamede şüpheli Cengiz Kurtoğlu’nun ‘basit yaralama’ suçundan 4 aydan 1 yıla, ‘hakaret’ suçundan ise 3 aydan 2 yıla kadar olmak üzere toplamda 7 aydan 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

  • “Hediyem Kitap Olsun”

    “Hediyem Kitap Olsun”

    İstanbul Güngören’de Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından yürütülen “Hediyem Kitap Olsun” projesi kapsamında kurum yetkilileri tarafından Güngören İmam Hatip Ortaokulu’nda öğrencilere kitap dağıtıldı. “Hediyem Kitap Olsun” projesi kapsamında öğrencilere dağıtılan kitapların aynı zamanda İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları ve Avrupa’da Kur’an-ı Kerim’in yakılmasına yönelik eylemlere karşı bir entelektüel protesto olduğu dile getirildi.

    Daha fazla insanı kitapla buluşturma gayesiyle hayata geçirilen proje, 15 ana kategori ve 55 alt kategoride toplam bin 682 kitaptan oluşuyor. Proje; çocuk, gençlik ve aile kitaplığı, din eğitimi ve kültür kitaplığı, ilahiyat temel eserler, yabancı dilde yayınlar, irşat yayınları gibi ana kategorilerin her birini kapsamlı bir şekilde içinde barındırıyor.

    “Biz Filistin ile alakalı bağış kampanyamızı başlattık”

    Proje ile ilgili açıklama yapan Türkiye Diyanet Vakfı Genel Müdürü İzani Turan, Filistin’de yapılan her türlü soykırımı lanetlediklerini ve Filistin ile ilgili bağış kampanyaları başlattıklarını belirtti. Turan, “Bizim millet olarak insana yönelik tacizlerin, soykırımların karşısında olduğumuz bir vaka. İnsanlık dramının da yaşandığı bir vaka. Elbette bu hususta bizim insanlığımız ve inancımız, İslam’ın bize yüklemiş olduğu misyon, merhamet neyi gerektiriyorsa bizim duruşumuz o noktadadır. Her türlü insanı katliamı, soykırımı lanetliyoruz. Bu hususta başkanlık ve vakıf olarak ciddi çalışmalarımız var. Türkiye olarak da çok ciddi çalışmaların olduğunu biliyorum. Umarım ki bu insanlık dramı bir noktada dursun. Bu terör devleti anlayışı son bulsun. Biz Filistin ile alakalı bağış kampanyamızı başlattık. Sa olsun milletimiz çok duyarlı. Çünkü orada çocuklar, bebekler var. İnsanlık ölüyor orada. O açıdan bağışlarımız devam edecek. Biz ilk gün itibarı ile vakıf olarak insani yardımlarımızı oraya sevk ettik” dedi.

    “Bunu yapan insanlıktan nasibi olmadığı için bu eylemi yapabiliyor”

    Kur’an-ı Kerim’in yakılması eylemlerine yönelik konuşan Turan, “Kur’an-ı Kerim’i yakan bir nevi medeniyeti yakan demektir. Bizde medeniyetin inşası için elimizden gelen neyse onu yapmaya çalışıyoruz. Biz ihya hareketinin neferleriyiz. Onlar ise katletmenin neferleri. Kitabı yakmak katletmektir. İlmi, medeniyeti, inancı yok etmek için yapılan bir gayrettir. Kuran’ın sahibi Allah’tır. Onun muhafızı da Allah’tır. Dolayısıyla hepimiz onun muhafızıyız. Çok önemli gömüyoruz. Bunu yapan insanlıktan nasibi olmadığı için bu eylemi yapabiliyor. Hafif bir insanlık duygusu olsa, en azından ona inanan insanlara saygıyı kedisine şiar edinebilir” şeklinde konuştu.

  • Türk hazır giyimcisi 2025’e hazırlanıyor

    Türk hazır giyimcisi 2025’e hazırlanıyor

    Bu yıl 16’ncı kez düzenlenen İstanbul Hazır Giyim Konferansı başladı. Konferans dünyanın önde gelen markalarını, alım ofislerini, yerel üreticileri ve sektör temsilcilerini İstanbul’da bir araya getirdi. Toplamda 14 oturumun yapıldığı konferansta 31 konuşmacı yer aldı.

    “2023 yılında yaşadığımız talepsizliğin devam edeceğini düşünüyoruz”

    2023 yılının hazır giyim sektörü açısından durgun geçtiğini belirten Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya, “Rrekorların kırıldığı bir geçen sene yaşadık. Bu sene 1 yıldır oluşan talepsizlik ile karşı karşıyayız. Yeni dönemde neler yapacağımızı hep beraber, alım gurupları tedarik gurupları ile beraber konuşuyoruz. Bu konuşmalarımız yarın ikili iş görüşmeleri le devam edecek. Özellikle 2023 yılında yaşadığımız enflasyon ve talepsizlik devam edeceğini düşünüyoruz. 2024’ün ikinci döneminde biraz hareketlilik başlayabilir. Özellikle sektörümüzün 2025 yılından sonra bekleyen sıkıntıları ve yönleri konuşuyoruz. Bu yönlerle ilgili değişimleri ve dönüşümleri anlatmaya çalışıyoruz. Geçmiş alışkanlıklarımızdan vazgeçmemiz gerektiğini konuştuk. Özellikle tüketici eğilimlerinin farklılaştığı konular geçti. Hızlı modanın yavaş modaya geçmesi, modanın modayı yemesiyle beraber yavaş modada yapmamız gerekenleri konuşuyoruz. Bu iki gün sürecek konferansımızda em alım gurupları hem de üreticiler ile beraber çok ciddi görüşmeler olacak” şeklinde konuştu.

    “2025 yılı markalar yılı olacak”

    2025 yılında daha fazla markanın oluşacağını belirten Kaya, “Geçen sene yine rekorların kırıldığı bir yıl olmuştu ama maalesef bir yıldır oluşan talepsizlik ve enflasyon ile beraber bir yavaşlama dönemine geçtik. Bu sene yüzde 8 bazında bir ciro kaybımız var. Yüzde 15’te adet bazlı bir kaybımız var. Burada güzel olan bir şey var yüzde 15 civarında ortalama birim değerimizde artış var. Hep söylüyoruz adet peşinde değil değer peşinde koşmamız gerekiyor. Belki önümüzdeki dönemden sonra özellikle 2025 yılı ile beraber değeri katma değere çevirerek önümüzdeki dönemlerde daha fazla markalar oluşturacağız. Bu markalar ile beraber online platformlarda hem de Avrupa’da özellikle Amerika’da daha fazla hazır giyimciler boy gösterecek” dedi.

    “İş yapma şekillerimiz değişecek”

    Salgının, savaşların, iklim değişikliğinin, yeni nesillerin alışkanlıklarının etkisi ile yeni dönemde hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını söyleyen Kaya, “Bu süreç endüstriler, sanayiler ve sektörler için stratejik bir ikilem oluşturuyor: Eskisi gibi mi devam edeceğiz yoksa dönüşerek mi devam edeceğiz? Biz Türk hazır giyim sektörü için ‘dönüşerek devam’ etmenin kaçınılmaz olduğunun farkındayız. Bu dönüşümün uzun ve zorlu olacağını da biliyoruz. Firmalarımız, alışkanlıklarımızı ve iş yapma şekillerimiz dönüşecek çünkü başarı için başka şansımız yok. Dolayısıyla bu yolculuğa çıkmaya son derece hazır ve kararlıyız” ifadelerini kullandı.

  • Tiny House’lara ilgi büyük

    Tiny House’lara ilgi büyük

    Şehrin stresinin oluşturduğu olumsuz etkilerden uzaklaşmak isteyen İstanbullular, özellikle son zamanlarda doğaya dönüyor. Pandeminin de ardından Tiny House’lara ilgi arttı. Özellikle İstanbul’un batısına büyük projeler yapılıyor. Kimi vatandaş deprem endişesiyle kent merkezinden uzaklaşma arayışında, kimisi ise İstanbul’un kalabalığından uzaklaşıp yeşile, toprağa dokunup, doğa ile iç içe olmak istiyor. Pandemi ve İstanbul’da beklenen deprem, mega kentte vatandaşları farklı yaşam arayışlarına yönlendiriyor.

    Teknolojik, son trend yaşam alanları Tiny House’lar ve arsalar Green Life Arsa tarafından düzenlenen yeşil ve çevre temalı 100. Yıl Festivali’nde görücüye çıktı. İstanbul’un arka bahçesi Çatalca’da düzenlenen festivalde mangal keyfi yapıldı, anne ve babalar yeni trend Tiny House modellerini inceledi, çocuklar ise renkli aktivitelerle doyasıya eğlendi. Yeni nesil Tiny House’lar ve geniş araziler katılımcıları cezbetti. Rahatlıkla hareket ettirilen yeni yaşam alanları, kısa süre içinde farklı arazilerde konut olarak kullanılma imkanı sunuyor. İstanbul’un monotonluğundan kaçıp nefes almak isteyenler, Türkiye’nin dört bir yanından, hatta yurt dışından vatandaşlar, Çatalca İnceğiz Köyü’nde düzenlenen festivale gelerek mobil evlerin yeni modellerini görme, bilgi alma fırsatı buldu.

    “Kira artışı ve ev fiyatları ilgiyi arttırdı”

    İstanbul’da akademisyenlerin art arda yaptıkları deprem açıklamaları, kira ve ev fiyatlarındaki fahiş artışın olması Çatalca ve Trakya gibi yakın yerleri cazip kıldı. Green Life Genel Müdürü Şenel Güneysu Cumhuriyet bayramı yaklaşırken 100. yıl coşkusunu festival tadında yaşamak istediklerini ifade ederek güzel bir etkinliğe imza attıklarını, aynı zamanda katılımcı vatandaşlara yeni yaşam alanları Tiny House son trendlerini gösterdiklerini belirtti.

    Herşeyin yasal çerçeveler içinde olması gerektiğine dikkat çeken Güneysu, “Tiny House için gerekli belgeler olan O2, O1 belgeleri ve trafiğe tescilli olması gerekiyor. Aksi takdirde imarsız arsalar kanuna göre tarla vasfında arazi de olsa bunları koymaları sıkıntı olabilir. Bizler burada tüm misafirlerimize farklı alternatifler sunuyoruz. Tiny House satışları yapılan yaşam alanlarının elektrik, su ve kanalizasyon gibi alt yapılarının olup olmadığının sorgulanması çok önemli” diye konuştu.

  • Büyüme ağrısı aslında perthes olabilir

    Büyüme ağrısı aslında perthes olabilir

    Genellikle erkek çocuklarda görülen perthes hastalığı ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan  Ortopedi ve Travmatoloji Bölümünden Op. Dr. Merdan Artuç, “Perthes hastalığının tam adı ile Legg- Calve- Perthes olarak bilinir. Femur adı verilen uyluk kemiğinin baş kısmında bilinmeyen bir nedenle kan dolaşımının bozulması sonucu kemik dokusunun ölümü ve yeni kemiğin oluşumu ile seyreden bir hastalıktır. Perthes hastalığında en sık belirti topallamadır. Topallama hem ağrı ile hem kalça çevresi kasların güçsüzlüğüne bağlıdır. Kalça eklem hareket kısıtlılığı bir diğer belirtisidir. Uyluk ve diz ağrıları da görülebilir” diye konuştu.

    4 ila 8 yaş aralığında sık görülüyor

    Perthes hastalığının tam olarak nedeninin bilinmediğine değinen Op. Dr. Artuç, şöyle devam etti:

    “Perthes hastalığına birden fazla etken olduğu konusundan görüş birliği vardır. Femur başı kan akımının kısa ya da uzun süreli bozulması, hormonal nedenlerle iskelet yaşının geri olması, düşük doğum ağırlığı, travma, hiperaktivite, genetik, düşük sosyoekonomik durum, pasif sigara içiciliği, beslenme alışkanlığı, kanda pıhtılaşma bozuklukları hastalığın risk faktörleri arasındadır. Yüzde 10 ila 15 oranında iki taraflı olabilir. 18 ay ile iskelet gelişiminin tamamlanması arasında her yaşta görülebilmekle birlikte 4 ila 8 yaş arasında sıktır. Erkeklerde kızlara oranla 4 ila 5 kat daha fazla görülür. Perthes hastalığının önlenmesi ise ne yazık ki mümkün değildir. Ancak kendini sınırlayan bir hastalıktır. Ortalama 12 ila 18 ay süren yakınmalar sonrası çocuk normal fiziksel aktivitesine döner. Perthes hastalığı 6 yaş öncesi başlayanlarda sonuç iyi iken, 9 yaş sonrası başlayanlar için sonuçlar kötüdür.”

    Hastalığın başlangıç yaşı tedavi sonucunu etkiler

    Op. Dr. Artuç, büyük yaşta yakalanan çocuklarda kalça kireçlenmesinin görülebileceğine dikkati çekerek, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü:

    “Tanısı ve takibinde röntgen altın standarttır. Hastalığın sınıflandırılmasında MR gerekebilir. Büyük yaş ve ileri evre hastalıklarıyla birlikte ilerleyen dönemde kalçada kireçlenme görülebilir. Tedavi sürecinde ise; hastalığın başlangıç yaşı tedavi sonucunu etkiler. Tedavide ana prensip kalça kemiğini yuvanın içinde tutmak ve uzun dönemde kalça ekleminin uyumunu sağlar. Hastalığın evresi ve yaşa bağlı olarak cerrahi veya cerrahi dışı olarak yapılır. 8 yaş altı ve kemik yaşı 6 yaş altı, erken evre perthes hastalığı ameliyatsız takip, aktivite modifikasyonu, yükten kesme ve fizik tedavi ile iyi sonuç alınabilir. Kalçanın yerinde tutulmasını amaçlayan pek çok ortezler tanımlanmıştır, son yıllardaki çalışmalar ortez ile tedavinin herhangi bir eksinin olmadığını göstermiştir. 8 yaş üstü ve kemik yaşı 6 yaş üstü hastalarda, ileri evde hastalarda sıklıkla çeşitli osteotomi dediğimiz cerrahi tedaviler uygulanır. Ameliyat sonrası 6 ila 8 hafta kadar alçıya alınması gerekebilir. Sonrasında rehabilitasyon sürecinde iyileşmesini hızlandırmak amaçlı fizik tedavi verilebilir.”

  • Antrenör, cinsel istismardan gözaltında

    Antrenör, cinsel istismardan gözaltında

    Silivri’de voleybol antrenörü olarak çalışan U.T., 1 yıl önce kursa kaydolan iki kız çocuğuna yakın davranmaya başladı. Daha sonra U.T., iki kızı aracı ile evine bırakmak istedi. Yaşı küçük kızlardan birini yolda indirdikten sonra U.T.’nin diğer öğrenceye yönelik cinsel istismarda bulunduğu öğrenildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri, olay ile ilgili inceleme başlattı. Konu ile ilgili şüpheli U.T. yakalanarak gözaltına alındı. Yakalanan U.T. emniyetteki işlemlerin ardından “çocuğun cinsel istismarı” suçundan adliyeye sevk edildi.

    Öte yandan tacize uğradığını iddia eden kızın U.T. isimli şahısla telefon görüşmesini kayda aldığı, görüşmede, “Arabadan indiğimden beridir elim ayağım titriyor, sizin kızınıza yapılsa hoşunuza gider mi” dediği, U.T.’nin ise “Bir daha böyle bir şey olmayacak. Rahat olabilirsin, ben hata yaptım. Bazen olur öyle kusura bakma. Büyüklük sende kalsın özür dilerim” dediği ortaya çıktı.