Etiket: isveç

  • Türkiye’den İsveç’e vize

    Türkiye’den İsveç’e vize

    NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Türkiye-İsveç ve NATO arasındaki görüşmeler sonrası basın mensuplarının karşısında geçti.

    “Türkiye-İsveç NATO-mutabakata vardı” diyen Stoltenberg sözlerini şöyle sürdürdü:

    Sayın Erdoğan, Sayın Kristersson ile bir bildiriye imza atmış bulunuyoruz. Erdoğan, İsveç’e onay kararını Meclis’e götürecek. Bu terörle mücadelemize bir katkıdır. Türkiye’nin güvenliğine bir katkıdır. Madrid’deki anlaşmamızdan bu yana ülkeler birbirleriyle daha yakın çalışmışlardır. İsveç, kanun değişikliği yapmış ve Türkiye’ye silah ihracatını serbest bırakmıştır. İsveç’in işbirliği NATO’ya üye olduktan sonra da devam edecektir. İlk defa NATO’da terörle mücadele için özel koordinatör atanacaktır. İsveç’in üyeliğinin tamamlanması tarihi bir adımdır.

  • Dünyanın gözü Türkiye’ye çevrildi

    Dünyanın gözü Türkiye’ye çevrildi

    Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta yarın ve çarşamba günü düzenlenecek NATO Zirvesi öncesi liderlerin diplomatik temasları sürüyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ile bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmede Kristtersson ile İsveç’in NATO üyeliğini konuşacak.

  • “AB’de önümüzü açın, biz de İsveç’in önünü açalım”

    “AB’de önümüzü açın, biz de İsveç’in önünü açalım”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyio Erdoğan NATO zirvesi için Litvanya’ya gitmeden önce Atatürk Havalimanı’nda açıklama yaptı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:

    İttifakın caydırıcılık ve savunma yapılanmasını tahkim etmek, Ukrayna başta olmak üzere ortakları desteklemek üzere Madrid Zirvesi’nde aldığımız kararları gözden geçireceğiz.

    NATO’nun ve müttefiklerin Ukrayna’ya desteğinin bir göstergesi olarak ihdas edilen NATO Ukrayna Konseyi’nin ilk toplantısını da bu vesileyle tertipleyeceğiz.

    Savaşın en kısa sürede adil ve kalıcı barışla sona erdirilmesinin Ukrayna’nın NATO’ya üyelik sürecini daha da kolaylaştıracağına inanıyoruz.

    Madrid’de ittifakın savunma planlarının güncellenmesini kararlaştırmış ve bunların Vilnius Zirvesi’nde onaylanmasını öngörmüştük. Bu süreçte işi yokuşa sürme çabalarına rağmen her zaman olduğu gibi ittifak dayanışması ile hareket ettik. Vilnius’te NATO’nun terörizmle mücadele konusundaki gayretlerinde yeni bir safhaya geçilmesi amacıyla yürütülen çalışmaları değerlendireceğiz.

    Zirvenin önemli sonuçlarından bir diğeri ise asgari yüzde 2 savunma harcaması taahhüdünün yenilenmesi olacaktır. Tabii bir taraftan savunma harcamalarının artırılması konuşulurken diğer taraftan kısıtlamalarla frene basıldığını da görüyoruz.

    “ÇAĞRIMIZI YENİLEYECEĞİZ”

    Zirvede, Türkiye’ye yönelik yaptırım ve kısıtlama uygulayan müttefiklere bu yanlıştan süratle dönmeleri çağrımızı tekrarlayacağım.

    Türkiye NATO’nun açık kapı politikasını hep desteklemiş bir ülkedir. İsveç’in NATO’ya üyelik sürecinin ilerleyebilmesi üçlü mutabakatın yerine getirilmesine bağlıdır.

    “50 YILDIR AB KAPISINDA BEKLETİLEN BİR TÜRKİYE VAR”

    Bize verilen sözlerin tutulmasını istiyoruz. Önce gelin Türkiye’nin Avrupa Birliği’nde önünü açın, ondan sonra biz de Finlandiya ile ilgili nasıl onun önünü açtıysak, İsveç’in de önünü açalım. 50 yıldır AB kapısında bekletilen bir Türkiye var.

    TAHIL KORİDORU UZATILACAK MI?

    Putin’in Türkiye’ye ziyareti gerçekleşirse ele alacağız.

    İSVEÇ’E NATO VİZESİ VERİLECEK Mİ?

    TBMM’den geçmedikten sonra ben dedim oldu diyemeyiz.

  • Erdoğan’dan İsveç açıklaması

    Erdoğan’dan İsveç açıklaması

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da ”10. Dönem Müşterek Komuta ve Kurmay Eğitimi, 5. Dönem Komuta ve Kurmay Eğitimi ve 12. Dönem Karargah Subaylığı Eğitimi Mezuniyet Töreni”nde konuştu.

    Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

    ”Milli Savunma Üniversitemizin bu gurur gününde sizlerle beraber olmaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Bugün toplam 249 subayımız mezuniyet sevinci yaşıyor. Mezunlarımız arasında 91 misafir öğrencimiz de bulunuyor. Misafirlerimize kendi ülkelerinde başarılar diliyorum. Sizleri donanımlı şekilde yetiştiren ailelerinize, hocalarınıza ve komutanlarınıza ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. Siz genç teğmenlerimize sonuna kadar güveniyorum.

    ”SİVİL-ASKER İŞ BİRLİĞİNİN DAHA FAZLA DERİNLEŞTİRİLMESİNDE FAYDA GÖRÜYORUZ”

    Bu sene 7. kuruluş yılını kutlayacak Milli Savunma Üniversitemize müfredatı ile ihtiyacınız olan vazife şuurunu sizlere kazandırıyor. 15 Temmuz ihaneti sonrasında yeniden yapılandırdığımız kurumların hemen hepsinde benzer gurur tablolarına şahit oluyoruz. Eskiden kendi görev alanı dışında farklı hadiselerle anılan kurumlarımız, bugün artık vatanımıza yaptıkları müstesna katkılarla gündeme geliyor. Değişim ve yenilenme ihtiyacının uzun soluklu bir süreç olduğunun bilinciyle hareket etmeliyiz. Milli Savunma Üniversitemizin faaliyet geçmesiyle vücut bulan sivil-asker iş birliğinin daha fazla derinleştirilmesinde fayda görüyoruz.

    Türkiye’nin zaten çok güçlü ve üst düzey olan askeri eğitim standardını, yeni açılımlarla, yeni kazanımlarla yükseltmeye devam edeceğiz. Bizler 2 bin 232 yıl önce düzenli ordu kurmuş bir milletiz. TSK’mız 2 bin 232 yılı aşan şanlı tarihi ile maziden atiye kurduğumuz köprünün sembollerinden biridir.

    Türkiye’nin son 71 yılda NATO ittifakına yaptığı katkıları, çok az müttefik yapmıştır. Finlandiya’nın üyeliğine onay vererek ilkesel duruşumuzu ortaya koyduk. Teröristleri himaye edenlere de tepkimizi göstermeden çekinmedik. İttifakın açık kapı politikasını destekliyoruz, ittifakın temel değerlerine sadakat gösterecek herkesi bağrımıza basmaya hazırız. Finlandiya’nın üyeliğine onay vererek ilkesel duruşumuzu ortaya koyduk ama teröristleri himaye edenlere ve terörizmle mücadalede gerekli tedbirleri almayanlara da tepkimizi göstermekten çekinmedik. NATO çatısı altında dayanışma sergileyelim diyenlerin Türkiye’de darbeye kalkışmış canilere kucak açmasının hiçbir makul gerekçesi olamaz. Terörle demokrasi, insanlık yan yana duramaz.

    Bize tavsiyede bulunanlar öncelikle şu sorulara cevap vermelidir. Türkiye, sokaklarında teröristlerin cirit attığı bir ülkeye nasıl güvenebilir? Terör örgütleriyle arasına mesafe koymayan bir devlet, NATO’ya nasıl katkı yapabilir? Teröre kucak açanlara NATO üyeliği konusunda destek veremeyiz. Madrid’de ülkemize verilen sözlere riayet edilmesini bekliyoruz. Salı günü Vilnius’ta yapılacak Liderler Zirvesi’nde tüm bu hususları tekrar ittifak ortaklarımızın dikkatine getireceğiz.”

  • NATO Genel Sekreteri Türkiye’ye geliyor

    NATO Genel Sekreteri Türkiye’ye geliyor

    Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta 11-12 Temmuz’da düzenlenecek NATO Zirvesi öncesi Belçika’nın başkenti Brüksel’de Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasında NATO üyeliğine yönelik kurulan Daimi Ortak Mekanizma’nın 5. Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantının ardından basın toplantısı düzenleyen NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenebrg, toplantının verimli geçtiğini ifade ederek, Finlandiya ve İsveç’in 1 yıl önce NATO’ya katılmak için davet edildiklerini hatırlattı.

    Finlandiya ve İsveç’in, NATO üyeliği konusunda terörle mücadele, organize suçlar ve diğer ortak zorluklarla ilgili iş birliğini güçlendirmek için Daimi Ortak Mekanizma toplantıları da dahil olmak üzere Mutabakat Zaptı’nı uygulamaya koyduğunu belirten Stoltenberg, “Gelecek hafta yapılacak olan NATO Zirvesi’nde de her türlü terörizme ve tezahürüne karşı mücadele taahhüdünde bulunacağız” diye konuştu.

    “İsveç anayasasını değiştirdi ve yeni terörle mücadele yasasını çıkardı”
    Geçtiğimiz nisan ayında Finlandiya’nın resmen NATO üyesi olduğunu hatırlatan Stoltenberg, “Şimdi İsveç’in ittifaka katılma zamanı. İsveç’in üçlü memorandum kapsamında verdiği taahhütleri yerine getirdiği konusunda nettim. İsveç anayasasını değiştirdi ve yeni terörle mücadele yasasını çıkardı. Türkiye’ye silah ihracatı üzerindeki kısıtlamaları kaldırdı ve PKK’ya karşı da dahil olmak üzere terörle mücadelede iş birliğini hızlandırdı. Toplantıda hepimiz iyi bir ilerleme kaydedildiği konusunda mutabık kaldık” dedi.

    “Bu provokasyonlardan çıkar sağlayanlar sadece NATO’yu bölmek isteyenler”
    İsveç’in NATO’ya tam üyeliğinin tüm müttefiklerin güvenliğine katkı sağlayacağı konusunda herkesin hemfikir olduğunu aktaran Stoltenberg, “Hepimiz bu süreci bir an önce tamamlamak istiyoruz. İsveç’te Türkiye’ye ve NATO’ya karşı gösteriler yapıldığını gördük. İsveç’in NATO’ya katılmasını engellemek, terörle mücadele iş birliğini bozmak ve ittifakımızı zayıflatmak istiyorlar. Bu yüzden gözümüz açık olmalı. Bu provokasyonlardan çıkar sağlayanlar sadece NATO’yu bölmek isteyenler. İsveç’in üyeliğinde daha fazla gecikme yaşanması, PKK ve Putin tarafından memnuniyetle karşılanacaktır. İsveç’in üyeliği tüm ittifaka büyük askeri faydalar sağlayacaktır” şeklinde konuştu.

    “İsveç’in üyeliği Karadeniz’den Baltık Denizi bölgesine kadar müttefiklere kesintisiz bir kalkan sağlayacak”
    İsveç’in NATO’ya katılmasının tüm Arktik-İskandinav-Baltık bölgesinin savunmasını tek bir bölge olarak planlanmasına imkan sağlayacağını ifade eden Stoltenbeg, İsveç’in üyeliğinin Karadeniz’den Baltık Denizi bölgesine kadar müttefiklere kesintisiz bir kalkan sağlayacağını belirtti.

    “Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Kristersson ile bir görüşme yapacağım”
    İsveç’in NATO’ya üyeliğinin yakın zamanda gerçekleşeceğini teyit ettiklerini belirten Stoltenberg, “Pazartesi günü Vilnius’ta bu sürecin bir sonraki adımı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Kristersson ile bir görüşme yapacağım” dedi.
    Vilnius’taki zirvede olumlu bir karar alınmasının kesinlikle mümkün olduğunu vurgulayan Stoltenberg, “İsveç’in NATO üyeliğinin bir an önce kesinleşmesi, onaylanması konusunda hepimiz hemfikiriz” dedi.

    Hafta sonu İsveç ve Türkiye arasındaki sorunları çözmek için çalışacaklarını aktaran Stoltenberg, İsveç’in önemli adımlar attığını fakat hala yapması gereken bazı şeylerin olduğunu ifade etti.
    Finlandiya’nın kalıcı mekanizmanın bir parçası olması ve bugünkü toplantıya katılmasının önemli olduğunun altını çizen Stoltenberg, “Çünkü Madrid’deki anlaşma, Finlandiya ve İsveç’in Türkiye ile terörle mücadelede kalıcı olarak çalışmaya devam etmesi yönündeydi. Finlandiya pazartesi günkü toplantıda bulunmayacak, çünkü pazartesi günü İsveç ile Türkiye arasında İsveç’in üyeliğinin onaylanmasıyla ilgili kalan sorunların nasıl çözüleceğine ilişkin özel konuyu ele alacağız” diye konuştu.

    Stoltenberg, Finlandiya’nın ardından İsveç’in de ittifaka katılımının modern tarihteki en hızlı katılım süreçlerinden biri olacağını aktardı.
    Wagner ile ilgili gelen bir soruyu yanıtlayan Stoltenberg, “Wagner askerlerinin Belarus’a konuşlanması için hazırlık yapılıyor. Prigojin’in nerede olduğu konusunda detay vermek istemiyorum” dedi.

    “Başka hiçbir müttefik Türkiye kadar terör saldırısına uğramadı”
    İsveç’te mahkemenin terör örgütü PKK’yı finanse etmeye çalışan bir şahsı 4,5 yıl hapis cezasına çarptırarak sınır dışı edilmesi yönünde aldığı karara değinen Stoltenberg, “Başka hiçbir müttefik Türkiye kadar terör saldırısına uğramadı. PKK bir terör örgütüdür. İsveç mahkemelerinde terörle mücadele konusunda önemli kararlar aldı. NATO müttefikleri, Türkiye’nin güvenlik kaygılarını ciddiye alıyorlar” ifadelerini kullandı.

  • Dışişleri Bakanı Fidan’dan Filistin ve İsveç açıklaması

    Dışişleri Bakanı Fidan’dan Filistin ve İsveç açıklaması

    Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Ürdün Başbakan Yardımcısı, Dışişleri ve Yurtdışında Yaşayan Ürdünlüler Bakanı Ayman Safadi bir araya geldi.

    İki Bakan basın açıklaması yaptı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Stockholm’de Kur’an-ı Kerim’e yapılan aşağılık saldırıyı ve uyarılarımıza rağmen bu saldırıya göz yumulmasını bir kez daha kuvvetle kınıyoruz. Masum Filistinli kardeşlerimize yönelik baskınlar ve yerleşimcilerin saldırıları bir an evvel durmalıdır.” ifadelerini kullandı.

    Dışişleri Bakanı Fidan, Mısır’la karşılıklı olarak büyükelçi atanmasına ilişkin, “İki ülke sayın cumhurbaşkanlarının iradeleriyle bir süreç başlatıldı birkaç yıl önce. Önce istihbarat, sonra dışişleri heyetleri devreye girdi. İki Cumhurbaşkanı Doha’da bir araya geldiler. Daha sonra Dışişleri Bakanlıkları süreci ilerlettiler. Önemli bir aşamayı da geride bırakmış olduk. Bundan sonra ilişkiler büyük hızla ilerlemeye devam edecek.” dedi.

    Bakan Fidan,

    “İsveç’e yönelik tepkilerin daha organize çalışması için kararlar almaya devam edeceğiz. Eğer nitelikli tepkiler ortaya konmazsa bu tür eylemler devam edecek. İsveç’in NATO’ya üyeliğinin tartışıldığı günlerde İsveç güvenlik sisteminin sorun yaratır şekilde olması bizi düşündürüyor. Stratejik ve güvenlik değerlendirmesi itibarıyla İsveç’in NATO’ya üyeliğinin bir yük mü yoksa fayda mı getireceği konusu artık daha çok tartışmaya açıktır. Vilnius Zirvesi öncesi Brüksel’de bir toplantı olacak. Biz Türkiye olarak bir zaman baskısını tasvip etmedik. İsveç tarafının terör konusunda yükümlülüklerini yerine getirmesini bekliyoruz.” açıklamasını yaptı.

    Ürdünlü Bakan Safadi ise,

    “İsrail işgallerine karşı Türkiye’nin, Ürdün’ün ve bütün İslam ülkelerinin tutumu tektir. Aynı zamanda İsveç’te Kur’an-ı Kerim yakılması kabul edilemez” diye konuştu.

  • Bahçeli’den İsveç’teki Kur’an provokasyonuna tepki

    Bahçeli’den İsveç’teki Kur’an provokasyonuna tepki

    Değerli vekiller, saygıdeğer misafirler, bir haftalık aradan sonra tekrar toplanan grubumuzun açılışı münasebeti ile yüksek heyetinizi selamlıyorum. Mübarek Kurban Bayramı’nda kucaklaşma ile gönüllerimizi mükâfatlandırdık. Tarih ve kültür mirasımızın bizlere yüklediği misyon gariplere kol kanat germektir. Bir yanda kurban keserken diğer yandan firavunluğu boğazlamak zorunluluktur. Mutlu millet hedefine kavuşmak için manevi toparlanma şarttır. Tek ruh olursak, birbirimizin yolunu aydınlatırsak her engeli aşabiliriz.

    Bayram tatilindeki kazalarda hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza şifalar diliyorum. Hac ibadetini yapan vatandaşlarımızın sağlıcakla dönmelerini temenni ediyorum.

    KUR’ANI KERİME SALDIRI KUŞKU VERİCİ

    İslamiyet, cihadı emrederken haksız bir savaşı desteklemekten uzaktır. 9 asır boyunca doğu batı arasındaki diyaloğu dini ve kültürel değerler tayin etmiştir. Batı’da Müslüman denilince akla ilk gelen Türk’ler olmuştur. Allah tektir, ordusu da Türk’tür. Sistematik şekilde ilerletilen islamofobi insani şartlarla bağdaşmadığı gibi insanlığı tehdit etmektedir. Kur’an okumak ilahi bir nasip ve nimet, yakmak ise namertlik ve soysuzluktur. Bu nefret suçu mahiyetindeki provokasyonu Irak asıllı malum meczubun tek başına planlayıp hayata geçirmesini düşünmek pek tabii hayatın ve hadiselerin olağan akışına bütünüyle aykırıdır. İsveç’in NATO’ya katılım müzakerelerinin yapıldığı, 11-12 Temmuz 2023 tarihlerinde Litvanya’nın başkenti Vilnius’da NATO Zirvesinin toplanmasıyla ilgili sıcak gelişmelerin olduğu bir dönemde vuku bulan alçak eylem her yönüyle kuşku vericidir. İnanç ve ifade özgürlüğü olarak değerlendirilemez. Kuranı kerim bir kağıt parçası değil, Allah’ın yer yüzüne indirilmiş nurudur. Tüm dünya ateşe verilse bile ilahi hükümlerin tutuşması mümkün değildir. Kuran yakan cehennemin dibini boylamıştır. Türk milleti her zaman inanç ve insan haklarına riayet etmiştir. İsveç’te hassasiyetlerimizi kanatan, tahammülsüzlükleri lanetliyor, kitabımıza uzanan mundar ellerin yeri geldiğinde kırılacağına yürekten inanıyorum.

    MHP, insanlığın huzuru projesini hazırlamıştır. Sadece Türk insanı ile değil tüm insanlık ile paylaşma duyarlılığını göstermiştir. Huzur, insanın iç alemi ile dış alemi arasındaki tutarlı denge noktasını işaret etmektedir. Bir dava insanı her şeyden önce insandır, sonra ülkücüdür. İnsan olan haklı davası ile elbette davası ile aynı potada buluşacaktır. Her şeye gerçekçi bakan, dürüstlüğü ile adam olan, hayatın zorluğunu dağa tırmanır gibi tırmanan, göründüğü gibi davranan gönül ve sevda neferi insanlarla yolumuz bir ve aynıdır.

    “BEBEK KATİLİNİ ÖVMEK, FİLOZOF MERTEBESİNE ÇIKARMAK SUÇTUR”

    Siyasi partiler demokratik hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır. İşleyişi Anayasa’da belirtilen esaslara aykırı olamaz. 69. madde de bu esasları içerir. Aykırılık halinde temelli kapatma hükmüne yer verilmiştir. Türk siyasetinde faal halde bulunan her partinin birincil kaynağı Türk milleti, aidiyeti de Türkiye’dir. Demem odur ki, her parti Türkiye partisi olmak mecburiyetindedir. Suç ve suçluyu övmek, ihanete ve melanete çanak tutmak siyasetin değil doğrudan doğruya hukukun konusudur. Genel merkezi Ankara’da olup, genel emri yabancı başkentlerden alan bir partinin demokrasiye, millete ve insana şerefli hizmetinden bahsedilemeyecektir. Milletin hak ve çıkarlarını gözetmeyen, devletin egemenlik ve hükümranlık iradesini savunmayan, düşmana ganimet olmaktan utanmayan, terör örgütlerinin ve küresel emperyalizmin kullanıma girmekten gocunmayan siyasi partilere demokraside yer olmamalıdır. Ülke sınırları çerçevesinde milli ve manevi ortak paydada buluşmak her partinin seçimlik bir hakkı değil, siyasi namus görevidir. Hem milli iradeye dayanıp hem milli iradeyi yıkmayı amaçlamak; hem hazineden para yardımı alıp hem de aldığı parayı düşmana havale etmek siyasi ve hukuki şeref kaybıdır. Bu kapsamda siyasi partiler Anayasa ve kanunlara uygun faaliyet göstermek zorundadır. Mehmetlerimize kurşun sıkan hainleri arkalamak suçtur. Ölen teröristlere taziyeler yayımlamak suçtur. Bir televizyon kanalında bebek katilini övmek, çok kitap okuduğundan bahisle filozof mertebesine çıkarmak, bununla yetinmeyip hak gaspına uğradığını iddia etmek suçtur, bu suça montaj diyerek destek çıkmak katmerli suçtur.

    Siyasetlerini insana değil de ihanetin hizmetine koşanların evrensel hukuk kaidelerine sığınarak meşruiyet sağlamaları bile söz konusu değildir.

    Mesele ne kadar oy aldığımız meselesi değil, mesele vatandır.

    Dünyada tek ses olmayı başarmış bir yapının inşası önümüzdeki en acil gündem konusu olmalı, hazırlanacak yeni anayasada bu konuya öncelikle yer verilmelidir. Ajanlık yapmak, dışarıdan sufle almak hiçbir değerle bağdaşmayacak teslimiyetçiliktir.

    “FRANSA SÖMÜRGE GEÇMİŞİ İLE YÜZLEŞMELİDİR”

    Dünyada karmaşık gelişmelere şahit oluyoruz. Wagner’in kalkışması uzlaşı ile sonuçlanmıştır. Her devletin siyasi ve toprak bütünlüğüne saygı duyarız. Her ülkenin huzur ve barış içinde var oluşu temel tezimizdir. Türkiye, Rusya’nın içine düştüğü girdapta soğuk kanlı yaklaşmıştır. Wagner sorunu hararetle konuşulurken Fransa’daki patlak veren olaylar dikkatleri bir anda Avrupa’ya çevirmiştir. Söz konusu protestolar Belçika ve İsviçre’ye de sıçramıştır. Fransa’da göstericilerle polisler çatışmıştır. Göç sorunu ve buna eşlik eden ırkçılık Fransa’nın ana yatağı olmuştur. Fransa sömürge geçmişi ile yüzleşmelidir. Küresel vicdan insani trajediler karşısında bahaneler üretmektedir. İnsani değerler yok sayılmaktadır. Sınır aşan göç olgusu tüm ülkeler için çetin bir sınavdır. İnsaf ve izan temelinde bu ağırlaşan meseleye kafa yorulmalıdır.

    “TÜRKİYE FRANSA’YA BENZEMEZ”

    Göç olgusu elbette siyasetin temeli olmalı ancak asıl temelinden saptıranların samimi olmadığı ortadadır. MHP olarak Göç sorununun idrakindeyiz. Anadolu coğrafyasındaki demografik gelecek ve güvenliğimizi tizlikle düşünmek, tedbir geliştirmek durumundayız. Hedef ve görüşlerimiz 2018 yılında hazırlanmış ARGE çalışmalarımızla hayata geçirdik. Herkes susuyorken göç konusu ile ilgileniyorduk. Bu konuda proje hazırlamak her babayiğidin harcı değildir. Çalışmalarımızı kamu kurumları ile paylaştık. Türkiye’de geçici sığınmacı konumunda olan sığınmacılar vardır. 13 milyon olarak ifade etmek kuyruklu yalandır. Fransa’daki olayların Türkiye’ye sirayet etme ihtimalinden bahsedenlerin, Mudanya’daki ve Dilovası’nda provokasyon çetelesi tutanların ateşle oynadıklarını bildirmek istiyorum. Türkiye Fransa’ya benzemez. Onun bunun kirli elleri ile kaosa çekilemez. Devlet ve vatan üzerinde kazı yaptırmayız. Göç konusu insanlık sorunudur. Hangi coğrafyada olursa olsun bu tür olaylar meşru hak arama aracı olmamalıdır.

    Litvanya zirvesinde NATO’nun bölgesel planı ele alınacaktır. Türkiye’nin itirazları vardır. Samimi ikna edici söz ve adımlara karşı Hükümetin yanında olacağız. Türk milleti İsveç’in NATO’ya girişine sıcak bakmamaktadır. Türkiye aleyhinde kabul edilen, FETÖ güzellemesi yapan madde bizim için yok hükmündedir.

    Memur ve emeklilerimiz için yapılacak zamları destekleyeceğiz. Milli sporcularımızı da tek tek kutluyor hepsinin tertemiz alınlarından öpüyorum.

  • Ülkü Ocaklarından İsveç’e Kur’an-ı Kerim tepkisi

    Ülkü Ocaklarından İsveç’e Kur’an-ı Kerim tepkisi

    Kurban Bayramının birinci günü İsveç’in başkenti Stockholm’deki bir camiinin önünde Kur’an-ı Kerim’in yakılmasına Türkiye’den ve dünyadan tepkiler devam ediyor. Kur’an-ı Kerim’in İsveçli polislerin koruması altında yakılmasına tepkiler çığ gibi büyürken Ülkücü Ocakları ise bu duruma tepki göstermek için İsveç’in Ankara Büyükelçiliği önüne siyah çelenk bıraktı. İsveç Büyükelçiliğinin önüne bıraktıkları siyah çeleğin yanında açıklamalarda bulunan Ülkücü Ocakları Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım ise Kur’an-ı Kerim’in yakılmasının İslam ve Türk dünyasında infiale yol açtığı değerlendirmelerinde bulundu.

    “Bu alçak eylem ve hakaret bir İslamofobi’dir”

    Ülkücü Ocaklarının Kur’an-ı Kerim’e olan saldırıları şiddetle kınadıklarını kaydederek, “Bir dinin kutsal değerine yapılan bu alçakça eylem ne özgürlük ile ne de demokratik bir hakla izah edilebilir. Bu alçak eylem ve hakaret bir İslamofobi’dir. Barış dini olan İslam’a karşı bu nefretin, ayrımcılığın ve kin beslemenin alçakça bir yansımasıdır” ifadelerini kullandı.

    “Kuran’ı Kerim’in yakılmasına izin verilmesi barbarlığın ve vandallığın somut bir göstergesidir”

    Kur’an-ı Kerim’i yakan şahsın İsveç polisi tarafından koruma altına alınmasına tepki gösteren Yıldırım, bu durumu barbarlık şeklinde nitelendirerek şöyle konuştu:
    “Kuran’ı Kerim’in yakılmasına izin verilmesi hatta yakan alçağında koruma altına alınması yalnızca skandal değil bunun ötesinde de barbarlığın ve vandallığın somut bir göstergesidir. Kutsal kitabımız üzerinden dinimize ve inançlarımıza yönelen bu menfur saldırının, batının Türk ve İslam düşmanlığının normal bir davranış biçimi haline geldiğinin en büyük göstergesidir.”

    “Değerlerimize hıyanetin ve saygısızlığın muhakkak bir sonucu olacaktır”

    Yıldırım, İsveç makamlarının İslam’a ve Türk dünyasına olan saldırılarda failleri korumaması gerektiğini söyledi. İsveç’in terör örgütü PKK’ya olan desteğine de dikkati çeken Yıldırım, “İsveç, Türkiye’ye karşı bölücü terör örgütü PKK’yi desteklemeyi vazgeçmeli. İslam’a ve onun mukaddes değerlerine karşı yapılan aşağılık provokasyonlara engel olmalıdır. İsveç yönetimi derhal Türk ve İslam toplumlarından özür dilemek ve bir daha böyle bir rezaletin yaşanmasına engel olmak mecburiyetindedir. Aksi halde ülkemize, milletimize, milli değerlerimize, Türk ve Türkiye yüzyılı değerlerimize hıyanetin ve saygısızlığın muhakkak bir sonucu olacaktır” açıklamalarında bulundu.

  • “Tahrik ve tehdit siyasetine boyun eğmeyeceğiz”

    “Tahrik ve tehdit siyasetine boyun eğmeyeceğiz”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan‘ın konuşmasından öne çıkanlar:

    İSVEÇ’TE KUR’AN-I KERİM YAKILMASI

    Terör örgütleriyle ve İslam düşmanlarıyla kararlı mücadele edilinceye kadar tepkimizi en güçlü şekilde ortaya koyacağız.

    Müslümanların kutsallarına hakaret etmenin düşünce hürriyeti olmadığını Batılı kibir abidelerine eninde sonunda öğreteceğiz.

    KURBAN BAYRAMI MESAJI

    Dili, rengi, kültürü farklı milyarlarca insanın yüreğini birleştiren Kurban Bayramı, yardımlaşmanın, paylaşmanın ve dayanışmanın timsalidir.

    Bayram, aşımızı, ekmeğimizi, soframızı kardeşlerimizle paylaşmaktır.

    MEMUR MAAŞLARINA ZAM

    Memur maaşlarıyla ilgili düzenlemeyi bayram sonrası hızlıca Meclisimizin takdirine sunacağız.

  • Yılmaz’dan İsveç makamlarına çağrı

    Yılmaz’dan İsveç makamlarına çağrı

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kurban Bayramı’nın ikinci gününde Adıyaman’a gelerek depremzedelerle bayramlaştı. Adıyaman ziyaretinde ilk olarak valiliği ziyaret eden ve burada yapılan çalışmalar ile ilgili brifing alan Yılmaz, daha sonra açıklamalarda bulundu.
    Deprem bölgesinde yapılan çalışmaları anlatan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İsveç’te Kur’an-ı Kerim’e yapılan alçak saldırıyla ilgili gazetecinin sorucusunu cevapladı.

    İsveç’e yönelik sert ifadeler kullanan Yılmaz, “İsveç’teki saldırı gerçekten hepimizi derinden üzdü. Daha önce de maalesef yaşandı. İfade hürriyeti kisvesi altında, nefret suçlarını hiçbir şekilde mazur gösteremezsiniz, kabul edemezsiniz. Kur’an-ı Kerim’imize kutsal kitabımıza yapılan bu saldırı, aslında yüz milyonlarca insanı rencide etmeye dönük bir saldırıdır. Provokatif bir saldırıdır. İslamofobik, yabancı düşmanı bir saldırıdır. Esas itibariyle nefret suçu teşkil eder. Aynı zamanda ırkçı bir yaklaşımı ortaya koyar. Dolayısıyla bütün bu vasıflarıyla baktığınız zaman bu saldırının, bu yapılan eylemin hiçbir şekilde ifade hürriyetiyle meşru gösterilmesi kabul edilemez. İsveç makamlarının biz bu konularda biran önce harekete geçmesini ve gereğini yapmasını bekliyoruz. Teröristlere, nefret suçu işleyenlere, ırkçılara, yabancı düşmanlarına tolarans göstermek hiçbir şekilde bir ülkeye kazandırmaz. Bunları demokratik değerlerle de izah edemezsiniz. Bu tür hadiseler gerçek anlamda ifade hürriyetini de baltalayan, demokratik değerleri de baltalayan hadiselerdir. Kutsal kitabımız bu yapılan hakaretlerden en küçük bir şey kaybetmez. Değerinden hiçbir zaman bir şey kaybetmez ama bu tür nefret suçlarını işleyenler, ırkçı yaklaşım gösterenler ve bunlara sessiz kalanlar, bunları tolere edenler kaybederler, bununda altını çizmek isterim. İsveç makamlarını ve bütün ilgilileri bir an önce harekete geçmeye ve bir daha bu tür aşağılık diyeceğimiz eylemlerin gerçekleşmesine engel olmaya davet ediyorum. Uluslararası camiayı da bu konularda uluslararası hukuk oluşturma anlamında da çaba sarf etmeye davet ediyorum” ifadelerini kullandı.

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz açıklama sonrasında deprem sonrası oluşturulan Balıkesir Çarşı’nda esnafı ziyaret etti. Esnafla sohbet eden Yılmaz, esnafın bayramını kutladı.