Etiket: ithalat

  • Ticaret Bakanlığı’ndan otomobil ithalatı açıklaması

    Ticaret Bakanlığı’ndan otomobil ithalatı açıklaması

    Ticaret Bakanlığı tarafından, bazı basın ve yayın organlarında yer alan, yurt dışından Türkiye’ye getirilen otomobil yüklü bazı tırların gümrüklerde bekletildiği, işlemlerinin yapılmadığı yönünde haberler hakkında yazılı açıklama yapıldı.

    Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    “Diğer tüm ithalat işlemlerinde olduğu gibi otomobil ithalatlarında da mevzuat gereği ilgili kurum ve kuruluşlardan istenen bazı belgelerin sunulması ve Bakanlığımızca kamuoyuyla paylaşılan düzenlemelerde yer verilen şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Yürürlükteki mevzuat gereği bu şartların yerine getirilmesi halinde ithalat işlemleri sonuçlandırılmaktadır. Bu kapsamda anılan haberler gerçeği yansıtmamakta, gerekli belgelerini ibraz eden ve mevzuat hükümleriyle uyumlu beyanda bulunan yükümlülerin işlemlerinde herhangi bir aksama bulunmamaktadır. Diğer yandan, bu araçları taşıyanlara gümrük gözetiminde bulunan yerlere araç yüklerinin boşaltılması imkanı da sağlanmıştır”.

  • CHP’li Sarıbal: Tarımda net ithalatçıyız

    CHP’li Sarıbal: Tarımda net ithalatçıyız

    Sarıbal, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci’nin “Türkiye, tarım ve orman sektörlerinde kendine yeten net ihracatçı bir ülkedir. 207 ülkeye iki binden fazla tarımsal ürün ihracatı gerçekleştirmekteyiz” açıklamasını değerlendirdi. “Dış ticaret konusunda iki rakam var ve iktidar mensupları işine gelen kısmı aktarıyor” diyen Sarıbal, Türkiye’nin gıda ürünleri dış ticaretinde az da olsa ihracat fazlası verdiğini buna karşın tarım ürünlerinde ithalatçı ülke olduğunu söyledi. Sarıbal, “Ülkemiz temel ve stratejik tarım ürünlerinde dışa bağımlıdır. Sayın Bakan DİR (Dahilde İşleme Rejimi) kapsamında ithal edilen ürünleri katarak yapılan gıda ürünleri ihracatını ülkemizin tarımda ihracatçı olarak göstermesi hatalıdır” diye konuştu.

    DİR kapsamında ithal edilen tarım ürünlerinin işlenerek gıda ürünü satılmasını ülke çiftçisine bir katkısı olmadığını ifade eden Sarıbal, “Yapılan iş sanayiciye ve ülke ekonomisine katkısı var. Biz ülkemizin gıda ürünleri ihracatından para kazanmasına karşı değiliz. Bugün Ukrayna- Rusya savaşında yaşanan ham madde tedariki sıkıntısı sanayiciyi zora soktu. Ancak ülkemizin kapasitesini sonuna kadar kullansaydık. Dışarıdan gelecek tehlikelere karşı daha güçlü olurduk” görüşünü dile getirdi.

    Türkiye İstatistik Kurumunun dış ticaret verilerini aktaran Sarıbal, şunları söyledi:

    19 yılda 139,6 milyar dolar ithalat

    “2003-2022 Nisan döneminde 93 milyarlık tarımsal ürün ihracatına karşın 130,6 milyar dolarlık ithalat yapıldı. Dış ticaret açığı 37,6 milyar dolarlık açık verdik. Bu verdiğimiz para hububat, baklagil, endüstri bitkileri, canlı hayvan ithalatına ödendi. Biz bu parayı yabancı şirketlere kazandıracağımıza ülke çiftçisine kazandırsaydık bugün dışarıdan ham madde ithal etmezdik.

    Toprak Mahsulleri Ofisi başta buğday olmak üzere arpa, mısır ve ham Ayçiçek yağı ithal etti. Sayın Bakana sormak isterim. Eğer ithalatçı bir ülke değil isek TMO bu ürünleri nerede kullandı?”

    Üretimiz yetersiz

    Tarım Bakanı’nın iddia ettiği gibi ülkemizin bitkisel üretimde kendi kendine yetmediğini vurgulayan Sarıbal, “2000 yılında 65 milyon nüfusumuz var iken 100 milyon ton bitkisel üretim yapılırken, 2021 yılında 85 milyon nüfusa 118 milyon ton, bu yıl 126 milyon ton üretim bekleniyor. 2000 yılında kişi başına bitkisel üretim 1.546 kilo iken, 2019 yılında 1.398 kilo, 2021 yılında tahmini 1.466 üretim düşmektedir. Üstelik 2000 yılında sadece 13 milyon turistin gıda ihtiyacı karşılanırken, bugün 5 milyon sığınmacı ve 40 milyon turisti ekleyince kişi başına üretim daha da az olduğu görülecektir” dedi.

    Üretimin artan nüfusun ihtiyacını karşılamadığını söyleyen Sarıbal, “Çiftçiyi üretimde tutmamız gerekir. Çiftçimiz ürettikçe ülkemiz gıda güvenliği ve bağımsızlığı sağlanabilir. Dünya da sonbaharda büyük bir gıda krizi bekleniyor. Bizim gibi ithalatçı ülkelerin bereketli topraklarında üretmekten başka çaresi yok” dedi.

  • İhracatta mayıs ayı rekoru

    İhracatta mayıs ayı rekoru

    Mayıs ayında geçen yılın aynı ayına göre; ihracat yüzde 15,2 oranında artışla 18 milyar 973 milyon dolar, ithalat yüzde 43,8 oranında artışla 29 milyar 652 milyon dolar oldu. Böylece, mayıs ayında dış ticaret hacmi, yüzde 31,1 oranında artarak 48 milyar 625 milyon dolar, dış ticaret açığı 10 milyar 679 milyon dolar oldu.

    2022 yılı Ocak-Mayıs döneminde geçen yılın aynı dönemine göre; ihracat, yüzde 20,4 oranında artarak 102 milyar 504 milyon dolar, ithalat, yüzde 40,9 oranında artarak 145 milyar 737 milyon dolar, dış ticaret hacmi, yüzde 31,6 oranında artarak 248 milyar 241 milyon dolar oldu.

    Ticaret Bakanı Mehmet Muş açıklamasında “İhracatta güçlü performansımızı Mayıs ayında da sürdürdük. Mayıs ayı ihracatımız, %15,2 artışla 19 milyar dolar oldu. Bu tüm zamanların en yüksek Mayıs ayı ihracatıdır. 2022 yılında, ilk 5 ayın tamamında en yüksek aylık ihracat değerine ulaştık ve beşte beş yaptık. Hayırlı olsun.” dedi.

    Bakan Muş’un açıklamaları şöyle:

    Küresel Ekonomi kışı geride bırakamamıştır. Pandemi sonrası dönemde artan talebe karşın aksaklıkların devam etmesinden dolayı arz sorunları ortaya çıkmış ve küresel çapta enflasyon sorunları ortaya çıkmıştır. AB’nin Rusya’ya yönelik yıl sonuna kadar petrol ambargosu uygulama kararı alması nedeniyle petrol fiyatlarında yükseliş hızlandı. AB bölgesinde enflasyon Mayıs ayında yüzde 8.1’e yükselerek tarihi rekor kırdı. Enerji ve gıda enflasyonunun kritik hale geldiği ortaya konmaktadır. G7 zirvesinde önümüzdeki aylarda buğday arzının yetersiz kalabileceği uyarısı yapıldı.

    Herkes küresel enflasyonu konuşurken arka planda büyüyen borç seviyesi bulunmaktadır. ABD dolarını güçleniyor olması gelişmekte olan ülkelerin borçlarını ödemesini zorlaştırmaktadır. Türkiye 2022’nin ilk çeyreğinde yüzde 7.3 oranında büyüme yakalamıştır. 7 çeyrek boyunca ekonomi büyümeye devam etmiş, küresel çapta pozitif ayrışmıştır. İhracatımız büyümeyi sırtlamıştır. Sanayi üretim endeksimiz de yıllık yüzde 9.6 oranında artmıştır. Türkiye Ekonomisi 2021’de yakaladığı büyüme ivmesini 2022’de de sürdüreceğiz.

    Veriler aslında ekonomik büyümenin dengeli ve sürdürülebilir bir tabana oturduğunu işaret etmektedir. Türkiye ihracatta 2021 yılında büyük bir başarı ortaya koymuştu. Geride bıraktığımız mayıs ayında geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre ihracatımız yüzde 15.2 artışla 19 milyar dolara ulaşmıştır. 2022 yılının en yüksek Ihracat rakamlarında en yüksek rekorlara ulaştı. İhracatımızın ithalatı karşılama oranı yüzde 93.1 seviyesinde gerçekleşmiştir. Mayıs ayında ithalat yıllık yüzde 43,8 artışla 29,7 milyar dolara ulaştı. 250 milyar Dolar ihracat hedefine kararlı adımlarla yaklaşıyoruz.

    Ticari diplomasiye devam ediyoruz. İkili ticareti ve ekonomik ilişkilerimizi kapsamlı şekilde değerlendiriyoruz.

  • Dış ticaret açığı arttı

    Dış ticaret açığı arttı

    Türkiye İstatistik Kurumu ile Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle oluşturulan genel ticaret sistemi kapsamında üretilen geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat 2022 yılı Mart ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 19,8 artarak 22 milyar 709 milyon dolar, ithalat yüzde 30,7 artarak 30 milyar 878 milyon dolar olarak gerçekleşti.

    Mart ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 75,1 artarak 4 milyar 666 milyon dolardan, 8 milyar 169 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2021 Mart ayında yüzde 80,2 iken, 2022 Mart ayında yüzde 73,5’e geriledi.

    Ocak-Mart döneminde ihracat yüzde 20,6, ithalat yüzde 42,0 arttı

    Genel ticaret sistemine göre ihracat 2022 yılı Ocak-Mart döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 20,6 artarak 60 milyar 201 milyon dolar, ithalat yüzde 42,0 artarak 86 milyar 607 milyon dolar olarak gerçekleşti.

    Mart ayında enerji ürünleri ve altın hariç ihracat yüzde 18,6, ithalat yüzde 9,2 arttı

    Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, 2022 Mart ayında yüzde 18,6 artarak 17 milyar 959 milyon dolardan, 21 milyar 292 milyon dolara yükseldi.

    Mart ayında enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat yüzde 9,2 artarak 19 milyar 615 milyon dolardan, 21 milyar 429 milyon dolara yükseldi.

    Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı Mart ayında 136 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi yüzde 13,7 artarak 42 milyar 721 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 99,4 oldu.

    Dış ticaret açığı Ocak-Mart döneminde yüzde 138,5 arttı

    Ocak-Mart döneminde dış ticaret açığı yüzde 138,5 artarak 11 milyar 74 milyon dolardan, 26 milyar 406 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2021 Ocak-Mart döneminde yüzde 81,8 iken, 2022 yılının aynı döneminde yüzde 69,5’e geriledi.

  • BM’den dikkat çeken yağ öngörüsü

    BM’den dikkat çeken yağ öngörüsü

    Rusya ve Ukrayna, küresel gıda üretimi ve tedariğinde önemli bir rol oynuyor. Rusya dünyanın en büyük buğday ihracatçısıyken Ukrayna ise beşinci büyük ihracatçısı konumunda. İki ülke, dünya arpa arzının yüzde 19’unu, buğdayın yüzde 14’ünü ve mısırın yüzde 4’ünü sağlayarak küresel tahıl ihracatının üçte birinden fazlasını oluşturuyorlar. Aynı zamanda kolza tohumu tedarikçisi konumundalar ve dünya ayçiçek yağı ihracat pazarının yüzde 52’sini oluşturmaktadırlar. Rusya’nın lider üretici olduğu küresel gübre arzı da oldukça yoğunlaştı.

    Rusya-Ukrayna çatışması temelinde yeni küresel gıda güvenliği senaryoları ithalatçı ülkeleri zorlayacak. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Genel Direktörü QU Dongyu, Rusya ile Ukrayna savaşının tahıl üretiminde oluşan risklerle dünyanın bu konuda sıkıntı yaşayabileceğini bildirdi. Dongyu, “Ayçiçek yağı ve diğer alternatif yağlar için ihracat beklentileri de belirsizliğini koruyor. Hindistan, Avrupa Birliği, Çin, İran ve Türkiye de dahil olmak üzere büyük ayçiçek yağı ithalatçıları, hurma, soya ve kolza tohumu yağları üzerinde yayılma etkisi oluşturabilecek, başka tedarikçiler veya diğer bitkisel yağlar bulmak zorunda kalacaklar” ifadelerini kullandı.

    Dongyu, son iki yılda COVID-19 pandemisinin, küresel gıda güvenliği bakımından dikkate alınması gereken birçok zorluğu ortaya çıkardığını, Rusya ve Ukrayna’da yaşananların da başka bir önemli zorluğu beraberinde getirdiğini altını çizdi.

    “Çatışma, gıda güvensizliğinin artmasına neden olabilir”

    Tahıl ve yağlı tohum üretiminde tedarik zinciri ve lojistikte Ukrayna ve Rusya kaynaklı aksamalar ve Rusya’nın ihracatına getirilen kısıtlamalar gıda güvenliği açısından önemli etkilere yol açacağını belirten Dongyu, “Bu, özellikle buğday arzının yüzde 30’u veya daha fazlası için Rusya ve Ukrayna’ya bağımlı elli ülke için geçerlidir. Birçoğu en az gelişmiş ülkeler veya Kuzey Afrika, Asya ve Yakın Doğu’daki düşük gelirli, gıda açığı olan ülkelerdir. Birçok Avrupa ve Orta Asya ülkesi, gübre arzının yüzde 50’sinden fazlası için Rusya pazarına bağlılar ve oradaki kıtlık gelecek yıla kadar uzayabilir.

    2020’nin ikinci yarısından bu yana artış gösteren gıda fiyatları, yüksek talep, girdi ve ulaşım maliyetleri ve limanlara ulaşımdaki kesintileri nedeniyle Şubat 2022’de tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Örneğin, küresel buğday ve arpa fiyatları 2021 boyunca yüzde 31 arttı. Kolza yağı ve ayçiçek yağı fiyatları yüzde 60’dan fazla arttı. Yüksek talep ve değişken doğal gaz fiyatları da gübre maliyetlerini artırdı. Örneğin, önemli bir azotlu gübre olan üre fiyatı son 12 ayda üç kattan fazla artmıştır.

    Çatışmanın yoğunluğu ve süresi belirsizliğini koruyor. Bu iki büyük temel emtia ihracatçısının tarımsal faaliyetlerindeki muhtemel aksamalar, uluslararası gıda ve girdi fiyatlarının yüksek ve değişken olduğu bir zamanda, küresel olarak gıda güvensizliğini ciddi şekilde artırabilir. Çatışma, Ukrayna’da tarımsal üretimi ve satın alma gücünü de kısıtlayarak yerel olarak gıda güvensizliğinin artmasına neden olabilir” dedi.

    Alternatif yağlara yönelim artacak

    Mevcut çatışmanın hem Rusya hem de Ukrayna’dan buğday ihracatında ani ve keskin bir düşüşe neden olabileceğini söyleyen Dongyu, “Diğer ihracatçıların bu boşluğu doldurup dolduramayacağı hala belli değil. Kanada’da buğday stokları zaten azalıyor ve hükümet iç arzı sağlamaya çalışacağından ABD, Arjantin ve diğer ülkelerden yapılan ihracatın sınırlı olması muhtemel.

    Buğday ithalatına bağımlı ülkelerin, küresel arzlar üzerinde daha fazla baskı yaratarak seviyelerini yükseltmesi muhtemeldir. Mısır, Türkiye, Bangladeş ve İran, buğdaylarının yüzde 60’ından fazlasını Rusya ve Ukrayna’dan satın alan dünyanın önde gelen buğday ithalatçılarıdır ve hepsinin gözle görülür ithalatı vardır. Lübnan, Tunus, Yemen, Libya ve Pakistan da buğday tedariki için büyük ölçüde bu iki ülkeye bağımlıdır. Küresel mısır ticareti, Ukrayna’dan gelen ihracat kaybının diğer ihracatçılar tarafından doldurulmayacağı beklentileri ve yüksek fiyatlar nedeniyle küçülecek gibi görünüyor.

    Ayçiçek yağı ve diğer alternatif yağlar için ihracat beklentileri de belirsizliğini koruyor. Hindistan, Avrupa Birliği, Çin, İran ve Türkiye de dahil olmak üzere büyük ayçiçek yağı ithalatçıları, hurma, soya ve kolza tohumu yağları üzerinde yayılma etkisi oluşturabilecek, başka tedarikçiler veya diğer bitkisel yağlar bulmak zorunda kalacaklar” diye konuştu.

    Politika önerileri

    FAO, küresel gıda tedariğini tehdit eden bu olayları karşı izlenebilecek şu 5 politika önerisinde bulundu.

    “Küresel gıda ve gübre ticaretini açık tutun. Yerli ve küresel talepleri karşılamak için gerekli üretim ve pazarlama faaliyetlerini korumak için her türlü çaba gösterilmelidir. Tedarik zincirleri çalışmaya devam etmeli, bu da halen hizmet veren bitkisel, hayvansal ve gıda işleme altyapılarını ve tüm lojistik sistemleri korumak anlamına geliyor.

    Yeni ve daha çeşitli gıda tedarikçileri bulun. Rusya ve Ukrayna’dan gıda ithalatına bağımlı ülkeler şoku emmek için alternatif tedarikçiler aramalıdır. Ayrıca mevcut gıda stoklarına güvenmeli ve insanların sağlıklı diyetlere erişimini sağlamak için yerli üretimlerini çeşitlendirmelidirler.
    Ülke içinde yerlerinden edilmiş kişiler de dahil olmak üzere hassas grupları destekleyin. Hükümetler hassas insanları korumak için sosyal güvenlik ağlarını genişletmelidir. Ukrayna’da, ihtiyacı olan insanlara ulaşmak için uluslararası kuruluşlar devreye girmelidir. Dünya genelinde çatışma nedeniyle çok daha fazla insan yoksulluk ve açlığa itilecek ve onlara zamanında ve iyi hedeflenmiş sosyal koruma programları sunmalıyız.

    Anlık politika tepkilerinden kaçının. Gıda arz güvenliği için her türlü tedbiri yürürlüğe koymadan önce, hükümetler, uluslararası piyasalar üzerindeki ihtimal etkilerini göz önünde bulundurmak zorundadır. İthalat tarifelerindeki düşüşler veya ihracat kısıtlamalarının kullanılması, her bir ülkenin gıda güvenliği sorunlarının kısa vadede çözülmesine yardımcı olabilir, ancak küresel pazarlardaki fiyatları artıracaktır.

    Piyasa şeffaflığını ve diyaloğu güçlendirin. Küresel piyasa koşulları hakkında daha fazla şeffaflık ve bilgi, tarımsal emtia piyasaları değişken olduğunda hükümetlerin ve yatırımcıların bilinçli kararlar almasına yardımcı olabilir. G-20’nin Tarımsal Piyasa Bilgi Sistemi (AMIS) gibi girişimler, objektif ve zamanında piyasa değerlendirmeleri sağlayarak bu şeffaflığı artırmaktadır.”

  • Rusya 9 ay sonra kısıtlamayı kaldırdı

    Rusya 9 ay sonra kısıtlamayı kaldırdı

    Rusya 9 ay önce getirdiği, Türkiye’den domates ve biber ithalatı kısıtlamasını kaldırdı.

    Rusya Tarım Ürünleri Denetim Ajansı, Antalya ve İzmir’den domates ile biber ithal edilmesine ilişkin kısıtlamayı kaldırdı.

    Kurumdan yapılan açıklamada, Türkiye Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü’nün verdiği garantiye vurgu yapıldı.

    Rusya, iki ilden geçici kısıtlamayı Aralık 2020’de devreye sokmuştu. Karara gerekçe olarak, ürünlerde domates kahverengi meyve buruşukluk virüsü, domates lekeli solgunluk virüsü ve pepino mozaik virüsü görülmesi gösterilmişti.

  • CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal: Biçerdöverler tarlada iken ithalat yapıldı

    CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal: Biçerdöverler tarlada iken ithalat yapıldı

    CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) biçerdöverler tarladan çıkmamışken, hasat döneminde hububat ithal ederek çiftçiyi zor durumda bıraktığını söyledi. Sarıbal, “TMO, çiftçimize verdiği fiyatın çok üzerinden bir fiyatla dışarıdan arpa ve buğday alarak iç piyasaya ucuza satıyor. Böylelikle hem çiftçinin ürünün para etmesinin önüne geçiyor, hem de oluşturduğu kamu zararını halkımıza yüklüyor. TMO ‘çiftçinin kara gün dostu’ olmaktan çıktı, çiftçiye ‘kara günler yaşatan’ kuruma dönüştü” görüşünü dile getirdi.

    Sarıbal, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, TMO’nun son günlerde yaptığı hububat ithalatı kararlarını değerlendirdi.

    AK Parti’nin iktidarda olduğu 2003 – 2020 döneminde 105 milyon ton hububat ithal edildiğini ve karşılığında 27,7 milyar dolar para ödendiğini söyleyen Sarıbal, 2019 yılında 14 milyon ton hububat ithalatına 3,2 milyar dolar para ödenerek Cumhuriyet döneminin ithalat rekoru kırıldığını vurguladı. 2020 yılında 13 milyon ton hububat ithalatına 3 milyar 136 milyon dolar ödendiğini aktaran Sarıbal, bu yıl yeni ithalat rekorları kırılacağını vurgulayarak, şöyle devam etti:

    İki haftada 1,5 milyon ton hububat ithalatı

    “AK Parti döneminde 72 milyon ton buğday ithalatına 19 milyar dolar ödendi. 2019 yılında 9,8 milyon ton buğday ithalatına 2,3 milyar dolar para ödendi. Dünya ve Cumhuriyet döneminin ithalat rekoru kırıldı. 2020 yılında ise 9 milyon 750 bin ton buğday ithalatı ile Dünya’da en fazla buğday ithal eden ülke olarak rekor kırdık. Karşılığında 2,4 milyar dolar ödedik. Üstelik 2017 yılında yüzde 130 olan buğday gümrük vergisi 2020 sonunda sıfırlandı.

    2021’nin ilk 5 ayında 2 milyon 655 bin ton buğday ithal edildi. Karşılığında 755 milyon dolar ödendi. Yine bu yılın ilk 5 ayında 325 bin ton arpa ithal edildi, karşılığında 82 milyon dolar ödendi.

    Piyasada fiyatlar TMO’nun alım fiyatlarının çok üzerine çıkınca, çiftçi ürününü piyasaya vermeye başladı. Özellikle yem fiyatları hızla yükselince de TMO, her zaman yaptığı gibi ithalata sarıldı.

    Bilindiği gibi TMO 24 Haziran 2021 tarihinde 320 bin ton arpa, 30 Haziran 2021’de ise 395 bin ton buğday ithalat olmak üzere 715 bin ton hububat ithalat ihalesi yapmıştı.

    TMO bu pazartesi de (12 Temmuz) 440 bin tonluk arpa ithalatı için ihale yaptı. 29 Temmuz 16 Ağustos tarihleri arasında teslim edilecek olan ithal arpanın fiyatı ton başına 236 ile 242 dolar arasında değiştiği ifade ediliyor. 395 bin ton buğday ithalatı ise dün yapıldı. Tonu 258 dolardan alınacak buğday 16-30 Ağustos’ta teslim edilecek. TMO böylece son 2 hatada 1 milyon 550 bin ton hububat ithalatı ihalesi gerçekleştirmiş oldu.”

    Hasat döneminde ithalat olmayacak demişlerdi

    Geçen yıl Aralık ayında Tarım ve Orman Bakanı, bakanlığının bütçesi görüşülürken, “Hasat döneminde ithalat yaptırmayacağım” sözü vermesine rağmen, henüz biçerdöverler tarladan çıkmamışken, buğday ve arpa ithalatı başladığını kaydeden Sarıbal, “TMO çiftçimizden donunu 1750 liradan aldığı arpayı, dışarıdan 2 bin 328 liraya aldı. Bu arpayı içeriye iç piyasada 1 bin 950 liradan verdi. Aradaki fark kamu zararı olarak yazıldı. Hem çiftçinin ürünü para etmedi hem kamu zarar etti” diye konuştu.

    İhraç ediyoruz iddiası doğru değil

    AK Parti iktidarları buğday ithalatına yönelik eleştirilere hep “biz tarımsal ürünleri işleyip satmak için ithal ediyoruz” karşılığını verdini belirten Sarıbal, bunun doğru olmadığını belirterek, “Örneğin, 2020 yılında 9 milyon 750 bin ton buğday ithal ettik. Bunun 5 milyon 160 bin tonu un, makarna, bulgur, irmik, bisküvi olarak ihraç edildi. Aradaki 4,5 milyon tondan fazla buğday yurt içinde kullanılmış görünüyor. Yani AK Parti iktidarı Dahilde İşleme Rejimi (DİR) dediğimiz şekilde işleyip satmak için değil, yurt içinde kullanmak için buğday ve arpa alıyor” dedi.

  • CHP Bursa Milletvekili Sarıbal: İthalat sınır tanımıyor

    CHP Bursa Milletvekili Sarıbal: İthalat sınır tanımıyor

    CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, AK Parti iktidarında her yıl artan tarımsal ürün ithalatının ‘tek adam keyfi yönetimi’ olarak adlandırdığı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde sınır tanımaz hale geldiğini söyledi.

    AKP’nin, iktidarı boyunca üreticinin ürün fiyatlarını baskılamak ve ithalat lobilerini zengin etmek için ithalatı temel politika olarak benimsediği kaydeden Sarıbal, “AKP döneminde yani son 18 yılda, bu ülkede üretilebilecek ürünlerin ithalatına 114 milyar dolar. 2020 yılında ise tarım ve hayvancılık ürünleri ithalatına tam 9,5 milyar dolar ödendi” dedi.

    TBMM’de düzenlediği basın toplantısında 2020 yılı tarım ithalatı rakamlarını değerlendiren Sarıbal, 2020 yılında çok sayıda üründe ithalat rekorları kırıldığını söyledi. Çiftçiyi terbiye etmek için kullanılan ithalat sopasının, dışarıda artan fiyatlar nedeniyle şimdi iktidarı dövdüğünü belirten Sarıbal, “Artan fiyatlara rağmen 2020 yılında birçok üründe ithalat rekoru kırıldı. Borç batağındaki çiftçimize verilmeyen destekler yabancı şirketlere ithalat nedeniyle aktarıldı” dedi. Sarıbal şöyle devam etti:

    Rekorlar

    “AKP döneminde yani son 18 yılda, bu ülkede üretilebilecek ürünlerin ithalatına 114 milyar dolar para ödendi. Bu ithalat Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen ucube tek adam yönetimi döneminde de artarak devam etti. 2018 yılında 9 milyar doları aşan ithalat, yeni Tarım Bakanı ile her yıl daha da arttı. 2020 yılında 9 milyar 500 milyon doları aşan bir seviyeye geldi. Bu Cumhuriyet döneminin ithalat rekorudur.

    Toplam ithalatta kırılan Cumhuriyet dönemi rekorları, birçok üründe de ayrı ayrı kırıldı. 2020 yılında Cumhuriyet dönemi rekoru kırılan ürünler ve verilen para miktarı ise şöyle:

    • Ayçiçeği ve türevleri: 3 milyon ton ithal edilerek 1 milyar 488 milyon dolar ödendi.
    • Badem: 30 bin ton ithal edilerek, 121 milyon dolar ödendi.
    • Bakla: 5 bin 700 ton ithalata 2 milyon 656 bin dolar ödendi.
    • Çay: 22 bin 500 ton ithal edilerek, 45 milyon 636 bin dolar ödendi.
    • Kırmızı mercimek: 506 bin ton ithal edilerek, 241 milyon 556 bin dolar ödendi.
    • Yeşil mercimek: 32 bin ton ithal edilerek, 15 milyon 398 bin dolar ödendi.
    • Kuru Sarımsak: 19 bin ton ithal edilerek 19 milyon 542 bin dolar ödendi.
    • Taze Sarımsak: 852 ton ithal edilerek 1 milyon 282 bin dolar ödendi.
    • Pamuk: 1 milyon 81 bin ton ithal edilerek, 1 milyar 664 milyon dolar ödendi.
    • Soya: 3 milyon ton ithal edilerek, 1 milyar 158 milyon dolar ödendi.
    • Susam: 205 bin ton ithal edilerek, 271 milyon dolar ödendi.
    • Tütün: 90 bin ton ithal edilerek, 419 milyon dolar para ödendi.”

    Seçime gidin, ülkenin önünü açın

    Türkiye’nin tarım başta olmak üzere bütün sorunlarının çözülebileceğini aktaran Sarıbal, “Ancak bu AKP ile mümkün değil. AKP, diğer sosyal ve ekonomik alanlarda olduğu gibi tarım alanında da çözüm üretecek bir anlayışa sahip değil. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi var ama AKP ile yoğurt bizi yemeye başladı. Sorunların çözümü için ilk önce AKP’nin yönetimden gitmesi gerekiyor. O yüzden derhal erken seçime gidilmeli ve ülkenin önü açılmalıdır” dedi.

     

  • Dış ticaret rakamları açıklandı

    Dış ticaret rakamları açıklandı

    Türkiye İstatistik Kurumu, temmuz ayına ilişkin dış ticaret endekslerini açıkladı. Buna göre; ihracat birim değer endeksi, temmuzda yıllık bazda yüzde 1,6, ithalat birim değer endeksi de yüzde 9,4 azaldı.

    Buna göre, ihracat birim değer endeksi temmuzda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1,6 geriledi. Endeks bu dönemde gıda, içecek ve tütünde yüzde 1,1 artarken, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 4,2, yakıtlarda yüzde 36,8 ve imalat sanayisinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 0,8 düştü.

    İthalat birim değer endeksi temmuzda yıllık bazda yüzde 9,4 geriledi. Endeks geçen yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde yüzde 1,1 artarken, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 12,4, yakıtlarda yüzde 36 ve imalat sanayisinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 3,8 azalış kaydetti.

    İhracat miktar endeksi yüzde 4,1 azaldı

    İhracat miktar endeksi temmuzda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 4,1 azalış gösterdi. Endeks bu dönemde, gıda, içecek ve tütünde yüzde 8,2 ve ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 15,4 artarken, yakıtlarda yüzde 34,1 ve imalat sanayisinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 3,7 geriledi.

    İthalat miktar endeksi temmuzda 2019’un aynı ayına göre yüzde 3,1 yükseldi. Endeks söz konusu dönemde gıda, içecek ve tütünde yüzde 26,5 ve imalat sanayisinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 3,4 azalırken, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 3,1 ve yakıtlarda yüzde 6,7 artış kaydetti.

    Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış veriler

    Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre haziranda 147,6 olan ihracat miktar endeksi, yüzde 12,4 artarak temmuzda 165,9’a çıktı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise Temmuz 2019’da 166,5 olan ihracat miktar endeksi yüzde 1,2 artarak, bu yılın temmuz ayında 168,5’e ulaştı.

    Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre haziranda 124,3 olan ithalat miktar endeksi, yüzde 5,7 artarak temmuzda 131,5 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre de Temmuz 2019’da 130,2 olan ithalat miktar endeksi, yüzde 6,4 artarak bu yılın temmuz ayında 138,5 olarak hesaplandı.

    İhracat birim değer endeksinin ithalat birim değer endeksine bölünmesiyle hesaplanan ve geçen yıl temmuzda 103,5 olarak elde edilmiş olan dış ticaret haddi, 8,9 puan artarak bu yılın temmuz ayında 112,4 oldu.

  • Bakan Dönmez’den doğalgaz fiyatı açıklaması

    Bakan Dönmez’den doğalgaz fiyatı açıklaması

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Fatih Sultan Mehmet’in türbesini ziyaret ettiği sırada gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    Türkiye’nin Karadeniz’de 320 milyar metreküp doğalgaz bulmasını Cuma günü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasının ardından Bakan Dönmez, Karadeniz’de doğal gaz rezervi keşfi ile birlikte ithalatımızda ciddi azalma bekliyoruz.” dedi.

    Dönmez, merak edilen bir diğer konu olan doğal gaz fiyatı hakkında ise, “Doğal gazı vatandaşlarımızın çok daha ekonomik fiyatlarla kullanabileceği altyapıyı oluşturmuş oluyoruz” diye açıklamalarda bulundu.

    “MALIN BOL OLDUĞU YERDE FİYATLARIN DÜŞMESİ KAÇINILMAZ”

    Bakan Dönmez konuşmasının devamında, “Önümüzde 6 bin kilometrekarelik yeni bir alan daha var. Uzmanlarımız değerlendirmesi, benzer yapıların orada da önümüze çıkabileceği yönünde. Malın bol olduğu yerde fiyatların düşmesi kaçınılmaz. Her halükarda kendi üreteceğimiz gazın ithal edeceğimiz gaza göre daha ekonomik olacağını bugünden söyleyebiliriz. Vatandaşlarımız o konuda müsterih olsunlar.”