Etiket: itiraf

  • İlk itiraf geldi: “Muhtar cesedi verdi, dereye götürdüm”

    İlk itiraf geldi: “Muhtar cesedi verdi, dereye götürdüm”

    Diyarbakır’da 21 Ağustos günü kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran’dan acı haber 19 gün sonra geldi.

    Küçük kızın cansız bedeni köyün yakınındaki dere yatağında çuval içinde bulundu. Narin, bugün toprağa verildi.

    NARİN GÜRAN CİNAYETİNDE İLK İTİRAF GELDİ

    Narin’in ölümüne ilişkin soruşturmada 24 kişi gözaltına alındı.

    Gözaltına alınan şüphelilerden birinin ifadesi doğrultusunda bazı yeni bilgiler ortaya çıktı.

    “CESEDİ BANA GETİRDİ”

    Şüphelilerden biri ifadesinde, aracıyla gelen muhtarın, Narin’in cesedini battaniyeye sarılı şekilde kendisine verdiğini itiraf etti.

    “NARİN’İN CESEDİNİ DERE KENARINA SAKLADIM”

    Cenazeyi, muhtarla birlikte çuvala koyduklarını anlatan şüpheli, sonrasında muhtarın kendisinden ayrıldığını anlattı.

    Aynı kişi cenazeyi kendisinin daha sonra dere kenarında sakladığını söyledi.

    NARİN NE ZAMAN ÖLDÜRÜLDÜ?

    Narin’in ön otopsi raporundan ilk ayrıntılara da ulaşıldı.

    Rapora göre, Narin’in ölüm zamanına ilişkin bir tahminde bulunulamadı.

    “KESİCİ ALET VE SİLAHLA YARALANMA YOK”

    14 kişilik uzman ekibin yürüttüğü ön otopsi çalışmasında, Narin’in cansız bedeninde gözle görülür kesici alet ve silahla yaralanma bulgusuna rastlanılmadı.

    BAZI ÖRNEKLER İSTANBUL’A GÖNDERİLDİ

    Otopside Narin’den alınan 91 örnek alındığı, bazı örneklerin İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildiği öğrenildi.

     

     

  • Canlı yayında cinayeti itiraf etti

    Canlı yayında cinayeti itiraf etti

    Mehmet Yörük’ün ölümüyle ilgili aklında soru işaretleri olan büyük oğlu Ömer Furkan Yörük Müge Anlı’ya başvurmuştu. İddia, Mehmet Yörük’ü eşi Sebile Yörük ile onun üfürükçü sevgilisi Mustafa Samagan’ın iş birliği yapıp öldürdüğü yönündeydi.

    Müge Anlı’nın ısrarlı soruları karşısında Sebile Yörük, Mustafa Samagan’ın uygunsuz fotoğraflarını çekerek kendisini tehdit ettiğini, Mustafa ile dini nikahı kıydıklarını ve eşinin zehirlenerek öldüğünü canlı yayında itiraf etti.

    Mehmet Yörük’ten 4 ay kadar önce Mustafa Samagan’ın eşinin de ani ölümü yeni bir şüpheye neden oldu. Sebile Yörük’ün “Mustafa, getirdiği suyu Mehmet’e içirmemi istedi, çocuklara o suyu içirmememi tembihledi. Mustafa’nın getirdiği suyu yaptığım tarhana çorbasına katıp Mehmet’e içirdim. Mustafa benimle evlenebilmek için kocamı öldürdü. Utandığım için sakladım” şeklinde bir itirafta bulundu.

    Sebile Yörük’ün cinayet itirafı karşısında sessizliğiyle dikkat çeken Mustafa Samagan ise suçlamaları reddetti.
    Şoke eden itirafla sıcak dakikaların yaşandığı Müge Anlı stüdyosuna gelen polis ekipleri Sebile Yörükçü ve Mustafa Samagan’ı canlı yayında gözaltına aldı.
    Bugüne dek 230 cinayeti çözüme kavuşturan Müge Anlı, geçtiğimiz sezonlarda da canlı yayında cinayet itirafı aldı.

  • Meral Akşener’den 6’lı masa itirafı

    Meral Akşener’den 6’lı masa itirafı

    Sabah saatlerinde geldiği Trabzon’da partililerle buluşan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, daha sonra bir otelde düzenlenen Karadeniz Bölgesi İstişare Toplantısı’na katıldı. Basına kapalı olarak gerçekleşen bu toplantının ardından Yomra ilçesindeki İkisu mahallesine gelen Akşener, çay ocağında vatandaşlarla bir araya geldi. Vatandaşların sorunlarını dinleyen Akşener, bir vatandaşın sorusu üzerine 6’lı masadan ayrılma ve geri dönme sürecini anlattı. Bir vatandaşın, “Keşke o masadan kalktığınız zaman geri dönmeseydiniz” ifadeleri üzerine Akşener, “Şimdiki aklım olsa dönmezdim” dedi. Bunun üzerine tekrar söz alan vatandaş, “Ben Karadenizliyim içinden geçeni kıvırarak konuşmam. Düz bir insanım” şeklinde konuşması üzerine Akşener, “Alışkanım” ifadelerini kullandı.

    Akşener ile karşılıklı oturan vatandaşın tekrar “O masadan kalktınız takdir ettik sizi ama keşke geri dönmeseydiniz” ifadeleri üzerine Akşener 6’lı masadan ayrılma sürecinin detaylarını paylaştı.

    “Özür dilerim”

    “Keşke. Şimdi ki aklım olsam katiyen yapmazdım. Ama oldu işte. Onun için kendi başımıza gidiyoruz. Sizde destek olun” diyen Akşener, “Samimi birşey söylüyorum. Bu seçimin kazanılmasını çok arzu ettim. Meral Akşener olarak hiçbir şey talep etmedim. Partimiz var bizim ben niye Cumhurbaşkanı adayı olmuyum ki. Yani arıza çıkarmamak için ben herşeyden vazgeçtim. Ama siz iki insanı istediniz. Ben de bunlara gayret ettim. Mesele ben değilim sizsiniz. Siz bana söylediniz. Dolayısıyla o da kabul görmedi. Ondan sonraki fasıl öyle oldu. Özür dilerim” şeklinde konuştu.

    “Bana orada siz istemiyorsanız biz 5 kişi olarak imzalayalım siz gidebilirsiniz dendi”

    Alengirli bir iş olmadığını dile getiren Akşener, “6 kişi oturuyoruz. Biz o gün adayın nasıl yöntemle seçileceğini konuşmak üzere oturmuşuz. Bir baktım aday ismi konuşuluyor. Buna itiraz ettim. Dedim ki biz adayın seçilme yöntimini konuşacağız. Kimseyi incitmek istemiyorum. 5 arkadaşımız Kemal beyi söyledi. Bende sizin istediğiniz 2 kişiyi söyledim. Dedim ki tamam Kemal beyde aday olsun. Başkaları varsa onlarda olsun. Bu 2 arkadaşımızın da ismi olsun. Araştırma yaptıralım. Araştırmada ne çıkıyorsa uyalım. Her siyasi parti kendisi yapsın. Ortalaması neyse onun arkasında duralım ve itiraz etmeyelim. En fazla 1 haftalık bir süreç dedim. Bana orada siz istemiyorsanız biz 5 kişi olarak imzayalım siz gidebilirsiniz dendi. O zaman hem Ali Babacan, Davutoğlu yok yok dedi. Sonrasında ben bu konuyu partideki arkadaşlarımla konuşmak için geri döndüm. Benim herşeyim açıktır. Zaten gizli iş yapamıyorum. Arkadaşlarım bana oturma bir daha dedi. 2 ayrı yazı hazırladık. Kalktık o konuşmayı yaptık” diye konuştu.

    “Bana aklın yeni mi başına geldi diyebilirsin”

    Masadan ayrılmasının ardından Ekrem İmamoğlu ve Mahsur Yavaş’ın gece saat 02.15’de evine geldiğini vurgulayan Akşener, ” İkisine de son kere sordum.’ İkisine aday olabilir misiniz?’ dedim.’ Hayır ‘dediler. Bunun üzerine bir teklif yapıldı. Normalde genel başkanların hiçbiri olmayacak. Başkan yardımcısı 2’si olacak. Bu çok uygun birşeydi. Bununla kazanma ihtimali yüksekti. Sonra bir kağıt yazdı. Ben sonra arkadaşlarımı tekrar topladım. Ortak hazırladığımız o yazıyı arkadaşlara okudum. O iki belediye başkanı arkadaşa ‘Kemal beyin bilgisi var mı?’ dedim. ‘Var’ dediler. Ben o yazıyı partideki arkadaşlarıma okuyunca 3 kişi hariç ‘Otur, tekrar dön’ dediler. Buradaki halime bak. Bana da yazık. Sonra döndük otele gittik. 2 belediye başkanı, ben ve Kemal bey burada tamam dedik. 2’si şahit. Bunun üzerine ben kağıdı imzalayacağız zannediyorum. Önce bir arkadaş, sonra Ali Babacan ‘Bizim bundan haberimiz yok’ dedi. Ben de masanın haberi var zannediyorum. Burada bana ‘Aklın yeni mi başına geldi’ diyebilirsin. Sorguladığım yer burası. Dürüstçe durumu anlattım” dedi.

  • Dolandırıcıdan akıl almaz sözler

    Dolandırıcıdan akıl almaz sözler

    Kocaeli’de kapora dolandırıcısının pişkinliği adeta hayrete düşürdü. Telefonun ucundaki dolandırıcının, “Yabancı ülkede olsa ayıkırlardı. Bizde mal çok. 6 ay aralıkla bir adamı aynı arabayla 3 kez dolandırdım” dediği anlar saniye saniye kaydedildi.

    Online alışveriş sitelerine kayıt yaptıran dolandırıcılar, siteye sahte ilanları düşük fiyatlarla ekliyor. Söz konusu ilanlarda da çoğunlukla başka araçlara ait fotoğraflar ve bilgiler kullanılıyor. İlana kanan alıcı ise numarayı arayarak, araçla ilgili bilgi alıyor.

    Bu sırada dolandırıcı, başka alıcıların da araçla ilgilendiğini söyleyerek, bir miktar kapora karşılığında ilanı yayından kaldırabileceğini söylüyor. Kocaeli’de yaşayan Emrah Katak da, online bir alışveriş sitesinden araç almak isterken kapora dolandırıcısıyla karşılaştı. Şahısla konuşmasını kayıt altına alan Atak, dolandırıcının pişkin tavırları karşısında adeta neye uğradığını şaşırdı.

    “Sen uyu, ben kaporacıyım”
    İlanı gördüğünü söyleyen Katak, “Gece 01.00 sıralarında araç düştü. Aracı almak için arkadaşı aradım. Evinin çarşamba gününe kadar satılacağını, çok acil paraya ihtiyacı olduğunu söyledi. Bende ‘Tamam aracı göreyim, görüntülü şekilde görüşeyim sizinle. Aracınızın kaporasını atarım’ dedim. ‘Ne iş yapıyorsunuz?’ diye sorduğumda ‘Galericiyim’ dedi. ‘Ben seni yormayayım, yorgun adamsın. Sen uyu, ben kaporacıyım’ dedi. Buradan sonra iş farklı bir boyuta geçti. Bunların yasak olduğunu, günümüzde cezaların ağır olduğunu, haram olduğunu söyleyince ‘Ben yaklaşık 1 senedir bu şekilde geçiniyorum, eşim, dostum, çevrem olmadığı içinde mecbur bu yola da başvurdum’ dedi” diye konuştu.

    “6 ay içinden aynı araçtan aynı adamı 3 kez dolandırdım”
    Şahsın aynı yöntemle birçok kişiyi dolandırdığını söyleyen Katak, “Ona ‘Bu insanlar neye dayanarak, güvenerek sana kaparo gönderiyorlar?’ diye sordum. ‘Abi ülkemizde mal çok, yabancı ülkelerde olsa çoktan ayıklamışlardı. 6 ay içinde aynı araçtan aynı adamı 3 kez dolandırdım’ dedi. İnsanlarımız maalesef bundan ders almıyorlar” şeklinde konuştu.

    “Ekmeğime taş koymazsan sevinirim”
    Konuşma ilerledikçe telefonunun şarjı azalan dolandırıcının pişkinliği karşısında şaşıran Katak, “Bana ‘Abi şu an çok müşteri arıyor şarjım az, kapatırsak işime yarayacak’ diye söyledi. O şekilde telefonu kapattık. ‘Ekmeğime taş koymazsan sevinirim. Şarjım az, parasızım’ dedi. Yaklaşık 10 dakika sonra ben bunu kaydettiğimde sosyal medyaya attım, yayıldı” ifadelerini kullandı.

  • Tom Hanks’den çarpıcı itiraf

    Tom Hanks’den çarpıcı itiraf

    Wes Anderson yönetmenliğinde Asteroit Şehir filmiyle izleyiciyle buluşmaya hazırlanan Oscar’lı oyuncu Tom Hanks, rol aldığı bazı filmleri sevmediğini söyledi. The New Yorker’a konuşan oyuncu, “Tamam, şunu kabul edelim: Hepimiz nefret ettiğimiz filmler izlemişizdir” dedi.

    66 yaşındaki Hanks, film adı vermemeyi tercih etti ama oyuncu daha önce Brian DePalma filmi Şenlik Ateşi’nin (The Bonfire Of The Vanities) en kötü filmlerinden biri olduğunu söylemişti.

    Hanks, filmlerin son halini görmeden bir filmin iyi olup olmayacağını anlamanın bir yolu olmadığını söyledi. Aktör, “Bunu söylemenin bir yolu yok çünkü süreç çok yavaş. Ve çok spesifik” ifadelerini kullandı. Oyuncu “Sadece inancınız ve umudunuz olabilir. Ve inanç ve umuttan daha büyük ne olabilir?” dedi.

  • İzmir’deki cinayetin şüphelisi suçunu itiraf eti

    İzmir’deki cinayetin şüphelisi suçunu itiraf eti

    İzmir’de 15 Ekim gecesi ilçeye bağlı Yedi Eylül Mahallesi’nde bulunan bir sitenin önünde iddiaya göre C.D. (50) ile Hacı Akkoyun (26) arasında alacak-verecek meselesi yüzünden kavga çıktı. Bu esnada Akkoyun, tabancayla açılan ateş sonucu yaralandı. Kanlar içerisinde yere yığılan ve ağır yaralanan Akkoyun, çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine adrese gelen 112 Acil Sağlık ekiplerince ambulansa alınarak Torbalı Devlet Hastanesine kaldırıldı. Akkoyun, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

    Polise teslim oldu

    Öte yandan olayla ilgili C.D.’nin oğlu olduğu öne sürülen Ş.D. (28), polise giderek suçunu itiraf etti ve teslim oldu. Şüpheli, cinayeti alacak verecek konusunda yaşadığı anlaşmazlıktan dolayı işlediğini söylerken, emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edilen Ş.D. tutuklandı. Ş.D.’nin babası C.D.’yi yakalama çalışmaları ise sürüyor.

  • 5 yıl sonra gelen itiraf! Çürümüş ceset bulundu

    5 yıl sonra gelen itiraf! Çürümüş ceset bulundu

    Pamukkale ilçesine bağlı Pınarkent Mahallesi’nde polise giderek itirafta bulunan bir kişi, arkadaşının 5 yıl önce bir cinayet işlediğini ve öldürülen kişiyi arkadaşıyla birlikte boş bir tarlaya götürerek gömdüklerini iddia etti.

    Arkadaşının öldürdüğü kişiyi gömmesine yardım eden ve duyduğu vicdan azabına 5 yıl dayanabilen şüphelinin yer göstermesi üzerine, Pınarkent Mahallesi Kocadere mevkiindeki boş tarlada iş makinesi ile kazı çalışması başlatıldı.

    Gün boyu devam eden çalışmalar sonucu tarlada açılan 2 metre derinliğinde ve yaklaşık 30 metre uzunluğundaki çukurda çürümüş bir ceset bulundu. Bir erkeğe ait olduğu düşünülen ceset parçaları, çukurdan titiz bir çalışma ile çıkarıldı. Tanınamayacak halde olan ve delil torbalarına yerleştirilen ceset parçaları, olay yerinde yapılan ilk incelemelerin ardından kimlik tespitinin yapılabilmesi amacıyla adli tıp morguna kaldırıldı.

    Cesedin kime ait olduğunun tespiti için gözaltına alınan şüphelilerin ifadeleri ve kayıp müracaatları üzerinden çalışma başlatıldı.

  • İtiraf etti! Halıya sararak gömmüş

    İtiraf etti! Halıya sararak gömmüş

    Olay, Alanya ilçesi Büyükhasbahçe Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, bir süredir kayıp olarak aranan emlakçı Ahmet Ataoğlu’nu arama çalışmalarını yürüten emniyet güçleri Ataoğlu’na ait cep telefonun HTS kaydına göre son baz verdiği bölgeye yoğunlaştı. Seyir terası olarak bilinen mevkide ormanlık alanın içerisinde bir barakada yaşayan B.K. Ataoğlu ile son temas eden kişi olduğu bilgisi üzerine gözaltına alındı.

    Emniyetteki ifadesinde Ataoğlu’nu öldürdüğünü itiraf eden B.K, aralarında çıkan tartışma sonrası bir anlık öfkeyle Ataoğlu’nun kafasına vurduğunu söyledi. Daha sonra Ataoğlu’nun cansız bedenini bir halıya sardığını ifade eden B.K, barakanın yaklaşık 15 metre uzaklığında bir alana gömdüğünü itiraf etti.

    Ataoğlu’nun cesedi gömülü bulundu

    İtiraf üzerine harekete geçen ekipler tarif edilen bölgede kazı çalışması yaptı. Geniş güvenlik önlemleri alınan bölgede yapılan kazı çalışmalarında Ataoğlu’na ait ceset bulundu.

    Olay yerine gelen Ataoğlu’nun ailesi gözyaşlarına hakim olamayarak sinir krizi geçirdiği görüldü. İncelemelerin ardından Ataoğlu’nun cenazesi otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Morguna götürüldüğü öğrenildi. Emniyetteki işlemleri süren B.K’nın yarın adliyeye sevk edilmesi bekleniyor.

    Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • DEAŞ’ın istihbaratçısı itirafçı oldu, tahliye edildi

    DEAŞ’ın istihbaratçısı itirafçı oldu, tahliye edildi

    Mersin’de düzenlenen operasyonla yakalanan, evinde ele geçirilen dijital belgelerde 4 bine yakın DEAŞ’lı teröristin bilgileri bulunan Suriye uyruklu Kuteybe H., yargılandığı davada tahliye edildi.

    Geçen yıl 22 Kasım’da, Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde, İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürlüğü ile Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), DEAŞ’a yönelik ortak operasyon düzenlendi. Operasyonda, aralarında DEAŞ istihbaratçısı Kuteybe H.’nin de bulunduğu 13 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerin Suriye’de örgüt adına faaliyette bulundukları ve Türkiye’ye kaçak yollardan giriş yaptıkları saptandı. Gözaltına alınan Kuteybe H.’nin evindeki bilgisayarında ise yaklaşık 4 bin DEAŞ’lının bilgileri ile haritalar, fotoğraflar ve örgüt üyelerinin takibi amacıyla yapılmış keşifler ile silahların sevk güzergahlarını gösteren bilgiler ele geçirildi. Sevk edildiği adliyede tutuklanan Kuteybe H.’nin dosyası ayrıldı.

    65 SAYFALIK İDDİANAME

    Yürütülen soruşturma sonunda Kuteybe H. hakkında ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle 65 sayfalık iddianame hazırlandı. Mersin 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede, Kuteybe H.’nin Suriye’de DEAŞ adına çatışmalara katıldığı, Türkiye’de de örgüt adına faaliyetlerini sürdürerek çatışma bölgelerinde bulunan örgüt üyeleriyle irtibat kurduğu ifade edildi.

    KAYITLARI TEK TEK ORTAYA ÇIKTI

    Kuteybe H.’nin ikametinde ele geçirilen dijital materyallerde farklı ülkelerden 4 bine yakın DEAŞ üyesinin isimlerinin yanı sıra ‘örgüte katılmadan önceki mesleği’, ‘gittiği ülkeler’, ‘hangi sınır bölgesini kullandığı ve aracısı’, ‘referans bilgileri’, ‘uzmanlık alanı’ ve ‘savaşçı, eylemci ya da canlı bomba eylemcisi’ gibi kategorilerin bulunduğu künye şeklindeki ayrıntılı formun bulunduğu, ayrıca çok sayıda fotoğraf, harita ve görüntüler yer aldığı belirtildi.

    İTİRAFÇI OLDU, TAHLİYE EDİLDİ

    Bugün görülen davanın ikinci duruşmasında, Kuteybe H. ve avukatı hazır bulundu. Kuteybe H., tercüman aracılığıyla ifade verdi. Önceki duruşmalarda itirafçı olan Kuteybe H., ifadelerini tekrarlayıp tahliyesini talep etti. Talebi kabul eden mahkeme heyeti, yurt dışına çıkış yasağı getirdiği Kuteybe H.’nin tahliyesine karar verdi

  • Dünyaca ünlü mankenden büyük itiraf! “Mahkum gibi hissediyordum”

    Dünyaca ünlü mankenden büyük itiraf! “Mahkum gibi hissediyordum”

    ABD’li ünlü manken Paris Hilton, ergenlik döneminde kaldığı yatılı okulda görevliler tarafından fiziksel istismara uğradığını söyledi. Hilton, “Mahkum gibi hissediyordum” ifadelerini kullandı.

    ABD’li ünlü manken ve Hilton otellerinin varisi Paris Hilton, ergenlik döneminde Utah eyaletinde kayıt olduğu yatılı okul Provo Canyon School’da hem fiziksel hem de zihinsel istismara uğradığını açıkladı. Hilton, “This is Paris” adlı belgeselde yaptığı açıklamalarda, “Gerçeği çok uzun süre sakladım. Fakat dönüştüğüm güçlü kadınla gurur duyuyorum. İnsanlar hayatımdaki her şeyin benim açımdan kolay olduğunu sanabilir ama dünyaya gerçekten kim olduğumu göstermek istiyorum” dedi.

    “MAHKUM GİBİ HİSSEDİYORDUM”

    Hilton, okulda yaşadıklarını şu cümlelerle anlattı:

    “Panik atak geçiriyordum ve her gün ağlıyordum. Çok mutsuzdum. Kendimi mahkum gibi hissediyordum ve hayattan nefret ediyordum. Ailemle konuşma fırsatım gerçekten olmuyordu. Dış dünyadan soyutlanmıştık ve aileme olanları anlatmaya çalıştığımda başım o kadar belaya girdi ki tekrar söylemekten korktum. Telefonu alıp ya da yazdığım mektupları yırtarak, “Kimse sana inanmayacak” diyorlardı. Her yerden daha kötü olacağını biliyordum. Bir okul olması gerekiyordu ancak dersler hiç de odak noktası değildi. Uyandığım andan uyuduğum ana kadar bütün gün bana bağırıyor, beni azarlıyor, sürekli işkence ediyorlardı. Orada çalışanlar korkunç şeyler söylediler. Sürekli kötü hissetmeme neden oldular ve bana zorbalık ediyorlardı. Bence onların amacı bizi ruhen parçalamaktı. Fiziksel olarak istismar ediyorlardı, vuruyorlardı ve boğuyorlardı. İtaatsizlik etmekten korkalım diye çocuklara korku aşılıyorlardı”