Etiket: itirafçı

  • Bursa’da askeri öğrenci FETÖ’nün itirafçısı oldu!

    Bursa’da askeri öğrenci FETÖ’nün itirafçısı oldu!

    Bursa’daki FETÖ/PDY operasyonunda yakalanan eski Hava Harp Okulu öğrencisi hakkında “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan hazırlanan iddianamede, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyen şüphelinin örgütle ilgili itirafları yer aldı.

    Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca eski askeri okul öğrencisi B.A. hakkındaki soruşturma tamamlandı.

    Tutuksuz şüpheli için “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame, Bursa 8. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.

    İddianamede itiraflarına yer verilen B.A, örgütle 2008’de lise öğrencisiyken yaşadığı İnegöl’de bir arkadaşı vasıtasıyla tanıştığını aktardı.

    B.A, lise son sınıftayken örgüt tarafından askeri okullara hazırlandığını ve bu yüzden gittiği dershanenin değiştirildiğini anlattı.

    ÖRGÜTTEKİ ABİLER BANA VE AİLEME ULAŞTI

    Daha sonra üniversite sınavında Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesine yerleştiğini belirten B.A, şunları kaydetti: “Üniversite tercihi yaptığım sırada askeri okula da başvurmuştum. Örgütteki abiler bana ve aileme ulaşıp, ‘Babanın maddi durumu iyi değil, harp okulundan mezun olunca direkt teğmen olarak maaş alıyorsun, pilot olacaksın. Üstelik hukuk okursan meslek garantisi yok.’ dediler ve bizi harp okulu konusunda ikna ettiler. 2011’de harp okulunu kazanınca mülakattan önce beni çalıştırdılar, taktikler verdiler. Okula girince, ima yoluyla namaz kılmamız, çeşitli gizlilikleri ve ankesörlü telefonlardan arama gibi yöntemleri uygulamamız konusunda uyarıldık.”

    “GİZLİCE FETÖ ELEBAŞININ MALİKANESİNE GÖTÜRÜLDÜM”

    B.A, konferans için bir haftalığına ABD’ye gönderildiğine değinerek, “Okuldayken bir komutanımız kredi notu ve disiplin notu ortalaması yüksek olan 35-40 öğrenciyi toplayarak dünya çapındaki ülkelerde her yıl yapılan bir konferans için makale yazmamızı söyledi. Ben de duygusal zekanın askeri yöneticiler ve öğrencilere etkisini anlatan bir makale yazdım. Benim ve bir devremin yazıları beğenildi ve ABD’deki üniversiteye gönderildi.” ifadesini kullandı.

    “GÜLEN’İN PENSİLVANYA’DAKİ  MALİKANESİNE BIRAKILDIM”

    Daha sonra örgüt sorumlusu M.K’den ABD’ye gönderileceğini öğrendiğini vurgulayan B.A, şöyle devam etti: “M.K, beni görmeye birini getirdi, o da bana, ‘ABD’de bir metronun yanındaki binanın önünde bekleyeceksin, biri gelip seni alacak’ dedi. Not almak isteyince ezberlemem konusunda uyardı. Konferans bir hafta sürecekti, bunun 3 günü bu etkinlik için geçti. Söylenen zamanda söz konusu yere gittim. Bir erkek gelip beni bir araca bindirdi, 3-4 saatlik yolculuktan sonra örgüt elebaşı Gülen’in Pensilvanya’daki malikanesinin önüne bırakıp oradan ayrıldı.”

    “GÜLEN’İN KİTAPLARINI OKUYUP OKUMADIĞIMI SORDULAR”

    B.A, evin girişinde arandığını, telefonunun da alındığını belirterek, “Beni aldıkları odada Gülen’in kitaplarını gösterip okuyup okumadığım soruldu. Okumadığımı söyleyince birini verdiler, okumamı söylediler. 3-4 saat sonra beni Gülen’in sohbet adı altındaki toplantısına soktular, bir köşeye geçip oturmamı, soru sormamamı söylediler. Toplantı bitince beni aldıkları yere bıraktılar. Birlikte geldiğim askeri öğrenciler de zaman zaman ortadan kaybolduğundan elebaşıyla görüştürüldüklerini düşünüyorum.” ifadesini kullandı.

    “PSİKOLOJİK BASKI YAPILDI”

    Bir süre sonra örgütten ayrılmaya karar verdiğini, bunun sonrasında da pilotaj eğitimi için gittiği İzmir’de yoğun bir psikolojik baskıyla karşılaştığını anlatan B.A, şunları kaydetti:

    “Örgütten olmayanlara daha fazla baskı yapıldığı için bazı arkadaşlarım daha ilk günlerden bu eğitimi bıraktılar. Ben de örgütten ayrıldığım için baskılara maruz kalınca eğitimi bırakmak için dilekçe yazdım, bize ‘Dilekçenizde burayı kötülemeyin’ denildiği için fizyolojik ve psikolojik durumumu bahane gösterdim. FETÖ’nün badi sistemi içinde yer aldığını bildiğim hiçbir arkadaşım askeri okullarda bu uygulamaya maruz bırakılmadı. Bu da FETÖ’cü olduklarını gösteriyor.”

  • FETÖ’nün askeri yapılanması itiraflarla çözülüyor

    FETÖ’nün askeri yapılanması itiraflarla çözülüyor

    Bursa merkezli 7 ilde Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) mahrem askeri yapılanmasına yönelik geçen hafta düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 12 şüpheliden 8’i itirafçı oldu.

    Bursa’daki bazı ankesörlü ve büfe telefonlarından ardışık periyodik arandıkları tespit edilerek 14 Eylül’de Bursa merkezli Adana, Ankara, Çankırı, İstanbul, Kocaeli ve Kırıkkale’de yakalanan 12 zanlı hakkındaki soruşturma sürüyor.

    Şüphelilerden, haklarında ifade bulunan ve örgüt bünyesinde mahrem imamlık yaptıkları belirlenen 6 şüpheliden 5’i ile FETÖ mensubu 3 zanlı, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalandı.

    İtirafçıların ifadeleri doğrultusunda, daha önce haklarında işlem yapılmamış 83 kişinin de aralarında bulunduğu 254 isme ulaşıldı. Asistan hekim şüphelinin 49, anketörlük yapan bir zanlının ise 104 ismi ifşa ettiği öğrenildi.

    Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca söz konusu 83 kişi hakkında da soruşturma açıldı. Diğer kişilerle ilgili dava ve soruşturmaların sürdüğü öğrenildi.

    Lisede başka, askeri öğrenci sorumlusuyken başka kod adı

    İtirafçılar arasında bulunan, askeri okula gitmekten vazgeçince örgütün askeri okullara hazırladığı öğrencilerden sorumlu mahrem imamı yapılan Ü.A, savcılıktaki ifadesinde FETÖ’nün 17-25 Aralık sürecinde mensuplarına yaptığı baskıyı anlattı.

    Lisede “Hamza”, askeri öğrenci sorumlusuyken “Abdullah” kod adını kullanan Ü.A, Bursa’da 7’nci sınıfta örgütle tanıştırıldığını, askeri liseler ve harp okullarına özel olarak hazırlandığını hatta bu konuda zorlandığını belirtti.

    İlköğretim okulu müdürü Y.G’nin, Anadolu lisesini kazandıktan sonra kendisini FETÖ’ye ait bir yurda yerleştirdiğini bildiren Ü.A, “Bize gizlilik için kod adı almamız gerektiğini söylediler, ben Hamza’yı seçtim. Üst düzey sorumlular bize askeri okullara gireceğimizi, kendimize dikkat etmemiz gerektiğini, kızlarla arkadaşlık yapmamamız gerektiğini ve flört etmememizi söylüyorlardı.” ifadelerini kullandı.

    Ü.A, liseden sonraki asıl amaçlarının, üniversite sınavlarından yüksek puan alarak harp okullarına girmek olduğunu vurguladı.

    Örgüt sorumlularının, ders çalıştırmanın haricinde kendilerine spor yaptırdığı, koşuya götürüp süre tuttukları bilgisini veren Ü.A, şöyle devam etti:

    “Halı saha maçlarına götürüyorlardı. Bu maçlara bölge sorumlusu olarak bildiğim şahıslar da geliyorlardı. Askeri okul sınavlarına başvurduğumuz dönemde bize mülakat provası yaptırıyorlardı. Fetullah Gülen’i tanımadığımızı ve alakamız olmadığını söylememizi istiyorlardı. Askeriye içinde adamları olduğunu, o okulları kazanmamıza yardımcı olacaklarını söylüyorlardı. FETÖ’ye ait kapatılan Bahar Hastanesine götürüp ön muayene yaptırdılar. Gözümde problem çıkınca ücretin yarısını karşılayarak beni ameliyat ettirdiler. 2011’den sonra ben ve bir arkadaşım askeri okula girmekten vazgeçtik, bunun üzerine ailelerimizle görüştüler ancak biz kararımızdan vazgeçmedik.”

    İzmir’de üniversite okurken askeri öğrencilerle ilgilenmesi için Ankara’ya gönderiyorlardı

    Örgüt sorumluları tarafından bir yurtta öğrenci mesulü olarak görevlendirildiğini kaydeden Ü.A, daha sonra üniversiteyi kazanıp İzmir’e gittiğini ve bu şehirde de askeri okullara hazırlanan öğrenci gruplarından sorumlu olduğunu belirtti.

    Ü.A, 2012 yılında İzmir’den zaman zaman Ankara’ya gidip askeri öğrencilerle ilgilendiği itirafında bulunarak, şunları kaydetti:

    “Ankara’ya gitmeden önce askeri öğrencilere hangi kitapları okutacağım, ne yaptıracağım söyleniyordu. Askeri öğrencilerle ankesörlü telefonlardan iletişime geçiyordum. 2013’te 3’üncü sınıftayken dershane problemleri yaşanmaya başlayınca bölge sorumlusu bize daha dikkatli olmamızı, aramızda ajanların olduğunu, okulda kendimize dikkat etmemiz gerektiğini, dershaneler konusunda sosyal medyadan gündem oluşturmamız gerektiğini söylüyor, hükümeti kötülüyorlardı. Bu olaylar yaşanınca ben öğrencilerimi aksatmaya başladım. Öğrencileri benden aldılar. 17-25 Aralık sürecindeki bu ters düşmeden dolayı bize sürekli tedbirli olmamızı söyledikçe bu durumdan rahatsız oldum, suçlu gibi hissetmeye başladım. Psikolojim bozuldu, beni psikiyatriste götürdüler. Bacaklarım titriyor, sürekli takip ediliyormuş hissine kapılıyordum. Anti depresan ilaçlar kullanmaya başladım. Örgütten ayrılmak istedim, karşı çıktılar. Sürekli ‘Başına kötü şeyler gelir, şefkat tokadı yersin.’ deyip beni engellemeye çalışıyorlardı ancak psikolojim daha da bozulunca kesin bir kararla ayrıldım.”