Etiket: itiraz

  • Hollanda hükümeti F-35 kararına itiraz edecek

    Hollanda hükümeti F-35 kararına itiraz edecek

    Hollanda’da temyiz mahkemesinin insan hakları örgütlerinin itirazını kabul ederek İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarda kullandığı F-35 savaş uçaklarına ait parçaların satışının 7 gün içinde Hollanda tarafından durdurulmasına karar vermesinin ardından hükümet harekete geçti.

    Hollanda hükümeti, söz konusu karara Yüksek Mahkeme’de itiraz edeceğini belirterek, F-35’lerin İsrail’in kendisini “İran, Yemen, Suriye ve Lübnan gibi bölgedeki tehditlerden” koruması için çok önemli olduğunu öne sürdü.

  • Çeşme Belediyespor’dan federasyona kırmızı kart itirazı

    Çeşme Belediyespor’dan federasyona kırmızı kart itirazı

    6 Kasım tarihinde Video kaydını sosyal medya sayfasında yayınlayan Çeşme Belediyespor Kulübü, “Alaçatıspor maçında futbolcumuz Umut Kaya’ya, Denizli bölgesi hakemi Tahir Berkay Barlın’ın vermiş olduğu kırmızı kart pozisyonu. Kart gösterilme sebebi Umut Kaya’nın hakeme vurmasıdır. Görüntüler gayet nettir. Gerekli itirazlar kulübümüz tarafından yapılacaktır” diyerek kırmızı kart cezasına itiraz edeceklerini açıklamıştı.

    Çeşme Belediyespor Kulübü sosyal medya sayfasında 16 Kasım tarihinde yapılan açıklamada da, “Alaçatı Spor Kulübü ile oynadığımız karşılaşmanın 74. dakikasında 10 numaralı futbolcumuz Umut Kaya, herhangi bir kasti, bilerek veya isteyerek bir temasta bulunmamakta olduğu videoda görüntülenmiştir. Bu konuyla ilgili gerekli itirazlar TFF (Türkiye Futbol Federasyonu) Tahkim Kurulu Başkanlığı’na gerçekleştirilmiştir. Cezamızın indirilmesi için gerekli girişimlere başvurulmuştur. Kamuoyuna saygılarımızla” denilerek itirazın gerçekleştirildiği duyuruldu.

  • Para cezası kesilen fenomen: “Günah keçisi ben seçildim”

    Para cezası kesilen fenomen: “Günah keçisi ben seçildim”

    Sosyal medya hesaplarından al-sat içerikleri üreten Metehan Meşe, çektiği bir video sonrası gündem oldu. ‘6ilerimetehan’ ismi ile ünlenen Meşe’nin çektiği videoyu gerçek zanneden sosyal medya kullanıcıları, video kısa sürede yayılınca tepki gösterdi. Kurgu gereği videoda 600 bin liraya aldığı otomobili 3 gün içerisinde 745 bin liraya satarak masraflar düşülünce 136 bin lira kar elde eden Meşe, video sonrası tepkilerin hedefi oldu.

    Ticaret Bakanlığı sosyal medyadan gelen tepkiler sonrası devreye girerek açıklama yaptı. Ticaret Bakanı Yardımcısı Mahmut Gürcan sosyal medya hesabından videoyu paylaşarak, Metehan Meşe’ye 300 bin lira idari para cezası kesildiğini duyurdu. ‘Şahsın fiyatı sahte alıcılarla yükselterek alıcıyı aldattığı tespit edilmiştir’ diyen Gürcan sosyal medya paylaşımında, “Sosyal medya platformlarında taşıt satışına ilişkin video yayımlayan M.M. isimli şahsın kimlik bilgileri yapılan incelemeler sonucu belirlenmiştir. 2022 ve 2023 yılları arasında toplam 17 adet taşıt satışı gerçekleştirdiği Bakanlığımız İkinci El Motorlu Kara Taşıtı Bilgi Sistemi kayıtlarından tespit edilmiş olup, yetki belgesi olmadan ikinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal ettiği anlaşılmıştır. Ayrıca anılan şahsın fiyatı sahte alıcılarla yükselterek alıcıyı aldattığı tespit edilmiştir.

    Bu çerçevede, bahsi geçen şahıs hakkında Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelik çerçevesinde İç Ticaret Genel Müdürlüğümüzce idari para cezası üst sınırı olan 300 bin TL idari para cezası uygulanmıştır. Ayrıca, 2022 ve 2023 yıllarındaki tüm satışlarının vergi ziyaı açısından incelenmesi amacıyla, bahsi geçen şahsın 2022 ve 2023 yıllarındaki taşıt alım satım bilgileri Gelir İdaresi Başkanlığıyla paylaşılacaktır. Ticaret Bakanlığı olarak spekülatif ve aldatıcı eylemlerle tüketicilerimizi mağdur eden kişi ve kuruluşlara geçit vermeyecek, haksız kazanç sağlama girişimleri ve haksız ticari uygulamaları önlemeye yönelik denetimlerimizi kararlılıkla sürdüreceğiz” ifadelerine yer verdi.

    Bursa Adalet Sarayı’na giderek kendisine gönderilen idari para cezasına itiraz eden Meşe, hakkında çıkan haberlere sitem etti. Yolda karşılaştığı kişiler tarafından dolandırıcı ithamlarına maruz kalan Meşe, “300 bin lira cezamız elimize ulaştı. Devletimizi gerçekten tebrik ediyorum, çok hızlı bir sistemleri var. Burada her şeyi yazmışlar, 300 bin lira idari para cezası olarak yedim. Dolandırıcı olarak ceza yemedim. Lütfen hakkımda dolandırıcı olarak haber yapmayın. Devletimiz zaten bana uygun görüp cezayı kesmiş, belge burada. Bende bir vatandaş olarak yasal hakkımı kullanıp itiraz ettim. Ceza hakikaten çok, biraz hafifletilmesini talep ediyorum. Ama son sözü devletimiz söyler” şeklinde konuştu.

    “Piyasada dönen oyunları anlatmaya çalıştım”

    Çektiği videoda al-sat piyasasında dönen tezgahları anlatmak isterken kendinin o duruma düştüğünü söyleyen Meşe, “Bende bir insanım ve bende üzülebilirim yıkılabilirim. Sosyal medyada bana yapılanlar için travma yaşayabilirim. Yazıklar olsun. Ben öncelikle bana yapılanın bir yanlış olduğunu düşünüyorum. Bu yazılanlar beni çok üzdü ben bunları hak etmedim. Kendi ailem dostlarım kimse bana inanmadı. Halkımız bana inanmadı. Hayat böyledir yüz güzel iş yaparsınız. 1 iyi işiniz kötü anlaşılır, yanlış anlaşılmanız tüm emeğinizi çabanızı boşa götürür. Ben bunları hak etmedim. Devletimize ve milletimize saygım sonsuz. Büyüklerimiz bana bu cezayı uygun görmüşler, boynum kıldan incedir. Her şeyimi yıktınız. Ümitlerimi elimden aldınız. Kötü yorumlar dolandırıcı haberleri. Türkiye’nin bir ucundan bir amca o haberleri izledi ve beni dolandırıcı olarak biliyor. Ben bunları hak etmedim. İnsanlar hep bir suçlu arıyorlar asla kendilerine bakmıyorlar. Burada ki suçlu günah keçisi ben seçildim. 600 bin liraya alıp 601 bin liraya sattığım bir tane bile belge yok. Noter belgelerim yanımda, kendi adıma ve vekaletle yaptığım satışlar burada. Çektiğim video tamamen kurgudan ibaret. Benim bir arabadan 144 bin lira kazanç sağladığım da yok. Ben sadece piyasada dönenleri anlatmaya çalıştım. Allah bana böyle bir imtihan gösterdi, sınavımız buymuş” dedi.

    “Babam bile bana güvenmedi”

    Hakkında yapılan haberler sonrası ailesinin de kendisine sırt çevirdiğini söyleyen Meşe, “Bu olaylardan sonra kimse bana inanmadı. Sponsorluklarım, çoğu işim bozuldu. Hep ben suçlanıldım. Sokakta hep kötü şeylere maruz kalıyorum, tehditler alıyorum, dolandırıcı imaları alıyorum. Kendi ailem bile bana inanmadı, kendi babam bile bana güvenip arkamda destek olarak durmadı. Gerçekten çok üzüldüm, yıkıldım bende bir insanım. Gerçekten çok zor zamanlar atlatıyorum, Allah yardımcımız olsun, inşallah bu sınavı da güçlü bir şekilde atlatacağım. Ama ne denilebilir ki babam bile bana güvenmedi” dedi.

  • YSK’dan itirazlara yönelik açıklama

    YSK’dan itirazlara yönelik açıklama

    YSK Başkanı Ahmet Yener, Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi sonuçlarına yönelik itirazlarla ilgili basın toplantısı düzenledi.

    ”PAYLAŞILAN GÖRSELLERİN YSK İLE İLGİSİ YOK”

    YSK’nın, itirazları yasanın öngördüğü süre içerisinde görüşüp sonuçlandıracağını belirten Yener, ”Sosyal medyada paylaşılan görsellerin YSK ile ilgisi bulunmamaktadır. Süreç şeffaf şekilde devam etmekte ve tüm süreçte siyasi partilerimiz de yer almaktadır.” dedi.

    YSK Başkanı, sosyal medyadaki görsellerin YSK ile ilgisi bulunmadığının da altını çizdi.

    Yener’in açıklamalarından satır başları şöyle:

    ”Oy verme gününde sandıktan çıkan oy pusulaları kurul huzurunda sayılmakta ve tüm kurul üyelerince ıslak imza ile imza altına alınmaktadır. İlgili evrakların ilçe seçim kurullarına teslim süreci siyasi parti temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşmiştir. Kurulların vermiş oldukları kararlara karşı tarafların YSK’ya itiraz hakları bulunmakta olup TBMM’de grubu bulunan 5 siyasi partinin temsilcisi de katılmaktadır. YSK, önüne gelen bu itirazları yasanın öngördüğü süre içerisinde görüşüp sonuçlandıracaktır.

    ”ASILSIZ İDDİALARA İTİBAR EDİLMEMELİ”

    Sosyal medyada paylaşılan görsellerin YSK ile ilgisi bulunmamaktadır. Kamuoyunu yanıltmaya yönelik asılsız iddialara itibar edilmemeli. Süreç şeffaf şekilde devam etmekte ve tüm süreçte siyasi partilerimiz de yer almaktadır.”

  • YSK Başkanı’ndan adaylık itirazlarına ilişkin açıklama

    YSK Başkanı’ndan adaylık itirazlarına ilişkin açıklama

    YSK Başkanı Ahmet Yener, cumhurbaşkanlığı adaylık başvurularına yapılan itirazlarla ilgili açıklama yaptı.

    Yener’in açıklamasından öne çıkanlar şöyle:

    “Bugün YSK yapmış olduğu toplantıda ele aldığı konuları izah etmek istiyorum. Millet İttifakı’nın kendi partilerinin adını kullandığı, Millet Partisi’nin yaptığı itiraz değerlendirildi. Oy çokluğuyla Millet Partisi’nin Millet İttifakı’nın kullanılmaması talebi reddedildi. 6 parti tarafından oluşturulan Millet İttifakı ismi kullanılabilecektir.

    Cumhurbaşkanlığı ve 28. dönem seçimlerine yönelik olarak seçim takvimindeki sürece göre geçici cumhurbaşkanı adayları listesi ilan edilmiştir. Söz konusu itirazlar değerlendirilmiştir. Alfabetik sırayla Kemal Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce, Recep Tayyip Erdoğan hakkında itiraz yapılmıştır. Kurulumuz itirazları değerlendirmiştir.  Oy birliği ile her 3 aday yönünden adaylıklarına yönelik itirazların reddine karar verilmiştir.”

    Kesin aday listesi, yarın Resmi Gazete’de yayımlanacak ardından cumhurbaşkanı seçimi propaganda dönemi başlayacak.

  • “Kendilerine başka ad bulsunlar”

    “Kendilerine başka ad bulsunlar”

    Millet Partisi’nden heyet, Altılı Masanın ittifak adı olan ‘Millet İttifakı’ ismine itiraz etti. YSK’ya itiraz başvurusu yapan Millet Partisi Genel Sekreteri Mehmet Ali Küçükgüzel, ardından açıklamalarda bulundu. Altılı Masanın ittifak adının ‘Millet İttifakı’ olamayacağını savunan Küçükgüzel, “Çünkü Millet Partisi, kendi adı ve logosu altında tek başına seçimlere giriyor. Dünyanın en zengin dillerinden güzel Türkçemizde kelime mi kalmadı da Millet Partisi’nin ön adı olan ‘millet’ adını ittifakınıza ad olarak koyuyorsunuz.

    Siz ad bulamadıysanız bize bildirseydiniz, biz size yakışan ad bulurduk. Altılı Masa kendine başka bir ad bulmalıdır. Altılı Masanın Millet Partisi’nin adını ittifak adı olarak belirlemesi ahlaki, hukuki ve yasal değildir. Nezakete sığmaz, siyasi ahlaka, erdeme aykırıdır. Ayıptır, haksızdır, kanunlara açıkça aykırıdır. Her bir partinin ön adları kendine özeldir. Bu düşüncelerimizi nisan ayında yaptığımız basın açıklamamızda da kamuoyu ile paylaşmış ve ittifakınızda ‘millet’ adını kullanmaya devam ederseniz biz size ‘gasp ittifakı’ diyeceğiz’ demiştik” açıklamasında bulundu.

  • Fenerbahçe: “Kulübümüz bu karar ile ilgili yürütmeyi durdurma başvurusu yapacaktır”

    Fenerbahçe: “Kulübümüz bu karar ile ilgili yürütmeyi durdurma başvurusu yapacaktır”

    Spor Toto Süper Lig’in 24. haftasında Yukatel Kayserispor ile Fenerbahçe arasında oynanacak müsabakaya Kayseri İl Spor Güvenlik Kurulu tarafından deplasman taraftarının alınmayacağı kararı alındı. Sarı-lacivertliler, alınan kararla ilgili tebligatın ulaştığı bilgisini vererek sosyal medya hesaplarından şu paylaşımı yaptı:

    “Türk futbol tarihine adalet yoksunu kara bir leke olarak geçecek kararın tebligatı tarafımıza ulaşmıştır. Kulübümüz her şeye rağmen hukukun üstünlüğüne inanarak, bu karar ile ilgili yürütmeyi durdurma başvurusu yapacaktır.”

  • Gülşen’in ev hapsinin kaldırılması itirazına ret

    Gülşen’in ev hapsinin kaldırılması itirazına ret

    Konserinde imam hatip liselilere yönelik sözlerinden dolayı “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçundan hakkında başlatılan soruşturma kapsamında tutuklandıktan sonra “konutu terk etmeme” şartıyla tahliye edilen şarkıcı Gülşen’in adli kontrol tedbirinin kaldırılması talebi reddedildi.

    Nöbetçi İstanbul 27. Asliye Ceza Mahkemesi, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçundan başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanan ve adli kontrol tedbirlerinden “konutu terk etmeme” şartıyla tahliye edilen Gülşen Bayraktar Çolakoğlu’nun avukatı Emek Emre, dün İstanbul Adliyesi’ne gelerek müvekkili hakkındaki adli kontrol tedbirinin kaldırılması için talepte bulundu.

    Talebi değerlendiren Nöbetçi İstanbul Sulh Ceza Hakimliği, Çolakoğlu’nun “konutu terk etmeme” şartlı adli kontrol tedbirinin kaldırılması talebini reddetti.

    NE OLMUŞTU?

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hakkında TCK’nin 216. maddesi olan “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçundan başlatılan soruşturma kapsamında Gülşen Bayraktar Çolakoğlu, 25 Ağustos Perşembe günü tutuklanmıştı.

    Çolakoğlu’nun avukatının itirazını değerlendiren nöbetçi İstanbul 27. Asliye Ceza Mahkemesi, 29 Ağustos Pazartesi günü Çolakoğlu’nun “konutu terk etmeme” şartıyla tahliyesine karar vermişti.

  • Leyla’nın amcasının tahliyesine itiraz reddedildi

    Leyla’nın amcasının tahliyesine itiraz reddedildi

    Ağrı’da, kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir’i ‘kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve ‘çocuğa karşı cebir ve hile ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan da 4 yıl hapis cezası verilen amcası Yusuf Aydemir’in tahliyesi kararına Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcılığı’nın itirazı reddedildi.

    Ağrı kent merkezinde yaşayan Şükran ve Nihat Aydemir çiftinin 7 çocuğundan 6’ncısı olan Leyla, Ramazan Bayramı için gittikleri dedesinin yaşadığı Bezirhane köyünde 15 Haziran 2018 tarihinde kayboldu. Bulunması için tüm Türkiye’nin seferber olduğu Leyla’nın 18 gün sonra köye 3 kilometre uzaklıktaki Kurudere mevkiinde cansız bedeni bulundu. Leyla’nın ölümünün ardından, başlatılan soruşturma kapsamında 2’si Leyla’nın öz amcaları olmak üzere 7 sanık hakkında dava açıldı.

    AMCA CEZA ALDI, 6 SANIK BERAAT ETTİ

    Ağrı 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde, 2 Ekim günü görülen karar duruşmasında amca Yusuf Aydemir, ‘Çocuğa karşı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘Çocuğa karşı cebir ve hile ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan da 4 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Amca Musa Aydemir, baba Nihat Aydemir’in kuzeni Mehmet Ali Aydemir, köylüleri Besim Dursun, eşi Hatun Dursun, Yıldırım Artam ve eşi Ayşe Artam ise beraat etti.

    AMCA TAHLİYE EDİLDİ

    Leyla Aydemir’i ‘Kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘Çocuğa karşı cebir ve hile ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan da 4 yıl hapis cezası verilen amca Yusuf Aydemir ile ilgili karar Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi’nce bozuldu. Daire tüm sanıklar hakkında verilen hükümleri bozarak, sanık Yusuf Aydemir’in tahliyesine karar verdi. Dairenin bozma gerekçesinde gerçek fail veya faillerin tespiti hususunda gereğinin yapılması için Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirimde bulunulmasına karar verilmesi gerekirken, sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi olarak gösterildi.

    BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAŞSAVCILIĞI İTİRAZ ETTİ

    Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcılığı, Leyla Aydemir’in amcasının tahliyesiyle ilgili karara itiraz etti. Başsavcılık, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2’nci Ceza Dairesi’ne gönderdiği itiraz dilekçesinde, sanık Yusuf Aydemir’in tahliyesine yönelik verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu bildirildi. Yusuf Aydemir ile maktulün babası arasında uzun zamandır süre gelen husumet bulunduğu, bunun gizli tanıklar ile tüm dosya kapsamındaki taraf ve tanık ifadelerinden anlaşıldığının vurgulandığı itiraz dilekçesinde, dava dosyasındaki tanık ve gizli tanık beyanlarının birbirini doğruladığı, maktulün son olarak sanık tarafından kaçırıldığı ve akabinde öldürüldüğünün anlaşıldığı ileri sürüldü.

    Başsavcılığın itiraz dilekçesinde şu ifadelere yer vermişti:

    “Dosyada bulunan deliller, delillerle desteklenen anlatılan hususlar doğrultusunda sanık Yusuf Aydemir’in evden çıktığında peşinden gelen maktülü kaçırarak sakladığı ve ölümü üzerine serin bir alanda beklettiği, aramaların gevşetilmesi ve köyde normal hayata dönülmesini fırsat bilerek de ceseti dereye attığı, her ne kadar sanık tarafından suçlamalar kabul edilmemiş ise de maktulün babası ile önceye dayalı husumetinin bulunması, taziye evinden kısa bir süre ayrılması ve bu esnada çocuğun son görüldüğü kapıda, çocuğun görülmesinden dakikalar sonra çevreyi gözetler bir şekilde görülmesi, bu andan kısa bir süre sonra çocuğun kaybolduğunun anlaşılmasına rağmen bulunamaması ve anne Şükran’ın olacakları önceden tahmin eder şekilde çocuğuna bir şey yapıldığını anlayarak feryat etmesi, aile içerisinde çocuğun bulunmasını engellemeye yönelik çabalar ile tüm bunların kısa bir zaman aralığında olması göz önüne alınarak sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair mahkumiyete yeter delilin bulunduğu anlaşılmıştır.”

    Dilekçenin sonuç ve istem bölümünde, “Sanığa atılı suçun vasıf ve mahiyeti, sanık hakkında mahkumiyete yeter deliller, atılı suçun CMK 100’üncü maddede yer alan katalog suçlardan olması, sanık tarafından yaşadıkları çevre ve ailevi durumları, tanıklara yönelik baskı, delilleri gizleme faaliyetlerinde bulunma ihtimali dikkate alınarak sanık hakkında verilen tahliye kararının itirazen kaldırılması, itirazımızın yerinde görülmemesi halinde itirazın değerlendirilmek üzere Erzurum Bölge Adliye 2’nci Ceza Dairesine gönderilmesi saygıyla arz ve talep olunur” denildi.

    İTİRAZ REDDEDİLDİ

    Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2’nci Ceza Dairesi, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 1’inci Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen raporlarda, kafa, göğüs ve batın boşluğuna nafiz olacak herhangi bir yaralanma tanımlanmadığı, kafa içi kanama, beyin doku harabiyeti, beyin kanaması, iç organ ve büyük damar yaralanması tanımlanmadığı, iskelet sisteminin sağlam olduğu, otopside genital bölgede anüs ve vajen çevresinde travmatik değişim tanımlanmadığı, mevcut verilerle çocuğun ölüm sebebi ve mekanizmasının bilinemediğinin belirtildiğini ifade edederek şunları belirtti:

    “Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesinin 21 Aralık 2020 tarih, 2020/2803 Esas ve 2020/2781 sayılı kararı ile, tutuklu sanık Yusuf’un üzerine atılı suçları işlediğine dair mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin delil elde edilemediği ve bu nedenle sanığın tahliyesine karar verildiği, Dairemizce dosya üzerinde yapılan incelemede; gizli tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğu, maktulün sanık tarafından alıkonulduğu ve akabinde öldürüldüğüne ilişkin görgüye dayalı doğrudan, açık ve kesin herhangi bir beyanlarının olmadığı, gizli tanıkların somut olayın gerçekleşme şeklinden ziyade aile içerisindeki husumete dair ayrıntılı beyanlarda bulundukları, katılan Şükran, mağdur Nihat ve diğer tanıkların olayın gerçekleşme şekline dair iddiayı destekler mahiyette herhangi bir beyanda bulunmadıkları bu nedenle Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesinin 21 Aralık 2020 tarih, 2020/2803 Esas ve 2020/2781 Kararı ile sanık hakkında verilen tahliye kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, Cumhuriyet savcısının itiraz dilekçesinde belirttiği hususların dosya kapsamına uymadığı ve maddi delillerle desteklenmediği anlaşılmakla; itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.”

    Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2’inci Ceza Dairesi kararında ise, “Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesinin istinaf incelenmesi sonucu 21 Aralık 2020 tarih, 2020/2803 Esas ve 2020/2781 Karar sayılı bozma hükmü kararı ile birlikte sanık Yusuf Aydemir’in tahliyesine yönelik kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen itirazın ‘Reddine’,

    Kararın itiraz edene Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesince tebliğine, Dosyanın Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesine iadesine, dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 5271 sayılı CMK’nın 271’inci maddesi gereğince kesin olmak üzere, 24 Aralık 2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi” denildi

  • Can Dündar’ın itirazı üst mahkemece reddedildi

    Can Dündar’ın itirazı üst mahkemece reddedildi

    MİT TIR’larının durdurulmasına ilişkin gizli kalması gereken bilgi ve fotoğraflara Cumhuriyet Gazetesi’nde Genel Yayın Yönetmeni olduğu dönemde yer verdiği gerekçesiyle çarptırıldığı 5 yıl 10 ay hapis cezası Yargıtay’ca bozulan Can Dündar’ın kaçak sayılmasına ve mal varlıklarına el konulması kararına avukatı aracılığıyla yaptığı itiraz üst mahkemece reddedildi.

    Can Dündar’ın avukatı Abbas Yalçın, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nce 7 Ekim 2020 tarihli duruşmada müvekkilinin kaçak sayılmasına ve menkul ve gayrimenkullerine el konulmasına ilişkin karara itirazda bulunmuştu. İtirazı değerlendiren üst mahkeme olan İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi dün verdiği kararla bu itirazı reddetti. Mahkeme, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “kararının usul ve yasaya uygun olduğuna” oybirliğiyle karar verdi.

    7 EKİM TARİHLİ KARARLA KAÇAK SAYILMIŞTI

    İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, usulüne uygun yapılan ilana rağmen mahkemeye veya Türkiye sınırlarındaki herhangi bir adliye veya kolluk kuvvetine gelip teslim olmadığı için 7 Ekim 2020’de CMK’nin 247/2. maddesi uyarınca Can Dündar’ın “kaçak sayılmasına, Dündar’a ait menkul ve gayrimenkullere el konulmasına ve bankalardaki vadeli-vadesiz hesaplarına el koyma kararı” vermişti. Ayrıca sanığa ait el konulmasına karar verilen taşınmazların sayısı, hak ve alacaklarının miktarı dikkate alınarak malların yönetilmesi amacıyla CMK 128. ve 6758 sayılı kanunun 19. maddesi uyarınca TMSF’nin kayyum olarak atanmasına da karar verilmişti. Öte yandan, 14 Ekim tarihli duruşmada Can Dündar’ın savcı esas hakkında mütalaasını açıklamıştı. Savcı, Can Dündar’ın “Siyasal ve askeri casusluk” ve “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüte yardım” suçlarından toplam 22,5 yıldan 35 yıla kadar hapsini talep etmişti.