Etiket: iyi parti

  • Elektrik ve doğalgaz zammına tepki

    Elektrik ve doğalgaz zammına tepki

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’den elektrik ve doğal gaz zammına tepki geldi. Pandemi döneminde vatandaşa yapılan nakdi desteğin 10 milyar lira olduğunu hatırlatan Akşener, zamlarla vatandaşın cebinden bunun 3 katı çıkacağını söyledi.

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu.

     

    İYİ Parti lideri Akşener, partisinin TBMM’deki grup toplantısında, “Ekonomiden adalete, diplomasiden kadın haklarına, gençlerimizin sorunlarından işsiz vatandaşlarımıza, çiftçilerimizden emeklilerimize, esnafımızdan memurlarımıza kadar her bir vatandaşımızın iktidar karşısında hakkını, hukukunu savunmaya; milletimizin gerçeklerini, iktidara göstermeye çalışıyoruz” diye konuştu.

    Elektrik ve doğal gaza yapılan zamları eleştiren Akşener, “4 kişilik bir ailenin elektrik maliyeti, 183 liradan 211 liraya çıktı. Doğal gaz maliyeti ise 166 liradan 186 liraya yükseldi yani 4 kişilik bir aile, eğer 1 sene boyunca yeni zam yapılmazsa yılda 600 lira fazladan para ödemek zorunda kalacak. Böyle bir tezgah olabilir mi? Böyle bir devlet yönetimi olabilir mi? Pandemi döneminde, senden başka elektriğe ve doğal gaza yani temel ihtiyaçlara zam yapan bir başka hükümet başkanı var mı?” dedi.

    Pandemi sürecinde hükümete bazı öneriler getirdiklerini söyleyen Akşener, vatandaşa nakit desteği istediklerini belirterek, “İktidarın büyüklü küçüklü ortaklarına, her fırsatta ‘Vatandaş zorda, nakit desteği verin’ diyoruz, doğal gaza zam yapıyorlar. ‘Esnaf perişan, borçlarını erteleyin, faizsiz kredi verin’ diyoruz, elektriğe zam yapıyorlar. ‘Kısa çalışma ödeneğini, işten çıkarma yasağını uzatın’ diyoruz, duymazlıktan geliyorlar” diye konuştu.

    İYİ Parti lideri Akşener, Türkiye Elektrik İşletmeleri Anonim Şirketi’nin (TEİAŞ) hayati görevi olduğunu belirterek, “Elektrik iletimi, stratejik bir öneme sahiptir. TEİAŞ’ın, yük dağılımını kontrol edip, Türkiye’deki anlık elektrik arz-talep dengesini kontrol etmek gibi hayati bir görevi vardır. İşte bu nedenle TEİAŞ, kar amacı gütmemesi gereken bir kurumdur. Bu sektörün kontrolü kamuda olmazsa ekonomik bağımsızlığımız tehlikeye girer” dedi.

  • Dokunulmazlık dosyaları Meclis’e sunuldu

    Dokunulmazlık dosyaları Meclis’e sunuldu

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da aralarında bulunduğu 20 milletvekiline ait dokunulmazlık dosyaları TBMM Başkanlığı’na sunuldu.

    Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Tezkereleri, Meclis Başkanlığınca “Gelen Kağıtlar” listesinde yayınlanarak Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon’a havale edildi. Fezlekeleri Karma Komisyon’a sevk edilen milletvekilleri şöyle:

    1. CHP Genel Başkanı ve İzmir Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu
    2. HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözegü
    3. HDP Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz
    4. HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni
    5. HDP Iğdır Milletvekili Habip Eksik
    6. HDP Van Milletvekili Sezai Temelli
    7. HDP İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç
    8. HDP Şanlıurfa Milletvekili Nusrettin Maçin
    9. HDP Diyarbakır Milletvekili İman Taşçıer
    10. HDP Şanlıurfa Milletvekili Ayşe Sürücü
    11. HDP Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ
    12. HDP İstanbul Milletvekili Zeynel Özen
    13. HDP Şırnak Milletvekili Nuran İmir
    14. HDP Muş Milletvekili Mensur Işık
    15. HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran
    16. HDP Muş Milletvekili Şevin Coşkun
    17. İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ahmet Çelik
    18. DP Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt
    19. TİP Hatay Milletvekili Barış Atay Mengüllüoğlu
    20. DBP Diyarbakır Milletvekili Salihe Aydeniz
  • Meral Akşener’de “Elmalı Davası” kararına tepki

    Meral Akşener’de “Elmalı Davası” kararına tepki

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Antalya’da kız çocuğu G.E.G. (7) ile ağabeyi İ.E.G.’nin (10) cinsel istismara uğramasına ilişkin yürütülen davada anne Merve A. ile üvey baba Rahmi A.’nın tahliye edilmesini tepki göstererek, “Milletin adalet duygusu ve vicdanıyla sakın oynamayın. Empati yoksunu yargı kararlarıyla, milletimizi tahrik etmeyin” dedi.

    İYİ Parti Lideri Meral Akşener, TBMM’de partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmasında, Antalya’da kız çocuğu G.E.G. ile ağabeyi İ.E.G.’nin cinsel istismara uğramasına ilişkin yürütülen davada anne Merve A. ile üvey baba Rahmi A.’nın tahliye edilmesini tepki gösterdi. Akşener, “Hukuka ve adalete olan güvenimizin, pamuk ipliğine bağlı hale getirildiği bir dönemde bu korkunç suçun faillerinin aramızda geziyor olması, kabul edilemez. Çocuklarımız çizerek anlatmışlar, anlaması gereken vicdansızlar anlayamamış. Buradan, başta Adalet Bakanı olmak üzere iktidarı uyarıyorum; milletin adalet duygusu ve vicdanıyla sakın oynamayın. Empati yoksunu yargı kararlarıyla, milletimizi tahrik etmeyin. Her bir çocuğumuz gibi, bu iki yavrumuz da bize Allah’ın emanetidir. Bunu aklınızdan çıkarmayın. Açılan HSK soruşturması, doğru yönde atılmış bir adımdır. Ancak, toplum vicdanını rahatlatmak ve adaletin tecelli etmesi için süratle devamı gerekir. Süreci yakından takip edeceğiz. Her ne pahasına olursa olsun, emanetlerimize sahip çıkacağız” dedi.

    ‘SORULAR NEDEN ZOR?’

    Akşener, öğrencilerin geçen hafta Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nda ter döktüğünü belirterek, “Milli Eğitim Bakanı’na sormak istiyorum; Siz bu öğrencilere, neden böyle gıcık oluyorsunuz? 1,5 yıldır, kesintiler ve zorluklarla eğitimlerine devam etmeye çalışan, 2 milyon 600 bin gencimizin önüne getirilen sınavın bu kadar zor, soru formlarının da bu kadar farklı olmasının sebebi nedir? Bu çocuklar, size ne kötülük yaptı kardeşim?” diye konuştu.

    KANAL İSTANBUL PROJESİ

    Akşener, kamuoyu araştırmalarına göre, milletin büyük çoğunluğunun Kanal İstanbul Projesi’ne karşı olduğunu söyleyerek, “Ayrıca, Kanal İstanbul için ayrı bir referandum yapılmamış ve halkın onayı da alınmamış. Mevcut ekonomik değerlendirmeler Türkiye’nin, işsizlik, enflasyon ve kişi başına düşen milli gelir gibi parametrelerde, kendi sınıfındaki ülkeler arasında en kötü performansı gösterdiğini söylüyor. Peki Kanal İstanbul Projesi, halihazırda çalışan ve değer üreten firmaları ayakta tutmayı veya milletimizin refah seviyesini yükseltmeyi amaçlıyor mu? Hayır. Projenin, bölgede arsa kapatanlar ile malum müteahhitler dışında milletimizin refahına ve insani gelişmişlik düzeyine, yapacağı bir katkı var mı? Yok. Bu vesileyle buradan sizlerin aracılığıyla, Kanal İstanbul için avuç ovuşturan, projeye dahil olmak isteyen, yerli ve yabancı bütün finans kuruluşlarını ve müteahhitlik firmalarını bir kez daha uyarıyorum. Bütün bu veriler ışığında, bu ‘tiksindirici borcu’, milletimizden değil, bizzat Recep Tayyip Erdoğan’dan isteyeceksiniz” ifadesini kullandı.

    ‘BOLLUK’ VE ‘BEREKET’ ANLAMINA GELİYOR’

    Akşener, Türkiye’ye huzur getirmeye, yolsuzluğu, haksızlığı, bu topraklardan silmeye yemin ettiklerini söyledi. “Yolsuzluğu nasıl bitireceğimizi, hak ve adaleti nasıl sağlayacağımızı açıklıyoruz” diyerek partisi tarafından hazırlanan Artagan projesini tanıtan Akşener, şöyle konuştu:

    “Artagan, çok özel bir isim. Öz Türkçe’de, ‘bolluk ve bereket’ anlamına geliyor ve adı gibi memleketimizi, bolluk ve berekete kavuşturma yolunda, çok önemli bir kilometre taşını oluşturuyor. Sorunu nasıl tanımlarsak tanımlayalım, Artagan nihai çözümü ortaya koyuyor. Artagan’ın sağlayacağı kazançlar, emsalsiz bir bereketin kapılarını aralıyor. Şimdiye dek hiç yaşamadığımız bir para bolluğuna sahip olacağız. Mevduat açığı sebebiyle, yurt dışından borç bulmaya çalışan bankacılık sistemimiz, mevduat fazlası veren ve büyümenin fitilini ateşleyecek kurumlara dönüşecek. Kredi faizleri, yakın tarihimizin en düşük seviyelerine gerileyecek. Üretim artacak, tüketim geniş kitlelere yayılacak. Kaynak yetersizliği sebebiyle, gerçekleştiremediğimiz tüm atılımlar için ihtiyacımız olan finansmana sahip olacağız. Artagan, devletimizin bütçesine, 300 milyar liranın üzerinde bir kaynak sağlarken, finansal sistemimize de 500 milyar liranın üzerinde ek mevduat sağlayacak. Artagan kesinlikle bir mucize, reçete değil. Artagan, değeri 2 trilyon lirayı aşan bir büyük sorunu çözüyor.”

  • Akşener: Türkkan’ın çiftliği üzerinden gagalanıyoruz

    Akşener: Türkkan’ın çiftliği üzerinden gagalanıyoruz

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Grup Başkanvekili Lütfü Türkan’ın sahip olduğu çiftlikle ilgili iddialara ilişkin, “Sayın Türkkan’ın çiftliği üzerinden gagalanıyoruz. Kim, nerede, ne yapmışsa takipçisi olmazsam, hepsini rezil etmezsem namerdim. Yıkıldı mı kardeşim hepsi. Yıkıldı tamam” dedi.

    Akşener, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Gündeme ilişkin değerlendirmede bulunan Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ismi açıklanan yerli aşıya ilişkin konuştu. Akşener, “Sayın Erdoğan’ı uyarmak istiyorum; yerli aşıyı algı operasyonlarına kurban etme. Böyle önemli bir sürecin baltalanmasına müsaade etme. Bilim Kurulu, bilim insanları süreci olduğu gibi yürütsün. Milletimiz yerli aşıyı bekliyor” dedi.

    ‘SÖZDE MUHAFAZAKARLIĞA BAKAR MISINIZ’

    PTT pulunda Bosnalı Müslümanların katledildiği Srebrenitsa Katliamı’nı inkar eden eski Sırp Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Milorad Dodik’in resminin yer almasına tepki gösteren Meral Akşener, “Bu fevkalade muhafazakar arkadaşlar Dodik için hatıra pulu bastırdılar. Boşnak düşmanı Dodik’in namına pul bastırma peşinde. Bu sözde muhafazakarlığa bakar mısınız, yazıklar olsun size ve zihniyetinize. İnancımıza göre, o pullarda kullanılan mürekkep değil, Müslüman kanıdır. O pulları imha edin” diye konuştu.

    MKEK TEPKİSİ

    Akşener, Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu’nun (MKEK) anonim şirkete dönüştürülmesini öngören kanun teklifiyle ilgili, “Tank-paleti peşkeş çektikleri yetmiyormuş gibi MKEK’i özelleştirmeye hazırlanıyorlar. Mühimmatımızın önemli bölümünü üreten bu fabrikayı peşkeş çekmeye utanmıyorlar. Utanmıyorlar; çünkü milletimizin gerçekleri umurlarında bile değil” diye konuştu.

    ‘KENDİ ASKERİNİ RİSKE ATMA’

    ABD’nin, Afganistan’dan çekilmesini de değerlendiren Akşener, Türk askerinin görev almasıyla ilgili, “İç politikada ABD’ye etmedik laf bırakmayan Sayın Erdoğan, bu işe gönüllü oluyor. Buradan Sayın Erdoğan’ı aklını başına almaya davet ediyorum. Türk askeri orada asla muharip görev üstlenmedi. Hiçbir güvenlik gerekçesi yokken, sen ABD Başkanı’na şirin görüneceksin diye bu görevin izahı yoktur. Ayrıca para pul konuşmanın manası yoktur. ABD’li askerlerin canını kurtarmak için kendi askerlerini riske atma. Kınalı kuzuların ayağına taş değerse senden biliriz. Cumhurbaşkanı olarak Erdoğan’ın öncelikli görevi Afganistan’daki havalimanının güvenliğini sağlamak değil, milletin huzur ve refahını sağlamaktır” ifadelerini kullandı.

    ‘ÇİFTLİĞİ ÜZERİNDEN GAGALANIYORUZ’

    İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan’ın sahip olduğu çiftlikle ilgili iddiaları hatırlatan Meral Akşener, “Sayın Türkkan’ın çiftliği üzerinden gagalanıyoruz. Sayın Türkkan’ın açıklamaları var, onlara girmeyeceğim. Kim, nerede, ne yapmışsa takipçisi olmazsam, hepsini rezil etmezsem namerdim. Yıkıldı mı kardeşim hepsi, yıkıldı tamam. İletişim Başkanı’nın eviyle ilgili bir şey çıktı, ağzımızı açmadık. Tarihi eser meselesinin nasıl yürüdüğünü biliyoruz; üzerinde tepinebilirdik, tepinmedik. Şimdi yandınız. Mademki ‘devletten kiralanmış yerlere çökülmüş’ diye tabir ediliyor, şimdi ben takip edeceğim” dedi.

    ‘DOĞRU ADIMLAR ATMAYA DAVET EDİYORUM’

    Marmara Denizi’ni saran ve Ege’ye de sıçrayan müsilaj sorununa da değinen Akşener, “Doğa ana bize diyor ki; ‘Karbona dayalı enerjiyi, nükleer tesisleri özendirmeye devam ederek, ormanları talan ederek, su kaynaklarını kurutarak, tarım alanlarını plansızca imara açarak haddinizi aştınız. Artık aklınızı başınıza alın’. Ben de bu vesileyle iktidarı, haddini bilmeye, iklim değişikliği, atık yönetimi, döngüsel ekonomi ve yeşil mutabakat gibi konularda, hızlı, kararlı ve doğru adımlar atmaya davet ediyorum” ifadelerini kullandı.

  • Bursa’da, ‘belediyede danışmanlık ücreti’ tartışması

    Bursa’da, ‘belediyede danışmanlık ücreti’ tartışması

    İYİ Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, Büyükşehir Belediyesi’nden, Başkan Alinur Aktaş’ın danışmanı Ferhat Murat’ın sahibi olduğunu öne sürdüğü şirkete, geçen yıl 141 bin 600 TL ödeme yapıldığını öne sürdü. İddialara yalanlayan Ferhat Murat ise, “Kuruluş sürecinde ortaklığım bulunan ilgili şirkette 29 Mayıs 2013 tarihinden bu yana hiçbir hissem bulunmamaktadır” dedi.

    İYİ Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, düzenlediği basın toplantısında Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a çeşitli sorular yöneltti. Partisinin il başkanlığında düzenlenen toplantıda Türkoğlu, Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 2020 yılı bütçesi denetim raporuna göre SİNERJİ Ltd. adlı şirkete ödemeler yapıldığını söyledi. Bu şirketin sorumlu Müdürü olan Ferhat Murat’ın, aynı zamanda Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın maaşlı danışmanı olduğunu belirten Türkoğlu, “Bir Büyükşehir Belediye Başkanının maaşını belediyeden ödettiği resmî danışmanının sorumlu müdür olarak doğrudan bağlantısı olduğu bir şirkete, her ay düzenli olarak paralar ödettiği nerede görülmüş? Umarız iddialar doğru çıkmaz diyorduk, maalesef konu Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 2020 yılı denetim raporunda hazin tespitlerle ve tüm çıplaklığı ile gözlerimizin önüne serildi. Meclis onaylı raporu incelediğimizde gördük ki; Alinur Aktaş’ın resmî danışmanı Ferhat Murat’ın ‘Sorumlu Müdür’ olduğu SİNERJİ Ltd. adlı şirkete; 4/5/2020 tarihinde 34 bin 500 TL, 4/6/2020 tarihinde 34 bin 500 TL, 29/9/2020 tarihinde 34 bin 500 TL, 17/12/2020 tarihinde 34 bin 500 TL olmak üzere toplam 141 bin 600 TL ödeme yapılmış” dedi.

    Türkoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Aktaş’a sorular yönelterek, şunları söyledi:

    “Resmî danışmanının doğrudan ticari bir parçası olduğu ortaya çıkan bu firmaya, göreve atandığından bu yana, yani yaklaşık 4 yıldır, büyükşehir kasasından bugüne kadar, daha başka toplam kaç yüz bin veya kaç milyon TL ödeme yaptırdın? Danışman Ferhat Murat’a bugüne kadar ödenen toplam maaş ne kadardır ve her ay düzenli olarak ödenen bu danışmanlık ücretinden başka, hangi işleri, toplam kaç TL’lik ödeme karşılığında, ilave olarak SİNERJİ aracılığı ile yaptırdın? Özellikle de Kültür A.Ş. başta olmak üzere belediye iştiraki diğer şirketlerden SİNERJİ’ye hangi işler için kaç TL ödendi. Bütün bunlar için büyükşehir kasasından ya da belediye iştiraklerinin kasasından, Bursalıların ayrıca kaç milyon TL’si buhar olup uçtu? Danışmanının, nüfuzunu kullanarak, SİNERJİ adlı şirkete ayrıca ilçe belediyelerinden ya da belediye iştiraklerinden aldığı kaymaklı işler de var mı? Bu skandal haber duyulup hortum patladıktan sonra, bu etik dışı icraatını onur gurur meselesi yaparak istifa etmeyi düşünecek misin?”

    İDDİALARA YANIT VERDİ

    Ferhat Murat, iddialara sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla yanıt verdi. Murat, “Bursa Büyükşehir Belediyesi başkan danışmanı olarak görev yapmaya başladıktan sonra ortağı ve sahibi olduğum şirket tarafından Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne fatura kesildiği iddiası tamamıyla gerçek dışıdır. İddialarda yer alan, kuruluş sürecinde ortaklığım bulunan ilgili şirkette 29 Mayıs 2013 tarihinden bu yana hiçbir hissem bulunmamaktadır. Ayrıca SİNERJİ firması ile Bursa Büyükşehir Belediyesi arasında resmi danışmanlık görevime başladığım 17.10.2020 tarihi sonrasında profesyonel iş anlaşması da yapılmamıştır. Belge olarak sunulan faturalar da önceki döneme aittir. Müddei iddiasını ispatla yükümlüdür. Eğer dediğiniz doğru ise 2021 yılına ait bir faturayı belge olarak sunmalısınız. Eğer sunamazsanız müfterisiniz! Daha önce de defalarca söylediğimiz gibi, ‘Yalanla siyaset olmaz.’ Ayrıca, Sinerji firmasında hissemin/ortaklığımın olmadığını belgeleyen 29 Mayıs 2013 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’ni sunuyorum” dedi.

    ‘ŞAHSIMA AİT BİR ORTAKLIĞIM BULUNMAMAKTADIR’

    Hukuki sürecin başlatılacağını dile getiren Ferhat Murat, “5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’na göre başkan danışmanı olarak görev yapanların ticari faaliyetlerini sonlandırması gibi bir zorunluluk olmamasına rağmen, herhangi bir şirkette şahsıma ait bir ortaklığım da bulunmamaktadır” diye konuştu.

  • Yeni parti için tarih verdi

    Yeni parti için tarih verdi

    Bağımsız İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, Malazgirt Meydan Savaşının 950’nci yıl dönümünde 26 Ağustos’ta partiyi kuracaklarını açıkladı.

    İYİ Parti’den ihraç edilmesi kararı, Ankara 1’inci Asliye Hukuk Mahkemesi’nce iptal edilmesi ardından partiden istifa eden Ümit Özdağ, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. İYİ Parti’den ayrılan bir diğer isim Adana Milletvekili İsmail Koncuk’un eşlik ettiği Özdağ, 26 Ağustos’ta partilerini kuracaklarını belirtti. Özdağ, şunları söyledi:

    “19 Mayıs’ta Anıtkabir’den yola çıkan Ayyıldız Hareketi olarak, 26 Ağustos 2021’de Malazgirt Meydan Savaşı’nın 950’nci yıl dönümünde ve büyük taarruzun başlamasının 99’uncu yıl dönümünde, Allah’ın izni ve yardımı ile ‘gelecek bin yılda da buradayız’ diyerek partimizi kuracağız. Ayyıldız Hareketi’nin partileşme süreci devam ediyor. Ayyıldız Hareketi’nde bir araya gelen Atatürk çizgisinde Türk milliyetçileri ‘bilim’, ‘birlik’, ‘barış’ ilkesi ile, 2017 kirli referandumu sonrasında tesis edilen saray rejiminin sona ermesi ve demokratik hukuk devletinin tekrar kurulmasını hedeflemektedir. Bazı partiler, kurulmadan kurucuları Washington’a gider icazet alır, bazıları Pensilvanya’dan icazet alır. Bazı partiler kurulmadan önce kurucu kadroları Brüksel’e gider destek ister. Biz yola Oğuz Han’ın başkentinden, Hoca Ahmet Yesevi’nin Türbesi’nden, Atatürk’ümüzün ebedi istirahatgahından çıktık. Şimdi adım adım Anadolu’yu dolaşıyoruz.”

  • Akşener: Dünün ‘Ey Biden’ı, bugünün ‘Dostum Biden’ı oluverdi

    Akşener: Dünün ‘Ey Biden’ı, bugünün ‘Dostum Biden’ı oluverdi

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Joe Biden ile gerçekleştirdiği görüşmeyi değerlendirdi. Akşener, “Dünün ‘Ey Biden’ı, bugünün ‘Dostum Biden’ı oluverdi. İşte size Sayın Erdoğan’ın bipolar dış politika anlayışının son örneği” dedi.

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında açıklamalarda bulundu.

    Sözlerinin başında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın NATO Zirvesi’nde ABD Başkanı Joe Biden ile gerçekleştirdiği görüşmeye değinen Akşener, “Daha düne kadar verip veriştirdiği NATO, bir anda değerli oluverdi. Bu arkadaşların tamamı muhalefetin dostu Biden diyorlardı. ‘Hain Biden’ diyorlardı” ifadesini kullandı.

    Akşener, “Sonra ne oldu? Pazartesi günü basın toplantısında Sayın Erdoğan, ‘Dostum Biden’ dedi. Dünün ‘Ey Biden’ı, bugünün ‘Dostum Biden’ı oluverdi. İşte size Sayın Erdoğan’ın bipolar dış politika anlayışının son örneği. İşte size kanka diplomasisinin Türkiye’yi getirdiği son nokta” dedi. Erdoğan’ın basın toplantısında 24 Nisan ile ilgili yöneltilen soruya “Hamdolsun gündeme gelmedi” dediğini hatırlatan Akşener, şöyle devam etti:

    “14 Haziran günü iktidarın besleme medyası bir başlık atmıştı. Buna göre Sayın Erdoğan ‘NATO zirvesinde 24 Nisan soykırım iddiasını da soracağım.’ diyordu. Yani arkadaş oraya had bildirmeye gidiyordu. Sorabildi mi? Soramadı. Bir de ‘Hamdolsun 24 Nisan konusu gündeme gelmedi’ dedi. Kendisi gündeme getirmesi gerekirken getirmemiş, ama hamdolsun Biden da gündeme getirmemiş. Vay be, halimize bakar mısınız?”
    Akşener, bu sırada MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye de “Küçük ortak siyasi kıvraklıkta Erdoğan’a uyum sağlamış görünüyor. Minik minik ortak, bu işlere ne diyecek? Merak ediyorum” eleştirisini yöneltti.

    ‘Sen bostan korkuluğu musun?’

    Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın muhalefet partilerine yönelttiği “Aç olarak dolaşanları buyurun siz de doyuruverin” tepkisini eleştirdi.

    “Bunu ekonomik durumu iyi olan bir vatandaşın söylemesi dahi ayıptır, günahtır ya” ifadesini kullanan Akşener, “Lafa gelince ellerinde iman metreyle hepimizin imanını ölçerek gezenler, ‘Komşun açken sen tok yatamazsın’ düsturunu ne çabuk unuttu? Bana diyorsun ki ‘Açları da sen doyuruver.’ Olur, in oradan doyurmayan namerttir. Sen bostan korkuluğu musun?” diye sordu.

    ‘Sen sandığı getireceksin, millet yetkiyi verecek, biz de gereğini yapacağız’

    Akşener, erken seçim çağrısı yaptığı konuşmasında şunları kaydetti:

    “Sarayda sefa sürmeye devam, o danışmanlar beşer maaş almaya devam, AK Parti’nin kurucuları, çiftçi olanları, esnaf olanları, emekli olanları size verdikleri emekleri haram ediyor. Yapılan tabelalara sakın ola inanmayasın. Madem yönetmeyi beceremiyorsun, sen sandığı getireceksin, millet yetkiyi verecek, biz de gereğini yapacağız. Sen gölge etmeyeceksin, biz de memleketi düze çıkaracağız.
    Biz senin gibi beş maaşlı danışmanları değil, milletimizi düşünüyoruz. Beş müteahhiti değil, bu büyük milleti zengin etmek için çalışıyoruz. Umutsuz bıraktığınız gençlerimiz en iyisini bilir. 3600 ek gösterge mağduru polisimiz, sağlık çalışanlarımız ve öğretmenlerimiz en iyisini bilir. Borç batağına sapladığın esnaf kardeşlerim en iyisini bilir. Sen yeter ki sandığı getir. Er meydanı burada. Biz hazırız. Sen de yüreğin yetiyorsa buyur er meydanına.”

    ‘Türkiye asgari ücret cenneti olmuş’

    Akşener, uzun zamandır ilçe ilçe esnaf gezdiğini vurguladı. “Türkiye’nin neredeyse yüzde 70’ine yakın çalışanı asgari ücretle çalışıyor. Türkiye asgari ücret cenneti olmuş. Böyle bir şey yok” ifadesini kullanan Akşener, Adana’da yaşadığı bir olayı “Telefon üzerinden iş yapan bir şirketin şubesine gittim. Tesadüfen o dükkana girdim. Dört çalışanı vardı. Ben onları medya karşısında zor duruma düşürmemek için genelde kulaklarına soruyorum ama artık insanlar açık konuşuyor. ‘Ben müdürüm’ dedi bir tanesi. ‘Oo müdürsen iyidir maaşın’ dedim. ‘3500 lira’ dedi” diye anlattı. Akşener, şöyle devam etti:

    “Bugüne kadar gördüğüm bütün emeklilerin, rastladığım tüm emeklilerin dişlerine bakın, dişlerine. Çoğu çektirmiş, yeri boş. Diş nedir biliyor musunuz? Diş refahın işaretidir. Bomboş. Benimle gezenler bunu görüyor. Ve böyle bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Döndürüp o insanlara hakaret ediliyor, ‘Sen aç değilsin, sana aç diyenler doyuversin.’ Böyle bir mantığı, böyle bir kalbi anlamam mümkün değil benim.”
    Akşener ayrıca, “Benim devlet anlayışıma göre şehit ailesinin tek derdi, şehidine duyduğu hasret olmalıdır. Bir şehit ailesinin başka derdi olmaz, olamaz, olmamalıdır. Bu yüzden devleti yönetenler adına, şehit ailelerimizden özür diliyorum. Onlara reva görülen onca dert için özür diliyorum” dedi.

    ‘Bıçak kemiğe dayanmış durumda’

    Akşener, ekonomi politikalarına yönelttiği eleştirisinde de “Türkiye’nin zengin kaynakları ve o kaynakları doğru kullandığımızda hızla kalkınmamızı sağlayacak yetişmiş insanlarımız var. Bıçak kemiğe dayanmış durumda. Çünkü Türkiye, partili cumhurbaşkanlığı sistemiyle öyle bir sarmala sokuldu ki nereye baksanız yangın yeri” dedi. Akşener, sözlerini noktalarken şunları kaydetti:

    “Ekonominin hali ortada, yargının hali ortada, demokrasi zaten sizlere ömür. İşte o nedenle tüm bu çektiğimiz çilenin sebebi olan bu zihniyetten ve onun ürünü olan partili cumhurbaşkanlığı sisteminden kurtulmak zorundayız. İYİ Parti’ye ilgi arttıkça milletimizin umudu da artıyor. Memleketimizin dört bir yanında millet bizi çağırıyor. İyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistemle mutlu ve zengin bir milleti inşa edeceğiz.

    ‘Sık dişini Türkiyem, az kaldı, güneşli günler artık çok yakın’

    Başarmak için ihtiyacımız olan her şeye sahibiz. Beşli çetenin hortumunu kestiğiniz anda ne öğrencinin kredi borcu kalır ne de çiftçinin. Biz kendi aralarında paylaşanları kovalayıp milletimizle paylaşmaya geliyoruz. Sık dişini Türkiyem, az kaldı. Güneşli günler artık çok yakın. Onlar ağlasa da, sızlansa da, tepinse de o sandık gelecek. Bu iktidar gidecek. “

  • İYİ Parti Genel Başkan Yardımcıları, Bursa’da

    İYİ Parti Genel Başkan Yardımcıları, Bursa’da

    İYİ Parti Bursa İl Başkanlığı, ‘Türkiye ekonomisi nereye koşuyor’ konulu basın toplantısı düzenledi. Toplantıya İYİ Parti TBMM Grup Başkan Vekili Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcıları Ahmet Kamil Erozan, Erhan Usta ve Prof. Ümit Özlale, İYİ Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu katıldı.

    Toplantıda söz alan katılımcılar, basın mensuplarının da sorularını yanıtladı. İYİ Parti TBMM Grup Başkan Vekili Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu:

    “Türkiye; yargı, gelir ve nitelikli eğitim yoksunudur. Bunlar yapısal tıkanmadır. Siyasal iklim değişmeli. İYİ Parti olarak Marmara Denizi’nin kirliliğine 20 aydır çalışıyoruz. AK Parti sonrasına çalışan bir İYİ Parti var. Nasıl yükselen bir ülke oluştururuz diye çalışıyoruz” dedi.

    ‘BÜYÜME ÇOK DALGALI’

    İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Erhan Usta ise, “Türkiye’de 3 krizi aynı anda yaşıyoruz. Yönetim, ekonomi ve pandemi. Bunların temeli ehil olmayan kadrolarla yönetilmeye çalışmak. Dünyanın en yüksek faizini veren ülkelerden biriyiz. Büyüme çok dalgalı. Rezervler eksi 52 milyar dolar. Cari açık açısından da açıklarımız çok yüksek. Politikasız bir ekonomi yönetimi var” diye konuştu.

    ‘SANAYİ 4.0 BURSA’DAN BAŞLAMALI’

    İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özlale ise konuşmasınında şu ifadelere yer verdi:

    “Türkiye’nin problemi neyse Bursa’nın problemi de o. Türkiye keyfiyetle yönetiliyor, Bursa da öyle. Cumhurbaşkanı her televizyona çıkıp konuştuğunda Türk lirası değer kaybediyor. Doların 25 kuruş artmasının bize maliyeti 120 milyar TL. Bursa için detaylı rapor hazırladık. Bunu sanayi ve ticaret odamıza sunacağız. Türkiye’nin fakirleştiğiniz biliyoruz. Tarım en büyük problem. Son 15 sene içerisinde Bursa’da kaybedilen tarım alanı, Bartın ve Zonguldak’ın tarım alanına eşit. Tarımdan en hızlı çıkan şehir Bursa. Bursa’da üniversite öğrenci sayısının nüfusa oranı yüzde 2. Büyük bir göç var. İstihdam sağlanamadığı için bu durum Bursa’nın milli gelirini düşürüyor. Bursa giderek yaşanabilir bir kent olmaktan çıkıyor. Burası sanayinin ve ticaretinin başkenti. Sanayi 4.0’ın tam eşiğindeyiz. Bu başlayacaksa Bursa’dan başlayacak” ifadelerini kullandı.

    İYİ Partili heyet, daha sonra Koza Han ve Tarihi Kapalı Çarşı’da esnaf ziyaretinde bulundu. Bursa Ticaret Borsası’nı ziyaret eden İYİ Partili yöneticiler, ardından Ulu Cami’de cuma namazı kıldı.

  • Bursa’daki taksici kandırıldım dedi şikayetini geri çekti

    Bursa’daki taksici kandırıldım dedi şikayetini geri çekti

    Bursa gündemini meşgul eden Mustafakemalpaşa’da belediye de darp edildiğini iddia ederek suç duyurusunda bulunan sabıkalı taksiciyle ilgili çok ses getirecek bir gelişme daha yaşandı.

    Hakkında 124 tane yüz kızartıcı şikâyet ile hırsızlık, uyuşturucu ve kadın ticareti gibi suçlardan çok sayıda sabıkası bulunan taksici, İyi partili bazı yöneticiler tarafından çeşitli vaatlerle kandırıldığını söyleyerek şikayetini geri çekti. Cumhurbaşkanı ve belediye başkanına yönelik ağza alınmayacak hakaretleri için de özür dileyen Engin D.’nin kararının ardından tüm gözler belediye başkanı ve yardımcısı hakkında ağır ithamlarda bulunarak kendisine sahip çıkan İYİ Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu’na çevrildi.

    Olayla ilgili sessizliğini bozan Başkan Mehmet Kanar, Selçuk Türkoğlu’na istifa et çağrısında bulundu.

    Mustafakemalpaşa ilçesinde Belediyede darp edildiği iddiası ile suç duyurusunda bulunduktan sonra hakkında yüzlerce yüz kızartıcı şikâyet, kayıt ve onlarca sabıkası ortaya çıkan taksici esnafı Engin Duru, İyi partili bazı yöneticiler tarafından bir takım vaatlerle kandırılarak galeyana getirildiğini açıklayarak şikayetinden vazgeçti.

    Ağır hakaretler de bulunduğu Cumhurbaşkanı ve kendisinden özür ve af dileyen taksici Engin D. ile ilgili sessizliğini bozan Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Mehmet Kanar, kumpas kurmakla suçladığı İYİ Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu için, “Sen nasıl bir il başkanısın? Sen okyanus ötesinden esinlenen terbiyesiz bir insansın. İstifa et!” dedi.

    BUSKİ tarafından ilçenin 50 yıllık asbest kaynağı içme suyu şebekesinin değiştirilmesi için başlatılan çalışmaları bahane eden Mustafakemalpaşalı taksici esnafı Engin D. sosyal medya üzerinden başladığı taciz ve hakaret dolu mesajlarını, belediye çalışanlarını arayarak belediye başkanı, rahmetli annesi ve eşine yönelik ağır hakaretlerle sürdürdü.

    Cumhurbaşkanı ve eşine ağza alınmayacak hakaretler içeren paylaşımlar da bulunduğu ortaya çıkan Engin D., ardından Ramazan ayında alkol alarak gittiği belediye destek hizmetleri müdürlüğünde ağır hakaretlerde bulunduğu Başkan yardımcısı ve belediye çalışanlarına fiziksel temasta bulunmaya çalıştı. Çıkan arbede de hafif şekilde yaralanan Engin D, ardından rapor alarak İyi Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu ve ilçe başkanı ile yöneticileri ile birlikte suç duyurusunda bulundu.

    Hakkında kadın ticaretine aracılık etmek, hırsızlık, darp, yaralama, alkollü ve ehliyetsiz araç kullanmak, evrakta sahtecilik gibi 17 sabıka kaydının yanı sıra şikayete dönüşmüş 124 yüz kızartıcı kayıt bulunan Engin D’ye sahip çıkan İyi Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, adliye önünde yaptığı açıklama ile başkan, başkan yardımcısı ve çalışanları hakkında “Mafya, çete, yalancı, aciz, hain, kalleş, pusu, zorba, vandal, kokuşmuş, kepaze, kaynamak, meydan dayağı” gibi ağır söylemlerde bulundu.

    Olayın İYİ Partili Selçuk Türkoğlu tarafından bizzat kamuoyuna paylaşılmasının ardından Engin D., tarafından öldürülmekle tehdit edildiklerini, taciz, darp ve dolandırıldıkları iddiası ile mağdur kadınlar da sesini duyurmaya başladı.
    Tüm bu gelişmelerin ardından olayların odağında ki isim olan İyi Partili taksici Engin D., yine kamuoyunu dikkatini çekecek açıklamalar da bulundu.

    Savcılığa giderek yazılı beyanda bulunan Engin D, çeşitli vaatlerle kandırıldığını ve galeyana getirildiğini bildirdi. Engin D., “Saldırı haberleri doğru değildir. Saldırıya uğramadım, belediye başkan yardımcısı ve belediye çalışanları tarafından darp edilmedim. İyi partili yöneticiler tarafından birtakım vaatlerde bulunularak, kandırılarak galeyana getirildim. Yaşadığım olayın bir siyasi malzemeye dönüştüğünü anladım ve davadan vazgeçmeye karar verdim. Başta Cumhurbaşkanımız ve çok kıymetli eşi, Belediye Başkanı Mehmet Kanar, Başkan Yardımcısı Ercan Leblebici ve kamuoyundan özür dilerim.” diyerek şikayetini geri çekti.

    Gelişmeleri Bursa Büyükşehir Meclis toplantısında öğrenen Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Mehmet Kanar, akşam saatlerinde sosyal medya üzerinden açıklamalar da bulundu. Siyasi rant uğruna oynanan oyun, kurulan kirli kumpastan dolayı utanç duyduğunu belirten Başkan Mehmet Kanar’ın hedefinde özellikle konunun adli merciler tarafından aydınlatılmasını beklemeden kendisi hakkında ağır ithamlarda bulunan İYİ Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu vardı.

    Mehmet Kanar, “Engin Duru denen şahıs, belediyede darp edilmediğini ve saldırıya uğramadığını bugün savcılıkta ortaya koymuştur. Engin D. İYİ Partililer tarafından kandırılarak galeyana getirildiğini de resmi beyanıyla itiraf etmiştir. Gerçekler böyleyken, sen nasıl bir il başkanısın Selçuk Türkoğlu? Sen okyanus ötesinden esinleniyorsun terbiyesiz Selçuk Türkoğlu! Terbiyesizce küfürlerin ve ahlaksızca oyunlarınla bizi vazgeçiremezsin. İstifa et” diye konuştu. Selçuk Türkoğlu’nun ‘Çapsız’ diyerek tepki gösterdiği İYİ Parti Mustafakemalpaşa ilçe başkanın gazı ile hareket ettiğini de belirten Kanar, makam ve mevkilerin gelip geçici olduğunu da söyleyerek, “Verdiğimiz her sözü tuttuk, koltuk makam için iftira atılmaz. Alnımız ak, Allah büyük işte. Gerçekler geç kalmadan ortaya çıktı.” dedi.

    Tüm iftira ve haksızlıklara rağmen eline bir megafon alarak kimseyi “Mafya, çete, yalancı, aciz, hain, kalleş, pusu, zorba, vandal, kokuşmuş, kepaze, kaynama, meydan dayağı…” diye suçlamadığına da dikkat çeken Mehmet Kanar, kamuoyunda bu şekilde gündeme gelmekten dolayı çok üzgün olduğunu söyledi.

  • “Lebalep kongreler bitti tam kapanma dediler”

    “Lebalep kongreler bitti tam kapanma dediler”

    İYİ Parti lideri Akşener, ABD Başkanı Biden’ı 1915 olayları hakkında ‘soykırım’ ifadesini kullanması sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarına sert tepki gösterdi: Vatandaşlarımızın gözü kulağı sayın Erdoğan’a çevrildi. Bir baktık ki kafası bozulana posta koymakla övünen dünya lideri gitmiş yerine pek bir terbiyeli, şeker, pek bir minnoş Mr. Erdogan gelmiş.

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu.

    Akşener’in konuşmasından satır başları:

    Böyle bir kutlu dine mensup olmamıza rağmen AK Parti iktidarının elinde Türkiye en büyük yönetim krizlerinden biri yaşıyor.

    Milletimiz AK Parti’ye güvendi, yetkiye verdi ama onlar öyle bir koltuk sevdasına düştü ki, saraylara kapanıp paranın gücüne öyle esir oldular ki ne ahlak, ne takva kaldı.

    Bugün bunların sonucunu her alanda tüm gerçekleriyle yaşıyoruz. Onlar sarayda sefa sürerken yönetim krizini milletçe ödüyoruz.

    Sayın Erdoğan’ın 23 Nisan’da 83 milyon vatandaşımızın gözüne bakarak yaptığı vatan tarif için önce yanlış mı duydum dedim.

    ‘Toprak kan dökülmemişse vatan olmaz’ dedi. ‘Ben bunu şuna benzetiyorum’ onun sözleriyle söylüyorum. ‘Arazi var, arsa var. Araziyi arsaya dönüştürmek için belli bir bedel ödemek gerekiyor.

    “BAŞ MÜTEAHHİT ERDOĞAN”

    Aksi takdirde arazinin bir anlamı yok.’ Aynen böyle dedi. Türk devletini idare eden birine vatan nedir anlatmak zorunda kalmak için utanç duyuyorum.

    Baş müteahhit Erdoğan, vatanı da kupon arazi zannediyor. Vatan dendiğinde milletçe yüreğimiz titrerken, Mehmetçik can verirken, kendisi vatanı rant peşinde koşup araziler parsellemek için görüyorum.

    ‘Bayrakları bayrak yapan üzerindeki kandır, toprak, uğrunda ölen verse vatandır’ dizelerindeki kutsiyete bakın bir de bu dizelerden hareketle aklına arsanın ücretinden başka bir şey gelemeyen vicdansızlığa bakın.

    Allah ıslah etsin. Sayın Erdoğan ve şürekası: Vatan, sizin kupon araziniz değil, şehitlerimizin bize emanetidir.

    BIDEN’IN ‘SOYKIRIM’ İFADESİ…

    İktidarın sergilediği bu cahillik yüzünden, Türkiye sürekli kaybediyor. Her alanda kaybediyoruz. Joe Biden’ın 24 Nisan’da yaptığı açıklama sonrasında da öyle oldu. Biden’ın sözde soykırım açıklaması milletimizi derinden yaraladı. Vatandaşlarımızın gözü kulağı sayın Erdoğan’a çevrildi.

    Bir baktık ki kafası bozulana posta koymakla övünen dünya lideri gitmiş yerine pek bir terbiyeli, şeker, pek bir minnoş Mr. Erdogan gelmiş. Rüzgar esse atarlanan sayın Erdoğan, çıkıp da “Ey Biden sen kimsin be” demek yerine “Sayın Biden” demek zorunda kalmış.

    Rıza Zarrab için seferber olanların en azından bir nota vermesini bekliyordum. Müzik notasına bile razıydık. Güvenlik ve işbirliği protokollerini masaya yatırmasını bekliyorduk. Sayın Erdoğan ise Biden’a kibarca sitem edip, kibarca Ermenistan’a yaptırım sinyali verdi. Sayın Erdoğan yemezler.

    Bir memleket masası topla demiştik. Orada Türkiye’nin sorunlarını ortaya koy, bilgileri aktar. Onların üzerine muhalefet partilerinin genel başkanları da görüş bildirsinler ve ortaya bir karar çıksın. Ondan sonra da Türkiye’nin birliği, beraberliği içinde bir tablo çıksın demiştim.

    AK Parti’nin sözcüleri, küçük büyük ortağı dahil her türlü hakaretler, sövgü ile karşılaştık. O gün memleket masasını toplasaydın bugün Mr. Erdogan olmak zorunda kalmazdın.

    Kürsü delikanlısı sayın Erdoğan, nefret ettiği rahmetli İnönü’nün Johnson mektubuna koyduğu postayı Biden’a koyamıyor. Beğenmediği rahmetli Ecevit’in dünyayı karşısına alma pahasına Kıbrıs’ta gösterdiği dirayeti Biden’a karşı gösteremiyor.

    Zerre hazmettiği Demirel’in İncirlik Üssü’ne Türk bayrağı diktiği o dik duruşunun yanından bile geçemiyor. O dile sakız ettiği eski Türkiye’nin başbakanlığının kırıntısını bile gösteremiyor.

    Sayın Erdoğan’ın bize yutturmaya çalıştığı yeni Türkiye, Yenik Türkiye’dir. Dış politikada ise ezik Türkiye’dir. Buna izin vermeyeceğiz.

    Sayın Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti bir kabile devleti değildir. Damadını sevdiğin kadar Türkiye’yi de seveceksin. Rıza Zarrab’ı kolladığın kadar, devleti de kollayacaksın. Atadığın beceriksiz bakanların arkasında durduğun kadar millet ve memleket çıkarlarının da arkasında duracaksın.

    Öyle kuyruğu kıstırıp milletimizi Haziran’daki görüşmeyle oyalamak yok, bağırma işini küçük öfkeli ortağına devredip öyle kaçıp saklanmak yok. Türk milleti senden makamına yakışır şekilde cevap vermeni bekliyor.

    Ya beceriksizliğini kabul et, özür dile ve memleketi seçime götür. Ya saray sefasını bırakıp işini yap ya da milletimiz yetkiyi bize versin biz gerekeni yapalım.

    KORONAVİRÜSÜ TEDBİRLERİ

    AK Parti iktidarı Türkiye’yi yönetemiyor. Her alanda olduğu gibi pandemi yönetiminde de bunu milletçe yaşadık. Pazartesi akşamı Sayın Erdoğan tam kapanmaya geçiyoruz dedi.

    Pandeminin başından beri iktidarı uyardık defalarca. Çözümler sunduk kulak asmadılar. 2021 başından beri vakalarda patlama oldu, önemsemediler. Sadece Mart ayında 8 bine yakın vatandaşımızı kaybettik.

    “LEBALEP KONGRELER BİTTİ ‘TAM KAPANMA’ DEDİLER”

    Lebaleb kongreleri yapıncaya kadar kısmi kapanma kararı bile almadılar. En sonunda kongreler bitti, kısmi kapanmaya geçtiler. Şimdi de tam kapanma dediler. Tam mı yarım mı kapanıyoruz o da belli değil.

    Sayın Erdoğan, bu kararı önemli buluyoruz gecikmiş olsa da. Sadece kapanıyoruz demekle olmaz. Bu süreçte devlet imkanlarını seferber edip milletinin yanında olacaksın.

    Makamının sorumluluğu, devlet insanlığı bunu gerektirir. Bir an önce çıkıp tam kapanma destek paketi açıklayın. Düzenli geliri olmayanlara acilen destek sağlayın. Kapanma mücbir sebep sayılsın, vergi ödeme yükümlülüklerini bir ay erteleyin. Esnaf için kira stopajlarını sıfırlayın.

    Çek ve senetler 29 Nisan dahil Mayıs sonuna dahil yazılmasın. İcra takiplerini Mayıs sonuna kadar durdurun. Düşük gelirli vatandaşlarımızın evleriyle küçük esnafımızın iş yerleri için elektik faturalarını 6 aya yayarak tahsil edin.

    Belediyelere bağış kabul etme izni verin. Hane halkına kişi başı 500 lira hibe desteği, esnaflarımıza da çalışan başına 10 bin lira faizsiz kredi verin.

    Bari bu tam kapanma sürecinde milletimizin yanında olun. Bir defa olsun devlet ciddiyetiyle hareket edin. Pandeminin başında her akşam 9’da alkışlattıkları sağlık ordumuz artık kaderiyle baş başa.

    Sağlık çalışanlarımızın sağlığı risk altında. Ayda 100-120 saat arası fazla mesai yapıyorlar. Ekonomik paketler önerdik, iktidar oralı bile olmadı. Yeter artık. İş bilmezliğimizin ceremesini bu fedakar insanlar çekiyor. Covid-19’u meslek hastalığı sayın, hayatını kaybedenleri şehit kabul edin.

    Üstün gayretin karşılığında sosyal haklarını tek çatı altında toplayın. İcatçılıkta tüm sağlık personeline ödeme yapın. Böyle vefasızlık olmaz, ayıptır, günahtır.

    Paket kapsamında, günlük ve haftalık çalışanlara, düzenli geliri olmayanlara, acilen destek sağlayın. Kapanma mücbir sebep sayılsın, beyanname verme ve vergi ödeme yükümlülüklerini 1 ay erteleyin. Nisan sonu yapılandırma ödemelerini, en son taksitten bir sonraki aya erteleyin.

    Esnaf için kira stopajlarını sıfırlayın. Çek ve senetler, 29 Nisan dahil, Mayıs ayı sonuna kadar yazılmasın. İcra takiplerini, Mayıs ayı sonuna kadar durdurun.

    BDDK üzerinden, kredi takip başlangıçlarını, 1 ay daha uzatın. Düşük gelirli vatandaşlarımızın evleri ile, küçük esnafımızın işyerleri için, Nisan ve Mayıs ayı elektrik faturalarını, kullanımları takip eden 6 aya yayarak tahsil edin. Belediyelere bağış kabul etme izni verin.

    Ayrıca, bunların haricinde, defalarca dile getirdiğimiz gibi, hane halkına, kişi başı 500 lira hibe desteği, esnaflarımıza da, çalışan başına 10.000 lira, faizsiz, 1 yıl geri ödemesiz kredi verin.

    Gelin, önerilerimize bu defa kulak verin, bari bu tam kapanma sürecinde milletimizin yanında olun. Şu pandemi sürecinde, bir defa olsun, devlet ciddiyetiyle hareket edin.

    Eğitim ordumuz da çile çekiyor. Her bir öğretmenimizi ek iş yapmak zorunda bıraktılar. Eğitime ara verildiği için perişan durumdalar. Haftada 30 saat ders veren ücretli öğretmene ayda 2300 lira para geçiyor. 100 bin ücretli öğretmenimiz var. Ayda verilen ücretin toplamı 230 milyon lira.

    İktidar evlatlarımızı emanet ettiğimiz eğitim neferleri için 2 milyar 300 milyon lirayı çok görüyor. İstanbul Havalimanı’nı işleten şirkete 2 milyar 300 milyon lira ödüyor. İşte sizin AK Parti’nin adalet anlayışı, eğitime bakışı, Sayın Erdoğan’ın millet sevgisi.

    “ATANAMAYAN ÖĞRETMENLER YENİ MESLEK OLDU”

    Atanamayan öğretmenlerimiz var. Artık böyle bir meslek konumuz da oldu. Hayaldi gerçek oldu. Bir ülkede atanamayan öğretmen diye bir sorun olabilir mi?

    Atamıyorsan niye öğretmen yetiştiriyorsun? Kaliteli eğitim sağlamak için çok büyük öğretmen açığımız var. 800 bin öğretmen fazla geliyor değil mi?

    Oysa her 100 bin öğretmenin maliyeti 8 milyar lira. Bindiği uçağı satsa 50 bin öğretmene iş olur, Suriyelilere harcanan parayla 10 yıllık ücreti kazanılır. 100 bin öğretmenin maaşını tek kalemde müteahhittin cebine koyan bu anlayış, Türkiye’yi ileriye taşıyamaz.

    Ülkemizdeki ve dünyadaki gelir adaletsizliğinden dolayı, geleceğe karamsar yaklaşmanız normal. Bir de üstüne “gençler iş beğenmiyor.” diyerek, sorunun sizde olduğunu ima eden yöneticiler yüzünden, kendinizi çaresiz hissediyor olmanız da normal. Asıl normal olmayan, AK Parti iktidarının bu yönetim anlayışı.

    “O SANDIK GELECEK”

    İşte o nedenle; Sizin hakkınızda abuk sabuk racon kesenlere, kafayı takmayın. İktidarın, size öğretmeye çalıştığı çaresizliği, kabul etmediğiniz için, faturayı size kesenlere kulak asmayın.

    Sorunun sizde olmadığını, sakın aklınızdan çıkarmayın. Türkiye’ye, ve her şeyden önemlisi de, kendinize olan güveninizi asla kaybetmeyin.

    Unutmayın; Türkiye, size hak ettiğiniz hayatı verebilecek bir ülke. Bu günler elbette geçecek. İlk seçimde, hak ettiğiniz mutluluk ve huzuru, sizden esirgeyenler çekip gidecek.

    O sandık gelecek, ve sizi yarı yolda bırakan bu iktidar gidecek. Siz sandığa geleceksiniz, onlar da tıpış tıpış gidecek. Bundan emin olun.