Etiket: iyi parti

  • Belediye başkanından virüse davetiye çıkaran kutlama

    Belediye başkanından virüse davetiye çıkaran kutlama

    Aydın’da İncirliova Belediye Başkanı 54’üncü yaş gününü arkadaşları ile deve çiftliğinde kutladı. Sosyal mesafe ve pandemi kurallarının hiçe sayıldığı kutlama sosyal medyadan canlı yayınlandı. Şehrin Belediye Başkanı’nın kendi doğum gününde tüm yasakları hiçe sayıp böyle bir organizasyonu canlı yayınlatması tepkiye neden olurken, develer arasındaki yasak kutlamanın paylaşılan görüntü ve fotoğrafları bir süre sonra yayından kaldırıldı. Geceden geriye herkesi şaşırtan bu görüntüler kaldı.

    Aydın’ın İncirliova ilçesinde İYİ Partili Belediye Başkanı Aytekin Kaya, bu gece develerin de yer aldığı bir ortamda düzenlenen eğlence programı ile 54 yaşına girdi. Aydın’daki bir deve çiftliğinde arkadaşları ile buluşan Başkan Kaya ve beraberindekiler tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüse adeta meydan okudu. Sokağa çıkma kısıtlamasının bulunduğu saatlerde gerçekleştirilen, sosyal mesafe ve maske tedbirlerinin hiçe sayıldığı sazlı sözlü kutlama zaman zaman sosyal medya hesaplarından da canlı olarak yayınlandı. Canlı olarak yayınlanan görüntülerde kutlamaya develer de ortak edildi.

    Develerin arasına kurulan masada toplanan İncirliova Belediye Başkanı Aytekin Kaya ve arkadaşlarının renkli geçen kutlama gecesi canlı müzik eşliğinde tertip edildi. Gecede alkolün etkisi ile kendinden geçen bazı konuklar uzun süre develeri öpmesi dikkat çekti.

    Aydın’da her gün onlarca kişi sokağa çıktığı için kolluk kuvvetleri tarafından cezaya maruz kalırken Belediye Başkanı Aytekin Kaya’nın, yaş günü için gece tertip edilip yasak olmasına rağmen bu etkinliğin canlı yayınlanması herkesi şaşırttı.

  • Akşener’de seçim barajı açıklaması

    Akşener’de seçim barajı açıklaması

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin seçim barajı açıklamalarına ilişkin, “Yüzde 5’i biz de savunuyoruz ama Sayın Bahçeli kaça düşürmek istiyor, ne yapıyor onları bilmiyorum.” dedi.

    Esnaf ziyaretleri için Kahramankazan ilçesine gelen Akşener, ilçeye girişinde partililerce karşılandı.

    Ziyaret ettiği esnafın şikayetlerini dinleyen Akşener, henüz siftah yapmadığını belirten esnftan torunu için kıyafet alışverişi yaptı. Akşener, daha sonra gazetecilere açıklamalarda bulundu, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

    Yaptıkları ziyaretlerle dikkati esnafa çekmeye çalıştıklarını ifade eden Akşener, parti olarak ziyaretlerde propaganda yapmadıklarını, iktidarı yermediklerini, sadece durumu öğrendiklerini söyledi.

    Esnafın durumunu “facia” olarak niteleyen Akşener, “Esnaf siyasetçilerin ‘o budur, şu budur, sen şusun, sen busun’ kavgasından bıkmış. Huzur istiyor, dertleriyle ilgilenmesini istiyor. Bu noktada bize yün yumak atıyorlar. Yumak, ayağımıza elimize dolaşmadan reel dertleri, vatandaşın dertlerini anlamaya, sizler aracılığıyla paylaşmaya devam edeceğiz. Bunun çok faydalı olduğunu görüyorum. Değerler üzerinden yapılan politik kavganın ne kadar değersiz olduğunu gösteriyor.” ifadelerini kullandı.

    İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ’ın partiden tekrar ihraç edileceğine ilişkin iddialar sorulan Akşener, “Biz dün Genel İdare Kurulunu (GİK) topladık. GİK gündemi önceden ilan edilir. Gündemde bu konuya dair bir şey yoktu. Arkadaşlarımızın iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sisteme ilişkin uzunca bir zamandır başlattıkları çalışmalar bir araya getirildi. O metin GİK ile paylaşıldı. Bu metin pazartesi milletvekillerimizle paylaşılacak. Ardından il başkanları ile paylaşılacak. Önerileri, eleştirileri alıp sizler aracılığıyla kamuoyuyla paylaşılacak bir çalışma yaptık. Onun dışında bir başka bilgim yok.” yanıtını verdi.

    İttifak çalışmaları

    “HDP ile ittifak yapmamak için farklı çözüm arayışlarında olduğunuza ilişkin iddialar var. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir?” sorusu üzerine Akşener, şunları söyledi:

    “Bu iddia işte. Bizim HDP ile herhangi bir yan yana gelişimiz söz konusu değil. Bu çok enteresan bir şey. Bir başka yün yumağı da bu. HDP 24 Haziran’da seçimlere ayrı girdi, üçüncü parti olarak çıktı. Eğer Türkiye’de insanlar, siyaseti matematik olarak takip ederse ne olduğunu görür. Herkesin oraya dikkat etmesi lazım. Bizde seçim zamanında konuşulur ittifaklar. Tabii bir şablon var. Cumhur İttifakı, ölümüne ittifak, mezara kadar, tek parti gibi ittifak, duygusal ittifak. O şablon ve algoritma üzerinden tanım yapıldığı zaman bizim ittifak onların sistemine benzemiyor. Bizimki gerçekçi, seçmenin taleplerine göre oluşturulmuş bir iş birliği sistemi. Biz bunu anlatmaktan yorulduk ama anlatmaya devam edeceğiz.”

    Bir gazetecinin, “İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun annesine yönelik sosyal medyadan yapılan hakaretler vardı. İçişleri Bakanı çok ciddi ifadeler kullanmıştı. Bugün de Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, ‘İster yürütmede ister yargıda görev üstlenmiş olalım, yargı kimsenin sıfatına bakmaz. Herkes yargı önünde eşittir.’ ifadesini kullandı. Bu konudaki değerlendirmez nedir?” sorusunu yanıtlayan Akşener, şunları kaydetti:

    “Sayın Soylu bizim kulübe hoş geldi. Şöyle bir kulüp var Türkiye’de. Hepimizin içinde yer aldığı, benim uzunca bir zamandır yer aldığım… Anamıza sinkaflı sövüldü. Şahsıma çok çirkinlikler yapıldı. Sosyal medyada veya diğer alanlarda aleni her türlü çirkinlik, küfür, sövgü olduğunda kös dinlendi. Sayın Soylu’nun aynı şeyleri yaşamasını istemezdim. Neticede İçişleri Bakanı. Benim devlet anlayışımda böyle bir durum olamaz. İçişleri Bakanı sosyal medya üzerinden şikayet edemez ama canı yanmış, annesi, ana. Saygı duyuyorum ama bizim kulübe hoş gelmiş. Sayın Abdulhamit Gül’ün söyledikleri üzerinden tanım yaparsam, bir taraf reformcu, bir taraf reform konusundan alerji duyuyor. Biz de onu izleyeceğiz.”

    Selçuk Özdağ’a yönelik saldırı

    Akşener bir gazetecinin, “Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’a yönelik saldırıdan sonra savcı tehdit edildi. Siyaset, sessizliği tartışıyor.” sözleri üzerine, şu ifadeleri kullandı:

    “Bu az önceki Cumhur İttifakı tanımımın bir parçası. Önce Sayın Erdoğan ve Sayın Gül, hukukta reformdan bahsetti. Sayın Kılıçdaroğlu tehdit edildi. Onu tehdit edene Sayın Bahçeli sahip çıktı. Sayın Erdoğan hiçbir şey yapmadı. Kılıçdaroğlu, linç edildi, onu yumruklayan kişi türbe haline getirildi, ziyaretler yapıldı. Yakın zamanda başka şeyler oldu. En son Selçuk Bey, anlatılana göre öldürülme kastıyla darbedildi. Savcı soruşturma açtı, ilginç bir şekilde tehdit edildi. Ülkemizde şu anda partili cumhurbaşkanlığı sistemi var. 16 Nisan 2017’deki reformda partimiz yoktu bizim. Meral Akşener olarak arkadaşlarımla gezdik ve ‘Bir kişiye de yazık. Bir şahsın iki dudağı arasına bu ülkenin yönetimini bırakmayın’ dedik. Gelinen noktada bütün oklar ve gözler Erdoğan’a dönmek durumunda. O zaman ‘aşacağız, kaçacağız, uçacağız’ dediler. Aşılmadı, kaçılmadı, uçulmadı. Şimdi burada partili cumhurbaşkanı olan Sayın Erdoğan, bütün bunların neticesinde ne diyecek, ne yapacak?

    Aynı gün Orhan Uğuroğlu, ondan evvel Afşin Hatipoğlu… 31 Mart seçim zamanı kadın kollarımızdan kadınların kolları kırıldı. Benim evim basıldı, beraat etti şimdi şahıslar. Bütün bunlara baktığımız zaman büyük bir gücün üstünde oturduğu varsayılan ve varsaydığımız Erdoğan’ın aslında öyle bir gücün üstünde oturmadığı ortaya çıkıyor ama bütün sorumluluk onundur. Çünkü partili cumhurbaşkanlığı sistemini çok istedi. Bir tavır olması gerekiyor. Onun olup olmadığını göreceğiz.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk’ü ziyaretine ilişkin eleştiriler hatırlatılan Akşener, “Niye eleştirilsin, ziyaret edebilir. Çok eski bir hukukları var. Saadet Partisine yönelik, iktidar partisinin yayınlarında, havuz medyası dediğimiz alanlarda çok pis bir dil kullanılıyordu. Esas mesele şu. Bugün bu ziyaretlerin yapılmasının nedenine siyasi olarak baktığımızda seçime yönelik büyük bir zorluk olduğunu görüyoruz” dedi.

    Seçim barajı

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin seçim barajına ilişkin açıklaması sorulan Akşener, “Yüzde 5’i biz de savunuyoruz ama Sayın Bahçeli kaça düşürmek istiyor, ne yapıyor onları bilmiyorum.” diye konuştu.

    Aşılama çalışmalarına yönelik soru üzerine Akşener, sürecin başından bu yana Sağlık Bakanlığına lojistiği doğru planlamaları ve şeffaf olunması gerektiğini söylediklerini ifade etti.

    Esnafın yanında, fabrikada çalışan, medyada emekçi olarak çalışan, iş yerine toplu taşıma ile giden, kalabalık mahallelerde oturan, kendisine bulaştığı zaman ailesine bulaştıran bir insan grubunun olduğuna dikkati çeken Akşener, şunları kaydetti:

    “Elbette sağlıkçılara, yaşlılara, güvenlikte çalışanlara, kronik rahatsızlığı olanlara, hepsine yapılsın ama sizin gibi gençlere de mutlaka behemehal aşı yapılsın. Bu sizler için önemli. Büyük bir lojistik problem var gibi görünüyor. Bir süre sonra bu doğru yönetilemezse şunu getirir. İnsanlar panik haline gider. Zaten yeteri kadar güvensizlik var.”

    Akşener, Anayasa Mahkemesinin eski CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun bireysel başvurusunda yeniden ihlal kararı vermesine ilişkin, “Çok sevindim ama yerel mahkeme ne yapacak göreceğiz.” dedi.

  • İYİ Parti İl Başkanı Türkoğlu’ndan Test Merkezi isyanı!

    İYİ Parti İl Başkanı Türkoğlu’ndan Test Merkezi isyanı!

    İYİ Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, Yenişehir’e yapılacağı söz verilen Otomobil Test Merkezi’nin, bu yıl da yatırım programına alınmamasına isyan etti. Türkoğlu, “Bütçede, yazlık kışlık da dahil olmak üzere saraylara tam 448 milyon 600 bin TL ek ödenek ayrıldı. Yani bunun için para var, Bursa’ya yok, öyle mi? Yazıklar olsun” dedi.

    Bursa’nın tüm zamanların en büyük sahipsizliğini yaşadığını söyleyen Türkoğlu, “Koskoca kente yine üvey evlat muamelesi yaptılar, bu şehri yönetenler de utanmadan seyirci kaldı. Soruyorum, AKP’li 10 Milletvekili Ankara’da ne iş yapıyor?” diye sordu.

    RESMEN YATIRIM SKANDALI

    İYİ Parti Bursa Teşkilatı olarak kısa bir süre önce Yenişehir’de, Otomotiv Test Merkezi için tahsis edilen bölgede eylem yaptıklarını hatırlatan Türkoğlu, “Öğrendik ki, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nun 2021 yatırım programına da alınmamış. Bunun adı tam anlamıyla bir yatırım skandalıdır ve Bursalılar ile resmen alay etmektir” şeklinde konuştu:

    Türkoğlu’nun açıklaması aynen şöyle:

    “Otomobil Test Merkezi’nin Yenişehir’e yapılacağının sözü tam 7 yıl önce verilmişti. Hem Bursa’ya, hem Yenişehir’e, hem de ülkemize maddi manevi kazanımlar getirecek olan Test Merkezi’nin 2021 yılı yatırım programına da alınmaması, Bursa’yla ve Bursalılarla resmen alay etmektir.

    BUNUN ADI SAHİPSİZLİKTİR…

    Bursa’ya ve Yenişehir’e devlet adına verilen sözün tutulmaması, bu şehrin tam bir sahipsizlik yaşadığının ibret vesikası olmuştur. Planlaması 2014 yılında yapılan, kararı 7040 sayılı resmî gazetede yayınlanan, kamulaştırması da 2015 yılında tamamlanan bu yatırım, hangi gerekçeyle programa alınmamıştır?

    AKP’nin bu kentte tam 10 milletvekili var, bu arkadaşlar Ankara’da ne iş yaparlar ve Bursa’ya geldiklerinde veya Yenişehir’e gittiklerinde vatandaşların yüzüne nasıl bakacaklar?

    Oysa ki aynı bütçede, Cumhurbaşkanlığı için yapılan Marmaris’teki yazlık saray ile Ahlat’taki kışlık saraya ve devam eden diğer projelere tam 448 milyon 600 bin TL daha ek ödenek ayrıldı. Yani saraylar için milyonlarca liraya bütçede yer var, bu ülkeyi dışa bağımlılıktan kurtaracak adeta can suyu niteliğindeki Otomobil Test Merkezi yatırımı için ise tek kuruş yok, öyle mi?

    BURSALILAR BUNU AFFETMEZ!

    Bursalılar, bu aldatılmışlığı asla affetmeyecektir, bilesiniz.

    Zira yalanlarınız kronolojik olarak aynen şöyle tarihe geçti:

    Kamulaştırmanın yapıldığı 2015 yılının sonunda temelinin atılacağını açıklamıştınız, sözünüz havada kaldı.

    Yenişehir’in Çardak Mahallesi yakınlarında planladığınız yatırım için 2 Aralık 2017’de, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ile Savunma Sanayi Destekleme Fonu İşbirliği arasında protokol imzalayarak tekrar bir söz vermiştiniz. O sözünüz de uçtu gitti.

    Hatta dönemin Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu ve Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’nin katılımıyla gerçekleşen imza töreninde, bu haberi kamuoyuna, ‘Bursa ve Yenişehir’e Büyük Müjde’ olarak açıkladınız. Ne var ki, büyük müjde, büyük yalan oldu.

    Yerli otomobil fabrikasının Gemlik’e inşa edilmeye başlandığı anda Yenişehir için daha büyük önem arzeden Otomotiv Test Merkezi’nde, tam 13 pist ile 7 de laboratuvar bulunacağını öve öve bitirmiyordunuz?

    Dahası projeye, TSE ve Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın yanı sıra TÜBİTAK’ın da dahil olduğunu kasıla kasıla anlatıyordunuz?
    Hepsi birer balon olup patladı.

    BURSA’NIN UMUDU ÇALINDI!

    Bitmedi!
    Gemlik başta olmak üzere Türkiye’de ve yurt dışında üretilen otomobillerle, savunma sanayi için üretilen askeri araçların testlerinin de Yenişehir’de yapılacağını, bu şekilde her yıl ülkemize milyonlarca liralık dövizin kazandırılacağını adeta böbürlenerek söylüyordunuz?

    Test merkezinin Türkiye’de ilk, dünyada ise 7’nci Oto Test Merkezi olacağına da vurgu yapmış, Yenişehir sınırları içindeki 4300 dönümlük alanda arazi bütünleştirme, istimlak gibi sorunları da gidererek, araziyi yatırıma hazır hale getirdiğinizi de anlata anlata bitiremiyordunuz.

    Peki ne oldu şimdi?

    Yenişehirlilere ve Bursa’ya verilecek cevabınız var mı?

    Bir şehre devlet adına verilen bir sözün yetine getirilmemesinin ne anlama geldiğini biliyor musunuz?

    Bu sahipsizliğin hesabını Bursa’ya hanginiz verecek; bekliyoruz, çıksın ortaya!

    Bursa’nın umutları ne yazık ki bir kez daha çalınmıştır ve bu olay ‘Yenişehir’de Yatırım Skandalı’ olarak kent tarihindeki yerini almıştır.

    İYİ Parti Bursa Teşkilatı olarak, Bursa’ya yapılan bu haksızlığı ve özellikle de Yenişehir’e yapılan bu saygısızlığı asla unutmayacağız, unutturmayacağız.”

  • Ümit Özdağ’ın İYİ Parti’den ihracına ilişkin karara mahkemeden iptal

    Ümit Özdağ’ın İYİ Parti’den ihracına ilişkin karara mahkemeden iptal

    Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ’ın İYİ Parti’den ihracına ilişkin Disiplin Kurulu kararını iptal etti.

    İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, İYİ Parti Disiplin Kurulu tarafından oy birliğiyle partisinden ihraç edilmişti.

    Disiplin Kurulunca, Özdağ’ın eylemlerinin, parti tüzüğünün 76/D maddesindeki “İnsan hakları, demokrasi ve hukuk devleti gibi en temel ilkeleri yok sayıcı davranış ve eylemlerin içerisinde bulunmak” ve “Genel Başkan, Başkanlık Divanı, Genel İdare Kurulu, Merkez Disiplin Kurulu, Merkez Danışma ve Yüksek İstişare Kurulu üyeleri ile İYİ Parti milletvekilleri ve belediye başkanları aleyhinde sosyal medyadan, yazılı veya görsel basın yolu ile asılsız iddialarda bulunmak ve bunları tekrarlamak” hükümleri kapsamında olduğu değerlendirilmişti.

    ÖZDAĞ, MAHKEMEYE TAŞIDI

    Bunun haksız bir ihraç olduğunu savunan Özdağ, “Şu anda sadece mahkemeye götüreceğim. Adalet sanıyorum mahkemede yerini bulur. Bu ihracı kabul etmiyorum. Hukukun bütün temel kurallarına aykırı bir ihraç” demişti.

    KARAR İPTAL EDİLDİ

    Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ’ın İYİ Parti’den ihracına ilişkin Disiplin Kurulu kararını iptal etti.

  • İYİ Partili Tatlıoğlu ülke ve Bursa gündemini değerlendirdi

    İYİ Partili Tatlıoğlu ülke ve Bursa gündemini değerlendirdi

    İYİ Parti Bursa Milletvekili ve TBMM Grup Başkanı Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu, Bursa İl Başkanlığı’nca düzenlenen basın toplantısında Türkiye ve Bursa gündemini değerlendirdi.

  • Ümit Özdağ’ın ihraç kararının iptal davası 13 Ocak’ta

    Ümit Özdağ’ın ihraç kararının iptal davası 13 Ocak’ta

    İYİ Parti’den ihraç edilen İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ’ın, kararın iptali için açtığı dava 13 Ocak’ta görülecek.

    İYİ Parti Kurucular Üyesi ve İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, partisinin İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu hakkında FETÖ ile ilgili iddialarda bulunması ardından disiplin kurulu kararı ile 16 Kasım 2020’de parti üyeliğinden ihraç edildi. Kararın ardından Özdağ, kararın iptali için Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açtı. Özdağ, avukatı Uğur Tarhan aracılığıyla yaptığı başvuruda disipline sevk işleminin parti tüzüğünde öngörülen usule ve şekle aykırı biçimde gerçekleştiği, disiplin kuruluna sevkin gerekçesi ile disiplin kurulunun verdiği kesin ihraç gerekçelerinin farklı olduğunu ileri sürdü. Dava dilekçesini kabul eden Ankara 1’inci Asliye Hukuk Mahkemesi, duruşma için 13 Ocak’a gün verdi.

  • Bursa’da İYİ Parti’den Aktaş’a: Nedir bu İstanbul sevdası?

    Bursa’da İYİ Parti’den Aktaş’a: Nedir bu İstanbul sevdası?

    İYİ Parti Bursa, Basın Yayın ve Medyadan Sorumlu İl Başkan Yardımcısı İbrahim Erdoğan, son yapılan araştırmaların neredeyse tamamında oy oranının hızla düştüğü netleşen, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın büyük bir telaşa kapıldığını ve adeta uçan kuştan medet ummaya başladığını söyledi.

    Göreve atandığı tarihte ilk yaptığı işin, Bursa’da yerel basının reklam ve ilanlarını neredeyse bir yıl boyunca tırpanlamak olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Panik halindeki Alinur Aktaş, şimdi de kendisini İstanbul medyasının kurtaracağını sanıyor ve kanalları adeta kapı kapı gezerek aslında Bursa medyasına karşı bir haksızlığa daha imza atıyor” dedi.

    NEDİR BU İSTANBUL SEVDASI?

    “Alinur Aktaş’ın, İstanbul medyası sevdasının yeni olmadığını, Bursa basınını hep küçümsediğini iddia eden İbrahim Erdoğan, “Bursa Büyükşehir Belediyesi adına yalnızca İstanbul basınından toplu gazeteler satın aldırmasının ortaya çıkması bile, Bursa basınına karşı yaptığı büyük haksızlığın belgesi niteliğinde olmuştur. Aynı şekilde Büyükşehir’in düzenlediği ve on hafta süren ‘Medya Okulu’ programlarına, Bursa’daki her biri deneyimli duayen gazetecileri yok sayarak, sürekli İstanbul’dan konuşmacı getirtilip alay-ı vala ile ağırlanması dahi Bursa basınını açıkça aşağılamak anlamına gelmiştir” diye konuştu. Erdoğan şunları söyledi:

    “Bilindiği gibi, ciddi kamuoyu araştırma şirketlerinin son aylarda yayınladıkları anketlerde, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın, çok büyük oranda oy kaybına uğradığına ve vatandaş nezdindeki güvenilirliğinin de hızla düşmeye devam ettiğine yönelik analizler yapıldı.

    Söz gelimi, Avrasya Araştırma Şirketi’nin Aralık ayı anketinde, 31 Mart 2019 Seçimleri’nde yüzde 49.62 oy oranına sahip olan Alinur Aktaş’ın, bugün seçim olsa alacağı oy oranının ancak yüzde 35.2 olabileceği, tam tamına yüzde 14.42 oranında oy kaybettiği açıklanmıştı.

    Bütün bu olumsuz tablonun üzerine, Büyükşehir Belediyesi’nin Rize’ye meydan yapımı için 424 bin TL, Eskişehir Beylikova İlçesi’ne de Millet Bahçesi yapımı için 350 bin TL’yi aşan tutarda malzeme yardımı göndereceğine ilişkin haberler de eklenince, Bursa kamuoyundaki tepkiler adeta zirve yapmıştı.

    KESENİN AĞZI, İSTANBUL MEDYASINA HEP AÇIK!

    Haklı olarak telaşa kapılan Başkan Alinur Aktaş, şimdilerde, yaşamaya başladığı o panik psikolojisinin de etkisiyle yeni bir algı yaratma çabasına girişti.

    Geçtiğimiz hafta soluğu İstanbul’da alan Aktaş, yaygın medyanın sahipleri ve yöneticilerinden randevu talep ederek adeta kapı kapı gezdi ve bir dizi görüşmeler yaparak, haber ve yayın desteği istedi.

    İhlas Haber Ajansı, Türkiye Gazetesi, Akit Gazetesi, CNN Türk, Habertürk ve Kanal 24 başta olmak üzere yaptığı görüşmeler sonrasında da art arda programlara çıkarak, kamuoyundaki olumsuz imajını değiştirme gayreti içine girdi.

    Aynı şekilde Alinur Aktaş, daha fazla takipçiye ulaşabilmek amacıyla sosyal medya için de kesenin ağzını açtı; facebook ve twitter başta olmak üzere kişisel sayfasındaki paylaşımlarını para karşılığı yayınlandığı anlamına gelen ‘sponsorlu’ olarak yapmaya başladı.

    Bu durumda Başkan Alinur Aktaş’ın, yönettiği kente olan sorumluluğu ve Bursalılara saygısı gereğince, şu sorulara cevap vermesi gerekiyor:

    BURSALILAR CEVAP BEKLİYOR!

    -Yaygın medya kurumları ile yapıldığı iddia edilen haber, program ve yayın anlaşmalarının maddi boyutları nedir?

    -CNNTÜRK, HABERTÜRK, KANAL 24, TGRT ve AKİTTV yayınları için herhangi bir ödeme yapılmış mıdır, yapıldıysa tek tek ve toplam rakamlar nedir?

    -Yayınlanan programların dışında, bu kurumlarla ayrıca paket reklam ve tanıtım anlaşmaları yapılmış mıdır?

    -Facebook, Twitter başta olmak üzere, sosyal medyadaki kişisel sayfalarınız için ödenen ‘sponsorluk’ paralarını cebinizden mi karşıladınız, ki öyle olması gerekir; yoksa Büyükşehir kasasından mı verdirdiniz? Eğer öyleyse, başınızın bir sonraki Sayıştay raporunda derde girmemesi için durumu hemen düzeltmenizi öneririz!

    -Gözünüzde büyüttüğünüz İstanbul medyasına olan hayranlığınız sonucu, Bursa’nın ve Bursa basınının yaşadığı maddi kayıplar daha ne kadar sürecek?

    -Bursa medyasını küçük görme, yerel medyadaki meslektaşlarımıza tepeden bakma alışkanlığınızın, kamuoyundaki antipatikliğinizi tetikleyen özelliklerinizin başında geldiğini, size uygun bir dille izah edebilen, etrafınızda bir Allah’ın kulu yok mu? Onca maaşlı danışmanınız, bunca görevliniz ne iş yapıyor?

    BURSA BASININI, ÇANTADA KEKLİK Mİ GÖRÜYORSUNUZ?

    -Boy boy haberlerinizin zaten çıktığı, neredeyse her gün manşetlerinde 9 sütun yer aldığınız Bursa basınınını daha ne kadar, ‘nasılsa çantada keklik’ gibi görmeye devam edeceksiniz?

    -Yerel medyaya çok gördüğünüz, bu nedenle olsa gerek, her fırsatta tırpanlamaya çalıştığınız reklam, İlan ve gazete satın alıp dağıtma desteğini, İstanbul medyası söz konusu olunca bol keseden vermeyi, ‘Bursa’ya inadım inat!’ diyerek, bundan böyle de sürdürmeyi düşünüyor musunuz?

    -Hatırlayacağınız gibi daha önce de, sadece iktidar yanlısı olarak bilinen medyaya maddi manevi destek verdiğiniz ortaya çıkmıştı. Bursalılar’ın her yıl 584 Bin TL’sini, yalnızca 3 gazeteye dağıtmaya devam ediyor musunuz? Bu kapsamda Sabah Gazetesi’nden her ay 20.100 adet, Türkiye Gazetesi’nden her ay 15.000 adet, Akit Gazetesi’nden de her ay 4.500 adet satın aldırmayı sürdürüyor musunuz? Alıyorsanız da hakkaniyetle, hepsinden alın. Sizin ‘şehr-i emin’ sıfatınızla öncelikli göreviniz, en fazla yerel basını desteklemek değil mi?

    ‘MEDYA OKULU’NDA DAHİ BURSA’YI YOK SAYDINIZ!

    -HABERTÜRK Sunucusu Eren Eğilmez’in, “Bursa’da çok güçlü ve gelişmiş bir medya var. Türkiye’ye hitap eden Bursa merkezli genel bir medya yapılanmasına öncülük etmeyi düşünmez misiniz?” sorusuna cevap verirken, “Açıkçası böyle bir öngörümüz olmadı” itirafını yapmaktan hicap duymadınız mı? Mesela siz hiç kendinize, “Sahi, benim yönettiğim şehirde, bir İletişim fakültesi neden yok” diye sormayı akıl etmez misiniz?

    -Büyükşehir’in düzenlediği ve on hafta süren ‘Medya Okulu’ programlarına, Bursa’daki her biri deneyimli duayen gazetecileri yok sayarak, sürekli İstanbul’dan konuşmacı getirtip alay-ı vala ile ağırlanmanız dahi, Bursa basınını ve meslektaşlarımızı açıkça aşağılamak değil midir?
    İsmail Halis, Ali Artmaz, Fuat Kozluklu, Mehmet Çam, Fatih Selek, Ersin Çelik, Rasih Turanoğlu gibi isimleri bulup buluşturup çağırırken, Bursa basınına emek vermiş en yakınınızdaki onca değeri görmenizi engelleyen, bu küçümseme halleriniz nedir Allah aşkına?

    -Hadi son sorumuz da halen kamuoyu tepkisinin sürdüğü gündemdeki konuyla ilgili olsun. Acun Ilıcalı’nın kanalına, milletin ekmek derdine düştüğü pandemi döneminde, adeta vatandaşla dalga geçer gibi MasterChef yemek programı için 375 bin TL ödenmesini sağlamıştınız. Aynı tür veya benzer programlar için de daha başka anlaşmalarınız bulunuyor mu?

  • İYİ Parti’den heyelan mağdurlarına destek açıklaması

    İYİ Parti’den heyelan mağdurlarına destek açıklaması

    İYİ Parti Bursa İl Başkanlığı Mollaarap Mahallesi’nde iki yıl önce heyelan mağduru olan vatandaşlara destek verdi .İl Başkanı Selçuk Türkoğlu ve il yöneticileri olayın yaşandığı sokakta vatandaşlarla görüştüler ve yaptıkları açıklamada, “Evsiz kalanların mağduriyetleri neden giderilmiyor?” diye sordular.

    Türkoğlu’nun Yönetim Kurulu adına yaptığı konu ile ilgili açıklama aynen şöyle:

    “Değerli Mollaaraplı Hemşehrilerimiz; Kıymetli Basın Mensupları;

    Öncelikle hayırlı cumalar diliyorum ve Yüce Allah’tan tüm dualarımızı kabul etmesini en kalbi duygularımla niyaz ediyorum. Bu vesileyle öncelikle ve hassaten belirtmek isterim ki, bugün buraya siyaset yapmak üzere gelmedik. Asla böyle bir niyetimiz yok ve Allah da bize, milletin dertleri üzerinden ucuz politika üretmek nasip etmesin. Bugün burada sizlerle hasbıhal etmeye, derdinizle dertlenmeye, sorunlarınızla hemhal olmaya geldik.

    Bizim hangi partiden oluşumuzun inanın hiç bir önemi yok.  Yaşadığımız sorunlara hep birlikte çözüm aramak ve bulabilmenin; oyumuzu hangi partiye verdiğimizden veya verecek oluşumuzdan çok daha önemli olduğuna inanıyoruz. Sonuçta hepimizin tek bir oy hakkı var ve sandık zamanı gidip hür irademizle kullanıyoruz. Hepsi o kadar.

    Kıymetli hemşehrilerimiz; hatırlanacağı gibi Mollaarap Mahallesi’nde iki yıl önce, bir inşaat sahasında yaşanan heyelan nedeniyle 90 ev oturulamaz hale gelmiş, yaklaşık 500 vatandaşımız yersiz yurtsuz kalmıştı.

    Allah beterinden saklasın ve bu tür doğal afetleri bir daha yaşatmasın.

    O tarihten bu yana Yıldırım Belediyesi’nin kira yardımı ile ayakta durmaya çalışan vatandaşlarımız, kendilerine verilen, kısa zamanda yeniden evlerine kavuşacakları sözlerinin yerine getirilmesini bekleyip duruyorlar.

    Her konuda olduğu gibi ne yazık ki bu hadisede de, akılları kurcalayan sorular gündeme geliyor ve mağdur insanlarımızın adeta midesini bulandıran iddialar konuşuluyor.

    İDDİALAR CEVAP BEKLİYOR

    TÜRGEV’e ait olduğu söylenen yurt inşaatı sırasında yaşanan toprak kaymasından doğan mağduriyetten de bir rant devşirilmeye çalışılmasına yönelik iddialar maalesef ayyuka çıkmış durumda.

    Bu nedenle de o günden bugüne olan gelişmeler herkese, ‘Yok artık, bu kadar vicdansızlık da olmaz’ dedirtse de, yaşanan manidar söylentiler, kafalarda bir dizi ‘Acaba?’ sorusunu ister istemez beraberinde getiriyor.

    Sözgelimi şöyle sormak artık şart oldu:

    • Uzmanların, 3-4 ay içinde bitirilebileceğini söylediği zemin etüd çalışmaları bölgede tam 2 yıldır neden sonuçlandırılmadı?
    • Buradaki ruhsat, plan, uygulama ve imar çalışmaları meclis kararlarıyla durmuşken, YILDIRIM Belediyesi’nin vatandaşların mülkiyetlerini apar topar satın almaya başlamasının anlamı nedir?
    • Henüz jeolojik etüt çalışmaları devam ederken ve de imar durumunun ne olacağı belli değilken, satın alınan mülkiyetlerin rayiç bedelleri ve fiyatlandırması hangi kriterlere göre yapılmıştır?
    • Adeta alelacele yapılan satın almalar ile yapılmak istenen nedir?
    • Satın almaların piyasa fiyatlarının altında olduğu ve zaten mağdur olan insanlara, ikna olmadıkları andan itibaren, yerlerini satmaları için baskı yapıldığı doğru mudur?
    • Yılan hikayesine dönen zemin etüt çalışmaları, acaba satın almalar bitirildikten sonra mı sonuçlanacaktır? Bunun için mi özellikle uzatılmaktadır?
    • Hak sahiplerinin yerleri, mülkiyetleri belediyeye ya da belediye eliyle başkalarına geçtikten sonra mı imara açılacaktır?
    • Bölgedeki toprak kaymasının müsebbibi olan yurt inşaatının TÜRGEV’e ait olmasının bu gecikmede payı var mıdır?
    • Satın alınan yerlerin daha sonra belediye eliyle, TÜRGEV’e veya ona benzer yandaş vakıf, dernek veya kişilere devredileceği iddiaları doğru mudur?

    “VATANDAŞIN CANI DAHA FAZLA YANMASIN”

    İYİ Parti Bursa Teşkilatları olarak vatandaşlarımızın daha fazla mağdur edilmemesi adına buradan yetkililere sesleniyoruz:

    “Bugüne kadar on kere bitirilmesi gereken zemin etüt çalışmalarını bir an önce bitirip, bölgeyle ilgili raporları derhal düzenleyin. Bununla birlikte de imar planını tamamlayın. Şayet bölge rekreasyon alanı veya yeşil alan olacaksa, buna göre satın alma yerine, kamulaştırma yapın, yok eğer imara açılacaksa, hak sahiplerine kendi yerlerinden yer verin.

    Bu sizin, mağdur vatandaşa karşı yerine getirmeniz gereken hem vicdani, hem de ahlaki görevinizdir. Kısacası yerine getirmeniz gereken insani hizmet yükümlülüğünüzü yerine getirin ve zaten başlarını sokacak evlerini yitirdikleri için yürekleri yanan insanlarımızın canlarını daha fazla yakmayın. Bu konunun ısrarla takipçisi olacağız. Hepinize saygılar sunuyorum. Allah’a emanet olun.”

  • İYİ Parti Bursa Milletvekili Bahçeli’nin, Akşener’e “evine dön” çağrısını değerlendirdi

    İYİ Parti Bursa Milletvekili Bahçeli’nin, Akşener’e “evine dön” çağrısını değerlendirdi

    İYİ Parti TBMM Grup Başkanı ve Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e yaptığı “evine dön” çağrısına ilişkin “Bizim Türkiye’yi yönetme arzumuz var. Türkiye’yi yönetmeye yönelik projelerimiz, öngörülerimiz var. Millete ‘bizi iktidara taşıyın’ çağrımız var. ‘Türkiye’nin sorunlarını şimdiden konuşalım çağrımız’ var. Bu çağrımız hem Sayın Erdoğan’a hem Sayın Bahçeli’yedir.” dedi.

    Tatlıoğlu, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

    Asgari ücret görüşmelerine değinen Tatlıoğlu, asgari ücretin 16 milyon vatandaşı ilgilendirdiğini, 2000’li yıllarda çalışanların yüzde 20’sinin asgari ücretle çalıştığını şimdi ise bu oranın yaklaşık yüzde 46’ya çıktığını ifade etti.

    Tatlıoğlu, parti olarak net 3 bin lira asgari ücret önerdiklerini, SGK ve BAĞKUR primlerinin devlet tarafından karşılanmasını istediklerini, bu şekilde işverene ilave bir maliyetin yüklenmeyeceğini dile getirdi.

    Kovid-19 salgını sürecinde KOBİ’lere verilen desteklerle ilgili bir karmaşıklığın olduğunu söyleyen Tatlıoğlu, “Görüştüğümüz esnaf temsilcileri, desteklerin yeterli olmadığını, KOİBİ’ler arasında ayrım ve tanımlama farklılıkları olduğunu, hatta bazı esnafların desteklemelerden faydalanamadığını söylüyor. Kovid-19 süreci sonrasında 3 milyon 200 bin KOBİ’den yaklaşık 1 milyonunun geri dönemeyeceği tehlikesi var. Destekleri revize ederek ekonomideki bu aktörleri ayakta tutmak zorundayız. Türkiye’nin birikimlerini elden çıkarmama adına yeni ve kapsamlı bir destek paketi hazırlamamız gerekiyor.” diye konuştu.

    “Yeni bir vesayet söz konusu”

    Bütçe görüşmelerinde kullanılan dilin siyaseti çok rahatsız ettiğini savunan Tatlıoğlu, “Saray ve etrafındaki kadrodan bir oligarşik yapı oluşmuştur. Atanmış bakanların diline baktığımızda yeni bir vesayet söz konusudur. 28 Şubat’ı hiç aratmayan, üniformasız Çevik Bir’leri Meclis’te gördük ve dinledik. Seçilmiş milletvekillerine, millete yukarıdan ve nobran davranan bu atanmış oligarşik yapının yeni vesayetini kabul etmiyoruz. Milli irade temeldir, saygı diliyle hitap edilmesini ve böyle bir iletişim kurulmasını istiyoruz.” dedi.

    İsmail Tatlıoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AK Parti Genel Başkanı sıfatıyla ‘her yer AK Parti” sloganıyla konuştuğunu ve siyasi aktörlere yönelik olarak atanmış bakanlara benzer bir dil kullandığını iddia etti.

    Cumhur İttifakı’nın kullandığı dilin Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu bir dil olmadığını söyleyen Tatlıoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Türkiye çok önemli ekonomik sorunlar yaşıyor. Vatandaşlarımız, siyasetçilerin çözüm önerilerini dinlemek istiyor. Siyasetin amacı başka siyasetçileri ve kesimleri ötekileştirmek, düşmanlaştırmak değildir. Türkiye sorunlarını konuşmalıdır, olmayan konuları sorun etmek derdinde olmamaldır. Türkiye’nin sağlıklı bir iletişim diline ihtiyacı vardır. Bu konuda Sayın Erdoğan’ın kendisini revize ederek saygın bir dille herkese hitap etmesi gerekir. 16 yıldızlı Cumhurbaşkanlığı armasının ardından nefret söylemleriyle konuşup sonra birlik arayışına gitmek artık önemini yitirmiştir ve bunun müşterisi de yoktur.

    Bunlar, çözümü olmayanların başka bir mecra açma arayışlarıdır. Millitimize hiçbir faydası yoktur. Biz Türkiye’nin sorunlarını Millet ve Cumhur İttifakı ile birlikte Meclis’te konuşmayı öneriyoruz. Çünkü Türkiye, Cumhur İttifakı ile şarampole devrilmiş bir otobüstür. İçindeki gürültü, yol almanın sesi değil yuvarlanmışlığın paniğidir.”

    Devlet Bahçeli’nin, Akşener’e “evine dön” çağrısı

    Tatlıoğlu, bir gazetecinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AİHM’nin Selahattin Demirtaş kararı hakkındaki açıklamalarına ilişkin sorusuna, “Bunun cevabını üç kere AİHM’ye başvurmuş Sayın Erdoğan verecek. Siyasete kurumsal ve ilkesel bakmak lazım. Türkiye’nin sorunlarını kurum ve ilkelerden bağımsız, kişiler üzerinden yorumlamayı doğru bulmuyoruz. Bu sorunları bağlamından koparıyor ve bizleri yanlış yerlere sürüklüyor.” cevabını verdi.

    Tatlıoğlu bir başka gazetecinin, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e yönelik olarak “evine dön” çağrısına ilişkin değerlendirmesini sorması üzerine, şunları söyledi:

    “Sayın Erdoğan’ın dünkü, Sayın Bahçeli’nin bugünkü konuşmasına baktığımızda içinde işsizlik, asgari ücretle ilgili bir şey yok. Tableti olmayan, internete ulaşamayan milyonlarca öğrenci ile ilgili bir şey yok. 10 milyonu aşmış işsizimiz yok, KOBİ’lerimizle ilgili bir şey yok. Türkiye’nin sorunlarıyla ilgili hiçbir konuşma metnine rastlamadık. Türkiye’de vatanseverlik, milliyetperverlik kimsenin tekelinde değil.

    Biz siyasi partiyiz ve Türkiye’yi yönetme arzumuz var. Türkiye’yi yönetmeye yönelik projelerimiz, öngörülerimiz var. Millete ‘bizi iktidara taşıyın’ çağrımız var. ‘Türkiye’nin sorunlarını şimdiden konuşalım çağrımız’ var. Bu çağrımız hem Sayın Erdoğan’a hem Sayın Bahçeli’yedir. Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener’in, Sayın Kılıçdaroğlu ile birlikte ‘Türkiye’nin sorunlarını konuşalım’ çağrısı vardır. Bu çağrıyı gelsin, Sayın Erdoğan yapsın. Türkiye’nin iş, ekmek, eğitim, demokrasi ve hukuk sorununu çözelim. Bugün Türkiye’nin sorunlarını yönetebilmekten uzak bir irade vardır. Hiçkimse, hiçkimseye yön verme derdinde olmamalı. Bizim öyle bir derdimiz yok. Biz Türkiye’deki tüm siyasi aktörleri ciddiye alıyoruz.”

    Tatlıoğlu, Merkez Bankasının faiz arttırmasına yönelik bir soruyu yanıtlarken, “Erdağan ve dar kadrosunun gerçeklikten kopuk adımlarının maliyetinin milletin hesabına yazıldığını” ileri sürdü.

    Türkiye’nin en fazla faiz veren ülkeler liginin başında olduğunu belirten Tatlıoğlu, “Bugünkü Cumhur İttifakı diliyle Türkiye yatırım yapılabilir bir ülke olmaz. 100 lirası olan da 100 bin lirası olan da huzur istiyor. Devletin hiçbir birimi nefret merkezi haline gelemez ” ifadesini kullandı.

  • Bahçeli’den Akşener’e ikinci kez evine dön çağrısı

    Bahçeli’den Akşener’e ikinci kez evine dön çağrısı

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e, ”masa kurma teklifi ciddiyetsiz ve itibarsız” dedi. Bahçeli, Akşener’e bir kez daha ‘evine dön’ çağrısında bulundu. Bahçeli, ”Dön evine bitsin bu çile” ifadelerini kullandı.

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin genel merkezinde düzenlenen İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu.

    Meral Akşener’in güçlendirilmiş parlamenter siteme geçiş için ‘AK Parti ile İYİ parti arasında masa kurulabilir’ teklifinin ardından, Devlet Bahçeli, ”masa kurma teklifi ciddiyetsiz ve itibarsız” dedi.

    İYİ Parti Genel Başkanı Akşener’e tekrar ‘evine dön’ çağrısında bulunan Bahçeli, ”Dön evine bitsin bu çile” ifadelerini kullandı.

    CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ TARTIŞMALARI

    Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi eleştirilerine yanıt  veren Bahçeli: “Millet kararını vermiş, perde kapanmıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye’nin geleceğidir. Cumhur İttifakı’nı kararlılıkla devam ettireceğiz. Denizden geçtik, derede boğulmayacağız” dedi.

    HDP’NİN KAPATILMASI

    HDP’nin kapatılması konusunda da konuşan MHP Lideri; “HDP açılmamak üzere kapatılsın dedik, bu kararımızın arkasındayız. Hazine yardımlarının terör örgütüne gitmesini istemiyoruz.” ifadelerini kullandı.

    AİHM’İN DEMİRTAŞ KARARI

    AİHM’in Demirtaş kararına da değinen Devlet Bahçeli; “Tanımıyoruz, takmıyoruz, milli vicdanda hükümsüz olduğunu da buradan haykırıyoruz” dedi.