Etiket: iyi parti

  • İYİ Parti’li Türkkan: Asgari ücretlinin eline 3 bin lira geçsin

    İYİ Parti’li Türkkan: Asgari ücretlinin eline 3 bin lira geçsin

    İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, “Tanzanya’da enflasyon oranı yüzde 3,10 iken Türkiye’de yüzde 14,3 civarında. Faiz oranları da aynı şekilde Tanzanya’da yüzde 5 iken, Türkiye’de yüzde 15 civarında.” dedi.

    Türkkan, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Kovid-19 salgınının her geçen gün daha da tırmandığına işaret etti. Türkkan, bazı illerde hastanelerin yetersiz kaldığını, yoğun bakımlarda yer bulunamadığı için spor salonları, tuvaletler ve otoparkların yoğun bakıma dönüştürüldüğünü ileri sürdü.

    Salgının Meclis’te de kendisini gösterdiğini belirten Türkkan, 120’ye yakın milletvekilinin koronavirüse yakalandığını belirtti.

    Aşı çalışmalarına değinen Türkkan, ABD ve Almanya ile birlikte Çin’in aşı çalışmasını yaptığını, kamuoyunda Almanya ve ABD’nin yaptığı aşılara karşı güvenin daha fazla olduğunu söyledi.

    Bilim insanlarının Çin aşısının yan etkileri konusunda net konuşamadığına işaret eden Türkkan, “Gelişmiş ülkeler ABD ve Almanya’ya aşı siparişi verirken biz Çin aşısını sipariş verdik. Çin aşısını veren ülkeler Türkiye ve Endonezya oldu. Çok başarılı bir şekilde sundukları pandemiyle mücadelede geldiğimiz nokta bu.” diye konuştu.

    Türkiye’nin ekonomik durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Türkkan, açıklanan enflasyon rakamlarına değindi. Türkkan, “Gördük ki ekonomi değil, enflasyon şahlanmış. Aslında Türkiye’de enflasyon yüzde 40. Ama nedense TÜİK rakamları tersinden okumaya alışık olduğu için yüzde 14 olarak açıkladı. Tanzanya’da enflasyon oranı yüzde 3,10 iken Türkiye’de yüzde 14,3 civarında. Faiz oranları da aynı şekilde Tanzanya’da faiz oranı yüzde 5 iken Türkiye’de yüzde 15 civarında. İşsizlik rakamlarına baktığımızda Tanzanya’da işsizlik yüzde 9,6 iken Türkiye’de yüzde 13,2’ye yükselmiş.” ifadelerini. kullandı.

    ABD ve Avrupa’dan da örnekler veren Türkkan, yıllık enflasyonun ABD’de yüzde 1,2, Almanya’da yüzde eksi 0,30, Fransa’da ise yüzde 0,20 olduğunu söyledi.

    TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranının gerçekleri yansıtmadığını iddia eden Türkkan, “AK Parti’nin iflas eden ekonomi yönetimi tüm milletimizi 2018 yılından bu yana hızla fakirleştirdi. İktidarın TÜİK üzerinden su borusuyla, elektrik sayacıyla ölçtüğü gibi enflasyon öyle yüzde 11 civarlarında değil. Asgari ücretlinin hissettiği enflasyon en az yüzde 30. Kirası, faturaları ve mutfak masrafları dışında hiçbir ekonomik imkanı olmayan, pazar filesini dolduramayan asgari ücretlinin enflasyonu yüzde 40 civarında. Bunu herkes görüyor. Pazara giden, doğal gaz ve elektrik faturası ödeyen herkes biliyor.” diye konuştu.

    Asgari ücret görüşmelerinin yarın başlayacağını dile getiren Türkkan, ekonominin iyice kötüye gittiği bu dönemde asgari ücretle geçimini sağlayan vatandaşların yükünün daha da ağırlaştığını belirtti.

    Türkkan, dünyada ekonomiyle ilgili bir Nobel ödülü verilecekse Türkiye’den bir asgari ücretlinin Nobel’e aday gösterilmesi gerektiğini belirtti. 2020 başında asgari ücretin 390 dolar olduğunu bugün ise 290 dolara düştüğünü dile getiren Türkkan, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in asgari ücrete ilişkin önerisini anlattı. Türkkan, şöyle devam etti:

    Asgari ücretli vatandaşın eline 3 bin lira geçti

    “Mevcut durumda, brüt asgari ücret 2 bin 943 lira. Kesintiler yapıldıktan sonra, çalışanımızın eline net 2 bin 325 lira geçiyor. Brüt ücreti 3 bin liraya çıkarıp asgari ücretli çalışanımıza brüt kazancının tamamını ödeyelim. Devletimiz de çalışanımızın gelir vergisini ve SGK primini üstlensin. Böylece, asgari ücretle çalışan vatandaşımızın eline, net 3 bin lira geçerken, işverene olan maliyeti ise 3 bin 458 lira olmaya devam etsin. 3-5 kişi çalıştıran küçük esnaf da aynı ücretli gibi zaten zorda, bu yükü onların sırtından almak lazım. Ayrıca, bu düzenleme sadece asgari ücretliyi kapsamasın. Asgari ücretin üzerinde maaş alan çalışanların da asgari ücretten doğan SGK primini ve gelir vergisini devlet üstlensin. Devlet, bütün çalışanlarının cebine aylık 675 lira koysun, ama bu parayı işverenden almasın.”

    Katar’la yapılan anlaşmalar

    Katar’la yapılan anlaşmalara değinen Türkkan, “Memleketi katar katar satıyorlar. Milletin malını babalarının malı gibi Katarlılara dağıtmaya devam ediyorlar. Babandan kalsa bu kadar rahat satamazsın. Yarın kalkıp ‘Halk Bankası’nı bir dolara verdim’ dese ne yapacağız? 70 milyar dolar özelleştirme yaptılar. Bu parayı da Suriyelilere harcadılar. Ülkeyi Katarlılara satıp o parayla Suriyelileri besliyoruz. Basiretsiz müflis tüccar gibi oldu ülke.” görüşünü savundu.

    Katar’ın Türkiye’nin dostu olduğuna yönelik açıklamaları eleştiren Türkkan, Katar’ın Körfez Arap Ülkeleri İş Birliği Konseyi üyesi bir ülke olduğunu, Doğu Akdeniz’de Türkiye karşıtı ülkelerle hareket ettiğini ve sözde Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti ile ilk diplomatik ilişki kuran ülke olduğunu söyledi.

    Türkkan, iki ülke arasında yapılan su yönetimi alanındaki iş birliği anlaşmasının yapıldığını, Türkiye’nin su ihtiyacı ortada iken suyun, petrol gibi ticaret öğesine çevrilmesinin yanlış olduğunu iddia etti.

    Türkkan, Katar’ın Türkiye’de suyu yönetmeye ortak olmasının iyi bir şey olmadığını, Katar’a suyu yönetme ortaklığı verilmesinin Türkiye’de susuzluğun, açlığın ve sefaletin daha da artması anlamına geleceğini savundu.

    Türkkan, ne Katar’ın Türkiye’den öğrenip kendine uygulayacağı su kaynaklarının ne de birçok su kaynağı olan Türkiye’nin Katar’ın olmayan tecrübesine ihtiyacı bulunduğunu belirtti.

    Maden Holding’in halka arz edilmesi

    Maden Holding’in yakın zamanda halka arz edileceğinin açıklandığını hatırlatan Türkkan, yirmiye yakın madenin çıkarılması ve işlenmesinin Maden Holding’e bağlanacağını bunun “yandaşlarla planlanan” yeni bir vurgunun işareti olduğunu ileri sürdü.

    Türkkan, RTÜK’ün CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın canlı yayındaki sözleri nedeniyle özel bir kanala 5 kez program durdurma ve en üst sınırdan idari para cezası vermesini de eleştirdi. Türkkan, RTÜK’ün Türkiye’de tarafsız yayıncılığın sonunu getiren bir kuruma dönüştüğünü ileri sürdü.

    Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi

    Türkiye’nin de bulunduğu 41 ülkenin Başkanlık Sistemi yüzünden ekonomiden demokrasiye her alanda yerlerde sürüklendiğini savunan Türkkan, “Başkanlık sistemine hazırlandığımız 2017 yılından itibaren kişi başı milli gelir Türkiye’de 10 bin 500 dolardan 8 bin doların altına düştü. Başkanlık Sistemi Türkiye’ye yoksulluktan başka bir şey getirmedi. Baktığımız zaman başkanlıkla yönetilen ABD ve Güney Kore dışındaki 41 ülke içinde tek bir gelişmiş ülke yoktur. Bu ülkelerin tamamı orta ve düşük gelir grubu içerisindedir.” ifadelerini kullandı.

    Türkkan, Çukurova Havalimanının ihalesine ilişkin değerlendirmelerde bulunarak ihale şartnamesine uygun hareket edilmediğini ve konunun takipçisi olacaklarını söyledi.

  • Bursa’da MasterChef krizi büyüyor!

    Bursa’da MasterChef krizi büyüyor!

    Bursa’da belediyenin ödediği para karşılığı çekildiği belirtilen yemek programı MasterChef’in tartışması hala sürüyor. İYİ Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın açıklamasını yalanlayarak, “Alinur Aktaş yalan söylüyor. Sözlerimizin ve eleştirimizin kapı gibi arkasındayız. Hodri meydan!” ifadelerini kullandı.

    MasterChef’in Bursa’da çekilen bölümü için belediyenin para ödemesi Bursa’da ortalığı karıştırdı. Programda, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, 3 jüri üyesine ödül verdi. CHP Nilüfer İlçe Başkanı Fırat Yılmaz ise, yarışma için Büyükşehir Belediyesi’nin 600 bin TL+KDV tutarında ödeme yaptığını iddia etmişti.

    “ALİNUR AKTAŞ YALAN SÖYLÜYOR”

    İYİ Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın, “MasterChef’e parayı biz ödemedik, Bursa Kültür ve Turizm Tanıtma Birliği ödedi” şeklindeki yanıtının, “milleti aldatmaya yönelik bir demagoji olduğunu” söyledi.

    Söz konusu birliğin yönetiminin Büyükşehir Belediyesi’nde olduğunu, başkanlığını da Alinur Aktaş’ın bizzat kendisinin yaptığını vurgulayan Türkoğlu, “Yani ha Ali Veli, ha Veli Ali. Sayın Başkan’ın kimyası iyice bozuldu ve tam bir akıl tutulması yaşıyor diye ısrar etmemiz işte tam da bu yüzden” dedi.

    “İDDİAMIZIN KAPI GİBİ ARKASINDAYIZ”

    Milletin, çağın ölümcül virüsü pandemiyle boğuştuğu, aynı zamana bozulan ekonomi nedeniyle evine ekmek götürme derdine düştüğü bir dönemde, MasterChef yarışmasına para ödenmesinin abesle iştigal olduğunu belirten Selçuk Türkoğlu şunları söyledi:

    “Sözlerimizin ve eleştirimizin kapı gibi arkasındayız. Hodri meydan! Biz ne demişiz?

    Alinur Aktaş Bursalılar’ın yaklaşık 500 bin lirasını Acun Ilıcalı’ya vererek sokağa atmıştır demişiz. Aktaş ne demiş? Efendim 500-600 bin değil sadece 375 bin TL ödedik, bunun da 200 bin TL’sini Bursa Kültür Turizm ve Tanıtma Birliği ödedi, 175 bin TL’sini de BTSO aracılığı ile sponsor gıda şirketleri ödedi, yani biz ödemedik, bu iftiradır demiş.

    Peki, güzel. Madem ki Alinur Aktaş ne dediğini bilmiyor. Buradan biz ona acı gerçeği hatırlatalım. Ey Alinur Aktaş, MasterChef’e parayı ödedi dediğin Birlik, önceki yıllarda Bursa Valiliği’ne bağlıydı. Ancak yaklaşık 2 yıldır Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin uhdesinde bulunuyor. Bütçesinin çok büyük bir kısmını da Büyükşehir karşılıyor.”

    “BİRLİK BAŞKANI DA SENSİN”

    “Birliğin Yönetimi’ni 21 Mayıs 2020 tarihinde değiştirip atamalar da yaptınız” diyen Türkoğlu, Birlik Yönetimini de paylaştı:

    • Birlik başkanı: Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş.
    • Birlik birinci başkan vekili: Kağan Mehmet Usta (İznik Belediye Başkanı).
    • Birlik ikinci başkan vekili: Davut Aydın (Yenişehir Belediye Başkanı).
    • Birlik asil katip üyeleri: Ayşegül Seyran (Bursa Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi), Hanife Yetiş (Büyükorhan Meclis Üyesi).
    • Birlik encümen üyeleri: Kağan Mehmet Usta (İznik Belediye Başkanı), İmdat Cav (Yenişehir Belediye Meclis Üyesi), Murat Yıldırım (Nilüfer Belediye Meclis Üyesi), Selami Ekeman (Orhangazi Belediye Meclis Üyesi).
    • Birlik plan ve bütçe komisyonu üyeleri: Ali Mersin (Bursa Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi). Sevim Parlak (Yıldırım Belediye Meclis Üyesi), Yusuf Akbulut (Mudanya Belediye Meclis Üyesi), Nihat Arı (Orhaneli Belediye Meclis Üyesi), Şaban Fethi Yıldız (Harmancık Belediye Meclis Üyesi).
  • Akşener alınan önlemleri yetersiz buldu

    Akşener alınan önlemleri yetersiz buldu

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, açıklanan koroanvirüs önlemlerinin yetersiz olduğunu öne sürdü. Akşener, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Akşener, dünyada salgında ikinci dalgaya karşı kendini koruyan ülkeler olduğunu belirterek, Türkiye’nin de iyi olan ülkeler arasına girmesi gerektiğini savundu.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan yeni koronavirüs önlemlerini yetersiz bulduğunu söyleyen İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, dünyada salgında ikinci dalgaya karşı kendini koruyan ülkeler olduğunu belirterek, Türkiye’nin de iyi olan ülkeler arasına girmesi gerektiğini söyledi. Akşener “Şimdi bütün mesele, milletin canını, birliğini, dirliğini, sağlığını korumak. Derhal 14 günlük sokağa çıkma yasağını uygulayın. Zararın neresinden dönersek kardır” dedi.

    KATAR İLE YAPILAN TİCARET ANLAŞMASI

    Akşener, Borsa İstanbul’un yüzde 10 hissesinin, Katar tarafından satın alındığını söyleyerek, şöyle konuştu:

    “Bu satışların yanında, içeriği henüz açıklanmayan bir dizi anlaşma yapıldı. Bu anlaşmaların konuları arasında limanlar, Haliç, su kaynaklarımız, hatta aile ve kadınlarla ilgili bir mutabakat bile var. Altını önemle çizmek istiyorum: Birçok devlet ya da şirket, yabancı borsalara ortak oluyor, yatırımlar yapıyor. Biz yabancı sermayeye, ya da yatırımlara karşı değiliz. Ancak, gelişmiş ülkelerde, bu tür satışlar ya da yatırımlarla ilgili olarak kamuoyuna bilgi verilir. ‘Şu nedenle, şu şartlarda, şöyle bir anlaşma yaptık’ denir. Devlet, ‘ticari sır’ maskesinin ardına saklanmaz. O yüzden, gizli saklı, yangından mal kaçırır gibi yapılan bu anlaşmaların akıbetini, dikkatle takip edeceğiz.”

    Akşener, istihdam yaratan bir büyüme modeline geçilmesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi:

    “İYİ Parti olarak biz, ‘Türkiye istihdamsız değil, istihdamla büyüsün’ diyoruz. ‘Rantla değil, üretimle kalkınsın’ diyoruz. Bu vizyon ışığında, işverenlerimizin üzerindeki yükü hafifletip, onların yeniden istihdam yaratmalarını sağlarken, dar gelirli vatandaşımızı da borç sarmalına sürüklemeyecek, kayıt dışı istihdamı kayıt altına alacak, hakkaniyetli bir asgari ücret modeli üzerinde çalıştık” ifadesini kullandı.

  • 4 partiden Fransa’ya kınama

    4 partiden Fransa’ya kınama

    AK Parti, CHP, MHP ve İYİ Parti’nin TBMM grupları ortak bildiri yayımlayarak, Fransa Senatosu’nun Yukarı Karabağ ihtilafına ilişkin aldığı kararı kınadı.

    Fransa Senatosu’nun Yukarı Karabağ ihtilafına ilişkin aldığı karara ilişkin AK Parti, CHP, MHP ve İYİ Parti TBMM grup başkanvekillerinin imzasıyla ortak bildiri yayımlandı. Bildiride, “Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan siyasi partiler olarak Fransa Senatosu’nun uluslararası hukuka, ahlaka ve hakkaniyete aykırı bir şekilde, Yukarı Karabağ ihtilafına ilişkin 25 Kasım 2020 tarihinde kabul ettiği kararı en güçlü şekilde kınıyoruz.” ifadelerine yer verildi.

    Fransa Senatosu görmezden gelse de, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 1993 yılında aldığı 822, 853, 874 ve 884 sayılı kararları uyarınca Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan toprağı olduğu belirtilen bildiride, Fransa Senatosu’nun almış olduğu kararın uluslararası hukuk açısından yok hükmünde olduğu kaydedildi.

    TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop’un imzası ile yayımlanan bildiride şu ifadeler kullanıldı:

    “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grubu bulunan siyasi partiler olarak Fransa Senatosunun uluslararası hukuka, ahlaka ve hakkaniyete aykırı bir şe-kilde, Yukarı Karabağ ihtilafına ilişkin 25 Kasım 2020 tarihinde kabul ettiği kararı en güçlü şekilde kınıyoruz.

  • Kılıçdaroğlu ve Akşener’den açıklama

    Kılıçdaroğlu ve Akşener’den açıklama

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İYİ Parti Genel Merkezi’ndeki görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

    Akşener’in açıklamalarından satır başları şu şekilde:

    Sayın Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarının kongremizden sonra partimize ziyaretleri için teşekkür ediyorum.

    Ben Cumhur İttifakı’nın bileşenlerinin birbirlerine laf çarptırmasına dikkat çekmiştim. Sayın Adalet Bakanı Abdülhamit Gül Adalet reformundan bahsetmişti. Sayın Erdoğan, bu reform sözüne ekonomiyi de katarak destek vermişti. Sonra ana muhalefetin sayın lideri Kılıçdaroğlu tehdit edildi. Bu tehdit, milli iradeye yapılmış bir tehditti. Hepimiz kınadık, doğrusu da bu.

    Ekonomide, adalette reform yapılacağı, iddia edildi. Sonrasında sayın Kılıçdaroğlu hapisten yeni çıkmış biri tarafından tehdit edildi. Sonrasında bu tehdidin sahibi Cumhur İttifakı’nın küçük ortağı tarafından sahiplenildi. İlk defa bir siyasetçi tehdidin sahibine sahip çıktı. O zaman şunu söylemiştim: Evet, tehdit sayın Kılıçdaroğlu’na. En şiddetli bir şekilde kınadığımız bir saldırı, bir davranış. Buna yönelik AK Parti Genel Başkanı ve AK Parti yöneticileri ne yapacaklar?

    ARINÇ’IN İSTİFASI

    Sonra sayın Arınç bir konuşma yaptı, sayın Cemil Çiçek telefonla katıldı. Bir makas değişikliği gerekiyorsa sayın Bahçeli ve Sayın Perinçek ne yapacaklar. Bu konuşmadan sonra Sayın Arınç İstifa etmek zorunda kaldı.

    Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şu şekilde:

    Uzun süredir Türkiye yönetilmiyor zaten Türkiye savruluyor. Yönetim olması için liyakat olması lazım, sorunların sağlıklı tespit edilmesi lazım. Rejim değiştikten sonra sorunlar sağlıklı tespit edilmiyor.

    AK Parti içinde iyi niyetle çözüm üretmek isteyenler var ama küçük ortak büyük ortağı esir almış. AK Parti gibi Türkiye’yi tek başına 18 yıl yöneten bir partinin küçük ortak tarafından esir alınması Türkiye’nin yönetilmediğini gösteriyor. Türkiye savruluyor, hepimiz bunu görüyoruz.

  • Meral Akşener grup toplantısında konuştu

    Meral Akşener grup toplantısında konuştu

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Sayın Erdoğan; ne sende bahsettiğin reformları yapacak siyasi irade var ne ekibinde bu reformları hayata geçirecek nitelik var. ‘Adalette reform’ dedin, ertesi gün ana muhalefet partisinin lideri tehdit edildiğinde sus pus oldunuz. ‘Ekonomide reform’ dedin, ballı ihalelerle eşi dostu zengin etmeye tam gaz devam ettiniz.” dedi.

    Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Kovid-19 salgını nedeniyle Türkiye’nin diken üstünde olduğunu, açıklanan rakamların, salgının yoğun yaşandığı nisan ayındaki verilerin üstüne çıktığını söyledi.

    İlk günden beri “En az 2 hafta karantina ilan edin, bu iş kontrolden çıkıyor.” şeklinde hükümeti uyardıklarını ifade eden Akşener, “Haklı çıkmaktan çok üzgünüz çünkü kaybettiğimiz canlar bizim canımız. Ama görüyoruz ki iktidar hala pansuman tedbirlerle durumu idare etmeye çalışıyor. Gelin, en az 14 günlük bir karantina uygulayın. Aşı umuduna kadar Türkiye rahatlasın. Ama bunu yaparken işletmeleri ve çalışanları ayakta tutacak tedbirleri almayı ihmal etmeyin, işletmelere ve çalışanlara nakit desteği verin.” diye konuştu.

    Akşener, Türkiye’nin bu güce sahip olduğunu belirterek, bütün meselenin iktidarın kimi tercih edeceği olduğunu dile getirdi.

    “İktidar, 19 yıldır yaptığı gibi eşini dostunu, müteahhidini mi tercih edecek, yoksa milletini mi tercih edecek?” diye soran Akşener, “İktidarın bu yanlış tercihinin sonuçlarını hep birlikte yaşıyoruz. Yarım yamalak alınan önlemler ve destek görünümlü krediler yetmiyor. İşletmeler kapanıyor, vatandaşlarımız işsiz kalıyor. Devlet bu günler için var. Devlet bugünlerde elini taşın altına koymak için var. İktidar işini yapmadıkça olan milletimize oluyor.” değerlendirmesinde bulundu.

    “Türkiye çocuk politikalarında başarısız bir ülke”

    Meral Akşener, ülkesinin geleceğini düşünen bir anlayışın öncelikle çocuklara yatırım yapması gerektiğini, UNICEF’in 2020 raporuna göre Türkiye’nin, 41 ülke arasında çocuk politikaları konusunda en başarısız ülke olduğunu söyledi.

    Türkiye’de çocukların üçte birinin yoksulluk sınırı altında yaşadığını, yüzde 53’ünün hayatından memnun olduğunu belirten Akşener, “Hayatından memnun olan çocuk oranları Hollanda’da yüzde 90, Meksika’da yüzde 86, Hırvatistan’da yüzde 82 civarında. TÜİK’in verilerine göre 5-17 yaş grubunda çalışan çocuk sayımız 720 bin. Aralarında 5 yaşındaki çocuklarımız bile var. Resmi rakamlar böyleyse gerçeğini siz düşünün. Okuyacakları ve oyun oynayacakları yerde ekonomik şartlar nedeniyle hayatın yükünü omuzlayan çocuklarımız var.” şeklinde konuştu.

    Akşener, Ankara, İzmir ve İstanbul’da düşük ve orta gelirli ailelere mensup yaklaşık 3 bin çocukla yapılan araştırmaya göre çocukların değiştirmeyi en çok istedikleri şeyin adaletsizlik ve eşitsizlik olduğunu kaydetti.

    Adli sicil kayıtlarına göre çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarında son 8 yılda yüzde 29 artış olduğuna işaret eden Akşener, 2019 yılında 11 bin 446 çocuğun aile mahkemesi kararıyla 16 yaşında evlendirildiğini ifade etti.

    Osmanlı’da evlenme yaşının kızlarda 17, erkeklerde ise 18 olduğunu belirten Akşener, “Eğer kız çocuklarımız, sırf kanunlar yetersiz diye küçücük yaşlarında anne oluyorsa ortada büyük bir sorun var demektir. Eğer ‘sek sek oynama yaşındaki kız çocuklarıyla evlenilebilir.’ diyen sapıklar her yerde kol geziyorsa ortada büyük bir sorun var demektir. Eğer iktidar, 19 yıldır çocuklarımızın içinde bulunduğu durumu görmezden geliyorsa ortada büyük bir sorun var demektir.” dedi.

    İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, Türkiye Barolar Birliği Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı ve aynı zamanda Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Hatice Kaynak’ı kürsüye davet etti.

    Kaynak’ın açıklamalarından sonra konuşmasına devam eden Akşener, çocukları çaresiz ve yalnız bırakmayacaklarını söyledi.

    “Yanlış borçlanma stratejisinin maliyeti 135 milyar lira”

    Ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Akşener, hükümete sürekli “faiz sebeptir, enflasyon sonuç saçmalığını terk edin” şeklinde uyarılarda bulunduğunu ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hatada ısrar ettiğini öne sürdü.

    Partili cumhurbaşkanlığı sistemini eleştiren Akşener, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin başladığı 2018 yılının temmuz ayında vergi gelirinin yüzde 10’unun faiz ödemelerine gittiğini, bu rakamın günümüzde yüzde 20’ye çıktığını ifade etti. Akşener şöyle devam etti:

    “Temmuz 2018’de devletin iç ve dış borç toplamı 1 trilyon liraydı. Bugün 1,9 trilyon liraya ulaştı. Son iki yılda yanlış borçlanma stratejisinin bütçemize maliyeti 135 milyar lira oldu. Yani Sayın Erdoğan’ın partili cumhurbaşkanlığı sistemi ve damat inadı bize 135 milyar liraya mal oldu. Pandemiyle mücadele için bütçeden millete yapılan doğrudan yardımların 13,5 katı ağaların dillerinden düşürmedikleri faiz lobisine fazladan ödendi. Çelişkiye bakar mısınız? Bir yandan iki lafın birinde faiz lobisinden şikayet ediyorlar diğer yandan faiz lobisine en çok parayı kendileri kazandırıyorlar. Türk ekonomisi bu iktidar yüzünden her yıl yurt dışına 15 milyar dolar faiz ödüyor. Yine son iki yılda bu ucube sistem ve beceriksiz yöneticiler yüzünden Türkiye’nin uluslararası rezervleri, 70 milyar dolar eridi. Net rezervlerimiz eksi 40 milyar dolar oldu. Yani cep delik, cepken delik.”

    Akşener, Türkiye’nin 2017 yılı sonunda 56,2 milyar lira olan kamu açığının, 2020 yılı sonunda 297 milyar liraya ulaşacağını söyledi.

    Bu sistemin Türkiye’yi, Türkiye’nin de bu sistemi artık taşıyamadığını iddia eden Akşener, “Nitekim damat gidiyor, dolar düşüyor. Kayınpeder konuşuyor, dolar yine yükseliyor. Ne çektin be Türk milleti? Ekonomi hızla uçuruma sürüklenirken beyefendiler fellik fellik bir çıkış arıyorlar. Sayın Erdoğan, vitrini değiştirmekte arıyor. Damat bakan, ardına bakmadan kaçmakta arıyor. Yeni ekonomi yönetimi de politika faizini 475 baz puan artırmakta arıyor.” diye konuştu.

    “Hükümet durumu reform vaatleriyle idare ediyor”

    Hükümetin durumu reform vaatleriyle idare etmeye çalıştığını iddia eden Akşener, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “İlk günden anladık ki çaresizlik içinde yapılan açıklamaların hiçbirinde samimi değiller. Sayın Erdoğan; ne sende bahsettiğin reformları yapacak siyasi irade var ne ekibinde bu reformları hayata geçirecek nitelik var. ‘Adalette reform’ dedin, ertesi gün ana muhalefet partisinin lideri tehdit edildiğinde sus pus oldunuz. ‘Ekonomide reform’ dedin, ballı ihalelerle eşi dostu zengin etmeye tam gaz devam ettiniz. ‘Faiz lobisi’ dedin, faizleri arttırdınız. ‘Döviz lobisi’ dedin, Merkez Bankasının 100 milyar dolarını çöpe attınız. ‘Deprem yardımları’ dedin, milletin parasını lüks konutlara harcadınız. ‘Vergide reform’ diye verginin vergisini topladın, götürüp yandaşlarına ‘hakediş’ diye yatırdınız. ‘Sağlıkta reform’ dedin, kamu hastanesi bırakmadınız. ‘Eğitimde reform’ dedin, öğretmenleri mevsimlik işçiye çevirdiniz. ‘Bürokraside reform’ dedin, memurluğu ekabir partililere peşkeş çektiniz. ‘Demokrasi reformu’ dedin, tek adam rejimi kurdunuz. Milletin derdi tencereyi kaynatmak, senin derdin sarayda sefa sürmek. Kendi koltuğunu kurtarmayı, bu millete reform diye pazarlamayı artık bırak Sayın Erdoğan.”

    Reform vaatlerinin altının ne kadar boş olduğunun ve hükümetin samimi olmadığının çok kısa sürede anlaşıldığını ileri süren Akşener, döviz kurunda aşırı dalgalanma olduğunu ifade etti. Bu durumun piyasada fiyat oluşmasını engellediğini dile getiren Akşener, “Kalıcı adımları hemen atın. Beni dinlemezsen daha yüksek faiz artışları yapmak zorunda kalacaksınız.” dedi.

    Akşener, yüksek faizle sıcak parayı ülkeye çekmeye yönelik politikaların hiçbir zaman çözüm olmadığını belirtti. İç ve dış siyasetteki en küçük dalgalanmada piyasanın daha yüksek faiz talep edeceğine işaret eden Akşener, Türkiye’nin sorunlarının AK Parti iktidarı nedeniyle yapısal hale geldiğini savundu.

    Yapısal tıkanıklığın ancak yapısal müdahalelerle aşılabileceğini vurgulayan Akşener, en büyük yapısal çözümün iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmek olduğunu öne sürdü.

    Salgının yeniden arttığı bu günlerde gelir kaybına uğrayan küçük esnafa karşılıksız ve doğrudan gelir transferi yapılmasını isteyen Akşener, “Enflasyonun zaten yüksek olduğu, dış kaynak ihtiyacının aşırı arttığı bu ortamda, Türkiye iç talep kaynaklı büyüme yerine, ihracat kaynaklı bir büyümeyi tercih etmek zorunda. Bunun için de ekonominin rekabet gücünün artırılması, iş ortamının iyileştirilmesi, güvenin yeniden tesis edilmesi şart.” ifadelerini kullandı.

    Döviz giderlerinin azaltılması gerektiğini söyleyen Akşener, bunun için de ithal malların Türkiye’de üretimine yönelik adımlar atılması, dövize endeksli, garantili inşaat işlerinin durdurulması, yapılmış sözleşmelerin gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.

    Çukurova Havalimanı yapımının yılan hikayesine döndüğünü dile getiren Akşener, şöyle devam etti:

    “Dokuz yıl önce 357 milyon avroya ihale edilen Çukurova Havalimanı’nda altyapı işlerinin yüzde 85’i tamamlanmıştı. Ancak ihaleyi alan şirket iflas edince inşaat durdu. Ve bu yılın başında ihale yenilendi. O meşhur 5 müteahhitten 3’ünün girdiği ihaleyi bir başka firma kazandı. Ama bir süre sonra Ulaştırma Bakanı görevden alındı ve ihale iptal edildi. Konu mahkemelik oldu. Bu gelişmelerin ardından geçtiğimiz cuma günü yenilenen ihale, bu kez bambaşka bir firmaya gitti. Bu sefer o beş müteahhit ihaleye girmedi. Altyapısının yüzde 85’i tamamlanmış olan havalimanı inşaatı, 9 yıl sonra bu defa 300 milyon avroya ihale edildi. Peki Çukurova Havalimanı için verilen yolcu garantisi kaç biliyor musunuz? 12 milyon kişi. Yani uçsa da uçmasa da ihaleyi alan şirkete yıllık 12 milyon yolcunun hizmet bedeli ödenecek. Kim ödeyecek? Elbette milletimiz ödeyecek.”

    Meral Akşener, yeni yapılan havalimanının yanı başında Adana Şakirpaşa Havalimanı bulunduğuna ve bu havalimanının yıllık yolcu kapasitesinin 5 milyon olduğuna dikkati çekerek, “Yanı başındaki yoğun bir havalimanı bile yılda 5 milyon yolcuya hizmet verirken, ikinci bir havalimanına yılda 12 milyon yolcu garantisini hangi akla hizmet verebiliyorsunuz?” sorusunu yöneltti.

    Medyada İYİ Parti ile ilgili yayınlanan haberleri de eleştiren Akşener, “Sayın Erdoğan, hatırlar mısın, bir zamanlar derdin ki ‘biz manşetlerle vuruşarak geldik.’ Hey gidi hey. Nereden nereye. Kimler kimlerle berabermiş? Senin devri iktidarında bu sefer İYİ Parti, yalanlarla doldurduğunuz ekranlarla, yalanlarla doldurduğunuz gazete manşetleriyle vuruşa vuruşa geliyor. Geçmişte uğradığınız haksızlıkların kat kat fazlasını iyi ve cesur insanlara reva görüyorsunuz. Atılan iftiralara, söylenen yalanlara bile bile göz göre göre çanak tutuyorsunuz.” diye konuştu.

    Bu arada, İYİ Parti Ankara Milletvekili Şenol Sunat, konuşma öncesinde Öğretmenler Günü dolayısıyla Akşener’e çiçek verdi. Akşener ve milletvekilleri, üzerinde “İstanbul Sözleşmesini uygula” yazılı maske taktı.

  • İYİ Partili Tatlıoğlu: Zamanında konuşulmayan dil bize rehberlik etmez

    İYİ Partili Tatlıoğlu: Zamanında konuşulmayan dil bize rehberlik etmez

    İYİ Parti Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç’ın açıklamalarıyla ilgili, “Yanlış zamanda konuşmanın, geçmiş zamanda konuşmanın bir anlamı yok. Zamanında konuşulmayan dil bize rehberlik etmez” dedi.

    İYİ Parti Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Tatlıoğlu, Türkiye’de ekonomi, siyaset ve sosyal hayatın görünür bir şekilde düşüşe geçtiğini savunarak, “Şu anda 40 milyar dış ticaret açığı, 23 milyar dolar cari işlem açığı var. Bu rakamlar ekonominin sağlıklı plan çerçevesinde yürütülmediğini gösteriyor” dedi. Koronavirüs ile mücadeleye de değinen Tatlıoğlu, “Her evde koronavirüs hastası var, her mahalleden bir koronavirüs cenazesi çıkıyor. Devlet gerçekleri paylaşmalı. Bu, vatandaşın daha güçlü bir mücadele edişine destek sağlayacaktır. Verileri, kırarak, bükerek, siyasal hesaplarımıza uygun hale getirmenin, şu çağda sonuç üretmesi mümkün değil” dedi.

    Tatlıoğlu, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç’ın tartışma yaratan açıklamaları sorulmasına üzerine de, “Sayın Arınç ile bazı arkadaşları bazen Türkiye’ye geliyorlar. Uzun bir ara veriyorlar. Uzun zaman konuşmuyorlar. Biz bu arkadaşların konuşmaları gerektiği zamanlarda konuşmadıklarına uzun zaman şahit olduk. Bu konuşma cumhurbaşkanlığı sistemine geçişte olmalıydı, yolsuzlukla dolu ihaleler döneminde olmalıydı, YSK’nın İYİ Parti’yi seçime sokmama ataklarında olmalıydı. Yanlış zamanda konuşmanın, geçmiş zamanda konuşmanın bir anlamı yok. Doğru siyaset duruşu değil; içerideki kadrolar arası mücadeledir, ayar vermedir, Türkiye’yi, bizi bağlamaz. Zamanında konuşulmayan dil bize rehberlik etmez” yanıtını verdi.

  • İYİ Parti’de yeni FETÖ iddiası! İlçe başkanı il başkanını FETÖ üyesi olmakla suçladı

    İYİ Parti’de yeni FETÖ iddiası! İlçe başkanı il başkanını FETÖ üyesi olmakla suçladı

    RİZE’de, İYİ Parti Güneysu İlçe Başkanı Ali Rıza Öztürk, partisinin İl Başkanı Ayşegül Özyanık’ı FETÖ üyesi olmakla suçladı.

    İYİ Parti Güneysu İlçe Başkanı Ali Rıza Öztürk, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda partisinin İl Başkanı Ayşegül Özyanık’ı FETÖ’cü olmakla suçladı. Öztürk, paylaşımında, “Daha önce FETÖ üyeliğinden yargılanan İYİ Parti İl başkanı Ayşegül Özyanık, onu deşifre edeceğimden korktuğu için beni partiden ihraç etme kararı aldı” ifadelerine yer verdi.

    İYİ Parti Rize İl Başkanı Ayşegül Özyanık ise sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile iddialara cevap verdi. Özyanık, “Bir şahıs bana FETÖ’cü isnadında bulunmuş. Benim ne olup olmadığımı herkes bilir, çok şükür en iyisini devletim bilir. Bana FETÖ’cü isnadında bulunan şahsa ve bulunmak isteyebileceklere açıkça çağrıda bulunuyorum. Benimle ilgili ne biliyorsanız, elinizde ne tür bilgi, belge varsa yarından itibaren derhal savcılığa versin. Vermeyen alçaktır, namerttir, şerefsizdir” dedi.

    İYİ Parti Rize İl Başkanlığı’nın, Güneysu İlçe Başkanı Ali Rıza Öztürk hakkında daha önce ihraç istemiyle disiplin soruşturması başlattığı öğrenildi.

  • Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu’ndan Akşener’e ziyaret

    Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu’ndan Akşener’e ziyaret

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Ana muhalefet partisinin genel başkanının tehdit edilmesi ve Türkiye’yi yönetenlerin de kulağının üstüne yatması çok manidardır.” dedi.

    Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Meral Akşener’i partisinin genel merkezinde ziyaret etti.

    Karamollaoğlu ve Akşener, yaklaşık bir saat süren görüşmenin ardından ortak basın açıklaması yaptı.

    Akşener, ziyaretinden dolayı Karamollaoğlu’na teşekkür ederek, görüşmede Türkiye ve dünyadaki gelişmelere dair görüş alışverişinde bulunduklarını söyledi.

    Karamollaoğlu da İYİ Parti’nin 2. Olağan Kongresi sonrası Akşener’i tebrik etmek için geldiklerini, birçok konuda Akşener ile benzer fikirlere sahip olduklarını vurguladı.

    Türkiye’nin zor bir dönemden geçtiğini ifade eden Karamollaoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanının son dönemlerde adalete önem verdiğini ve kalkınma için yeni bir hamle başlatacağını söylemesi ifade olarak güzel ancak yine de tatminkar değil. Bu şartlarda her şeyin güzel olacağını ifade etmek sadece iyi temenniden ibaret kalır.” diye konuştu.

    “Siyasetçi, siyasetçinin dostu olmak durumundadır”

    Akşener ve Karamollaoğlu, daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

    Alaattin Çakıcı’nın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik tehdit ve hakaret içeren paylaşımının sorulması üzerine Akşener, şu ifadeleri kullandı:

    “Biraz önce savcılığın CHP’nin müracaatı üzerine soruşturma açtığına dair bir bilgim oldu. Bunu olumlu karşılıyorum. Fakat, dünden itibaren merak ediyorum, Sayın Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanının bu tavra karşı herhangi bir tutumu olacak mı diye. Şu ana kadar herhangi bir cümle, kelime duymadık. Ana muhalefet partisinin genel başkanının tehdit edilmesi ve Türkiye’yi yönetenlerin de kulağının üstüne yatması çok manidardır. Siyasetçi, siyasetçinin dostu olmak durumundadır. Bunun milli iradeye karşı yapılmış bir tehdit olarak gördüğümü ifade etmek istiyorum. Bugüne kadar hiçbir siyasetçi bu tehdidin yanında durmadı.”

    Karamollaoğlu ise her şeye rağmen Çakıcı hakkında soruşturma başlatılmasının olumlu olduğuna işaret ederek, “Adalet, kanunlarla ortaya çıkmaz. Adalet, bir yaklaşım ve zihniyet işidir. Adaleti yok sayanlar cezalandırılmadığı müddetçe adalet tesis edilemez. Birisi adaleti çiğnediği zaman sizden de olsa onun hakkında işlem yapabiliyorsanız işte o zaman Türkiye’de adalet var demektir.” değerlendirmesinde bulundu.

    “Piyasaların beklentilerine uygun bir faiz oranı açıklandı”

    Akşener, Merkez Bankasının faiz artırımına ilişkin soru üzerine şu değerlendirmede bulundu:

    “Piyasalara önce yüklendi bu arkadaşlar, piyasalarla zıtlaştı. Sonra da piyasalar bu arkadaşların belini büktü. Piyasaların beklentilerine uygun bir faiz oranı açıklandı. Dünyada faiz sıfır ile bir arasındayken Türkiye’nin yüzde 20-22 civarında bir faizle karşı karşıya kaldığı bir sistemin Nobel ödüllük, faiz sebep, enflasyon sonuç teorisiyle pek bir uyuşmadığı ortaya çıktı. Türkiye, bir fakirlik kapanına girdi çıkamıyor.”

    Karamollaoğlu da yüzde 22 banka faiziyle Türkiye’nin yoğun bakıma girdiğini öne sürerek, “Yoğun bakıma giren bir hasta nasıl kendisiyle ilgili hiçbir konuda fikir öne süremezse Türkiye de bugün içine sürüklendiği bu felaketten bütün prensiplerini değiştirmeden bu hastalıktan kurtulması mümkün değil. Yolsuzluklar bitmeden ve israftan kurtulmadan Türkiye’nin ekonomisi düzelmez.” ifadelerini kullandı.

    Akşener ve Karamollaoğlu, Millet İttifakı bileşenlerinin yeni bir anayasa üzerinde çalıştığı iddiasını reddetti.

  • Akşener: 14 günlük kesintisiz yasak ilan edin

    Akşener: 14 günlük kesintisiz yasak ilan edin

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, koronavirüs salgınına yönelik açıklanan yeni tedbirlerin yetersiz olduğunu söyleyerek, “Hiç vakit kaybetmeden 14 günlük, kesintisiz bir sokağa çıkma kısıtlaması ilan edin” dedi.

    İYİ Parti lideri Meral Akşener, TBMM’de partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmasında, geçen hafta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 37’nci kuruluş yıldönümünün kutlandığını hatırlattı. Maraş kararı için emeği geçen herkese teşekkür ettiğini söyleyen Akşener, “Kuzey Kıbrıs topraklarının her bir santimetrekaresinde, söz ve yetki hakkı Kıbrıs Türklerinindir. İYİ Parti olarak her hal ve koşulda, daima kardeşlerimizin yanında olacağız. Çünkü biz inanıyoruz ki; o kutlu gün gelecek, dünya Kuzey Kıbrıs gerçeğini tanıyacak. Çünkü biz biliyoruz ki; Kıbrıs Türk’tür, Türk kalacak” dedi.

    ‘AKLA, BİLİME KULAK VERİN’

    Akşener, pandemi tehdidinin her geçen gün arttığını, atılan her adımın bugünü olduğu kadar, yarını da etkileyeceğini söyledi. Bu dönemde millete güven vermenin çok önemli olduğunu bildiren Akşener, “Çünkü böyle zamanlarda söylenen her söz, atılan her adım, insanımızı ya rahatlatır ya da endişelendirir. O yüzden, devleti idare edenlerin, böyle zamanlarda dikkatli olması gerekir. Buradan iktidara sesleniyorum; pandemi kontrolden çıkmış görünüyor. Özellikle İstanbul’daki tablo tam bir felaket. Söz konusu olan, vatandaşlarımızın canı. Burada başka hesaplar yapılmaz. Hele siyasi hesap hiç yapılmaz. Çok geç olmadan, uzmanlara kulak verin. Akla, bilime kulak verin. Dün akşam açıkladığınız yarım yamalak tedbirler yerine, hiç vakit kaybetmeden, 14 günlük, kesintisiz bir sokağa çıkma kısıtlaması ilan edin” diye konuştu.

    ‘ELBETTE YAPISAL REFORMLARA İHTİYAÇ VAR’

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ekonomi ve hukuk alanında yapılacak reform konusundaki açıklamalarına da değinen Akşener, “Türkiye’nin elbette yapısal reformlara ihtiyacı var. Biz bunu, 3 yıldır söylüyoruz. Ama bu reformları bu zihniyetle yapamazsınız. Bu reformları, ‘önce millet, önce memleket’ demeden yapamazsınız” ifadesini kullandı.

    Akşener, yarın Merkez Bankası’nın faiz artıracağına yönelik bir beklentinin oluştuğunu kaydederek, “Bu sadece ateş düşürücü bir müdahaledir. Bir an evvel tedaviye başlamazsanız, ateş tekrar yükselecek, siz de daha fazla faiz artırmak zorunda kalacaksınız. Bir süre sonra, faiz artırmak da sonuç vermeyecek. Bu arada olan, sabit gelirli vatandaşa, işi olmayana, yıllarca emek verilerek oluşan yerli sermayeye olacak” dedi.