Etiket: iyi parti

  • İYİ Parti’nin yeni GİK ve MDK listesi belli oldu

    İYİ Parti’nin yeni GİK ve MDK listesi belli oldu

    İYİ Parti’nin 2. Olağan Kurultayında, 50 üyeden oluşan Genel İdare Kurulu (GİK) ile 11 üyeden oluşan Merkez Disiplin Kurulu (MDK) belirlendi.

    Partinin 2. Olağan Kurultayı “Millet bizi çağırıyor” ana sloganıyla Altınpark’ta gerçekleştirildi.

    Meral Akşener’in yeniden Genel Başkan seçildiği kurultayda GİK ve MDK de belirlendi.

    En yüksek oyu Sarızeybek aldı

    GİK aday listesinde 187, MDK aday listesinde ise 22 kişi yer aldı.

    Partiye kısa bir süre önce üye olan emekli albay Erdal Sarızeybek, kurultayda delegeden 1131 ile en yüksek oyu alan isim oldu.

    Genel Sekreter Uğur Poyraz 1032 oyla ikinci, Mali İşler Başkanı Ümit Dikbayır ise 1030 oyla 3. sırada yer aldı.

    Ekonomi profesörü Ümit Özlale 995, hukukçu Bahattin Bahadır Erdem 989 oyla GİK’te yer alırken, Teşkilat Başkanı Koray Aydın 965 oyla ve Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu ise 892 oyla seçildi.

    Başkanlık Divanından Yerel Yönetim Başkanı Metin Ergun 816, Ekonomi Politikaları Başkanı Cihan Paçacı 720, Kadın Politikaları Başkanı Ayşe Sibel Yanıkömeroğlu 796, Kalkınma Politikaları Başkanı İsmail Tatlıoğlu 848, Gençlik Politikaları Başkanı Berna Sukas 923, Siyasi İşler Başkanı Mehmet Salim Ensarioğlu 773, Toplumsal Politikalar Başkanı Şenol Sunat 882, Hukuk ve Seçim İşleri Başkanı Nuri Okutan ise 905 oy aldı.

    Akşener’in anahtar listesinde yer alan STK Başkanı Yavuz Temizer ve Milli Politikalar Başkanı Aytun Çıray GİK’e giremedi. Yine anahtar listede ismi bulunan 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in doktoru ve İYİ Parti Isparta Milletvekili Aylin Cesur ile Siyaset Akademisi Başkanı Aydın Adnan Sezgin ise GİK’te yedek üye olarak yer aldı. Sezgin 476 oy alırken, Cesur 323 ile en düşük oyu alan isim oldu.

     GİK üyeleri ve aldıklar oylar

    GİK üyeliğine seçilenler ve aldıkları oylar şöyle:

    “Erdal Sarızeybek 1131, Uğur Poyraz 1032, Ümit Dikbayır 1030, Ümit Özlale 995, Bahattin Bahadır Erdem 989, Koray Aydın 965, Muhammed Emre Haberdar 948, Berna Sukas 923, Nuri Okutan 905, Orhan Çakırlar 901, Yavuz Ağıralioğlu 892, Şenol Sunat 882, Rıdvan Uz 870, İsmail Tatlıoğlu 848, Ünzile Yüksel 844, Metin Ergun 816, Arzu Önşen 802, Ayşe Sibel Yanıkömeroğlu 796, Dursun Ataş 788, Murat Karaman 787, Mehmet Tolga Akalın 777, Dursun Çolak 777, Mehmet Salim Ensarioğlu 773, Emine Küçükali 772, Burcu Akçaru 771, Hasan Toktaş 769, Ümit Beyaz 761, Müberra Çakır 751, Meral Alemdar 726, Muhammet Naci Cinisli 722, Mustafa Cihan Paçacı 720, Süleyman Sırrı Özdolap 720, Kadriye Ünler 712, Tevfik Sinan Sözen 688, Mehmet Arslan 680, Mümin İnan 679, Ahmet Kamil Erozan 669, Burak Akburak 669, Burhanettin Kocamaz 665, İsmet Koçak 664, Orhun Ertürkmen 661, Ümmü Gülsüm Paksoy 653, Halil Aydoğdu 651, Şükrü Kuleyin 651, Celal Karapınar 650, Ayhan Bölükbaşı 645, Ömer Süslü 616, Cumali Durmuş 594, Mine Baş 474, Şükriye Sevin Çağlayan 458.”

    MDK üyeliğine seçilenler

    MDK üyeliğine seçilenler ve aldıkları oylar da şu şekilde:

    “Ethem Baykal 1137, Sena Aksakallı 1134, Batuhan Yılmaz 1123, Furkan Kamalak 1095, Şeyda Şahin 1089, Süleyman Çetin 1088, Baha Cankut Sarıtaş 1075, Mehmet Şerif Avcı 1056, Zeynep Şeyda Irmak 1049, Öncül Kazancı 993, Akın Uyar 923”

  • İYİ Parti’li Fahrettin Yokuş koronavirüse yakalandı

    İYİ Parti’li Fahrettin Yokuş koronavirüse yakalandı

    İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş (62), koronavirüse yakalandığını açıkladı.

    İYİ Partili Fahrettin Yokuş sosyal medya hesabından yaptığı yazılı açıklamada, “Ailemle birlikte Covid-19 teşhisi ile izole edilmiş durumdayız. Tedavimiz evimizde sürmektedir. Son hafta içerisinde bizlerle teması olan vatandaşlarımızın test yaptırmaları bizi mutlu edecektir. Rabbimiz hastalıklar nedeniyle tedavi gören tüm insanlık aleminin yardımcısı olsun” ifadelerini kullandı.

  • İYİ Parti’den Yunanistan’a ‘silah’ uyarısı

    İYİ Parti’den Yunanistan’a ‘silah’ uyarısı

    İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, Türkiye-Yunanistan gerilimine ilişkin açıklamasında “Yunanistan’ın silah anlaşmasından korkmayız, biz o kadar parayı Telekom’da dolandırıldık” dedi. Ağıralioğlu, “Yunanistan’ın biraz şöyle düşünmesi lazım, yahu adamlar bizim silaha ayırdığımız kadar parayı dolandırıldılar” diye konuştu.

    Partisinin gündeme ilişkin değerlendirmelerini basın toplantısında paylaşan Ağıralioğlu, Yunanistan’ın 10 yıllık bir silahlanma programı başlatıp Fransa’dan savaş uçağı alma kararı hakkında şu ifadeleri kullandı:

    “Yunanistan’ın 12 milyar dolarlık silah anlaşması yapmasından şöyle korkmayız; Yunanistan’ın almayı hesapladığı silah kadar parayı biz Telekom’da dolandırıldık. Yani, biz 12 milyar dolandırılmış bir ülke olarak Telekom’da, Yunanistan’ın almayı hesap ettiği 12 milyar dolarlık silahtan korkacak durumda değiliz. Biz 500 milyar dolar faiz ödemiş bir ülkeyiz. Yunanistan’ın biraz şöyle düşünmesi lazım, yahu adamlar bizim silaha ayırdığımız kadar parayı dolandırıldılar, yani ben de biraz haddimi hududumu bilmem lazım demesi lazım.”

    İYİ Parti Sözcüsü, Fransa’nın Doğu Akdeniz krizine müdahil olmasına ilişkin tartışmaları da değerlendirdi. Fransa’ya karşı “Siz bizim kim olduğumuzu biliyor musunuz” eksenli bir yaklaşımın yanlış olduğu görüşünü paylaşan Ağıralioğlu, “Geçmişe atıf yapmak yerine biz Fransa’ya yeniden imtiyaz verecek kadar kuvvetli bir ülke vücuda getirmek zorundayız” dedi.

  • Su İstanbul’da mı daha ucuz, yoksa Bursa’da mı?

    Su İstanbul’da mı daha ucuz, yoksa Bursa’da mı?

    İYİ Partili Levent Özeren’in Bursa ve İstanbul’daki su fiyatlarını karşılaştırarak, Bursa’da vatandaşa çok daha fazla su faturası geldiğini öne sürdüğü paylaşım, Bursa’daki su fiyatının İstanbul’dan da ucuz olduğunu gözler önüne serdi.

    Bursa’da su fiyatlarının daha pahalı olduğu iddiasıyla sosyal medyada paylaşım yapan İYİ Partili Levent Özeren, Bursa ve İstanbul’da 4 metreküp su tüketimi yapan abonelerin faturalarını da ekleyerek, İstanbul’da 18 lira gelen faturanın Bursa’da 50,50 lira geldiğini takipçileriyle paylaştı. Özeren’in paylaşımında da görüldüğü gibi İstanbul’da suyun metreküp fiyatı 4.30 TL iken, Bursa’da ise 3,86 TL.

    Söz konusu faturada en yüksek kalemi 21 TL ile katık atık toplama bedeli oluştururken, 2872 Sayılı Çevre Kanunu gereği su faturaları ile toplanan bu bedel BUSKİ ya da Büyükşehir Belediyesi’nin kasasına değil doğrudan ilçe belediyelerine aktarılmaktadır. Bursa Büyükşehir Belediyesi BUSKİ Genel Müdürlüğü’nün bir gelir kalemi olmamasına rağmen katı atık toplama bedelleri nedeniyle yüksek gelen faturaları üzerinden sürekli spekülasyon yapılırken, Bursa’da su fiyatlarının yüksek olduğu izlenimi verilmeye çalışılmaktadır.

    Oysa 30 Büyükşehir Belediyesi içerisinde uygulanan su fiyat tarifeleri arasında 2020 Ağustos ayı kıyaslamalarında Bursa, 13’üncü sırada yer almaktadır.

  • İYİ Parti Sözcüsü: Düğüne, halaya, horona kurban gittik

    İYİ Parti Sözcüsü: Düğüne, halaya, horona kurban gittik

    İYİ Parti Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadele kapsamında, ordu, güvenlik güçleri, eğitim, sağlık ve Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanlarıyla sahada karantinaya geçilmesi gerektiğini belirterek “Bu organizasyonu kurmazsak birkaç ay sonra karşılaşacağımız yük, bugünkünden çok daha fazla olacaktır.” dedi.

    Ağıralioğlu, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, pandemi sürecinin başında, hükümeti 21 gün tam karantinaya davet ettiklerini anımsatarak tekliflerinin kabul edilmesi durumunda virüsle mücadelenin daha sağlıklı olacağını söyledi. Sağlık sisteminin ağır bir yükle karşı karşıya kaldığını dile getiren Ağıralioğlu, “Madem fiilen sürü bağışıklığını bir yönetim stratejisi olarak benimseyecektik, o zaman bu kadar sağlık çalışanı neden bu kadar fedakarca mücadele etti? Milletin imkanları bu kadar disiplinsiz bir şekilde neden heder edildi? Madem kaderciliğe teslim olacaktık, bu kadar fedakarlık neden yapıldı?” sorularını yöneltti.

    “Virüs mücadelesinde düğüne, halaya, horona kurban gittik”

    Ağıralioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Virüs mücadelesinde düğünlerde, halaya, horona kurban gittik. Tatil etmenin de bir adabı vardır. 300 bin, 500 bin gibi kalabalıklarda, denizlerde bir arada olmak gibi bir nezaketsizlik sağlık çalışanlarına yapıldı. Yaklaşık 7 aydır bizler çocuklarımızla evde kendimizi korumaya çalışıyoruz. Sağlık çalışanlarımız ise biz daha güvenli yaşayalım diye kendi ailelerinden uzakta yaşıyorlar. Bu kadar fedakarlık yapmış sağlık çalışanlarına, ‘Biz tatilde havuz partilerine katıldık, düğünde halay çektik, orada virüsü kaptık.’ demek, medeni bir ülkenin yapabileceği işler değildir, ayıptır. Sağlık çalışanlarının emeklerini bu kadar pervasızca kurban etmek ne devlete yakışır ne de bu milletin geçmişine yakışır. Her iyileşen hastayı alkışlarla uğurlayan sağlık çalışanlarımızın yerine, emekleri heder edilmiş, motivasyonu kaybolmuş salık çalışanlarıyla karşı karşıyayız. Bu disiplinsizliğin, savrulmanın, kadir kıymet bilmezliğin karşısında sağlık çalışanlarının mücadele iştiyakı yok oldu. Sağlık çalışanları, devletin savurganlığının bedelinin, sadece kendilerinin ödemesinden mustarip oldular. İstifaların eşiğine geldiler.”

    Sağlık Bakanlığının pandemi sürecindeki bütün detayları, istatistiklerle açıklaması ve virüsle mücadelede yeni bir yol haritası çıkarması gerektiğini dile getiren Ağıralioğlu, istatistiği olmayan bir toplumun, bu mücadeleyi kazanmasının mümkün olmadığını söyledi.

    Yeniden tam karantinanın düşünülmesi gerektiğini savunan Ağıralioğlu, “Çok daha etkin bir mücadele vermek zorundayız. Ambulansların yetmediği, sağlık çalışanların moralsiz olduğu bir süreçte sonbahara giriyoruz. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, eğitim, sağlık ve Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanlarımızla sahada tam karantinaya geçmemiz gerekir. Bu organizasyonu kurmazsak birkaç ay sonra karşılaşacağımız yük, bugünkünden çok daha fazla olacaktır.” dedi.

    “Sessiz kalamayız”

    Ağıralioğlu, ekonomide kronik sorunlar olduğunu öne sürerek ekonomik durumun dış mihraklar ve pandemi gibi mazeretlerle açıklanmasını yanlış bulduklarını ifade etti. İşsizlik oranlarının her geçen gün arttığını ileri süren Ağıralioğlu, borçlarının ertelenmesini bekleyen esnafın, geçim sıkıntısıyla boğuşan ve asgari ücretle geçinen vatandaşların dertlerinin olduğunu dile getirdi.

    Doğu Türkistan’daki Uygur Türklerinin durumuna değinen Ağıralioğlu, sorunlarını dile getirmek için Ankara’da etkinlik yapmak isteyen 18 kişilik Doğu Türkistanlı grubun eylemlerinin engellendiğini belirtti. Türkiye’de yaklaşık 5 milyon Suriyelinin yaşadığına işaret eden Ağıralioğlu, “Türkiye’de 5 milyonu ağırlamak bir mecburiyetse Doğu Türkistanlıları da Suriyeli saysınlar. Hükümeti, Çin’i kınamaya ve oradaki Türklerin soykırımdan kurtulmaları için irade ve tavır koymaya davet ediyoruz. Çin’den gelecek kredi ve fonları düşünerek sessiz kalamayız. Böyle bir utanç Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışmaz.” dedi.

    Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri de değerlendiren Ağıralioğlu, Türkiye’nin milli menfaatlerinden yana atılan her türlü adımı desteklediklerine işaret etti. Ağıralioğlu, Akdeniz ve Ege’deki haklı tezlerinden bir santim geri adım atılmaması gerektiğini vurguladı.

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamaları

    Soylu’nun, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Aslan’a yönelik açıklamalarına ilişkin bir soruyu yanıtlayan Ağıralioğlu, şunları kaydetti:

    “Kamu düzenini sağlamakla görevli bir bakanın, yargının en üst düzeydeki başkanına bu dille konuşması dünyanın hiçbir medeni ülkesinde makul görülmez. 18 yıldır iktidarda olan hükümetin bir bakanının, ‘Bisikletle gezebiliyorsan, hadi gez.’ demesi, ‘Biz ülkeyi berbat ettik.’ demektir. Türk devleti böyle bir üslupla yönetilemez. Şimdi bisiklet savaşları başladı. Şu devletin haline, ciddiyetsizliğe bakın.”

  • İYİ Parti Bursa’dan Medikalcilere destek

    İYİ Parti Bursa’dan Medikalcilere destek

    İYİ Parti, Bursa Sağlık İl Müdürlüğü’ne gelen ödeneğin akıbetini sorguluyor:

    TÜRKOĞLU: 15 MİLYON TL NEREDE?

    Tıbbi cihaz sektörünün temsilcilerini dinleyen İYİ Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, “Sağlık Bakanlığı’ndan bu sektörün alacaklarının ödenmesi için gönderilen 15 milyon 817 bin TL ödeneğin hesabı verilmelidir. Üstüne üstlük, sektör temsilcilerinden alacaklarının yüzde 60’ından vazgeçmelerinin istenmesi de ayrı bir garabettir” dedi.

    İYİ Parti Bursa İl Yönetimi’ne hayırlı olsun ziyaretine gelen Bursa Medikal Sektörünün Temsilcilerini dinleyen İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, somut belge ve bilgiye dayalı şikayetlerin son derece ciddi ve haklı gerekçelere dayandığını vurguladı.

    Medikalciler Derneği Başkanı Ahmet Yaşar Açıkgöz ile Yöneticiler Mikail Karakaya, Dursun Zamanoğlu, Hüseyin Bayrak, Cemil Bedir ve Ercan Aktaş’ı ağırlayan Başkan Türkoğlu, “Ayakta kalma mücadelesi veren sektör temsilcilerinin, vergilerini ve borçlarını ödeyebilmek için çektikleri kredilerini, yine bir başka kredi ile ödemek zorunda kalmaları son derece düşündürücü bir durumdur. Sadece bu sektörün alacakları için Bursa Sağlık İl Müdürlüğü’ne gönderilen 15 milyon 817 bin TL ödeneğin hesabı verilmelidir. Bu para nereye harcanmıştır ve hangi gerekçelere dayandırılmıştır? Alacaklı firmalardan hak edişlerinin yüzde 60’ından feragat etmelerinin mantığı nedir? Son yıllarda karlılık oranlarının bir hayli düştüğü faturalar üzerinden de gözlemlenmesine rağmen, bu kararda ısrar etmek ne anlama geliyor? İYİ Parti İl Teşkilatı olarak sektör temsilcilerinin hakkının hukukunun her platformda takip etmeye ve yetkililerden hesap sormaya devam edeceğiz” dedi.

    İYİ Parti’ye yaptıkları ziyaret sırasında konu ile ilgili kamuoyu bildirgesi açıklayan Tıbbi Cihaz Sektörü Temsilcisi Medikal Derneği başkan ve yöneticileri de, firmaların çalışma şekil ve esaslarının, Tıbbi Cihaz Satış ve Tanıtım Yönetmeliği kapsamında devlet tarafından belirlendiğini ifade ettiler. Ürün tedarik yönteminde de, yine devlet tarafından Kamu İhale Kanunu husus ve esaslarına göre hareket edildiğinin vurgulandığı bildirgede şu görüşlere yer verildi:

    “Ürün güvenliği, tedarik yöntemi ve mali durumların tamamı hali hazırda belirli standartlara dayanmaktadır. Kamunun aldığı 0,50 kuruşluk 1 adet enjektör ile 11 milyar dolarlık İstanbul – İzmir Otoyolu ihalesi aynı mevzuata sahiptir. Biz firmalar, her koşulda tamamen kamu tarafından belirlenen teknik ve idari kısımlara uyarak, ihalelere iştirak etmekteyiz. İhaleyi yapan kurum, tedarik edilen malzemenin geri ödemesinin, nasıl ve ne koşullarda olacağına ilişkin ihale öncesi idari şartnamede belirtmektedir. 2015 yılında bu vade 30-60-120 gün arası belirlenmekte ve süresinde ödenmekteydi. 2017 – 2018 yılında ise bu vade resmi olarak 180 güne kadar çıkartılmış ve zamanında ödenmiştir. 2018 yılından sonra ise rutinde zamanında ödenemese de 30 ile 60 günlük sarkma ile ödemeler gerçekleşmekteydi.

    Genel itibarı ile ihaleler çoğu zaman 1 veya 2 yıllık teslimat planına sahiptir. Rekabetin yoğun olduğu göz önünde bulundurularak, çoğu ürün son yıllardaki döviz dalgalanması münasebeti ile zarar olarak yansımaktadır. Hiç bir meslektaşımız devlet tarafından sözleşme ile sabit vadelerin bu kadar süre ödenmeyeceği ve ödenmediği gibi alacaklarınızın bir kısmından vazgeçin denebileceğini öngöremez, Hatta ihale ile fiyatı devlet tarafından sabitlenmiş sonrasında ise kararname ile %40’lara varan ek ilave gümrük vergileri ile devlet eli ile sektörün likiditesi kamuya aktarılmıştır. 2017 yılında Maliye Bakanlığı tarafından üniversite hastanelerinin borçlarına ilişkin bir çalışma yapılmış, vadesi geçmiş ödemeler kesintisiz, vadesi gelmemiş ödemeler ise makül seviyede bir feragat ile gerçekleşmiş ve sonraki süreçte ödemelerin düzenli yapılacağı bildirilmiştir. Buna istinaden firmalar yoğun olarak üniversite alımlarına da iştirak etmiş ve rekabeti oluşturmuştur.

    Gelinen noktada Maliye Bakanlığı, bürokratları, kamu gücü ile ulaşabilecekleri bir çok veri varken, Sağlık Bakanlığı tarafından İhale yolu ile yapılmış onlarca alıma, firmaların iki üç katı kar ile satış yaptığını iddia ederek; uzun yıllardır hizmet veren firmaları haksız kazanç elde ettiği ithamı ve bu sebep ile alımı yapan Sağlık Bakanlığı’nı da bir nevi beceriksiz olarak tanımlamaktadır. Yıllardır işini düzgün ve özverili bir şekilde gerçekleştiren firmalar olarak, eğer var ise, iddia makamı olan Maliye Bakanlığı’ndan söz konusu fahiş fiyat ile alım yapan kamu personelinin, idare yetkililerinin ve firmaların ifşa edilmesini ve hukuki süreç başlatılmasını talep ediyoruz. Uzun zamandır, tahakkuk eden vergilerimizi dahi kredi çekerek ödemekteyiz. Sektörün sözleşmeler gereği, mevcut taahhütlerinin yerine getirebilmesi için vergi borçlarının olmaması gerekmektedir. Teslim edilmeyen malzeme için teminat mektuplarının irad kaydedilmesi ile bankalar ve vergi dairesi arasında sıkıştırılan firmalar, maalesef devlet eli ile batırılma noktasına gelmiştir.”

  • İYİ Partili Türkkan: Sokağa çıkma yasağı getirilmeli

    İYİ Partili Türkkan: Sokağa çıkma yasağı getirilmeli

    İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, “Salgının yaygın olduğu Ankara ve İstanbul’da sokağa çıkma yasakları tekrar gündeme getirilmeli” dedi.

    İYİ Partili Türkkan, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin gündeme getirdiği idam tartışmalarına değinen Türkkan, “Vatandaşımız adalet, hukuk, aş, iş için çığlık atarken, milletin çoluğuna, çocuğuna göz dikenleri tutuklamayı bile beceremeyenler adaleti sağlamak için idamdan medet umar hale geldiler. Küçük ortak teklifiyle idamı gündeme getirmeye çalıştılar” dedi.

    ‘SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI GETİRİLMELİ’

    Türkkan, koronavirüs salgınının kontrol altına alınamadığını öne sürerek, şunları kaydetti:

    “Korona artık kontrol altında değildir. Verilen rakamlara artık kimse inanmıyor, 30 misli fazla olduğu söyleniyor. Sokağa çıkma yasakları kısmi olarak en azından artan vilayetlerde özellikle Ankara’da tekrar uygulanmaya başlanmalıdır. Mutlaka gerekli tedbirleri almaya davet ediyorum. Salgının yaygın olduğu Ankara ve İstanbul’da sokağa çıkma yasakları tekrar gündeme getirilmeli.”

  • İYİ Partili Paçacı: Gerçek dışı rakamların analizi yapılamaz

    İYİ Partili Paçacı: Gerçek dışı rakamların analizi yapılamaz

    İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Cihan Paçacı, Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK), hesaplama yöntemlerinde revizyona giderek verileri saptırdığını ve gerçeklerin üstünü örtmeye çalıştığını iddia ederek, “Gerçek dışı rakamların analizi yapılamaz. Bu sebeple açıklanan enflasyon, büyüme ve işsizlik verilerini analiz etmeye değer bulmuyorum.” dedi.

    Paçacı, parti genel merkezinde düzenlediği basın değerlendirmelerde bulundu.

    TÜİK’in dün ağustos ayı enflasyon rakamlarını açıkladığını hatırlatan Paçacı, “TÜİK, geçen yıla göre enflasyonun yüzde 11,77 olduğunu ifade etti. Yani geçen yıl 100 liraya doldurduğumuz file bu yıl 111 liraya dolduğunu söyledi. Gerçekten böyle mi?” diye sordu.

    İktidarın gerçekleri gizlediğini, ekonomideki gerçek tablonun üstünü örtmeye çalıştığını ve gerçek olmayan rakamlar açıklandığını ileri süren Paçacı, şöyle konuştu:

    “Fiyatlar artarken enflasyon artmıyor. Çalışan sayısı azalırken işsiz sayısı düşüyor. Ülke ciddi ölçüde fakirleşirken küçülme yüzde 9,9 olarak açıklanıyor. Gerçek dışı rakamların analizi yapılamaz. Bu sebeple açıklanan enflasyon, büyüme ve işsizlik verilerini analiz etmeye değer bulmuyorum.”

    “Döviz talebi kurları artırdı”

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası politika faizinin yüzde 24’ten yüzde 8,25’e çekildiğine dikkati çeken Paçacı, bu uygulamanın ise ekonomik dengeleri ciddi ölçüde bozduğunu, faiz indirimine rağmen enflasyonun düşmediğini ve Türk Lirası reel faizlerin negatife dönüştüğünü dile getirdi. Paçacı, “Döviz talebi, kurları artırmış ve ekonomi yönetimi kurları tutmak için yine yanlış bir yol izleyerek son bir yılda 105 milyar dolar kamu bankaları aracılığıyla döviz satışı yapmış ve Merkez Bankası döviz rezervi tüketilmiştir. Bu yanlış uygulama döviz kurlarındaki artışı kontrol edilemez hale getirmiştir.” ifadelerini kullandı.

    “Verilen krediler döviz ve altına kaydı”

    Pandemi döneminde ekonomik tahribatı azaltmak için işini, aşını kaybedenlere nakit yardım yapılması yerine vatandaşların kredi yoluyla borçlandırıldığını da savunan Paçacı, şunları söyledi:

    “Kontrolsüz bir şekilde verilen krediler, güven ortamının olmadığı bir dönemde doğal olarak dövize ve altına kaymıştır. Bu uygulama da başarısız olunca piyasaya verilen likiditenin geri çekilmesine karar verilmiş ve yeni bir denemeye daha geçilmiştir.”

    Paçacı, piyasa şartlarına uygun olmayan yanlış uygulamaların önümüzdeki dönemde enflasyon artışına sebep olacağını ve hiçbir şekilde olumlu sonuç vermeyeceğini belirterek Türk ekonomisinin deneme yanılma yoluyla yönetildiğini iddia etti.

    “Ekonomik kriz, ekonomik çöküşe dönüşmektedir”

    Döviz kuru artışının devam ettiğini, enflasyonun artma eğilimine girdiğini, ihracatın düştüğünü, ithalatın ise arttığını vurgulayan Paçacı, kur artışı dolayısıyla 431 milyar dolarlık döviz borcunun Türk Lirası cinsinden arttığına dikkati çekti. Paçacı, “Bütçe rekor düzeyde açık vermektedir. Daralma ve küçülme sürmektedir. Banka kredilerinde sorunlu kredi miktarı yükselmektedir. Ekonomik kriz, ekonomik çöküşe dönüşmektedir.” değerlendirmesinde bulundu.

  • İYİ Parti Bursa Milletvekili: “Yunanistan’ın yapmaya çalıştığı şey cüretkarlık kategorisine girer”

    İYİ Parti Bursa Milletvekili: “Yunanistan’ın yapmaya çalıştığı şey cüretkarlık kategorisine girer”

    İYİ Parti Uluslararası İlişkiler Başkanı ve Bursa Milletvekili Ahmet Kamil Erozan, “Yunanistan’ın yapmaya çalıştığı şey cüretkarlık kategorisine girer. Bunun da bir bedeli olur. Cesur olana saygım var, cüretkar olana saygım yok benim. Dolayısıyla herkes boyunun ölçüsünü alacaktır.” dedi.

    Erozan, parti çalışmaları dolayısıyla geldiği Edirne’de, İYİ Parti İl Başkanı Ekrem Demir ve partililerle bir araya geldi.

    İl başkanlığında gazetecilere açıklama yapan Erozan, Türkiye-Yunanistan arasındaki gerilimde Yunanistan’ın cüretkar bir tavır takındığını ifade ederek, bunun bedelini ödeyeceklerini söyledi.

    Yunanistan’ın yanlış bir politika izlediğini vurgulayan Erozan, “Yunanistan ve ülkemiz arasındaki sorunu iki kelime ile anlatabiliriz. Bir cesurluk diye bir şey vardır, bir de cüretkarlık diye bir şey vardır. Maalesef Yunanistan’ın yapmaya çalıştığı şey cüretkarlık kategorisine girer. Bunun da bir bedeli olur. Cesur olana saygım var, cüretkar olana saygım yok benim. Dolayısıyla herkes boyunun ölçüsünü alacaktır.” diye konuştu.

    Erozan, yurt dışı oylarını artırmak için çeşitli programlar başlattıklarını da ifade etti.

    Yurt dışında yaşayan Türklere yönelik çalışmalar yaptıklarını aktaran Erozan, “Biz her zaman sahadayız ve çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Gurbetçilerin izin dönemi bitmek üzere. 15 gün içinde çalıştıkları ülkelere dönecekler. Sınır kapılarında yaptığımız çalışmaların sonuçlarını değerlendireceğiz. Yaptığımız çalışmaların olumlu sonuçlarını şimdiden görüyoruz.” dedi.

    Erozan, daha sonra İYİ Parti Edirne Milletvekili Orhan Çakırlar, İYİ Parti Yurt Dışı Yapılanma ve Lobi’den Sorumlu Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Karamemiş ve partililerle birlikte Kapıkule Sınır Kapısı’na giderek giriş ve çıkış yapan vatandaşlara parti broşürü dağıttı.

  • İYİ Parti’li Paçacı: Vatandaş enflasyonun doğru olmadığını TÜİK’ten daha iyi biliyor

    İYİ Parti’li Paçacı: Vatandaş enflasyonun doğru olmadığını TÜİK’ten daha iyi biliyor

    İYİ Parti Ekonomi Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı, “TÜİK geçen yıl 100 liraya doldurduğumuz filenin bu yıl 111 liraya dolduğunu söyledi. Gerçekten böyle mi? Pazara, çarşıya, alışverişe çıkan vatandaş açıklanan enflasyon oranının doğru olmadığını sanırım TÜİK’ten daha iyi biliyor” dedi.

    İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı, genel merkezde basın toplantısı düzenledi. Paçacı, dün Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından Ağustos ayı enflasyon rakamlarının açıklandığını hatırlattı. Paçacı, TÜİK’in geçen yıla göre enflasyonu yüzde 11.77 oranında açıkladığını bildirerek, “Yani TÜİK geçen yıl 100 liraya doldurduğumuz filenin bu yıl 111 liraya dolduğunu söyledi. Gerçekten böyle mi? Pazara, çarşıya, alışverişe çıkan vatandaş açıklanan enflasyon oranının doğru olmadığını sanırım TÜİK’ten daha iyi biliyor. Geçen hafta büyüme rakamları açıklandı ve 2’nci çeyrekte Türkiye’nin yüzde 9,9 küçüldüğü açıklandı. Ekonomideki gerçek tablonun üstü örtülmeye çalışılıyor ve gerçek olmayan rakamlar açıklanıyor. Bunun için ise genellikle TÜİK kullanılıyor. TÜİK sürekli hesaplama yöntemlerinde revizyona giderek ekonomik verileri saptırıp gerçeklerin üstünü örtmeye çalışıyor. Çalışan sayısı azalıyor ancak işsizlik sayısı da düşüyor; birbiriyle çelişen ifadeler” diye konuştu.