Etiket: izmir haberleri

  • Katiliyle olaydan önce çay içmiş

    Katiliyle olaydan önce çay içmiş

    İzmir’in Karabağlar ilçesinde, Fulya Öztürk’ün (35) dün birlikte yaşadığı eski eşi Hasan Ozan Baştosun tarafından çalıştığı pastanede öldürülmesiyle ilgili detaylar ortaya çıktı. Baştosun’un, Fulya Öztürk’ün iş yerine olay günü iki kez geldiği, ikilinin çay içtiği ve tartışmanın bu sırada çıktığı öğrenildi. Öztürk’ün çalıştığı pastanenin sahibi Murat Akan, “Bir bağrışma olduktan hemen sonra silah sesi duyulmuş. Geldiğimde Fulya kanlar içinde yerdeydi” dedi.

    Olay, dün saat 16.00 sıralarında İnönü Caddesi’nde meydana geldi. Fulya Öztürk pastanede çalışırken yanına boşandığı Hasan Ozan Baştosun geldi. Bir süre sonra Öztürk ve Baştosun arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyüyerek kavgaya dönüşmesi üzerine, Hasan Ozan Baştosun tabancayla, Fulya Öztürk’e ateş etti. Öztürk vücuduna isabet eden mermilerle yere yığıldı. Baştosun Fulya Öztürk’ün aracını alıp, kaçtı. İş yeri çalışanları durumu sağlık ekiplerine bildirdi. Gelen sağlık görevlilerince yapılan kontrolde Öztürk’ün hayatını kaybettiği belirlendi. Polis ve savcının olay yerindeki incelemelerin ardından Öztürk’ün cansız bedeni otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.

    Polis, olay ardından Hasan Ozan Baştosun’un yakalanması için çalışma başlattı.

    KISKANÇLIK CİNAYETİ İDDİASI

    Baştosun, bir süre sonra polise gidip teslim oldu. ‘Kasten yaralama’ ve ‘uyuşturucu bulundurmak’ suçlarından sabıka kaydı olan Baştosun’un, polisteki ilk ifadesinde, Fulya Öztürk’ü, çalıştığı pastaneden bir kişi ile mesajlaştığını görünce kıskandığı için öldürdüğünü söylediği ileri sürüldü.

    OLAY GÜNÜ İKİ KEZ GELMİŞ

    Bu arada Baştosun’un, olay günü iki kez Fulya Öztürk’ün çalıştığı pastaneye geldiği ortaya çıktı. Dün saat 11.00 sıralarında otomobiliyle pastanenin önüne gelen Hasan Ozan Baştosun’un araçtan inmeden Öztürk ile konuşup ayrıldığı, ancak öğle saatlerinde bir kez daha geldiği tespit edildi. Öztürk’ün öğle yemeğinin ardından çay içerken gelen Baştosun’a da çay ikram ettiği, ikilinin daha sonra imalathane bölümüne geçtiği ve tartışmanın burada çıktığı bildirildi.

    1 YIL ÖNCE BARIŞMIŞLAR

    Öztürk’ün boşanmış olmalarına rağmen, kendisinden ısrarla özür dileyen Baştosun’a 1 yıl önce ikinci bir şans verdiği, ve ikilinin yeniden birlikte yaşamaya başladığı öğrenildi.

    ‘FULYA KANLAR İÇİNDEYDİ’

    Öztürk’ün vurulduğu pastanenin sahibi Murat Akan, olayın kendilerini hem çok etkilediğini hem de çok üzdüğünü söyledi. Akan, şöyle konuştu:

    “Olaydan hemen sonra pastaneye geldim. Geldiğimde Fulya kanlar içinde yerdeydi. İlk müdahaleyi de kendimiz yaptık ancak kurtaramadı. Bize yansıyan bir sorunu hiç yoktu. Baştosun da zaman zaman mesai bitiminde almaya geliyordu. İş yerine sıkıntılarını yansıtmazdı. Beraber çay içmişler. Pandemi nedeniyle içeride oturmak yasak olduğu için imalathane bölümüne geçip, birlikte çay içmişler. Zaten o saatte iki kişi çalışıyorlardı. Bir bağrışma olduktan hemen sonra silah sesi duyulmuş. Kardeşim hemen imalathaneye yönelmiş ancak Hasan Ozan Baştosun silahı ona doğrultarak içeri girmesine izin vermemiş. Ardından bir el daha ateş edip gitmiş. Fulya, 5 ay önce bizimle çalışmaya başlamıştı. Oldukça pozitif bir insandı. Bugüne kadar hiçbir arkadaşıyla da bir tartışması olmadı. Oldukça da çalışkandı. Biz de çok etkilendik. Üzgünüm. Artık kadın cinayetleri sona ersin.”

  • İnşaat mühendisinden İzmir için ‘acil kentsel dönüşüm’ çağrısı

    İnşaat mühendisinden İzmir için ‘acil kentsel dönüşüm’ çağrısı

    İZMİR İş Dünyası Derneği (İZİD) Başkanı, İnşaat Yüksek Mühendisi Feyyaz Sungur, kent genelinde acilen kentsel dönüşüm seferberliği başlatılması gerektiğini söyleyerek, “Böyle giderse daha çok canlar yanar. İnşallah yanmaz ama durum bunu gösteriyor. Çünkü 1999 Gölcük depreminden sonra büyük bir hızla kentsel dönüşüm heyecanı başladı. 20 yıl geçti ama kentsel dönüşüm adına hiçbir şey yapılmadı” dedi.

    İzmir’de yıkıma neden olan 30 Ekim depreminin bazı gerçekleri ortaya çıkardığını savunan İZİD Başkanı, İnşaat Yüksek Mühendisi Feyyaz Sungur, İzmir’de son 20 yılda kentsel dönüşüm adına hiçbir şey yapılmadığını öne sürdü. 6.6 büyüklüğündeki depremle birlikte çok can kaybı yaşandığını hatırlatan Sungur, yıkılan binalarla birlikte milli servetin de zarara uğradığını dile getirdi. 6306 sayılı ‘kentsel dönüşüm kanunu’nun kentteki riskli binaların tespiti konusunda yol gösterici olduğunu ifade eden Sungur, “Bu yasa çıktığı zaman tüm hasarlı ve depreme dayanıklı olmayan binalar tespit edilip bakanlığa haber verilecekti. Ben bir inşaat mühendisi olarak 1999 yılını milat olarak görüyorum. 1999’da yapı denetim kanunu çıktı. Ancak binaların dayanıklı olmadığı tespit edilmesine karşın alttaki dükkana ruhsat vermişler. Böyle bir binaya ruhsat verilmez” dedi.

    ‘BELEDİYELERE ÇOK İŞ DÜŞÜYOR’

    Özellikle Bayraklı’da yıkılan binalardan hem müteahhitlerin hem de yerel yönetimlerin sorumlu olduğunu anlatan Feyyaz Sungur, kent genelinde acilen kentsel dönüşüm seferberliği başlatılması gerektiğini söyledi. Deprem riskiyle her an karşı karşıya olunduğunu dile getiren Sungur, İzmir’in 7 büyüklüğündeki bir depremi kaldıramayacağını savunarak şöyle devam etti:

    “Kentsel dönüşüm konusunda bir yetki karmaşası olduğu söyleniyor. Ama bunu belediyenin yapması lazım. Belediye yetkisi olmadığını söylüyor. O zaman gerekeni yap bakanlığa haber ver. Yıkılan binaların sorumlusu müteahhit ve belediyedir. Bir daha böyle bir depremde İzmir’deki binaların yarısı yıkılır. Bir an önce kentsel dönüşüm seferberliği yapmak lazım. Deprem her an olabilir. Burada belediyelere çok iş düşüyor. Bir türlü hareket edemiyorlar. Çünkü kentsel dönüşümün, halkla ilişkiler, sigorta, yerel yönetim ve merkezi yönetim ayağı var. Bunları ortak akılda birleştirecek bir belediye gerekiyor. Ama maalesef buradaki belediye başkanı randevu vermiyor. Ben büyük bir ihmal görüyorum. Birlik ve beraberliği sağlayarak tehlikeden kurtulmamız lazım. Karşıyaka’nın Atakent mevkisinde imar artışı isteneceğine imarı geri almışlar. Hangi imar komisyonu bunu yapıyor anlamak mümkün değil. İmar bir kısmına verilmiş, bir kısmına verilmemiş. Böyle giderse daha çok canlar yanar. İnşallah yanmaz ama durum bunu gösteriyor. Çünkü 1999 Gölcük depreminden sonra büyük bir hızla kentsel dönüşüm heyecanı başladı. Ama kentsel dönüşüm adına hiçbir şey yapılmadı. 20 yıl geçti. 20 yıldır bir şey yapılmadı. Duyarlı bir belediye bunu halleder diye umut ediyorum”

  • İzmir’deki çarşılarda koronavirüs önlemleri en üst düzeyde

    İzmir’deki çarşılarda koronavirüs önlemleri en üst düzeyde

    İZMİR genelinde koronavirüs önlemleri çerçevesinde, Vali Yavuz Selim Köşger’in bazı kalabalık caddelere girişlerin kontrollü yapılacağını açıklaması üzerine, alışveriş yoğunluğu yaşanan Karşıyaka Çarşısı ve Bayraklı Sevgi Yolu’nda denetimler sıklaştırıldı. Ekipler ateş ölçümü ve maske kontrolü yaparken, vatandaşlar uygulamadan memnun olduğunu ifade etti.

    İşlek caddelere yönelik özel tedbirlerin uygulamaya konulduğunu anlatan İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, sosyal mesafe ihlallerinin önüne geçmek için bazı cadde ve sokaklara girişin kontrollü sağlanmasına karar verildiğini belirtti. Karşıyaka Çarşısı’nda maksimum kişi sayısının yaklaşık olarak 2 bin 500’ü, Bayraklı Sevgi Yolu’nda ise 750’yi geçmeyecek şekilde organize edildiği ifade edilirken, Konak, Bornova ve Buca gibi ilçelerdeki kalabalık caddelerde de aynı önlemlerin alınacağı bildirildi.

    ‘POZİTİF OLDUĞUNU SAKLAYANLAR VAR’

    Bayraklı’daki Sevgi Yolu’nun giriş ve çıkışında da görevli polis ve bekçiler, iki farklı yönden gelen İZBAN’ın aynı durakta yolcu indirdiği sırada yoğunluk yaşanabildiğini, bu gibi durumlarda çarşının tek yönlü ziyarete açıldığını dile getirdi.

    Denetimden memnun olduğunu söyleyen vatandaşlardan Deniz Bekar, “Bu uygulama gayet güzel. Kalabalık yerlerde tedirginim. Ama alışveriş yapmaya mecbur olduğumda yoğun yerlere giriyorum. Bazı vatandaşlar pozitif olduğunu saklayıp dışarı çıkıyor. Hasta olduklarını söylemiyorlar. Bu durumdan çok rahatsızım” dedi.

    Cengiz Yener ise “Bu uygulama gerekliydi. Ben tedbirimi alıp dışarı çıkıyorum. Maskesini takmayan kalmadı. Artık herkes dikkat ediyor” diye konuştu.

  • Kadın cinayeti! Eski eşi tarafından öldürüldü

    Kadın cinayeti! Eski eşi tarafından öldürüldü

    İzmir’in Karabağlar ilçesindeki bir pastanede çalışan Fulya Öztürk (35), eski eşi Hasan Ozan Baştosun (31) tarafından çıkan tartışmada iş yerinde tabancayla vurularak öldürüldü.

    Olay, saat 16.00 sıralarında İnönü Caddesi’ndeki pastanede meydana geldi. Pastanede çalışan Fulya Öztürk’ün yanına boşandığı eşi Hasan Ozan Baştosun geldi. İkili arasında henüz bilinmeyen nedenle tartışma çıktı. Tartışmanın büyüyerek kavgaya dönüşmesi üzerine, Hasan Ozan Baştosun tabancayla, Fulya Öztürk’e ateş etti. Öztürk vücuduna isabet eden mermiler nedeniyle kanlar içinde yerde kalırken, Baştosun ise eski eşinin aracını alıp, kaçtı. İş yeri çalışanları durumu sağlık ekiplerine bildirdi. Gelen sağlık görevlilerince yapılan kontrolde Öztürk’ün hayatını kaybettiği belirlendi.

    Savcının incelemesinin ardından Öztürk’ün cesedi, İzmir Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Polis ekiplerince arama çalışması başlatılan Hasan Ozan Baştosun ise bir süre sonra polise giderek teslim oldu.

  • 15 yaşındaki Melisa, babasının silahıyla yaşamına son verdi

    15 yaşındaki Melisa, babasının silahıyla yaşamına son verdi

    İzmir’in Ödemiş ilçesinde, 15 yaşındaki Melisa, emekli astsubay babasının beylik tabancasını başına ateşleyerek, intihar etti. Twitter’dan daha önce yaptığı paylaşımlarda babasından baskı gördüğünü yazan Melisa, son paylaşımında “Tetiği çektim” ifadesini kullandı.

    Hürriyet Mahallesi Şehit Özpolat Caddesi’ndeki intihar olayı saat 02.00 sıralarında yaşandı.

    Melisa, emekli astsubay olan babasının beylik tabancasını başına ateşledi. Silah sesine uyananların ağır yaralı halde bulduğu 15 yaşındaki kız, ambulansla kaldırıldığı Ödemiş Devlet Hastanesi’nde yaşamını yitirdi.

    Melisa’nın yaşamına son vermeden önce önce babası ile tartıştığı öğrenildi. Babanın, olaydan sonra emniyete götürülerek ifadesinin alındığı belirtildi.

    TWİTTER’DAN İNTİHAR PAYLAŞIMI

    Yaşamına son vermeden dakikalar önceyse, sosyal medya hesabından babasından ‘ölmesi’ yönünde baskı gördüğünü yazdı. İşte o paylaşımlar…

    Melisa son olarak ise “Tetiği çektim” paylaşımı yaptı.

  • Yine kadın cinayeti! Can havli ile sığındığı komşusunda öldü

    Yine kadın cinayeti! Can havli ile sığındığı komşusunda öldü

    İzmir’in Karşıyaka ilçesinde, bir süredir işsiz olduğu ileri sürülen İlhan Sezgin A., evde tartıştığı eşi Güler A.’yı (54) bıçakladı. Talihsiz kadın can havli ile komşusuna sığınırken, otomobile binerek kaçmaya çalışan İlhan Sezgin A., polis tarafından kısa sürede yakalandı. Güler A. ise olay yerinde yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

    https://www.youtube.com/watch?v=vjfBkxuKQIo

    Olay, bugün saat 19.00 sıralarında Dedebaşı Mahallesi 6111/2 sokakta bulunan 4 katlı apartamının en üst kattaki dairede meydana geldi. İddiaya göre, bir süredir işsiz olduğu ileri sürülen İlhan Sezgin A., henüz belirlenemeyen bir nedenle eşi Güler A. ile tartışmaya başladı. Tartışmanın kısa sürede büyümesi üzerine İlhan Sezgin A. şiddete başvurdu. Cinnet getiren İlhan Sezgin A., mutfaktan aldığı bıçak ile eşini bıçakladı. Ağır yaralanan bir çocuk annesi Güler A., yardım çığlıkları atarak komşusuna sığındı.

    KONŞUSUNDA YAŞAMINI YİTİRDİ

    Evden ayrılan İlhan Sezgin A. ise 35 YR 872 plakalı otomobile binerek kaçtı. Komşunun ipbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde, çok kan kaybettiği belirlenen Güler A.’nın yaşamını yitirdiğini belirlendi. Olay Yeri İnceleme ekipleri suç mahalinde incelemelerde bulundu. Güler A.’nın cansız bedeni ise savcının incelemesinin ardından İzmir Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.

    ŞÜPHELİ KOCA KISA SÜREDE YAKALANDI

    Eşini bıçıkladıktan sonra otomobille kaçan İlhan Sezgin A.’nın yakalanması için çalışma başlatıldı. Cinayet zanlısı İlhan Sezgin A. kısa süre sonra polis ekipleri ile arasında yaşanan kovalamacanın ardından yakalandı. Cinayet zanlısı İlhan Sezgin A., Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı Cinayet Büro Amirliği ekipleri tarafından sorgulanmak üzere emniyete götürüldü.

    SÜREKLİ TARTIŞIYORLARMIŞ

    Bu arada komşuları Güler A. ve İlhan Sezgin A.’nın bir süredir tartıştıklarını ileri sürdü. Ayrıca, olay anında oğullarının evde bulunmadığı öğrenildi. Olayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.

  • Takside unutulan 60 bin TL’yi teslim etti 31 lira bahşiş aldı

    Takside unutulan 60 bin TL’yi teslim etti 31 lira bahşiş aldı

    İzmir’in Bayraklı ilçesinde taksici Tarık Mum (48), şoförlük yaptığı taksisine binen M.K.’nın, aracında unuttuğu 60 bin TL’yi sahibine teslim etti.

    M.K.’nin daha sonra, 19 TL tutan taksi ücreti için kendisine 50 TL verdiğini ve 31 TL’sini bahşiş bıraktığını söyleyen Mum, “Parayı almak aklımın ucundan bile geçmedi. Değil 60 bin TL 60 milyon da olsa parayı yine gider sahibine teslim ederdim” dedi.

    Bayraklı’daki bir taksi durağında sürücü olarak çalışan Tarık Mum’un aracına geçen çarşamba günü M.K., yolcu olarak bindi. M.K. araçtan inerken de içinde 60 bin TL olan poşeti unuttu. Mum, kısa sürede fark ettiği çantayı, M.K.’ye teslim etti. M.K. ise parasını aldıktan sonra Mum’a kendisini Altındağ’a götürmesini söyledi. Gideceği adreste taksiden inerken de verdiği 50 TL’nin üzeri olan 31 TL’yi taksiciye bahşiş olarak bıraktı. Durumdan haberdar olan İzmir Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı, Mum’a plaket verip, para ile ödüllendirdi.

    Tarık Mum yaşanan olayı şöyle anlattı:
    “Durakta sıramı beklerken M.K. geldi ve acele bir şekilde bankaya gitmesi gerektiğini söyledi. İstediği yere gittikten sonra 100 TL uzattı. Ben de bozuk olmadığını söyleyerek, ileride bulunan taksi durağında bozdurabileceğimizi belirttim. Taksicileri de tanıdığını söyledikten sonra parayı bozdurup taksimetrede yazan 30 TL’yi verdi ve gitti. Ben de yeniden durağa doğru yola koyuldum. Arka camın açık olduğunu fark edip kapatmak için hamle yaptığımda siyah bir poşet ile şemsiye olduğunu gördüm. Poşetin içindeki paraları görünce hemen müşteriyi bıraktığım yere döndüm ancak kendisini bulamadım. Bunun üzerine Bayraklı Adliyesi’ndeki polislere durumu bildirdim.”

    PARA ÜSTÜNÜ ALMADI

    Parasını teslim alan M.K.’nin kendisine zoraki teşekkür ettiğini belirten Mum, 31 TL de bahşiş verdiğini söyledi. Mum, “Karakolda yaklaşık 1,5 saat bekledikten sonra paranın sahibi gelerek emanetini teslim aldı. Karakoldan çıktığımızda da ‘Beni Altındağ’a bırakır mısın?’ dedi. İstenen adrese gittiğimizde taksimetre 19 TL yazmıştı, kendisi 50 TL uzattı. Para üstünü uzatırken, ‘Ben hakkımı helal ediyorum, sen de et’ dedi ve para üstünü almadı. Kendisi parayı kuyumcudan aldığını ve havale yapacağını da söyledi. Parayı almak aklımın ucundan bile geçmedi. Değil 60 bin TL 60 milyon da olsa parayı yine gider sahibine teslim ederdim. Çünkü ailem ben bu şekilde yetiştirdi. Parayı teslim ettiğime dair tutanağı da 18 yaşındaki oğluma gönderdim. Ona, ‘Belki malımız mülkümüz yok ancak bizden size kalan miras namuslu ve güvenilir olmak’ dedim” diye konuştu.

    İzmir Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Celil Anık, yaşanan olay sebebiyle taksiciler olarak Tarık Mum ile gurur duyduklarını söyledi. Anık, “Tarık kardeşimizin yaptığı, taksicilerin işlerini düzgün ve dürüst yaptığının göstergesidir. Ben de kendisini tebrik ediyorum ve oda olarak ufak bir ödül verme kararı aldık. Onun bu davranışı tüm arkadaşlarımıza örnek olsun. İşimiz gereği araçlarımızda çok sık eşyalar unutuluyor. Ancak son yıllar hiç bu kadar yüksek bir miktar unutulmamıştı” dedi.

  • Camiden yapılan müzik yayınına İzmirlilerin tepkisi sürüyor

    Camiden yapılan müzik yayınına İzmirlilerin tepkisi sürüyor

    İzmir’de iki gün üst üste yaşanan cami hoparlöründen müzik yayını provokasyonu vatandaşların tepkisine neden oldu. Geçen çarşamba günü İzmir ilindeki farklı camilerin hoparlörlerinden aynı anda ezan yerine İtalyanca Bella Ciao’nun (Çav Bella) çalınmasının ardından dün (perşembe) de Selda Bağcan’ın seslendirdiği şarkı dinletildi. 51 yıldır İzmir’de yaşadığını söyleyen 56 yaşındaki Mahmut Öztep, olayla ilgili üzüntüsünü dile getirerek suçluları kınadığını ve lanetlediğini belirtti. Öztep, “Biz yüzde 99’u Müslüman bir ülkeyiz. Müslümanlar da var gayrimüslimler de var. Ama öyle bir kesim var ki bunlar ne Müslüman ve gayrimüslim ne de komünist, bunlar tam ateist. Yani dinsiz imansız. Biz şimdiye kadar hiçbir gayrimüslimin kutsal varlıklarına dokunduk mu? Hep onlara insanca davrandık. Kimse onların ibadetlerini yapmalarına engel olmadı. Herkes ibadetini yapmakta özgürdür. Bu yaşanan ise utanç verici bir şeydir” diye konuştu. Geçmişte İstanbul’da da ezan okunurken ıslık çalındığını hatırlatan Öztep, bazı zihniyetlerin Türkiye’de din düşmanlığını bırakmadığını öne sürerek şöyle konuştu:

    “Bizim içimizdeki dinsiz imansızlar bu Müslümanlara yapılanların hesabını nasıl verecek? Ben Mardinliyim ama 51 yıldır İzmir’deyim. İzmir Türkiye’nin demokrasi beşiği olarak kabul ediliyor. Peki demokrasi birilerine saldırmakla mı olur? Demokrasi istemek herkesin dinini özgürce yaşamasıdır. Niye camilerden frekanslara girip İtalyan marşı çaldırıyorsunuz? Sende hiç mi utanma yok? En utanç verici olan da CHP’li bir kişinin işin içinde olması. Onları kınıyor. Bunu yapanları lanetliyorum. Tarih boyunca katledilen Yahudileri de barındırdık. Vatansız kalan Suriyelileri de barındırdık. Siz İslamiyet’ten niye bu kadar nefret ediyorsunuz? Caminin size ne gibi bir zararı var? Camiye giden insanların size ne gibi bir zararı var? Gidip ibadetini yapıyorlar, dua ediyorlar. Bakın vatansızların halini görüyoruz. Biz 4 milyon insanı bir kardeş gibi bağrımıza bastık, ekmeğimizi paylaşıyoruz. Biz Almanya’dan, İspanya’dan kaçan Yahudilere kucak açmış bir milletiz. Biz Müslümanız. Allah bize diyor ki başkalarının dinini sövmeyin.”

    ‘SUÇLULAR ORTAYA ÇIKSIN’

    Mahalle sakinlerinden Zeki Karaman da yaşanan bu olayı hiç tasvip etmediklerini dile getirerek “Camiler bizim kutsalımız. Orada ezanın yerine bir çalgı çalınması halkımıza, Müslümanlara bir hakarettir. Bunu hiçbir zaman tasvip etmiyoruz. İnşallah bir hatadır provokasyon değildir. Ama sanmıyorum bu bilinçli yapılan bir şeye benziyor. Bunun ortaya çıkarılmasını istiyoruz. Bu olayı CHP’ye de mal etmemek lazım. İsteğim odur ki bunun kimler tarafından yapıldığı ortaya çıkarılıp halk aydınlatılsın” dedi. Caminin çok yakınında oturan ve duyduklarına inanamayan Alper Çoşkun ise, “Bu çok yanlış. Müslüman bir ülkede camiden ezan saatinde bangır bangır İtalyan müziği çalındı. Ayıp ayıp! Yazıklar olsun İzmir halkına. Başka bir şey demiyorum. Kulağımın dibinde duydum. Akşam çok sinirlendim. Eşime de söyledim, bunun içinde CHP var. Ben çok sinirliyim” diye konuştu. Yaşadığı üzüntüyü dile getiren eşi Hüseyin Coşkun ise şunları söyledi:
    “Bir Müslüman olarak mübarek Ramazan gününde utandım. Bunu yapanlar sokağa çıkma kısıtlamasından da istifade ettiler. Bunun olmaması lazımdı.”

  • İzmir Kordon’da çemberli sosyal mesafe dönemi

    İzmir Kordon’da çemberli sosyal mesafe dönemi

    Koronavirüs önlemleri gevşetilirken, tedbiri elden bırakmayan İzmir Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’de bir ilke daha imza attı. Belediye, İzmirlilerin uğrak mekanı olan Kordon’da çemberli sosyal mesafe uygulamasını başlattı.

    Böylelikle vatandaşların dinlenirken sosyal mesafe kuralına uyması da sağlanmış olacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı ekipleri, 6 futbol sahası büyüklüğündeki yeşil alandan oluşan Kordon’da 2,5 metrelik aralıklarla 4 metre çapında çemberler çiziyor. Çemberler çizilirken çimlere zarar vermeyen su bazlı reçine kullanılıyor. Çimler büyüdükçe çizgilerin yeniden boyanması planlanıyor.

    İzmirliler uygulamadan memnun

    İzmirliler ise uygulamadan memnun. Çemberli önlemi yerinde bulduğunu belirten Ramazan Demir, “Sosyal mesafe hem kendi can sağlığımız hem de çevremizdeki insanlar için çok önemli. İzmir Büyükşehir Belediyesi bu tedbiri almış. İnsanlarımızın da buna uyması çok önemli” dedi.

    Gül Berber ise sosyal mesafeyi koruyarak sahilde oturmanın keyifli olduğunu belirtirken, Yusuf Süleymanoğlu da İzmir Büyükşehir Belediyesinin bu uygulamasının desteklenmesi ve yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi. Uygulama Kordon’un ardından Karşıyaka sahili, Bayraklı sahili, Buca Hasanağa Bahçesi, Bornova Aşık Veysel Rekreasyon Alanı olmak üzere kentin farklı noktalarındaki yeşil alanlarda devam edecek.

    “Ya içindesindir çemberin”

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, uygulamayı sosyal medya hesabından şu ifadelerle duyurmuştu:

    “‘Ya dışındasındır çemberin ya da içinde yer alacaksın.’ Murathan Mungan bu sözleri kuşkusuz yaşadığımız günleri düşünerek yazmadı. Ama ‘yeni normal’ hayata geçerken İzmir’in Kordonboyu’nda, Karşıyaka sahilinde fiziki mesafeyi korumak için siz hep çemberin içinde kalın.”

  • Tunç Soyer’den camiden müzik yayını açıklaması

    Tunç Soyer’den camiden müzik yayını açıklaması

    İzmir’de müftülüğün ses sistemine korsan müdahalede yapılıp bazı camilerin hoparlörlerinden müzik yayını yapılmasına Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer’den tepki gedi.

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, kentteki bazı bazı camilerden “çav bella” yayınlanmasıyla ilgili açıklama yaptı.

    Soyer yazılı açıklamasında olaydan büyük üzüntü duyduklarını belirtti.

    “Mübarek ramazan ayının sonunda milletçe bayrama hazırlanırken bazı camilerin minarelerinden şarkı çalınması halkımızı birbirine düşürmeye, kutuplaştırmaya çalışanların provokasyonudur” diyen Soyer, “Bunu yapanları lanetliyoruz” dedi.

    Tunç Soyer eylemi gerçekleştirenlerin en kısa sürede yakalanarak adelete teslim edileceğine inandıklarını söyledi.