Etiket: izmir

  • İzmir Körfezi’nde deprem!

    İzmir Körfezi’nde deprem!

    AFAD’dan yapılan son dakika açıklamasına göre İzmir Körfezi Urla açıklarında 3,7 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

    Deprem saat 12.21’de yerin 13,35 kilometre derinliğinde meydana geldi.

  • Bursa’nın tarihi kimliği İzmir’de görücüye çıktı

    Bursa’nın tarihi kimliği İzmir’de görücüye çıktı

    İzmir Travel Turkey Turizm Fuarı’nda, 2022 yılı Türk Dünyası Kültür Başkenti Bursa’nın ipeği, İznik çinisi ve hanlar bölgesi görücüye çıktı.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Bursa Kültür Turizm ve Tanıtma Birliği, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, TÜRSAB Güney Marmara Bölge Temsil Kurulu ve GÜMTOB Güney Marmara Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği’nin de katkılarıyla Bursa’yı tarihi kimliğiyle İzmir Travel Turkey Turizm Fuarı’nda tanıttı.

    UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin girişimleri ile yapılan kentsel dönüşüm projesiyle yeniden hayat bulacak olan çarşı ve hanlar bölgesi, Bursa Kültür Turizm ve Tanıtma Birliği tarafından oluşturulan han konseptindeki stantta turizm profesyonellerine tanıtıldı. ‘Bursa İpeği Yeniden Hayat Bulacak’ isimli proje kapsamında Büyükşehir Belediyesi tarafından hak ettiği değere yeniden ulaşan Bursa ipeği ile tarih boyunca dünyanın tüm saraylarını süsleyen ve literatürde üretilmesi imkansız sanat objesi olarak yer alan İznik çinisine dair yapılan tanıtım çalışmaları, fuar ziyaretçileri tarafından büyük ilgiyle takip edildi.

    Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, açılış programı sonrasında fuar alanını ziyaret etti. Bursa standını da ziyaret eden Demircan’a, Büyükşehir Belediyesi Dış İlişkiler Dairesi Başkanı ve Bursa Kültür Turizm ve Tanıtma Birliği Müdürü Abdülkerim Baştürk ile Bursa İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Kamil Özer tarafından, 2022 yılı Türk Dünyası Kültür Başkenti ile UNESCO Şehirler Ağı’na ‘Zanaat ve Halk Sanatları’ ile dahil olan Bursa ipeği ve İznik çinisini taçlandıracak çalışmalar hakkında bilgiler verildi.

    Balıkesir Valisi Hasan Şıldak, Çanakkale Valisi İlhami Aktaş ve Edirne Valisi Ekrem Canalp ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tunç Soyer de Bursa standının önemli ziyaretçileri arasında yer aldı.

    Bursa’nın en önemli yerel lezzetlerinden olan kestane şekeri, Mustafakemalpaşa tatlısı ve Bağdat hurma tatlısı gibi pek çok yerel lezzet hakkında da bilgi edinen Bakan Yardımcısı Demircan, Karagöz ve Hacivat sanatçılarının canlı performasını da izledi.

    TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, TÜRSAB Başkan Yardımcısı Ali Bilir, TÜRSAB Gastronomi İhtisas Komisyonu Başkanı Ömer Kartın, TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Eker ve TÜRSAB Güney Marmara Bölge Temsil Kurulu Başkanı Murat Saraçoğlu’nun da ziyaret ettiği Bursa standında Bursalı turizmciler de 2022 yılı faaliyetlerini tanıtmak adına stantta B2B görüşmeleri gerçekleştirdi.

    Tur operatörlerinden özel ilgi

    Ürdün, Kuveyt, İngiltere, Avrupa ülkeleri ve birçok Asya ülkesinde küresel bazda tur operasyonları gerçekleştiren birçok operatör, Bursa standını ziyaret ederek 2022 yılı içerisinde Bursa’nın destinasyon yönetimi anlamında tanıtılması hakkında tam destek sözü verdi.

  • Kemalpaşa Belediyesi’nde rüşvet operasyonu

    Kemalpaşa Belediyesi’nde rüşvet operasyonu

    İzmir, Kemalpaşa Belediyesine rüşvet operasyonu düzenlendi. Rüşvet iddiaları nedeniyle 6’sı belediye çalışanı 11 kişi gözaltına alınırken gözaltı sayısının artabileceği bildirildi.

    DETAYLAR ORTAYA ÇIKTI

    Operasyonda şüphelilerin rüşvet vermek, almak ve rüşvete aracılık etmek suçlamasıyla gözaltına alındığı öğrenildi. Şüphelilerin, izinsiz yapı ve bina inşa eden firma ve vatandaşlara cezai işlem yapılmaması, yasal mevzuata uygun olmayan yapı ve binalara yapı ruhsatı ve yapı kullanma belgesi verilmesi karşılığında rüşvet alıp, verdikler ileri sürüldü.

    Gözaltına alınan şüpheliler sorgulanmak üzere İl Jandarma Komutanlığı’na götürüldü.

  • Danıştay onadı! Uzundere’ye JES projesi iptal

    Danıştay onadı! Uzundere’ye JES projesi iptal

    Danıştay 6’ncı Ceza Dairesi, İzmir 1’inci İdare Mahkemesi’nin Karabağlar ilçesine bağlı Uzundere Mahallesi’ndeki zeytinlik alana jeotermal enerji santrali (JES) kuyusu açılmasına yönelik proje için verdiği iptal kararını oy birliğiyle onadı.

    Karabağlar ilçesine bağlı kırsal Uzundere Mahallesi’ne yapılmak istenilen jeotermal santralin projesine karşı çıkan 270 mahalleli, zeytinlik alanlarda yapılacak olmasından dolayı projenin iptali için suç duyurusunda bulundu.

    İzmir 1’inci İdare Mahkemesi’nde açılan davada, 3 kilometrelik bölgede zeytinliklerin bulunması ve sondaj çalışmalarının çevreye zarar vereceği gerekçesiyle planın iptaline karar verildi. Firma avukatlarının karara itirazları sonucu dosya, Danıştay’a gitti.

    Eksik inceleme nedeniyle yerel mahkemenin kararı bozulurken, bilirkişi raporu istendi. Yeniden İzmir 1’inci İdare Mahkemesi’nde görülen dosyaya atanan bilirkişinin, raporda planın çevreye zarar vereceği yönünde rapor sunması üzerine mahkeme de JES için bir kez daha iptal kararı verdi.

    Firma yetkililerinin itirazı üzerine dosya, bu kez de Danıştay 6’ncı Dairesi’nde görüşüldü. Üyeler, projenin bölgedeki zeytinlik alanlara olumsuz etkisi olduğu sonucuna vardı.

    Bunun üzerine İzmir 1’inci İdare Mahkemesi’nin verdiği kararın hukuk ve usule uygun olduğu, bozulmasını gerektirecek bir durum olmadığı gerekçesiyle kararın oy birliğiyle onanmasına karar verildi. Danıştay 6’ncı Ceza Dairesi’nin kararının ardından Uzundere’ye yapılması planlanan JES projesi iptal oldu.

  • Kızına cinsel istismarı ses kaydıyla ortaya çıktı

    Kızına cinsel istismarı ses kaydıyla ortaya çıktı

    İzmir’in Konak ilçesinde Asya D. (36), iki kızına cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla boşanmalarına rağmen aynı evi paylaştığı eşi Serkan E.’yi (42) tabancayla yaraladı. Tutuklanan Asya D.’nin başta olaya inanmadığı, küçük kızı Sıla E.’nin (15) üzerine yerleştirdiği kayıt cihazıyla cinsel istismarın ortaya çıktığı öğrenildi.

    İzmir’in Konak ilçesinde 7 Eylül günü gece saatlerinde 2’si erkek 4 çocuk  babası Serkan E., iddiaya göre, 9 yıl önce büyük kızı Ecem B.’ye (19) cinsel istismarda bulunmaya başladı.  4 yıl süren istismar olayı, Serkan E.’nin bir başka suçtan cezaevine girmesiyle son buldu.

    Ecem B. durumu sonradan annesine anlattı. Ancak gerçek olabileceğini düşünmeyen anne Asya D., çocuğunu doktora götürdü. Psikiyatri tedavisi gören ve ilaç kullanan Ecem B. bir süre sonra kaçarak evlilik yaptı ve evden uzaklaştı.

    Tahliye olduktan sonra eve dönen Serkan E., bu kez küçük kızı Sıla E.’ye istismarda bulunmaya başladı. Ecem B. ise eşi askere gidince ayrıldığı baba evine geri döndü.

    Bir gün Sıla E., annesi Asya D.’ye olayı anlattı. Bunu duyan Ecem B. de kendi yaşadıklarını hatırlattı. Asya D. ses kayıt cihazı alarak kızı Sıla E.’nin üzerine yerleştirdi. Bir süre sonra tekrar eden istismar, kayıt cihazıyla kaydedildi.

    Sesleri dinleyen anne boşanmalarına rağmen aynı evi paylaştığı eski eşinin odasına girdi. Çıkan tartışmada kadın evde bulunan tabancayla Serkan E.’ye ateş eti. Ağır yaralanan Serkan E. hastaneye kaldırılarak tedaviye alındı. Gözaltına alınan Asya D. ise, işlemleri sonrası sevk edildiği Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklandı.

    SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULDU

    Asya E.’nin avukatı Abdi Yaşar öncülüğünde sosyal medyada şüphelinin serbest kalması için #asyatutuksuzyargılansın başlığıyla kampanya başlatıldı. Öte yandan tedavisi süren Serkan E. hakkında, ‘cinsel amaçla çocuğu hürriyetinden yoksun bırakma’ ve ‘öz çocuğuna cinsel istismarda bulunma’ suçlarından, suç duyurusunda bulunuldu.

    ‘ÜÇÜNÜZ BENİM İSTEDİĞİMİ YAPACAKSINIZ’

    Soruşturma kapsamında alınan ifadelerde olayın detayları da ortaya çıktı. Serkan E.’nin istismarda bulunduğu öne sürülen ilk çocuğu Ecem B.’nin ifadesinde, “Annem ve babam boşanmasına rağmen birlikte yaşıyordu. Babam beni de taciz etti. Yaklaşık 9 yıl önce bu olay başladı. Bu olay 4 yıl sürdü. Cinsel birliktelik olmuyordu. Annem böbrek hastası. Eğer söylersen ‘Annen ölür, kardeşlerini öldürürüm’ diyordu. Korkudan bir şey an anlatamadım. 7 Eylül’de annem kaydı dinledi. Ses kayıtlarında kardeşim Sıla, ‘git başımdan artık’ diyordu. Ve yine kayıtlarda babamın kardeşimi taciz ettiği vardı. Annem bu sesleri duyunca babamın bulunduğu odaya girdi. Diğer 2 kardeşim uyuyordu. Sadece annem, babam, ben ve Sıla ayaktaydık. Annem ve babam tartışmaya başladı. Annem ‘Bunu nasıl yaparsın’ dedi. Babam ise ‘Madem öğrendin kabulleneceksin. Büyük kızın eşinden boşanacak. Üçünüz benim istediğimi yapacaksınız’ dedi. Bunun üzerine annem ‘Karakola gideceğim’ dedi. Ardından annemin ‘Bırak saçımı’ dediğini duydum. Sonrasında silah sesi duyuldu” dediği öğrenildi.

    Asya D.’nin ise, kızı Sıla’nın babasını kendisini taciz ettiğini söylediğini belirterek, “Ecem B.’nin yıllar önce bana bu tarz konulardan bahsettiğinden küçük kızım Sıla E.’nin haberi yoktu. Duyduklarımdan sonra aynı şeyleri anlatmalarının tesadüf olmadığını düşündüm. Ses kayıt cihazı aldım. Kızımın iç çamaşırının içine dikerek yerleştirdim. Eğer ki baban yine aynı şeyleri yaparsa tuşuna bas, çalıştır dedim. Böyle yapmamın nedeni, gerçekten böyle bir durum varsa polise giderek şikayetçi olma istediğimdendir. Ses kaydını yapmış ama utandığından hemen verememiş. Olay günü dinlediğim ses kaydında ‘Ecem B ile yaşayamadığımı senle yaşadık. Neydik ne olduk’ diyordu. Serkan, üçümüze bakarak. ‘Madem öğrendin. O zaman üçünüz de kuma olursunuz, aynı anda ilişki yaşarız’ dedi. Polise şikayet edeceğimi söyledim. Saçımı çekip beni fırlattı. Yere düştüm. Kalkınca aynanın önünde eşime ait silahı aldım. Ateşledim” dediği öğrenildi.

    ‘YAŞADIKLARI SONRASI İÇİNE KAPANDI’

    Çocuk İzlem Merkezi’nde (ÇİM) ise Sıla ‘nin ifadesi alındı. Sıla E. sonrasında büyükannesine teslim edildi.

    Konuyla ilgili konuşan Asya D. ve Sıla E.’nin avukatı Abdi Yaşar, Serkan E.’nin çocuğunu fırsat bulduğu her yerde istismar ettiğini belirtip, “Bu çocuk yaşadıkları sonrası içine kapandı. Arkadaşlarıyla oturamıyor, yemek yiyemiyor. İstismarın yer aldığı ses kaydını dinlediğinizde insan olarak tüyleriniz diken diken oluyor, yüreğiniz yanıyor. Arabada, kızı zorla öpmeye çalışıyor. Çocuğa söylediği sözler var. Yaklaşık 20 saatlik ses kaydı mevcut. Artık toplum olarak bunları kaldırabilecek gücümüz ve enerjimiz kalmadı” diye konuştu.

    Olayı öğrenen Asya D.’nin, Serkan E.’ye bu durumu sorup polise şikayetçi olacağını söylemesi üzerine darba uğradığını, bunun üzerine odadaki silahı alıp hedef gözetmeden havaya ateş edip sokağa kaçtığını söyleyen avukat Yaşar, “Türkiye için hassas bir konu. Türkiye’nin arkamızda olacağını biliyoruz. Bu nedenle sosyal medyada kampanya başlattık. Küçük kızı istismar eden baba için adalet mekanizması hızlı kullanılsın. Çocuk şu an psikoloğa gitmeye başladı, psikolojisi çok kötü durumda” dedi.

  • Polise bıçak çekti, bacağından vuruldu

    Polise bıçak çekti, bacağından vuruldu

    İzmir’in Karabağlar ilçesinde, kendisine ehliyet soran trafik polislerine bıçak çektiği iddia edilen şüpheli, polislerin tabanca ile ateş açması sonucu etkisiz hale getirildi. Bacağından vurulan şüpheli, ambulansla hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı.

    Olay, saat 01.30 sıralarında İnönü Caddesi’ndeki bir tekel bayinde meydana geldi. İddiaya göre, İnönü Caddesi’nde denetim yapan Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürlüğü’nde görevli trafik polislerini gören 35 ALZ 622 plakalı motosiklet sürücüsü A.S., motosikletini park ederek arkadaşı ile tekel bayisine girdi. A.S.’den şüphelenen trafik polisleri, tekel bayine gelerek sürücüye ehliyet ve kimlik sordu.

    Sinirlenerek ehliyetini vermek istemeyen A.S., polislerle tartışmaya başladı. Tartışmanın ardından polis ekipleri, A.S.’yi etkisiz hale getirmek için müdahale etti. Müdahale sırasında, A.S.’nin polise bıçak çektiği ileri sürülürken, bir polis memuru tabanca ile ateş ederek A.S.’yi bacağından vurdu. Etkisiz hale getirilen A.S.’ye olay yerine gelen sağlık ekiplerince ilk yardım müdahalesi yapıldı. Ambulansa alınan A.S., tedavi edilmek üzere İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı.

    Öte yandan, polis ekipleri tekel bayinde incelemelerde bulundu. A.S.’nin kullandığı iddia edilen bıçak delil torbasına konuldu.

    OLAY  ANI GÜVENLİK KAMERASINDA

    Öte yandan, olay anı çevredeki bir marketin güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde, tekel bayisine giren A.S. ve arkadaşı alışveriş yaptığı sırada, arkasından bir trafik polisi geliyor. Daha sonra geri giden polis memuru, bu kez ekip arkadaşı ile tekrar markete geliyor. Burada A.S. ile polis memurları arasında bir tartışmanın yaşandığı görülüyor. Tartışmanın büyümesinin ardından A.S., polis ekiplerince etkisiz hale getirilmek istendiği sırada, müdahale eden trafik polisi tabanca ile ateş ederek A.S.’yi vuruyor. Olayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.

     

  • Hastaneye bu halde getirildi

    Hastaneye bu halde getirildi

    İzmir’de Oğuzhan Sonügür’ün (33) göğsüne kazayla zıpkın, kaldırıldığı hastanede ameliyatla çıkarıldı.

    Karaburun’da hobi amaçlı balık avlamaya giden Oğuzhan Sonugür, kazayla elindeki zıpkını göğsüne sapladı. Arkadaşlarının yardımıyla kıyıya çıkartılan Sonugür, sağlık ekiplerince Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Araştırma Uygulama Hastanesi Acil Servisi’ne kaldırıldı. Sonugür’e ilk müdahaleyi yapan acil servis doktorları, çekilen grafide zıpkının 21 santimetre içeriye girdiğini saptadı. DEÜ Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi’nde ameliyata edilen Oğuzhan Sonugür, ardından yoğun bakım servisine alındı.

    Hastayı ameliyat eden ekipte yer alan Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Tuğra Gençpınar, “Hasta bize geldiğinde zıpkının göğüs kafesinden kalbine doğru saplandığını gördük. Çoğu kalp ameliyatında dokuyu hareket ettirebiliyorsunuz. Ancak bu vakada zıpkının ucundaki bölüm nedeniyle böyle bir şansımız olmadı. Çünkü kalp dokusunun yırtılması söz konusuydu. Açık kalp ameliyatıyla zıpkını oradan çıkardık. Akciğeri delerek girdiği için göğüs cerrahisiyle birlikte akciğerde de onarım yapıldı. Çoğu merkezde bu tarz ameliyatlar yapılamadığı için, hastanın DEÜ Tıp Fakültesi’ne gelmesinin kendisi açısında bir şans olduğunu söyleyebiliriz. Tam teşekkülü hastanemizde, vakit kaybı olmadan zamana karşı yarışarak, multi sistemle müdahale ederek başarılı bir ameliyat gerçekleştirdik. Meslek hayatımızda çok az rastlayacağımız, bu zorlu ameliyatı başarı tamamlayarak kalpte ciddi bir onarım yaptık” diye konuştu.

    DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar da, “Sağlık alanında yetiştirdiğimiz donanımlı bilim insanlarımız ülkemize, bölgemize, İzmir’imize, tüm insanlığa hizmet etmeyi sürdüreceğiz. Acil serviste hastaya müdahale eden ve ameliyatı gerçekleştiren tüm ekibimizi tebrik ediyor, hastamıza acil şifalar diliyorum” ifadelerini kullandı.

    Oğuzhan Sonugür’ün babası Rıdvan Sonugür ise hastayı ameliyat eden doktorlara teşekkür ederek “112 Acil Servisi ve DEÜ Araştırma Uygulama Hastanesi’nin çabalarıyla oğlum kurtuldu. Kendilerine teşekkür ediyorum” dedi.

  • SMA’lı Rüzgar’ın tedavisi için sevindiren haber

    SMA’lı Rüzgar’ın tedavisi için sevindiren haber

    İzmir’de yaşayan Çiçek ailesinin, yoğun bakım ünitesinde yaşam savaşı veren 14 aylık SMA Tip 1 hastası oğulları Rüzgar Samet’in tedavisi için açılan bağış hesabında gerekli para toplandı. Rüzgar Samet bebek, tedavi için Almanya’ya gidecek.

    Bornova ilçesinde yaşayan İbrahim (41) ve Gülistan Çiçek (28) çiftinin, Damla (10) ve Deniz Fırat’tın (2) ardından dünyaya gelen oğulları Rüzgar Samet Çiçek, SMA Tip 1 hastalığıyla mücadele ediyor. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde henüz 4 aylıkken teşhisi konulan ve hastalığının gün geçtikçe ilerlemesi üzerine yoğun bakımda gözetim altında tutulmaya başlanan Rüzgar bebek için,yayınlanan haberlerin ardından sevindirici haber geldi. Almanya’da yaşayan ve isminin açıklanmasını istemeyen Türk vatandaşı bir hayırsever, Valilik izinli hesapta toplanan bağış miktarının üzerini tamamladı.

    Eylül ayında Almanya’ya gideceklerini söyleyen İbrahim Çiçek, Rüzgar için bir umut ışığı doğduğunu belirterek katkı sağlayanlara teşekkürlerini iletti. Rüzgar’ın kaslarının günden güne eridiğini ve boğazında delik açılarak beslendiğini ifade eden Çiçek, “Oğlumuz boğazı delindikten sonra sürekli enfeksiyon kaptı. Uzun süren yoğun bakım süreci yaşadık. Yılbaşında kampanyamız başladı. Sosyal medya üzerinden canlı yayınlar yapmaya başladık. Allah razı olsun Almanya’daki ve Türkiye’deki gönüllüler bir oldu. Gece- gündüz destek verdiler. Bir gün hayırsever bir vatandaş bize ulaştı. Kampanyadaki paranın üzerini tamamladı. Yani 2 milyon 450 bin Euro tamamlandı” dedi.

    Rüzgar’ın Almanya’daki Ulm University Hospital’a sevk edileceğini belirten İbrahim Çiçek, “Hastaneye kayıt yapıldı. Geriye yol ve konaklama kalıyor. Bu son aşamamız. Bir senedir sürdürdüğümüz mücadele boşa gitmesin. Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik. Yaklaşık 25 milyon lira hastaneye yatırıldı. Zoru başardık. Ama hala desteğe ihtiyacımız var, Almanya’ya gidebilmek için. İki evladım da taşıyıcı. Rüzgar’ın tedavisi bittikten sonra onlarla ilgileneceğim. Rüzgar 7-8 cihazla yaşıyor. Biri eksik olunca morarıyor. Bir jeneratör aldık. 3 saat elektrik gitse jeneratöre bağlıyoruz” diye konuştu.

  • İzmir’de gece kulübündeki cinayette yeni gelişöe

    İzmir’de gece kulübündeki cinayette yeni gelişöe

    Alaçatı’da 33 yaşındaki Alpay Kalyon’un bıçaklanarak öldürülmesine yönelik soruşturmada gözaltı sayısı 6’ya yükseldi. Kalyon’un kadına yönelik şiddete müdahale etmek isterken bıçaklandığı iddia ediliyor.

    İzmir Alaçatı’da öldürülen Alpay Kalyon’un kadına yönelik şiddeti engellemek isterken bıçaklandığı iddia edildi.

    Olay, 21 Ağustos Cumartesi gecesi Çeşme ilçesine bağlı Alaçatı Ovacık Mahallesi’deki bir gece kulübünün önünde meydana geldi. İddiaya göre, gece kulübüne müşteri olarak gelen Alpay Kalyon (33) ile gece kulübünün çalışanları arasında arbede yaşandı.

    Arbedede Oktay Kalyon’un bıçakla göğsünden yaralanmasının ardından ihbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerinin ilk müdahalesini yaptığı Kalyon, ambulansla Çeşme Alper Çizgenakat Devlet Hastanesine kaldırıldı. Kalyon, hastaneden yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

    Alpay Kalyon’un cansız bedeni İzmir Adlı Tıp Kurumundaki işlemlerin ardından ailesine teslim edildi. Kalyon, bugün Yamanlar Cemevi’nde düzenlenen cenaze töreninin ardından Doğançay Mezarlığı’nda toprağa verildi.

    “BURADA KAVGA EDEMEZSİNİZ”

    Olay gecesi, Alpay Kalyon’un yan taraftaki gece kulübünde alkollü olduğu öne sürülen bir erkek tarafından dövülen kadını görüp olaya müdahale etmek için harekete geçtiği, bu sırada mekanın önünde kavga çıktığını gören mekan çalışanları F.B., O.G. ve M.T. de olaya dahil olduğu öğrenildi. Olayı gerçekleştirdiği iddia edilen F.B., “Burada kavga edemezsiniz” diyerek eline aldığı bıçakla arbede sırasında Kalyon’u, eşi Sırma Kalyon’un gözleri önünde bıçakladı. Kalyon, sağlık ekipleri tarafından kaldırıldığı Çeşme Alpay Çizgenakat Devlet Hastanesinde yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

    GÖZALTI SAYISI 6’YA YÜKSELDİ

    Öte yandan meydana gelen olayla ilgili 3 olan gözaltı sayısının 6’ya yükseldiği öğrenildi. Olayı gerçekleştirmekle suçlanan F.B., işletme sahibi C.Ü., mekan müdürü M.T., otel mesul müdürü O.S., şüphelileri arabayla kaçırmakla suçlanan O.G. ve bir kişinin daha gözaltına alındığı, C.Ü., M.T., O.S. ve O.G.’nin bugün adliyeye sevk edileceği öğrenildi.

    Olayla ilgili başlatılan geniş çaplı soruşturma sürüyor.

  • İstanbul ve İzmir’i bekleyen tehlike: Kıyılar sular altında kalabilir

    İstanbul ve İzmir’i bekleyen tehlike: Kıyılar sular altında kalabilir

    Kuzey Kutbu’nda bu yıl Temmuz ayında 197 milyar ton buz kütlesi eridi. Uzmanlar, 2050’ye kadar buzulların tamamının eriyebileceğini ve yükselen deniz seviyesi sebebiyle kıyı kentlerinin sular altında kalabileceğini söylüyor. İstanbul ve İzmir ise en büyük mali kaybı yaşayacak şehirler arasında.
    Ekolojik yıkım ve iklim değişikliği sorununda uzmanları en çok endişelendiren konuların başında kuzey kutup bölgesindeki buzulların hızla erimeye başlaması geliyor.

    Milliyet’ten Mert İnan’ın haberine göre; 2009-2012 yılları arasında Türkiye’nin yüzölçümü kadar buzul kaybolan kuzey kutup bölgesinde, endişe verici görüntüler oluşmaya başlarken, Temmuz ayında da toplam 197 milyar ton buz kütlesinin (yaklaşık 80 milyon olimpik yüzme havuzundaki buz) eridiği saptandı.

    Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) hazırladığı altıncı raporda da Kuzey Kutup Dairesi’ndeki ısınmanın dünyanın geri kalan yerlerine göre iki kat daha hızlı ilerlediği belirtilirken en iyimser senaryo doğrultusunda bile 2050’ye kadar bölgedeki buzulların tamamının eriyebileceğine dikkat çekildi.

    ‘En fazla mali zarar İstanbul’da yaşanacak’

    Uzmanlar, buzullardaki erimenin okyanus sularının sıcaklığı ile yağış rejimini ciddi biçimde etkileyeceğini belirtirken, İstanbul, Barselona, Londra ve Kopenhag başta olmak üzere, Avrupa’daki büyük şehirlerin iklim değişikliği yüzünden yükselecek olan deniz seviyesi tehdidi ile yüz yüze kalacağına dikkat çekiyorlar. İstanbul ve İzmir ise iklim değişikliği yüzünden en çok mali kayba maruz kalacak ilk üç şehir arasında gösteriliyor.

    İstanbul’un, 2030 yılında yıllık ortalama 201 milyon dolar hasar ile yüz yüze kalacağı tahmin edilirken, bu rakamın 2100 yılında yıllık 10 milyar dolara kadar çıkacağı öngörülüyor. Küresel iklim değişikliğinin hem küresel hem yerel ölçekte buzulları eriteceğini dile getiren İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü Katı Yer Bilimleri Öğretim Üyesi Prof.Dr. Akif Sarıkaya 2070 yılında Erciyes ve Doğu Bölgeleri’ndeki birçok buzulun yok olma riski altında olduğunu söylüyor.

    ‘Birçok liman ve kıyı kenti su altında kalabilir’

    Sarıkaya, “Türkiye’de 41 bölgede buzul mevcut ama 40 yıllık süre içerisinde yüzde 35’lik bir buzul alan kayboldu. Bunun tek nedeni iklim değişikliği. Hakkari Cilo Dağları’nda 2 kilometre uzunluğunda toplam 29 buzul var. Erinç Buzulu 1937’de 3.3 kilometre uzunluğa sahipti. 2009’da yaptığımız ölçümlerde buzulun 1.5 kilometreye düştüğünü tespit ettik. Aynı bölgede bulunan ve 1937’de 4 kilometre uzunluğa sahip Uludoruk Buzulu ise 900 metreye kadar geriledi. Kaçkarlar’da 1948’de 1.7 kilometre olan buzullar 2004’te 930 metreye düşerken, Erciyes’te ise sadece 260 metrelik buzul alan kaldı. Türkiye’nin en batısındaki buzul özelliğine sahip Erciyes’te yıllık buzul kaybı 4.2 metre. Yaptığımız ölçümlere göre 2070’de Erciyes’teki buzul tamamen yok olacak. Buzullar, su kaynaklarının varlığı açısından büyük öneme sahip. Örneğin Kayseri şehir suyunun bir kısmı Erciyes’ten geliyor. Durum çok ciddi. 2100 yılında deniz seviyesinin 40 santim ile 1 metre arasında yükseleceği tahmin ediliyor. Birçok liman ve kıyı kenti sular altında kalabilir” dedi.

    ‘Kayıp çok hızlı ilerliyor’

    İklim değişikliğinin Türkiye buzullarına etkisini gözlemlemek için Hakkari’deki Cilo Dağları’na giden Türk Coğrafya Kurumu Başkanı Doç. Dr. Ahmet Ertek ise “Ne yazık ki buzullar, buzul vadileri ve buzul gölleri iklim değişikliğinden olumsuz etkilenmeye devam ediyor. Özellikle Cilolar’ın kuzey buzullarında ciddi erime tespit ettik. 18 bin yıl önce Pleistosen Buzul Çağı’nda 10 kilometreyi bulan buzul, 1948’de Sırrı Erinç hocamız tarafından 4 kilometre ölçüldü. 73 yıl sonra biz yüzde 75 kadar kütle kaybı gördük. Kayıp öylesine hızlı ki 2009’da 1.5 kilometrelik buzul uzunluğu günümüzde ise 900 metreye kadar düştü” diye konuştu.

    ‘Havalar daha da ısınacak’

    Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden Prof. Dr. Murat Türkeş de dünyanın daha çok ısınacağına dikkat çekerken, “Bilim dünyasının uyarıları dikkate alınmazsa, 2070-2100 yılları arasında Türkiye’de ortalama sıcaklıklarda 3 ile 7 derece arasında değişen artışlar bekleniyor” uyarısında bulundu.

    Türkeş, “Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) tarafından hazırlanan altıncı rapordaki 2050 yılına kadar küresel ölçekte 2 derece ısınma olması durumunda neler olabileceğine dair analizler çok önemli. Küresel 2 derecelik artış Akdeniz Havzası’ndaki Türkiye’de 4 derece artış anlamına geliyor. 2 derecelik artış olması durumunda Akdeniz havzasındaki yıllık yağışlarda yüzde 10 ile 30 arasında azalma bekleniyor. 4 derecelik sıcaklık artışı olursa bu oran yüzde 40’a yükseliyor. Küresel iklim değişikliğine bağlı olarak gelecekte bu yıldakine benzer uzun sureli, geniş alanlı ve kuvvetli sıcak hava dalgaları daha etkili olacak. Sıcaklık ekstremleri giderek şiddetlenecek. Kuşkusuz Türkiye ikliminde beklenen bu değişiklikler, kuraklığa neden olacak. Bu nedenle suyu akılcı, dikkatli ve verimli kullanmaya yönelik kuraklık risk yönetimi sistemi hayata geçirilmeli” dedi.