Etiket: izmir

  • İzmir’de kimya fabrikasında yangın ve patlamalar

    İzmir’de kimya fabrikasında yangın ve patlamalar

    Yangın Çiğli Atatürk Organize Sanayi Bölgesi 10026 Sokakta bulunan bir kimya fabrikasında meydana geldi. Henüz belirlenemeyen sebepten çıkan yangında çıkan alev ve dumanları görenlerin ihbarı üzerine bölgeye çok sayıda itfaiye, sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Kimyasal maddelerin alev alması sonucu alevler kısa sürede parlarken, yangın yandaki fabrikaya da sirayet etti. Yanan maddelerden dolayı ara ara patlamaların meydana geldiği bölgedeki alevlere itfaiye ekipleri müdahale etmeye başladı. Polis ekipleri bölgede güvenlik önlemleri alırken, dumandan etkilendiği öğrenilen 2 kişiye de sağlık ekipleri tarafından müdahale edildi.

    Yangında iş yeri yakınında bulunan 2 aracın da hasar gördüğü öğrenilirken, itfaiye ekiplerinin alevleri kontrol altına alma çalışmaları devam ediyor.

  • Hastalıkların birçoğu uygunsuz şartlarda üretilen ürünlerden

    Hastalıkların birçoğu uygunsuz şartlarda üretilen ürünlerden

    Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinde gerçekleştirilen “Herkes İçin Sağlık Kongresi” kapsamında bir sunum yapan EÜ Rektör Yardımcısı ve Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlkin Şengün, “Güvenilir olmayan bir gıdanın tüketimi sonucunda gıda kaynaklı mikrobiyal hastalıklar meydana gelebilmekte ve bunların büyük bir çoğunluğuna patojen mikroorganizmalar neden olmakta, bu hastalıklar yüksek oranda morbidite veya mortalite ile sonuçlanmaktadır” diye konuştu.

    Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinde “İyi Yaşamın Merkezi İzmir, Sağlıklı Yaşamın Öncüsü Ege Üniversitesi” teması ile gerçekleştirilen Herkes İçin Sağlık Kongresi kapsamında “Yaşam İçinde Sağlığın Korunması ve Sürdürülebilirliği: Gıda Güvenliği ve Beslenme” oturumu gerçekleştirildi.

    EÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan’ın moderatörlüğünü yaptığı oturumda, EÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlkin Şengün, “Gıda Güvenliği ve Sağlık İçin Öneriler” başlıklı sunumunu yaparken Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hatice Özaktan “Bitki ve İnsan Sağlığında İyi Tarım Uygulamalarının Önemi”, Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Şevki Çetinkalp “Beslenmenin Hastalıklar Üzerine Etkisi: Tehditler ve Fırsatlar”, Sağlık Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Özge Küçük Erdönmez ise “Sağlıklı Yaşam İçin Nasıl Beslenmeli – Popüler Diyetler” konularında kapsamlı bilgiler verdiler.

    “Türkiye’de 4.9 milyon ekmek israf ediliyor”
    EÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlkin Şengün, “Öncelikle gıdayı fizyolojik temel ihtiyaç olarak tanımlıyoruz. Çünkü gıdalar sağlığımızı doğrudan tehdit eden unsurlar olarak karşımıza çıkabiliyor. Gıdayı ne kadar etkin kullandığımız konusunda oldukça sıkıntılar var. BM Çevre Programı (UNEP) 2021 gıda israfı indeksi raporuna göre dünyada 1.05 milyar ton, Türkiye’de ise ortalama yaklaşık 26 milyon ton gıda israf ediliyor. 2024 verilerine baktığımızda bu rakam 3,5 kat artmış olarak karşımıza çıkıyor, dolayısıyla gün geçtikçe gıdayı daha fazla israf eder hale geliyoruz.

    Bir taraftan da dünyanın önemli sorunlarından biri, açlık sorunu var. FAO verilerine göre israf edilen gıdaların sadece üçte birinin bile dünyadaki açlığın sonlandırılmasına yetecek miktarda olduğu belirtilmektedir. Bu israf edilen gıdaların üçte birini israftan kurtarsaydık, dünyada açlık sorunu yaşanmayacaktı. Gıdaları israf etmenin birçok faktörü var. Bunlardan en önemlisi gıdaların bozulmasıdır. Doğru muhafaza yöntemi uygulanırsa gıdaları bozulmasının önüne geçilmiş olacak.

    Gıda israfında önemli rol alan uygulamalar arasında kötü hasat ve paketleme uygulamaları, yiyeceklerin yanlış saklanması, yanlış soğutma yöntemleri, altyapı sınırlamaları, arz fazlasına yol açan aşırı üretim, tedarikçiler ve perakendeciler arasındaki yetersiz iletişim, dış görünümü mükemmel olan ürünlere yönelik tüketici talebi gibi etmenler yer almaktadır. Aşırı satın alım, doğru bir şekilde depolamama, sürekli taze gıda tüketimi ve saklama yerinin olmaması da bu nedenler arasındadır.

    En fazla israf ettiğimiz gıda ekmektir. Türkiye’de 4,9 milyon ekmek israf ediliyor. Bunun yanında meyve sebzeler, süt ve süt ürünleri, dondurulmuş ürünler, alkolsüz içecekler israf edilen gıdalar arasında yer almaktadır. Üretilen sebze ve meyvelerin ise yaklaşık yüzde 25’ini israf ediyoruz” dedi

    “Gıda kaynaklı bin 714 kişi hayatını kaybetti”
    Prof. Dr. Şengün, “Gıdalardaki tehlikelere bakacak olursak; fiziksel tehlikeler, kimyasal tehlikeler ve mikrobiyolojik biyolojik tehlikeler diye sıralayabiliriz. Gıdalarda bulunmaması gereken cam, plastik, metal gibi yabancı maddeler, fiziksel tehlike olarak karşımıza çıkmakta. Yabancı maddelerin gıdalarda çıkması, örneğin cam gibi kırılacak maddelerin gıdanın çevresinde bulunması tehlikelidir. Kimyasal tehlikelerde ise gıdalara eklenen veya çevreden, ambalaj malzemelerinden gıdaya geçiş yapan kimyasallardır.

    Biyolojik tehlikeler gıda bileşiminde doğal olarak bulunan toksinler (örneğin; yeşillenmiş ve filizlenmiş patateste oluşan solanin, zehirli mantarlar, bazı bitki meyvelerindeki siyanatlar) olabildiği gibi, gıdalara bulaşan ve uygun koşullarda üretilmeme veya saklanmama nedeniyle gelişen mikroorganizmalar (küfler, parazitler, bakteriler), virüsler ve mikrobiyal toksinler de olabilmektedir. Sağlıklı olmak, bir insanın en temel hakkıdır. Gıda ürünleri sağlığımızı en kolay etkileyecek etmenlerin başında gelmektedir.

    Dolayısıyla, gıda ürününün güvenli olması, tüketicinin mutlak bir talebidir ve üreticinin sorumluluğudur. Güvenilir olmayan bir gıdanın tüketimi sonucunda gıda kaynaklı mikrobiyal hastalıklar meydana gelebilmekte ve bunların büyük bir çoğunluğuna patojen mikroorganizmalar neden olmakta, bu hastalıklar yüksek orada morbidite veya mortalite ile sonuçlanmaktadır. Gıda kaynaklı hastalıklarda rol oynayan gıdalar arasında tavuk vb. kümes hayvanlarının etleri, et ve et ürünleri, hayvansal kaynaklı diğer gıdalar, yumurta ve yumurta içeren gıdalar, çiğ süt ve süt ürünleri, kontamine su kaynakları veya kontamine sular ile temas etmiş sebzeler, salatalar, çiğ sebze ve meyveler, çiğ veya tütsülenmiş balık, kabuklu deniz ürünleri, ev yapımı konserveler, soğuk sandviç ve hazırlanırken el ile temas eden ve hazırlama sonrasında ısısal işlem görmeyen gıdalar yer almaktadır.

    Ülkemizde birçok koruyucu katkı maddesi ekleniyor. Kullanılan bu kimyasalların miktarı önemlidir. Bununla beraber kullanılan ambalajlardan da kimyasalların geçmesi mümkündür. Bazı gıdalar doğal olarak içerisinde toksinleri barındırıyor. Örneğin filizlenmiş bir patatesi tükettiğimizde solyanin denilen bir toksini tüketmiş oluyoruz. Bu toksik madde kanserojen etki yapabiliyor.

    Biyolojik tehlikelere baktığımızda kavun karpuz ele aldığımızda bu ürünleri doğru bir şekilde dezenfekte etmeden uygunsuz şekilde kesilirse dışındaki biyolojik dengeler iç yapıya geçip hastalığa neden olabiliyor. 2015-2020 arasında gıda kaynaklı hastalıklar nedeniyle hastanelere 18 milyon 314 bin 239 başvuru olduğunu yaptığı, başvuranların arasından 5 yılda gıda kaynaklı bin 714 kişinin ise bu sebepten hayatını kaybettiği bildirilmiştir” diye konuştu.

    “Gıda güvenliğinde beş anahtar kural”
    Prof. Dr. İlkin Şengün, “Mikroorganizmaların kontrol altına alınmasında dört temel ilke uygulanmaktadır. Kontaminasyonun önlenmesi, mikroorganizmaların uzaklaştırılması, mikrobiyal gelişmenin inhibisyonu, mikroorganizmaların öldürülmesi. Gıdaları muhafaza ederken öncelikle gıdayı korumamız gerekiyor; kontaminasyonu engelleyerek, uygun paketleme, doğru bir şekilde muhafaza etme, mikroorganizma bulaştıysa ayıklanarak bunun uzaklaştırılması, çoğalmasının engellenmesi, mikroorganizmanın öldürülmesi şeklinde olmalıdır.

    Buzdolabında en altta sebze meyve onun üstünde çiğ et ürünleri, bir üzerinde pişmiş et ürünleri, peynir süt ürünleri en üste pişmeden tüketilecek gıda şeklinde dizayn edilir. Böylelikle gıdalar daha güvenilir saklanmış oluyor. Gıdaları buzdolabında tutuğumuzda belli ölçüde mikroorganizmaların üremesini engellemiş oluyoruz. Pişirme işlemi uyguladığımızda mikroorganizmaların öldürülmesini sağlıyoruz. Dondurma yöntemiyle sakladığımız gıdalarda, gıdayı çözdükten sonra tekrar dondurmamak önemlidir.

    Donmuş gıdaları en ideal şekilde 4 derecede çözdürmek önemlidir. Gıda kaynaklı hastalıkların önlenmesi, sağlıklı bir topluma ulaşması için güvenilir gıda çok önemli. Bu kongrenin amacı farklı konuların sağlığı ne şekilde etkilediğini irdelemektir. Dünya Sağlık Örgütü’nün güvenli beslenmek için 5 anahtar kuralı; temizliğe önem verin, pişmiş ve çiğ gıdaları ayrı tutun, iyice pişirin, yiyeceklerinizi doğru ısıda saklayın, temiz su, temiz malzeme kullanın. Sonuç olarak tüketici sağlıklı beslenmeyi göz önüne alarak; yeterli ve dengeli beslenmeyi, gıda kaynaklı yaygın hastalıkları ve önleme yöntemlerini, güvenli gıda sağlama basamaklarını, gıda etiketlerinde yazılanları bilmelidir” diye konuştu.

    Prof. Dr. İlkin Şengün, “Sonuç olarak, gıda kaynaklı hastalıklar insan sağlığı üzerinde özellikle de bağışıklık sistemi zayıf olan çocuk, yaşlı ve hamile guruplarında ciddi bir tehlike oluşturmaktadır. Gıda kaynaklı hastalıkların birçoğunun gıda güvenilirliğinin sağlanamadığı, uygunsuz şartlarda üretilen ürünlerden kaynaklandığı bilinmektedir. Tüketici öncelikle sağlıklı beslenme bilincini göz önünde bulundurarak ‘güvenilir gıda’ tüketmelidir. Yeterli ve dengeli beslenmeyi ve doğru gıda tercihlerini, gıda kaynaklı yaygın hastalıkları ve önleme yöntemlerini, güvenli gıda sağlama basamaklarını ve gıda etiketlerinde yazanları bilmelidir” dedi.

  • İzmir Kordon projesi yüzde 60 tamam

    İzmir Kordon projesi yüzde 60 tamam

    İzmir’in kalbi Alsancak Kordon’da, geçtiğimiz yıl sağanak yağmur ve fırtınayla birlikte yaşanan deniz taşkını, onlarca ev ve iş yerini sular altında bırakmıştı. Milyonlarca liralık hasar sonrası İzmir Büyükşehir Belediyesi, taşkınların önüne geçmek için “Kordon Acil Eylem Paketi” hazırlamıştı.

    Gündoğdu Meydanı’na kadar beton bariyerlerin kurulumu bitti, peyzaj başladı

    Bu kapsamda, Alsancak Limanı’ndan itibaren sahil şeridine beton bariyerler kurulurken, İzmir Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanlığı ile Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı çalışmaları hızlandırdı.

    Gündoğdu Meydanı’na kadar bariyer kurulumu tamamlanırken, bin 700 metrelik projenin yaklaşık 1 kilometrelik kısmı bitti. Betonarme imalatların büyük bölümünün tamamlanmasıyla alanda peyzaj düzenlemelerine geçildi. Yüzde 60 oranında ilerleme sağlayan projenin geri kalan yüzde 40’lık kısmının ise yıl sonuna kadar tamamlanması planlanıyor.

    22 adet sel kapısı

    Kurulan bariyerler sayesinde deniz suyu, mıhtemel taşkınlarda mümkün olduğunca kıyı hattında kalacak. Proje kapsamında alanda bulunan asfalt yüzeyler geçirgen yüzey haline dönüştürülecek. Böylece suyun drenajı sağlanmış olacak.

    İzmir Büyükşehir Belediyesinin Kordon Acil Eylem Paketi çalışmaları, 3 ana düzenlemeyle hayata geçecek. Güzergâh boyunca oluşturulacak 22 adet sel kapısı, acil durum uyarılarında kapatılarak denizden gelen suyun kara tarafına geçişi engellenecek.

    Dalganın en çok etki gösterdiği ve can güvenliğini tehdit eden Cumhuriyet Meydanı kıyısında da önlem alınacak. Bu noktada denizden gelen dalganın aşma etkisini azaltmak amacıyla kıyı hattına kronman duvarı monte edilecek. Böylelikle hava şartlarının olumsuzlaştığı dönemlerde dalganın tehdit oluşturması engellenecek.

  • Türkiye ve Özbekistan halkı bu projeyle birbirini yakından tanıyacak

    Türkiye ve Özbekistan halkı bu projeyle birbirini yakından tanıyacak

    Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ve Özbekistan Kalkınma Bakanlığı, iki ülkenin yükseköğretim kurumlarına yönelik proje çağrısı yaptı.
    Desteklenmeye layık görülen “Özbekçe ve Türkçe Geortonimlerin Dilsel-Kültürel ve Etno-Dilsel İncelemesi” isimli sosyal bilimler projesinin Türkiye tarafındaki yürütücüsü, Ege Üniversitesi (EÜ) Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Türk Dili ve Lehçeleri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Şahin oldu. Ortak projede Özbekistan tarafının yürütücüsü olarak ise Namangan Devlet Üniversitesi Filoloji Fakültesi Özbek Dili ve Edebiyatı Bölümünden Prof. Dr. Nasircan Ulukov görevlendirildi.

    İki ülkenin bayramı ve şöleni karşılaştırılacak, iş birliği geliştirilecek

    Proje kapsamında, iki ülkenin; bayramı, şöleni, festivali, kandili ve anma günleri karşılaştırılacak. Yine tarih, sosyoloji, etnoloji, turizm, folklor ve hatta ilahiyat alanlarını da çeşitli noktalardan ilgilendiren bu konuların araştırılması, iki ülkenin iş birliğine katkı sağlayacak.
    İki halkın sevinçlerini ve acılarını da yakından tanımalarına katkı sağlayacak proje, 2 yıl boyunca devam edecek.

    İki ülkenin turizmine katkı sağlaması hedefleniyor

    Araştırmaların sonunda Özbekistan-Türkiye arasındaki benzerlikler (ortak günler, bayramlar, anmalar vs.) ve farklılıklarda tespit edilecek ve kitaplaştırılacak. Yine projenin dünyada giderek artan bayram ve festival turizmine de katkıda bulunması, bu sayede iki ülkenin ekonomisine katkı sağlaması hedefleniyor.
    Prof. Dr. Nasircan Ulukov öncülüğündeki Özbekistan heyeti de, proje kapsamında İzmir Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü’ne geldi. Düzenlenen törende iş birliğinin artırılması için çalışmaların devam etmesi gerektiği vurgulandı.

    Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nadim Macit, projenin önemine dikkat çekerek, “Türkiye’de genelde dil çalışmaları, bir gramatik boyutta ya da herhangi bir metni tahlil etme boyutunda el alınıyor. Oysa bu projeyle, sadece gramatik olarak ele alınmıyor. Türk dilinin dünya tasavvurundaki ortak adlandırmayı bulduğumuz zaman, ortak kültürel aklı tespit etmiş olacağız. Hocalarımızın yapmak istediği şey budur. Bunun tanıtılması iki ülkeye katkı sağlayacaktır” dedi.

    Karşılıklı hediye takdiminin ardından tören son bulurken, Türkiye’den bir heyette önümüzdeki aylarda Özbekistan’a gidecek.

  • İzmir Konak’ta 10 günde 283 aranan şahıs yakalandı

    İzmir Konak’ta 10 günde 283 aranan şahıs yakalandı

    Konak İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerince suç ve suçlulara karşı mücadele aralıksız sürerken, kamu düzeninin sağlanması ve bu amaçla aranan şahısların yakalanmasına yönelik olarak ekipler tarafından son 10 gün içerisinde çeşitli suçlardan aranması bulunan 283 şahıs kıskıvrak yakalandı.

    102 kişi cezaevine gönderildi
    Yakalananlar arasında 0-4 yıl arası kesilmiş hapis cezası bulunan 83 şahıs, 5-9 yıl arası hapis cezası bulunan 10 şahıs, 10-19 yıl arası kesinleşmiş hapis cezası bulunan 8 şahıs, 20-29 yıl arası kesinleşmiş hapis cezası bulunan 1 şahıs ve 30-39 yıl arası kesinleşmiş hapis cezası bulunan 2 şahıs yakalandı. 102 kişi tutuklanarak cezaevine gönderildi.

  • Yükümlülerin yaptığı ebru ve resimler göz doldurdu

    Yükümlülerin yaptığı ebru ve resimler göz doldurdu

    İzmir’de Karşıyaka Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından düzenlenen, yaklaşık 150 yükümlünün eserlerinin yer aldığı ‘Geleneksel El Sanatları Ebru ve Resim Sergisi’ ziyarete açıldı. Mevlana türbesinden lale figürüne kadar kültürel boyutta olan pek çok eser büyük beğeni gördü.
    Karşıyaka Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün denetimi altında olan yaklaşık 150 yükümlüye, Buca Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünce görevlendirilen eğitmen tarafından ebru sanatı ve çeşitli alanlarda boya kursu eğitimi verildi. Yükümlüler, aldıkları eğitimler sonunda Mevlana’dan lale motifine kadar geleneksel özellik taşıyan birçok eser ortaya çıkardı. Eserler, İzmir Bölge Adliye Mahkemesinde düzenlenen sergiyle tanıtıldı.

    “Tarihimizi ve kültürümüzü yansıtan eserler ön planda”
    Sergiye dair bilgiler aktaran Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcısı Halil Sezgin, “Karşıyaka Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün takibini yaptığı yükümlülerimizin; kişisel becerilerini geliştirmeleri, boş zamanlarını değerlendirmeleri ve sosyal hayata, topluma adaptasyonlarının hızlandırılması amacıyla böyle bir kurs düzenledik. Kurs sonucunda ortaya çıkan bu güzel eserleri de insanlarımıza gösterdik. Tarihimizi ve kültürümüzü yansıtan eserler ön planda. Osmanlı döneminden itibaren ‘lale’ figürü bizim kültürümüzde çok önemli bir yer tutmaktadır. Çalışmalarda lale figürü, Mevlana Türbesi’ndeki eserlerin yansıması gibi çeşitli eserleri burada görebiliyoruz. Önemli olan bu eserleri kalıcı hale getirmek ve tarihimizi, gençlerimize aktarabilmek. Ebru sanatı da bunun için çok önemli” dedi.

  • Dünyanın dört bir yanından öğrenci filmleri İzmir’de yarıştı

    Dünyanın dört bir yanından öğrenci filmleri İzmir’de yarıştı

    Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenen ve Yaşar Üniversitesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen 10. CONTACT Uluslararası Öğrenci Filmleri Festivali, birbirinden başarılı filmleri seyirciyle buluşturdu. Bu yıl 10.’su düzenlenen festivalde, şimdiye dek 45 ülkeden 97 film yarıştı. Bugüne kadar festivale 18 binin üzerinde öğrenci filmi başvurdu. Sadece bu yıl 2 bin başvuru alan festivalde bugüne kadar 34 ödül dağıtıldı. Festivalde yarışma bölümünde İran’dan Endonezya’ya, Hindistan’dan Avustralya’ya, Latin Amerika ülkelerinden Afrika ve Çin’e kadar değişik coğrafyalardan öğrenci filmleri yarıştı.

    Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi, ilkini 2014 yılında düzenlediği CONTACT Uluslararası Öğrenci Film Festivali’ne onuncu kez ev sahipliği yaptı. Selçuk Yaşar Kampüsü’nde düzenlenen festivalin konuk okulu, Romanya’dan Ulusal Tiyatro ve Sinema Üniversitesi Film Okulu oldu.
    Bu seneki jüri üyeliklerini festivalin 10. Yıl konuk okulu olan Ulusal Tiyatro ve Sinema Üniversitesi Film Okulu (UNATC) öğretim üyelerinden ve aynı zamanda filmleri ile Cannes, Berlinale, Karlovy Vary gibi önemli festivallerden ödül almış Paul Negoescu ve aynı üniversitenin öğretim üyelerinden ödüllü senarist Ana Agopian’nın yanısıra Yaşar Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü akademisyenlerinden Dr. Jeffrey Hibbert, belgesel ve reklam yönetmeni Güven Zararsız ve görüntü yönetmenliği yaptığı filmlerle ödüle layık görülen Andaç Karabeyoğlu üstlendi.

    Farklı coğrafyalardan filmler
    Festival bünyesindeki yarışmada en iyi filme verilen En İyi Kısa Film Ödülünü Fransa’dan Midnight on MSN isimli filmi ile Elise Levy aldı. SenEDİT sponsorluğunda SenEDİT En İyi Öykü Ödülünü Juan Pablo Rendon Estrada (Kolombiya) “Parts of Someone Else” filmi ile alırken, MEG Works’ün sponsorluğunda Post-Prodüksiyon Ödülü’ne “Heart of the Evil” isimli kısa filmiyle Hasan Ege Çalışkan layık görüldü. En İyi Sinematografi Ödülü Çin’den Yi Zhang ve filmi Swallow’a giderken, Jüri Özel Ödülü’nü Fransa’dan “On the 8th Day” aldı.

    Öğrenci Jürisi Ödülü’ne de yine Fransa’dan Midnight on MSN isimli filmi ile Elise Levy layık görüldü.
    Yarışma bölümünün yanı sıra festivalde, 10. yıla özel hazırlanan film gösterimleri, seminerler ve söyleşilerle zenginleşen Contact Öğrenci Filmleri Festivali’nde aynı zamanda festivalin bu seneki konuk okulu olan UNATC’ın öğrencilerinin çektikleri filmlerden oluşturulan bir seçki de seyirciyle buluştu.  Her yıl farklı ülkelerden katılan konuk okullar arasında Almanya (Münih Televizyon ve Film Üniversitesi ve Baden-Württemberg Film Akademisi), Polonya (Lodz Film Okulu), Fransa (La Femis), Portekiz (Lizbon Tiyatro ve Sinema Okulu), Yunanistan (Aristoteles Üniversitesi), Lübnan (Beyrut Saint-Joseph Üniversitesi) gibi sinema alanında tanımış yönetmenler yetiştirmiş ve uluslararası başarılara imza atmış film okulları yer aldı. Kurmaca, belgesel ve animasyon kategorilerindeki öğrenci filmlerinin kabul edildiği organizasyona Türkiye’den öğrenci filmleri de büyük ilgi gösterdi.

    10 yılda 18 bin film
    Festivalin ödül töreninde konuşan Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller, festivale çok farklı ülkelerden öğrencilerin ilgi gösterdiğini belirterek, “Festivale bu yıl 2 bin film başvurusu oldu. Jüri, bu başvuruları titizlikle değerlendirdi. 10 yılda festivalde şimdiye dek 45 ülkeden 97 film yarıştı. Bugüne kadar festivale 18 binin üzerinde öğrenci filmi başvurdu. Bu üniversitemiz adına çok anlamlı” dedi.
    Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevda Alankuş, “Festivale başvuru yapan filmler arasından finalistleri belirlemek için çok zor seçim yaptık. Rektörümüz Prof. Dr. Levent Kandiller’e, konuk okulumuza, jüri üyeleri ile festivalimize destek olan Kültür ve Turizm Bakanlığı ile sponsorlarımıza da verdikleri katkılardan dolayı teşekkürlerimizi sunuyorum” dedi.

    Festival Direktörü, İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazlı Bayram ise CONTACT Uluslararası Öğrenci Filmleri Festivali’yle bir kültür yolu olduğuna değinerek, “Alanında uzman ulusal ve uluslararası konukların katılımı ve jüri üyelikleriyle her geçen yıl daha da büyüyen CONTACT Uluslararası Öğrenci Filmleri Festivali, farklı coğrafyalardan genç yönetmenlerin filmlerinin buluştuğu bir kültürel etkileşim alanı yaratıyor. Festivalimiz, aynı zamanda öğrencileri film yapmaya yüreklendirmesi, onların sorunlara bakış açılarının evrensel insani boyutları seçimlerimizi etkiliyor. Gerçekten öğrencilerden sinematografik açıdan çok nitelikli filmler geliyor” diye konuştu.
    (ÖA-Y)

  • İzmir’de kaçak bahis suçlusu kıskıvrak yakalandı

    İzmir’de kaçak bahis suçlusu kıskıvrak yakalandı

    İl Asayiş Şube Müdürlüğü Güven Timleri Büro Amirliği ekipleri, Buca ilçesinde gerçekleştiren çalışmalarda şüphe üzerine bir kişiyi durdurdu. Adının Ö.Ü. olduğu belirlenen şüpheliye yapılan Genel Bilgi Tarama (GBT) taramasında, şüphelinin kaçak bahis suçlusu olduğu ve 12 yıl 11 ay kesinleşmiş hapis cezası ile arandığı belirlendi.
    Gözaltına alınan zanlı emniyetteki işlemlerinin ardından cezaevine teslim edildi.

  • Körfez için derelerde temizlik seferberliği

    Körfez için derelerde temizlik seferberliği

    İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü, dere yataklarında temizlik çalışmalarını sürdürüyor. Temiz Körfez hedefiyle Karabağlar Belediyesi ile birlikte yürütülen temizlik çalışmalarında Çamlık, Çitlembik ve Uzundere derelerinden 200 ton malzeme çıkarıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü, İzmir Körfezi’nin temizliği için derelerdeki çalışmalarına ara vermeden devam ediyor. İZSU Dereler Şube Müdürlüğü ekipleri ile Karabağlar Belediyesi’nin ortaklaşa yürüttükleri temizlik çalışması kapsamında Meles Çayı’na bağlanan Karabağlar ilçesindeki Çamlık, Çitlembik ve Uzundere derelerinde kapsamlı temizliğe yapıldı. Dere temizlik ekipleri, İzmir Körfezi’nin kirlenmesinin önüne geçmek için söz konusu derelerden 200 ton atık malzeme çıkardı. İZSU Genel Müdürlüğü, atıkların neden olacağı çevre sorunları gidermek, koku üretimi ve sinek oluşumunu önlemek ve yağışlarda taşkın tehdidini ortadan kaldırmak için kent genelindeki derelerde temizlik çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.

  • İzmir’de bir polisin öldüğü olayla ilgili 4 tutuklama

    İzmir’de bir polisin öldüğü olayla ilgili 4 tutuklama

    Olay, 28 Ekim saat 21.30 sıralarında İnönü Mahallesi 9501 Sokak’ta bulunan markette meydana gelmişti. Edinilen bilgiye Ü.Ö.’nün işlettiği markete, kendisini daha önce de defalarca rahatsız ettiği iddia edilen kalabalık bir grup araçlarla gelerek, içlerinden M.A. adlı kişinin market sahibine arkadaşı ve müşterisinin adını vererek kendisine borçları olduğunu ve tahsil etmeye geldiklerini söyledikleri öne sürülmüştü. Market sahibi ile grup arasında çıkan tartışmaya bu sırada markette olan polis memuru Mehmet Sıddık Temel (50) de dahil olurken, tabancayla 5 el ateş edilen markette bulunan 3 çocuk babası Mehmet Sıddık Temel, sırtına isabet eden mermilerle ağır yaralanmış ve kaldırıldığı Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesinde hayatını kaybetmişti.

    Görüntüler ortaya çıkmıştı
    Öte yandan olay anının güvenlik kamerası görüntüsü de ortaya çıkmıştı. Görüntüde, marketin dışından içeriye doğru tabancayla ateş edildiği anlar, silah seslerini duyan ve sokakta olan bir kadının kaçtığı daha sonra da şüphelilerin otomobillere binerek kaçtığı anlar yer almıştı.

    7 şüpheliden 4’ü tutuklandı
    Olayın ardından geniş çaplı çalışma yürüten polis, çevredeki güvenlik kameraları ve görgü şahitlerinin ifadeleri doğrultusunda takip başlatmış ve yapılan çalışmalar neticesinde olaya karıştığı belirlenen 7 şüpheliyi kıskıvrak yakalamıştı. Yapılan üst aramasında olayda kullanıldığı tahmin edilen tabanca da ele geçirilirken, 1 şüpheli emniyetteki işlemlerinin ardından salıverildi. Adliyeye sevk edilen 6 şüpheliden 4’ü çıkarıldıkları mahkemece tutuklanırken, 2 kişi ise adli kontrol şartıyla salıverildi.